Sayı #1hertz

Page 1

poetikhars.com/camera 2004-2008 Tüm İşler

bir tarayıcı hatırası // serkan ışın // eylül 2008

optik

evet? nedir bugö rsel şiir

kalınlık enformasyon ektoplazmasında her kıvılcımı bastıran bir hayalet

TÜRKİYE’DE GÖRSEL ŞİİR

polis imgesi ve TV ekranının emici gözü tarafından yönetilen bir kapitülasyon toplumu

sayı 1 bi r k o n u ş m a y a başlarken kimi kez gibi ve öyleyse çoğu kez ölesiye ya da ve, bazen sevinçle ki kesilmiş bir yerinden kafanı çevirmeden, iç geçi rme de n, ü ç yerinden kırık, kurak, tuzak cümle

S.S.S.

i şt e ma te ma tik , çarpmasın y üzüne, sabahın eteklerinden dökülüp gelen şu su bu su vardı, hep b ab ada n mi ra s umudun b i n a t o m ağırlığında, pardon çekil göremiyorum ekranı birşeyler deniyor, evet, kısmen bazen, neden, hiç de yararlı, c a nı m, y aln ı z ölecek mi, taksitle

etiketinde yazmıyor, hangi ve nasıl olduğu bilinmiyor diye öyle, biliy orsun, çoğu ye ri nde e k sik , gedik, nadik bir hikaye, biraz orasından bir o rad an, bi r buradan çeşitli olasılıklar ve

Hertz nedir? Hertz, Serkan Işın tarafından tasarlanmış, poetikhars.com’un yan ürünü olarak yayınlanan ve sadece üyelere gönderilen, ücretsiz bir görsel şiir bültenidir. Sadece görsel şiir ve buna benzer şeyler yayınlar.

çekti cebinden aldı, tespihi, y üz üğü, cenke lazım mıydı, nargile, çay, bişeydi, sonra kaçaydı attı, büyük yerden, kafasını çevirip, bir nefes aldı, bir y udum g ü r ü l t ü l ü sokaklarda dökme demir heykellerde, k aldırıml arda tabelalarda okunamazken yüzünde, borç, evet, bizim oğlan, kız ve gelin, söndür ışıklarını yüzünün a rk a sı na do ğ ru büyüyüp duran, o vodvilin.

ruh, vektörel evet, hız renk cenderesinde kendi ta v ı na d o y m u ş şekilde, a evet, kesilmiş bir kaç yerinden nasıl da, akşama doğ r u, ken ti n doruklarında

Nasıl edinebilirim? Hertz’e, http://www.poetikhars.com/hertz adresinde yer alan formu doldurarak abone olabilirsiniz.Dergi, adresinize ücretsiz olarak gönderilecektir.

Nasıl katılabilirim? Görsel şiirlerinizi, yazılarınız, işlerinizi, kolajlarınızı, fotoğraflarınızı hertz@poetikhars.com adresine e-posta ile gönderebilirsiniz. hertz.poetikhars.com

sen ben o, aramızda birkaç şe ri t ve ış ık l ı sokaklara dalıp bizi bir vatan dobralığı ile çekip çevirecek vites aral arında fü lü r fülür dilsizli ği mi ze bandrollü akşam haberleri ve komedi

düşman e vet, düşman, konuşmalı bir hareket, elinden geçen rüzgar ürpertirken aklına getiriyor ilk aklına gel en şeyin ismini. k esin ve bazen, neden, illa ki, evet dursana,

parlak, şey, hani, nereden g e l i y o r d u , basamaklar yani

2

3


İŞLER > DeryaVural pistiydi. Sözcüklerin belli bir tonları, şekilleri ve mesajları vardı. "ama" kelimesinin bir şekli, bir sesi vardır ama bir görüntüsü yoktur. Ya da bir gösterge olarak ama, sadece yazının içinden türetilmiş bir çözümdür.

John Berger sorar: "Görünen şeydeki anlam nedir?" ve cevabı hemen verir: “Kendini durmadan değiştiren bir enerji türü" Kendini durmadan bakış ile değiştiren bir enerji türü olarak görüntü, ışığın ve gözün arasında hapsolmuş, tuhaf bir yaratıktır. Anlamı önceden belirlenmiş her şey, göz iç in k ılav uzun (es tet iğin) al anın da farkedilecekleri anı bekler. Olasılıklarla, sözlüklerle, olmadık ilişkilerle orada oldukları andan itibaren önce ılık bir ışık tarafından ziyaret edilirler, gözümüz daha sonra gelir.

Rilke "ne kadar bağırsam da, biliyorum, melekler duymayacak sesimi" demişti, ama meleklerin bizi görmediği konusunda hiç bir kesin bilgimiz yok. Görülebilirlik kategorisini fark ettiğimiz andan itibaren

Berger, bakmak'ı tekrar tanımlar: "çizgilerin, sınırların, sınıflandırmaların, kendine verilen adın dışına taşan herşeye." Böyle bir bakış ne kadar mümkündür ve bakış'ın niceliği ile bakılanın niteliği arasında kurulması algı tarafından emredilen şeyler arasındaki hassas terazinin ölçü birimleri o kadar inceltilebilmiş ve çeşitlendirilebilmiş midir?

Alıştırma, şair için şurada başlayacaktır: Makinalaşmada. Derya Vural'ın "görsel sindirin" serisi, yapan elin çeşitli mekanik ve organik basamakları tıpkı bir duyarga edası ile işlediği görüntülerden oluşuyor. Bunların arasında bakan göz için "enerji" sığaları yaratılmışsa da, işçilik daha çok negatif alanda çalışır. Sonradan tersine çevrilmiş renkler de işlerin kendi doğalarının parçalarıdır. "görüldü" yazan bir mührü alıp, gelişigüzel şekilde kağıdın üzerinde çeşitli tonlarda basabiliriz. Gerçekte bunu gözlerimizle yaparız. Görür, tanır, algılar ya da algılamaz, geçeriz. İlk darbe kağıdın üzerinde yerleştikten sonra, şair-makina için ilk yırtık da açılmıştır. Ressam gövdesini de işin içine katmaktadır, görsel şiirde ilk kez şair, gövdesini, gövdesine söz geçirebildiği her hareketi kağıt üzerinde işaretlemek, izini çıkarmak için göreve çağırılır, gerçek-zamanlı olarak. Bu çağrı, artık bir mürekkep lekesinden öte, bir Siren olan ilk işaretin peşinden sürüklenmekten başka birşey değildir. basit bir bilgi: şeylerin renkleri dalga boylarına göre belirlenir ve bunların her biri "görülebilirlik alanı" içinde yer aldıkları sürece bizler tarafından algılanır. Şair için görülebilirlik alanı, arkeolojik bir kazı alanı, anların ve kelimelerin çakıştırıldığı bir kaza/anlam/deney

4

hem Batı modern sanatının köküne hem de şizofrenin kenalarına doğru ilerleriz (ki kimi yerde bunlar birbirlerinden farklı değildirler, tarih içinde). Estetik Yüce'nin yaratılması işte o büyük gözün, evrenin ucunda sallanıp durduğunu düşünmekten geçer. Görünen şeydeki anlam, muhayyilenin arkalarına tıkıştırılmış bir gösterge-üretecinden ta çocukluğun karanlık dakikalarından bu yana geçirilip, kısacık bir sürede tanıdık kılınır. bir ev, öyle bir duruş, öyle bir yüz olup olmaması bizi ilgilendirmez hatta. Derya Vural, bize yazının zamandışına doğru attığımız enerji aralıklarını, bir makina edası ile gösteriyor. Bu işlere bakarken orada hiç olmamışa bakıyoruz. Tanıdık olanlar üzerinden, yabancı hale getirilmişin estetiğine. Serkan Işın, 2007

Derya Vural’ın görsel şiirleri http://dryvrl.blogspot.com/ adresinde görülebilir.

7

İlk dize, ilk kelime ve daha sonra aşağı doğru süzülen akış, son kelimeye geldiğinde hala anlaşılabilirlik sınırlarındadır. Şiirde zamandışı sadece temsil edilir, gösterilmez. Oysa yazı, çoğu kez bizim için yazmanın zamandışında ikamet etmektedir. Herhangi bir t1 anından itibaren tsondize anına kadar geçen zaman, bizim için geçmiştir. Resme bakarken zamandışına düşer gibi oluruz. Öyle bir bulut olamayacağı gerçeği ile yüzyüze bırakmayız resmi, öyle bir bulut, öyle

6

Şair-makina olarak görsel şair, görülebilirlik alanındaki enerji yüklerini renkler, tonlar, spektrumlar, dalga boyları ve karmaştırımlar üzerinden yeniden okur. Bunları yaparken kağıdın ortasında, okunabilir bir birim olarak kalan "izi" yazının aşırılaştırılması pahasına takip eder, edecektir. Yazı bir süreçtir, şiir de öyle. Şiir metni, yazıldığı zaman içinde değil, daha sonra okunduğu zaman içinde anlaşılacağı için düzenlenir, yapı bundan ibarettir. Topolojik ve tipolojik olarak da başka birşey değildir.

5


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.