Görsel Sindirim

Page 1

derya vural gรถrsel sindirim

2006


derya vural görsel sindirim

2006 www.poetikhars.com | iþler


Her yeni yazý karakteri (Font), artýk söz deðil, tamamen göz için baðýntýlar taþýyan baþka türlü bir teknolojinin araçlarýndan biridir. Görsel þiir, harflerin hiyerarþisine yapýlacak bir saldýrýdýr. Yazý karakterleri, özde ayný seriyi devam ettiriyor gibi gözükseler de, kývrýmlar bize hiçlikten yeni lekeler getirirler. Bu baðlamda görsel þiir, elbet Varlýk la ve varolanla ilgilidir. Her yeni görsel þiir, hiçliðin, burada olamayanýn, görünemeyenin izidir.

görsel þiir kýlavuzu ndan..


John Berger sorar: "Görünen þeydeki anlam nedir?" ve cevabý hemen verir: "Kendini durmadan deðiþtiren bir enerji türü"(1) Kendini durmadan bakýþ ile deðiþtiren bir enerji türü olarak görüntü, ýþýðýn ve gözün arasýnda hapsolmuþ, tuhaf bir yaratýktýr. Anlamý önceden belirlenmiþ her þey, göz için kýlavuzun (estetiðin) alanýnda farkedilecekleri aný bekler. Olasýlýklarla, sözlüklerle, olmadýk iliþkilerle orada olduklarý andan itibaren önce ýlýk bir ýþýk tarafýndan ziyaret edilirler, gözümüz daha sonra gelir. Berger bakmak'ý tekrar tanýmlar: "çizgilerin, sýnýrlarýn, sýnýflandýrmalarýn, kendine verilen adýn dýþýna taþan herþeye."(1) Böyle bir bakýþ ne kadar mümkündür ve bakýþ'ýn niceliði ile bakýlanýn niteliði arasýnda kurulmasý algý tarafýndan emredilen þeyler arasýndaki hassas terazinin ölçü birimleri o kadar inceltilebilmiþ ve çeþitlendirilebilmiþ midir? Alýþtýrma, þair için þurada baþlayacaktýr: Makinalaþmada. Derya Vural'ýn "görsel sindirin" serisi, yapan elin çeþitli mekanik ve organik basamaklarý týpký bir duyarga edasý ile iþlediði görüntülerden oluþuyor. Bunlarýn arasýnda bakan göz için "enerji" sýðalarý yaratýlmýþsa da, iþçilik daha çok negatif alanda çalýþýr. Sonradan tersine çevrilmiþ renkler de iþlerin kendi doðalarýnýn parçalarýdýr. "görüldü" yazan bir mührü alýp, geliþigüzel þekilde kaðýdýn üzerinde çeþitli tonlarda basabiliriz. Gerçekte bunu gözlerimizle yaparýz. Görür, tanýr, algýlar ya da algýlamaz, geçeriz. Ýlk darbe kaðýdýn üzerinde yerleþtikten sonra, þair-makina için ilk yýrtýk da açýlmýþtýr. Ressam gövdesini de iþin içine katmaktadýr, görsel þiirde ilk kez þair, gövdesini, gövdesine söz geçirebildiði her hareketi kaðýt üzerinde iþaretlemek, izini çýkarmak için göreve çaðýrýlýr, gerçek-zamanlý olarak. Bu çaðrý, artýk bir mürekkep lekesinden öte, bir Siren olan ilk iþaretin peþinden sürüklenmekten baþka birþey deðildir. basit bir bilgi: þeylerin renkleri dalga boylarýna göre belirlenir ve bunlarýn her biri "görülebilirlik alaný" içinde yer aldýklarý sürece bizler tarafýndan algýlanýr. Þair için görülebilirlik alaný, arkeolojik bir kazý alaný (3), anlarýn ve kelimelerin çakýþtýrýldýðý bir kaza/anlam/deney pistiydi. Sözcüklerin belli bir tonlarý, þekilleri ve mesajlarý vardý. "ama" kelimesinin bir þekli,

Serkan Iþýn


bir sesi vardýr ama bir görüntüsü yoktur. Ya da bir gösterge olarak ama, sadece yazýnýn içinden türetilmiþ bir çözümdür. Rilke "ne kadar baðýrsam da, biliyorum, melekler duymayacak sesimi" demiþti, ama meleklerin bizi görmediði konusunda hiç bir kesin bilgimiz yok. Görülebilirlik kategorisini fark ettiðimiz andan itibaren hem Batý modern sanatýnýn köküne hem de þizofrenin kenalarýna doðru ilerleriz (ki kimi yerde bunlar birbirlerinden farklý deðildirler, tarih içinde). Estetik Yüce'nin yaratýlmasý iþte o büyük gözün, evrenin ucunda sallanýp durduðunu düþünmekten geçer. Görünen þeydeki anlam, muhayyilenin arkalarýna týkýþtýrýlmýþ bir gösterge-üretecinden ta çocukluðun karanlýk dakikalarýndan bu yana geçirilip, kýsacýk bir sürede tanýdýk kýlýnýr. Þair-makina olarak görsel þair, görülebilirlik alanýndaki enerji yüklerini renkler, tonlar, spektrumlar, dalga boylarý ve karmaþtýrýmlar üzerinden yeniden okur. Bunlarý yaparken kaðýdýn ortasýnda, okunabilir bir birim olarak kalan "izi" yazýnýn aþýrýlaþtýrýlmasý pahasýna takip eder, edecektir. Yazý bir süreçtir, þiir de öyle. Þiir metni, yazýldýðý zaman içinde deðil, daha sonra okunduðu zaman içinde anlaþýlacaðý için düzenlenir, yapý bundan ibarettir. Topolojik ve tipolojik olarak da baþka birþey deðildir. Ýlk dize, ilk kelime ve daha sonra aþaðý doðru süzülen akýþ, son kelimeye geldiðinde hala anlaþýlabilirlik sýnýrlarýndadýr. Þiirde zamandýþý sadece temsil edilir, gösterilmez. Oysa yazý, çoðu kez bizim için yazmanýn zamandýþýnda ikamet etmektedir. Herhangi bir t1 anýndan itibaren tsondize anýna kadar geçen zaman, bizim için geçmiþtir. Resme bakarken (4) zamandýþýna düþer gibi oluruz. Öyle bir bulut olamayacaðý gerçeði ile yüzyüze býrakmayýz resmi, öyle bir bulut, öyle bir ev, öyle bir duruþ, öyle bir yüz olup olmamasý bizi ilgilendirmez hatta. Derya Vural, bize yazýnýn zamandýþýna doðru attýðýmýz enerji aralýklarýný, bir makina edasý ile gösteriyor. Bu iþlere bakarken orada hiç olmamýþa bakýyoruz. Tanýdýk olanlar üzerinden, yabancý hale getirilmiþin estetiðine.

1 John Berger, Görünebilirlik Üstüne, Þiirin Saati, ADAM YAYINLARI 2 a.g.e 3 Paul Virilio, Enformasyon Bombasý, Metis 4 John Berger, Resim ve Zaman, Þiirin Saati, ADAM YAYINLARI

Serkan Iþýn












Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.