Metropol konya 53 nisan

Page 1

www.metropoldergileri.com

1


RÖPORTAJ

2


www.metropoldergileri.com

3


RÖPORTAJ

4


www.metropoldergileri.com

5


RÖPORTAJ

6


www.metropoldergileri.com

7


YAYIN KURULU BAŞKANI

8

Ömer Faruk MEYDAN Sanayici / Yazar

o.farukmeydan@metropolkonya.com

Konya her alanda var Yıllarca hep tarım şehri olarak anılan Konya; artık sanayi, turizm, eğitim ve pek çok alanda kendisini gösteriyor. Konya belki de kendine yüklenen “tarım şehri” misyonunun çok ötesine geçmiş ve kendine yeni misyonlar yüklemeyi başarmış bir şehir. Tarım elbette olmazsa olmazımız. Ancak tek başına tarımla devam etseydik ne sanayide bu kadar üretim sağlar, ne üniversitelerimizle konuşulur ne de diğer alanlarda biz de varız, bizi de görün diyebilirdik. Konya aynı anda dört fuar organize edebilen, insanların turizmde tatil planlarına dahil ettiği, tedariğinde göz atmadan geçemediği, yatırımlarında, pazarlamalarında özel politikalar geliştirdiği bir şehir haline geldi. Konya bu misyonunu kendi sağladı, başardı. Lojistik merkezden tutun da endüstri merkezinin kurulmasına, teknik üniversiteden, ulaşım yatırımlarına kadar dört gözle beklediğimiz projelerin hayata geçmesi ile Konya bambaşka bir Konya olacak. Biz de bu Konya’yı heyecanla bekleyecek, yarınlara taşıyacağız.


www.metropoldergileri.com

9


RÖPORTAJ

10


www.metropoldergileri.com

11


EDİTÖRDEN

12

Seycan ÇAKIR

Editör

s.cakir@metropoldergileri.com

Yine, Yeni, Yeniden Türkiye yine bir seçim arifesine girdi. Vatanımıza, milletimize hayırlı olsun. Seçimler demokratik bir şekilde yapılacak her zaman ki gibi vatandaşlarımız seçim sandıklarına gidecek ve kararını verecek. Metropol Dergileri olarak her sayımız bizim için ayrı bir heyecan; Metropol Türkiye, Metropol Antalya dergilerimiz ve aramıza yeni katılan, şimdi 3. sayı hazırlığında olan Metropopüler dergimiz. Her yeni yayınla daha da yenilenen, enerji toplayan ekibimizle siz okurlarımıza en iyi sunumu yapabilmek için hevesle çalışıyoruz. Sizin ilgi ve beğenileriniz bizi motive eden en büyük güç. Teşekkürler Konya. Konya sanayisi her geçen gün daha da büyüyor, gelişmeye devam ediyor. Yeni üreticiler yeni markalar sektörlerinde yerlerini alıyor. Bu sayımızda konuğumuz olan Mehmet Büyükçiftci, geçmişte ki deneyimleri ve markalaşma konusunda ki tecrübesi ile Memet Makine olarak yeni fabrikasında üretime başladı. Mehmet Büyükçiftci’nin hayat serüveni hep başarılarla dolu. Mehmet Bey, yapılmayanı, zor olanı başaran, dünya çapında sektörünün söz sahibi üreticisi olmanın gerekliliklerini ve ne demek olduğunu çok iyi bilen bir sanayici. Yeni markası Memet Makine ile neler yapabileceğini tahmin etmek zor değil. Hedefinde hep ihracat olan işinin aşığı Mehmet Büyükçiftci ile çok güzel ve keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Mehmet Büyükçiftci’ye dünya markası olma yolunda başarılar diliyoruz. Kısaca; Yine bir seçim, yeni bir dergi, yeniden bir marka yolculuğu... Hayat sürprizlerle dolu, fikirlerinizi özgür bırakın. Esen kalın


www.metropoldergileri.com

13


RÖPORTAJ

14

İÇİNDEKİLER

Kapak Konusu

28

MEHMET BÜYÜKÇİFTÇİ MEMET MAKİNA YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Köşe 14 DUVAR

20 HABERLER GÖRSEL YÖNETMEN Ahmet TOK

Yerel, Süreli • Nisan/2018 YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ

PROJE KOORDİNATÖRÜ Beyzat AKSOY KURUMSAL İLETİŞİM ASİSTANI Canan ŞAYİR

Adına Seycan ÇAKIR

6 Ömer Faruk MEYDAN 26 Mustafa TATLISU 70 Tuğba BALDEDE

74 SAĞLIK

76 ŞEHİRDE YAŞAM

KATKIDA BULUNANLAR Prof. Dr. Kayhan ÖZTÜRK, Dr. Serdar AYDEMİR, Prof. Dr. Hüseyin ELMAS, Mustafa TATLISU, Ceyhun KÜÇÜKÖZMEN, Şakir TÜRKAN, Elif AYDEMİR, Şeref DEVECİOĞLU, Zeynep ÖZTOP YÖNETİM YERİ

GRAFİK TASARIM

YAYIN KURULU BAŞKANI Ömer Faruk MEYDAN YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ahmet ÇAKIR

KAPAK FOTOGRAFI Ahmet ÇAKIR

YAYIN KOORDİNATÖRÜ Çiğdem KURUT

HUKUK DANIŞMANI Av. Seda KARA

Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd. Bey Plaza A Blok 5/503 Karatay/ KONYA Tel: 0332 323 10 18 Faks: 0332 323 10 19 www.metropoldergileri.com info@metropoldergileri.com

Dergide yayınlanan yazı, fotograf, illustrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz ya da kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz, alıntı yapılamaz.

BASKI

Fevzi Çakmak Mh. Aslım Cd. Kobisan San. Sit. No: 67 Karatay/KONYA E-mail: bilgi@ayrintiofset.com Tel : 0332 342 65 80 Faks: 0332 342 65 81 DAĞITIM

Nisan 2018


Nisan 2018 50

38 20

17

Röportaj

34

ZEKİ ARICI

42

NASUH OZAN ÖNAL

46

NECMİYE TUROĞLU

52

ARC MERMER FİRMA SAHİBİ

ZER KAPI FİRMA SAHİBİ

HANIMELİ IZGARA İŞLETME SAHİBİ

CEM BURAK PİR YÖNETİM DANIŞMANI

SAYI

53

www.metropoldergileri.com

15


DUVAR

16

S.Ü.’denYerli Roket

Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileri tarafından 2016 yılında 10 kişilik ekiple başlayan ve şu anda 15 kişiyle roket projelerine devam eden Uzay Teknolojileri Topluluğu’na bağlı Selçuk Roket Takımı’nın yeni projesi “Tuğra-11”. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliğiöğrencisi ve Takım Lideri Altan Berdan Minaz, Tuğra-11’in, 3 bin feet yüksekliğe ulaşabildiğini belirtti. Elektronik yüklerinde hava basıncıyla yükseklik ölçen sensörler kullanıldığını dile getiren Minaz, roketin en yüksek seviyeden aşağı düşmeye başladıktan sonra kurtarma sistemine bağlı motorun hareketiyle paraşütün açıldığını kaydetti. Roketin uçuş esnasında birtakım verileri kaydettiğini vurgulayan Minaz,indikten sonra gerekli bilgilerin alındığının altını

çizdi. Uçuş esnasında roketle sürekli iletişim halinde olduğunu aktaran Minaz, aynı anda verilerin bilgisayar ortamında görünebildiğinin altını çizdi. Ateşleme için önceki roketlerden farklı olarak daha güvenli bir yol olan kablosuz ateşleme sisteminin geliştirildiğini aktaran Minaz, 500 metreye kadar ateşleme imkanının sağlandığını belirtti. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik- Elektronik Mühendisliğiöğrencisi Samet Cömert, “Bu yola çıktığımızda belirlediğimiz her seferinde daha da gelişmiş 3 çeşit roket tasarlamıştık. İlk projemizi 2016 da 1 atış yaparak denediğimiz Tuğra-10’dan sonra ikinci projemiz olan Tuğra-11 den de 2017-2018 yılları arasında 3 atış yaparak toplamda 4 atış yapmış olduk. Sıradaki proje ise yine tüm tasarımı bize ait olan Tuğrul-20

Karatay Hobi Bahçeleri’nde Ekim Zamanı

Şehir hayatının stresinden bir nebze uzaklaşarak toprakla uğraşmak ve yeşille iç içe vakit geçirmek isteyenler; Karatay Belediyesi Saraçoğlu ve Karaaslan Hobi Bahçelerine yoğun ilgi gösteriyor. Sebze fidelerinin ekim zamanının yaklaşması ile birlikte hobi bahçelerinde büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Karatay Belediyesi’nin vatandaşlara ekim ve dikim yapmaları için tahsis ettiği Hobi Bahçelerinde sebze fidelerinin dikimi için çalışmalar hızla devam ediyor.

adını verdiğimiz 10 binfeetyüksekliğe sahip canlı görüntü ve veri aktarabilen projemizdir. Bu projemizle aynı zamanda Teknofest İstanbul yarışmasına hazırlanmaktayız. Öte yandan misyonumuz ise atmosferin troposfer tabakasını aşacak roket projesini hayata geçirmek” dedi.

Saraçoğlu Hobi Bahçesini ziyaret eden Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli bahçelerde ekim dikim hazırlığı yapan vatandaşlarla sohbet etti. Başkan Hançerli mevsim şartları itibarı ile vatandaşların hobi bahçelerine yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Başkan Hançerli “ Saraçoğlu Hobi Bahçesi’nde 431, Karaaslan Hobi Bahçesinde 240 parselde hemşerilerimiz havaların ısınması ile birlikte bahçelerinde hem piknik yapıyorlar hem de ekim dikim faaliyetleri ile ilgili olarak toprağın sürülmesi, damla sulama sistemlerinin yerleştirilmesi

işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Hemşerilerimiz hafta sonlarını değerlendirerek hoşça vakit geçiriyorlar. “dedi.

eş bin altı yüz metrekare kapalı çarşı ve sekiz bin metrekare açık otoparkı ile hizmete giren İstanbul Outlet Çarşısında, İhraç fazlası marka ürünlerden oluşan giyim, hediyelik eşya, zücaciye, ayakkabı, çanta, bujileri, kozmetik ürünleri ve ev tekstili ürünlerinin satışının yanı sıra, çocukların da sıkılmadan eğlenebileceği çocuk eğlence merkezi ve kafeterya bulunmakta.

yer verdi; “Konyamızda ihtiyaç hissettiğimiz Outlet Çarşımızda kaliteli markaların ihraç fazlası ürünlerini halkımızla buluşturuyoruz. Salı, Cumartesi ve Pazar olmak üzere haftada üç gün Sabah 08:00’den Akşam 21:00’e kadar halkımıza hizmet edecek olan çarşımıza dolmuş ve tramvay ile kolay bir şekilde ulaşıldığı gibi, Konya’nın her bölgesinden de ücretsiz servis hizmetimiz mevcuttur diyen Ömer Yıldız; Halkımızı çarşımızı görmesi için mutlaka bekliyoruz” dedi.

Konya’nın İlk Outlet Çarşısı

Konya’da mağaza tarzında bir ilk olan İstanbul Outlet Çarşısı, İstanbul yolu MTA durağı karşısına açıldı.

Açılış sonrası açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yıldız şu ifadelere


Dış Ticarette Yeni Rota: “Özbekistan” Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından gerçekleştirilen, “Anadolu Liderlik Modeli” projesi eğitim programları devam ediyor. Eğitim programları kapsamında “Dış ticarette yeni Rota: Özbekistan” konusu masaya yatırıldı. MÜSİAD Konya Şubesi Brifing salonunda gerçekleştirilen programda konuşan Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim

Üyesi Prof. Dr. NodirkhonHasanov, Özbekistan’ın tarihi anlattı. Özbekistan’ın zengin bir tarihi geçmişe sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hasanov, “Özbekistan, Türkiye için hem manevi hem de maddi açıdan oldukça önemlidir. Vizelerin geçtiğimiz dönemlerde kaldırıldığı Özbekistan’da Türk mallarına talep oldukça fazladır. Özbekistan halkının yüzde 99’u Türk malını tercih etmektedir. Buda sizin için bir avantajdır” dedi.

Meram Gümüştepe’ye Seyir Terası Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, ağaçlandırma ve düzenleme çalışmaları devam eden Meram Gümüştepe Mesire Alanında incelemelerde bulundu.

İşte Konya sanayisini 2023’e taşıyacak yeni meclis ve yönetim kurulu üyeleri

Meram Tavusbaba Ormanlık Alanında güzel bir çalışma yürütüldüğünü, öncelikle Büyükşehir bünyesinde bulunan TavusbabaKAFEM’in hizmete girdiğini hatırlatan Başkan Akyürek, Meram Gümüştepe’de de bir seyir terası ve kır kahvesini faaliyetini hayata geçirme çalışması yürüttüklerini dile getirdi. Proje çerçevesinde Gümüştepe’ye giden yol üzerine çok sayıda kameriye, piknik alanı, yürüyüş yolu, otopark ve sosyal alanlar oluşturulduğunu ifade eden Başkan Akyürek, proje tamamlandığında Konya’nın en güzel göründüğü yer olan Gümüştepe’de vatandaşların şehrin görsel açıdan çok güzel bir alanında farklı bir görüntüye kavuşabileceklerini vurguladı. İkinci etabında teleferik istasyonunun da yer alacağı projenin ilk etabı olan Meram Son Durak Yeraltı Otoparkı ve Gümüştepe Kırk kahvesinin yılsonunda bitirilmesi hedefleniyor.

Konya Sanayi Odası’nın 14 Nisan’da gerçekleştirilen meslek komiteleri ve meclis üyeliği seçimlerinin ardından, yeni yönetim kurulu, yönetim kurulu başkanı, meclis başkanlık divanı ve TOBB delegeliği seçimleri de tamamlandı. Konya Sanayi Odası’nın yeni meclis üyeleri tarafından yönetim kurulu başkanlığına yeniden seçilen mevcut başkan Memiş Kütükcü güven tazelerken, Meclis Başkanlığına da Tahir Büyükhelvacıgil seçildi. Konya Sanayi Odası en yaşlı meclis üyesi Mustafa Ceylan’ın başkanlığında toplanarak 12. dönem seçimlerini tamamladı. İlçe Seçim Kurulu gözetiminde yapılan seçim sonuçlarına göre Memiş Kütükcü’nün başkanlığındaki KSO Yönetim Kurulu’nda şu isimler yer aldı: Mustafa Veli Tekelioğlu, Ömer

Saylık, Sevda Kayhan Yılmaz, Hüsamettin Sönmez, İbrahim Bozkurt Çağlayan, Ömer Faruk İyibildiren, Hıfsı Soydemir, Veysel Yaman, Fatih Olgun, Muhammed Selman Eryılmaz. KSO Meclis Başkanlığına Tahir Büyükhelvacıgil, Meclis Başkan Yardımcılıklarına Kadir Büyükkara ve A.Vasıf İnan, Meclis Katip Üyeliklerine Kemal Özarpa, H.Emre Tekbaş, TOBB Genel Kurulu Delegeliklerine Ahmet Şekeroğlu, Tahir Büyükhelvacıgil, Mustafa Veli Tekelioğlu, Ömer Saylık, İbrahim Özen,Hesapları İnceleme Komisyonuna ise Mehmet Ali Acar, Necip Çimen, Levent Çalık, M.Ulvi Yıldırım ve Gül Vezir Korkmaz seçildi. Disiplin Kurulu ise Mehmet Ali Korkmaz, Fevzi Serin, Ali Deresoy, Ömer Şen, Mevlüt Tosunoğlu ile Mehmet Çolak’tan oluştu. www.metropoldergileri.com

17


DUVAR

18

Selçuklu Müftülüğünden anlamlı proje Kur’an kurslarına olan ilginin daha da artırılması amacıyla Selçuklu İlçe Müftülüğünce ücretsiz umre turları düzenleniyor. Kur’an-ı Kerim, temel dini bilgiler ve hafızlık gibi dini eğitimlerin alınmasında Kur’an kurslarına olan ilginin daha da artırılması amacıyla Selçuklu İlçe Müftülüğünce ücretsiz umre turları düzenleniyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Selçuklu İlçe Müftüsü Nusret Karabiber, öğrencileri teşvik etmek ve onların Kur’an kurslarına olan ilgilerinin ve motivasyonlarının daha da artırılmasını sağlamak amacıyla, Türkiye Diyanet Vakfı Selçuklu Şubesi ve hayırseverlerin desteği ile ücretsiz umre turları düzenlediklerini söyledi.

Önümüzdeki günlerde umre turlarının bir yenisini daha gerçekleştireceklerini ifade eden Karabiber, “Manevi ve psikolojik yönden destek olunarak topluma kazandırılması bakımından Kur’an-ı Kerim ve temel dini bilgileri öğrenmelerine katkıda bulunulan işitme, görme ve bedensel engelli öğrenciler ile hafızlık eğitimini tamamlayan toplam 66 öğrencimizi taltif etmek amacıyla, 14 günlük umre ibadetini yapmak üzere 25 Nisan’da kutsal topraklara uğurlayacağız” dedi. Karabiber, Umreye gidecek engelli ve hafız öğrenciler için 24 Nisan Salı günü saat 12.00’de, Selçuklu İlçesi Meydanlı Kur’an Kursunda bir uğurlama töreni düzenleyeceklerini de sözlerine ekledi.

Müslüman Ülkelere Su Ve Atıksu Eğitimi

Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü işbirliğiyle Müslüman ülkelere yönelik su ve atıksu yönetimi eğitimleri veriliyor. Eğitimler için Konya’ya gelen Afganistan’ın 8 şehrinden yöneticiler Büyükşehir Belediye Meclisine katıldı. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü ortaklığıyla yürütülen ve 29 ülkeden çok sayıda şehrin talep ettiği “Uluslararası Su ve Atıksu Yö-

netimi” eğitimleri, İslam dünyasında büyük bir ihtiyaç olan dayanışmayı hedefliyor. Su ve atıksu yönetimi konusunda birçok ilki gerçekleştirerek belli bir standarda ulaşan KOSKİ, çoğu gelişmekte olan Müslüman ülkeye edindiği tecrübeleri aktarıyor. Eğitimlerin öğleden önceki kısmında teorik, öğleden sonraki kısmında ise uygulamalı bilgiler veriliyor. Eğitim programlarının ilkinde Afganistan’ın 8 ayrı şehrinden gelen belediye, kaymakamlık ve su idareleri üst düzey yöneticilerinden oluşan 22 konuk ağırlandı.

“Geç kalma bugün gel” Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ve Meram İlçe Sağlık Müdürü Dr. Muammer Özdemir, Hasanköy Mahallesi’nde 1 ay süreyle hizmet verecek Pembe Prenses Kanser Tarama Tırı’nı ziyaret etti. “KANSER TEŞHİSİ İÇİN GEÇ KALINABİLİYOR” Meram İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün “Geç Kalma, Bugün Gel” isimli pembe tır uygulaması için Sağlık Müdürlüğü ekipleriyle birlikte tırda incelemede bulunan Başkan Toru, “Maalesef şu anda ülkemizde kanser vakalarıyla ilgili olarak özellikle kırsal kesimdeki kadınlarımızın hastanelerde tedavi ya da olayı takip anlamında geç kalabildiği durumlar oluyor. Bunların erken aşamada teşhisi için ‘Pembe Tır’ uygulamasıyla Meram İlçe Sağlık Müdürlüğümüz güzel bir hizmete imza atmış durumda. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.


TEŞEKKÜRLER KONYA TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE Ekonomi 2017 ödüllerinin en önemli iki değerlendirmesi “ihracat”ve “Türkiye’nin en büyük ilk 500 sanayii kuruluşu” dalında iki ayrı ödül alan Aydınlar (AYD) bu ödül tüm Konya adına alınmıştır açıklamasıyla teşekkür etti. Aydınlar Otomotiv Yedek Parça Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Harun Aydın “bizi ihracat şampiyonu yapan ve ülkemizin en büyük ilk 500 sanayii kuruluşu arasına sokan başta Konya’mıza ve sanayicinin önünü açan Cumhurbaşkanımıza ,Hükümetimize ülkemize ve ülkemiz insanlarına teşekkür ediyoruz dedi. Aydınlar Otomotiv Yedek Parça Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Harun Aydın yaptığı açıklamada şu görüşlere verdi. “Konya Sanayii Odamız, Ticaret Odamız, Borsamız, Vergi Dairesi Başkanlığımız, SGK’mız ve İşkur’umuz’un ev sahipliğinde gerçekleşen 2017 Ekonomi Ödül töreninde “ihracat”ve “Türkiye’nin en büyük ilk 500 sanayii kuruluşu” dalında iki ayrı ödül almamız Konya’mız ve Ülkemiz adına büyük bir moral oluşturmuştur. TOBB Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu Beyin elinden aldığımız bu ödüller, bizi ziyadesiyle memnun etmiş ve geleceğe dair daha çok çalışma, daha çok istihdam oluşturma, daha çok ihracat yapma azmimizi arttırmıştır. Bizi ihracat şampiyonu yapan ve ülkemizin en büyük ilk 500 sanayii kuruluşu arasına sokan başta Konya’mıza ve sanayicinin önünü açan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a , Hükümetimize ,ülkemize ve ülkemiz insanlarına teşekkür ediyoruz. 3 Bin’e yakın çalışanımızı ve yöneticilerimizi bu vesileyle bir kez daha tebrik ediyorum.” . www.metropoldergileri.com

19


DUVAR

20

Türk Yıldızları ve Solo Türk’ten Muhteşem Gösteri Türk Hava Kuvvetleri’nin göz bebeği Türk Yıldızları ve Solo Türk, Türkiye’nin havacılık temalı en büyük parkı olan Türk Yıldızları Parkı’nda nefes kesen bir gösteri düzenledi. Gösteriye 3. Ana Jet Üs ve Garnizon Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Fidan Yüksel, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ile askeri ve mülki erkan katıldı.Programda Konya 3’üncü

Ana Jet Üs Komutanlığı’nda konuşlu dünyanın sayılı süpersonik akrotimlerinden olan Türk Yıldızları ile Solo Türk muhteşem bir gösteri gerçekleştirdi. Türkiye’nin havacılık temalı en büyük parkı olan Türk Yıldızları Parkı ve çevresini dolduran on binlerce kişiye unutamayacakları bir gösteri sunan Türk Yıldızları ve Solo Türk, solo ve takım olarak sergiledikleri hareketlerle adeta nefesleri kesti.

Tuzcuoğlu Yeni Şehir Konseptini Viyana’da Anlattı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Avusturya’nın Başkenti Viyana’da Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) temsilcileri ile bir araya geldi. Avusturya’nın Başkenti Viyana’ya bir çalışma ziyaretinde bulunan Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, burada UNIDO Genel Direktörü LiYong ile bir araya geldi. UNIDO’nun yaptığı çalışmalara ilişkin yetkililerden bilgi alan Müsteşar Yardımcısı Tuzcuoğlu, UNIDO’nun son yılarda çevresel sürdürülebilirlik, küreselleşme ve yoksulluğun azaltılması kapsamında hayata geçirdiği çalışmaları değerlendirdi. Söz konusu çalışmaların önemine vurgu yapan Tuzcuoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çalışmaları hakkında da Yong’a bilgi verdi. Yong ile bir araya geldiği toplantıda Türkiye’deki ulusal kalkınma modelinde, ekonomik büyüme, sosyal kapsayıcılık ve çevrenin korunması ilkelerini temel alan insan

odaklı bir kalkınma modelinin benimsendiğini belirten Tuzcuoğlu, hızla artan nüfusa dikkat çekti. Artan nüfusun kalkınmayı doğrudan etkilediğini vurgulayan Tuzcuoğlu, bu kapsamda çevre üzerindeki baskının da arttığını belirterek Türkiye tarafı olarak çevrenin korunması ve enerji verimliğinin sürdürülebilmesi için yapıcı tutumun sürdürüleceğini ifade etti. Yong ise Türkiye’nin UNIDIO için çok önemli bir ülke olduğunu, UNIDO ile Türkiye arasında mevcut projelerin başarı ile uygulandığını yeni projelere de her zaman açık olduklarını dile getirdi. Yong, “Sürdürülebilir Şehirler” konusunda yeni bir proje başlanması konusunda ad anlaşmaya varıldığını açıkladı.

Şehir Hastanesi’ne rahat ulaşılacak letme çalışmalarının ardından parke ve tretuvar çalışmaları yapıyor.

Karatay Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri yapım çalışmaları büyük bir hızla devam eden Şehir Hastanesi çevresinde gerçekleştirdikleri yol geniş-

Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, Şehir Hastanesi hizmete açıldığında çok büyük bir trafik yoğunluğu oluşacağına dikkat çekerek; yapılan titiz planlamalar ile hastane tamamlanmadan gerekli hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Başkan Hançerli, gerçekleşen düzenleme çalışmalarının; Şehir Hastanesi’ne ulaşımı kolaylaştıracağını vurguladı. Başkan Hançerli, Şehir Hasta-

nesi hizmete açıldığında yoğun bir talep göreceğini belirterek; yapılan çalışmaların geleceğe hazırlık olduğunu söyledi. Başkan Mehmet Hançerli Yol Boyu Caddesi’nin genişliğinin 10 metreden 25 metreye çıkarıldığını belirterek; 1.2 km uzunluğunda çalışma alanına sahip caddenin, Kanal Caddesi, BezmiAlem Caddesi ve Şehir Hastanesi ile Bahri Dağdaş Uluslarası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsünün arasına açılacak yol ile Ereğli Çevre Yoluna ana çıkış güzergahı olduğunu dile getirdi.


Buğday Pazarı’na otopark Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’ye örnek projelerinden biri olan Tarihi Osmanlı Buğday Pazarı’nda yürüttüğü çalışmalar yoğun bir şekilde devam ederken, proje kapsamında yapımı tamamlanan yeraltı katlı otoparkı hizmete açıldı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Bedesten bölgesinde içinde Tarım Müzesi, işyerleri ve kafeteryasıyla bölgeyi cazibe merkezi haline getirecek Tarihi Osmanlı Buğday Pazarı projesinde son aşamaya geçildiğini belirterek, proje kapsamında tamamlanan yaklaşık bin araçlık yeraltı katlı otoparkın hizmete girdiğini söyledi. Otoparkın 2017’nin sonunda tamamlandığını, ancak üstte inşaat sürdüğü ve çeşitli riskler nedeniyle hizmete girmesinin bu zamana bırakıldığını kaydeden Başkan Akyürek, otoparkın hizmete girmesiyle bölge esnafını ve müşterilerini otopark konusunda rahatlatmış olacağını ifade etti.

23 Nisan’da doyasıya eğlendiler Meram Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nün takibinde olan ailelerin çocuklarına yönelik Beyşehir gezisi düzenlendi. Gün boyunca çeşitli aktivitelerle doyasıyla eğlenen minikler keyifli saatler geçirdiler. Meram Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nün ta-

Peyman’dan Konyalı çiftçilere eğitim Kuruyemiş sektörünün öncü şirketlerinden Peyman, sözleşmeli tarım uygulamaları kapsamında, Konya’da “Kabak Çekirdeği Yetiştiriciliği Bilgilendirme Semineri” düzenledi. Konyalı çiftçiler seminere büyük ilgi gösterdi. Seminerde, Eskişehir Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Sali Fidan ve doğru tarım uzmanları tarafından çiftçilere; yetiştiricilik, sulama, gübreleme ve bakım süreçlerinin en doğru şeklinde nasıl olacağı konusunda eğitim verildi. Çiftçilerin karşılaştığı sorunlar için çözüm önerileri aktarıldı, eğitim sonunda katılımcılara sertifikaları verildi. Peyman Agro Müdürü AdemKılıçkaya, sözleşmeli tarım çalışmaları bünyesinde düzenledikleri seminerle, üreticiyi tarım konusunda bilinçlendirmeyi he-

kibinde olan ailelerin çocuklarına yönelik “Neşeli Çocuklar, Mutlu Yarınlar” etkinliği düzenlendi. Beyşehir İzcilik Tesisleri’nde düzenlenen programda çocuklar, gün boyu farklı aktivitelerle keyifli anlar yaşadılar. Aileleri ile birlikte Beyşehir Gölü kıyısında Meram Belediyesi tarafından hediye edilen uçurtmaları uçuran çocuklara yönelik eğlenceli yarışmalar düzenlenirken, etkinlikte Hacivat-Karagöz, illüzyon ve palyaço gösterisi gerçekleştirildi. Ayrıca

deflediklerini belirtti. Kılıçkaya; “Doğru tarım tekniklerinin uygulanmasıyla toprağın en verimli şekliyle kullanılmasını, ekim süreçlerinin uzun yıllara dayandırılmasını ve tarımda yüksek rekoltelere ulaşılmasını destekliyoruz. Dünya için önemli bir hammadde hazinesi olan Türkiye, böylelikle daha yüksek kalitede ve miktarda ürün için vazgeçilmez bir üretim alanı olduğunu tüm dünyaya gösterebilir. Kadının tarımdaki önemi ve değişmez rolünü göz önüne alarak, onları toplantılarımıza davet ediyoruz. Kadınların çözüm üretme yeteneği ve çalışkanlığıyla bilinçli tarım uygulamalarında önemli bir rol üstlendiğine inanıyoruz. Kadınların tarım alanındaki varlığını güçlendirmek, bilinçlendirmek ve çalışmalarını sistemli hale getirmek için biz de üzerimize düşen görevin bilincindeyiz” dedi.

alanda bulunan hedefe ok atan miniklere çeşitli hediyeler verildi.

www.metropoldergileri.com

21


HABER

22

Türkiye ekonomisi 2017’de yüzde 7,4 büyüdü

Küresel ekonominin yüzde 3,5 büyüyeceği tahmin edildiği 2017’de Türkiye’nin yüzde 7,4 büyüme ile tüm dünyada büyüme rekoru kırdığını belirten Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, “Türkiye ekonomisi her türlü engele rağmen yoluna devam ediyor. Büyümeye özel sektörümüz büyük katkı sağladı. Çalışan, üreten, istihdam sağlayan tüm tüccar ve sanayicilerimizi kutluyorum” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılının Ekim – Kasım – Aralık dönemine ilişkin 4. Çeyrek Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. Büyüme rakamlarını değerlendiren KTO Başkanı TOBB Başkan Yardımcı Selçuk Öztürk, “Türkiye ekonomisi, 2017 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 7,3 2017’nin tmamaında ise yüzde 7,4 oranında büyüdü. 2016’nın son çeyreğinde başlayan ekonomide toparlanma eğiliminin, 2017’de hızlı büyüme olarak devam ettiğini görmekteyiz. Ekonomi yönetiminin öncülüğünde, devlet - özel sektör birlikteliği ile Türkiye ekonomisi tüm dünyada büyüme rekoru kırmıştır. Küresel ekonominin yüzde3,5 büyüyeceği tahmin edildiği 2017 yılında Türkiye yüzde 7,4 oranında büyüme ile dünya ortalamasının iki kat üzerinde bir artış sağlamıştır. Ekonomideki iyileşme ile moral kazanan özel sektörümüzün çalışması, üretmesi istihdam sağlaması bunun yanında artan iç talep, artan ihracat, kredi genişlemesi ve vergi indirimlerinin etkisi ekonomik büyümenin sürükleyicisi olmuştur. 2017’de elde edilen yüksek büyüme rakamları, Hükümetimizin uygulamaya koyduğu teşvikler ve desteklerin özel sektörde karşılık bulduğunu göstermiştir. Yüksek oranda büyümede en büyük pay özel sektörümüze aittir. Üreten, yatırım yapan, dünya pazarlarına açılan, istihdam sağlayan; vafakarca çalışarak ülkesinin büyümesinde katkısı olan tüm tüccar ve sanayicilerimizi kutluyorum. Sanayi üretimindeki hızlı artışın yanı sıra ih-

racat ve istihdamda canlanma sürmektedir. Ekonomik göstergeleri etkileyen tüm bu olumlu gelişmeler ile birlikte 2018’de de her türlü engelemelere karşın Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin üzerinde büyüecektir. Küresel ekonomide Türkiye yoluna devam etmektedir. 2016 ikinci yarısından itibaren ve 2017’de yurt dışı kaynaklı not indirimleri, kur spekülasyonları gibi Türkiye üzerinde uygulanan küresel oyunların amacına ulaşamadığını görmekteyiz. Bu şartlarda yoluna devam eden ekonomimiz için yüksek oranda büyüme büyük bir başarıdır. Hedefimiz bu başarının sürdürülebilir olmasını sağlamaktır” dedi.

Konya’nın büyümeye en fazla katkı sağlayan iller arasında yer aldığına dikkat çeken Başkan Öztürk, “2017’de Türkiye ihracatını yüzde 10,2 Konya yüzde 17.4 artırdı. 2017’de Konya ihracatta Türkiye ortalamasının 7 puan üzerinde artış sağladı. İşsizlikte de 2017’de Türkiye ortalaması yüzde 10.9 iken Konya yüzde 5.9’a düşürdü. İşsizlik rakamlarını da Konya Türkiye ortalamasının 5 puan altına düşürdü. Bu rakamlar yüzde 7,4 büyüyen Türkiye ekonomisine Konya’nın sağladığı katkıyı göstermektedir. Konyalı tüm tüccar ve sanayicilerimize şehrimizin ve ülkemizin büyümesine sağladıkları katkı için teşekkür ediyorum” dedi.


www.metropoldergileri.com

23


HABER

24

Bölgenin Okuma Kültürüne KOP Desteği Sürüyor KOP Okuyor Mali Destek Programı ile Mahalle Kütüphaneleri Kurulacak. Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, kısa adı “KOP Okuyor” olan “KOP Bölgesinde Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Projesi” kapsamında 2018 yılı Mali Destek Çağrısına çıktı. Kalkınma Bakanlığına bağlı KOP İdaresi Başkanlığı, ilk defa 2016 yılında başlattığı mali destek çağrı programı-

nı 2018 yılında da sürdürüyor. KOP Okuyor Mali Destek Programının bu yılki ana teması “Mahalle Kütüphaneleri” olarak belirlendi. İnternet üzerinden yapılacak başvurularda; “Yeni mahalle kütüphanelerinin oluşturulması”, “Mevcut kütüphanelerin yaşam merkezi haline getirilmesi” ve “Çocukların ve gençlerin okuma kültürünün geliştirilmesinin yanında

yazma etkinlikleri, söyleşiler, yarışmalar gibi çeşitli sosyal etkinlikler ile mahalle kültürünün yaşatılmasına ve geliştirilmesine” yönelik mahalle kütüphaneleri kurulacak ve bu kütüphanelerdekisosyal faaliyetlere mali destek verilecek.

“KOP Okuyor Projesi Türkiye’ye Örnek Oldu”


Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerinden oluşan KOP Bölgesinin, okuma alışkanlığı ve kültürünü artırmak ve bunu sürdürülebilir kılmak amacıyla ilk kez 2016 yılında başlatılan KOP Okuyor Projesinin, bugün Türkiye genelinde Okuma Kültürüne dayalı projelere örnek gösterilir hale geldiğini belirten KOP İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, gösterdikleri çabanın hedefine ulaşıyor olmasından büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Yerel katılımcılığı çok önemsedikle-

rini belirten KOP Başkanı Bostancı, mali destek programından bölgenin en ücra köşesinde kalmış kamu paydaşlarının da istifade etmesi için il ve ilçelerde birçok tanıtım toplantıları düzenlediklerini hatırlatarak; “Kalkınma Bakanlığımızın himaye ve destekleri ile iki yıldır devam eden KOP Okuyor Projesi ile okumanın önemi konusunda farkındalık oluşturduğumuza inanıyorum. Kamu ve yerel yönetimlerinuyguladığı okuma alışkanlığına yönelik projelerle çocuklar, gençler ve vatandaşlarımızda okuma kültürü ve alışkanlığı oluşturulma-

ya çalışıldı. Bugün gelinen noktada KOP Okuyor Projesi, ülkemizde örnek gösterilen projeler arasında yerini aldı. İki yıldır KOP Bölgesi illerinde uygulanan KOP Okuyor Mali Destek Programının bu yılki ana teması “Mahalle Kütüphaneleri” olarak belirlendi. Bu yıl mahalle kültürünün yaşatılabilmesi, kütüphanelerinin bir yaşam alanına dönüştürülmesi, çocukların ve gençlerin kütüphanelere çekilmesi için mahalle kütüphaneleri kurulmasına yönelik kamu kurum ve kuruluşların projeleri desteklenecektir. Bu kapsamdaAksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerinden Valilikler, Kaymakamlıklar, İl Özel İdareleri, İl ve İlçe Belediyeleri, İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, İl ve İlçe Müftülükleri, İl ve İlçe Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürlükleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ve bu kurumların ortaklığında hazırlanacak projelere en düşük 100 bin TL ile en yüksek 300 bin TL arasında yüzde 85 ve yüzde 100 oranlarında hibe desteği verilecek” diye konuştu. KOP Bölgesinde Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Projesi 2018 yılı Mali Destek Çağrısı başvuruları proje.kop. gov.tr internet adresinden 15 Mayıs 2018 tarihine kadar yapılabilecek.

www.metropoldergileri.com

25


HABER

26

Otomotiv sektörü büyük dönüşümün eşiğinde Geçtiğimiz günlerde Konya Sanayi Odası tarafından düzenlenen OSEG (Otomotiv Sektörünün Geleceği) 2018 Konferansının sonuç raporu açıklandı.

Türkiye’den ve dünyadan sektör otoritelerinin yoğun katılımı ile gerçekleştirilen OSEG Konferansının sonuç raporunda, otomotiv sektörünün ekonomi üzerindeki ağırlığının devam edeceğine ancak sektörde ciddi dönüşümler yaşanacağına vurgu yapıldı. Otomotivde Yenilikçi Teknolojiler ana temasıyla iki gün boyunca dört oturumda gerçekleştirilen OSEG konferansı sonuç raporunda elektrikli otomobillerden ve otonom araçlardan ‘geleceğin otomobilleri’ olarak bahsedilirken, 2025 yılının altı çizildi. Raporda, şu anda elektrikli araç maliyetlerinin yüzde 45’ini oluşturan batarya maliyetlerinin 2025 yılında yüzde 25 seviyesine düşmesinin beklendiği, dolayısıyla 2025 yılının elektrikli araçların içten yanmalılara kıyasla daha ucuz olmaya başlayacağı yıl

olacağı öngörüsü paylaşıldı. OSEG 2018 raporunda sektörde yaşanması beklenen gelişmelerle ilgili şu görüşlere de yer verildi: “Geleceğin aracı elektrikli olacak. Fosil yakıtların kullanımı sürdürülebilir olmadığı için ülkemiz dahil tüm ülkeler otomotivde gelecek stratejilerini elektromobilite üzerine kuruyor. Bundan böyle elektrikli araç geri döndürülebilecek bir gelişme değil. Ayrıca araçlar sürücüsüz olacak. Sürücüsüz olarak da bilinen otonom araçlar, çevrelerini algılamak için sahip oldukları çeşitli sensörler ile insan müdahalesine gerek duymadan, özerk bir şekilde hareket etme kabiliyetine sahip olacaklar.”

Araçlar internete bağlanacak, ambulans ve itfaiyeye yol açacak Sürücüsüz, otonom araçlarla birlikte güvenilir bir sürücü olmadan trafiğe çıkamayan çocuk ve yaşlıların da araç kullanmalarının mümkün olabileceğinin vurgulandığı raporda, araçların internete de bağlanabileceği ifade edildi: “Şu anda Avrupa’da bazı araçlar internete bağlanıyor. Ancak bu teknolojinin kullanım oranı ve yaygınlığı ciddi bir şekilde artacak. İnternet bağlantılı araçlardan çarpışmayı önlemenin yanı

sıra, park yeri aramada, şarj istasyonu aramada, ambulans ya da itfaiyeye yol açmak amacıyla da faydalanabileceğiz.”

Konya ve yerli otomobil vurgusu Türkiye’nin çalışmalarını yürüttüğü yerli otomobil konusuna da değinilen raporda, Konya’nın yerli otomobil yatırımı için en doğru adres olduğuna bir kez daha vurgu yapıldı. Raporda; “Marmara Bölgesi artık kendi yükünü çekemez hale geldi. Dolayısıyla Türkiye’nin kalkınma sürecini hızlandırması için sanayiyi Anadolu’ya yayması gerekiyor. Konya da bu anlamda yerli otomobil yatırımının yapılabileceği en doğru adres. Bu konuda yatırımcıya 5 farklı yer önerisi sunan şehir, ‘Konya’da Otomobil Üretilebilirliği Fizibilite Raporu’nda da belirtildiği gibi Aksaray, Bursa, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Manisa, Sakarya gibi illerden daha avantajlı bir konuma ve yatırım alt yapısına sahip.” Konya Sanayi Odası tarafından ilki 2010 yılında yapılan OSEG konferanslarının 5.si, Türkiye’nin farklı illerinin yanı sıra, Almanya, Polonya, Romanya, Güney Afrika ve Hindistan gibi ülkelerden sektör temsilcilerinin katılımıyla 28-29 Mart’ta Konya’da gerçekleştirilmişti.


www.metropoldergileri.com

27


KÖŞE

28

Mustafa TATLISU

Basın Konseyi Başkanı

tatlisumustafa@gmail.com

chpKKipHDPsp

ÇİN MUTFAĞI

Hiç Çin mutfağı gördünüz mü? Görmediniz mi? Tarif edeyim. Yirmibeş otuz metrekare bir alan düşünün. Dört beş tane yukarıya doğru uzayan baca. Dünyada kaç koku varsa hepsinin karıştığı, ne koktuğunu,neyin koktuğunu bilmediğiniz buharlı, nemli,kesif kokulu bir mekan. Çöp kovalarını andıran on onbeş adet yemek kovasına bir göz atın.Birinde yılan, birinde çıyan, birinde akrep, birinde sümüklü böcek, birinde hamam böceği vesaire. Ortaya karışık isteseniz bir türlü, istemeseniz bir türlü. Yeseniz mideniz kaldırmaz yemeseniz mal bu. Şimdi bize ne Çin mutfağından diyorsunuzdur. Bence de bize ne? Ama Ankara’da siyaset tam bir Çin mutfağını andırıyor. Midenin kaldırmadığı her türlü pislik mevcut. Bir gecede istifa ettirilen satılık vekiller, İP’i ele geçirilen partiler, Kandil’den tebrik edilen liderler, 41 yıl sonra kurulan vekil pazarları, Güneş Motel ahlaksızlıkları. Ortada ne buharlı, ne kesif , ne de mayıs kokusu var. düpedüz fosseptik kokuyor.

Köle pazarlarını andıran vekil pazarlarına ne diyeceksiniz. Adamların utançlarından yüzlerini kaldırmaya mecali yok. Yaptıklarının yada yapılanların ne kadar yüz kızartıcı olduğunu biliyorlar. 25 Trilyondan bahsediliyor. Bu parayı kimin alacağı bilinmiyor. Yüzlerini kaldıramayan satılık vekiller mi, İP’i ele geçirilen Parti mi, ya da CHP,PKK, SAADET,HDP,İP aralarında mı paylaşacak bilen yok. Bilinen tek şey var kayıkçı ittifakı Çin mutfağı gibi. Her türlü koku mevcut. Her kovada ayrı bir yaratık haşlaması yatıyor. Bukalemun bütün öğünlerin ana menüsü gibi duruyor. Vazoya konulacak canlı bir gül ile bile masaya oturulacak gibi değil. Müslüman mahallesine salyangozu reva görenlerin sofrasına oturacaklara şimdiden afiyet olsun diyorum. Bize annemizin tarhanası yeter. Ya Allah Bismillah…


www.metropoldergileri.com

29


KAPAK KONUSU

Çiğdem Kurut

30

Ahmet Çakır

“Türkler iyi çikolatayı öğrendi” Binlerce çocuk RoaldDahl’ın “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” isimli kitabını okurken ya da aynı kitaptan uyarlanmış, JoonyDeep’in başrolde oynadığı filmi izlerken satır aralarına, ekrana girip o çikolata serüvenine dahil olmak istemişti. O yıllarda bizler kaliteli çikolatalarla yeni yeni tanışırken iştah kabartan görüntüler, betimlemeler pek çoğumuzu o fabrikaya hapsetmiş, adeta o kokuyu burnumuzun dibinde hissettirmişti. Yıllar geçti. Türk insanı artık kaliteli bir çikolatayı tanır, tercih eder oldu. Türkiye’de de çikolata kültürü oluştu. Bu kültürün gelişiminde büyük pay sahibi olan, üretimiyle, istihdamıyla, buluşlarıyla da ekonomiye ciddi katkı sağlayan Mehmet Büyükçiftçi ile Memet Makine’yi konuştuk..

MEMET MAKİNA YÖNETİM KURULU BAŞKANI

MEHMET BÜYÜKÇİFTÇİ


Sizi tanıyabilir miyiz? 1972 doğumluyum. Konyalıyım. 12 yaşında sanayi serüvenimiz başladı. O yıllarda ya okuyacaksın ya da meslek sahibi olacaksın. Ben de sanayiyi tercih ettim. Arkadaşlarım hep sanayideydi. Ben de Hidromas diye bir firmada çırak olarak işe başladım. Karatay Sanayide küçük bir dükkândı. 6 yıl orada çalıştım. Devamında Öztekfen isimli başka bir firmada devam ettim. Çıraklık, kalfalık aşamalarını geçip 1997 yılında kendi işyerimizi kurduk. Küçük bir sanayi sitesinde, 80 metrekarede 1 torna tezgahıylaMemakMakina’yı kurarak faaliyetlere başladık. Şekerleme ve çikolata makineleri ürettik. 80 metrekareden, 14 bin kapalı alanı, 200 çalışanı olan, dünyada 55 ülkeye ihracatı olan, sektöründe şeker ve çikolata makinelerinde söz sahibi olan bir firmaydı. Türkiye’de rakibi yoktu. Dünyada da en büyükler arasındaydı. 2007 yılında yanıma ortak aldım. 10 yıl süren ortaklığı 2017 yılında sonlandırdık. Orada hisselerimizi devrettik

ve MemetMakina’yı kurduk. Şu anda ise Memet Makine adı ile yolumuza devam ediyoruz. MemetMakina’yı kurmak daha mı kolay oldu? Sanayide uzun bir geçmişimiz,var. Yani 34 yıllık deneyimimiz olduğu için daha kolay oldu. Okul mu, sanayi mi tercihinde pişmanlık duyduğunuz oluyor mu? Bu konu zaman zaman arkadaşlarla sohbetimizde de geçer. Çok şükür hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Okusaydım belki bu kadar başarılı da olamayacaktım. Okuduğunuz zaman da belli bir kültürle yetişiyorsunuz. Ama sanayide yetiştiğimiz kültür de o günün şartlarına göre iyi bir okuldan daha üst seviyedeydi. Hem eğitim, hem disiplin hem ahlak anlamında ciddi bir hiyerarşi vardı. Sevgi, saygıda da öyle. Bu değerler de elbette insan hayatında çok önemli. İnsanın başarılı olmasında çok önemli bir faktördür.

Şu an aynı sistem devam ediyor mu? Bir usta, bin usta anlayışındayız. Yüzde yüz aynı sistemi uygulama şansımız yok ancak biz de kendi aldığımız kültür doğrultusunda hareket etmeye çalışıyoruz. Yerleşik bir düzenimiz var. Çalışanlarımız arasında saygı, sevgi çerçevesinde bir iletişim söz konusudur. Mesela işyerimizde kimse birbirine argo hitaplarda bulunulamaz. En üst seviyeden en alt seviyeye kadar hitap şekline bile dikkat edilir. Biz de yeni ustalar yetiştirip üretimyapacak, istihdam yaratacak, ülke ekonomisine katkılar sunacak insanları hayata hazırlıyoruz. Bu da bize büyük keyif veriyor. Neden Memet? Bu gün tüm dünyanın sorunu marka ve isim. Hangi isme baksanız ya patentli yada dolu. Memet global bir isim. Tüm dünyada, tüm gelişmiş ülkelerdeki markaların çoğu kuran kişinin ismini taşır. Kısa ve anlaşılır olması, hafızada kalması birde altının dolu olması (yani

www.metropoldergileri.com

31


KAPAK KONUSU

32

işinizin kaliteli olması) sizi marka yapar. Me-mak da ismimin bir parçasını taşırdı. Açılımı Mehmet Makine idi. Hatta o yıllarda anlaşılmakta zorluk çekiyorduk. Ne mak? diye tekrarlanırdı. 2 yıl sona aradaki “-” işaretini çıkarıp birleştirdim. O dönemde telaffuzu zor gelirdi ama dünya markası oldu. Yeni işte aynı sektörde devam etme kararı aldığımda da Memet olsun istedim. İlk firmanızı kurarken küçük bir dükkânda, belki zor şartlarda başlamışsınız. MemetMakina’yla büyük çapta bir yatırım ve üretimle yeni bir başlangıç yapıyorsunuz. Aynı heyecanı yaşıyor musunuz? Aynı heyecan ama daha bilinçli, kendine güvenli bir şekilde. Sonuçta sektörde belli bir deneyimimiz de oluştu. Diğer işyerimden 50 kişilik profesyonel bir ekip de benim yanıma geldi. Hatta bana “Kendin çıkmadan bizi çıkar” dediler. Onların çıkışlarını da vermiştim. Devamında üretime devam edip etmemek konusunda da kararsızlık da yaşamıştım. Ama devam etmem gerektiğini düşündüm. Çünkü birikmiş bilgimiz, geçmiş yıllarımız, en önemlisi de 50 kişilik ekibim vardı. O ekibin ortalama çalışma süresi de 7 yıldı. Sektörde en iyi mühendisi alsanız bile 3 yıla yakın bir eğitimden sonra tam verimli olmaya başlıyor. O birikimlerin de boşa gitmesini istemedim. Türkler çikolata ve şekerleme konusunda hep yurtdışından gelenlerin ellerine bakardı. O ürünler hep farklıydı. Şu an diyorsunuz ki 55 ülkede, Konya’da,Memetya da bir başka fabri-

kada üretilen makinalar kullanılıyor. Bunu sağlamak nasıl mümkün oldu? Sektöre başlangıcımız aslında şöyle; Konya, Türkiye’de şekercilikte merkez konumunda. Şeker üretiminin orijini. Geçmişi 80 yıla dayanır. Şekercilik kültürü belli bir seviyede. 2003 yılında şeker ve çikolata makinalarının üretimine başladığımız tarihlerde yakın arkadaşlarımla bir araya geldik. O dönem kalıpçıydık. Çikolata yapacaklarını ve çikolata kalıbına ihtiyaç duyduklarını söylediler. O dönem Türkiye’de bir tane kalıpçı vardı. 3 ay sonraya sıra veriyor, yüksek fiyata

satıyordu. Bana yapar mısın diye kalıbı getirdiler. Bizim için basit bir kalıptı. O kalıpla bizim makine serüvenimiz başladı. İlk çikolata kalıbını yaptık. 6 ay sonra, buradan 3 firma daha çikolata işine girdi ve onların kalıplarını da verdik. Kârlı, güzel bir sektördü. Bu firmalar tekrar makineye yatırım yapmayı düşünüyorlardı. Biraz da şakayla karışık “ Makinanız da benden. Ben yapayım” dedim. Ortada bir makina da yoktu. Sadece konuşma esnasında gelişti. Hayal ederek kafamda makinayı canlandırmıştım. 30 bin dolar dedim. Hayalimdeki makinayı anlattım ve onlar da ina-


nıp paranın yarısını getirdi. Mesela aynı cesareti ben gösteremezdim. Çünkü ortada makinanın m’si bile yoktu. 45 günde makinayı yapıp arkadaşın işyerine kurduk. Bir mucizeydi. Ortaya beklentisinin 10 kat üzerinde bir makina çıktı. O makina da bizi direk makinacı yaptı. Piyasadaki çikolata makinelerinin farklı bir mantığında ürün ortaya koyduk. Olanın aynısını kopya edelim diye uğraşmadık. Mantığı çözdük ve makinanın tüm proseslerini ona göre geliştirdik. Artık yolunuza makinacı olarak mı devam ettiniz?

Konya’da çok fazla şekerci vardı. Sonra peş peşe sipariş geldi. Büyüme trendi de orada başladı. Konya dışında pek çok ile üretim yapmaya da başladık. 2004 yılında da ihracatımız gerçekleşti. Yaptığın işi kaliteli ve ekonomik yaparsan kocaman bir pazar var. Tüm dünyanın tek parametresi en kaliteliyi en uygun fiyata almak. Yada rakiplerden üst teknoloji yapmak.Bunu yapabildiğin zaman zaten başarılısındır.Yaptığın ürünün muadili de yoksa tek sensin. Bunu geliştirmek de ciddi Ar-Ge çalışmalarıyla mümkün. İşimiz ancak bilgi donanımlarıyla gelişebiliyor. Pat diye

olacak işler de değil. Çıraklık dönemlerinizde ileride bir işadamı olmayı hayal ediyor muydunuz? O amaçla çalışıyordum. Çalıştığım her dönemde içimde hep satış vardı. Başkalarından farklı, sıra dışı bir iş yapıyorsanız zaten satışçısınız demek. Babanız nasıl bir destek verdi Traktörle başlayan bir hikaye. Babamın bir traktörü vardı. Onu satarak başladım. Aslında o traktör, tornanın yarı parasıydı. Yarısına da borçwww.metropoldergileri.com

33


KAPAK KONUSU

34

lanıp başlayan bir serüven. Doğru bir serüven. Sonra babama yeni bir traktör almak istedim, söyledim de. Ama artık traktöre ihtiyacının olmadığını söyleyerek istemedi. Çikolata ve şekerlemede kullanılan makinenin kalitesi ne kadar önemli? Direk etki sağlar. Bizim üretimimizin çok önemi vardı. Türkiye’de 70’e yakın çikolata üreticisi var. Bunların 65’inde bizim makinalarımız var. Makinaları biz üretmiyor olsaydık, bu firmaların hepsi yurt dışından ithal edeceklerdi. Ülke dışına döviz çıkacaktı. Üretim yaptık, döviz çıkmadığı gibi ihracatla ülkeye döviz getirdik. Sektörün gelişmesine de ciddi katkılarımız oldu. Biz bu işi yapmadan önce çikolata fabrikası kurmak çok zordu. Belki de hayaldi. Ciddi paranız, ciddi bilginiz, ekibiniz, malzemeniz olması gerekiyordu ki; bu imalatı yapabilesiniz. Biz bu olguyu değiştirdik. Daha küçük paralarla çikolata yapılabileceğini gösterdik. Anahtar teslim fabrika kuruyoruz. Konya’da 10’un üzerinde kurduğumuz fabrika var. Anahtar teslim fabrika kurduğumuz, ödeme kolaylığı sağladığımız, 80 metrekare alanda şekercilikle başlayıp bugün bizim kurduğumuz fabrikalarda üretim yapan firmalar var. Onlar da ihracata başladı. En kaliteli çikolatalar da size geliyor olmalı :) Dünyadaki tüm çikolataların tadını biliyorum. Çikolatanın hangi proseslerden geçtiği, nasıl olduğu, hangi malzeme kullanıldığına kadar ayırt edebiliyoruz. Hangi kalitede bir çikolata yapmak istiyorlarsa onun formülünü de veriyoruz. Dünyanın en iyi çikolatalarının ürünlerini biliyoruz. İsviçre bu işin duayeni. Kaliteli bir süt tozu, kakaodan,

yağdan, kaliteli bir çikolata meydana geliyor. Bunları doğru oranda birleştiren iyi bir makinadan kaliteli bir çikolata çıkıyor. Çocukken çok çikolata yer miydiniz? Halen çok seviyorum ve yiyorum. Tabi ki çok çikolata geliyor ama tadına bakıyorum. Gelişime açık bir sektör müdür? Hayaliniz ne kadarsa gelişiminiz de o kadar geniş. Her bir yeni ürün gelişimi yeni bir makine prosesi gerektirebiliyor. Kocaman bir pa-

zar. Teknolojik makinalarınolması gerekiyor. Kurduğunuz fabrikada ilk çikolata kokusu aldığınızda ne hissediyorsunuz? Mutluluk hissediyorum ama bu mutluluk çikolatadan değil, başarmaktan geliyor. Aldığımız kokudan çikolatanın kalitesini hemen anlayabiliyoruz. Konya’dan da dünya markası çikolatalar çıkartalım diye çok uğraştık ama bir marka dışında başaramadık. Böyle bir marka çıkarmak çok zor değil. Bu işler biraz vizyon işi. Ne kadar görebiliyorsanız, düşünebiliyorsanız


o kadar kaliteye ulaşılır. Daha kaliteli bir çikolata üretilse daha kaliteli bir pazara ulaşılacak. Mesela Suudi Arabistan’da bir müşterimiz vardı; çikolatanın kilosunu 100 dolara satıyordu. En iyi çikolatanın ana hammaddesinin maliyeti 5 dolardır. En iyisini yaptım deseniz 6 dolar olmaz. Ama bunu nasıl şekillendirdiğiniz, nasıl sunduğunuz katma değerinizi yükseltir. En iyi kakaoyu, en iyi süt tozunu kullansanız bir fiyatı var. Zaten içerisinde dört bileşen var. Yağ, şeker, kakao, süttozu. Bunların oranları ve kaliteleri çikolatanın kalitesini belirler. 100 dolara yediğiniz bir çikolatanın da ana hammaddesinin maliyeti 5 dolardır. Güzel bir tasarımınız, modeliniz varsa, içerisini neyle süslemişseniz, yeme kalitesini artırmışsanız fark ve fiyatı orada değişiyor. Çok karlı bir iştir. Bu durumda sizin için iyi

bir çikolata gurmesi de diyebiliriz Bir çikolatayı tattığım zaman formülünü çıkartabiliyorum :) Oranları ne kadar, hangi yağ kullanılmış. Gözlemlerinize göre Türklerin çikolatayla arası nasıl? Son yıllarda insanlarda artık iyi çikolata yeme kültürü oluştu. Mesela bir tedarikçimiz çikolata ikram etti ve dedi ki; Türkiye’de artık eski çikolataların tadı yok. Bozuldu. Ben de dedim ki; aslında onlar bozulmadı, senin damak tadın değişti. Biz Avrupa’da üretilen çikolataların tadını bilmiyorduk. Onları yedikten sonra iyi çikolata yemeye diğer çikolatanın tadını beğenmemeye başladık. Eskiden kokolin üretimi popülerdi. Şimdi artık gerçek çikolatanın pazar payı yükseliyor. Bu da insanların yeme keyfinin yükselmesinden kaynaklanıyor. 2 dolarlık kokolini artık kimse yemiyor. Güzel gelişme.

Son olarak neler söylemek istersiniz? Daha kaliteli makinalar üretebilmek istiyoruz. Bu potansiyeli ve yeterliliği kendimizde görüyoruz. Şu anda çikolata fabrikası sektöründe dünyanın en iyisi 5 büyük firma var. Bunlardan ilk 3’ünün içine girmeyi hedefliyoruz. Geçmişten gelen tecrübemizle istihdamımızı artırmak istiyoruz. Müşterilerimize ikram için çok spesifik, kaliteli bir çikolata üretip liderlik etmek de istiyoruz. Her gelen “Çikolata yok mu?” diye soruyor. Makinesini yapıyoruz ama iyi bir çikolatayı her zaman ikram edemiyoruz. Kendi markamız ile special bir çikolata ikram etmeyi planlıyoruz. Kocaman bir pazar var fakat müşterilerimize etik olmaz diye o pazara girmek istemiyoruz. Yalnızca ikram edeceğimiz kadar çikolata üreteceğiz. Memet Makina ile nasıl çikolatalar yapılabildiğini göstermek için.

www.metropoldergileri.com

35


RÖPORTAJ

36

Çiğdem Kurut

Beyzat Aksoy

Doğanın insanlara sunduğu en güzel maddelerden biri. Tarih boyunca hep kullanılmış, kullanıldığı alana tüm estetiğini, doğallığını hatta heybetini sunmuş. Mermer nerede yer aldıysa oraya değer katmış. Koca bir sektör de oluşturan mermeri ve bu işin adeta sanatçısı ARC Mermer’in patronu Zeki Arıcı’yla konuştuk…

Mermer altın değerinde ARC Mermer’in kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz? Mermercilik baba mesleğimiz.Babam 80’li yıllarda faaliyete başlamış. Ben de bu sektöre 13 yaşlarında babamın yanında çırak olarak başladım. Abimle devam ettik. 2006 yılında babam işi tamamen bize devretti. Hızla büyüterek bugüne getirdik. Bu sektörde ilerlerken bir taraftan da inşaat sektörüne atıldık.Ama esas işimiz mermer.

Firmanızı kuruluşundan bu yana nasıl bir seviyeye getirdiniz?

ARC MERMER FİRMA SAHİBİ

ZEKİ ARICI

Babamın başladığı yıllarda, arz talep dengesi de göz önünde bulundurulduğunda küçük çapta ama güvenilir, kaliteli hizmet anlayışıyla faaliyet devam etmiş. Bizim de dahil olmamızla birlikte mevcut faaliyetlere hedefler eklendi. Fabrika kurmamız lazım,ihracat yapmamız lazım, kurumsallaşma adımları atmamız lazım gibi düşüncelerle,


hep ileriye dönük hareket ettik. Mermer satışı ve uygulamaları konusunda ticari faaliyetlerimizi genişlettik. Devamında inşaat sektörüne de ısınmaya başladık. Küçük projelerle adım atıp ilerleyen zamanlarda bu alanda da faaliyetlerimizi arttıracağız. Emin adımlarla ilerleyerek farklı projelere imza atacağız.Bundan sonra da bu düşünceleri geliştirerek devam edeceğiz.

İş hayatına küçük yaşlarda başlamak size ne kazandırdı? Küçük yaşlardan itibaren en büyük kazancımız tecrübe oldu.İlk başladığımda her işe burnumu sokuyordum. Belki de o merak, o istek bu işi benim mesleğim yaptı.Babam çok iyi bir sanatkardı. O yıllarda aynı zamanda inşaatlarda da çalışıyorduk. İşçiliğin bir inşaatta ne denli önemli olduğunu da babamdan öğrendik. Çalışırkenki

titizliği, disiplini bize çok iyi aşılandı. Babanın yanında yetişmek, işi öğrenmek o zaman çok zor gelirdi. Hiçbir zaman torpilli olmadık. İşyerimizde yapılması gereken ne iş varsa titizlikle yapar, bir taraftan da babamızın gözüne girmeye çalışırdık.Babamızdan öğrendiğimiz iş ahlakı, ticari prensipler, sektörün püf noktaları gibi değerleri bilgimizle, gördüklerimizle pekiştirdik. İş hayatında nasıl adım atılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olduk. İtibarın ne demek olduğunu, büyümek için risk alınması gerektiğini ya da sektörde söz sahibi olmak için gerekli olan argümanları da bu birikimimiz, tecrübemizle elde ettik.

İyi bir mermeri bir bakışta anlıyorsunuzdur. İyi, kaliteli bir mermer nasıl anlaşılır? Dokusundan, renginden, damarlarından anlaşılır. İşlenmesi de son derece

önemli. Güzel ve iyi işlenmiş bir mermer sıkılmadan izlenebilecek bir sanat eseri gibidir. Doğanın bize bahşettiği en büyük zenginliklerden biridir.

Hammadde teminini nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Ağırlıklı olarak İran ve Hindistan’dan ihraç ediyoruz. Bu bölgeler güzel ve kaliteli mermer açısından zengin bir pazar. Türkiye’den aldığımız ürünler de var.Türkiye de bu anlamda iyi bir pazar.Biz de müşterilerimize en iyi ürünü sunma çabasıyla hareket ediyoruz.

Konya’da mermere ilgi nasıl ?

Mermer kullanımı konusunda Konya önümüzdeki birkaç yıl içerisinde İstanbul, Ankara ve İzmir’i geçecek diyebilirim. Seramik kullanımı oldukça yaygındı. Son dönemlerde mermere karşı yoğun bir ilgi dikkat çekiyor.

www.metropoldergileri.com

37


RÖPORTAJ

38

İnsanlar natürel ürünlere yönelmeye başladı. Herkes projesinde bir fark yaratmak istiyor. Mermer de bu farkı yaratacak en güzel malzemelerden bir tanesi. Bizim gözümüzde zaten mermerin üzerinde yer alabilecek bir malzeme yok.Mermer altın değerinde. Dolayısıyla yalnızca konut değil; otel,

hastane, restoran gibi çok farklı mekanlarda da tercih ediliyor. Biz de tüm bu mekanlar için de özel uygulamalar yapıyoruz.

Mermer yer aldığı bir projeye ne kazandırıyor? Tabi ki en önemli katkısı natürel şık-

lık. Kullanıldığı alana güzel bir estetik katıyor ve lüks bir görünüm sunuyor. Çok sağlam ve yıllarca deforme olmuyor. İyi işlenmiş ve uygulanmış bir mermeri çok uzun yıllar deforme olmadan kullanabiliyorsunuz.Erişilmesi zor bir malzeme algısı uyandırsa da kullanım süresi ve konforu göz önünde bulundurulduğunda vazgeçilmez bir malzeme olarak karşımıza çıkıyor. Mermer elbette pahalı, çıkarılması, işlenmesi zor, zahmetli. Ama kullanıldığı her alanda o uğraşın değerini görebiliyorsunuz. Mermer kullanıldığı her alanda adeta bir emeğin, değerin ürünü olduğunu yansıtıyor.İşçiliği iyi yapılmadığı sürece o mermerin kalitesinin önemi kalmıyor. Mermer kaliteli, işçilik de kaliteli olursa çok güzel bir elmas, pırlanta bunun yanında sönük kalabilir.

İnşaat alanında da faaliyet göstermeye başladınız. Bu da özel bir proje mi?

Özel bir villa projesi hazırladık. Aslında biz bu projede konsepti biraz mermer üzerine oluşturduk. Bir mermerin nasıl kullanılabileceğini göstermek istedik. Mevcut çizgiyi biraz değiştirerek, mermeri alışılagelmişin dışında kullanarak bambaşka bir algıyla yaklaşılmasını amaçladık.Mermerin kullanım alanı hayal gücü kadar geniş.Projemizde de geniş alan uygulamalarıyla bir vitrin oluşturmaya çalışacağız.

Son olarak; mermerin de modası var mı? Ve bu takip ediliyor mu?

Mermer tarih boyunca hep değer bulmuş. Dönemsel kullanım şekilleri var. Tarih boyunca da hep modası olmuş. Rengi, deseni, kullanım alanları dönemlere göre değişmiş. Daha çok butik alanlarda kullanıyoruz. Cephe kaplama, kolon, asansör kapısı gibi insanların direk dikkatini çekeceği alanlarda yer alıyor. Mermere bakarken keyif alırsınız, üzerine basarsanız bu sizi rahatlatır. Doğal malzemenin en önemli özelliği de sanırım böyle etkilerinin olması. Bu yüzden mermerin gözle, tenle temas etmesi de önemli.


www.metropoldergileri.com

39


HABER

40

EKONOMİDE GURUR TABLOSU

Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası, Konya Ticaret Borsası, Konya Vergi Dairesi Başkanlığı, SGK İl Müdürlüğü ve İŞKUR Konya İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Konya Ekonomi Ödülleri 2017 töreni gerçekleştirildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı programda 11 dalda ödül verildi. Ödül alan firmalar şöyle: 2017 YILI GELİR VERGİSİ ÖDÜLÜ ALAN FİRMALAR Mustafa Tarip, Ali Akkanat 2017 YILI KURUMLAR VERGİSİ ÖDÜLÜ ALAN FİRMALAR Konya Çimento A.Ş., Safa Tarım A.Ş., Konya Şeker A.Ş. 2017 İHRACAT ÖDÜLÜ ALAN FİRMALAR S.S.P Otomotiv San., Konya Şeker San., Eti Alüminyum

A.Ş., Topçuoğlu Hayvancılık Dayanıklı Dayanaksız Tüketim Malları Giyim Tic. ve San. Selva Gıda San. A.Ş. 2017 İSO İLK 500 FİRMALARI Konya Şeker San., Eti Alüminyum A.Ş., TÜMOSAN Motor ve Traktör San., Hasçelik San., Ova Un Fabrikası, Aydınlar Yedek Parça, Helvacızade Gıda İlaç Kimya San., Enka Süt ve Gıda Mamülleri San., Akova süt ve Gıda Mamülleri San., Hekimoğlu Un fabrikası Tic.


2017 İSO İKİNCİ 500 FİRMALARI Konya Çimento A.Ş., Büyükhekimoğulları Gıda San., Kombassan Kağıt Matbaa Gıda ve Tekstil San., Safa Tarım A.Ş., Golda Gıda San., Atiker Metal İthalat İhracat ve İmalat San., Selva Gıda San. A.Ş., Altınapa Değirmencilik Tic., Kompen PVC Yapı ve İnşaat Malzemeleri SAn., Çöğenler Yemcilik Tarım Ür. Hay. ve Petrol Ür. Tic. San., Gitaş Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Tic. ve San., Kontensan Konya

Teneke Kutu Ambalaj ve Makine San. ve Tic., Tosunoğulları Mobilya San. ve Tic. 2017 YILI EN ÇOK TARIMSAL TESCİL YAPAN FİRMALAR Konya Şeker San., Erser Grup Tarım Ürünleri San. ve Tic., Büyük Hekimoğulları Gıda ve San. Tic., Altınapa Değirmencilik Tic. ve San., Toprak Tarım Hayvancılık Gıda İletişim Nakliyat Paz. San., Konuklar Tarım Ürünleri Otomotiv Tic. Ltd. Şti., Şakiroğlu Tarım Gıda

Ürünleri Hayvancılık İnşaat Nak. San., Tekbaş Ambalaj Gıda İnşaat Turizm San., LDR Tarım Ürünleri Nakliye Petrol Hay. ve İthalat İhracat Tic. Ltd. ŞTi., Mustafa Eroğlu Yem Tic. ve San. Ltd. Şti. 2017 YILI EN ÇOK İSTİHDAM OLUŞTURAN FİRMALAR Konya Şeker San., Adese Alışveriş Merkezleri Tic.,Eti Alüminyum A.Ş., Panagro Tarım Hayvancılık San., Yeni Mağazacılık A.Ş.

www.metropoldergileri.com

41


HABER

42

2017 YILI EN FAZLA İŞ BAŞI EĞİTİM PROGRAMI DÜZENLEYEN FİRMALAR Callus Bilgi ve İletişim Hizmetleri A.Ş., Adese Alışveriş Merkezleri Ticaret A.Ş., Özçelikkkayalar Alışveriş Merkezleri Pet. Tar. ve Gıda San. ve Tic., Işıl Sağlık Hizmetleri A.Ş., Yıldız Pul Otomotiv Motor Parçaları Sanayi A.Ş. KONYA SANAYİ ODASI 35. YILINI DOLDURAN FİRMALAR Arıkol Aerosol Ambalaj San. ve Tic. A.Ş., Gitaş Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Tic. ve San. A.Ş.


KONYA TİCARET BORSASI 40. YILINI DOLDURAN FİRMALAR Osman Çakır, Süleyman Cömert, Hüseyin Taşan Mehmet Gödeneli, Mustafa Küçükavcı KONYA TİCARET ODASI 40. YILINI DOLDURAN FİRMALAR Kale Möble Tic., Paksu İnşaat Tesisat Malzemeleri San., Sefer Motorlu Araçlar Nakliyat Taşımacılık

Tic. A.Ş., Mustafa Yılmaz-Ağalar Ticaret, Necati Çiller -Oto Yüksel, Salih Eser, Ahmet Üçer, Cemal Altınsoy, Mevlüt Özcan, Ramazan Eseroğlu, Osman Ayhan Karavelioğlu, İbrahim Bestil, İbrahim Kolcu, Ahmet Dikici, Necati Eker, Osman Mümtaz Kulluk, Seyit Mehmet Meneviş, Ayhan Sayılar, Muammer Uğur, Ahmet Yanılmazer, Osman Küçükkulu, Mustafa Tuluk

www.metropoldergileri.com

43


RÖPORTAJ

44

Çiğdem Kurut

Ahmet Çakır

Adına güzel sözler söylenir. Bazen umut, bazen huzur, bazen de her şeyin başlangıcı, bitişidir.Üzerinde en güzel sanatsal çalışmalar yapılır, dili vardır, anlamı vardır. Kapı tarih boyunca hep olmuştur, hem de çok önemli olmuştur. Teknolojiyle birlikte pek çok şey değişse de kapı önemini hiç yitirmez. Malzemesi, modeli, fonksiyonu değişir ama huzurun, güvenin adı aynı kalır. Zer Kapı’yı Nasuh Ozan Önal’la konuştuk…

Çelik kapı deyip geçmeyin Sizi tanıyabilir miyiz? 1985 yılında Konya’nın Cihanbeyli ilçesinde dünyaya geldim. İlkokul 3. sınıfa kadar Cihanbeyli’de ikamet ettik. Sonra Konya’ya taşındık. Yapıcı İlköğretim Okulu, Barbaros İlköğretimOkulu,Dolapoğlu Anadolu Lisesi veDiltaş Koleji’nde öğrenim gördüm. Devamında2 sene Kıbrıs’ta Yakındoğu Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nde öğrencilik yaptımBazı nedenlerden dolayı yarım bıraktım. Şuanda hala Selçuk Üniversitesi’nde Ziraat Teknikerliği bölümünde aktif öğrenciyim. İş hayatına ne zaman başladınız? İş hayatıma Kıbrıs’tan döndükten sonra başladım. Sarıyer Börekçisi’nin bayiliğini aldım ve Konya’da şube açtım. İşler istediğim gibi yürümeyince de o işe son vererek Konya’da kapı sektöründe hizmet veren bir firmayla imalat şeklindeyeni bir başlangıç yapmış olduk. 2011 yılından beri çelik kapı

ZER KAPI FİRMA SAHİBİ

NASUH OZAN ÖNAL


işiyle uğraşıyorum. Şuan aktif olarak 2 senedir Ankara firması Mina Çelik Kapıyla yolumuza devam ediyoruz. Bayi şeklinde çalışıyoruz. Kapı işi inşaat taşeronuolarak geçiyor. İmalatın ayrıntılarını tamamen öğrendikten sonradaha köklü bir firmayla bayi şeklinde çalışma yapmak cazip geldi. Konya’da tek bayi olarak devam ediyoruz. Sadece Ankara Mina Çelik kapının bayiliğini yapıyoruz. Mina, Çelik Kapıda sektörde önemli firmalardan biri. 22 yıllık geçmişi, kalitesi ve yenilikçi çalışmalarıyla adından söz ettiriyor.Kaliteli bir tarzı var ve kendine has ürünleri var. Mina Çelik Kapı kapıların üzerinde bulunan çekme kollardan diğer ayrıntılara kadar ürünlerini kendi tasarlar.Senelik 50 bin kapasiteyle sektörde söz sahibi olan bir firma olarak da düşünebiliriz.

Kapı dendiği zamanakla güvenlik sisteminin ilk basamağı geliyor.Konya’da bu bilinç var mı? Maalesef bu bilince yeteri kadar sahip

değiliz. Yüksek maliyetli bir daire alan müşterimiz bile müteahhiti sorgulamıyor. Bu sorgulama sadece çelik kapı için değil. Mutfakta ne kullandık, çelik kapının markası ne veya çelik kapının özelliklerine gibi sorular hiç sorulmuyor. 1 milyon liraya daire satılıyor ama kullanılan malzemeler standartların çok altında. Müşterinin bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Çelik kapı deyince akıllara çok ayrıntı gelmiyor. Var mıdır ayrıntıları? Çelik kapının çok ayrıntısı var. Sadece kasa ve kanat kısmının çelik olması önemli değil. Kanat içi kısmında belli bir dolulukta olması lazım. Genelde baktığımız zaman en çok karşılaştığımız şey en uygun fiyatlı kapıaranması. Oda kapısının fiyatında çelik kapı almak isteyen çok kişi var. Çelik kapı denildiğinde neyi sorgulamalıyız? Çelik kapı denildiğinde saç kalınlıklarını, kullanılan malzemeleri sorgulamamız lazım. Şimdi imalattan geldiğimiz için bunun ayrıntılarını iyi biliyoruz. Mesela fitilden fitile ses yalıtımı dahil pek çok şey değişir. Sesi ve rüzgârıönleyen üst sistemkaliteli bir conta kullanılmışsa yaşam kalitesi artar. Bunları sorgulamak lazım mesela. Özellikle yüksek statülüevlerde bunları sorgulamak lazım. Onun dışında güvenli bir kapı istiyorsanız kanat içinde kullanılan sac, kilit sistemi de çok önemli. Barel www.metropoldergileri.com

45


RÖPORTAJ

46

sistemini de sorgulamaları lazım. Türkiye’de Mina Çelik Kapı da dahil olmak üzere birkaç firmada bunlara dikkat ediliyor. Kartla kapı açma devri sona erdi diyebilir miyiz? Kaliteli bir çelik kapı kesinlikle kartla içeriye girişe müsaade etmez. Kalite seviyesine göre bu değişse de VIP serilerimizde dışardan kartla giriş yapamazsınız. Çilingir müdahale edebilir. Neler hedefliyorsunuz?Üretim noktasında ya da inşaatla alakalı planınız var mı? İmalat düşünmüyorum. Özellikle Konya’da ucuz fiyatlara kapı veriliyor. Onlarla rekabet etmek istemiyorum. Mina Çelik Kapının kalite standartları çok yüksek. Bazı üreticiler ürünlerini çok ucuz fiyata veriyorlar. Bu da açıkçası bazı müteahhitlerimizin işine geliyor. Konya’da çok kaliteli kapılar yapılıyor fakat çok düşük kar marjıyla piyasa kırılıyor. Bu yüzden de benim hedefimde kesinlikle imalat diye bir şey yok. Projeye ya da kişiye özel tasarımlar da yapıyor musunuz? Perakendede değil ama toptan olarak

öyle hizmet verdiğimiz müşterilerimiz var. Onların isteklerine özel yapılmış kapılarımız mevcut. Mina Kapı da projeye özen gösteren, özel tasarımlar yapan ender firmalardan bir tanesi Kapı hem çok güvenli hem de şık bir malzeme haline dönüştürülebiliriyor o zaman. Aynen öyle. Özellikle üst segmentli ürünlerde bunu görmek mümkün.Fason üretim de yapmıyoruz.2018 modellerimiz de görücüye çıktı. Taklitlerine, kopyalarına karşı özel önlemler de alınıyor. Kapının da modası oluyor mu? Kapının da modası var. 2015 yılında en son büyük kataloğumuzu yaptık. 2018’de yeniliyoruz. 2021’ kadar böyle devam edecek. 2021 yılından sonra artık başka şekilde üretimler yapmaya çalışacağız. 3 senede bir yeniliyoruz. Her seferinde ürünler üzerine bir şeyler katarak ortaya güzel çalışmalar konuyor. Kalite açısından çok fazla üzerine çıkmamız mümkün değil. Bir zirve vardır orada durursunuz. Ama

model olarak, görsellik olarak üzerine yeni şeyler katılıyor. Genel standartlarınız nedir? Genel bir standardımız var. Mesela VIP serisi,pırlanta serisi,Premium serimiz var. Sac kalınlıklarına göre bu ayrım yapılıyor. Ama en alt seviyedeki kapımızın standardı bile kaliteli diyebileceğimiz özellikler taşıyor. Size Kapıcılar Kralı deniyor. Bunun bir esprisi var mı? Valla o bir espriydi. Düğün esnasında sunucuo an için cevaplanması zor bir soru sordu.Mesleğiniz ne diye sordu. “Kapıcıyım” diye ağzımdan çıktı. Ondan sonra arkadaşlar da “Kapıcılar kralı” diye bağırmaya başladı. Adım öyle kaldı. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Müşterilerimize tavsiyem; daire alırken özellikle müteahhitleri sorgulasınlar.Verdikleri ücretin karşılığında ne aldıklarını bilsinler.


www.metropoldergileri.com

47


RÖPORTAJ

48

Çiğdem Kurut

Beyzat Aksoy

Izgaraya hanım eli değerse… Hanım eli ızgaraya ilk adımınızı attığınızda, sizi önce hayranlık uyandıracak bir ortam karşılıyor.Nereye, hangi köşeye baksanız çok zevkli ve mükemmel ötesi, insanı hayran bırakacak bir ambiyans. Ama daha da ötesi sıcacık bir ilgi ile sizi karşılayan Hanım Eli Izgara’nınkurucusu idealist ve iş aşkını hem tasarıma hem de yapmış olduğu yemeklere katan End. Müh. Necmiye Turoğlu doğru bir yerde olduğunuzu hissettiriyor. Röportajımız da Necmiye Hanım’la…

HANIMELİ IZGARA İŞLETME SAHİBİ

END. MÜH. NECMİYE TUROĞLU


Sizi tanıyabilirmiyiz? Aslen Karadeniz kökenliyim asker çocuğuyum babamın mesleğinden dolayı çocukluğumu güzel yurdumun birçok şehrinde geçirdim. Son 20 yıldır da Konya’dayız. Çok küçük yaşlardan beri hayatın içinde oldum. Hem ça-

lıştım, hem de okudum. Okulumu bitirdikten sonra eğitimini aldığım bölümün gereği olarak çalışma hayatımda benim için yeni bir dönem oldu. Çalıştığım iş yerlerini kendi işim gibi görüp gece gündüz demeden hep, durmadan koşturdum. Hem kendime

hem de çalıştığım iş yerlerine değerler katmaya çalıştım. Bunları yaparken çocukluktan beri hayalim olan restoran işini de kafamdan bir türlü çıkaramadım ve şuan bulunmuş olduğunuz yerle çocukluktan beri beslediğim hayali gerçekleştirmeye, kendi işimi

www.metropoldergileri.com

49


RÖPORTAJ

50

hayata geçirmeye adım attım. İnsan kaynakları uzmanlığından farklı bir sektöre geçmeyi neden tercih ettiniz? Ve bu güzelliği nasıl ortaya koydunuz? Güzel bir soru öncelikle iş yerimi ziyaret etmenizden dolayı teşekkür ederim. Demek ki fark edilecek kadar güzel şeyler ortaya koymuşum ve bunun fark edilmesi mutluluğunu yaşattınız. Sorunuzun cevabına gelince; benim için sevdiğim ve hayal ettiğim

şeyleri yapmak önceliklerim arasındadır. Bir insan ne iş yaparsa yapsın severek yapmalı ki yaptığı işe saygı duyulsun ve fark yaratabilsin. Şu an bulunduğunuz ortama inanmış olmanın yansımalarını görüyorsunuz … Neden bu iş” derseniz yaratılış gereği yemek yapma özellikleri yüce yara-

tıcı tarafından genlerimize işlenmiş. Fakat lokantacılık sektörüne bakınca işletme sahiplerinin erkeklerden teşkil olduğunu gördüm. Esasında bu işi kadınların yapması gerektiğine inandım ve severek yaptığım insan kaynakları uzmanlığı mesleğimi üzülerek de olsa ideallerimi gerçekleştirmek adına bıraktım. Burayı açtıktan sonra henüz

bir yılımı bile doldurmadan beklediğim bir teveccühle karşılaştım. Bu durum ne kadar doğru bir adım attığımın bir yansıması. Artık hayallerimi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Yapmış olduğunuz bu iş mesleğinizle örtüşüyor mu?


Mutlaka eğitimini almış olduğum ve yıllarca emek verdiğim mesleğimin de katkısı olmuştur. Ama bu şu demek değildir; Mühendislikle Restoran ne alaka. Şu gerçeği göz ardı etmemek lazım; zaten bu yeteneğin doğuştan tarafıma verilen bir yeti olduğunu düşünüyorum. Kadınların genlerine işlenmiş ve ona göre dizayn edilmiş. Ben sadece bu yeteneklerden yola çıktım. İdealim, hayalim olan bu işi yapmaya karar verdim ve bu kararımın ne kadar doğru olduğuna inancım da katlanarak artmakta. İş yerime gelen müşterilerimin göstermiş olduğu teveccüh de bu inanç ve kararlılığımı daha çok arttırıyor. Ben sizlerin aracılığı ile de Konya halkına kadın eli değince nelerin değiştiğini, nasıl bir lezzet katıldığını göstermek istiyorum. Konyalılara, nezih, sıcak bir atmosferde, kaliteli yemekleri yerinde tespit etmeleriniöneriyor, bunun bir bağımlılık, sürekliliksağlayacağını da iddialı bir söylem olarak ifade ediyorum. Kısacık yol yürüyüşümde bunun farklılığını yaşatanHanımeli müdavimlerine de şükranlarımı sunuyorum.

www.metropoldergileri.com

51


HABER

52

Okul Öncesinden Liseye Kadar

Mis Koleji

Konya’da eğitim sektörüne yeni bir vizyon getirmek amacıyla kurulan Mis Koleji yeni eğitim öğretim yılını bekliyor. Mis Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Salih Özkan, Konya’da eğitim sektöründeki sıkıntıları bilerek ve bu sıkıntılara kesinlikle çözüm bulmak amacıyla Mis Koleji’ni kurduklarını ifade etti. 2018-1019 eğitim-öğretim yılında eğitime başlayacak olan Mis Koleji, Konya’daki eğitim sektörü anlayışını değiştirmek konusunda iddialı. Kısa sürede eğitim kadrosunu kuran Mis Koleji yeni eğitim öğretime hazır. Kayıt almaya devam eden Mis Koleji Konya’da ciddi bir boşluğu dolduracak. Mis Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Salih Özkan, “Her yaptığımız işte disiplinden asla taviz vermedik. Hep müşterilerimizin memnuniyetini temel aldık. Bu anlayışı eğitim sektöründe de uygulayacağız. İşin uzmanı, profesyonel ekibimizi kurduk. Disiplinli ve planlama yaparak ilerliyoruz. Eğitim öğretim döneminde öğretmenlerimiz, öğrencileriyle ve velileriyle buluşacak. Konya’da şikayet edilen tüm konulara eğiliyoruz. Problemleri öğrenci ve velimizin memnuniyeti için anında çözen bir Mis anlayışını tesis ediyoruz. Kayıtlarımız gayet iyi gidiyor. Öğrenci velilerimizin kayıt olmasalar bile gelip sormalarını ve Mis anlayışımızı öğrenmelerini çok arzuluyoruz. İşinin ehli tecrübeli öğretmenlerimizle heyecanlı ve başarılı öğretmenlerimizi bir araya getiren kaliteli bir eğitim kadrosu kurduk. Okul binamız örnek olacak bir bina. Öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi düşünerek keyifle uzun zaman geçirebilecekleri, güvende olacakları

ve sadece eğitime odaklanacakları mükemmel bir Mis Koleji’ni Konya’mıza kazandırdık. Konya’mıza hayırlı uğurlu olsun” dedi. Eğitim başlamadan önce öğrencilerimize ve velilerimize yönelik eğitimler planladıklarını da ifade eden Özkan, “Türkiye’mizin geleceği için eğitim

çok önemli. Milli bilince sahip gençlerimiz bizim teminatımız. Bu anlayışla okul öncesinden, ilkokula, ortaokuldan liseye kadar her alanda Konya’ya örnek olacak bir eğitim anlayışı kazandırmak istiyoruz. Buradaki adımlarımız bizi üniversiteye taşıyacak. İleride üniversite konusunda da adımlar atmak istiyoruz” diye sözlerine ekledi.


www.metropoldergileri.com

53


RÖPORTAJ

54

Çiğdem Kurut

Herşey “TheHich” bloğuna şöyle bir göz atmakla başladı.“İhmaller ihmale gelmez”, “Karar almaya karar vermek” gibi makaleleri okurken kıssadan hisselerde bir mola vermek iyi geldi. Yönetim Danışmanı Cem Burak Pir kişisel bloğunda ilginç içeriklere yer verse de aslında oAnte’yle firmalara adeta cansuyu veriyor. Pir’le Ante’yi ve TheHich’i konuştuk.

“Şirket kurucuları hobi edinmeli”

Pir’den TheHich. Böyle bir blog açmak aklınıza nereden geldi? Benim bloğum bireysel bir blog aslında.20 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin en büyük gruplarından bir tanesinde üst düzey yöneticilik yaptım ve daha sonra ayrıldım. Bu birikimimi (ki çalışırken de ilgi duyduğum alanlar örgütsel ve bilişsel psikolojiydi) insanlarla paylaşmak üzere yola çıktım.TheHich tamamen kişisel bir blog.Kendi okuduklarımı, kendi tecrübelerimi harmanlayarak paylaşımlar yapıyorum. İlgisini çeken insanlar faydalanıyorlar, ilgisini çekmeyen insanlar doğal olarak okumuyorlardır. Bir kişi bile yazılarımdan faydalanabiliyorsa, aklında bir fikir uyanıyorsa, yeni bir bakış açısı oluşuyorsa amacıma ulaşıyorum demektir. Ben bunları zaten okuyorum. Yazmak da iyi geliyor. İnsanlarla paylaşıyorum. Amacım tamamen bu. Ve Ante. Çok yeni ve umut dolu. Profesyonel hayattan sonra bir arkada-

YÖNETİM DANIŞMANI

CEM BURAK PİR


şımla (Necati Telçeker) birlikte özellikle kurumsal olmayan aile yapısındaki şirketlere kurumsallaşmaya yönelik adımlarında yardımcı olmak üzereAnte’yi kurduk. Ante, Latince bir kelime. “İleri” demek.Burada da sektör ayrımı gütmeden daha çok aile şirketlerine kurumsallaşmaya yönelik yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Çalışma sistemimiz departmanlararası ilişkilerin düzenlenmesi, yetki onay sistemleri, iş süreçleri gibi şirketin bütün olarak yapısının röntgenini çekip, ihtiyaçları ortaya koyup sonra da değişim için kararı şirketin sahibine bırakmak suretiyle yön göstermek. Özellikle Konya, Balıkesir, Bursa, Denizli gibi Anadolu’daki şehirlerdebuna ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bu şehirlerde her alanda üretim yönü güçlü şirketlerimiz var. Ancak bugün sadece üretimde güçlü olmak yeterli değil. Ürettiğimiz ürünleri doğru stratejilerle tüm dünyadaki müşterilere ulaştırabilmeliyiz. Bu anlamda iş süreçleri çok hızlı değişiyor. Bir yıl önce uyguladığımız stratejiler bugün güncelliğini yitirebiliyor. Zaten görüştüğümüz firma sahipleri de “Ben üretimi biliyorum, bunun dışındaki kurumsallaşmaya yönelik satış, dış ticaret, finansman, insan kaynakları gibi konularda uzman değilim ve bu konuda desteğe ihtiyacım var” diyor. Bu çalışmaları yaparken size göre firmalarda en çok sorun teşkil eden konu hangisi oluyor? Son zamanlarda sanayicimiz el yordamıyla da olsa, fuarlar aracılığıyla da olsa yurtdışına açılmaya başladı. Bunun tabi ki daha profesyonel, daha kurumsal yapılması lazım. En basitinden hazırlanan bir broşürün detayında bile yabancı müşteri o firmanın kurumsallığı konusunda fikir sahibi olur. Dolayısıyla oradan başlayarak her türlü aşamada şirketin buna hazır hale getirilmesi için çalışmalarına yardımcı olmak istiyoruz. Bugün pek çok şirketimiz maalesef henüz daha gerçek ürün ve üretim maliyetlerini hesaplayamıyor. Birçok firma maliyet yapılarının bile farkında değil. Çok kaba hesaplamalarla fiyatlarbelirleniyor.

Tüm bu işleyiş çok ince bir ayrıntı mı gerektiriyor? Tabiki. Çünkü bir sürü yüksek bedelli üretim ekipmanı, tezgah, malzemeler vs. kullanılıyor.Bunların maliyeti var. Olayı net görürlerse doğru fiyat verirler. Belki yüksek fiyat verip bilmeden müşteri kaçırıyorlar, belki de onları zarara sürükleyecek bir fiyat veriyorlar. Yine istedikleri fiyatı versinler ama bilerek versinler. Ben bu fiyattan zarar ediyor muyum etmiyor muyum, karım ne kadar gibi yorumlamaları yapsınlar. Bu, işin daha çok finansal tarafı. Pazarlamayla, dış ticaretle,insan kaynaklarıyla, satın almayla ilgili yani şirketin her fonksiyonuyla ilgili çeşitli ihtiyaçlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü danışmanlık döneminden önce profesyonel hayatta çalışırkende bu tespit ve gözlemleri yapmıştım.İşimiz gereği pekçok bölgede farklı şirketleri görme ve tanıma fırsatımız oldu. Dolayısıyla da böyle bir ihtiyacın olduğunu o zaman da fark etmiştik. Firmalar özellikle 2. , 3.kuşağakadar gelmiş ve 3. kuşağa gelene kadar hiçbir kurumsallaşma kaygıları olmamış. İhtiyaç da sonradan hissedilir olmuş. Firmalar kurumsallaşma ihtiyacını nasıl hissediyor? İhracat çalışmaları bir etken midir ve yeni jenerasyonundaha eğitimli olması bu farkındalığı etkiledi mi? Kesinlikle. Tabiki geçmiş jenerasyonu da suçlayamayız.

Bu konularda eğitimi olmadan kendi yöntemleriyle bugünkü halini alan ve sistemini kurmuş çok fazla firma var. Tam olarak kırılma noktası ne zaman başlıyor? Geçmiş jenerasyon kendi koşulları içerisinde doğruyu yapmış ve başarılı. Eğer bugün bu kişilerden bahsedebiliyorsak ozamanki aldıkları kararlar bir girişimcilik ruhuyla alınmış. Risklerde alınmış. Burada esasında değişen şey dünya.Belki onlar hala doğru yönde gittiklerini düşünseler de dünya çok hızlı değişiyor. Dünyanın gerekleri, ihtiyaçları değişiyor. Yeni jenerasyon bunun farkında. Çünkü böyle bir dünyaya doğdular. Dolayısıyla onlar mümkün mertebe kendi gördüklerini, kendi doğrularını işe yansıtmaya çalışıyorlar. Ama çok tipik olarak görüyorum ki burada kuşak çatışması da var. İşin ilk sahibi kendi iktidarını kaybetmek istemiyor. Tabi ki hak verilebilir ama dünya o yönde ilerlemiyor.Elbette diğer taraftan, yeni jenerasyonunda sadece dünyadaki trendleri takip ederek değil, kuruluşun değerlerine, kültürüne sahip çıkarak ilerlemesi gerekiyor. Elbette her şirketin o şirketi diğerlerinden ayıran ve farklı yapan belli bir değeri, kültürü vardır. Dolayısıyla onlara sahip çıkarak ama dünyadaki gelişmelere,trendlere de ayak uydurarak ilerlemek zorundalar.Bir süre sonra işler yeni jenerasyonlara devredilecek. Çünkü doğanın kanunu gereği kurucular devreden çıkmak zorunda kalawww.metropoldergileri.com

55


RÖPORTAJ

56

caklar. Daha sonra iş yeni jenerasyona devrolacak. Onlarında işi kolay değil. Çünkü her türlü alanda ciddi bir rekabet var.Yani dünya artık gerçekten herkesin birbirinden haberdar olduğu bir yer haline geldi. Şirketimizin adı da bu yüzden“İleri”ve sloganımız da “Geleceği birlikte tasarlıyoruz”. Gerçekten de klasik bir tabir ama bu sonu olmayan bir yürüyüş. Çünkü siz ne kadar geleceği yakalamaya çalışırsanız çalışın o her zaman en az bir adım sizin önünüzde. Psikolojiyle ilgileniyorum demiştiniz. Bu çalışmaları yaparken psikoloji tüm bunların neresinde yer alıyor? 3 jenerasyonun bir arada olduğu şirketler mevcut. Karar çatışmaları olduğu zaman ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz? Psikoloji hayatımızın her yerinde. Ben psikolog değilim ama ilgi duyduğum bir alan olduğu için bu konuda çok okudum. Okudukça insanın ilgisi daha da artıyor. Herşeyden önce bu insana kendini tanıma fırsatı veriyor. Neyi niçin yaptığımızın sebeplerini anlayınca insan şaşırıyor.İş hayatında da psikolojinin önemi büyük. Günlük hayatımızda yaptığımız birçok şeyin aslında farkında değiliz. Hele ki psikolojinin bizi nasıl etkilediğinin hiç farkında değiliz. Jenerasyonların iş anlayışı farklı olduğu gibi psikolojileri de farklı.Kurucuyu da anlamak lazım. Çok zor şartlar altında, yoktan var ettiğini sahiplenme duygusuyla hareket ediyor. Başkasına emanet etmekte kendi oğlu, kızı bile olsa çekingen davranıyor. Ama bu oğlundan, kızından kaynaklanan bir sebep değil. Onlara güvenmediği için değil, ebeveyn olma içgüdüsüyle hareket ediyor. Biz kaç yaşına gelirsek gelelim, ebeveynlerimizin bizi hiçbir zaman yetişkin olarak görememesinin de vermiş olduğu bir etki. Kendi çocuğu olmasa bile üçüncü bir kişiye işini emanet etmek de olumsuz geliyor. Sanki birileri yanlış yapacak ve onun emeğini heba edecek varsayımında bulunuyor. Burada kime ne düşüyor derseniz; yeni jenerasyona daha çok iş düşüyor. Çünkü artık belirli bir yaşa gelmiş insanların düşüncelerini düzeltmek kolay değil.

Buradaki durumu ve süreci idare etmek yeni jenerasyona düşüyor. Büyüklerini onurlandırarak, sabrederek ve doğruları göstererek orta yolu bulmaya çalışmaları gerek. Bu öyle bir anda gerçekleşebilecek bir süreç değil. Bazı şirketlerde bu yumuşak bir geçişle olabilir. Fakat istisnadır. Genelde büyük holdinglerde bile böyle sıkıntılar yaşanabiliyor. Eski jenerasyon orada bulunmak, yönetmek istiyor. Ömürlerini çalışarak geçirmiş insanlar bir anda işten elini ayağını çekince yada çektirilince boşluğa düşüyor ve buda onları psikolojik olarak çöküntüye uğratıyor. İktidar dediğimiz şeyin içinde aslında buda var. Birşeyleri yönetiyor olmak, karar veriyor olmak onların haz duydukları konular. Bir anda çekilmek o neslin alışmamış olduğu bir durum. Ne yapacağını bilmiyor. Çünkü bir hobisi yok. Hayatının 24 saatini o işe vermiş. Emeklilik dönemine yatırım yapmamış. Doğal olarak ozamanın koşullarıyla bunu planlamamış. Bunun için aslında iş hayatından sonra boşluğa düşmemeleri için bir hobi edinmeleri

gerekiyor. Hobi sonra meslek haline de gelebilir. İş hayatından ayrılmak kolay değil fakat bir hobi edinmek o boşluğu doldurmak için yararlı olur. Belirli bir noktaya gelmiş ve artık değişim zamanını hisseden firmalar var. Bu değişime ilk olarak nereden başlamaları gerekiyor? Bu aslında çok zor bir nokta. Öncelikle zihinsel dönüşüm şart. Yani gerçekten ne yapmak istediklerine, bu noktadan sonra nereye varmak istediklerine karar vermeli ve bütün şirket en alttan üste kadar ortak fikirde olmalı.Kültür ve değerler çok net olmalı. Bu değerleri sadece şirket sahibinin değil tüm şirket çalışanlarının tek bir cümleyle ifade edebiliyor olması lazım. İşini yapan herkes yaptığı işin neye hizmet edeceğini düşünebilmeli. Örneğin kahveyi getiren çalışan bile o kahveyi vererek sadece işini tamamladığını değil, kahveyi verdiği kişiye motivasyon sağladığını, şirkete katkıda bulunduğunu düşünebilmeli, görebilmeli.Amaç rutin


olan şeyleri yapıp mesaiyi tamamlamakolmamalı. Şirketin vizyonu neyse çalışanlar buna yönelik hareket etmeli. İş akışında elbette rutin olan şeyler vardır ama değerleri ve vizyonu da işin içine katmak gerekir. Oysa kurumsallaşmanın ilk adımı hep misyon ve vizyonun tanımlanmasıyla başlatılıyor. Maalesef öyle. Kurumsallaşmanın ilk adımı misyon, vizyon olarak görülüyor. Bu durum artık kopyala yapıştır olayına dönmeye başladı. Bunun hakkıyla yapılabilmesi için şirketteki herkesinkatkısının alınması, şirketin kendi değerlerine göre hareket edilmesi gerekir. İşte bu olduğu zaman gerçek vizyondur. Reklam konusu da çok önemli. Reklam tanıtım faaliyetleri bir ihtiyaç ancak başlangıç noktası değil. Eğer siz reklamla sonradan altını dolduramayacağınız tarzda bir talep yaratıyorsanız bütün reklama verdiğiniz bedel boşa gidecektir. Size menfi bir şekilde yansımış olacaktır. Doğru bir planlamayla reklam çalışması yapıldığı takdirde sonuçları da yüz güldürür. Bir firmaya girdiğiniz zaman o firmada ilk olarak neye bakıyorsunuz? Önce bizi davet eden şirket sahibi veya müdürü gerçekten bir dönüşüm istiyor mu? Buna dikkat ediyoruz. Birkaç soruyla bunu anlıyoruz. Çünkü bazen zorlu bir süreç olabiliyor ve yeterli istek olmadığı zaman her iki taraf için de zaman kaybı oluşuyor. Kişi gerçekten o düşüncedeyse sizin yolunuzu zaten açıyor. Sonrada şirkette mümkünse herkesle, değilse her departmanıntemsilcileriyle bire bir görüşmeler yapılıyor. Her bölümün kendine has dinamikleri mevcut. Departmanlar arasındaki ilişkilerde yaşanan sıkıntıları,yöneticilerine ifade edemedikleri durumları öğrenmek gerekiyor. İlk toplantıda şirket sahibine bunların olabileceğini, bunlara karşı tahammül göstermesi gerektiğini, gerçeklerle yüzleşebilmesi cesaretini gerçekten gösterebilmeleri gerektiğini söylemek gerekiyor. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, o şirketin lideri buna inanmıyorsa kısa süre sonra eski düzen hakim olacaktır. Şirketin artık genlerine

sirayet etmiş o kültür bir şekilde kendi yolunu bulup gerçekten dirayetli bir dönüşüm gerçekleştirmezse kendi hakimiyetini hemen kurar. Farkında olmadan eski düzenine dönmüş olur. Yeni kurulan çok fazla şirket var. Bir şirketin yeni kurulduğu andan itibaren kurumsal bir yapıyla hareket etmesi mümkün mü, yoksa bir aşama gerektiriyor mu? İlk kurulan şirket bir anda kurumsal olarak işe başlayamaz. Zaman içerisinde bu ihtiyaç kendini gösterir. Çünkü bu biraz da maliyetli bir iştir. Doğru kadroyu oluşturmak önemli. Kurumsallığın getirdiği, bazı sorgulanamaz ama sürekli yapılması gereken, yöneticilerin inisiyatifinde olmayan kurallar da konulur. Yeni başlayanşirketler için zor. Kurumsallık çalışmaları çok maliyetli işler fakat bu çalışmalara girildiği takdirde bunun mevcut firmaya getirisi ne yönde oluyor?Kurumsallık bir yatırım olarak görülebilir mi? Geri dönüşümüne bakıldığı zaman maliyet de ürkütücü boyutlarda değil. Zaten kurumsallık, şirket belli bir bü-

yüklüğe geldiği zaman ihtiyaç gösterir. Şirket eğer gerçekten böyle birşeyi istiyorsa, bu işi denemek için değil de yapmak için istiyorsa başarılı olur. Burada yük danışmanda değil. Biz sadece yol gösterici olabiliriz.Şirket yetkilisi bunu içselleştirmezse ve sahiplenmezse zaten olmaz.Biz mucize yaratmak için gelmiyoruz. Doğru bildiğimiz şeyleri gösteriyoruz. İşin psikolojik boyutuna önem veriyoruz. O şirkette çalışıyormuşuz gibi biz de benimseyip çalışıyoruz. Yani bir danışmanlık firmasını davet eden şirketin kurucusu yada genel müdürü gerçekten bu yönde bir ihtiyacı olduğuna kendi kendini ikna etmeli ve bu süreç içerisinde karşısına çıkacak engelleri, zorlukları göğüslemeye hazır olmalı. Sadece danışmanı davet edip, gelin bir tespit yapın sonra biz duruma bakarız demek için değil, böyle bir ihtiyacın olduğuna inanarak ve süreç içerisinde gerçekten danışmanın yönlendirmelerine uyarak hareket etmeye niyeti varsa ozaman başarılı olabilir. Ne yaparsanız yapın, şirketin lideri buna inanmıyorsa, danışmanlar şirketten gittiği gün eski kültür yine hakim olur.

www.metropoldergileri.com

57


HABER

58

Duha İnşaat’ta kaliteden ödün yok Ortaya koydukları projelerle adından söz ettiren Duha İnşaat, kaliteyi en uygun fiyata müşterisiyle buluşturuyor.

Duha İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Serin, “İş hayatında başarılıolmak için ilkelerimizi ardımıza almayı değil, ön plana çıkarmayı tercih ettik. İlkelerimiz arasında en önemlisi de projemizin kalitesiyle ve satış sonrası hizmetlerimizle müşterilerimizi memnun etmek” dedi. Öncelikle güven ve dürüstlüğün teminatları olduklarını dile getiren Serin, “ Bize güvenen ve bizi tercih eden tüm müşterilerimize dürüstlük anlayışı ile hizmet veriyoruz. Bunlarla birlikte kaliteden ödün vermeden çalışıyoruz. En iyiyi, en kaliteli haliyle buluşturuyor ve ekonomik fiyatlarla sunuyoruz. Yaşamınıza mutluluk katmak en önemli ilkemiz.Bunun için tüm konutlarımızdaçeşitli ve konforlu yaşam alanı sunuyoruz.” İfadelerini kullandı. Serin, müşterilerine ticari gözle bakmadıklarına da dikkat çekerek, “Bilakisprojelerimizi ‘Onları nasıl mutlu edebiliriz’ düşüncesi ile tasarlıyoruz.Müşterilerimizle ilişkilerimiz daireyi sattıktan sonra de devam ediyor.” Diye konuştu.

Hedef öncü firma olmak Uzun vadede en büyük hedeflerinden de bahseden Serin, bu konuda da şunları söyledi, “ Konya başta olmak üzere tüm Türkiye’de güvenirliliğimizle öncü firma olabilmek.Müşterilerimizi ev sahibi yapmaya ve mutlu etmeye devam edeceğiz. Bizleri tanımak, projelerimiz hakkında bilgi almak isteyen vatandaşlarımızı Ahmet Özcan Caddesi’nde yeni açtığımız ofisimizde ağırlamaya bekliyoruz.”


www.metropoldergileri.com

59


HABER

60

İkindi Sohbetlerinde “KONYA SELÇUKLU SARAYI KAZILARI” konuşuldu.

Yusuf Benli: “Doğu Roma döneminde Alaaddin Tepesi’nin etrafı sur ve burçlar ile çevriliyken 2.Kılıçarslan tepenin kuzey eteklerindeki iki burcu, iki köşk arasındaki sur duvarı ile iki köşklü Selçuklu sarayına dönüştürdü. Alaaddin Keykubad döneminde dış

surların yapılması ile beraber Alaaddin Tepesi’nin etrafındaki surlar içinde sarayının da bulunduğu iç kaleye dönüşmüştür. ” Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir, Sanat, Kültür Adamları Birliği Derneği ve SÜ Selçuklu Araştırmaları Merkezinin ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Konya Müze Müdürü Yusuf Benli “Konya Selçuklu Sarayı Kazıları ” konulu slayt eşliğinde bir konferans verdi. Kültür Bakanlığı ile Konya Büyükşehir Belediyesi arasında 2008 yılında yapılan protokolle Alaaddin Tepesi’ndeki kazılara başlandığına dikkat çeken Yusuf Benli “Niebuhr 1766 yılında çizdiği planda 21 m. yüksekte bir höyük olan Alaaddin Tepesi’nin etrafında bir sur duvarının bulunduğundan bahsetmektedir. Selçuklular Konya’ya yerleştiklerinde bu surları yeniden değerlendire-

rek iç kaleye dönüştürmüştür.

ALAADDİN TEPESİ’NDEKİ KAZI ÇALIŞMALARI Texier 1835’te iç kalede sarayın olduğunu belirtir. Yapı etrafı balkonlarla çevrili dışa taşan büyük tuğla konsollar üzerine oturan kare şeklindedir. Kesme taş duvarlar üzerinde yükselen köşkün güney cephesinde aslan heykeli bulunmaktadır. Türk Tarih Kurumu tarafından Remzi Oğuz Arık başkanlığında 1940 yılında Alaaddin Tepesi’nde kazı çalışması başlamıştır. Bu çalışmalar sırasında Selçuklu sarayının tespiti için 2.Kılıçarslan Köşkü’nün etrafında da kazı çalışması yapılmıştır.” dedi. Tepedeki ilk yerleşimin MÖ 2000’e kadar uzandığını, kazılarda 2.Kılıçarslan Köşkü’nün Konya iç kalesine


ait bir burcun üzerine kurulduğu tespit edildiğini, Mahmut Akok tarafından 1941 yılında köşk ve sarayın restitüsyonu yapıldığını belirten Benli, 1961yılında 2.Kılıçarslan Köşkü’nün üstü betonarme bir kabuk ile kapatıldığını söyledi.

KILIÇARSLAN KÖŞKÜ’NÜN KORUNMASI ÇABALARI Benli, “Konya’da 700 civarında höyük bulunmaktadır. En büyük höyüklerden birisi de Alaeddin Tepesi’dir. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin başvurusu üzerine 2008’de Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesindeki görevli öğretim üyeleri Kılıçarslan Köşkü kalıntısının üzerini örten betonarme kabukta oluşan çatlama ve hasarlar incelenme sonucu bir rapor olarak düzenlendi. Heyetin yaptığı değerlendirme raporunda betonarme yapının zaman içinde çatlama ve bozulmaların olduğu, demirlerde korozyon oluştuğu belirtilmiştir. Kabuk örtünün köşk kalıntısını yağmur, kar gibi etkilerden koruyamadığı, kerpiç malzemede yüzey aşınmaları ve rutubetlenmeye bağlı olarak dökülmeler görüldüğü rapora yazıldı. 2009 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında düzenlenen protokol doğrultusunda 2.Kılıçarslan Köşkü’nün üst betonarme kabuğun kaldırılması, restorasyon ve koruma projesinin hazırlanması

için 2010 yılında Konya Müze Müdürlüğü tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır.” dedi.

KAZI ÇALIŞMALARINDA İKİNCİ KÖŞK BULUNDU Benli, müze çalışanlarının yaptığı kazı çalışmalarında sarayın iki köşkten oluştuğu tespit edilmiştir. Köşkün üzerine oturduğu duvar, batı yönünde 16 metre sonra aynı mimari özelliklere sahip ikinci köşk ile birleşmektedir. Kazı çalışmaları sonucunda Köşkün doğusunda Texier gravüründe görünen duvar ve buna bağlı kuzeye doğru uzanan temel kalıntıları görülmüştür. Yapılan kazı çalışmalarında köşke ait temel kalıntılarının güneye doğru uzandığını söyledi.

KÖŞKTE BÜYÜK YIKIMA SEBEP OLAN YANGIN Köşkün güney doğusunda tespit edilen galerideki toprak dolgusu alınırken bol miktarda alçı, tuğla ve çini parçalarına rastlandığını söyleyen Benli, tespit edilen çini ve alçıların üzerinde yoğun yangın tabakasının bulunmasının köşkte çıkan büyük bir yangın sonucu köşkün güneyinde bir yıkılmanın olduğunu göstermektedir. Sunumunda köşk ve burçların 3D denemeleri üzerinde durarak sırlı Sgrafitto tekniğinde sırlı figürlü kaplar, at figürlü kilit, as-

lan başlı kapı tokmağı, ejder başlı kap kulpu, askılı kandil, çan bulunmuştur. Buluntulardan da anlaşılacağı üzere ikinci köşk ile Kılıçarslan köşkü aynı döneme tarihlendirilmekte olup sarayın iki burçlu olduğu görülmektedir. Yusuf Benli konuşmasının sonunda 2010-2015 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları ile ilgili çekilen videolar eşliğinde dinleyicilere bilgi verdi. Alınan karar gereği açığa çıkarılan duvarların batıya doğru devamının açığa çıkarılması için hazırlanan proje doğrultusunda kazı çalışmalarına devam ettirildiği belirtildi. Benli’nin konuşmasından sonra Mimar Orhan Arda, Gazeteciler İhsan Kayseri ve Seyit Küçükbezirci Alaaddin Tepesi’nde yapılan kazılar hakkında görüşlerini açıkladılar. Program sonunda Yusuf Benli’ye Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk ve İslâm Sanatları Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Erdemir tarafından günün anısına hediye takdim edildi.

www.metropoldergileri.com

61


HABER

62

Aracınızı, yaza hazırlayın Makine Mühendisleri Odası Konya ŞubeBaşkanı Aziz Hakan Altun, havaların ısınmasıyla birlikte vatandaşların araçlarını yaza hazırlamaları gerektiğini söyledi. Altun’un araç sahiplerine tavsiyeleri şöyle; Aracın boyasını ve camlarını kontrol etmek ve sorunlu yerleri belirlemek gerekir. Bunun için en iyi yöntem aracın elle yıkanmasıdır. Paslanmayı önlemek için bu kontrol çok önemlidir. Kıştan sonra güzel bir kaporta cilası da araç için gayet iyi olacaktır. Jantların üzerindeki tuz, yağ ve kir temizlenmelidir. Pas varsa bakımı yapılmalıdır. Kullanıcı el kitabı okunarak tavsiye edilen bakım koşulları takip edilmelidir. El kitabı aracın bakımı konusunda en önemli bilgiyi verecek ve en kapsamlı yolu gösterecektir. Motor soğutma sistemindeki (radyatördeki) sıvı değiştirilmelidir. Bu sıvının seviyesi, durumu ve konsantrasyonunu periyodik olarak kontrol edilmelidir. Bu kontrol yapılırken motorun çalışmadığından ve soğumuş olduğundan emin olunmalıdır. Zor çalışma, arada durma ve zorlanma gibi bir performans problemi varsa, bu tamir ettirilmelidir. Böylelikle daha iyi bir yakıt tüketimi yanında ilerideki daha pahalı tamiratın da önüne geçilmiş olur. Örneğin basit bir arıza aracınızın katalitik konvertörünü bozabilir. Eğer gerekli işlemleri kendiniz yapamıyorsanız, bakım için gittiğiniz tamir servisinin veya araç üreticisinin yetkili servisinin, yeterli olup olmadığından emin olun. Aracınızı emin ellere teslim edin. Kayış, hortum ve kablo gibi harici uzantıların sıkılıklarının ve durumlarının profesyonel oto tamircileri tarafından kontrol edilmeleri gerekiyor. Sahip olduğunuz kişisel bakım setleri genelde uygun aletleri içermeyebilir. Aracın yıllık bakımları muntazam yaptırılmalıdır. Çalışmasından memnun olunmayan

klima, yetkili servise götürülüp tamir ettirilmelidir. Eski araçlardaki klimaların bazılarındaki ozon açıklarına yol açan kimyasal maddeler kötü bir tamir veya bakım sonucu havaya karışabilir. Yağ ve yağ filtresi kullanım el kitabına uygun olarak değiştirilmelidir. Çoğu zaman ihmal edilen bu konu aslında aracın ömrünü uzatan en önemli konulardan birisidir. Hava, yakıt ve diğer filtreler el kitabında tavsiye edilen şekilde değiştirilmelidir. Yedek lastik dahil, tüm lastiklerin durumları kontrol edilmelidir. Basınçlarını kontrol ederken lastiklerin soğuk olmasına dikkat edilmelidir. Aşınmış, yamulmuş vs. şekilde göze çarpan anormal durumlar yabana atılmamalıdır. Transmisyon kontrol ettirilmelidir. Ba-

sit bir bakım büyük masrafların önüne geçebilir. Aracın frenleri mutlaka kontrol ettirilmelidir. Tüm aydınlatma sistemi ve ampulleri gözden geçirilmelidir. Çalışmayanlar yenilenmelidir. Yıpranmış silecek lastikleri yenilenmelidir. Camları yıkamada kullanılan sıvı alaşımının eksik olmadığından emin olunmalıdır. Yaz aylarındaki toz ve uçan böcekler sebebiyle ihtiyaç artacaktır. Paspaslar sabunla yıkatılmalıdır. Böylece varsa tuz ve yağlı kısımlar temizlenecektir. İç kısımdaki vinil yüzeylerin çatlama ve kurumalarını önlemek için özel bir vinil cilası ile bakımını yapılmalıdır.


www.metropoldergileri.com

63


HABER

64

Başkalarının bilgisayarlarını kullanarak gerçekleşen kriptopara madenciliği, dünyanın en yaygın görülen siber tehdidine dönüştü

ESET Uyarıyor: Dijital para üretiyorsunuz, haberiniz yok! Dijital para çılgınlığı, siber suçlular için büyük bir fırsat haline geldi. Ev ve şirket bilgisayarlarına zararlı yazılım bulaştırıp, bu bilgisayarların kaynaklarını kullanıyor ve bu sayede kriptopara üretiyorlar. Global antivirüs yazılım kuruluşu ESET’in son tehdit raporuna göre, yüzde 17’lik oranla kriptopara madenciliği, dünyanın en yaygın görülen siber tehdidine dönüşmüş durumda.

Bilgisayarınız yavaşlıyor, aşırı ısınıyor, normal olmayan davranışlar sergiliyor veya elektrik faturalarınız normalden daha yüksek geliyor. Bu tür şeyler yaşıyorsanız, farkında olmadan başkaları için kriptopara üretiyor olabilirsiniz. ESET, bunlara sebep olan zararlı yazılımı “JS/CoinMiner” olarak etiketledi. ESET Türkiye İstanbul Teknik Müdürü Gürcan Şen’in verdiği bilgiye göre

CoinMiner, bilgisayar kullanıcısının bilgisi olmadan kriptopara birimi madenciliği gerçekleştiren bir zararlı yazılım. ESET’in yayınladığı Şubat ayı global tehdit raporunda CoinMiner, yüzde 17,77’lik oranla, dünyada en çok görülen siber tehdit olarak öne çıktı. Neden en yaygın tehdite dönüştü? Başta Bitcoin olmak üzere Etherium,

Riple, Monero gibi çeşitli kriptoparalar, yükselen değerleri nedeniyle tüm dünyada büyük ilgi odağı konumunda. Bu paraların üretilmesini ifade eden “kripto para madenciliği“ de son dönemin en popüler iş kolu haline geldi. Ancak bu kpitoparaların üretilmesi için yüksek miktarda bilgisayar işlemci gücüne (CPU) ihtiyaç duyuluyor. İşte siber korsanlar, bu yüksek işlemci gücünü,


başkalarının sistemlerini çalıştırarak elde etmenin yolunu buldular. Zararlı yazılımlar oluşturarak, bireylerin ve kurumların sistemlerini kollektif olarak kullanıyor ve çeşitli birimlerde kriptopara üretiyorlar. Şirketler daha büyük hedef Doğal olarak şirketlerin sahip olduğu gelişmiş dijital sistemler, evlerdeki bireysel sistemlere oranla daha yüksek kapasitelere sahip. O nedenle siber korsanlar açısından kriptopara üretmek için şirket kaynaklarını kullanmak daha cazip. Nasıl bulaşıyor? ESET Türkiye İstanbul Teknik Müdürü Gürcan Şen’in verdiği bilgiye göre, JS/ CoinMiner enfekte web siteleri üzerinden bulaşıyor. Özellikle ücretsiz indirilebilen uygulamalar, ücretsiz film veya maç yayını yapan web sayfalarında bu zararlıya daha sık rastlanıyor. Sıklıkla ‘Coinhive’ isimli JavaScript kod parçacığı web sayfalarına enjekte edilerek Monero adlı kriptopara biriminin madenciliği yapılabiliyor. Siber korsanlar bununla birlikte, sık ziyaret edilen pek çok popüler ve legal siteyi de hedef alabiliyor. Örneğin geç-

tiğimiz hafta Hindistan’ın bir devlet kurumunun web sayfası bu durumdan etkilendi. Web sayfasına giren kullanıcıların bilgisayarlarında 10 saniye herhangi bir hareket olmadığında, zararlı yazılım devreye girerek Monero madenciliği başlatabiliyordu. Bunun öncesinde de Amerika ve İngiltere’nin bazı devlet kurumlarının web sayfalarının benzer bir şekilde enfekte olduğu bilgisi var. Son 6 ayda giderek artan bir grafiğe sahip olan JS/CoinMiner’ın, Ocak ayı içinde 33 bin’den fazla web sitesini etkilediği ve bunların arasında 2 bin 500 de alışveriş sitesi bulunduğu bildiriliyor. Ayrıca yine kullanıcının izni olma-

dan indirilen bazı uygulamaların içine enjekte edilen tarayıcı eklentileriyle de aynı zararlı işlem yapılabiliyor. Nasıl korunmalı? Tüm global antivirüs markaları, bu zararlı yazılıma karşı önlem almış durumda. Ancak siber korsanların, bu zararlının değişik versiyonlarını piyasaya sürmesi an meselesi. O nedenle proaktif güncelleme yapan antivirüs ve internet güvenliği yazılımları tercih edilmeli. Bununla birlikte işletim sistemi ve kullanılan yazılımlara ilişkin yamaların yapılması, güncellemelerin takip edilmesi büyük önem taşıyor. ESET, bu tür yamalara ilişkin de kullanıcılarına uyarılarda bulunuyor.

www.metropoldergileri.com

65


HABER

66

Cannes’ta Finale Hak Kazanan Filmlerin Galası, Selçuk’ta Gerçekleştirildi 71. Cannes Film Festivali’nde binlerce film arasından finale kalmaya hak kazanan Selçuk Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema son sınıf öğrencisi Ömer Sevinç’in senarist ve yönetmenliğini yaptığı “Başlangıç” isimli kısa filmi ile yönetmen ve senaristliğini Selçuk Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema son sınıf öğrencisi SimayYaykır’ın yaptığı “Kazak” isimli tarihi dönem kısa filminin galası, Selçuk Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.İstanbul Kısa FilmcilerDerneği’nde finalist olan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Esra Yıldırım’ın yönetmen ve senaristliğini yaptığı “Çalıkuşu” filminin de gösteriminin gerçekleştirildiği galada, genç yönetmenlere plaket verildi. Merkezi Derslik Çatalhöyük Salonu’nda düzenlenen galayaSelçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kalender, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Göktaş, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Uyanık ile öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aytekin Can, öğrencilerin başarılarından dolayı gururlandıklarını belirterek, “Bugün burada Cannes Film Festivali’nde ve İstanbul Kısa Film Festivali’nde finale kalan öğrencilerimizin filmlerini izlemek için gala gecesinde buluştuk. Rektörümüze, Dekanımıza, öğretim üyelerimize, bölümdeki tüm arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sayın Rektörümüze Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne verdiği destek için özellikle Kısaca Film Atölyesi’ne verdiği teknik destek için çok teşekkür ediyorum” dedi.Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kalender,Rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin’e desteklerinden dolayı teşekkür ederek, önemli başarılara imza atan öğrencilerini kutladı.

“İLETİŞİM ALANINDA EN İYİLERDENSİNİZ” Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, öğrencileri başarılarından dolayı tebrik ederek, başarılarının devamını diledi. Gençlerin, toplumun morali, dinamizmi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şahin, “Hayatın neşesisiniz. Toplum, bunalım ve depresyonda bir

topluma dönüşüyor. O açıdan yaptığınız işler, toplumu canlı ve diri tutma adına büyük önem arz ediyor. Çok şey söylemeye gerek yok, zaten en iyilerdensiniz. Ülkemizde, bu alandaki en iyilerdensiniz. Bunu aldığınız ödüllerle de ispatlıyorsunuz. Bu noktada öğretim üyelerimizin katkısı çok büyük. Sizinle yaşıyorlar, sizi konuşarak, sizi zikrederek size verecekleri eğitimi telaffuz ederek yatıp kalkıyorlar.Bizlere taleplerinizi, size vereceğimiz destekleri iletiyorlar. Biz de elimizden geleni,imkanlarımız ölçüsünde yapmaya çalışıyoruz. Size düşen şey; gençliğinizi boşa harcamayın. Gençliğinizi, kendinizi geliştirmek ve yetiştirmek adına harcayın. İslam, çalışmayı ibadet sayar. Bizim gelişmeye, ilerlemeye ihtiyacımız var. Milli ve yerli değerlere sahip olan nesiller olarak modern ve çağdaş dünyanın tüm gereklerini, bilgi birikimini toplayarak, gereklerini yerine getirerek

gelişmemiz lazım” şeklinde konuştu.

KISA FİLMLERİN KONULARI:

“Başlangıç”, bir Türk savaş muhabiriyle Ukraynalı bir askerin esir alındıkları kamptan kaçış öykülerini anlatıyor. “Kazak”, I. Dünya Savaşı’nın Kafkas Cephesi’nde gerçekleşen çatışma sonucu esir düşen Rus Çarlığı Subayı Viktor ile Osmanlı Subayı Musa arasında, tutsaklık ilişkisiyle başlayan zorunlu etkileşim, iletişim sürecini ve bu süreçte yaşanan duygu değişimlerini dönemin tarihi şartları üzerinden inceliyor. “Çalıkuşu”, Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden Sabiha Özar’ın hikayesine odaklanıyor. Babasız büyüyen ve Atatürk’ü babası yerine koyan Özar, öğretmenlik mesleğine de yine Atatürk’ün isteği üzerine başlıyor.


www.metropoldergileri.com

67


HABER

68


www.metropoldergileri.com

69


HABER

70

Konya’da bir inci

HMFA İnşaat tarafından projelendirilen İnci Konakları, sadece yaprağın ve rüzgarın sesini duymak isteyenlere, modern mimari, şık tasarım ve huzur dolu bir yaşam alanı sunuyor.

Binalardan mutluluğa açtığınız kapının kollarına kadar birçok detay profesyonel mimarlar tarafından özenle hazırlanan İnci Konakları’nda uyanıp pencerenizden baktığınızda gördüğünüz tek şey yemyeşil bir bahçe ya da kapınızı açtığınız an duyduğunuz o huzurlu ses su sesi olabilir. Kentin tüm karmaşasından uzak ama bir o kadar da şehre yakınbir lokasyonda yer alan, yüzde 80’a yakın bir oranda yeşil alanı bulunan İnci Konakları’nda çocuklar da düşünülmüş. Çocukların doğal çimlere ayak basma keyfini doyasıya yaşayabileceği bu özel projede müstakil evin rahatlığı site hayatının imkanlarıyla sunulmuş.Farklı konseptlerde tasarlanan binaların arasındaki geniş alanlar sayesinde gökyüzünü doya doya görebilecek, odalarınızdaki camlardan doğayı evinizin içine taşıya-

bileceksiniz. Benzersiz bir kalite anlayışı ile inşaa edilen projede kullanılan malzemeler de özenle seçilmiş ve doğa dostu bir anlayış hakim kılınmış. Lüks bir konut için hayal ettiğiniz pek

çok olanağı bir arada sunan İnci Konakları’nda mutluluğa bir adım atmakda çok kolay. Bu ayrıcalığa sahip olmak için uygun ödeme planlaması mevcut. Size sadece bu yaşamın tadını çıkarmak ve mutlu olmak kalıyor..


www.metropoldergileri.com

71


KÖŞE

72

Tuğba BALDEDE Beslenme Uzmanı

t.baldede@metropoldergileri.com

Veremediğiniz kiloların sebebi insülin direnciniz olabilir! Dikkat ettiğiniz halde kilo veremiyor musunuz ya da kontrolsüz şekilde kilo mu alıyorsunuz? Belki de sebebi insülin direncidir. O zaman konuya en başından başlayalım yani insülin nedir sorusundan. İnsülin nedir? İnsülin midemizin arka tarafında bulunan pankreas tarafından salgılanan bir hormondur. Yediğimiz bazı besinler sindirildikten sonra şekere parçalanır. Şeker kan ile vücut hücrelerimize taşınır hücrelerin enerji sağlayabilmesi için şekerin hücre içine girişi gereklidir. İnsülin de burada devreye girmektedir. İnsülin sayesinde kandan şeker ayrışıp hücre içine girer. Bununla birlikte kan şekeri azalmış olur. İnsülin direnci nedir? Genel bir ifadeyle vücut ürettiği insülini kullanamamaya başlar. İnsülin hormonuna karşı duyarsızlık gelişmesi sonucunda da direnç oluşur. Direnç arttıkça vücut daha fazla insülin salgılamaya başlar. Bu da vücutta gereğinden faz-

la insülin salgılanması anlamına gelir. insülinin vücutta depolanmasına neden olduğu için kilo alımına, karaciğer yağlanmasına, kalp ve damar hastalıklarına neden olabilir. İnsülin direnci önlem alınmazsa zamanla şeker hastalığına ve hatta pankreas yetmezliğine dönüşebilir. Küçük bir insülin direnci testi yapalım. Sorulara vereceğiniz evet cevaplarının sayısı insülin direnci riski ile doğru orantılı. İnsülin direnci testi • Sıklıkla abur cubur tüketiyor musunuz? • Kilo vermede güçlük çekiyor musunuz? • Hızlı ve kontrolsüz kilo mu alıyorsunuz? • Bel çevresinde yağ birikimi var mı? • Ailenizde şişman ve diyabet hastası kişiler var mı? • Yemek sonrası konsantrasyon güçlüğü, dengesizlik ve baş ağrısı oluyor mu? • Kolesterolünüz yüksek mi? • Ani olarak şeker yeme ihtiyacınız oluyor mu? • Açlık anında el ayak titremeleri, baş dönmesi, her yemekten sonra yorgunluk ve uyku hali hissediyor musunuz? • Açlık kan şekeri yüksek tespit edildi mi? • Hareketsiz bir yaşam şekliniz mi var?


İnsülin direnci bir hastalık mı? İnsülin direnci hastalık değildir, vücudun bir savunma şeklidir. Vücudunuz sizi şeker hastası olmadan önce insülin direnci ile uyararak savunmuş oluyor. O zaman biz bunu ‘şeker hastası olabilirsin önlemini al’ sinyali olarak kabul edelim. Bu sinyale kulak verirseniz şeker hastalığına dönüşmesini engellersiniz . Belirtileri nelerdir? • Açıklanamayan kontrolsüz kilo artışı • Kilo vermede zorluk • Sık tatlı yeme isteği • Çabuk acıkma • Doygunluk hissinin geç oluşması • Yemek sonrası uyku hissinin bastırması • Yorgunluk hissi • Bel çevresinin giderek genişlemesi • ‘AkantozisNigrikans (Boyun, sırt, diz kapağı ve dirsekler gibi cildin bazı bölgelerindeki koyulaşma) • Karaciğerde yağlanma • Kadınlarda adet düzensizlikleri. İnsülin direncinin suçlusu kim? Genetik mi? Cevap basit ‘kendimiz’. Besinler konusunda yaptığımız yanlış seçimler bununla birlikte ortaya çıkan kilo problemleri, yüksek miktarda yağlı, şekerli besin tüketimi yapmak

ve kısıtlı miktarda hareket etmek gibi sebepler, sonrasında insülin direncini doğurabiliyor. İlaç kullanmam gerekir mi? Bu bir hastalık değildir demiştik ancak bazı gerekli hastalarda direnci kontrol altına almak amacıyla ilaç başlanabiliyor. Tabiî ki ilaç başlangıcı doktor kontrolünde olmalıdır. Güzel haber şu ki eğer insülin direnci kontrol altına alınabilinirse ilaç kullanımı sonlandırılacaktır. Tedavisi için ne yapmalıyım? Tahlil sonuçlarınız sonrasında direnç ortaya çıktıysa öncelikle diyetisyen kontrolünde bir beslenme programı çıkarılmalı ve takibi sağlanmalıdır. Sonrasında bir spor ya da yürüyüş ile bu diyet desteklenmelidir. Eğer ilaç tedavisi gerekli görülmüşse ilaç düzenli kullanılmalıdır. Özel bir beslenme şekli var mıdır? Burada yapılacak en büyük yanlışlardan biri herhangi bir listeyi uygulamak olur. Çünkü günlük aldığınız enerji, ana ve ara öğünler hem kilo vermeniz hem de insülin direnciniz için çok önemli. İnsülin direnci olan birçok hastam var ve kişi kendisine özel listeye uyum sağladığında hem rahatlıkla kilo veriyor hem de sonrasında bu direnç kırılıyor. Eğer sizde insülin direncinden şüpheleniyorsanız bir an önce gerekli kan tahlilini yaptırmalısınız.

www.metropoldergileri.com

73


HABER

74

Konya Kitap Günleri’ne 1 Haftada 100 Bin Ziyar etçi Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve şehrin sosyal ve kültürel hayatına önemli katkı yapan Konya Kitap Günleri büyük ilgi gördü. 1 milyon kitap, 101 yazar, 223 yayınevinin katılımı, imza etkinlikleri, söyleşiler ve konferanslarla gerçekleştirilen Konya Kitap Günleri’ni ilk hafta ziyaret edenlerin sayısı 100 bini aştı.

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ve bu yıl Mevlana Kültür Merkezi’nde kapılarını açan Konya Kitap Günleri büyük ilgi gördü. Açılışı Konya Valisi Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yazarlar ve kitapseverlerin katılımı ile yapılan Konya Kitap Günleri, şehrin kültür ve sosyal hayatına önemli katkı yaparken şehirde kitap coşkusu yaşanmasını sağlıyor. Yüz-

binlerce kitap ile çok sayıda yazarı okuyucularla buluşturan Konya Kitap Günleri, açıldığı ilk bir haftalık süreçte 100 bini aşkın ziyaretçiyi ağırladı.

101 YAZAR OKURLA BULUŞTU Konya Kitap Günleri’nde birbirinden değerli 101 yazar, 196 imza etkinliğinde kitapseverlerle bir araya geldi. Etkinlik kapsamında çok sayıda konferans ve seminer de düzenlendi.

Türkiye Cumhuriyeti 62, 63, 64’üncü Hükümetlerinin Başbakanı ve AK Parti Konya Milletvekili Prof. Ahmet Davutoğlu’nun etkinlik kapsamında “Bilgi, Bilinç ve Ahlak” konulu konferansının yanında Araştırmacı-Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu Sultan Abdülhamid Han dönemini anlattı. Etkinlikler kapsamında Prof. Dr. İlber Ortaylı, Rasim Özdenören, Yavuz Bahadıroğlu, Ahmet Ümit, Gazeteci-Yazar İbrahim Karagül gibi birçok isim imza etkinlikleri ile söyleşilere katıldı.


www.metropoldergileri.com

75


SAĞLIK

76

MUTLULUK VE ENERJİ VEREN 5 BESİNE SOFRALARINIZDA YER AÇIN Yoğun iş temposu, hızlı şehir yaşamı, trafik, gürültü ve daha pek çok stres kaynağı gün içinde enerjinizi düşürüp sizi mutsuz edebilir. Ancak bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve size mutluluk verecek besinlerden oluşan doğru bir beslenme programı keyfinizi yerine getirebilir. Dyt. Aslıhan Altuntaş, besinlerin mutluluk verici etkisi hakkında bilgi verdi. Mutluluk hissi besini gördüğümüz anda başlıyor Sağlıklı beslenmenin özellikle de bazı besinlerin mutlulukla yakından ilgisi bulunmaktadır. Bazı insanlar yaşamak için yediğini bazılarıysa yemek için yaşadığını ifade etmektedir. Kişinin yemek yediği zaman mutlu hissetmesi ya da sevdiği bir besini yediğinde mutlu olması bir tesadüf değildir. Bu besinler daha görüldüğü anda kişinin vücudunda birtakım kimyasal değişimler olmasını sağlar, fiziksel olarak bedeni ve beyni uyararak bireyi mutlu eder. Bunu da vücutta mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin ve dopaminin salgılanmasını sağlayarak yapmaktadır. Hemen herkesin yediğinde mutlu olduğunu ifade ettiği çikolata da bunlardan biridir. Mutluluk veren besinlerden doğru yararlanmak için miktara dikkat edin Dengeli ve yeterli bir beslenme programı ile birlikte bu besinleri tüketmek depresyona bile iyi gelmektedir. İşte mutluluk veren 5 önemli besin…

YUMURTA

En değerli protein kaynaklarından biri olan yumurta aynı zamanda mutluluğunda kaynağı olarak da bilinmektedir. Kişide herhangi bir sağılık problemi yoksa her gün 1 yumurta ile kahvaltı yapabilir ve güne mutlu başlayabilir. Ancak mutluluk etkisini daha da artırmak için yanında 3 yemek kaşığı lor peyniri ve 1 dilim

yulaf veya çavdar ekmeği de tüketilebilir. Yumurta gün içinde seçilebilecek herhangi bir öğünde rahatlıkla kullanılabilecek çok değerli bir besindir.

KİNOA

Son dönemlerde adını sıkça duyuran bir tahıl olan kinoa serotoninin öncü maddesi olan triptofan aminoasidi yönünden


eti ile özellikle soğuk havaların neden olduğu enerji düşüklüğünden kurtulmak mümkündür. Hindinin mutluluk veren etkisinden en iyi şekilde yararlanabilmek için yanında mutlaka bir kompleks karbonhidrat tüketilmelidir. Örneğin yulaf veya çavdar unundan yapılmış bir ekmek veya yulaflı, kinoalı salata, kinoa pilavı gibi yiyecekler iyi birer seçenek olacaktır.

zengin bir besindir. Akşam yemeklerinde salata ya da sebze yemekleri içerisinde tüketilen 3 yemek kaşığı kinoa günün stresinin atılmasına ve yemekten keyif almaya yardımcı olmaktadır. Kinoa beyaz, kırmızı, siyah renkteki seçenekleriyle kısır, salata, köfte, tahıllı kurabiye ve hafif tatlıların içinde değerlendirilebilir.

HİNDİ ETİ

Hindi eti yine triptofan açısından zengin bir besindir. Hem yüksek miktarda protein içermesi hem de selenyum ve B12 vitaminleri açısından zengin bir besin olması nedeni ile tüketimi önerilmektedir. Öğle yemeklerinde tüketilecek bir hindi

KABAK ÇEKİRDEĞİ

20 gr kabak çekirdeğinde 120 mg triptofan bulunmaktadır. İçerdiği bu mutluluk öncüsü aminoasit sayesinde serotonin salgılanmasına yardımcı olur. Kabak çekirdeği stresi ve endişeleri önlerken kişinin rahatlayıp sakinleşmenize de yardımcı olur.

AMARANTH

Halk arasında “horozibiği” tohumu olarak da bilinen amaranth, protein değeri yüksek olması nedeni ile beslenme programlarında yer almaya başlayan bir besindir. Kinoa gibi triptofan içeriği yüksektir. İçerdiği protein sayesinde emilimi de arttığından mutluluk veren besinler arasındadır. Akşam yemeklerinde 3 yemek kaşığı amaranth tüketilebilir.

www.metropoldergileri.com

77


ŞEHİRDE YAŞAM

78

Şehirde Yaşam

Konya Yapı Fuarı TÜYAP Konya Fuarcılık tarafından düzenlenen bu yıl 2. si düzenlenen Yapı Fuarı gerçekleşti. enkul, Konya Kent 2018 Yerel Yönetim İhtiyaçları Fuarı ile Konya İnşaat, Gayrim zi’nde Mobilya, Dekorasyon ve İdeal Ev Fuarı KTO Tüyap Uluslararası Fuar Merke açıldı. Fuara katılım ve ilginin yoğun olduğu gözlendi.


www.metropoldergileri.com

79


ŞEHİRDE YAŞAM

80

DERGİMİZE ABONE OLMAK İÇİN İLETİŞİM NUMARAMIZDAN BİZE ULAŞIN

BU DERGİ TAM SENLİK!

0507 456 85 85

www.metropopuler.com


Memet Makina Sahibi Mehmet Büyükçiftçi ile.

Yunus Derebağ ve küçük kızı Ceyda ile.

ziyaret. Muharrem Özbaran’ı Konya inşaat Fuarı Standında

Köşe Yazarımız Diyetisyenimiz Tuğba Baldede ile.

Dergimizin Yazı İşleri Müdürü Ahmet Çakır ve Editörü Seycan Çakır’ın Antep Ziyareti

www.metropoldergileri.com

81


RÖPORTAJ

82


www.metropoldergileri.com

83


RÖPORTAJ

84


www.metropoldergileri.com

85


RÖPORTAJ

86


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.