Metropol Konya 50. Sayı

Page 1

www.metropoldergileri.com

1


RÖPORTAJ

2


www.metropoldergileri.com

3


RÖPORTAJ

4


www.metropoldergileri.com

5


RÖPORTAJ

6


www.metropoldergileri.com

7


YAYIN KURULU BAŞKANI

8

Ömer Faruk MEYDAN Sanayici / Yazar

o.farukmeydan@metropolkonya.com

Kardeşlik kazanacak Tüm gözler Konya’da. Mevlana Celaleddin Rumi’nin 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri bu yıl “Kardeşlik Vakti” mottosuyla düzenlendi. İçinde çok anlam barındıran bu sihirli kelime, çok sorunun çözümü, çok sıkıntının giderilmesinin de anahtarı gibi. Kardeşlikten öte ne var ki. Bizim birlik ve beraberlikten başka kurtarıcımız yok. Ayrıştığımız, dövüştüğümüz günler geride kaldı. Bizim bizden başka dostumuz da yok. Acısıyla tatlısıyla paylaştığımız bir hayat, bölüştüğümüz ekmek gibi. Bizi biz yapan değerler etrafında toplanmak, birlik olmak, üretmek, kalkınmaktan başka çıkar yolumuz yok. El ele vererek güçleneceğiz. Birbirimizin açığını aramak yerine ayıbını örteceğiz. Maneviyatımıza sahip çıkarak dostumuzu sevindirip düşmanımızı üzeceğiz. Mevlana Celaleddin Rumi’nin hoşgörü felsefesiyle tam da “Kardeşlik Zamanı”.


www.metropoldergileri.com

9


RÖPORTAJ

10


www.metropoldergileri.com

11


EDİTÖRDEN

12

Seycan ÇAKIR

Editör

s.cakir@metropoldergileri.com

Nereden Nereye Yine bir Vuslat yıldönümü… Pir’in ebediyete, aşkların en güzeline ulaşmasının yıldönümü. Mevlana hazretleri öyle bir meşale yaktı ki; bu ateş binlerce yıldır alevlerini genişleterek büyüyor. Bizler de üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Pire yakışanı yapacağız, onun izinde iz bırakmaya devam edeceğiz. Mevlana’nın ‘’Gel!’’ diye çağırdığı dergâhıyla, tarihiyle, manevi atmosferiyle, Konya ülkemizin mistik bir incisi. Bazen yakınımızda, ulaşılabilir olduğundan mıdır bilinmez değerlerimizi görmezden geliyor kıymetini bilemiyoruz. Şu günlerde bunun en somut örneği Vuslat törenleri. Ülkemin her köşe bucağında yapılır olan bu etkinlikler ne yazık ki maneviyattan uzak ve politik bir kimlik ile yapılmakta. Hele yaz sezonu turistik bölgelerimizde ki otellerde konukları eğlendirmek için sema gösterisi adı altında animatörler tarafından sergilenen ne olduğu belirsiz showlara ise hiç değinmeyeceğim... Biz Konyalılar olarak kendi değerimize sahip çıkmadığımız surece başkaları alır kendine göre yontup budur, bizimdir der! Kıyısından köşesinden değindiğimiz, fakat kesinlikle ciddiyetle üzerinde durulması gereken konulardan sonda gelelim bu sayımızın kapak konuğuna: Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli. Mehmet Hançerli’nin Karatay’ı nereden nereye getirdiğini en iyi bilenler; başkanın döneminde Karatay bölgesinde ve Konya’da yaşayanlar. Daha düne kadar varoş olarak adlandırılan Karatay, bugün şehrin cazibe merkezleriyle doldu. Bu başarı kolay olmadı. Bu başarı çok çalışmakla, sabretmekle hayalleri defalarca vatandaşa, bürokrata anlatmakla, ayni hayali kurdurmakla gerçekleşti. Öyle bir hayal ki gerçekten de Mehmet Hançerli Başkan devam ettiği sürece “Nereden nereye” diyoruz ve demeye devam edeceğiz. Değerlerimize sahip çıkalım.


www.metropoldergileri.com

13


RÖPORTAJ

14

İÇİNDEKİLER

Kapak Konusu

28

MEHMET HANÇERLİ KARATAY BELEDİYE BAŞKANI

Köşe 14 DUVAR

Yerel, Süreli • Aralık/2017 YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ

22 HABERLER

YAYIN KURULU BAŞKANI Ömer Faruk MEYDAN

HUKUK DANIŞMANI Av. Seda KARA

www.metropoldergileri.com info@metropoldergileri.com

PROJE KOORDİNATÖRÜ Beyzat AKSOY

KATKIDA BULUNANLAR Prof. Dr. Kayhan ÖZTÜRK, Dr. Serdar AYDEMİR, Prof. Dr. Hüseyin ELMAS, Mustafa TATLISU, Ceyhun KÜÇÜKÖZMEN, Şakir TÜRKAN, Elif AYDEMİR, Şeref DEVECİOĞLU, Zeynep ÖZTOP

BASKI

KURUMSAL İLETİŞİM ASİSTANI Canan ŞAYİR

YÖNETİM YERİ

GRAFİK TASARIM

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ahmet ÇAKIR YAYIN KOORDİNATÖRÜ Çiğdem KURUT

68 PSİKOLOJİ 76 ŞEHİRDE YAŞAM

GÖRSEL YÖNETMEN Ahmet TOK

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Tanya Helin YÜKSEL Adına Seycan ÇAKIR

6 Ömer Faruk MEYDAN 26 Mustafa TATLISU 70 Tuğba BALDEDE

KAPAK FOTOGRAFI Beyzat AKSOY

Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd. Bey Plaza A Blok 5/503 Karatay/ KONYA Tel: 0332 323 10 18 Faks: 0332 323 10 19

Dergide yayınlanan yazı, fotograf, illustrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz ya da kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz, alıntı yapılamaz.

Fevzi Çakmak Mh. Aslım Cd. Kobisan San. Sit. No: 67 Karatay/KONYA E-mail: bilgi@ayrintiofset.com Tel : 0332 342 65 80 Faks: 0332 342 65 81 DAĞITIM

Aralık 2017


Aralık 2017 40 46 54

Röportaj

SAYI

36

60

ÖMÜR ALKAN ALKAN PATENT YÖNETİM KURULU BAŞKANI

42

FAHRİ ÖZÇAKIL

48

YRD. DOÇ. DR. HÜSEYİN ÖKSÜZ

52

GİRİŞİMCİ LİDERLER TOPLULUĞU

56

ÖZGÜR AKIN

62

SELCEN YILDIZ

KONYA TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ TOPLULUĞU MÜDÜRÜ VE POSTNİŞİN

AKINSOFT YÖNETİM KURULU BAŞKANI

RESSAM

50 www.metropoldergileri.com

15


DUVAR

16

Karatay’da revizyon imar planları kapsamında imar uygulamaları hız kesmeden sürüyor Karatay Belediyesi ilçe sınırları içinde düzenli kentleşmeyi sağlamak amacı ile Belediyelerin asli görevlerinden olan 3194 Sayılı İmar Kanununun 18. Maddesini hızlı ve sağlıklı bir şekilde uygulamaya devam ediyor.

Konu ile ilgili açıklama yapan Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli ‘’Belediyemiz 5.000.000 m² lik alanda ortak kamu alanı olan yeşil alan, dini tesis, sosyal tesis, eği-

tim tesisi, resmi kurum alanı, yol ve otopark gibi teknik alt yapı alanları ile uygulanabilir 1.Etap Revizyon imar planı çalışmalarını tamamlamıştır. Yapılan Revizyon İmar Planları doğrultusunda bu alanlarda 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesi gereğince imar uygulamaları başlatılmış ve tesciller % 100 oranında tamamlanmış ve 1.Etap Revizyon İmar Planı kapsamında tapuları verilmeyen mülk sahibi kalmamıştır dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Konya Büyükşehir’e Ödül Konya Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği örnek akıllı şehir uygulamaları ve Türkiye’nin en uzun bisiklet yolu ağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ödüllendirildi. Ödülü Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin elinden alan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yaşam kalitesi açısından bisiklet yolları yapımını ve bisiklet kullanımının yaygınlaştırılmasını önemli bulduklarını söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Dünya Coğrafi Bilgi Sistemleri Günü dolayısıyla düzenlenen “Bilgi Toplumun Yaşam Alanı: Akıllı Şehirler” Sempozyumu ve Fuarı Ankara ATO Congresium’da yapıldı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı programda çeşitli projelerde gösterdikleri başarılardan dolayı il ve ilçe belediyelerine ödül verdi. Konya Büyükşehir Belediyesi de En İyi Akıllı Kent Uygulamaları alanında ödüle layık görüldü. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ilk defa bisiklet yolları ile ilgili standartları oluşturduklarını ve uyguladıklarını vurgulayan Başkan Akyürek, Türkiye’deki ilk uygulamalardan olan Akıllı Bisiklet projesinin de yoğun ilgi gördüğünü sözlerine ekledi. Program kapsamında Konya Büyükşehir Belediyesi’nin akıllı şehir uygulamaları ve Konya Coğrafi Bilgi Sistemi anlatıldı.

“Kız Kardeşim” eğitimlerine katılan Konyalı kadınlar sertifikalarını aldı Türkiye’nin 16 ilinde yaklaşık 2000 kadınla buluşan Kız Kardeşim Projesi’nin Konya’daki eğitimleri tamamlandı. Konya Ticaret Odası (KTO) ve TOBB Konya İl Kadın Girişimciler Kurulu evsahipliğinde, Coca-Cola Türkiye, Anadolu Vakfı destekleri ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliğiyle gerçekleşen eğitimlere katılan kadınlar 30 Kasım Perşembe günü düzenlenen törenle sertifikalarını aldılar. Konya Ticaret Odası (KTO) ve TOBB Konya İl Kadın Girişimciler Kurulu evsahipliğinde, Coca-Cola Türkiye ve Anadolu Vakfı destekleri ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliğiyle ger-

çekleştirilen Kız Kardeşim Projesi’nin Konya’daki eğitimleri 30 Kasım Perşembe günü Konya Ticaret Odası’nda düzenlenen sertifika töreniyle son buldu. Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Karapınar, TOBB Konya Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice

Mendi, Coca-Cola Türkiye Kurumsal İlişkiler Müdürü Tülin Kara Özger ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri Direktörü Dr. Işıl Keskin Şahan’ın katılımıyla gerçekleşen etkinlikte eğitimleri tamamlayan 113 kadın sertifikasını aldı.


Özel sporculardan il müdürümüz Ömer Ersöz’e ziyaret 2017 yılında yapılan Türkiye Şampiyonalarında derece elde eden Konyalı sporcularımız, Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürümüz Ömer Ersöz’ü ziyaret etti.

Eğlenceli Matematik

Meram’da pilot olarak 11 ortaokulda uygulanan Bilim Kurdu projesi kapsamında öğrenciler, her ay düzenlenecek Bilim Günleri etkinliklerinde bu ay KTO Karatay Üniversitesi’nde ‘Matematik’ temalı bir gün geçirdi. Meram Belediyesi, Meram Kaymakamlığı, Meram İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve KTO Karatay Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen ‘Bilim Kurdu’ projesi kapsamında akılcı ve stratejik düşünmeyi bilen, problem üretmeyip çözen araştırmacı bir nesil yetiştirilmesi hedefleniyor.

Otizm uzun atlama branşında Türkiye ikincisi olan 1074 Spor Kulübü sporcusu Emine Topbaş, yüksek atlama branşında Türkiye Şampiyonu olan Meram Kozağaç Spor Kulübü sporcusu Mustafa Akıncı, Down Sendromlular Masa Tenisinde Türkiye Şampiyonu olan Konya Özel Sporcular Spor Kulübü sporcusu Abdürrahim Ağaçcı, Cimtastikde Türkiye Şampiyonu Mert Demir ve Türkiye ikincisi Yiğit Demir ile birlikte antrenörleri, aileleri ve Özel Sporcular İl Temsilcisi İsmail Tuna, Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ömer Ersöz’ü ziyaret etti.

Proje kapsamında aylık olarak yayınlanan Bilim Kurdu dergisi ve yine aylık olarak yapılan Bilim Günleri etkinlikleri kapsamında öğrenciler KTO Karatay Üniversitesi’nde ‘Matematik’ temalı bir gün geçirdi. Çok eğlenceli ve kişisel donanım açısından verimli bir gün geçirdiklerini ifade eden öğrenciler, böyle güzel bir projeyi hayata geçirdiği için Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’ya teşekkür ettiler.

Fas ile Türkiye arasındaki ticaret daha da artmalı

Ali Umur ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Baranok tarafından karşılanan heyetle ticari çalışmalar değerlendirildi.

ASKON Konya Şubesini ziyaret eden Fas Kırallığı Büyükelçiliği İletişim ve Kültür Müsteşarı Nouzha Sahel, Ekonomi Müsteşarı Hanaa Bouchıkhı, iki ülke arasındaki ticaretin artmasına yönelik mesajlar verdi.

Fas Kırallığı Büyükelçiliği İletişim ve Kültür Müsteşarı Nouzha Sahel, Ekonomi Müsteşarı Hanaa Bouchıkhı, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği(ASKON) Konya Şubesini ziyaret etti. ASKON Konya Şube Başkanı Yakup Yıldırım, Başkan Vekili

ASKON’un Fas ile olan ticarette büyük rol üstlendiğini ifade eden Ekonomi Müsteşarı Hanaa Bouchıkhı, “ASKON Konya Şubesi, Fas ile Türkiye ticaretinde büyük rol üstleniyor. Ticaretin artmasına yönelik aktif çalışmalar düzenliyor. Alım heyetleri getiriyorlar. Yeni ticari yolları açma noktasında çalışıyorlar. Biz de bu noktada gereken tüm desteği vermeye hazırız. Konya’nın Türkiye’de önemli bir üretim üssü olduğu-

nu biliyoruz. Genelde Türkiye, özelde Konya ile çok güzel ticaretler yapmak için hazırız” dedi. Ziyaretten memnun kaldığını ifade eden ASKON Konya Şube Başkanı Yakup Yıldırım da, “Fas bizim için stratejik bir ülke. Her zaman önemsedik ve ticari çalışmalara hiç ara vermedik. İki ülke arasındaki ticareti geliştirmek için üzerimize düşen her şeyi yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Ziyaretiniz için teşekkür ediyoruz” diye konuştu. ASKON Konya Şubesi’nin misafir ettiği heyete, çeşitli STK’lar ve tesisler gezdirildi. www.metropoldergileri.com

17


DUVAR

18


www.metropoldergileri.com

19


DUVAR

20

80 Binde Devri Alem Şebi Arus boyunca ücretsiz Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında aldıkları kararla 80 Binde Devr-i Alem Parkı’nın 7-17 Aralık tarihleri arasında ücretsiz gezilebileceğini belirtti.

Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü Etkinlikleri nedeniyle yerli ve yabacı binlerce turistin Konya’ya geldiğini aktaran Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, “Şehrimizde Şeb-i Arus etkinlikleri devam ediyor ve biz

de Meram Belediyesi olarak yurt dışından ve yurt içinden gelen misafirler ile şehrimizdeki vatandaşlarımıza 7 – 17 Aralık tarihleri arasında 80 Binde Devr-i Alem Parkı’nı ücretsiz gezme imkanı sunduk. Evrensel bir değer olan Hz. Mevlana’nın sesine kulak veren ve Konya’mıza gelen tüm ziyaretçilerin şehrimizde daha uzun süreli konaklayabilmesi için bu tür ziyaret mekanlarının ücretsiz olmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. 10 günlük süreyle 80 Binde

Devr-i Alem Parkı’nı ücretsiz olarak tüm ziyaretçilere açmış bulunuyoruz.” dedi.

Selçuk’ta Balkanlardan Yansımalar Gençlik ve Spor Bakanlığı, Uluslararası Bilim ve Medeniyet Araştırmaları Derneği, Yunus Emre Enstitüsü, Centar Za Osmanisticke ve Selçuk Üniversitesi işbirliği ile Gençlik Projeleri Destek Proje Kapsamında “Balkanlardan Yansımalar” isimli sergi Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde açıldı. Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Uyanık, kültür gezisinin “Osmanlı İzinde Hoşgörü ve Medeniyet Buluşması” projesi çerçevesinde geliştiğini ve 20 öğrenci ile 5 balkan ülkesini 1 hafta gezdiklerini dile getirdi. Osmanlı Devleti’nden kalan eserleri, camileri, medreseleri, köprüleri, hanları ve sosyal dokuyla birlikte son döneme kalan eserleri birlikte değerlendirdiklerini aktaran Prof. Dr. Necmi Uyanık, sergi planlamasının gidemeyen öğrenciler için yaptıklarını dile getirdi. Proje bağlamında görülen eserlerle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Balkanlar’da ortaya koymuş olduğu faaliyetlerini de gördüklerini belirten Prof. Dr. Uyanık, TİKA’nın en başta gelen kuruluşlardan bir tanesi olduğunu ifade etti. Ayrıca Yunus Emre Enstitüsünün önemli olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Uyanık, kültürel faaliyetlerde modern alperenlerin bu kurumlar olduğunu söyledi.

Büyükşehir Tarihi Mekanları Şehre Kazandırıyor Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Alaadin Tepesi karşısındaki tarihi mekanlardan biri olan Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda Büyükşehir Belediyesi tarafından sürdürülen restorasyon çalışmalarını inceledi. Konya Büyükşehir Belediyesi, Alaaddin Tepesi karşısında bulunan tarihi Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’ndaki restorasyon çalışmasında sona yaklaştı. Çalışmaları yerinde inceleyen Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, belediye olarak Konya’daki tarihi mekanları restore ederek günümüzde kullanılır hale gelmesini sağladıklarını belirterek, bu mekanların insanların istifadesine sunulmasının, şehri temsil noktalarının biri olmasının önemline dikkat çekti. Alaadin Tepesi’ne, Alaaddin Camii’ne bakan tarihi mekanlardan biri olan Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun yapılan restorasyonla şehre yeniden kazandırılacağını belirten Başkan Akyürek, Cumhuriyet’in ilk dönem mimarisinin güzel örneklerinden biri olan eserin kısa süre içinde tamamlanacağını ifade etti. Konya’nın artık dünya şehirleri ile anıldığını, yüzbinlerce yabancı misafir ağırladığını kaydeden Başkan Akyürek, “Konya’yı Selçuklu’dan bugüne gelişimin izlerinin görülebildiği bir şehir olarak düzenlemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda Alaaddin Tepesi’nde yapmakta olduğumuz çalışmalar, çevresi ile bir bütün olarak değerlendiriliyor. Bir başkent olan Konya’da Kılıçarslan Şehir Meydanı’nda Payitaht Müzesi yapıyoruz. Burada bu eserler yeniden canlandırılacak. Alaaddin Tepesi üzerindeki Orduevi binasının yeri değiştirildikten sonra ortaya çıkan alanın arkeolojik park olarak kullanılması çalışmasını yürütüyoruz. Kılıçarslan Köşkü’nün temelleri üzerinde yapılan çalışmaların da bitirilmesi ile Mevlana Kültür Vadisi’ndeki ana odaklardan birisi şekillenmiş oluyor” dedi.


Sosyal Belediyeciliğe Karatay İmzası Birçok önemli projeyi hayata geçiren Karatay Belediyesi tüm bu çalışmaların yanında sosyal belediyecilik anlayışından da ödün vermiyor. Aşevinden nakdi yardıma, şefkat evlerinden gıda yardımına, asker maaşından Karatay Kart uygulamasına kadar her konuda ihtiyaç sahiplerine yardım elini uzattıklarını ifade eden Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, Karatay’da ihtiyaç sahibi çocukların giydirilmesinin bir dayanışma örneği olduğu-

nu söyledi. Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğünce belirlenen ailelerin dilediği kıyafet ve ayakkabıyı almaları için yönlendirildiğini söyleyen Başkan Hançerli, Bayramlarda binlerce çocuğa kıyafet yardımı yapıldığını belirtti. Başkan Hançerli, “Sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde nerede ihtiyaç sahibi bir aile var ise oraya koştuk. Karatay Belediyesi olarak imkânlar çerçevesinde yardımlarımız her yıl olduğu gibi devam edecektir” dedi.

Mevlana Törenlerinde Bir İlk “Türbe Önü Buluşmaları”

Hz. Mevlâna’nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) programı kapsamında, “Türbe Önü Buluşmaları” adı altında bu yıl ilk kez farklı bir etkinliğe imza atılacak. Her yıl olduğu gibi bu yılda, 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Hz. Mev-

Sosyal medya konuşuldu

Karatay Belediyesi, KTO Karatay Üniversitesi ve Karatay İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile bu yıl 6.sı düzenlenen Karatay Konferansları ‘Günümüzde Sosyal Medya Kullanımı’ konulu konferansla devam etti. Karatay Belediyesi KTO Karatay Üniversitesi, Karatay İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile ‘Günümüzde Sosyal Medya Kullanımı’ semineri düzenledi. Yrd. Doç. Dr. Bülent Bingöl’ün konuşmacı olarak katıldığı konferansta; çağın en işlek bilgi alış veriş merkezleri arasında sayılan sosyal medyanın toplum üzerindeki etkileri, hayatımızı nasıl değiştirdiği, mahremiyet, narsizm çıkmazlarındaki sosyal medya kullanıcıla-

lâna’nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) programı kapsamında, “Türbe Önü Buluşmaları” adı altında bu yıl ilk kez farklı bir etkinliğe imza atılacak.

vıf ve mütefekkir Hz. Mevlana ile Mevlevilik yoluna, irfanına, tarihine, geleneğine ve sanatına hizmeti geçenler ile buluşmalar gerçekleştirileceğini söylerine ekledi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, Mevlâna Türbesi önünde “Türbe Önü Buluşmaları” isimli bir program düzenleneceğini ifade ederek, kurulan çadırda törenlere katılan misafirlere alanında uzman ve birbirinden değerli konuşmacılar ile sohbet, muhabbet ve meşk yapılacağını söyledi. Yarar, Hz. Mevlana’yı Anma Törenlerinin 80’inci yılında törenlere ilgilinin her zamankinden daha yoğun olduğunun altını çizerek, “Türbe Önü Buluşmaları” programlarıyla günümüz insanına, büyük mutasav-

“Türbe Önü Buluşmaları” programı, 7-17 Aralık tarihleri arasında, her gün saat 11.00’de başlayacak ve 23.00’e kadar devam edecek.

rının sanal varlıklarının karakterlerine olan yansımaları gibi pek çok konuya değinildi. Teknolojinin hayatın hemen her alanına entegre olduğu bir dönemde, bu entegrasyon sürecine hızlıca uyum sağlayarak şahitlik ettiklerini belirten Bülent Bingöl: “Akıllı telefonlar ve tabletler, kolay ve ucuz internet erişimi sunarak bu materyallerin yaygın kullanımını sağlayan GSM şirketleri sayesinde artık çoğumuzun birkaç farklı sosyal ağda sanal varlığı, sanal kimlik yerine geçen ve 24 saat online olabilen profilleri ve tıklayabileceği paylaş butonları var. Bu durum bilgi kirliği sorununu da meydana getiriyor” dedi. Sosyal medya ve akıllı tele-

fon kullanımı yönünde bir takım uyarılarda bulunan Bingöl, sosyal medya kullanma bilinç ve kültürünün edinilmediğini, bu alanda ne tür tehditlerin ve risklerin olduğu konusunda toplumda bir farkındalık probleminin olduğunu söyledi. www.metropoldergileri.com

21


DUVAR

22

Karatay’da engel yok

Sosyal Belediyecilik çalışmaları ile örnek projelere imza atan Karatay Belediyesi engelli vatandaşların hayatlarını kolaylaştırma adına yönelik attığı adımlarla örnek oluyor Engelsiz şehir çalışmalarında örnek olan Karatay Belediyesi engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak için yaptığı çalışmalarla tam not alıyor. Karatay Belediyesi Başkan Mehmet Hançerli’nin öncülüğünde hayata geçen projelerle engelli vatandaşların hayatına dokunuyor. Karatay Belediyesi engelli vatandaşların sorunlarına sahip çıkmak için hayata geçirilen tüm projelerde doğru ve kalıcı çözümler üretiyor. Ortaya çıkan çalışmalar ise devlet-toplum işbirliğinin en güzel meyvesi olarak sunuluyor. Karatay engelli vatandaşların hayatına dokunuyor Konu ile ilgili açıklama yapan Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, Karatay Belediyesi olarak engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştıracak düzenlemelerin ve projelerin hayata geçtiğini kaydetti. Toplumun ayrılmaz bir parçası olan engelli vatandaşların günlük yaşamda karşılaştıkları güçlükleri yakından izlediklerini ifade eden Başkan Mehmet Hançerli, engellilerin de diğer vatandaşlar gibi rahat ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleri için kendilerine her alanda destek olmaya devam edeceklerini söyledi.

Stratejik üniversite olmaya talibiz Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, bazı fakültelerin akademik kurullarına katıldı. Türkiye’deki ve Dünya’daki yüksek öğretim faaliyetleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Şahin, Selçuk Üniversitesi’nin gerek ulusal gerekse uluslar arası yüksek öğretim alanındaki durumuyla ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Şahin, ülkenin gelişmesi ve kalkınması için üniversitelere büyük görevler düştüğünü ifade ederek bu konuda Selçuk Üniversitesi olarak “Devletin Stratejik Üniversitesi” olmaya talip olduklarını ekledi. Prof. Dr. Şahin, “ İşin özü çalışmak, üretmek, devlete ve millete hizmet etmektir. Mükellefiyetlerimiz bunlardır. İçinden geçtiğimiz dönem hakikaten zorlu ve kritik bir dönemdir. Sınır komşumuz olan devletlerin başına gelenler, getirilenler ortada. Bunlar doğal olarak kendi başlarına gelmiş olan durumlar değil. Planlı, hedefli olarak bu ülkelerin başına getirilmiş olan birer durumdur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemen güçler için manipüle edilebilecek bir ülke değildir. Öyle olmaktan da çıkmıştır. Bundan da rahatsızlık duymaktadırlar. Onlar için büyük bir lokmadır ve boğazlarına durmaktadır. Bu nedenle ufalanması, parçalanması lazım. Bunun yöntemlerini geçmişte hep denediler ancak; başaramadılar ve başaramayacaklar. Gerçek devletleri gerçek milletler kurar. Sermayenin kurduğu devletlere ise ancak şirket devletleri denir. Şirketlerin ömrü ise çok uzun olmaz.” dedi.

72 Ülkeden, 72 Üniversite Öğrencisi, Konya’dan Dünyaya Birlik Mesajı Verdi çevesinde, Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerini izlemek üzere Konya’ya geldi. Etkinliklere katılan yabancı öğrenciler, “Kardeşlik İçin Buradayız” diyerek Konya’dan dünyaya birlik mesajı verdi. Kocaeli’nde okuyan 72 farklı ülkeden, 72 üniversite öğrencisi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı Kocaeli Uluslararası Öğrenciler Biriminin düzenlediği program çer-

Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri kapsamında Konya’da gerçekleştirilen “Kardeşlik Yürüyüşü”ne katılan öğrenciler, üzerinde ülke bayrakları ve ülke isimlerinin olduğu

“Kardeşlik Vakti” yazılı dövizleri taşıdılar. Konya’da; Kelebekler Vadisi, Şems-i Tebrizi Türbesi, Mevlana Türbesi ve İslam Kültür Merkezi’ni de ziyaret eden öğrenciler, Konya Valisi Yakup Canbolat, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ile Hz. Mevlana’nın 22. kuşak torunu ve Uluslararası Mevlana Vakfı Başkan Vekili Esin Bayru Çelebi’yle de bir araya geldi. Öğrenciler, daha sonra Mevlana Kültür Merkezinde düzenlenen Türk Tasavvuf Müziği Konseri ve Sema Ayin-i Şerifi’ ni izlediler.


Türkiye’de Bir İlk “Derviş Çeyizi” Hz. Mevlana’nın 744’üncü Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Programları (Şeb-i Arus) kapsamında, Mevlevîlik başta olmak üzere Tasavvuf tarihindeki 12 yolun taçları ve pir kıyafetlerinin yer aldığı “Derviş Çeyizi” Türkiye’de ilk kez Konya’da sergileniyor.

Hz. Mevlana’nın 744’üncü Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Programları (Şeb-i Arus) kapsamında, Mevlevîlik başta olmak üzere Tasavvuf tarihindeki 12 yolun taçları ve pir kıyafetlerinin yer aldığı “Derviş Çeyizi” 12 silikon heykelle Türkiye’de ilk kez Konya’da sergileniyor. Mevleviye, Rufaiyye, Nakşibendiye, Kadirriye, Sa’diyye, Uşakkiye, Bektaşiyye, Bedeviyye ve Cerrahiyye gibi tasavvuf ulularının kıyafetleri 12 silikon heykelle sunuluyor. Kıyafetlerde uygulanan renkler ise ayrı bir manevi anlam ifade ediyor. Kırmızı Allah nurunun rengini, Yeşil Hu esmasının nurunun rengini, Beyaz Hak esmasının nurunun rengini, Siyah ise Kahhar esmasının nurunun rengini temsil ediyor. Mevlana Kültür Merkezinde düzenlenen serginin açılışı, Konya Valisi Yakup Canbolat ve protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Küratörlüğünü Ali Kemal Kakan, Sanat Yönetmenliğini Abdüssettar Yarar, Uygulayıcılığını Hüseyin Mete Barut ve Silikon Heykel tasarımlarını ise Doç. Dr. Mutluhan Baş yaptığı sergi, 17 Aralık tarihine kadar ziyaret edilebilecek. www.metropoldergileri.com

23


HABER

24

İ Z E K R E M M A Ş A Y K KONYA’YAÖRNE Karatay Belediyesince Konya’ya kazandırılan Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi hastalara ve hasta yakınlarına moral olmaya devam ederken Dünya Sağlık Örgütü tarafından da övgüyle bahsedilerek Örnek Yaşam Merkezi olmaya aday gösterildi. Sosyal sorumluluk projeleri ile örnek olan Karatay Belediyesi Türkiye’de bir ilke imza atarak Karatay’a Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’ni kazandırdı. Türkiye Alzheimer Derneği Konya Şubesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin de desteğiyle alzheimer hastalarına umut oluyor. Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’nde düzenlenen eğitici program-

lar, seminerler ve toplantılar ile hastalar ve hasta yakınları alzheimer hastalığı hakkında bilgilendiriliyor. Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’nde hastalar uzmanlar tarafından özel tedavi sürecinden geçirilirken; yapılan boyama, hamur işi, el işi gibi sosyal aktivite çalışmaları ile de kaliteli vakit geçirmeleri sağlanıyor. Bu sene açılan Yüksek Lisans Bö-

lümleriyle birlikte ise alzheimer hastaları emin ellere emanet ediliyor.

Yetkililer Yaşam Merkezi’ne hayran kaldı

Tüm bu gelişmeleri yakından takip eden Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri Karatay Belediyesi tarafından Konya’ya kazandırılan Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’ni Örnek Yaşam Merkezi olmaya aday gösterdi. Bu kapsamda yetkililer Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezinde inceleme yaptı. Sağlık Bakanlığı Konya Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’ni Dünya Sağlık Örgütü Yetkililerine örnek proje olarak sundu. Almanya, Hollanda, Danimarka, Portekiz, Hırvatistan, Kazakistan ve Türkiye tarafından sunulan projeleri tetkik etmek için ziyaretlerine başlayan yetkililerin ilk durağı Konya Yaşam Merkezi oldu. Dünya Sağlık Örgütü Yetkilileri alzheimer hastalığı görülme oranının sıklığına dikkat çekerek bu doğrultuda Türkiye’de tedavi ve rehabilitasyon


noktasında önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkat çekti. Almanya, Hollanda, Danimarka, Portekiz, Hırvatistan, Kazakistan ve Türkiye’deki Yaşam Merkezlerini inceleyen yetkililer Avrupa ülkelerinin 20 yılda kat edecediği mesafeyi Konya Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’nin 2 yıl gibi kısa bir sürede kat ettiğini vurgulayarak Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’nden övgüyle bahsettiler. Merkezi gezen yetkililer yapılan çalışmaları çok beğenerek emeği geçen herkesi tebrik etti.

dan açılan yüksek lisans bölümlerinin önemine değinen Güney, “Türkiye’de Alzheimer hastasının bakımını çoğunlukla aileden biri üstlenmektedir ve bu kişi çoğunlukla eş ya da kız çocuğu olmaktadır. Alzheimer hastalığının ilerleyen dönemlerinde hastalar sürekli bir bakım verenin desteğine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle bakım veren aile üyesi de ciddi bir zorlanma ve bakıcı tükenmişliği yaşamaktadır. Açılan bu bölümlerle hastalık daha emin ellerin kontrolü ve gözlem altında tutulacaktır” dedi.

Alzheimer hastalığının şifreleri Karatay’ın marka değeri artıyor çözülecek Konuyla ilgili bir açıklama yapan KaraDünya Sağlık Örgütü Yetkililerinin Yaşam Merkezi’ne hayran kaldığını dile getiren NEÜ Meram Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Alzheimer Derneği Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Figen Güney Türkiye’nin adının artık sağlık alanında güçlü bir şekilde anıldığını söyledi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstütisi Nöroloji Ana Bilim Dalına bağlı Hemşirelik, Fizyoterapi, Sosyal Hizmet ve Alzheimer bölümlerinde Türkiye’de ilk defa Alzheimer hastalığına yönelik yüksek lisans bölümleri açıldığını belirten Güney; açılan bölümlerin alzheimer hastalığının tedavisinde çok önemli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Figen Güney amaçlarının Alzheimer hastalarının huzurlu ve güvenli bir ortamda kendilerini yalnız hissetmeden kendilerini yeterli görmelerini sağlayacak fiziksel, zihinsel, psikomotor aktivitelerle desteklenmesini profesyonel ellerle sağlamak olduğunu vurguladı. NEÜ Üniversitesi tarafın-

tay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli; Türkiye’de bir ilk olan bu projenin Karatay ve Konya açısından önemli bir yatırım olduğunu söyledi. Dünya Sağlık Örgütü Yetkililerinin Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’ni Örnek Proje olmaya aday göstermesinin Belediye olarak ne kadar doğru bir iş yaptıklarını ortaya

koyduğunu kaydetti. Başkan Mehmet Hançerli, Karatay Belediyesi’nin hizmet kalitesinde artık Karatay sınırları aştığını vurgulayarak Karatay’ın dünyada marka haline geldiğini belirtti.

Başkan Hançerli kurumlar arası işbirliğinin önemine dikkat çekti

Türkiye’de ilk olarak üniversite destekli yapılan Alzheimer Gündüz Yaşam Merkezi’ni Konya’ya kazandırdıklarını söyleyen Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, “Kamu kurumlarının görevi insanların işlerini kolaylaştırmaktır. 160 günde bu projeyi bitirdik” ifadelerine yer verdi. Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan tesisin hasta yakınları için moral olduğunu dile getiren Başkan Mehmet Hançerli kurumlar arası işbirliğinin önemine vurgu yaparak; Yaşam Merkezi’nin Karatay Belediyesi, Türkiye Alzheimer Derneği, NEÜ’nin ortak protokolle meyvesini verdiğini söyledi.

www.metropoldergileri.com

25


HABER

26

KARDEŞLİK VAKTİ

Bu yıl “Kardeşlik Vakti” temasıyla düzenlenen Hazreti Mevlana’nın 744. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri kapsamında ilk sema programı yapıldı. Konya Valisi Yakup Canpolat, Hazreti Mevlana’nın insanlar arasındaki farklılıkların aşıldığı, hoşgörüye dayalı yaşam tarzının mimari olduğunu vurguladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yeryüzündeki en güzel, en güçlü ve en anlamlı etkinlik kapsamında bin 300’den fazla program yapılacağını söyledi. Kudüs’teki gaspa karşı son derece duyarlı olduklarını belirten Başkan Akyürek, düzenlenecek programların yeryüzündeki mazlum milletlerin kurtuluşuna vesile olmasını diledi. Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin ilk akşamında sema programı icra edildi. Büyükşehir Belediyesi Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Konya Valisi Yakup Canpolat, Hazreti Mevlana’nın

Konya’ya belirgin ve değerli bir kimlik kazandırdığını belirterek, Hazreti Mevlana’nın insanlar arasındaki farklılıkların aşıldığı, hoşgörüye dayalı yaşam tarzının mimari olduğunu vurguladı. Bin 300’den fazla etkinlik

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Hazreti Mevlana’nın Hakk’a yürüyüşünün 744. yıl dönümünde Konya’da buluşan Mevlana dostlarına ‘Hoş geldiniz’ diyerek başladığı konuşmasında etkinlikler


kapsamında bu yıl bin 300’den fazla programla yeryüzündeki en güzel, en güçlü ve en anlamlı etkinliğini yaptıklarını dile getirdi. Önemli olan Hz. Mevlana’yı anmak değil onu anlamaktır. Hz. Mevlana’yı anmaktan çok onu anlamanın önemsenmesi gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında Hz. Mevlana’nın Kur’an-ı Kerim’den ve İslam’dan yola çıkarak verdiği mesajların günümüz insanına da ulaşması temennisinde bulunan Başkan Akyürek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her Vuslat Yıl Dönümü Programı’nda Hazreti Mevlana’nın yoluna, onun temsil ettiği anlayışa fiziki bir eserle de katkı yapmaya ve her Şeb-i Arus Töreni’ne bir hediye vermeye de gayret gösteriyoruz. 744. Vuslat Yıl Dönümü’nde de bir irfan mektebinin, İrfan Kültür Merkezi’nin ve Konyanüma adlı bir panorama müzemizin de açılışını gerçekleştiriyoruz.” Törende konuşan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Hz. Mevlana’nın kutlu yürüyüşünü gerçekleştirdiği o günün dünyası ile günümüz dünyası arasında büyük benzerlikler olduğunu belirterek, bu tür olumsuzluklardan kurtulmanın yolunun ise fikir ve inanç birliği kurmak olduğunu söyledi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar ise, “Cumhuriyetimizin en eski törenlerinden Mevlana’yı Anma Törenlerinin 80’inci yılında ana temamız ‘kardeşlik’ vurgusuyla hazırlanmıştır. Bu çerçevede ‘Mevlevi ayini şerifi’, sergiler, bilimsel toplantılar, atölye çalışmaları, dinletiler, ödül törenleri, tiyatrolar, Mevlana film gösterimleri, imza günleri ve Türbe Önü Buluşmaları olmak üzere bin 300’ün üzerinde program yer almaktadır” dedi. Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Özhan, topluluk üyeleriyle Türk Tasavvuf Müziği konseri verdi. Araştırmacı ve Yazar Ömer Tuğrul İnançer’in Mesnevi’den seçmeler anlatmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu üyeleri sema töreni gerçekleştirdi. www.metropoldergileri.com

27


KÖŞE

28

Mustafa TATLISU

Basın Konseyi Başkanı

tatlisumustafa@gmail.com

Zamanı geldi Hazreti Yusuf’u kuyuya atıp,babalarına geldiklerinde ne demişlerdi? “Ey babacığımız Yusuf’u kurt kaptı.Bu da kanlı gömleği” Kardeşlerine kurt fikrini aslında Hz.Yakup vermişti. “Dikkat edin kardeşiniz Yusuf’u kurtlar filan kapmasın” demişti. Aslında Yusuf(as)’u kurt kapmamış, kuyuya atılmış ve imtihanların ardından Mısır’a sultan oluşunun önü açılmıştı. Ebrehe’de öyle.Filleriyle Kabetullahı yıkmak isterken helak olmuş, Mübarek beldeler Ebabillerle tertemiz hale getirilmişti. Fil amblemli Cumhuriyetçi başkan Trump’ta kendi helakını hazırladı. Filli başkan Trump, Kudüs’de 60 yıldır tek başına mücadele veren Filistin’i, bir anda birbuçuk milyar yaptı. Aslında ABD kendi sonunu hazırladı. Sorun değil,8 Milyon Yahudiyi tükrüğümüzle boğarız, filli başkan kendinin ve ülkesinin de sonunu getirdi. Artık Müslümanlar haremleri olan Mescidi Aksa’yı teröristlerin elinden kurtarmak için düğmeye bastı. Şimdi onlar yalvaracak,1967 sınırlarımızı tanıyın, Biz Kudüs’ü de başkent olarak istemiyoruz diyecekler. İş işten geçti. Yeter artık. Ümmetin Lideri bir defa ayağa kalktı. Bütün islam dünyasıyla,dünyayı da ayağa kaldırdı. Bırakın Kudüs’ü başkent yapmak, İsrail diye bir devlet yok hükmünde artık.Devlet olmayan, devlet olarak tanınmayan bir işgalcinin başkenti bile olamaz. Bundan sonrasını filli başkan düşünsün. ABD diye Müslümanlara ve insanlığa zulmeden bir devlet kalacak mı? Kudüs’ü başkent ilan edenler, kendi ülkelerinin başkentini bulabilecekler mi? Ebrehe de öyle düşünmüştü.Müslümanların mabedini yı-

kıp,kendi mabedini öne çıkaraktı. Ne Ebrehe kaldı ne de mabedi. Trump’ta Müslümanların ilk kıblesi Mescidi Aksa’nın içinde bulunduğu ve Etrafı bereketlendirilmiş Kudüs topraklarını Yahudi mabedi ve başkenti haline getirecekti.Yakında, çok yakında göreceksiniz ne fil amblemli başkan Trump kalacak, Ne de Kudüs’ü başkent görmek isteyen yahudi Netanyahular kalacak. Hatta vaadi var, kendilerini Kudüs’ün sahibi sananlar,yarın arkalarına saklanacak ağaç bile bulamayacaklar. Dün filleriyle Kabe’ye yürüyenler, bugün fil amblemleriyle Kudüs’e yürüyecekler öyle mi? ( Ey Resûlüm !) Rabb’inin, fil sahiplerine (fillerle donatılmış Ebrehe ordusuna) neler ettiğini görmedin mi? O, bunların kötü plânlarını boşa çıkarmadı mı? O, bunların üzerine bölük bölük ebabil kuşlarını gönderdi. Ki bunlar, onlara (fil sâhiplerine) pişmiş çamurdan (yapılmış) taş atıyordu. Derken (Allah) onları yenik ekin yaprağı gibi (delik, deşik) yapıverdi. Ve zamanı geldi… Gargat ağaçlarıyla istihbarat paylaşımının zamanı geldi. Etrafı bereketlendirilmiş ümmetin hareminin pisliklerden temizlenmesinin zamanı geldi. Başkenti Kudüs olan Filistin Devleti’nin tüm dünyaca tanınmasının zamanı geldi. Ebabiller beklemeden ebabil olmanın zamanı geldi. Çelik kafeslerini başlarına yıkmanın zamanı geldi. Filistinli anaların gözyaşlarının dindirilmesinin zamanı geldi. 22 kişiyle 14 yaşında bir Müslüman çocuğa zulmedenlerden hesap sorma zamanı geldi. Ve… 1,5 milyar İslam aleminin ayağa kalkma zamanı geldi.


www.metropoldergileri.com

29


KAPAK KONUSU

30

Çiğdem Kurut

Beyzat Aksoy

Karatay’ı adeta yeni baştan inşaa eden bir başkan.. Bir taraftan çocukluk anılarını yıkıp yerine yepyeni, modern bir şehir inşaa ederken bir yandan çocukluk yıllarında gaz lambası eşliğinde ders çalıştığı muşamba kaplı masasını gözünün önünden ayırmıyor. Bir yandan çocuklarına alamadığı bebek arabasını şimdi ihtiyaç sahiplerine dağıtırken, bir yandan Karatay’ın imajını değiştirmek adına var gücüyle çalışıyor. Kemre yakılan sobalı evden çıkıp, çamurlu yolları aşıp koca bir ilçenin imajını yeniliyor… Karataylı Başkan Mehmet Hançerli.. Röportajımız aşağıda…

Karatay’a ahde vefa borcum var Kendinizden biraz bahseder misiniz? Sizin de dediğiniz gibi Karataylıyım. İşgalamanlı. Çocukluğum Keykubat Mahallesi’nde geçti. İlk, orta, lise ve üniversite öğrenimimi Karatay’da yaptım. Selçuk Üniversitesinin ilk mezunlarındanım. İnşaat mühendisiyim. Yıllar boyunca çamurda gezdikten sonra belediyenin kumlama yapmasına sevinen bir nesildik. Babam ne muhtardı ne de azası. Sadece mahalle sakiniydi. Buna

KARATAY BELEDİYE BAŞKANI

MEHMET HANÇERLİ


rağmen 2 buçuk yıl kanalizasyon parası topladı. Sonra beton sıcak asfalt yapıldı. 50 sene önce yolun kumlanması birinci öncelikti, sonra kanalizasyon, sonra asfalt, sonra halı saha. Her devrin bir isteği vardı. Anket yaptık ve şu anda Karatay’da aqua park ve yüzme havuzu istiyorlar. Karatay’ın o zamanki ve şimdiki hali çok farklı. Hz. Ali’nin bir sözü var “Çocuklarınızı asrın gereklerine göre yetiştirin” diyor. İleride ne ihtiyaç olacak bakıp göreceğiz ama benim Karatay’a ahde vefa borcum var. Karatay’ın bende çok emeği var.

Belediye tarihinin en uzun Fen İşleri Müdürlüğü’nü yaptım. Arka arkaya tam 11 yıl. Bunun yanında Park Bahçe ve Temizlik Müdürlüğü’nü de verdiler. Mutfaktan geldim diyebilirim. Karatay’ın hangi bölgesi ne istiyor? Bunları biliyorum. Bu benim için bir avantaj. Ankara’da olmazsa olmazımız yok. Bu dönemde ne ihtiyaç varsa hepsi çıkıyor.

Olimpiyat Parkı, Muhsin Yazıcıoğlu Parkı, Şehir Parkı. Hepsi devlet tarafından verilen yerler.

Karatay hep önemli projelerle konuşulur oldu. Bunlardan en çok hangileri önemliydi? Karatay’ın eskiden anılmasıyla şu an

İş hayatına geçişiniz ne zaman oldu?

Okulu bitirdikten sonra bir süre Tümosan’da, devamında bir inşaat firmasında çalıştım. Daha sonra askere gittim geldim ve Hadim belediyesinin açmış olduğu bir sınavda devlet memuru olarak atandım. Hadim belediyesinin iyi yönü şuydu; orada bir branşlaşma yok. Her şeyi bilmek mecburiyetindesiniz. Bir bakıma altyapım burada oluştu. 1990 yılında Karatay Belediyesi’ne geldim. www.metropoldergileri.com

31


KAPAK KONUSU

32

anılmasının arasında bile fark var. Artık Karatay’a çöp dökülmüyor. Kanalizasyonun önüne arıtma tesisi kuruldu. İki menfi işten kurtulduk. Birinden de kurtulmak üzereyiz. O da hava kirliliği. Doğal gaz kullanımı arttıkça sıfırlanacak diye umut ediyoruz. Kentsel dönüşümle birlikte soba diye bir şey kalmayacak. Şuanda bakıyorsunuz Şehir Parkı bir güzellik katıyor. Adliye binası ayrı bir güzellik katıyor. Karatay planlı bir şekilde gidiyor. Özellikle kentsel dönüşümle birlikte 3-4 sene içerisinde Karatay’da eski ev bulunamaz hale gelecek. Bir belediyenin ilçe sınırları içerisinde yapılaşma önemlidir. Ahmet Öksüz Bey dönemi ve ondan önceki yıllarda bize 30 metrekare civarında asfalt dökülürmüş. Şimdi Karatay’a 1 milyon metrekare asfalt dökülüyor. Karatay’da bundan 5 sene öncesi verilen inşaat alanı 250 bin metrekare civarındayken şuanda 3 milyon metrekare. Hep katlaya katlaya gidiyor. İnsanların ihtiyacı neyse ona göre hizmet etmek konumundasınız. 3 tane hanımlar lokali yapmışız. Bir de büyükşehir yapmış. Havuz yapmışız. İhtiyaca göre hizmet üretilir hale gelmişiz.

“Sobada kemre yakardık” Bizim evimizde su yoktu. Tulumba kuruldu, sonra su geldi. Sudan sonra yolu kumladık. Sobada kemre yakardık. Kömür gelince rahat ederdik. Kemre yakarken sabaha doğru ev buz gibi olurdu. Şimdi 5, 6 yaşındaki çocuğa kömürden

bahsetsek ne yapar ki? Ulaşım sıkıntılıydı. Tüp doldurmak için İplikçi Cami tarafına giderdik. Yazdırırdık 3, 4 günde gelirdi. Mahallelerde tüpçü yoktu. O büyük tüpü Ocakta 8 ay kullanırdık. Bunların hepsini gördük. Şu an elektrik

olmasa yeni nesil yaşayabilir mi? Elinden telefonlarını tabletlerini alsak ne yaparlar? Yani nesil bizden çocuk bahçesi istemiyor. Çocuklar evinde tabletlerini oynuyor. Gençler bizden basket potası istemiyor. Gençler kafelerde. Halı saha isteği o kadar azaldı ki. Hayata farklı bakan gençler de etüt merkezi istiyor. Şimdi kimse evinde ders çalışmıyor.

Çamur yüzünden çok ayakkabı eskitir miydiniz? Ben hiç ayakkabıyı eskitmedim. Önceden kendimize oynamak için top yapardık. Şimdiki imkânlar hakikaten çok iyi. Benim üzeri muşambayla kaplı bir masam vardı. Atmadım, daha duruyor. Elektrik de olmazdı. Lambayı masanın kenarına koyardım. Tek odada misafirler de olurdu. Onlar sohbet eder ben de ders çalışırdım. Şimdi bilgiye ulaşmama diye bir sıkıntı yok. Her çocuğun kendine ait kaloriferli odası var. Bizim


iyi kötü 312 bin kişiyi idare etmeye çalışıyoruz. Şehre yön vermeye çalışıyoruz. Babam zeki, annemde de feraset var. Güzel bir ailem var. Önce aileyi idare edeceksiniz. Bu çok önemli. Buranın idaresiyle ailenin idaresi aynı değil mi? Daha benim çocuklarım ve torunlarım karşımda ayak ayaküstüne atmadı. Ben de aynı şekilde. Hiç kimsenin yanında o şekilde oturmadım. Burada bir aile terbiyesinden bahsetmeye çalışıyorum. İmkansızlıklar içerisinde bizleri yetiştirmişler. Öyle imkansızlık hem de. Cengiz Topel ilkokulunu bitirdim. Ankara Yolu’ndan yürüyerek kayıt için Karma okuluna yazılmaya gidiyoruz. Evimize çok uzaktı. Dedim ki; “Ortaokulu bitireceksin, liseyi bitireceksin, kazanabilirsen üniversiteyi bitireceksin. Uzun ve zorlu bir süreçti. zamanımızda şehre ineceksin, kütüphaneye varacaksın, eğer bir başkası almadıysa aradığın kitabı bulacaksın. Dersini yapıp evine döneceksin. Şimdi bir tıkla aradığı bilgiler önünde ona rağmen hala bir eksiklik var.

Çocukluğunuzda içinizde ukde kalan bir şey oldu mu?

Sıkıntıları herkes yaşadı. Ben 20 yaşında öğrenciyken evlendim. Okulu bitirmeden çocuğum vardı. O şekilde askere gittim geldim. İçimde ukde kalan şey şudur; çocuklarıma çocuk arabası almak isterdim. O dönemlerde pahalıydı. Alma imkânım da yoktu. 3 çocuk büyüttüm alamadım. İmkânım olduktan sonra ihtiyacı olan 5, 6 kişiye çocuk arabası gönderdim. Hepimiz imkânsızlıklar içinde yaşadık. O zamanlarda bir kış günü çocuklar kucağımızda otobüs bekliyorduk. İçinde aile olan bir araba geldi bizi aldı. Evimize kadar bıraktı. Onlara hala dua ederim. Yılda bin tane çocuk giydiriyoruz. Bunu basına duyurmadan yapmak lazım. Sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerekiyor. O çocuklar aldığımız ayakkabıyı yastığının başucuna koyuyor. İleri yaşlarda da o ayakkabıyı asla unutmaz. Tıpkı bizi evimize bırakan aileyi benim unutmadığım gibi. Halk Eğitim Merkezi’nde meslek öğrenen kızlarımızı alıp Antep’e, İstanbul’a götürüyoruz. Gezip ge-

liyorlar. Bu tür çalışmalar gerçekten çok güzel. Bu kızlarımızı özellikle ya huzur evine ya da çocuk yuvasına götürürdük. Oradaki hali görsünler de kendi ve çocuğunun değerini bilsin diye. Her ay Mevlana Müzesi’ne, pikniklere götürüyoruz. Ailesinden ilk defa ayrılmış, ilk defa açık büfeye gitmiş kızlarımız var. Bunlar küçük ve çok değerli ayrıntılar. Önce yaptığın işi seveceksin. Belediyecilik budur.

Belediye başkanlığı yaptığınız döneme anne ve babanız tanık oluyor. Size eleştiri ya da tavsiyede bulunuyorlar mı? Ne mutlu bana ki ikisi de hayatta. Biz

Sizin gözünüzde Karatay Belediyesi’nin en büyük problemi nedir?

Hava kirliliği. En büyük projesi en büyük problemini hallediyor. Karatay’da herkesin asfaltı, otobüsü, evi var. Karatay’ımız böyle bir yerde yaşamaya layık değil. Daha iyisine layık. Karatay diğer yerlere göre biraz daha çukur bir bölge. O zaman kömür kullanımını sıfıra indireceğiz. Bu sene verilen inşaat ruhsat alanı 2 milyar 860 bin metrekare. Yani bir proje problemi ortadan kaldıracak. Buradaki dönüşümle birlikte 3-4 seneye kadar eski binaların hiçbiri kalmayacak. Dolayısıyla kömür, odun da kalkacak. Bodrumu otoparklı olacak. Bahçeleri çevre düzenlemeli olacak. Bunların hepsi bir bütün. Bu yapılaşma

www.metropoldergileri.com

33


KAPAK KONUSU

34

yoktu. Araplar Ak Cami’den sonra hiç ev yoktu. Ama o tarihte bile Doğanlar Mahallesi vardı. Doğanlar çok eski bir mahalle. Oradaki vatandaşlarımızı da mağdur etmeden çözüm bulunacak. Çalışmalarımız sürüyor.

Karatay Bölgesi’nin imajının değiştiğine inanıyor musunuz?

Eski Karatay’la şimdiki Karatay arasında çok büyük fark var. Şimdi yeni yapılanmayla birlikte imaj değişikliği de olacak. Çeşitli iş kollarından kişiler Karatay’da hizmet ediyor ve ev sahibi olmaya başladılar. Yeni yapılan evlerde gelir seviyesi daha yüksek insanlar oturacak. 5 yıla kadar her şey çok değişecek. Konya’daki asayiş olaylarının %75’i Karatay’da oluşuyor. Karatay’daki asayiş olaylarının da %90’ı bir mahallede meydana geliyordu. Çarpık yapılaşmanın olduğu yerler yıkılınca imaj da yıkılacak. Şehir Hastanesi hizmete girdikten sonra Karatay’ın imajına birde öyle bakın. İnsanlar tramvaya binecek. Her yer yeşil alan. Hastanede işini halledecek. Tek problemimiz imaj. O da değişti, daha da değişecek.

Son olarak mahallenizde gezerken ne hissediyorsunuz? bittiği anda tüm problem bitmiş olacak. Bunlar bittiği halde Karatay’a 83 tane okul yapabilirsiniz. Çünkü arsa hazır olmuş olacak. Okul, kreş, yeşil alan, otopark problemi halloluyor. Dolasıyla bizim en büyük projemiz Karatay’daki kentsel dönüşümdür. Problemimizin bir diğeri çöplüktü o çözüldü. Hava kirliliği de 3, 4 seneye kadar bitiyor.

Karatay deyince akla Yeni Mahalle, Doğanlar Mahallesi de geliyor. Yeni Mahalle’deki değişim büyük ölçüde tamamlandı. Doğanlar Mahallesi için ne düşünülüyor? Oranın zaten imarı var. Farklı düzenlemeler istenirse biz onu da yaparız. Doğanlar Mahallesi muhtarına da söyledim. Bir kooperatif var yönetimi de üyesi de sizden olsun. Biz de bu kooperatif bittiğinde orayla ilgili bir sosyal tesis ya da farklı bir şey yapalım. Doğan-

lar’ın şimdi doğalgazı var, asfaltı da var. Olmayan bir şey yok ama hisseler çok. Bir kamulaştırma çalışmasına girilerek bir başka yerden ev de veremezsin. 12 metrekare arsanız var. Bir ev etmiyor. Müteahhitler vereselinin çokluğundan dolayı işin içinden çıkamıyorlar. Araplarda 1972’li tarihlerde adam akıllı ev

Çıkıp gezerken gururlanıyorum. Tabi üzüldüğüm zamanlar da oluyor. Sonuçta orada büyüdüm, her yerde anılarım var. Sokaklar değişiyor, binalar değişiyor. Çocuksu mutluluklarımız da ayaklarımızdaki çamurlarla birlikte gitti. Ama değişim çok önemli. Değişmeden olmaz. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi “Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım.”


www.metropoldergileri.com

35


KAPAK KONUSU

36

OSB’lerde hedef 2.5 milyon istihdam Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu tarafından organize edilen OSBÜK Akdeniz OSB’leri Bölge Toplantısında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, organize sanayi bölgelerinde 2.5 milyon istihdam hedeflediklerini söyledi.

OSBÜK Akdeniz OSB’leri Bölge Toplantısı Tarsus Organize Sanayi Bölgesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü ile Adana, Antalya, Burdur, Hatay, Isparta, Kahramanmaraş, Mersin ve Osmaniye’deki 28 organize sanayi bölgesinin temsilcisi katıldı. Toplantının açılışında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Akdeniz Bölgesi’nin Türkiye ekonomisi için önemine değinerek, “Akdeniz diğer pek çok sektörün yanı sıra sanayide

de çok önemli mesafe aldı. Yatırımcılar için cazibe merkezi oldu. Akdeniz’in lojistik ve ulaşım imkanları hem bu bölge hem de Türkiye için büyük avantaj. Bugün görüyoruz ki OSB’lerimiz de Akdeniz ekonomisi için lokomotif rol üstlenmektedir” dedi.

OSB’lere 4.2 milyar TL kredi Bakanlığın çalışmaları ile ilgili bilgi veren Özlü, Türkiye’de 2016 yılı sonuna kadar 173 OSB projesi tamamlanarak sanayicinin hizmetine sunulduğunu, bu projeler için de toplam 4.2 milyar TL kredi kullandırıldığını kaydetti.


OSB’lerde 2.5 milyon istihdam hedeflediklerinin de altını çizen Özlü, şunları söyledi: “Bakın 1962-2002 arasında yıllık ortalama 2 OSB projesi biterken, 2003-2016 arasında yıllık ortalama 8 OSB projesi tamamlanmıştır. 2002’ye karar üretime geçen parsel sayısı 11 bin 395 iken, 15 yılda 50 bin 437 parselde üretime geçildi. 3 binden fazla parsel ise inşaat aşamasında. Ayrıca 13 bine yakın parsel tahsis edilmeyi beklemektedir. Şu anda faaliyette olan OSB’lerimizde bir milyon 700 bin istihdam sağlanıyor. OSB’lerdeki boş parsellerin de üretime geçmesiyle birlikte bu sayının 2.5 milyona ulaşmasını bekliyoruz. 2023 hedefimiz ise 65 yeni OSB kurarak, 1 milyon ilave istihdam oluşturmaktır.”

Elvan’dan daha fazla yatırım çağrısı Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, OSB’lerin Türkiye’nin kalkınmasında, gelişmesinde motor görevini gördüğünü vurguladı. Sanayinin önemine de değinen Elvan, “Türkiye’de imalat sanayindeki 5 milyonluk istihdamın 1.7 milyonunu

OSB’ler sağlıyor. Bizim kalkınmamızın olmazsa olmazı sanayidir, teknolojidir. Bunun farkındayız. Ama elbette atmamız gereken adımlarımız da var. Bunlardan bazıları yatırım alanı, nitelikli eleman ve yüksek bedelli kamulaştırma. Bu konularda da çözüm üreteceğiz Ama şunu söyleyeyim 15 Temmuz sonrası içeride ve dışarıda birçok kesim Türkiye’yle ilgili çok olumsuz haberler yaptı. Hedeflerimizi yüksek görenler, eleştirenler oldu. Ama bugün şunu görüyoruz, çift hane veya çift haneye yakın büyüme beklentimiz var. Hükümetimiz tedbirler aldı ama iş dünyamız inanılmaz bir performans gösterdi. Biz iş dünyamıza, iş adamlarımıza güveniyoruz. Artık Türkiye eski Türkiye değil kimse kusura bakmasın” ifadelerini kullandı. İş adamlarına Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmaları çağrısında bulunan Elvan, bugün Türkiye’deki toplam yatırımların yüzde 86’sını özel kesimin yaptığını da sözlerine ekledi. OSB’ler daha fazla yatırım yapacak OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü ise, 2017 yılının OSB’ler için bir milat olduğunu söyledi. 1 Temmuz’da yürürlüğe giren Üretim Reform Paketiyle birlikte sanayicinin üzerinden 1 milyar liralık yükün alındığını, Türk sanayisinin bu kaynağı artık yatırımlara yönlendireceğini vurguladı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığına verdikleri tüm desteklerden dolayı teşekkür eden Kütükcü, OSBÜK olarak önümüzdeki yılsonuna kadar Türki-

ye’deki tüm OSB’lerle bir araya gelmeyi hedeflediklerini kaydetti. OSBÜK olarak daha önce Marmara ve Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki 111 organize sanayi bölgesiyle bir araya geldiklerini hatırlatan Kütükcü, “Bugün de Akdeniz bölgemizde, 8 şehrimizdeki 28 organize sanayi bölgemizle bir aradayız. Böylece 5 ayda 33 şehrimizde 139 organize sanayi bölgemizle bir araya gelmiş olduk. İnşallah önümüzdeki yılsonuna kadar Türkiye’deki tüm organize sanayi bölgelerimizle buluşmuş olacağız” dedi.

Akdeniz’de OSB istihdamı 200 bine ulaşacak Akdeniz bölgesindeki OSB’lerin en üretken OSB’ler arasında yer aldığını aktaran Kütükcü, sözlerine şu şekilde devam etti: “Akdeniz bölgesinde 28 organize sanayi bölgemiz var. Bunlardan 15’i üretimde,7’si planlama, 3’ü kamulaştırma, 3’ü de alt yapı aşamasında. İşletme aşamasındaki 15 OSB’miz Akdeniz’de üretimin, istihdamın ve ihracatın kaynağını oluşturuyor. İşletme aşamasındaki 15 OSB’mizde 1400 firma üretim yapıyor, 100 bine yakın doğrudan istihdam sağlıyor. Diğer OSB’lerimizde üretime geçtiğinde bu rakam 200 bine ulaşacak.” Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin Tarsus OSB Başkanı Sabri Tekli, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut’un birer konuşma yaptığı istişare toplantısında, Akdeniz bölgesindeki tüm OSB’lerin sorunları ve beklentileri konuşuldu. www.metropoldergileri.com

37


RÖPORTAJ

38

Çiğdem Kurut

Zeynep Öztop

Patent hakkında bilmeniz gerekenleri Alkan Patent Yönetim Kurulu Başkanı Ömür Alkan’la konuştuk…

Markanızı koruyun Patent kelimesi herkesin dilinde. Peki patent denince ne anlamamız gerekiyor? Aslında Patent kelimesi tescil işlemlerinin sadece bir tanesinin ismidir. Genel olarak halkımız Marka tesciline, Tasarım tesciline Faydalı Modele, Coğrafi İşarete, Entegre Devre Topografa tesciline ve Patent tesciline de patent olarak nitelendirmektedir. Hâlbuki her biri birbirinden farklı şeylerdir. • Marka tescili; firmaya veya ürüne verdiğimiz ismin ve logonun tesciline denir. • Tasarım tescili; ürünlerin sadece dış görünüşünü korur. • Faydalı model; ürünlerin çalışma sistemini Türkiye’de korur. • Coğrafi İşaret; bölgesel olarak tanınmış ürünleri korur. (Ör. Antep baklavası, Konya etli ekmeği vb. gibi) • Entegre Devre Topografya; elektronik ürünlerin devre dizilişinin şeklini korur. • Patent; ürünlerin çalışma sistemini Türkiye’de ve Yurtdışında koruma altına alır.

ALKAN PATENT YÖNETİM KURULU BAŞKANI

ÖMÜR ALKAN


Markayı ve ürünleri korumak neden önemlidir? Markamızı ve Ürünümüzü şirketimiz ve yetkilendirdiğimiz kişiler haricinde, üçüncü şahısların haksız rekabet sağlamasını engellemek için koruma altına almak çok önemlidir. Çünkü entelektüel sermaye ve onu ürüne dönüştürme ülkemiz ve dünyada en kıymetli değerdir. Uzun yıllar emek verdiğimiz üzerine yatırım yaptığımız ismimizin ya da ürünümüzü tescille koruma altına almadığımızda ve başkaları tarafından kullanıldığında hak iddia edemeyiz. Bunun sonucunda maddi ve manevi kayıplara uğrarız. Gelişmiş ülkelerde, bir kuruluş işe başlamadan önce yani piyasaya çıkmadan önce markasını ve logosunu Marka Tescili alır, geliştirmiş olduğu ürününe de Tasarım Tescili veya Patent alır. Ülkemizde ise bu durum çok hafife alınarak; “Önce bir para kazanalım bakalım, sonra hallederiz” mantığı ile bakılmaktadır. Ancak son yıllarda az da olsa bu düşünce düzelerek kurumsal anlayışla bakılmaya başlanmıştır. Her marka ve ürün için patent alınabilir mi? Aynı sektörde daha önce başvurusu yapılmamış ya da tescil almamış her marka, Marka Tescili ile koruma altına alınabilir. Teknik sorunlara teknik çözümler getirilen her ürün de Patent ile korunabilir. Pahalı bir işlem midir? Ülkemizde tescil işlemleri için müracaat yapılan Türk Patent ve Marka Kurumu şuan dünyada ilk yirmi ülke içerisine giren teknolojisi ile online ve çok cazip ücretlerle işlem yapmaktadır. Bu ücretler, güncel hayatımız içinde cüzi ücretler ile geleceğe yatırım olarak yapılabilmektedir. Alkan Patent ne zaman kuruldu? Alkan Patent 13 yılın tecrübesi ile 2013 yılına Marka, Tasarım ve Patent tescil işlemleri konusunda hizmet vermek amacıyla kurulmuştur. Açıldığı günden bu yana gelişen uzman kadrosu ve teknolojisi ile hizmetlerini arttırmaktadır. Alkan patent 2016 yılında müşterileriwww.metropoldergileri.com

39


RÖPORTAJ

40

nin talebi üzerine Alkanlar Group şirketini kurarak hizmetlerini aşağıdaki şekilde ayırmıştır. Sınai Mülkiyet hakları olan Marka, Tasarım, Patent tescili ve takip hizmetini verir, Devlet destek ve hibeleri (KOSGEB, TÜBİTAK, Ekonomi Bakanlığı), Belgelendirme(TSE, CE, ISO Barkod) konularında hizmet verir, Müşterilerinin web sayfası ve kurumsal kimlik çalışmalarında hizmet verir, Tescille koruma altına aldıkları marka ve patent ihlallerine karşı hukuksal danışmanlık hizmeti vermektedir. Bir Patent Firması Müşterisine Ne Gibi Hizmetler Sunar? • Başvurusu yapılacak markanın ya da ürünün RED olmaması için daha önce başkaları tarafından başvurusu yapılıp yapılmadığını araştırır.

• Engel bir durum yok ise Türk Patent ve Marka Kurumunun istediği formatta markayı veya patent projesini hazırlayarak müracaatını yapar. • Dosyaya itiraz gelirse hukuki karşı görüşünü bildirir. • İtiraz gelmez ise tescil belgesini başvuru sahibine teslim eder ve süresi geldiğinde yenilemesini yapar. • Tescil ettirdiğiniz Marka, Tasarım veya Patent başvurularınıza benzer yeni bir başvuru yapıldığında size bilgi vererek itiraz etmenizi sağlar. • Markanın veya ürünün izinsiz taklidini yapan firmalara karşı hukuksal takip yapar. Bu konuda Türkiye ve Konya’yı değerlendirecek olursak ne gibi kayıplarımız var? AR-GE: Kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dâhil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır. Bazı sanayicilerimiz AR-GE’ yi yanlış değerlendirerek “Arakla Getir” olarak uygulamaktadırlar. Bu sebepten dolayı Türkiye Patent sıralamasında Dünyada 25. sıradadır. Yani firmalarımız AR-GE’ ye

gereken önemi veremiyorlar. Dünya sıralamasında Marka Tescilinde 4. sıradayız. Fakat dünyaya mâl olmuş tanınan marka sayımız oldukça azdır. Maalesef küçücük İsrail’in yüzlerce tanınmış markası mevcutken Türkiye’nin ise onlarca tanınmış markasının olması üzücü bir durumdur. Konya ise Türkiye genelinde Marka Tescilinde 6. Sırada, Patent Tescilinde ise 5. sıradadır. Bu hizmetlerde vatandaşların dikkat etmesi gerekenler neler? Tescil işlemleri yaptırmadan önce bu sektörde ismini duyurmuş Türk Patent ve Marka Kurumuna bağlı resmi vekiller ile çalışmasını tavsiye ederiz. Çünkü piyasada çantacı olarak nitelendirdiğimiz herhangi bir resmiyeti bulunmayan bu işi bilinçsizce yapan asıl işleri bu olmayan danışmanlar bulunmaktadır. Son olarak neler söylemek istersiniz? Alkanlar Group şirketi Türkiye genelinde ilk 30 firma arasında yer alan Dünya genelinde onlarca müşterisi bulunan Konya’da lider bir firma olarak faaliyet göstermektedir. Hedefimiz önümüzdeki beş yıl içerisinde Türkiye’deki şube ağını genişleterek lider konuma yükselmek dünya genelinde de ismi duyulan bir şirket olmayı hedeflemektedir.


www.metropoldergileri.com

41


HABER

42

KARATAY’DA MODERN OKULLAR MODERN EĞİTİM Eğitime sağladığı katkılar ile adından sıkça söz ettiren Karatay Belediyesi çalışmalarını hız kesmeden devam ettiriyor. Karatay Belediyesi, yaptığı okullar ile bu okullara spor kompleksi, suni çim sahalar, oturma bankları kazandırmanın yanı sıra, çevre düzenlemelerine kadar birçok konuda eğitim alanında destek sağlıyor. Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, eğitimin önemine dikkat çekerek, “Bizler Karatay belediyesi olarak kalıcı eser bırakma derdindeyiz. Eğitimde kalitenin yükselmesi, çocuklarımızın en kaliteli yerlerde eğitim alması ve yetiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle de okullarımıza desteğimizi geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu yıl da sürdürdük. Bundan sonra da devam edeceğiz” dedi.

Karatay’a 20 okul kazandırıldı

Başkan Mehmet Hançerli geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın eğitim kalitelerinin yükselmesi için çalıştıklarını belirtti. Başkan Hançerli Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek eğitime 20 okul 18 tesis kazandırdıklarını belirtti. Başkan Hançerli, yine bir ilk olarak da Bele-

diye bütçesinden Kurtuluş, Mehmetçik ve Fetih İlkokullarını tamamlayarak eğitime kazandırdıklarını söyledi. Karatay Belediyesi İmam Hatip Lisesi ve Karatay Belediyesi 23 Nisan İmam Hatip Ortaokulu’nun yapıldığını belirten Başkan Hançerli, yaptıkları üç anaokulda da minik öğrencilerin eğitim gördüğünü dile getirdi. Eğitime verdikleri desteğin sadece okul yapmakla sınırlı kalmadığını vurgulayan Başkan Hançerli; öğrencilerin spor ihtiyacını da göz önünde bulundurarak 5 okula 5 spor salonu 16 suni çim saha yaptıklarını; ayrıca 75 okula 75 kütüphane ve 75.000 kitap hediye edildiğini belirterek Karatay Belediyesi olarak ilçeye toplamda 20 adet okul kazandırdıklarını kaydetti. Karatay’a ilave 125.000 nüfus geleceğine dikkat çeken Başkan Hançerli, 83 okul arsasının, 525.000 m2 okul alanının yapılan imar revizyonunda hazır olduğunu vurguladı. Hizmette sınırları kaldırdıklarını belirten Başkan Hançerli, Altınekin Anadolu Lisesi’ne bir

kütüphane kazandırdıklarını ifade etti.

Karatay’a İlçe Halk Kütüphanesi kazandırıldı

Karatay Belediyesi ve Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arasında yapılan protokol çerçevesinde Karatay’a bir halk kütüphanesi kazandırıldı. Başkan Hançerli Kurumlar arası işbirliğinin güzel bir örneği olan Karatay İlçe Halk Kütüphanesi’nin Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile yapılan protokol ile gerçekleştiğini söyledi. Başkan Hançerli Karatay İlçe Halk Kütüphanesi’nin Karatay Belediyesi Hizmet Binasının giriş katında yapılmasının çok önemli olduğunu belirterek hizmet binasına günlük ortalama 2500 kişinin geldiğini vurgulayarak; kütüphanenin konum olarak çok işlek bir yerde olmasının okur sayısını olumlu etkileyeceğini söyledi.

AKİP eğitime değer katıyor

Karatay Kaymakamlığı, Karatay Be-


lediyesi ve Karatay İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile Ortaöğretim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin akademik başarısını arttırmak ve Karatay’da eğitim seviyesini yükseltmek amacıyla başlatılan kısa adı AKİP olan Akademik Kaliteyi İyileştirme Projesi tüm hızıyla sürüyor. Karatay Belediyesi tarafından AKİP projesi kapsamında öğrencilere yüzlerce kitap ve çanta hediye ediliyor. Başkan Hançerli, eğitime olan katkılarından dolayı AKİP’te emeği geçen tüm kurumlara teşekkür ederek; Karatay Belediyesi’nin eğitimde lokomotif görevi gördüğünü belirtti ve eğitim dünyasına yeni bir soluk getirdiğini söyledi

Başkan Gençlerle buluşuyor

Başkan Mehmet Hançerli, Celaleddin Karatay Gençlik Merkezi’nde öğrenciler için kültürel birikim ve sosyal etkinliklere katılımı sağlamak amacıyla kurulan derslikleri, müzik atölyesi, bilgisayar laboratuvarı, kafeteryası, bilardo salonu, kütüphanesi, internet-bilişim köşesi, fitness-aerobik salonu, etüt salonu gibi etkinlik alanlarını bünyesinde barından büyük bir kompleks ile gençlere yönelik her imkanı sağlamaya çalıştıklarını belirtti. Başkan Hançerli 14-28 yaş aralığındaki tüm gençlerin Celaleddin Karatay Gençlik Merkezi’ne kayıt yaptırabileceğini söyleyerek; Gençlik Merkezinin şu an 4800 kayıtlı üyesi olduğunu ve bu sayının her geçen dönem daha da arttığını belirtti. İngilizce, resim, solid works, İşaret Dili, Hızlı Okuma, Bilgisayar, Autocad, Diksiyon, Gitar, Bağlama, Folklor, üniversiteye hazırlık, Bay-Bayan Fitness olmak üzere toplam

13 branşta eğitim verildiğini kaydeden Başkan Hançerli, öğrencilerin taleplerine göre farklı branşlarda da eğitim verilebileceğini belirtti. Celaleddin Karatay Gençlik Merkezi’nde belirli aralıklarla

gençlerle bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Hançerli, gençlerin iyi yetişmesi, ülkesine ve milletine hayırlı bireyler olmaları için Karatay Belediyesi olarak çalışmaların hızla süreceği dile getirdi.

www.metropoldergileri.com

43


RÖPORTAJ

44

Çiğdem Kurut

Beyzat Aksoy

İçinize işleyen bir ney sesi.. Hemen yanı başında kudüm, kanun, her tınısında irkildiğiniz, uyandığınız tambur. Bir sesle hayat bulan tüm sesler.. Yanık, içli. “Güzel aşık cevrimizi, çekemezsin demedim mi? Bu bir rıza lokmasıdır, yiyemezsin demedim mi?” Sizi bu dünyadan alıp bambaşka bir aleme götüren, tasavvufun içinde kaybolduğunuz, kendinizi bulduğunuz atmosfer. Devamında sema.. Allah’a ulaşma yolunun derecelerini sembolize eden, içinde dini öğe ve temalar barındıran ve bu haliyle semazenler kadar izleyenleri de içinde coşturan seremoni. Röportajımız Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve Postnişin Fahri Özçakıl’la…

Hz. Mevlana’yı temsil ediyoruz Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu hakkında bilgi verir misiniz? Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, 1991 yılı Nisan ayında Konya’da çalışmalarına başladı. Topluluk Sanat Yönetmenliğini Yusuf Kayya yürütmekte. Her yıl Aralık ayında Konya’da düzenlenen Hz.Mevlâna’yı anma ve Şeb-i Arûs Törenlerini daha düzenli bir şekilde yapmak, Hz. Mevlâna’nın düşünce, sevgi ve hoşgörüsünü yaymak, bu vesileyle milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek amacıyla kurulmuş bir topluluğuz. Böyle bir sanat kurumu Türkiye’de sanırım tek. Topluluğumuz Türk Tasavvuf Müziği alanında ülkemizde kurulan ilk ve tek resmi sanat kurumu, ihtisas topluluğudur. Çalışmalarına başladığı günden itibaren başta Mevlevi müziği ve sema olmak üzere Tasavvuf Müziğinin bütün formlarından geçmişten intikal

Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve Postnişin

FAHRİ ÖZÇAKIL


etmiş eserlerle birlikte günümüzde bestelenen eserlerin de geleneksel icra tarzına sadık kalarak icra ediyoruz. Topluluğumuz Konya’da gerçekleştirdiği periyodik programlarda, Mevlevi Ayini, Tevşih, Naat, Durak, İlahi, Nefes gibi dini müzik formları ile birlikte, Türk Müziğinin dini olmayan formlarından oluşturduğu konser programlarıyla da sanatseverlerin huzuruna çıkıyor.

fından “Türk Müziği” dalında büyük ödüle layık görüldük. Hz. Mevlâna’yı Anma törenlerinin de vazgeçilmezisiniz. Bu etkinlik neden çok önemli?

Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin bu yıl 744. Vuslat yıldönümü anma etkinlikleri icra ediliyor. Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu olarak bu programlarda sema mukabelesi icrasıyla yer aldık. Her yıl Ara-

Topluluğumuz kuruluş amacına uygun olarak yurtiçi ve yurtdışında çok yoğun konser faaliyetleri devam ediyor. Bugüne kadar yaklaşık 100 ülkede, binlerce konser verip sema programı icra ettik. Bununla birlikte “Vuslat” adıyla bir Tasavvuf Müziği albümüyle birlikte, Rast, Uşşak, Hicaz, Çargah, Acembuselik, Dügah, Karcığar ve Suzidil Mevlevi Ayinlerinin seslendirildiği toplam 9 albüm yayınladık. 1991 yılında Polonya’nın Bdygosh şehrinde yapılan Dünya Müzik yarışmasında “En iyi şef” ve “En iyi müzik” ödülünü alıp, 2009 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarawww.metropoldergileri.com

45


RÖPORTAJ

46

lık Ayı geldiğinde Hz. Mevlana’nın vuslat yıldönümü etkinlikleri, Hz. Mevlana’nın Şebi Arus düğün gecesi, Allah’a kavuşma günü olarak değerlendiriliyor ve büyük kutlamayla Hz. Mevlana anılmaya, anlatılmaya, anlaşılmaya çalışılıyor. Ülkemizin ve bölgemizin içinde bulunduğu durum turizm açısından olumsuz etki de oluşturabiliyor. Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri dünyanın her tarafında büyük bir ilgi ve saygıyla karşılanıyor, anlatılıyor. İnsanlar Hz. Mevlana’nın “Gel” çağrısına kulak vererek dünyanın her tarafından koşarak gelmeye çalışıyorlar. 7-17 Aralık tarihleri arası bizim bayram olarak nitelendirdiğimiz dönem ki; gerçekten dünyanın her tarafından Hz. Mevlana’yı seven insanlar buraya geliyor ve buradaki manevi havayı teneffüs etmek için yarışıyor. Biz de bunlara bir nebze de olsa sema mukabelesiyle izleyenlerin kulağına, gözüne ve gönlüne hitap etmek suretiyle bu programların en anlamlı olan bölümünü

gerçekleştiriyoruz. Sema insanları nasıl bu kadar etkileyebiliyor? Sema mukabelesi gerçekten Allah’a yakın olma düşüncesi ile yapılan bir Mevlevî ritüeldir. Dolayısıyla bu zikri yapan semazen de izleyen kişiler de, Mevlana dostları da bu manevi ritüel olan Mevlevî zikrinden tat alarak manevi doygunluğa ulaşmış olarak ayrılmış oluyorlar. Hz. Mevlana’yı anma etkinlikleri kapsamında sergiler, sempozyumlar, paneller, konferanslar, konserler Mesnevî sohbetleri ve tanıtımlar gibi farklı programlar da yapılmakta. Bu etkinlikler geziliyor, takip ediliyor. Aynı zamanda Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin türbesi ziyaret edilerek orada manevi bir rabıta yapılmış oluyor ki; buraya gelen insanlar günlerini dolu dolu, Hz. Mevlâna’yı anarak yaşıyorlar. Tüm tarikatlarda Allah’a ulaşmak için yapılan bir takım ritüeller vardır. Onlar da farklı zikirlerle olmaktadır.

Mevlevilerin zikir şekilleri sema iledir. Semayı izleyenlerde ney, tambur ya da sema ile oradaki o mistik havayı içine çekip hangi inançtan olursa olsun manevi hazzı almış oluyor. Siz kaç yıldır sema yapıyorsunuz? 1972 yılında başladığımız Semâ Mukabelelerinde iken 11 yaşındaydım. Hamdolsun 45 yıldır bu meydanlarda bu maneviyatı yaşamaya çalışıyoruz. Semaya her başladığınızda aynı heyecanı, aynı şevki hissetmek nasıl mümkün oluyor? Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri zerreden kürreye kainattaki her şeyin dönerek Cenabı Allah’ı zikrettiğini görmüş, bir çiçekte, ağaçta, dolayısıyla her varlıkta, Cenabı Allah’ın tecellisini görmüş, vecde gelerek kalkmış sağdan sola doğru dönerek sema etmiştir. Biz de sema ederken acaba Hz. Mevlana’da o cezbeye vesile olan hareketi biz de görebilir miyiz düşüncesiyle sema ediyoruz. Her programa


çıkarken bu heyecanı yaşamaktayız. İnsan tabi ki farz olan ibadet namazı kılarken 5 vakit Allah’ın huzuruna çıkıyor, namazını kılıyor. Biz de hasbelkader haftada bir ya da farklı zamanlarda mümkün olduğu kadar o sema zikrine girerek Allah’ın huzurunda nasıl Allah’ yakın olabiliriz düşüncesiyle sema ediyoruz. Semazen sema ederken sağ eli açık, sol eli kapalı olarak sağdan sola doğru kalbinin etrafında döner. Sağ el açık, Cenabı Allah’tan almış olduğu feyzi ilahiyi sol eli kapalı etrafındaki insanlara dağıtıyor. Bu hakikaten çok anlamlı. İnsanlar bunu fark ediyorlar. Sizin semanızda orada gerçekten zikir yapıldığı bilinciyle, müziğin ruha hitap eden sesiyle birlikte o manevi havayı teneffüs edip izleyenler de etki altına girebiliyorlar.

Topluluğun tüm üyeleri o alanda çok cool görünüyor. Bu duruşu nasıl sağlıyorsunuz? Biz gerek yurt içinde gerekse yurt dışında çok sayıda organizasyonlara katılıyoruz. Gittiğimiz her yerde büyük bir ilgi ve saygıyla karşılanıyoruz. Bizim her hareketimiz son derece önemli. Aslında Hz.Mevlana’yı temsil ediyoruz. Mevlevîlik geleneğine bağlı olarak hareket etmek, yaşayabildiğimiz kadar o düşünce tarzıyla yaşamaya çalışıyoruz. Üzerimizde çok ciddi bir sorumluluk var. Bu sorumluluğu yerine getirmek zorundayız. Sanırım farkında olmadan o tüm benliğimizi sarıyor. Cenabı Hakka “Taklîdimizi Tahkîke çevirmesi” niyazında bulunuyoruz. Son olarak ne söylemek istersiniz? Hz. Mevlana’nın vuslat yıldönümü etkin-

liklerinde dünyanın her tarafından gelen Mevlana dostlarına Konya olarak kapımızı açıyoruz. Bu güzelliklerden faydalanmaları için Konyalı olarak, Hz. Mevlâna’nın ev sahipleri olarak ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor. Hz. Mevlana’nın tavsiyelerini, vasiyetlerini tüm insanlığa yayma mecburiyetinde olduğumuzu söylemek istiyorum. Günümüzde bu her şeyden çok ihtiyacımız olan bir durumdur. Bu yılki Kardeşlik Vakti mottosu ile tüm insanların kardeş olarak barış, sevgi, saygı, muhabbet ve hoşgörü içerisinde yaşamaları temennisinde bulunmak istiyorum. Yunus Emre’nin “Sevelim Sevilelim dünya kimseye kalmaz” sözlerini iyi düşünmek, Hz. Mevlâna, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Velî, vs. gibi Tasavvuf büyüklerinin Kur’an ve Sünnete dayalı öğretilerini hayatımıza tatbik ederek yaşamaya gayret etmeliyiz ki toplum ve fert olarak huzur, barış ve mutlu bir hayat tarzımız olsun. www.metropoldergileri.com

47


HABER

48

Hasan Çopur’a ait “Özel Konya K ültür Arşivi” Sergisi Açıldı.

Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce organize edilen Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenleri (Şeb-i Arus) kapsamında, Konya’nın eski esnaflarından Hasan İhsan ÇOPUR’a ait “Özel Konya Kültür Arşivi” sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce organize edilen Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenle-

ri (Şeb-i Arus) kapsamında, Konya’nın eski esnaflarından Hasan İhsan ÇOPUR’a ait “Özel Konya Kültür Arşivi” sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Konya Valisi Yakup Canbolat ve Protokol Üyelerinin katılımı ile açılışı gerçekleştirilen sergide, Hz. Mevlana ve Mevlevilik ile ilgili kitap ve fotoğrafların yer aldığı sergide, Konya ve Konyalılarla ilgili yaklaşık 3 Bin adet Türkçe ve Osmanlıca kitap ile 500 adet fotoğraf sergileniyor.

Sergide; Mevlana ve Mevlevilik ile ilgili Türkçe ve Osmanlıca eserlerin yanı sıra, Mevlana Müzesi, Semazenler, geçmişten günümüze düzenlenen Mevlana Törenleri ile yurtiçinden ve yurtdışından Konya’ya gelen yerli ve yabancı devlet büyükleri, sanatçılar ve iş adamlarının olduğu geniş fotoğraf arşivi yer alıyor. Hacı Çopur İşhanı’ndaki sergi, Aralık ayı sonuna kadar ziyaretçilere açık olacak.


Çocuklarla Bilim - Kültür Yolculuğu Yapalı Mühendislik, topluma katkı ideali ile ‘Çocuklarla Bilim-Kültür Yolculuğu’ adıyla sosyal sorumluluk projesi başlatarak; köy okulu öğrencilerinin sosyal anlamda faaliyetlerle buluşmasını sağlıyor. Yapalı Mühendislik tarafından gerçekleştirilen ‘Çocuklarla Bilim- Kültür Yolculuğu’ sosyal sorumluluk projesi, köy okullarında eğitim gören öğrencilerin mahrum kaldıkları kültür, sanat gibi sosyal faaliyetler ile buluşmalarını sağlayarak; bir gün dahi olsa çocuklara unutamayacakları bir günü yaşatmayı amaçlıyor. Bütün giderlerin Yapalı Mühendislik tarafından karşılandığı proje, köy okulu öğrencilerinin köylerinden alınıp rota olarak Konya Bilim Merkezi gezisi ve akabinde Konya Devlet Tiyatrosu’nda çocuk oyunu gösterimiyle gün boyunca hoş vakit geçirebileceği bir etkinliği içermekte. Yapalı Mühendislik firmasının topluma katkı amacı ile gerçekleştirdiği bu sosyal sorumluluk projesi, köy okulları çocuklarının bilim, kültür ve sanat ile buluşmasına olanak sağlıyor. Konya merkezli, mühendislik ve yapım-

cı firma olarak iki koldan ilerleyen, genç ve dinamik bir kadroya sahip olan Yapalı Mühendislik, 2014 yılında inşaat mühendisi iki kardeş Hasan Birol Yapalı ve Fikret Serkan Yapalı ortaklılığıyla kurulmuş bir inşaat firması. Firma, konut ve ticari alan inşa edilmesinde hem Konya’da hem de Türkiye’de önemli işlere imza atmış bir marka olarak sektöründe öncü olma yolunda ilerliyor.

Mühendislik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fikret Serkan Yapalı ise “ Dönem dönem gerçekleştirmeyi planladığımız bu proje; ilk olarak Konya ilindeki köy okullarıyla yapılacaktır. Daha sonra tüm Türkiye’ye uygulanabilir hale getirme amacını taşımaktayız. Çocuklara ve eğitime yönelik desteklerimiz sürecektir” diye konuştu.

Ülkemizin birçok yerinde bilim, sanat, kültür alanında çocuklara yönelik faaliyet anlamında büyük eksikliklerin olduğunu belirten Yapalı Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Birol Yapalı; “Biz Yapalı Mühendislik olarak geleceğimiz olan çocuklara yönelik yaptığımız bu projede çocuklara bir gün de olsa güzel bir anı yaşatarak hayatlarına dokunmak istedik” dedi. Yapalı

Yapalı Mühendislik ’in çocuklara armağanı olan Konya Bilim Merkezi gezisi ve Konya Devlet Tiyatrosu çocuk oyunu gösterimini kapsayan ‘Çocuklarla Bilim- Kültür Yolculuğu’ sosyal sorumluluk projesi; ilk olarak 5 Aralık 2017 tarihinde Konya’nın Cihanbeyli İlçesine bağlı Yapalı Köyü Cihat Kora İlkokulu öğrencilerine yönelik gerçekleştirildi. www.metropoldergileri.com

49


RÖPORTAJ

Çiğdem Kurut

50

Beyzat Aksoy

YRD. DOÇ. DR. HÜSEYİN ÖKSÜZ

Hat sanatı bir mesajdır Hüseyin Öksüz aslında bir eczacı. Eczacılık eğitimi sırasında ilgi duyduğu hat sanatı bugün onu dünya çapında adından söz ettiren, çok sayıda uluslararası yarışmada ödül alan bir hattat haline getirdi. Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatlar Bölüm Başkanı Hat Sanatları Hocası Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Öksüz’le röportajımız aşağıda… Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1944 yılında Konya’da doğdum. İmam Hatip Lisesi’nde okudum, biraz hafızlığa çalıştım. Eczacılık eğitimi aldım. Esas mesleğim eczacılıktır. Şehir Eczanesi’nde 10 yıl eczacılık yaptım. İstanbul’da Eczacılık öğrenimim sırasında dünyaca tanınan Hattat Hamid Aytaç’tan Sülüs-Nesih, Uğur Derman’dan Ta’lik dersleri aldım. Hat sanatına ilginiz nasıl oluştu? Konyalı arkadaşlarımdan birisi hat sanatıyla uğraşıyordu. Hamid Hoca’dan ders alıyordu. Bir gün beni de götürdü. O şekilde başladım. Hattatlık eczacılık eğitiminden daha uzun süren bir eği-

timdir. Eczacılıktan daha zordur diyebilirim. Hat sanatı İslam sanatlarının en zorlarından birisidir. Çok disiplinlidir. 11 yıl kadar Hamid Hocayla devam ettim. Hoca da beni sevdi, teşvik etti. Eczacılıkla beraber devam ettim. Okulu bitirip Konya’da eczane açtıktan sonra Hamid Hoca kendisine mektuplar göndermemi istedi. İletişimimiz devam etti. Mektuplar yine hattatlık eğitimi üzerine miydi? Hattatlıkta hoca size bir meşk yazar, bir nevi ödev. Onu düzgün yazarsanız bir sonraki meşke geçersiniz. Bu şekilde düzgün yazıncaya kadar devam eder gider. Sonunda icazet aşamasına gelinir.

Ben de icazeti aldım. Aynı zamanda yine meşhur hocalarımızdan Uğur Derman var. O da eczacıdır. Ondan da Ta’lik icazeti aldım. Hamid Hoca 1982’de vefat etti. Vefatından 4 sene sonra İslam Konferansı Teşkilatı uluslararası hat yarışması düzenledi. Ben de Konya’dan katıldım. O yarışmada 3 ödülle en çok ödül alan hattat oldum. 350 kişinin katıldığı dünya çapında bir yarışmaydı. Eczacılık yaparken bir taraftan da hat sanatını devam ettirdim. Dünya çapında birçok caminin yazılarını hazırladım. Talebeler yetiştirdim. Bugün bizim talebelerimiz dünya çapında ödüller alıyorlar. Artık hat sanatı popüler oldu. Devlet büyükleri geliyorlar; hat levha hediye ediyorlar.


Hat sanatını en önemli kılan özelliği nedir? Hat sanatı bir mesajdır. Görsel sanatlar içerisinde sanatı en net olan sanat hat sanatıdır. Oradaki yazılar resim gibi buğulu değildir. Hatayı da gösterir, mesajı da nettir. Nasıl bir mesaj verir? Mesela ben yazdıklarımdan bir tane örnek vereyim. Arif Nihat Asya’nın bir beytini yazdım… Diyor ki; “Yürü hala ne diye oyunda oynaştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.” Bu tip mesajlar, kelime-i tevhidler, hadis-i şerifler, sözler. Yüzlerce, binlerce var. Neredeyse yarım asırdır yazıyorum.

İnsan ruhuna hangisi hitap eder. İnsan hayatındaki tüm güzellikler bir ahenk üzerine kurulu. Böyle ahenkli şeyleri arayıp bulan kişilere “zevki selim sahibi” deriz. Şimdi zevki selim kayboldu. Çocuğu tıraş ol diye gönderiyoruz, en çirkin nasıl olunursa öyle geliyor. Moda artık insanların kendi düşüncelerinden önde geliyor. Hep denir ya; yazı bir insanın karakterini yansıtır. Hatta da karakteristik özellikleri yansıtmak mümkün mü? Hattatlar bir defa hassas insanlardır. Güzel mesajları benimseyip onu hemen yazıp paylaşmak isterler. Bir gün Ankara’da Bilkent’te bir camiye gittim. Oraya Ankara’nın seçme müezzinleri geliyor.

Cuma namazında bir müezzin öyle bir ezan okudu ki; kendi kendime coştum. Aklıma hemen “Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli. Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” dizeleri geldi. O mesajı yaymak isterim ben. Onu hemen güzel bir yazıyla yazdım. Sözü güzel bir ahenge daha sokmuş olduk. Bir sonraki Cuma imam efendiye hediye ettim. Mesajı duyurmak lazım. Konuşurken bile bize bir mesaj çıkar. Gençler arasında hat sanatına olan ilgiyi nasıl buluyorsunuz? Osmanlı döneminde bizim en önemli sanatlarımızdan biri hattır. Padişahtan tutun da küçük esnaflara kadar herkes yazmış. Bu sanatla çok uğraşmışlar.

Bir sözü hat sanatıyla yazmakla normal yazmak arasında etki açısından nasıl bir fark var? Hatla yazıldığı zaman daha etkin bir mesaj mı verilmiş oluyor? Önce bir zikir gönlümüze gelir. Düşünürüz, söyleriz. Bunu ahenkli bir hale getirmek başka bir aşamadır. Vezinle söyleyip kalıba dökünce yazı ahenge girer. Bu bir de güzel yazıyla, hat sanatıyla yazılınca daha da bir ahenge girmiş olur. Bir de bestelenirse harika olur. Ahenk de şudur; mesela yolda bir teneke kutu gördünüz, tekmeyi attınız. Tangır tungur ses çıktı. Bu sestir. Ahenk yok, düzen yok. İnsanı rahatsız eder. Ama biraz daha ileriye gittiniz, baktınız; bir çayhanede Dede Efendi’nin Münir Nurettin Selçuk ya da Zeki Müren tarafından güzel bir şarkısı okunuyor. İşte o ahenge girmiş bir ses. www.metropoldergileri.com

51


RÖPORTAJ

52

Bizde başlı başına bir sanat dalı olmuş. Çok ileri gidilmiş ve çok disiplinli, ince bir sanat haline gelmiş. Çok başarılı sanatkarlar yetişmiş. Cumhuriyet’te harf devrimi olduktan sonra biraz unutulmuş. Sonra sanat olarak tekrar gündeme geldi. Mesela ben Eczacılık Fakültesi’ni bitirip Konya’ya geldiğimde Konya’da yazan yoktu. Birkaç yaşlı abimiz kabir taşı yazardı. Şu anda 3 üniversitede bu ders okutuluyor. Devlet öğretiyor. Çok sayıda kurs var. Konferanslar yapılıyor. Hat üzerine aktivite de çok. Konya’da yetişen öğrencilerimiz dünya çapında dereceler alıyorlar. Bu işi bu seviyede yapıyoruz. Çok güzel hat yazıyorsunuz. Normal yazınız da çok güzel mi? El yazım bozuk. Eczacıların el yazıları hep bozuk olur  Doktorların yazıları da bozuk olur. Doktorların yazılarını okuyorduk. Öğrencilik zamanımızda kitap yoktu. Hoca ne anlatırsa yazabildiğimiz kadar not alabiliyorduk. Onun için en öne oturmaya gayret ederdik. Tuttuğum notu eğer o gün temize çekmezsem ertesi gün okuyamazdım. Konuşulanlar

aklımdayken temize çekerdim. Onun için el yazım çok düzgün değil. Ama bu sanat yazıları olduğu için yavaş ya-

vaş, dikkatli yazılır. Kalem yavaş yavaş hareket eder. Son zamanlarda en önemli erozyonlardan birisi de dilimiz üzerinde oluyor. Maalesef güzel dilimiz çok şey kaybetti. Esas güzellik ahenkten gelir. Bizdeki ahenkli kelimeler her geçen gün kayboluyor. Son olarak ne söylersiniz? Sanatımla ilgili birçok şeyi kendim yaptım diyemem. Sizlerle beraber yapıyoruz. Medya, bu sanatı anlatıyor, katkıda bulunuyor. Hem insanlara güzel sanatlarımızdan bir şey yansıtmış olacaksınız, hem de sanatı onlara sevdirmiş olacaksınız. Bizim istediğimiz de bu. Biz güzellik peşindeyiz.


www.metropoldergileri.com

53


RÖPORTAJ

Çiğdem Kurut

54

Beyzat Aksoy

BEYZA TAŞDELEN, ALİ İHSAN YAMAN, ZEYNEP DEREBAĞ, ÖMER ÖZCAN DEMİR Karatay Üniversitesi’nin girişimci gençleri Girişimci Liderler Topluluğu’nda bir araya geldi. Güzel işlere imza atmaya başlayan topluluk dergimizin konuğu oldu. İşte bu güzel toplulukla ilgili merak edilenler…

GİRİŞİMCİ GENÇLER BİR ARADA Girişimci Liderler Topluluğu’nun kuruluş hikayesi nedir? Kısaca bahseder misiniz? Okula başladığımız sene bölüm olarak yaptığımız etkinlikler bizi oldukça teşvik etti ve hocalarımızın tavsiyesiyle kulüp açmaya karar verdik. Bunun çalışmalarını 2. Dönem başlangıcında uygulamaya geçirdik. Gerek hocalar gerekse başka kulüplerle iletişime geçerek 2. Sınıfın başında çalışmalarımızı

daha hızlı bir şekilde ilerletebilmek için yeni bir kulüp açmak yerine okulumuzda kapanmak üzere olan Girişimci Liderler Topluluğu’nu devralmaya karar verdik. Topluluğunuzu tanımak isteriz. Ekibinizin üye yapısı hakkında neler söylersiniz? 7 ana departmandan oluşan kulübümüz; Başkan: Ömer Özcan Demir Başkan Yardımcıları: Ali


İhsan Yaman, Mert Sezgin Genel Sekreterler: Beyza Nur Taşdelen, Esra Uslu, Hacer Torus Organizasyon: Zeynep Derebağ, Bengüsu Okur, Hayrani Kesgin Sosyal Medya: Şeyma Kaşıkçı, Ahmet Çolak Mali İşler: Gökhan Gök, Nazım Bayav Öğrenci İşler Sorumlusu: Ravza Yetgin, Nimet Nur Sevinç şeklinde bir üye yapısına sahiptir. Ekipte aktif olarak kaç üyeniz var? Üyeleriniz hangi bölümlerden? 650 üyemiz bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu mühendislikten olmak üzere hukuk, sağlık bilimleri, işletme ve yönetim bilimleri, sosyal bilimler ve güzel sanatlar fakültelerinden de üyelerimiz mevcut. Ekibe katılmak isteyenler için herhangi bir şartınız var mı? Üye olurken resmi herhangi bir şartımız yok ama; kulübümüze katılacak olan öğrencilerin kulübümüzde aktif, kulübümüze yararlı ve kulübümüzü geliştirecek yönde fikirlere sahip olmasına önem veriyoruz.

Topluluk olarak sizi en çok heyecanlandıran etkinliğiniz hangisiydi? Şu anda üzerinde çalıştığımız sosyal sorumluluk projesi, çocukları gülümsetebileceğimiz ve onların yaşamlarında küçük de olsa bir katkımız olabileceği için; bizi en çok heyecanlandıran etkinliktir.

Etkinlik takviminizden bahsedebilir misiniz? Şu anda bir sosyal sorumluluk projesi, iki fabrika gezisi, iki panel ve bir de söyleşi üzerine çalışmalarımız devam etmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinden Erbakan Malkoç’u Karataylılarla buluşturdunuz. Bu etkinlik hakkında neler söylersiniz? Bu bizim en büyük ve aynı zamanda okulda en çok ses getiren etkinliklerimizden biriydi. Kendisini okulumuzda ağırlamaktan büyük onur duyduk.

Son olarak Girişimci Liderler Topluluğu’nun hedefleri hakkında bilgi verir misiniz? Topluluğumuzun amacı; katılımcılarımızın sosyal, kültürel ve mesleki gelişimleri sağlamak, onlara bir girişimcide bulunması gereken nitelikleri kazandırmak ve hayatın her alanında yaratıcı çözümler üreten ve fark yaratan girişimciler olmaları konusunda yardımcı olmaktır.

Katılımcılarımıza yol gösterecek ve onların gelişimlerine katkı sağlayacak hayat hikayesini bizlerle paylaştı ve katılımcılarımızdan büyük ilgi topladı.

İnovasyon ve Ar-Ge’ye büyük önem veren topluluğumuz, sadece teknoloji alanındaki gelişmeleri değil sosyal alandaki gelişmeleri de takip ederek her alanda girişimci yetiştirmeyi hedeflemektedir.

Topluluk hedefleriniz neler? Ne gibi faaliyetler yapmak istiyorsunuz? Kendini her alanda geliştirmiş girişimci kişileri okulumuza davet ederek onları üyelerimizle buluşturmayı hedefliyoruz. Bunlar dışında sosyal sorumluluk projeleri ve firma/fabrika gezileri düzenleyerek öğrencilerin bakış açılarını genişleterek her alanda fikir sahibi olmalarını amaçlamaktayız. www.metropoldergileri.com

55


HABER

56

Türk Rehberlerin Çince Telaşı

Son yıllarda Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısındaki artışın, 2018 yılının Çin’de ‘Türkiye Turizm Yılı’ olarak ilan edilmesiyle daha da büyümesi bekleniyor. Türkiye’de Çince bilen turist rehberi sayısının düşük olması, rehberlerin Çince öğrenmesini zorunlu kılıyor. Her yıl 130 milyondan fazla Çinli turist yurt dışına seyahat ediyor. Özellikle tarih ve doğa turizmine oldukça meraklı olan Çinli turistlerin yeni gözdesi Türkiye oldu. Son bir yıldır Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısında ciddi bir artış gözlenmesi, Çince bilen rehber açığını gözler önüne serdi.

Çince bilen turist rehberi aranıyor

Türkiye’ye seyahat eden Çinli turist sayısında ciddi bir artış olmasına rağmen Çince bilen rehber sayısında henüz bir artış yok. Bu durum karşısında Türk Çin Kültür Derneği ile TUREB (Turist Rehberleri Birliği) arasında yapılan bir anlaşma ile rehberler için özel Çince eğitimleri verilmeye başlandı. İstan-

bul’da başlayan bu eğitimlerin Ankara, Antalya ve Nevşehir’de de devam etmesi planlanıyor. Çok sayıda turist rehberi, Çince eğitimlere katılmak için başvuruda bulunuyor.

Türkiye tarihi Çin dilinde öğretiliyor

Rehberler için düzenlenen Çince eğitimler hakkında bilgi veren Türk - Çin Kültür Derneği Eğitim Direktörü Ebru Demircigil, “Turist rehberleri için özel olarak hazırladığımız eğitim programımızda Türkiye’nin Çinliler tarafından en çok merak edilen yerlerini, rehberlerimize Çince olarak hazırladığımız özel kaynaklarla öğretiyoruz. Çinli öğretmenlerimiz, hem turistik yerlerin Çincelerini öğretiyorlar hem

de Çinlilerin genel yaşam alışkanlıkları ve kültürleri hakkında bilgiler veriyorlar. Bu sayede ülkemize gelen Çinli turistlerin mutlu bir şekilde ülkelerine geri dönmelerini sağlamış olmayı amaçlıyoruz.” dedi. Çince eğitimlerimize katılmak isteyen turist rehberlerinin vakit kaybetmeden derneğe başvurmalarında fayda gördüğünü belirten Demircigil, yeni açılmasına rağmen İstanbul’daki ilk Çince grupların kontenjanlarının dolduğunu ifade ederken yeni grupların açılacağının da müjdesini verdi.

Hediyeleşme kültürü çok yaygın

Çinlilerin hediyeleşme kültürlerinin çok gelişmiş olduğunun altını çizen


Demircigil, Çince bilen rehberlerin ve satış mağazalarındaki satış temsilcilerinin Çinli turistlerle çok daha yakın iletişim kurabileceğini ve bu sayede hediyelik ürün satışlarının da bir hayli artacağını belirtti.

2018 yılı Çin’de Türkiye Turizm Yılı

sayının daha da artacağını ve çok daha fazla Çinli turistin Türkiye’yi tercih edebileceğini belirtti. Karslı; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2018 yılında Çin’de düzenleyeceği tanıtım etkinliklerinin bir hayli önem taşıdı-

ğını ve yapılacak tanıtımların, Çinlilerin turizm beklentilerinin de göz önünde bulundurularak yapılmasında oldukça fayda olduğunu dile getirdi. Bu amaçla Ligarba Turizm’in Çin’de bulunan tüm Çinli ve Türk personeline özel olarak eğitim vermenin önemine vurgu yaptı.

2018 yılının Çin’de “Türkiye Turizm Yılı” olarak ilan edilmesi, Çin’den gelecek olan turist sayısını olumlu yönde etkilemesi bekleniyor. Hızla hazırlıklara başlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı da 2018 yılında Çin’de Türkiye’nin tanıtımı için bir dizi programlar düzenlemeyi amaçlıyor.

Çin’de Türkiye tanıtımları artıyor

Çin turizmi konusunda uzun yıllardır faaliyet gösteren Ligarba Turizm ve Seyahat Acentası Genel Müdürü İrfan Karslı, Çinli turistlerin sayısında zaten ciddi bir artış olduğunu ancak gerçekleştirilecek olan tanıtımlarla bu www.metropoldergileri.com

57


RÖPORTAJ

Çiğdem Kurut

58

Beyzat Aksoy

AKINSOFT YÖNETİM KURULU BAŞKANI

ÖZGÜR AKIN

Bilim kurgu filmlerinde görüp akıl erdiremediğimiz robotlar artık hiç ummadığımız bir yerde karşımıza çıkabilir. Akınsoft, bir ilki gerçekleştirdi. Konya bir yana Türkiye için bile hayal olarak nitelendirilen insansı robot fabrikasını hizmete açtı, üretim başladı. İnsanlar bundan böyle robot gibi yaşamı insansı robotlara bırakıp, insanca yaşamanın yollarını arayabilecek. Röportajımız Akınsoft’un beyni Özgür Akın’la…

Robotlar insanları monoton işten kurtarır Bilgisayarlarla ne zaman tanıştınız? Çocukluk dönemimde bilgisayar yoktu. Sadece televizyondan görebiliyorduk. Aklımız ermeye başladığı zamanlarda bilgisayar Türkiye’ye girmeye başladı. İlk bilgisayarı lisede tanıdım. Lise 1. Sınıfta elektronik bölümü okudum, sonra lise 2’de yeni açılan bilgisayar bölümüne geçiş yaptım. Ama çocukluk döneminden teknolojiye bir hayranlık vardı. Basit araç gereçler yapmak gibi. Ortaokulda bir uzaktan kumandalı arabayı tamamen kendim

tasarlayıp yapabilmiştim. Elektronik değildi. Elektrik ve mekanik aksamlı bir arabaydı. Ya da ortaokulda verilen ödevlerde genelde teknolojiye yönelik projeler geliştiriyordum.

Aileden gelen bir merak mı? Şüphesiz. Babam ilkokul öğretmeni. Öğretmen Enstitüsü mezunu. Bu bizim için büyük bir şans. Babam elektroniğe meraklıydı. Televizyon, radyo tamiri yapardı. Birçok ev aletini kendisi tamir edebilirdi. Biz de bir şekilde bundan etkilendik.

Ege Üniversitesi Bilgisayar programcılığı okudum. Programcılığı seçmemin nedeni de o dönem bilgisayar mühendisleri çok azdı. Meslek lisesi çıkışlı olduğumuz için de puan düşmesi oluyordu. Bilgisayar mühendisliği gibi bir dalı kazanmamız imkansız denecek kadar zordu. 1994’te bitirdim, 1995’te Konya’ya döndüm. Şirketimi kurdum. Bir yandan da Açık Öğretim Fakültesi’nde İşletme okudum. Ama hep bilgisayar mühendisi olma isteğim vardı. Hazırlanmaya devam ettim. 1998’de de Selçuk Üniversitesi Bilgisayar Mü-


hendisliği’ne girdim. Yüksek Lisansımı Endüstri Mühendisliğinde, doktoramı da robotik teknolojilerde yaptım. İlk şirketinizi kurduğunuz zaman olayın bu boyutlara gelebileceğini hayal edebiliyor muydunuz? İlk şirketimi yazılım üzerine kurmuştum. Hayalden öte planlıyordum demek daha doğru olur. Çünkü şirketimi kurduğum ilk günlerde vizyonlarımı belirledim. 28 yıllık bir çalışma takvimi hazırladım. Cumhuriyetimizin 100. Yılını son vizyon olarak atadık. İnşallah ona da az bir süre kaldı ve tamamlayacağız. Her 5 yıllık takvimlerde vizyonlar belirledik ve bunların hepsini tamamladım. Sonuncusu kaldı. 2015’te fabrikamızın temellerini attık. Bizim için çok önemli bir vizyondu. Çünkü bilgisayar satacağız, evet güzel. Yazılım yapıyoruz, o da güzel. Ama ben 1995’te Konya’da robot fabrikası kuracağım dediğimde “Deli misin sen” diyorlardı. Doğru da bir bakıma. Robotik tek başınıza yapılacak bir iş değil. Ekip işidir, sermaye işidir. İnsan kaynağı ve sermayenin dışında en önemlisi de vizyon işidir. O günlerde bende ne ekip vardı ne sermaye.

Tek başına mıydınız? Esnaf olduğumuz için tek başına çalıştık. Sonra çırak alıp yetiştirdik. Yapıcı İş Merkezi’nde küçük bir dükkânım vardı. O gün bile söylüyordum, “Burası bir dünya şirketi. Ve dünya teknoloji devleri arasında yer alacak. Türkiye’nin vizyonu olacak. 28 yıllık yazılmış bir tarihti. Bir şeylerin de burada yapılabileceğini gösterdik. Ben 1995’te deseydim ki; uzay üssü kuracağız, Akınsoft İleri teknoloji Üniversitesini kuracağız; muhtemel tımarhaneye atarlardı. Daha önümüzdeki bilgisayarda hard disk yok, köhne, ışık almayan küçücük bir dükkanda, eski birkaç mobilyayla oturuyorsunuz. Robot dediğimiz zaman bile sürekli dalga geçiyorlardı. Esprili destekleme, Türkiye’nin Bill Gates’i geçiyor hahhaaa falan. Bunlarla çok karşılaşıyorduk maalesef. Aslında üzülmüyordum ama insanların daha yapıcı, olumlu eleştirmesini beklerdim. İşin ucundan motivasyon anlamında tutmalarını beklerdim. Bugün en azından onu görebiliyoruz. Eşinizin, dostunuzun, kamuoyunun gönülden desteklediğini görüyoruz. Biz kamu desteği ya da çevremizden maddi destek almıyoruz. Tek isteği-

miz gönül desteği ya da onure edilmek. Devlet erkânının onure etmesi. Nasıl buradan çıkıp Amerika’da Silikon vadisini onure ediyorlarsa; ülkelerinde de dünyada ilk olan fabrikaları ziyaret edip onure etmeleri gerekir. Beklentimiz budur. Onun dışında hiçbir maddi beklentimiz yok. Çok fazla ütopik bakıldığını hissettiğiniz zaman ne düşündünüz? Aslına bakarsanız doğru yolda olduğumu o zaman anladım. İnsanlar size normal gibi bakıyorsa, çok faydalı bir şey yapmıyorsunuz demektir. Gerçekten başarının sinyallerini vermeye başladığınızda insanlar sizi ütopik görüyorsa dersiniz ki; “evet bunu başarmalıyım. Bunu başarırsam insanlığa gerçekten hizmet etmiş olurum.” İnsanın en önemli amacı budur. Şüphesiz birinci amacımız para kazanmak, ihtiyaçlarımızı karşılamak. Sonrası insanlığa, çevrenize hizmet etmek. Bu doğrultuda çevrenizde bir sinyal, bir bakış açısı uyandırabiliyorsanız gittiğiniz yolun doğru olduğunu anlarsınız. Hızlanırsınız. Robot fabrikası açacağım dediğinizde ailenizin tepkisi ne oldu? Tabi ki ailemin ilk başta standart bir işin www.metropoldergileri.com

59


RÖPORTAJ

60

pa standartlarına baktığımızda aslında onlarla eşdeğer çalışıyoruz. Onlar disiplinli çalışmıyorlar. Rahat, normal çalışıyorlar. Biz de normal çalışıyoruz. Bıraktık kendimizi keyifle çalışıyoruz. Brifinglerde hep şunu söylüyorum, “Buraya çalışmaya gelmeyin. Buraya çalışmaya geleni işe almıyorum ben. Gerçekten zevk alarak, mesleğini benimsemiş, mesleğini kıyafet olarak giymiş, benimsenmiş, bir taraftan da sevdiği işi yapıp hayatını geçindirmek isteyen insanlarla çalışmak istiyorum. Fabrikada da bunun örneklerini görebilirsiniz. Bu bir disiplin değil, rahatlıktır. Maalesef 150 kişinin istihdam edildiği bir kurumu düşünürseniz kimliği doğru algılayamadığımız sorunlar olabiliyor. O arkadaşlarımızla da yollarımızı ayırıyoruz. İnsansı robot fabrikası hayalinizdeki gibi oldu mu? 22 senedir, bu fabrikayı bu şekilde hayal ettim. 22 senedir kafamda bu düzeni planlıyorum. Evet istediğim gibi oldu. Mutlaka ufak tefek eksikleri var. Dünya akıyor, teknoloji gidiyor. Bir şeyleri yakalamamız lazım. 2010’dan itibaren insanlar robotik teknolojileri duymaya başlayacak, 2015’ten itibaren de dünya pazarlarında robotlar yerini almaya başlayacak, o gün biz de hazır olacağız dedim. 2009’da Ar-Ge faaliyetlerimizi başlattık. 2010’da da robotlarımız hazırdı, para kazanmaya başladık. Artık sektöre girdik. Kiralama modeliyle açılışlara, fuarlara robotlarımızı gönderdik. Ardından seri bir şekilde çoğaltmaya başladık. olsun, devlet memuru ol gibi yaklaşımları oldu. Esnaf olacağım zaman dediler ki “Kazanırsın kazanamazsın, sabit bir işin olsun.” Bu plazayı yaparken de öyle. Plazayı yaparken “Oğlum ne yapacaksın bu kadar büyük yeri. İçini nasıl dolduracaksın.” Sonra fikri değişti tabi. Burada en muhteşem olan; ben hiçbir zaman böyle bir ortamda çalışamadım. Ben pasaj içerisinde üç tarafı camlı, sürekli orası nerede, burası nerede diye soruların sorulduğu yerde, CD satarak, mause satarak, bilgisayar tamir ederek giderlerimi sağladım ve bir taraftan da geceleri program yazdım. Bu ülkede bunun olmaması gerekiyor. Şu anda en

azından programcı, mühendis arkadaşlarıma güzel bir ortam verdiğimi düşünüyorum. Sağlıklı bir ortamda, sessiz, sakin, sadece işine odaklanmış şekilde güzel yazılımlar geliştirdiğimizi düşünüyorum. Bu ortamı sağlamak bile bizim için güzel. Disiplinize bir yönünüz olduğu söyleniyor. Başarınızın kriterleri buradan mı kaynaklanıyor? Bana göre disiplin de göreceli bir kavramdır, kişiye, ortama göre değişir. Belki Konya ve Türkiye standartlarına baktığımızda çok disiplinli çalışan bir kurum gibi görünebiliriz. Ama Avru-

İnsan istihdamının yerini bir robota bıraktınız diye de tepki aldınız mı? Sürekli alıyorum bu tepkiyi. Günümüzde madem teknoloji işsizlik getiriyorsa tüm teknolojiyi geri alalım. Bugün dokuma tezgâhları da bir teknolojidir. Olmasaydı insanlar elle dokuyacaktı. Halı da öyle. Eskiden kaç elbiseniz, kaç halınız vardı? 50 sene önceden bahsediyorum. İş sahası insanları robotlaştırıyorsa bu bir iş sahası değildir. İnsanın ihtiyaçlarına hitap eden şeyleri birileri yapıyorsa bu iştir. Un ve domatesi üretip karşılıklı takas yapıyorsanız bu da bir iştir. Artık temel ihtiyaçlarınızı ro-


botlar karşılayabilir. Kendini yenileme, eğitim, kendini kabul etme, benimseme gibi ihtiyaçları insanlar tamamlayabilir. Bugün tiyatrolarımız, sanatçılarımız neden çoğalmasın. Bugün kaç insan keman, cümbüş çalabiliyor? İnsanlar daha sosyal, insani işlerde yürüsün. Robotların olmadığı fabrikalar her geçen gün kan kaybediyor. Ekonomide geriye doğru gidiyorlar. Robotların gelişmesi insanların monoton iş yapmasını engeller. İnsanlar sağlığını bozan, yerin 200 metre altında, zehirli gazların bulunduğu yerden kömür çıkarma gibi her gün gündemimizde olan problemlerden uzaklaşabilir. Bunları artık makinalar, robotlar yapabilir. İnsan sağlığını tehlikeye atan pek çok alanda robotlar yer alabilir.

sin. Bu tarihi değiştiremeyiz. Erkek ava gider, kadın ateş yakar avı bekler. Bu bir evrimdir. Kadınları ezmememiz lazım.

Ev hanımları için çalışmalar yapıyor musunuz? Ev hanımlığı güzel bir meslek. Kadınları bir yandan endüstriye davet ediyoruz ama öbür taraftan bir sosyal hayat kaybediyoruz. Çorbamızın ve ailemizin sıcaklığını kaybediyoruz. Bunları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Tabii ki kadınlar iş hayatına dâhil olsunlar endüstride yer alsınlar ama erkek ile kadın eşit düzeyde endüstride ezilme-

Kalifiye noktasında sıkıntı yaşıyor musunuz? Kaliteli personel diye bir şey yoktur. Kaliteli yönetim diye bir şey vardır. Bir tarafta değerlendiremediğiniz meslektaşınızı diğer tarafta değerlendirebilirsiniz.

Uzay üssü çalışmanızın altyapısını hazırladınız mı? İnsanlar bize inanmaya başladı. 2023’te uzaya gidebiliyor muyuz diye soruyorlar. 2023’te Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü kuruyoruz. Bu konuda çok geç kaldık. Bu çalışmaların size nasıl bir katkısı olacak? Hiçbir katkısı olmayacak. Robotların da bize bir katkısı yok. Bana kazancı olsun diye kurmadım. Biz yazılımdan belli bir kazanç elde ediyoruz. Biz Türkiye için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

En çok sevdiğiniz robot hangisi? Beni zamanında en çok heyecanlandıran Akıncı-1. Çünkü ilk insansı robottu. Bakıldığında çok basit ama o zamanlar

bizim teknolojimize göre çok önemli bir çalışmaydı. Onu garson ve hostes olarak çalıştırdık. Yeni serimiz daha programlanabilir hal aldı. Kafanızı yastığa koyduğunuz an neler düşünüyorsunuz? Benim için en önemli şey onurlu ve gururlu yaşamak. Yalan söylememek, kimseye borcunuzun olmaması ve dürüst olmak. Bunlar en yumuşak yastıktır. 6 ay öncesine kadar çok huzurluydum. Ziyaretlere gidiyordum, arkadaşlarıma gidiyordum. Ama aklımdakileri düşünmekten uyuyamıyorum son zamanlar. Herkes robot üretir. Hatta daha iyisini yapar ama bizim de onları yakalamamıza çok az bir süre kaldı. Biz yalın olarak kurduk, seri üretime geçtik. Bu birinci özelliğimiz. Daha sonra biz bunu 22 yıldır yapacağımızı söyledik. Vizyonel bir şirketiz. Bugün ortaya ne koyarsanız en iyi odur. Yarın onun üstüne bir şey daha eklediğinizde en iyi o olacaktır. İnsanlık adım adım erişiyor. Daha önce AVM’ler de broşür dağıtan bir robot gördünüz mü? Biz bunu yaptık. Bunlar ülkeyi ve markayı bir noktaya taşır. Fabrikamızın temelini kurduk, artık çalışır hale geldik. 16 kişi bir ekiple gittik, şu an orada 52 kişi var. www.metropoldergileri.com

61


HABER

62

KARATAY SAĞLIKTA İDDİALI Karatay Belediyesi, sorumluluk alanında bulunan 82 mahallede gerçekleştirdiği projelerle ilçenin geleceğine ışık tutan yatırımlar yaparken sağlık alanında da yeni yatırımları ilçeye kazandırmaya devam ediyor. Sağlık alanında gerçekleştirdiği projelerle 20 Sağlık Tesisini ilçeye kazandıran Karatay Belediyesi; 21. Sağlık projesi olan Karatay Belediyesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi açılış için gün sayıyor. Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli; 2395 m2 inşaat alanında 870 m2 arsa üzerinde 3 katlı olarak yapılan merkezin kaba inşaatının sona erdiğini, ince işçiliklerinin de bittiğini söyledi. Başkan Hançerli Merkezin içerisinde 20 adet diş kliniği, röntgen odaları, laboratuar, alçı odası, Bay-Bayan Mescit gibi pek çok hizmetin yer alacağını belirterek Karatay’a yakışır bir tesis inşa etmek için hummalı bir çalışma içerisinde olduklarını dile getirdi.

Karatay’a 21 Sağlık Merkezi kazandırıldı

Başkan Hançerli yapılan sağlık yatırımları ile Karatay’da sağlık ocağı ihtiyacı kalmadığını belirterek; Yediler, İşgalaman, Karakulak, Karaaslan, Burhandede, Çataltömek, Karkent, Karbel, Çatalhüyük, Saraçoğlu, Selim Sultan, Büyüksinan, Zenburi, Kalenderhane, Karşehir, Numune Hastanesi Karatay Semt Polikliniği, İstiklal ASM, Ulubatlı Hasan 2 nolu ASM, Kalenderhane ASM, Dr. Faruk Sükan Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi olmak üzere 20

sağlık merkezini Sağlık Müdürlüğü’ne ve Karatay’a kazandırmanın mutluluğu içerisinde olduklarını vurguladı. Başkan Hançerli Karatay Belediyesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin de açılması ile Karatay Belediyesi tarafından yapılan sağlık merkezi sayısının 21’e yükseleceğine dikkat çekti. Karatay Belediyesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin Karatay’a ve Konya’ya şifa kaynağı olması temennisinde bulunan Başkan Hançerli, çalışmaların Karatay’da yaşam kalitesini daha da yukarılara taşımak için devam edeceğini belirtti.

Karatay’a ardı ardına sağlık yatırımları

Başkan Hançerli, ilçeye yaptıkları sağlık yatırımlarının yanı sıra Konya başta olmak üzere çevre kentler açısından büyük önem taşıyan Sağlık Bakanlığı’nın projesi olan Şehir Hastanesi inşaatının Karatay’da hızla yükselmesinin memnuniyetini yaşadıklarını kaydetti. Başkan Mehmet Hançerli; yaklaşık 1 milyon m2’lik alanda yapımı devam eden Şehir Hastanesi’nin tamamlandığında Türkiye’nin en büyük hastanelerinden biri olacağına dikkat çekti. Başkan Mehmet Hançerli, “Hızlı büyüyen bir şehre sahibiz. Bu büyüme yeni hastane ihtiyacını da beraberinde getirdi. Bu nedenle Akabe Mahallemizde bulunan

ve 1250 yatak kapasitesine yükseltilen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “kamu-özel sektör iş birliğinin en güzel örneklerinin sergilendiği proje” olarak tanımladığı Şehir Hastanesi Karatayımız’a ve Konyamız’a sağlık alanında çok büyük güç katacak. Karatayımıza göstermiş olduğu teveccühten dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz” dedi.

Ulaşım Karatay’dan tarama KETEM’den

Başkan Hançerli yine Karatay Belediyesi tarafından yapımı gerçekleştirilen Karatay KETEM’de (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) son teknoloji ürünü cihazlarla kanser taramalarının devam ettiğini dile getirdi. Sağlık Bakanlığı’nın önemle üzerinde durduğu KETEM ile Aile Sağlığı Merkezleri ve Karatay Belediyesi’nin katkılarıyla koordineli yürütülen kalın bağırsak, rahim ağzı ve meme kanseri taramaları Karatay’da ücretsiz olarak yapıldığını ifade eden Başkan Hançerli, Kanser taramasından geçmek isteyen vatandaşlar için Karatay Belediyesi tarafından hazır tutulan araçlarla Karatay Kanser Erken Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM)’e getirilerek kanser taramasından geçirildiğini belirtti.


www.metropoldergileri.com

63


RÖPORTAJ

64

Ressam Selcen Yıldız’la resim ve sanat sohbeti…

Resim odaklanma işi Sanatsal çalışmalarınıza ne zaman başladınız? Sanat hep insanın içindedir malum, doğal ortamına her zaman yansıtırsın içindekini ama eğer profesyonel manada resimle uğraşmamı soruyorsanız bu yaklaşık 6 yıl önce başladı. Resim yaparken ne hissediyorsunuz? Resim yapmak odaklanma işidir. İşin ilginç tarafı hislerini hissedemeyip adeta hipnotize olmuş gibi sanatınla ilgilenmektir. Farklı duygulara odaklanarak resmi ikinci plana atmamak gerekir. İmkanınız olsa tuval ve boyalarla neyi değiştirmek isterdiniz? Adaletsizliği düzeltmek isterim sanırım ve güçlünün güçsüz üzerindeki tahakkümünü Zihninizi boyalarla açığa vurmak zor mu? Bu kesinlikle kişiden kişiye değişen bir durum diye düşünüyorum. Malumunuz her sanatçının eserlerinin kişide ve toplumda yarattığı etki aynı değil. Benim bu konudaki başarımı da sizlerin takdirine bırakıyorum.

RESSAM

SELCEN YILDIZ


Aslında bir sanatçının eserini yorumlamak zor olsa gerek. Siz kendi eserlerinizin nasıl yorumlanmasını istersiniz? Ben klasik yani gerçekçi eserlerle uğraştığım için vermek istediğim duygu da açık ve görüldüğü gibi. Amacım daha muntazam şekilde aktarmak. Eğer yaptıklarımla izleyenlerime duygu aktarımı gerçekleştirebiliyorsam ne mutlu bana. Sergi çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Çalışmalarımla yurtdışı ve yurtiçinde çeşitli illerde birçok sergiye katılma imkanı sağladım. En son memleketim olan Beyşehir’in Belediye Sanat Merkezi’nin açılış sergisinde eserlerim halkımızla buluştu. Toplumumuzun resim sanatına olan ilgisi ve yatkınlığı nasıl? Tarihi açıdan bakarsak, resim sana-

tında batılı ülkeler kadar köklü bir geçmişimiz olmasa da ben Türk halkının resmi çok sevdiğini düşünüyorum. Bunu hem resim takipçilerinin tepkilerinden hem de bu sanatla ilgilenen dostlarımla olan sohbetlerimizde fark ediyorum. Bu konuda daha çok çalışılmalı. Sizin yeteneğiniz nasıl keşfedildi? Açıkçası bir keşiften ziyade kendi merakım söz konusu. Hani lisede sürekli deftere eskizler karalayan tipler vardır ya. Ben onlardandım. Zamanla bunu değerlendirmek istedim ve profesyonel yardım aldım. Ondan sonra da nacizane sanatımla daha geniş kitlelere ulaşma imkânı kazandım. Son olarak ne söylemek istersiniz? Sadece resim değil her dalda sanatla uğraşın. Sanatla yatın sanatla kalkın. Emin olun farkı göreceksiniz. www.metropoldergileri.com

65


HABER

66

Dünya nüfusunun % 15’i risk altında

YAKLAŞAN TEHLİKE “SİBER ZORBALIK” Teknolojinin gelişimi ile birlikte hızla yayılmaya başlayan siber zorbalık, dünya nüfusunun yüzde 15’ini tehdit eder boyutlara ulaştı. Yapılan araştırmalara göre siber zorbalığı yapanlar ağırlıklı olarak erkeklerden oluşurken, bu tür zorbalığa maruz kalanlar ise genellikle kadınlar oluyor. Yeşilay ve KÜLT Vakfı işbirliğiyle düzenlenen 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nin ikinci gününde dünyada yayılmaya başlayan siber zorbalık konusu da ele alındı. Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, Türkiye’de henüz pek fazla görülmese de, yaklaşan bir tehlike olarak, siber zorbalık konusunda farkındalık oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Teknolojinin gelişimi ile birlikte hızla yayılmaya başlayan siber zorbalık, dünya nüfusunun yüzde 15’ini tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda. Yapılan araştırmalara göre siber zorbalığı yapanlar ağırlıklı olarak erkekler olurken, bu tür zorbalığa maruz kalanlar ise genellikle kadınlar oluyor.

Gece gündüz karşılaşabilirsiniz Kongrenin “Siber zorbalık” başlıklı oturumuna moderatörlük yapan Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, siber zorbalığın geleneksel zorbalıktan en büyük farkının sayısız olması olduğunu kaydetti. Geleneksel zorbalığa insanların sayılı kez maruz kalabileceklerini ifade eden Mehmet Dinç, “Bu sayı 3-5 ya da en fazla 10 olur. Ama siber zorbalığın sayısı yok. Gece gündüz, sabah akşam her an defalarca

buna maruz kalabilirsiniz. Bir kitlesi de olmayan siber zorbalığın etkisi ve zararı oldukça fazla. Aylarca devam eder ve kaçılamaz bir durumdur. Bu sebeple dünyada canına kıyan insanları bile görmeye başladık” dedi. Türkiye’de henüz pek fazla görülmese de, yaklaşan bir tehlike olarak, bu konuda farkındalık oluşturulmasında fayda olduğunu söyleyen Mehmet Dinç, siber zorbalığı daha iyi tanımlayan araştırmalar ve bu konuda bilinçlendirmeyi artırıcı çalışmaların yapılması gerektiğini bildirdi.

Aileleri bilinçlendirmek lazım Oturumda “Türkiye’de Siber Zorbalık Çalışmalarının Durumu” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak ise, çocukları siber zorbalık yapan ya da buna maruz kalan ailelerin, bu konuda ne yapacaklarını bilmediklerini belirtti. Ailelerin siber zorbalık ile ilgili bilgi ve bilincinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Arıcak, “Aile ve okulların yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yerel yönetimler ve medyanın bu mücadeleye destek vermesi gerekiyor” dedi.

Zorbalar daha önce mağdur olanlar Dr. Zsolt Demetrovics ise “Siber zorbalık” başlıklı sunumunda geleneksel zorbalık ile siber zorbalığı karşılaştırdı. Geleneksel zorbalığı agresif, fiziksel ve sözsel eylemlerin güç denemesi olarak birleştirilmesi şeklinde tanımlayan Dr. Zsolt Demetrovics, “Tekmelemek, tehdit etmek geleneksel zorbalığın belirtileridir. Geleneksel zorbalığa dünya nüfusunun 3’te biri maruz kalıyor” dedi. Siber zorbalığın ise elektronik ortamda yapıldığını vurgulayan Dr. Zsolt Demetrovics, “Rahatsız eden mesajlar ya da fotoğrafların paylaşılması, biri hakkında dedikodunun yayılması gibi konular siber zorbalık alanına giriyor. Dünyada siber zorbalığa maruz kalanların oranı yüzde 15” dedi. Siber zorbalığın görülme sıklığının henüz geleneksel zorbalık kadar yüksek olmadığına da dikkat çeken Dr. Zsolt Demetrovics, “Geleneksel zorbalığa erkekler, siber zorbalığa ise daha çok kadınlar maruz kalıyor. Her iki zorbalık türünde de zorbalar daha önce mağdur olan insanlardan oluyor” dedi.


www.metropoldergileri.com

67


HABER

68


www.metropoldergileri.com

69


PSİKOLOJİ

70

Kardeşler arası çatışmayı önlemenin 12 yolu Çocuklar için aile ilk sosyalleşme ortamıdır. Ebeveynlerle kurulan ilişki; benlik algısı, temel güven duygusunun oluşması gibi temel kişilik gelişimini destekler. Kardeşler arasındaki ilişki de sosyalleşme becerilerini geliştirir. Ancak birden fazla çocuğu olan ailelerin özellikle karşılaştığı bir durum vardır ki o da “kardeşler arası çatışma”. Tüm Üstün Zekalılar Derneği TÜZDER Genel Müdürü Tunahan Coşkun, kardeşler arası çatışmayı önlemenin yöntemleri hakkında anne – babalara şu önerilerde bulunuyor: * Kıskançlığın yıkıcı bir hal almasını engelleyin; durumu kabul edip sabırlı davranabilirsiniz.

* Büyük çocuğunuzun kendisini güvende hissetmesini sağlayın. Onu sevdiğiniz gibi bebeği de seveceğinizi söyleyin. * Duygularını ifade etmesine fırsat verin. Duygularından dolayı suçlamayın, hoşgörü ile dinleyin.

* Durumu kabullenebilmesi için zaman tanıyın. * Herhangi bir eşyayı; örneğin bir oyuncağı paylaşamadıkları için kavga ederlerse oyuncağı almak zorunda olduğunuzu eğer sakinleşirlerse vereceğinizi söyleyin.


* Unutmayın çocuklara verilen kozlardan biri de onlara “sen büyüksün ama... ” ya da “sen küçüksün ablanın/ağabeyinin sözünü dinle” gibi uyarılarda bulunmak. Bu tür uyarılar birbirlerini ezmelerine ya da üstünlük taslamalarına neden olabilir. * Kardeşler arasında çıkan anlaşmazlıklara (küçük ya da büyük olsun) bazen kulak tıkayın ki sorunlarını kendi başlarına halletmeyi öğrenebilsinler. * Ayrıca kavga ve tartışmalarına odaklanmak yerine birbirleri ile iyi geçindikleri olumlu davranışlara yoğunlaşmak anlaşmazlıklarının nedenini de etkisizleştirir. * Ebeveynleri zorlayan durumlardan biri de “haklıyım/haksızsın” türü çekişmelerde taraf olmak zorunda bırakılmaları. Kardeşler arası bu üstün olma çabalarına katılmamakta direnin. Çünkü birini haklı bulmanız durumunda diğeri mutsuz olur. * Çocuklarınızla birlikte bir etkinlik gerçekleştirirken ya da dışarıda gezme sırasında kavga etmeye başlarlarsa; durup kavgayı bitirmedikleri sürece etkinliğin başlamayacağını ya da gezmeye devam etmeyeceğini söyleyebilirsiniz. * Davranışlarını eleştirirken birbirlerini örnek olarak göstermeyin ya da kıyaslamayın. Bu aralarındaki rekabet ve kıskançlığı daha da arttırır. * Kardeşlerin farklı kişiliklerinden kaynaklanan özellikleri olabilir. Özel eşyalarına karşı tutumlarını ve bireysel sınırlarını fark edin ve onları paylaşmaya zorlamak yerine birbirlerinin sınırlarına saygı göstermeleri gerektiğini vurgulayın. www.metropoldergileri.com

71


KÖŞE

72

Tuğba BALDEDE Beslenme Uzmanı

t.baldede@metropoldergileri.com

Çocuğum obez olabilir mi? Obezite günümüzün önemli ve sıklığı gitgide artmakta olan bir sorunudur. Ne yazık ki ülkemizde çok küçük yaşlarda sıkça görülmektedir. Bu durum dünya sağlık örgütünce global epidemi olarak adlandırılıyor. Obezite sadece fiziksel bir sorun değildir, vücuttaki birçok rahatsızlığın da sebebidir. Diyabet, kalp rahatsızlıkları, kolestrol gibi birçok hastalığın temelinde obezite yatmaktadır. Bunun yanında çevrenin de etkisiyle psikolojik sorunlarda baş gösterecektir. Bir anlamda obezite bedensel ve psikolojik sorunlara sebebiyet verir. Gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda erişkinlerin %33’ünün, çocuk ve adolesanların ise %20-27’sinin obez olduğu, 1976’dan sonraki on yılda 6-11 yaşlarında obezitenin %54 oranında, 12-21 yaşlarındaki çocuklarda da %64 oranında arttığı bildirilmektedir. Bu sonuçlarda gösteriyor ki son yıllarda obezite, çocukluk yaş grubunda geçmiş yıllara göre gittikçe artmaktadır. Obeziteye hazırlayan sebeplerin başında yeme biçimi gelmektedir. Son za-

manlarda artan paketli gıda tüketimi, düzensiz ve aşırı yeme alışkanlığı çocukların kilo alımını tetikliyor. Araştırma sonuçlarında her 6 çocuktan 5’inin her gün kahvaltı yaptığı, ailelerin yüzde 42,8’inin de çocuklarına her gün taze meyve yedirdiği ortaya çıktı. Çocukların yüzde 50’sinin haftada 1-3 kez şeker içeren gazlı içecekleri, yüzde 60’ı cips ve patlamış mısır, yüzde 56 oranında da şekerleme ve çikolata tükettikleri belirlendi. Beslenme düzeninin şekillenmesi aileden başlar. Çocuklarımız yeterli ve dengeli beslenme eğitimini ilk aileden alır. Bundan dolayı ailenin de beslenme düzeni doğru olmalıdır. Bir diğer önemli sebep de televizyon izleme sürelerinin artması ve hareketsizlik. Uzun süre televizyon izlemek ve televizyon izlerken yüksek kalorili yiyeceklerin tüketilmek obeziteyi daha da

arttırmaktadır. Obezite sıklığı 4 saatten daha fazla televizyon izleyen çocuklarda 1 ya da 1 saatten daha az televizyon izleyen çocuklara göre daha yüksek olarak saptanmıştır. Bunun yanında çocukların sürekli bilgisayar ve televizyon başında oturması da hareketsizliği doğurmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalara göre; Türkiye’de 12 yaş ve üzerindekilerin yüzde 72’sinin hareketsiz bir yaşam sürüyor. Sizin de çocuğunuz obez ya da obezite riski altında olabilir. Bu tehlikeyi önlemek için ilk önce evdeki beslenme şeklini düzeltmelisiniz. Beslenmelerinde sebze ve meyve başta olmak üzere bütün besin gruplarından olmalıdır. Ödül sistemini yemek yemesi için kullanmak yerine hareketini arttırmakta teşvik amaçlı kullanabilirsiniz. Paketli gıdalar, içeriği bilinmeyen besinler tüketmektense ailece yenilen ev yemeklerini yedirmelisiniz.


www.metropoldergileri.com

73


HABER

74

BBC’den Mevlana Belgeseli

“Konya’nın Sultanı” İngiltere’de farsça yayın yapan televizyon kanalı BBC Persian, Hz. Mevlana’nın hayatının konu edindiği “Konya’nın Sultanı” isimli üç bölümlük belgesel çekimi için Konya’ya geldi. Hz. Mevlâna’nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) programı öncesinde Konya’ya gelen İngiliz TV Kanalı BBC Persian, Hz. Mevlana’nın hayatının konu edindiği “King Of Konya” (Konya’nın Sultanı) isimli üç bölümlük belgesel çekimi için Konya’ya geldi. Geçtiğimiz yıl çekimlerine başlanılan belgeselin son bölümleri için tekrar Konya’ya gelen ekip, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar’la da bir röportaj gerçekleştirdi. İngiliz TV Kanalı BBC Persian’da yönetmen ve sunuculuk yapan Mevlana hayranı Behzad Bolour’un başında bulunduğu belgesel ekibi, birkaç kez Konya’ya gelerek “Hz Mevlana’nın

Konya’ya İlk Gelişleri”, “Mistik Müzik Festivali” ve geçen yılki “Hz. Mevlâna’nın 743. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus)” programında çekimler gerçekleştirmişti. İlk Bölüm Yayınlandı Üç bölüm halinde çekilen belgeselin ilk bölümü yayınlandı. İlk bölümde, Hz. Mevlana’nın hayatı anlatılarak, Mevlana’nın 22. kuşak torunu ve Uluslararası Mevlana Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru ile gerçekleştirilen röportaja yer verilecek. İkinci bölümde, Şems-i Tebrizi’nin hayatı, türbesi ve Mevlana Müzesinde sergilenen özel eşyalarına yer verilecek. Son bölümde ise Hz. Mevlana’nın “Gel” çağrısına uyarak

dünyanın dört bir tarafından Konya’ya gelen Mevlana dostlarıyla gerçekleştirilen röportajlarda Hz. Mevlana ile ilgili düşüncelerine yer verilecek. Ayrıca, Mevlana Müzesindeki derviş hücreleri, Kadınlar Pazarı, Bedesten, Ney yapımının yer aldığı şehir ve insan görüntüleriyle birlikte Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar ile yapılan röportaja yer verilecek. İran’da yaklaşık 20 MİLYON, İran dışında ise Amerika, İngiltere, Afganistan ve Özbekistan’da da yaklaşık 2 MİLYON kişi tarafından izleniyor. Programın yapımcısı ve sunucusu Behzad Bolour’un milyonlarca hayranının yanı sıra, sosyal medyada da binlerce takipçisi var. İngiliz TV kanalı BBC Persian’ın instagram sayfası ise 2 MİLYON sosyal medya kullanıcısı tarafından takip ediliyor. “Konya’nın Sultanı” belgeseli, popüler video paylaşım sitesi Youtube’da da yayınlanacak.


www.metropoldergileri.com

75


SAĞLIK

76

KARNABAHAR GRİBİ TURP STRESİ ÖNLÜYOR Nar, turp, bal kabağı, ıspanak, karnabahar ve daha fazlası… Kış sebzeleri ve meyveleri içeriğindeki doğal vitamin ve minerallerle kış hastalıklarına meydan okuyor. Gerekli önlemleri almanız durumunda sadece beslenmenizde yapacağınız ufak değişikliklerle bu kışı hasta olmadan atlatabilirsiniz. Uz. Dyt. Merve Yüksek, kış besinlerinin faydaları hakkında bilgi verdi. Nar

Yüzyıllardan beri kullanılan en faydalı bitkilerdendir. Doğal bir antioksidan olarak 1 bardak nar suyu vücudun günlük ihtiyacı olan C vitamininin yüzde 25’ten fazlasını karşılayarak mevsimsel hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Türkiye’de nar doğrudan yenilerek tüketilmesinin yanı sıra nar ekşisi olarak özellikle salataya tat vermede de kullanılır. Nar taneleri aynı zamanda salatalar, aşure ve güllaca da katılabilmektedir. Narın en önemli özelliklerinden biri de kalbi ve damar sağlığını korumasıdır.

Turp

Kökü iyi bir C vitamini kaynağı iken, yapraklarında fazla miktarda A, K vitamini ve folat bulunur. Metal ile temas ettirmeden seramik bıçak ya da cam rende ile salatalarda kullanılabilir. A ve K vitaminleri yağda çözünen vitaminler olduğundan salatanıza zeytinyağı gezdirmeniz bu sebzenin vitamin değerini kat kat arttırır. Bağışıklığı güçlendirir, bağırsakları temizleyip kabızlığı giderir, cilde tazelik verir, stresi azaltır, saçların daha sağlıklı olmasını sağlar.

Brüksel lahanası

Doğru şekilde pişirilirse tadı çok lezzetli olabilen bu sebze iyi bir demir kaynağıdır. Günlük K ve C vitaminleri ile Omega- 3 gereksiniminin önemli bir bölümünü karşılayarak antioksidan etki gösterir. Hastalıklara karşı savaşan pek çok bitkisel kimyasalı içerir ve vücudun doğal savunma sisteminin aktivitesini artırır. Yüksek posa içeriğine sahiptir. Bu sayede hem bağırsakları düzenler hem de tokluk hissi vererek açlığı dengeler. Tam bir sağlık deposu olan bu sebzeyi ortalama 7 dakika buharda


koruma sağladığını göstermiştir. Betakaroten diğer hastalıkların yanı sıra katarakt ve yaşlanmanın getirdiği göz bozuklukları riskini de azaltmaktadır.

Karnabahar

pişirerek tükettiğinizde maksimum fayda sağlar. Sağlığınıza güzel bir yatırım yapmak için yemeklerin yanında 1 küçük kase Brüksel lahanası bulunmasına özen gösterebilirsiniz.

azaltabildiği ve kalp hastalığına karşı

İçeriğindeki fitokimyasallar sayesinde anti kanserojendir. Karnabahar kalori açısından fakir, besin öğesi açısından ise oldukça zengindir. Pişirilirken etrafa yayılan kokusu nedeniyle bazı kişilerin uzak kaldığı bir besindir. Ancak bulaşıcı gribal enfeksiyonlar ve mevsimsel solunum hastalıklarında enfeksiyonlara karşı ve anti bakteriyel özellikte birçok aktif madde içermektedir. Özellikle kronikleşmiş idrar yolları enfeksiyonlarında oldukça etkili bir sebzedir. Lif içeriği sayesinde bağırsakların çalışmasını ve idrar atımını sağlayarak vücudu toksik maddelerden arındırır. Karnabaharı haşlayıp salata olarak, püre şeklinde garnitür olarak veya kıymalı yemek şeklinde tüketebilirsiniz. Buharda, fırında ya da sotelenerek etin yanına güzel bir garnitür olabilir.

Bal kabağı

Vitamin, mineral, diyet lifi, Omega-3 ve antioksidan kaynağı olan bal kabağı cilde iyi gelir. Daha çok tatlı şeklinde tüketilse de kışın soğuk havalarda çorbası da hem iç ısıtıcı hem de oldukça sağlıklı bir seçenektir. Kabağın parlak turuncu rengi onun önemli bir antioksidan olan beta karotenden zengin olduğunu gösterir. Mevcut çalışmalar betakaroten içeren zengin bir diyetin akciğer, kolon, mesane, serviks, meme, cilt gibi bazı kanser türlerine yakalanma riskini

www.metropoldergileri.com

77


ŞEHİRDE YAŞAM

78

Ahmet Özhan’dan Konya’da Tasavvuf Ziyafeti Türk Tasavvuf Müziğinin önde gelen yorumcularından Devlet Sanatçı Ahmet Özhan, Hz. Mevlana’nın 744’üncü Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma programı çerçevesinde Konya’da sergilediği sahne performansıyla sevenlerine manevi feyiz yaşatıyor.

Şehirde Yaşam


www.metropoldergileri.com

79


ŞEHİRDE YAŞAM

DERGİMİZE ABONE OLMAK İÇİN İLETİŞİM NUMARAMIZDAN BİZE ULAŞIN AYAĞINIZA KADAR GETİRİYORUZ

0555 989 97 24

www.metropopuler.com


Corinox Fırın makinaları Esra hanımla yıllık anlaşmalarımızı imzaladık

Metropopüler dergisi abonelerinden Celal Özboyacı’yı ziyaret

İkonia Mimarlık Firma Sahibi Fatih Cingöz’u Casa Mobilya’da yakaladık

Metropopüler dergisi köşe yazarlarından Umutver Veteriner Kliniği sahibi Umut Renklibay’ı ziyaretimiz Bülent abiyle 4 kahvesi

www.metropoldergileri.com

81


RÖPORTAJ

82


www.metropoldergileri.com

83


RÖPORTAJ

84


www.metropoldergileri.com

85


RÖPORTAJ

86


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.