2 minute read

İstanbul’da Müphem Alanların İzini Sürmek / Tracing Terrain Vague In İstanbul - Hilal Kaynar

İstanbul’da Müphem Alanların İzini Sürmek Tracing Terrain Vague In İstanbul

Hilal Kaynar

Advertisement

AURA-İSTANBUL | GÜZ 2018

Anahtar kelimeler: Müphem Alan (Terrain Vague), I. Sola Morales, İşlevsizliğin İşlevi, Stalker, Tarkovsky

Çağdaş kentin dinamik yapısı gereği kent içinde sürekli değişim ve dönüşümler yaşanmakta-dır. Yaşanan bu hızlı değişim ve dönüşüm süreci kentte gelişme ve bozulmayı aynı anda meydana getirmektedir. Yapılan yeni mekânsal düzenlemeler işlevsel bir takım yeni çözüm-ler sunarken, işlevselliğini yitiren ya da üretken olmayan başka alanları da ortaya çıkarır. Kendisini kent yaşamının dışına itilmiş olarak bulan bu alanlar, genellikle işlevsiz, boş ya da etkinliğini yitirmiş, terkedilmiş şekilde karşımıza çıkar.

Literatürde farklı tarihlerde, farklı araştırmacılar tarafından yapılan ‘’Wasteland’’, ‘’Derelict Area’’, ‘’No Man’s Land’’ gibi tanımlamalardan anlaşılacağı gibi bu alanlar genellikle ölü, atıl, kimsesiz ve yitik olarak görülmüştür. Modern planlama anlayışının işlevselliği ön planda tutan yapı tasarlama anlayışının giderek kentsel planlamaya kaymasıyla da genel yaklaşım; atıl durumlarına son verilmesi, yeniden ele alınarak işlev kazandırılması ya da geçici kullanımlarla canlandırılması yönünde olmuştur. Alışılagelmiş bu yaklaşımla, tanımlanmış bir işlevi olmayan alanların kent içindeki duruşlarına dair tamamen negatif bir anlam mı yüklenmeli yoksa genellikle görmezden gelinen bu alanların gizli potansiyelleri üzerinden pozitif değerlemeler sağlanabilir mi?

İspanyol Mimar Ignasi De Sola Morales bu alanlardaki kullanımın ve aktivitenin yokluğunun, özgürlük duygusu ve ileriki olasılıkların beklentisi ile pozitif yönde bir ilişkisi olduğunu ifade ederek, bu alanları ‘’Müphem Alan’’ (Terrain Vague) olarak tanımlamış ve söz konusu alanların mevcut potansiyelleri ile farklı yaklaşımlar altında değerlendirilebileceğinin üzerinde durmuştur. Morales’in bu yaklaşımı müphem alanlara dair yeni açılımları tartışmak için çalışmada bir başlangıç noktası olarak görülmüştür.

Bölge’ye Gidiş Hazırlığı Preparation For Departure To The Region

Bölge’nin Saygınlığını Geri Kazanması Regaining The Reputation Of The Region

Tanımlanmamış alanlar kullanıcılara özgürlük ortamı sunabilir mi? Fonksiyonel belirsizlik durumu alternatif anlamları doğurur mu? Müphem alanların atmosferi, içinde hangi hisleri barındırır? Kent içinde bu alanların varlığı bize farklı kentsel deneyimler sunabilir mi?

Tüm bu sorulara yanıt ararken, Tarkovsky’nin 1979 yılında çekmiş olduğu Stalker filmindeki ‘Bölge’ bir müphem alan olarak değerlendirilerek, bölgede yolculuğa çıkan üç farklı karakterin bu alana yüklediği anlamlar sonucu yaşadığı farklı deneyimler gözlemlenmiştir. Stalker filmindeki ‘Bölge’ çalışma kapsamında İstanbul’da seçilen müphem alanlar olsaydı, yüklenen farklı anlamlarla karakterler alana dair farklı duyguları burada deneyimleselerdi bu alanlar hakkındaki algımız nasıl değişirdi? Araştırma yöntemi olarak filmin kavramsal alt metni aracılığı ile İstanbul’da seçilen müphem alanların bireyin kent deneyimindeki etkisi analiz edilmiştir. Bu bağlamda, müphem

Bölge’ye Varış Arrival to the Region

alanların ‘Bölge’ üzerinden okunması, insanoğlu ile yer arasındaki ilişkiyi tekrar sorgulatması bakımından önem taşımaktadır.

İlişkilenenlere kendi anlamlarını ürettiren müphem alanların sunduğu yaratıcı ve sıradışı ortam önemsenerek, bu alanlardaki deneyim ve öngörülemezlik bir imkan olarak değerlendirilebilmelidir. Ancak bu sayede müphem alanların belirsizlikten doğan özgürleştirici taraflarını ve geçmişten günümüze taşıdığı izleri yok etmeden; farklı kentsel deneyimlere ev sahipliği yaparak varlıklarını sürdürecekleri, mevcut değer sistemlerinden sıyrılan farklı bir yaklaşım mümkün olabilir.