Metropol Konya 52. Sayı

Page 70

RÖPORTAJ

70

için yersiz korkular. Konunun popüler tarafını öne çıkarmak için bu tür sorular soruluyor. Yapay zeka çalışmalarında Türkiye’nin henüz emekleme aşamasında olmasının sebebi nedir? Zihin Felsefesi alanında doktora yapmak için yurt dışına gittim. Doktora sırasında benim de kaygılandığım bir konuydu bu. Yapay zekayla ilgili çalışmalar ve genel anlamda zihin felsefesi disiplini özellikle ABD’de çok canlı ve sıcak tartışmaların yapıldığı bir alan. Sadece üniversiteleri kastetmiyorum. Teknoloji şirketlerinden tutunda bağımsız araştırma merkezlerine kadar yapay zeka yoğun bir çalışma alanı. Ama Türkiye’de durum böyle değil. Ne düşünce arenamızda ne bilimsel çalışmalarımızda ne de AR-GE programlarımızda yapay zeka ile ilgili geniş çaplı hedeflerimiz yok. Ülke olarak yok. Başka alanlarda, örneğin, tıbbın değişik alt dallarında, farklı endüstri kollarında ilerlemeler kaydetmiş olabiliriz. Ama bu alanda öyle değil. Bunun farklı nedenleri var. Bir neden, ülke olarak daha öncelikli sorunlarla boğuşuyor olmamızla ilgili. Hem felsefe hem de bilim alanında öncelikli ihtiyaçlarımızın farklı olduğu düşünülebilir. Örneğin bir ülkede “özgürlük,” “etnisite,” “cinsiyetçilik,” “siyasi etik” gibi konularda on yıllardır süren problemler varsa, yapay zeka felsefesi gibi ileri seviye konular ilgi çekmez, ya da ikinci, üçüncü planda kalır. Diğer bir neden, genel olarak felsefe ve bilimin tüm dallarına özgü bir geri kalmışlık. Maalesef çağdaş felsefe ve bilimi geriden takip ediyoruz. Bize özgü aktif bir felsefi-bilimsel paradigmamız da bulunmuyor. Bu konuda atılımlarımız oluyor, ama bu çabalar da kendi içinde kusurlar barındırıyor. Uzun vadeli planlamalar yapamamamız gibi. Bu planlamaları yapabilecek zihinleri karar verici mekanizmaların başına geçirememek gibi. Felsefi ve bilimsel anlamda nitelikten çok niceliğe önem vermemiz gibi. Ama her şeye rağmen dinamik bir toplumuz. Küresel gelişmelerden uzak kalamıyoruz ve çok çabuk adapte olmak istiyoruz. Bu ümitlenmemiz için yeterli bir neden. Ben yakın gelecekte Türkiye’de de yapay zeka alanındaki çalışmalarda bir sıçrayış olacağına inanıyorum. Yapay zekayla ilgili siz ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz? Doktora tezim tümüyle bilinç ve özbilinç üzerine. Felsefi uzmanlık alanım da zihin felsefesi. Yani yapay zeka benim merkezi uğraşı alanıma giriyor. Bu konuyla ilgili çalışmak üzere ABD’de iki ayrı eyalette doktora sırasında 4 yıl, doktora sonrasında ise MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) 1 yıl bulundum. Yapay zeka ile ilgili bir takım problemleri ele alan kendi felsefi teorilerim var. Türkçe ve İngilizce yayımladığım makalelerin yanında yakın zamanda bu konuyla ilgili hazırladığım kapsamlı bir araştırma kitabını da yayımlamayı düşünüyorum. Öncelikli amacım elbette bu konuda yeni fikirler geliştirebilmek. Ama bu fikirleri Türkiye’deki akademik ortama taşıyabilmek de o kadar önemli. Selçuk Üniversitesi bünyesinde kuruluşunun 42. yılında bir felsefe bölümü kurduk. Başta rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Şahin olmak üzere üniversite yönetimi de felsefe bölümünün bir üniversite içinde ve toplumsal kültürde üstlenmesi gereken kritik işlevinin

farkında. Bu nedenle 42 yıllık geçmişe sahip bir üniversitede tüm girişimlere rağmen daha önce kurulamamış felsefe ve psikoloji gibi bölümlerin kurulmasına öncülük ettiler. Bu uygun zemin üzerinde geleceğe dönük planlarımız var. Üniversite yönetiminden alacağımız destekle yapay zeka ile ilgili bir araştırma laboratuvarı ve ileride bir araştırma merkezi kurma projemiz var. Sadece felsefecilerin değil, sinirbilimcilerin, bilişsel psikologların, mühendislerin, dil bilimcilerin çalışacağı bir laboratuvar ya da araştırma merkezi hayal ediyoruz. Ayrıca yapay zeka, bilinç ve özbilinç ile ilgili uluslararası çapta kongreler düzenlemek istiyoruz. Bunun girişimlerinde bulunuyoruz. Yine sadece bu alana özgü akademik bir dergi çıkarmak istiyoruz. Bu girişimlerde başarılı olabilirsek üniversitemiz ile teknoloji firmaları arasındaki bağın güçlenmesine de katkı sağlayabiliriz diye düşünüyoruz. Yakın zamanda yapay zekanın ivme kazanarak tüm hayatımızı kuşatacağını tahmin etmek çok zor değil. Konakladığımız mekanlardan tutun da ulaşımdan endüstriyel kollara kadar, internet teknolojilerinden savaş sanayine kadar hayatın pek çok alanında yapay zeka ile ilgili konular karşımıza artık daha sık çıkacak. Türkiye bu anlamda geri kalmamalı. Biz de üzerimize düşeni kendi çapımızda yapmalıyız ve yapmak istiyoruz.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.