İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller, Rengin Aytan

Page 1

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller Being an Architect in Istanbul: Unorthodox Imaginations Rengin Aytan Stüdyo Yürütücüleri / Studio Instructors: Cem ilhan - Devrim Çimen AURA-İSTANBUL | BAHAR 2020


2


İçindekiler Özet Giriş Yönteme Dair : Geçmiş ve Gelecek

Contents Summary Introduction About the Method : Past and Future

3 5 6

I. Bölüm

Chapter I

i.1920-1950 : Uluslaşma Dönemi 9 10 ii.1950-1980 : Hızlı Kentleşme Dönemi 11 iii.1980-2000 : Küreselleşme Dönemi iv.2000-2020 : İslami Neoliberalleşme Dönemi 12

i.1920-1950 : Internationalization Period ii.1950-1980 : Urbanization Period iii.1980-2000 : Globalization Period iv.2000-2020 : Islamic Neoliberalization Period

II. Bölüm

Chapter II

Mimar Rollerinin Tarihsel Gelişimi Metropolleşen Dünyada Mimar Rolleri

Historical Development of Architect Roles Roles of the Metropolitan Architects

14 15

III. Bölüm

3 5 6

9 10 11 12

14 15

Chapter III

Mimarın Etkinlik Alanları ve Parametreleri:

Architect’s Activity Areas and Parameters

19

IV. Bölüm

19

Chapter IV

i. Büyük ölçekli Sermaye ve Star Mimar: Zorlu Center Projesi

24

i. Large-scale Capital Group and Star Architect: Zorlu Center

24

ii. TOKİ ve Anonim Mimar: Atakent 3 ve Kayabaşı Kıyaslaması

26

ii. TOKI and Anonymous Architects Comparison of Atakent 3 and Kayabaşı

26

iii. Kentsel Muhalefet ve Dayanışmacı Mimarlık: 28 Kuzguncuk BostanA Alternatif Projesi

iii. Urban Movements and Solidarity Architecture:28 Kuzguncuk BostanA Alternative Project

Değerlendirme

30

Evaluation

30

Sonuç Yerine

31

Instead of Conclusion

31

Merkezkaç tahayyüller

Kaynakça

Unorthodox Imaginations

Bibliography

32

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

3

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations

32


4


İstanbul’da Mimar Olmak:

Being an Architect in Istanbul:

Merkezkaç Tahayyüller

Unorthodox Imaginations

Rengin Aytan

Rengin Aytan

Anahtar Kelimeler: mimarlık, metropol, ekonomi-

Keywords: architecture, metropolis, political

politik, mimarlığın aktörleri, mimar rolleri

economy, architectural actors, roles of architects

Özet

Summary

‘’Mimarlık politik bir tavırdır.’’

Lebbeus Woods

‘‘Architecture is a political act.’’

Lebbeus Woods

İstanbul, tarihsel çok katmanlılığıyla birlikte, fiziksel ve toplumsal dönüşümler geçirmiş, farklı aktörler tarafından birden fazla mekankırıma uğramış, yapılaşma biçimi ve kentsel politikalar bağlamında birçok farklı dönemi içinde barındıran bir şehir. Öte yandan küreselleşme ile 2000 yılından günümüze kadar yaşanan periyotta yeni siyasi hareketlilikler ve kentsel muhalefet ortamları oluştuğunu söylemek mümkün. Bu bağlamda, bahar döneminin başında yaptığımız ‘Kent Hareketleri’ başlıklı haritalama çalışmasında İstanbul’un barınma, yeşil alan, kıyı, ekolojik gibi temalar etrafında kent mücadelelerini/ hareketlerini incelemiş ve tezahür alanlarını araştırmıştık. Bu çalışma da mimarların yapılı çevre üretimindeki pozisyonlarını sorgulamakla birlikte, ilk çalışmanın devam niteliğini taşıyor.

With its historical multi-layeredness, Istanbul is a city that has undergone physical and social transformations, has been subjected to more than one location by different actors and has many different periods in the context of the way of construction and urban policies. In the period between 2000 and today, there are new movements and urban opposition environments that occurred. We analyzed urban movements in terms of housing, green areas, coasts, ecology issues of İstanbul and investigated manifestation areas in our mapping study called ‘Urban Movements’ that we’ve made in the early spring semester. In this study, essentially architects’ positions at the production of the region are questioned.

Farklı dönemlerde, farklı mimarlık aktörlerinin, belirli roller aracılığıyla ve/veya belli rollerin arkasına saklanarak, kente karşı işlenen suçu ve sorumluluğu çoğu zaman üzerine almamaları, bu çalışmadaki ana motivasyon kaynağım oldu. Bununla birlikte, son yirmi yılda marka şehir olma iddiasıyla ivme kazanan metropolleşme süreçlerinde star, sanatçı, aktivist, dayanışmacı, danışman, yarışma mimarı gibi yeni mimar rolleri öne çıkmakta. Bu roller kimi zaman proje için bir prestij unsuru olarak kullanılırken, kimi zaman da mimarı daha pasif, anonim bir hale sokuyor. Bu çalışma, mimarların kimi zaman kendilerinin üstlendikleri, kimi zaman bir kılıf niteliği

The fact that in different eras, many different architectural actors usually don’t take the responsibility and the guilt that is done to the city. That was the main motivation for me in this study. On the other hand, there are new architectural approaches, architect roles coming forward such as a star, artist, activist, solidarist, consultant, contestant architect in this metropolisation period. While these roles are sometimes used as an element of prestige for the project, sometimes they make the architect more passive, anonymous. This study is looking for answers to the question of how the effective areas are formatted by those

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

5

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


taşıyan, ekonomik ortamdan doğan, piyasayı besleyen, piyasadan beslenen, kimi zaman da medyatik unsurlar tarafından kendilerine yakıştırılan rollerin, mimarın etkinlik alanını nasıl biçimlendirdiği sorusunun etrafında şekillendi.

roles which are sometimes undertaken, sometimes as a cover, are born from the economic environment, feed the market, feed on the market, and sometimes be assumed by the media. This study, which puts the architect in the center, is delimitated procedurally by the last hundred years of Istanbul. The past should be understood to be able to think ahead of the future. Because of that, the economy politic process and structuring dynamics in Istanbul between 1920 and 2020 are analyzed parallel to the political, economic, architectural development in the world. Readings and interpretations were made on the role of different architects from anonymous architects to star architects in the projects studied for the last century and their activity areas on these projects. Three projects, which took place in the last twenty years of metropolitanization, involving different capital groups and different architect roles, were included in detail. While the activity areas of architects are expressed with multi-end graphics, the following questions were sought:

Kentsel mekân üretim süreci aktörlerinden biri olan mimarı merkeze alan çalışma, yöntemsel olarak İstanbul’un son yüz yılı ile sınırlandırıldı. Geleceği düşünebilmek için geçmişi doğru kavramak gerektiği düşüncesiyle, İstanbul’un geçirdiği son yüz yıldaki (1920-2020) ekonomi politik süreçler ve yapılaşma dinamikleri, tüm dünyadaki siyasi, ekonomik, mimari gelişmelerle ve yeni akımlarla paralel bir şekilde incelendi. Son yüz yıla dair incelenen projelerdeki anonim mimarlardan star mimarlara farklı mimar rolleri ve bu projeler üzerindeki etkinlik alanları üzerine okumalar ve yorumlamalar yapıldı. Metropolleşmenin yaşandığı son yirmi senede gerçekleşen, farklı sermaye grupları ve farklı mimar rollerini barındıran üç projeye detaylı olarak yer verildi. Mimarların etkinlik alanları çok uçlu grafiklerle ifade edilirken, şu sorulara cevap arandı:

• What architectural roles emerge in metropolitan world? How do architectural roles affect the field of effective areas of architects?

• Metropolleşen dünyada hangi mimar rolleri ortaya çıkmaktadır? Mimar rolleri, mimarların etkinlik alanına nasıl etki eder?

• How does the capacity/effectiveness of the architect to move led by the different actor or capital groups change?

• Farklı aktörlerin ya da sermaye gruplarının öncülüğünde mimarın hareket edebilme kapasitesi/etkinlik alanı nasıl değişir?

• In the future of Istanbul’s architectural environment, -as Bulent Tanju’s saying- may unorthodox leanings be imaginable?

• İstanbul mimarlık ortamının geleceğinde, -Bülent Tanju’nun tabiriyle- ‘merkezkaç eğilimler’ tahayyül edilebilir mi?

In the course of this study; Evren Aysev’s doctoral thesis1 is used as a base of this study. Infographic designs are made by adding new parameters to the parameters which Aysev specified. These graphics and series of analysis enriched with projects that serve as models for architectural politics in the period of 1920-1950-1980-2000-2020

Çalışma sırasında; Evren Aysev’in doktora tezi bu çalışma için bir altlık oluşturmuş, Aysev’in belirlediği parametrelere yeni parametreler eklenerek infografik tasarımlar üretilmiştir. Bu grafikler ve incelemeler 1920-1950-1980-2000-2020 periyotlarındaki mekân politikalarına örnek teşkil edecek projelerle zenginleştirilmiştir. 1

1 Aysev, E.(2013)

1 Aysev, E.(2013)

6


Giriş

Introduction

Neoliberal politikalar doğrultusunda İstanbul’un metropolleşme sürecinde yapılan tartışmalarda mimarların çoğu zaman kente karşı işlenen suçu üzerine almadıkları görülür. Bu hususta Mithat Akman Karasu’nun Kente Karşı Suç (2009) kitabında; yerel yönetimlerin, merkezi yönetimlerin, STK’ların ve yurttaşların olduğu kente karşı suç işleyenler listesinde mimarlara yer vermemesi, çarpıcı bir örnektir. Aysev ve Akpınar’ın da dediği gibi mimar, kentsel mekân üretiminin oldukça kıyısında kalmıştır.1 Kendisine ağır sorumluluklar yükler ama yetkisi sınırlı, iradesi işverenin gündemine tabidir. Katz’ın ifadesiyle; “mimarların çoğu, potansiyellerini anlayacak ve yapılı çevreye anlamlı katkılar yapmalarını sağlayacak ‘mükemmel işvereni’ bekler.’’2

While discussing through the metropolitanization process by neoliberal politics, it is seen that architects don’t take responsibility for what has been done to the city. It is a striking example that in Mithat Akman’s book ‘Kente Karşı Suç’, in the list of crimes against the city, NGOs and citizens are mentioned but architects not. According to Aysev and Akpınar, architects stayed distanced from space production. Thep put too much weight on their shoulders but their authority is limited and will is tied to the employers’ agenda.1 As Katz says, “ In this case, architects start to wait for their perfect employer/client who understands the architect’s ideals and ideas. ’2 While small cities turn into big cities and big cities turn into metropoles, architectural roles get gradually complicated and new roles are brought out. Especially in today’s metropoles, it is clear that the process of producing urban spaces cannot be under any actor’s control. The architect is only one of among actors that are involved in the production process. In addition to this, excessiveness in the metropole world causes to architectural roles be pluralized. These roles sometimes are found all together but sometimes contradict themselves. In this context, Tanyeli mentions those roles as designer, laborer, academician, theoretician, activist, star.3

Küçük kentler büyük kentlere, büyük kentler metropollere dönüşürken mimar rolleri de giderek karmaşıklaşır ve kendi içinde bölünmeler yaşayarak yeni roller üretir. Özellikle günümüz metropolünde, kentsel mekan üretim süreçlerinin, herhangi bir aktörün mutlak kontrolü altında olamayacağı açıktır. Mimar, mekan üretim süreçlerinde yer alan çok sayıda aktörden yalnızca biridir. Bununla birlikte metropollerin dünyasında her anlamdaki çoğulluk, mimarı çoğullaştırdığı gibi mimar rollerini de çoğullaştırır. Bu roller kimi zaman bir arada bulunur, kimi zaman birbiriyle çelişir. Tanyeli bu bağlamda; tasarımcı, emekçi, akademisyen, teorisyen, aktivist/kanaat önderi, star rollerine değinir.3

In this study, which puts architect who is one of the actors of the urban space production process, it is expressed with multi-point infographics that architects effectiveness in projects with different actors leading by making readings and comments on space production of Istanbul.

Kentsel mekân üretim süreci aktörlerinden biri olan mimarı merkeze alan bu çalışmada; bürokrattan teknokrata, anonim mimarlardan star mimarlara farklı mimar rollerinin İstanbul’daki mekân üretimleri üzerine okumalar ve yorumlamalar yapılarak; farklı aktörlerin öncülük ettiği projelerde mimarların etkinlik alanları çok uçlu grafiklerle ifade edilmiştir.

1 Akpınar, İ., Aysev, E. (2011).

1 Akpınar, İ., Aysev, E. (2011)

2 Katz, R. (2008)

2 Katz, R. (2008)

3 Tanyeli, U. (2016)

3 Tanyeli, U. (2016).

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

7

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Yönteme Dair

About The Method

Metrotopya: Metropolde Alternatif Yaşam ve Mekân Tahayyülleri teması kapsamında, yeni mimar rollerinin ve alternatif mimarlık pratiklerinin tahayyül edilmesi amaçlandı. Geçmişte yaşanan olayların okuması yapılarak, yeni mimar rollerinin ve mimarlık pratiklerinin tahayyüllerine dair ipuçları arandı. Bu sebeple çalışmanın önemli bir bölümü tarihsel analizi içeriyor. Bu analizde ulusal ve küresel ölçekte yaşanan ekonomik ve siyasal gelişmeler dört dönem içinde verilecek. Bu dönemlerin mimarlık ortamına yansımaları ve mimar rolleri sıralanarak, mimarların farklı projelerde üstlendiği roller ve etkinlik alanları grafiklerle aktarılacak.

Within the scope of the Metrotopia: Imaginations of Alternative Life and Space in the Metropolis, it was aimed to envision new architect roles and alternative architectural practices. Reading the events of the past, clues about the imagination of new architect roles and architectural practices were sought. For this reason, an important part of the study includes historical analysis. In this analysis, economic and political developments in the national and global scale will be given within four periods. The reflections of these periods on the architectural environment and the roles of architects will be listed, and the roles and activity areas that architects undertake in different projects will be transferred with graphics.

Böylece çalışma dört bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, geçen yüz yılın tarihsel analizi kapsamında, farklı dönemlerde yaşanan ekonomik, siyasi ve mimari gelişmelere ve mimar rollerine yer verilecek.

Thus, the study consists of four parts. In the first part, within the scope of the historical analysis of the last century, economic, political, and architectural developments and architect roles in different periods will be included.

İkinci bölümde kentsel mekan üretim süreçlerinde öncülük eden, baskın rol oynayan birtakım mimarlık rollerine yer verilecek. Ana akımda sık olarak görülen mimar rolleri ve açıklamaları, ulusal ve küresel ölçekteki projeler örnekleri ile açıklanacak.

In the second part, there will be some architectural roles leading the urban space production processes and playing a dominant role. Architect roles and explanations, which are frequently seen in the mainstream, will be illustrated with national and global projects.

Üçüncü bölümde yöntemsel olarak infografiklere değinilecek. Çok uçlu grafiklerin uçlarına yerleşen parametreler ve grafik yöntemleri açıklanacak.

In the third section, methodologies will be mentioned. The parameters and graphic methods that will be placed at the ends of the multi-point graphics will be explained.

Dördüncü bölümde ise üç farklı projeye yer verilerek, bu projelerde mimarın oynadığı roller ve etkinlik alanları grafiklerle anlatılacak.

In the fourth section, three different projects will be featured. The roles and activity areas played by the architect in these projects will be explained with graphics.

Sonuç kısmında ise, mimar rollerinin ve etkinlik alanlarına dair çıkarımlar doğrultusunda yeni merkezkaç tahayyüller üzerine bir değerlendirme yer alıyor.

In the conclusion part, there is an evaluation of the new centrifugal imaginations by making inferences about the roles of the architects and their activity areas.

8


Şekil 1. Tarihsel dönemlendirme çalışmaları : İlhan Tekeli (1994), Tarık Şengül (2001), Erbatur Çavuşoğlu (2014) Figure 1. Historical periodization studies : İlhan Tekeli (1994), Tarık Şengül (2001), Erbatur Çavuşoğlu (2014)

Birinci Bölüm

Chapter I

1920’den 2020’ye İstanbul

Istanbul from 1920 to 2020

Üç imparatorluğa başkentlik yapmış kozmopolit İstanbul, başkentlik özelliğini yitirdikten sonra geçtiğimiz son yüzyılda endüstrileşme ve neoliberalist politikalar aracılığıyla, dünya metropolü olma yolunda radikal mekânsal değişmeler yaşadı. İhsan Bilgin, 1910’dan 2010’a kadar geçen süreci ‘yenilenmelerin, değişimlerin, kabuk değiştirmelerin üst üste bindiği, birbirini eskittiği dönemler silsilesi’ olarak değerlendiriyor1 ve bu yüzyıllık süreci ‘yeni tahayyüllerin tamamlanamadan eskidiği, kendilerini de hızla eskimek üzere yerlerini yenilerine bıraktığı, gelecek ve geçmiş özlemlerinin birbirine karıştığı bir zaman sıkışması çağı’ olarak ele alıyor. 2

Cosmopolitan Istanbul, which has been the capital of three empires, has experienced radical spatial changes in the past century, becoming a world metropolis, through industrialization and neoliberalist policies after losing its capital city feature. İhsan Bilgin considers the process from 1910 to 2010 as ‘a series of periods in which renewals, changes, shifts overlap, and age each other’. 1and this centuries-old process as ‘an age of time squeezing, where new imaginations wear out before completion, leave themselves to new ones to age quickly, and where future and past aspirations are mixed’.2

1 Bilgin, İ. (2010)

1 Bilgin, İ. (2010)

2 Akpınar, İ., (2010)

2 Akpınar, İ.,

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

9

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 2. Tarihsel analiz ve dönemleme çalışması.

Figure 2. Historical analysis and periodic study.

İhsan Bilgin’in ifade ettiği dönemler, birçok literatürde karşımıza çıkar. İstanbul üzerine kentleşme ve modernleşme ekseninde yapılan araştırmalarda genel olarak tarihsel süreklilik bazı ‘önemli olaylar’ tarafından parçalanır. Bu parçalara ayırma sistemi yapay olmakla birlikte değişimi tespit etmek ve bağlama karakteristik kazandırmak açısından işlevseldir.1

The periods expressed by İhsan Bilgin appear in many literatures. In the researches carried out on urbanization and modernization axis on Istanbul, historical continuity in general is broken down by some ‘important events’. These disassembling systems are artificial, but they are functional in terms of detecting change and giving the attachment characteristic.1

Tarihsel analiz çalışmasında literatürde yer alan kronolojik dönemselleştirme çalışmaları incelenerek bir araya getirilmiştir(Şekil 2). İlhan Tekeli’nin klasikleşmiş sıralamasına Tarık Şengül’ün ve Erbatur Çavuşoğlu’nun kronolojik sınıflandırmaları (Şekil-1) ile birleştirilerek dönemler belirlenmiştir.

In the historical analysis study, chronological periodization studies in the literature are examined and brought together (Figure 2). The periods were determined by combining the chronological classifications of Tarık Şengül and Erbatur Çavuşoğlu (Figure-1) to the classic ranking of İlhan Tekeli.

1 Üngür, E. (2017)

1 Üngür, E. (2017)

10


i.1923-1950 : Uluslaşma Dönemi

i.1923-1950 : Internationalization Period

İstanbul’un bu dönemde başkent olma işlevini yitirmesiyle politik önemi azalmıştır. Savaş öncesinde bir milyonu aşan nüfusu sekiz yüz bine kadar düşmüştür. 1929 yılında, Dünyada Büyük Buhran yaşanırken, gayrı müslim nüfusunun bir kesimini yitiren İstanbul’un ekonomisi de ciddi sorunlarla karşılaşmıştır. 1930’da Belediye ve Umumi Hıfsızsıha Kanunu’nun kabul edilmesi, belediyeleri plan yaptırma arayışına itmiştir.1 Bunun sonucunda yönetim yeni başkentin ardından, İstanbul için kısıtlı davetli uluslararası yarışma açar ve Ehlgötz, Agache, Lambert ve Prost çağrılır. 1935 yılında görüş istenen Wagner, sosyoekonomik analizler hazırlar. 1936’da çağrılan Henri Prost, ‘güzel, asri İstanbul’ temasıyla yeni ve modern bir kent yaratmayı amaçlar2 ve nazım planı 1939’da İnönü tarafından onaylanır. Prost Planının uygulanmaya başlanması, Lütfi Kırdar’ın vali ve belediye başkanı olarak atanması ile başlar. 1949 yılına kadar sürecek olan Prost ve Kırdar icraatlarının ulaşım, hijyen, estetik anahtar kelimeleriyle şekillendiği söylenebilir3. Uğur Tanyeli’ye göre bu dönemde yönetimin derdi İstanbul’u planlatmak değildir; hedef kenti dönüştürmek ve dünyaya bir çağdaşlık görüntüsü olarak takdim edilebilir kılmaktır.4 Öte yandan, 1938 yılında çıkarılan mühendislik ve mimarlık kanunu ve 1944’de çıkarılan 4585 sayılı kanun uyarınca resmi ve hususi bütün yapıların proje ve inşaatı, fen adamlarının mesuliyetine bırakılır. Serbest piyasa henüz gelişmemiştir. Piyasanın en güçlü müşterisi olan devlet, imar planlarında yabancı mimarlara başvurmakta, kamu yapılarını çoğunlukla memur mimarlara yaptırmaktadır. Bürokrat, memur, teknokrat, yabancı mimar rolleri yaygındır.

With the loss of Istanbul’s capital function in this period, its political importance decreased. Its population, which exceeded one million before the war, fell to eight hundred thousand. In 1929, while the Great Depression was experienced in the world, the economy of Istanbul, which lost a part of the non-Muslim population, also faced serious problems. The adoption of the Municipality and Public Health Law in 1930 pushed the municipalities to seek plans.1 As a result, the administration opens a limited international invitation to Istanbul after the new capital, and Ehlgötz, Agache, Lambert, and Prost are called. Wagner asked for an opinion in 1935 and prepares socioeconomic analyzes. Called in 1936, Henri Prost aims to create a new and modern city with the theme of ‘beautiful, century Istanbul’2 and the master plan was approved by İnönü in 1939. The implementation of the Prost Plan begins with the appointment of Lütfi Kırdar as governor and mayor. It can be said that the actions of Prost and Kırdar, which will continue until 1949, are shaped by the keywords of transportation, hygiene, and aesthetics.3 According to Uğur Tanyeli, the problem of the management in this period is not to plan Istanbul; The goal is to transform the city and make it presented to the world as an image of modernity. 4On the other hand, in accordance with the engineering and architectural law enacted in 1938 and the law no.4585 in 1944, scientists must have all the responsibility of the projects and construction of all buildings, which are formal or private. The free market has not yet developed. The government, which is the strongest customer in the market, applies to foreign architects in the zoning plans and mostly has public buildings built by civil servant architects. The roles of bureaucrats, civil servants, technocrats, and foreign architects are common.

1 Tekeli, İ. (2013)

1 Tekeli, İ. (2013)

2 Akpınar, İ. (2010)

2 Akpınar, İ. (2010)

3 Ergut E., Akpınar İ., Akay Z., (2015)

3 Ergut E., Akpınar İ., Akay Z., (2015)

4 Tanyeli, U. (2007)

4 Tanyeli, U. (2007)

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

11

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


ii.1950-1980 : Kentleşme Dönemi

ii.1950-1980 : Urbanization Period

1950 sonrasında çok partili döneme geçilmiş ve Adnan Menderes hükümetinin imar operasyonları ile hızlı kentleşme dönemi yaşanmıştır. Sanayi ve ticaret yapılanmaları ile İstanbul nüfusunda tekrar artış görülmüştür. Hızlı kentleşme politikaları konut ve gecekondu sorununu beraberinde getirmiştir. Marshall planları ve açılan büyük caddelerle birlikte bu döneme yıkarak yeniden yapma politikası hakim olmuştur. Çok partili dönemle birlikte, İstanbul devasa bir siyaset arenası haline gelmektedir. Akpınar’ın da dediği gibi İstanbul dünyanın geri kalanına, dışarıya bakan ve kendi seçmenine, içeriye bakan bir sahne halini alır .1 Siyasi gerilimin ve iç çatışmaların yüksek olduğu bir dönemdir. Tanyeli’nin de dediği gibi bu dönemde ‘farklı görüşler, farklı yaklaşımlar bir arada yaşamayı beceremez.’ 2 Kurumsallaşma ve meslek odaları yasası ile birlikte Mimarlar Odası 1954’de açılmıştır. Serbest mimarlık piyasası canlanmakta, Baysal-Birsel, Tekeli-Sisa gibi ortaklıklar popülerlik kazanmaktadır. Liberal ekonomiye geçiş sürecinde İstanbul turizmin, uluslararası özel şirketlerin, bankaların merkezi haline gelmektedir. 1965’te çıkan Kat mülkiyeti yasası ve imar afları süreci ile yapsatçılık başlamıştır. 1973’de Boğaziçi Köprüsü’nün açılması kentte yaşanacak pek çok değişikliği beraberinde getirecektir. 1970’lerde gecekondu direnişleri ile kentsel muhalefetin ilk örnekleri görülecektir. Öte yandan bu dönemde kamu eliyle üretilen toplu konutlar, kooperatifler, bankaların hesap muadilleri arasında düzenlediği çekilişlerde dağıttığı ikramiye apartmanları, kentsel dokunun önemli mimari ögeleridir.3 Bu dönemde anonim, memur, teknokrat mimarlar hala varlıklarını korumakla birlikte, serbest mimar rolünün yaygınlaştığı söylenebilir.

After 1950, multi-party period was started and the rapid urbanization period was experienced with the reconstruction operations of Adnan Menderes government. With the industrial and commercial structures, the population of Istanbul increased again. Rapid urbanization policies brought with it the housing and slum problems. Along with Marshall plans and big streets, this policy of demolishing and re-constructing policy was dominant during this period. With the multi-party period, Istanbul was becoming a huge political arena. As Akpınar said, Istanbul becomes a scene that looks at the rest of the world, looks outside, and looks out for its own voters.5 It is a period in which political tensions and internal conflicts are high. As Tanyeli said, “different views and different approaches cannot manage to live together.”6 The Chamber of Architects was opened in 1954 with the institutionalization and professional chambers law. The free architecture market is booming, and partnerships such as Baysal-Birsel, Tekeli-Sisa are gaining popularity. During the transition to the liberal economy, Istanbul becomes the center of tourism, international private companies, and banks. With the law on condominium and amnesty in 1965, artisanship started. The opening of the Bosphorus Bridge in 1973 was going to bring many changes in the city. In the 1970s, the first examples of urban opposition with slum resistances were going to be seen. On the other hand, public housing produced in this period, cooperatives, bonus apartments distributed by the banks in their raffles are important architectural elements of the urban fabric. 7Although anonymous, civil servant, technocrat architects still protect their existence in this period, it can be said that the role of freelance architects became widespread.

1 Akpınar,İ.(2010)

5 Akpınar,İ.(2010)

2 Tanyeli, U. (2004)

6 Tanyeli, U. (2004)

3 Ergut E., Akpınar İ., Akay Z., (2015)

7 Ergut E., Akpınar İ., Akay Z., (2015)

12


i.1980-2000 : Küreselleşme Dönemi

iii.1980-2000 : Globalization Period

24 Ocak 1980 Turgut Özal kararnameleriyle devletin ekonomiden geri çekilmeye başladığı özelleştirmelerin yoğunlaştığı neoliberal döneme geçiş süreci başlar.1 Bu dönemde İstanbul yerel ekonomilerin dünya ekonomisine açıldığı küresel kentler arasına girecektir. Bu bağlamda Korkmaz, 19832010 yılları arasını ‘küreselin basıncı’ diye ifade etmiştir. 2 Neoliberal politikalar ve post-Fordist ekonomiler piyasayı yönlendirmeye başlar. Türkiye yaşadığı üçüncü askeri darbesinden sivil yönetime geçerken, belediye başkanlarının yetkisi genişlemiş, borçlanmalar artmıştır. 1984-1989 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Bedrettin Dalan’ın Haliç operasyonları, Tarlabaşı bulvarının açılması ve tarihi dokunun büyük ölçüde zarar görmesi, dönemin kentsel politikalarını özetler niteliktedir. 1988 yılında ikinci köprü açılmış, Boğaziçi’ndeki yapılaşma artmıştır. İmar afları ile ikinci gecekondu dalgası yaşanır, yapsat yaygınlaşır. Yerel yönetimin de teşvikleriyle ilk gökdelen ve alışveriş merkezleri inşa edilmiştir. Dalan döneminde, o zamana kadar küçük sermayenin elinde olan imar rantları, büyük sermeyenin ilgi alanı haline gelmiştir.3 Yeni MİA’lar ve altmerkezler ortaya çıkmakta, hizmet sektörü genişlemektedir. Kamuda ve özel kesimde yabancı mimar tercihi yaygın olsa da yerel serbest mimarlık piyasası gelişmekte, mimar sayısı gitgide artmaktadır. 1984 yılında kurulan TOKİ ve 1994 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kurumu, kentsel çevreye etki eden kritik kamu aktörlerinden olacaktır. Yeni teknolojiler ile uzmanlaşma artmıştır. Teknokrasi baskındır.Bunun yanında yabancı mimarlar, serbest mimarlar, entelektüeller, kuramcılar, memurlar, emekçiler, anonim mimar rolleri çoğalır. Mimarlar arasında iş insanı, şirket sahibi gibi roller ortaya çıkmaya başlar.

With the decrees of 24 January 1980 Turgut Özal, the transition to the neoliberal period begins, in which the privatization is intensified, where the state started to withdraw from the economy.1 In this period, Istanbul will be among the global cities where local economies are opened to the world economy. In this context, Korkmaz stated between 1983-2010 as “the pressure of the global”. Neoliberal policies and post-Fordist economies begin to guide the market.2 While Turkey passes to civilian rule from third-lived military coup, borrowing has increased. Haliç operations of Bedrettin Dalan, who served as mayor between 1984 and 1989, opening the Tarlabaşı boulevard and greatly damaging the historical fabric, summarized the urban policies of the period. The second bridge was opened in 1988 and the construction in the Bosphorus has increased. With the reconstruction amnesties, the second slum wave is experienced and the opportunity becomes common. The first skyscraper and shopping centers were built with the incentives of the local government. During the Dalan period, the zoning rent, which until then was in the hands of the small capital, became the area of ​​interest of the big fund.3 New CBDs and sub-centers were emerging, and the service sector is expanding. Although the choice of foreign architects is common in the public and private sectors, the local free architecture market has developed and the number of architects has increased. TOKI, which was established in 1984 and the institution of Privatization Administration in 1994, will be one of the critical public actors affecting the urban environment. Specialization has increased with new technologies. Technocracy is dominant. Besides, foreign architects, freelance architects, intellectuals, theorists, civil servants, laborers, anonymous architect roles increase. Roles such as business people and company owners begin to emerge among architects.

1 Akpınar, İ. (2010)

1 Akpınar, İ. (2010)

2 Korkmaz, T. (2010)

2 Korkmaz, T. (2010)

3 Tekeli, İ. (2013)

3 Tekeli, İ. (2013)

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

13

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


iv. 2000-2020 : İslamcı Neoliberalleşme

iv. 2000-2020 : İslamic Neoiberalization

1999 depremi ve 2001 ekonomik krizinin ardından yaşanılan yeniden yapılanma süreçleri ile İstanbul’da küresel, neoliberal kent politikaları ivme kazanmıştır. Bu kentsel politikalar, kenti sermaye, bilgi, mal ağlarının kesiştiği birikim odağına dönüştürmek yönünde olmuştur. Lüks/kapalı konut siteleri, rezidanslar, toplu konutlar, karma işlevli alışveriş merkezleri ve kentsel dönüşüm projeleri ile kentin yüzü hızla değişmektedir. 2002-2008 yılları arasında yetkileri iyice genişletilen TOKİ ve 2004 yılında kurulan İMP gibi kamu kurumlarının yanısıra yerli ve yabancı sermaye grupları fiziksel çevre üzerinde etkili olmuşlardır. Bu dönemde de geçmişte olduğu gibi yıkarak ve inşa ederek yeni ve muhafazakar kimliği inşa etme politikası yürütülmüştür. Bu politikaların ve yeni kimlik inşasının İstanbul yapılı çevresi üzerindeki etkisi çarpıcı olmuştur. Devletin yasal düzenlemeler yoluyla piyasayı ve toplumsal hayatı düzenleme biçimleri, daha önce devletin elinde olan birçok sosyal alanın sivil toplum ve piyasa aktörlerinin idaresi altına girmesi gibi konular öne çıkmıştır.1 2023 hedeflerinden biri olan ‘marka şehir’ meselesi, beraberinde yerli ve yabancı star mimarları gündeme getirmiştir. Bunun yanında 2010 sonrası yeni siyasal hareketlilikte güçlenen kentsel muhalefet ortamında aktivist, dayanışmacı mimar rolleri belirginleşmiş, sivil mimari inisiyatifler tarafından katılımcılı mimarlık modellerinin denendiği projeler üretilmiştir. Öte yandan çok sayıda özel üniversitenin açılmasıyla mimar stoğunda büyük bir artış görülmektedir. Hükümetin krizlere karşı güçlendirdiği inşaat sektörünün gücünü giderek kaybetmesi ile işsiz mimar sayısı giderek artmakta, akademi başvurularında yığılma yaşanmaktadır. 2019 yılında büyükşehir belediye yönetiminin ana muhalefet partisine geçmesinden sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç, Taksim Meydanı gibi birçok konuda kentsel ölçekli yarışmalar açılmaktadır.

Global, neoliberal urban policies gained acceleration in Istanbul with the restructuring processes experienced after the 1999 earthquake and the 2001 economic crisis. These urban policies have been in the direction of transforming the city into a focus of accumulation where the networks of capital, information, and goods intersect. The face of the city is rapidly changing with luxury / closed housing sites, residences, mass housing, mixed-function shopping centers, and urban transformation projects. In addition to public institutions such as TOKİ and İMP, which were established in 2004, their powers were expanded between 2002 and 2008, as well as domestic and foreign capital groups had an impact on the physical environment. In this period, the policy of building a new and conservative identity was carried out by demolishing and building as in the past. The impact of these policies and new identity building on the built environment of İstanbul has been striking. Issues such as the way the state-regulated the market and social life through legal regulations, and many social areas that were previously in the hands of the state came under the control of civil society and market actors have come forward. 4The ‘brand city’ issue, which is one of the goals of 2023, brought local and foreign star architects to the agenda. In addition, in the urban opposition environment that strengthened in the new political mobility after 2010, the roles of activist and solidarity architects became evident, and projects in which architectural models with participatory were tried by civil architectural initiatives. On the other hand, with the opening of many private universities, there is a great increase in the stock of architects. The number of unemployed architects gradually increases as the construction sector, strengthened by the government against crises, gradually loses power, and accumulation occurs in academic applications. After the metropolitan municipality administration passed to the main opposition party in 2019, urban scale competitions are opened by Istanbul Metropolitan Municipality on many issues such as Halic and Taksim Square.

1 Kolluoğlu, B. (2014)

4 Kolluoğlu, B. (2014)

14


Şekil 3. Tarihsel çıkarımlar, mimar rolleri. Figure 3. Historical implications, architect roles.

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

15

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 4. Osmanlı’dan günümüze mimar rolleri. Figure 4. Architect roles from ottoman to present

İkinci Bölüm

Chapter II

Mimar Rollerinin Tarihsel Gelişimi

Historical Development of Architect Roles

Antik Yunan’da arkhitekton sözcüğü arkhi (şef) ve tekton (yapım) parçalarından oluşur ve ‘usta’ benzeri bir anlam taşır. Architectura’yı ise Romalılar Yunanca sözcüğü kök alarak yaratacaktır. Türkçede mimar ve mimarlığın Arapça mi’mar sözcüğünden gelmesi de Romalılar ve Antik Yunan arasındaki ilişkiye benzer. 1 Ancak mimar birey, Rönesans İtalya’sından beri var olduğu söylenebilir. Osmanlı mimarının tarihi ise 16.yy sonrasında başlar. 16.yy’da az sayıda mimardan oluşan Hassa Mimarlar Ocağı’nın, mimar olmaktan çok bürokrat oldukları söylenebilir.2 Osmanlı’daki bürokrat mimarların mesleki kaygıları praksis ağırlıklıdır. Üstelik sadece mimarlık yapmazlar, farklı işlere atanabilirler.18. yy sonrasında ise kendi uzmanlık alanında çalışacak teknokratlara dönüşürler. Yukarıdaki grafikte Osmanlı kentinden metropole, mimar rolleri arasındaki tarihsel ilişkiler gösterilmiştir.

In ancient Greece, the word ‘arkhitekton’ consists of ‘arkhi’ (chief) and ‘tecton’ (production) and has a ‘master’-like meaning. Romans created the Architectura by taking the Greek word root. The fact that architect and architecture come from the Arabic word ‘mi’mar’ in Turkish is similar to the relationship between the Romans and Ancient Greece. 1 However, the architect can be said to have existed since Renaissance Italy. The history of the Ottoman architect begins after the 16th century. It can be said that the Hassa Architects’ Quarry, which consisted of a small number of architects in the 16th century, was bureaucrat rather than an architect.2 Professional concerns of bureaucrat architects in the Ottoman Empire are mainly praxis. Moreover, they not only do architecture, but they can also be assigned to different jobs. After the 18th century, they turn into technocrats who will work in their field of expertise. In the graphic above, historical relations between the role of architects from the Ottoman city to the metropole are shown.

1 Ayrıntılı bilgi için bkz.Tanyeli, U. (2016) Yıkarak Yapmak, s. 42, Metis Yayınları, İstanbul

1 Ayrıntılı bilgi için bkz.Tanyeli, U. (2016) Yıkarak Yapmak, s. 42, Metis Yayınları, İstanbul

2 Ayrıntılı bilgi için bkz.Tanyeli, U. (2007) Mimarlığın Aktörleri: Tükiye 1900-2000,Garanti Galeri Yayınları, İstanbul

2 Ayrıntılı bilgi için bkz.Tanyeli, U. (2007) Mimarlığın Aktörleri: Tükiye 1900-2000,Garanti Galeri Yayınları, İstanbul

16


Metropol Mimarlarının Rolleri

Roles of the Metropolitan Architects

‘‘Mimarın rolleri’’ aslında toplumbilimsel bir terim. Toplumbilimde ‘rol’ dendiği zaman, kişilerin kendi toplumsal varoluşunu gerçekleştirmek için başvurduğu belirli biçimlerde davranma alışkanlıklarına işaret edilir. Sayısız biçimlerde birbirinden farklı toplumsal varoluşlara göre davranmayı, toplumsal pratikler içinde yaşayarak, daha doğduğumuz günden itibaren yineleye yineleye belirli kalıplarla öğreniriz. Öğrendiklerimizi ‘rol’ diye tanımlamak mümkün, çünkü sürekli değillerdir, hem eşzamanlı, hem de ardzamanlı olarak değiştirilirler.

“The roles of the architect” is actually a sociological term. When we say ‘role’ in sociology, the habits of acting in certain ways that people apply to realize their social existence are pointed out. We learn to behave according to different social entities in countless ways, living in social practices, with certain patterns to repeat from the day we were born. It is possible to define what we have learned as ‘role’ because they are not continuous, they are changed both simultaneously and consecutively.

Uğur Tanyeli, Yıkarak yapmak

Uğur Tanyeli, Yıkarak Yapmak.

Metropolleşme süreçlerinde mekan boyutları ve karmaşıklığı arttıkça, mekan üretim süreçlerine katılan aktör sayısı da artar. Uzmanlıkların gelişmesiyle mimari projeler birden fazla aktörün birlikte çalıştığı süreçler haline gelmiştir. Öte yandan, metropolleşmenin her alana getirdiği çoğulculuk ile birlikte mimar rolleri de çoğullaşır ve giderek karmaşıklaşır.

As space sizes and complexity increase in metropolitan processes, the number of actors participating in space production processes increases. With the development of expertise, architectural projects have become the processes where more than one actor work together. On the other hand, with the pluralism brought by metropolitanization to all fields, the roles of architects also become plural and increasingly complex.

Mimarlık mesleği içinde memur/teknokrat/belediyeci mimar, müteahhit mimar, akademisyen, teorisyen, eğitimci mimar, aktivist, sivil toplum kuruluşları ve mesleki örgütlenmelerin içinde rol üstlenen mimar gibi çok sayıda farklı, kimi zaman üst üste binen ve örtüşen; kimi zaman da çelişen ve çatışan rol vardır. 1

Many different roles such as civil servant / technocrat / municipal architect, contractor architect, academician, theorist, educator architect, activist, non-governmental organizations and architect who play a role in the architectural profession; sometimes there is an overlapping and sometimes a contradictory role.1

Etkinlik alanını genişletmek için farklı rolleri bir arada bulundurmak, roller ve tutumlar arasında manevralar yapmak, kalıpları manipüle edebilmek gerekir. Bunun için öncelikle, metropol mimarlarına dair rollerin ne anlama geldiğini ve diğer aktörlerle aralarındaki ilişkileri doğru okumak gerekir. Bu bağlamda bu rollere kısaca değinilecek.

To expand the activity area, it is necessary to hold different roles together, maneuver between roles and attitudes, and be able to manipulate patterns. First of all, it is necessary to read the meaning of the roles of metropolitan architects and their relations with other actors. In this context, these roles will be briefly discussed. 1 Akpınar, İ.Y., Aysev, E., (2011) ‘Küreselleşen İstanbul’da bir Sosyal Aktör Olarak Mimarın Rolü’, Mimarlık Dergisi, TMMOB Yayını, Ankara

1 Akpınar, İ.Y., Aysev, E., (2011) ‘Küreselleşen İstanbul’da bir Sosyal Aktör Olarak Mimarın Rolü’, Mimarlık Dergisi, TMMOB Yayını, Ankara

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

17

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 5. Çalışmada yer alan yerli ve yabancı star mimarlar Figure 5. Domestic and foreign star architects in the study

Star Mimar terimi, sadece mimarlık dünyasında

The term Star Architect describes architects that are known not only in the world of architecture but also in the public. Its origins date back to America in the late 19th century. The commodification of culture is directly related to concepts such as commodity aesthetics and intellectual capital1. The relationship between this concept and architecture can be read on values such ​​ as experience and knowledge of design, talent, resources, relationships, approaches, owned design and service patents, trademark registration, copyright, reputation.2

değil, kamuoyunda da tanınan mimarları betimler. Kökeni 19. Yy sonlarının Amerika’sına dayanır. Kültürün metalaşması, meta estetiği, entellektüel sermaye1 gibi kavramlarla doğrudan ilişkilidir. Bu kavram ve mimarlık arasındaki ilişki, tasarıma ilişkin deneyim ve bilgi birikimi, yetenek, kaynaklar, ilişkiler, yaklaşımlar, sahip olunan tasarım ve hizmet patentleri, marka tescili, telif hakkı, itibar gibi değerler üzerinden okunabilir2. Frank Gehry ve tasarladığı Guggenheim Bilbao Müzesi’nin kente prestij kazandırması literatüre ‘Bilbao etkisi’, ‘wow factor’ gibi kavramları kazandırır. Bu kavramlar birbiriyle yarış halinde olan küresel kentler arasında stratejik bir anlam ifade eder. İmzası proje değerini yükselten, dolayısıyla arsa değerine de değer kazandıran, ‘tekil, yaratıcı mimar öznenin şirketleşmiş durumu’3 da diyebileceğimiz “star mimar” terimi ortaya çıkar. Türkiye’de 1990’larda, bir konut sitesinin, ‘ünlü mimar Behruz Çinici’nin tasarımı’ olarak duyurulması ile ilk kez görülür.

Frank Gehry and the Guggenheim Bilbao Museum designed by him bring prestige to the city, such as ‘Bilbao effect’, ‘wow factor’. These concepts have a strategic meaning among global cities competing with each other. The term “star architect” emerges, the signature of which increases the value of the project and thus adds value to the plot value, which we can call “the institutionalized state of the individual, creative architect subject”3. In the 1990s in Turkey, of a housing estate, ‘Behruz Cinici famous architect’s design’ publicizing seen as the first time.

1 Stewart, T. A., (1997)

1 Stewart, T. A., (1997),

2 Şimşekalp Ercan, T. (2015)

2 Şimşekalp Ercan, T. (2015)

3 Aysev E. (2013)

3 Aysev E. (2013)

18


Adı metalaştırılarak pazarlama aracı olarak araçsallaştırılan mimarın itibarı giderek artar. Tasarımcı olarak öne çıkan mimarların star mimar olabilmeleri için; çevreyi ve insanların fikirlerini dönüştürme becerisine sahip olmanın, açık bir disipliner duruş ve söylem üretebilmenin yanı sıra; küresel ekonomik yapı içinde çalışabilecek güçlü bir ofis altyapısı kurma ve işletme yetenekleri de gerekir. 1 Küresel iletişim çağında star mimarların arasındaki rekabet giderek artmakta ve sistem yeni star mimarlar üretmektedir. Öte yandan Tanyeli İstanbul’daki star mimarları, ‘yabancı majör starlar’ ve ‘yerli minör starlar’ olmak üzere ikiye ayırır.2 Zira İstanbul’un geçmişinde ve bugününde, yönetim sık sık yabancı mimarlara başvurmaktadır. Hatta son dönemde kendisi de bir mimar olan Kadir Topbaş’ın ‘ipek kumaşı herkes dikemez’ sözü bu tutuma bir örnek teşkil eder. Star mimarlar aynı zamanda tasarımcı, iş adamı/ iş kadını rolleri gibi pek çok rolü de taşır. Roller arasındaki baskınlık dağılımları ve etkinlik alanları, mimarın diğer aktörlerle olan ilişkilerine göre farklılaşır.Çalışma kapsamında, star mimar projesine örnek olarak Emre Arolat ve Zorlu Center projesi yer almaktadır.

The reputation of the architect, whose name was commodified as a marketing tool, gradually increases. For architects who stand out as designers to become star architects; in addition to having the ability to transform the environment and people’s ideas, to produce a clear disciplinary stance and discourse; the ability to set up and operate a strong office infrastructure that can work within the global economic structure is also required. 1In the age of global communication, competition among star architects is gradually increasing and the system produces new star architects. On the other hand, Tanyeli divides star architects in Istanbul into two: ‘foreign major stars’ and ‘domestic minor stars’.2 In the past and present of Istanbul, the administration frequently refers to foreign architects. In fact, Kadir Topbaş, who is an architect himself, says that “not everyone can sew silk fabric” is an example of this attitude. Star architects also carry many roles such as designer, businessman /businesswoman roles. Dominance distributions and activity areas between roles differ according to the architect’s relationship with other actors.The scope of the study includes Emre Arolat and Zorlu Center projects as an example of star architect project.

Anonim Mimar; birçok farklı mimar rolünü de

Anonymous Architect; a comprehensive title

içine alan, geniş kapsamlı bir başlık. Öyle ki memur mimarlar, teknokratlar, emekçiler, zaman zaman bürokratlar da bu başlığa dahil olur. Osmanlı’da mimarların bütünü memur/bürokrat/teknokrat rollerindeydi. Cumhuriyetin ilk yıllarında memur mimarlar üst düzey, saygın bir kimlik taşırken, serbest piyasa güçlendikçe memur rolü aşınmıştır. Günümüzde yerel ve merkezi yönetim kadrolarını oluşturan mimarlar anonim denecek kadar saygınlığını yitirmiştir. Türkiye’de Bu rolün mimarının ismi çoğu zaman duyurulmaz, proje künyesinde yer almaz. Projede çoğu zaman teknik ve araçsal bir rol oynayan bir rol olduğu söylenebilir. Çalışma kapsamında TOKİ projesi ile yer verilmiştir.

that includes many different architect roles. So much so that civil servants architects, technocrats, laborers, and bureaucrats from time to time are included in this headline. In the Ottoman Empire, all of the architects were civil servant / bureaucrat / technocrat. In the early years of the republic, while civil servant architects had a high-level and respected identity, the role of civil servants eroded as the free market strengthened. Today, the architects who form the local and central management staff have lost their prestige to be called anonymous. The name of the architect’s role in Turkey, this is often not announced projects not included in the catalog. It can be said that there is a role that often plays a technical and instrumental role in the project. The scope of the study was included in the TOKİ project.

1 Aysev E. (2013)

1 Aysev E. (2013)

2 Tanyeli, U. (2007)

2 Tanyeli, U. (2007)

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

19

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 6.BostanA ve Pembeviran Bahçe ve Oyun Alanı

Şekil 7. Düzce Umut Atölyesi, Evsiz Ev/bbdrlp, MAD

Alternatif Mimarlıklar da anonim mimarlıklar gibi geniş bir kapsam içeriyor. Buraya kadar mimari kimlik, teknokrata indirgenerek görünmez kılınmak ile, kent toprağının kendisi gibi metalaştırılarak pazarlamaya yönelik biçimde araçsallaştırılmak arasında salınıyordu.1 Derken, 1960 sonrası küresel siyasal hareketlilikte, toplumsal rolü baskın olan farklı mimarlık akımları da gelişmeye başladı. Bu kapsamda gerilla mimarlığı, katılımcılı mimarlık, anarchitecture gibi denemeler yapılmakta. Örneğin; 2000’ler sonrası İstanbul’unda, katılımcılı mimarlık meselelerini ele alan ve gerçekleştiren ‘Herkes için Mimarlık’, ‘Düzce Umut Atölyesi’, ‘Mekanda Adalet Derneği’ gibi dernekler ve mimari inisiyatifler ortaya çıktı. Ayrıca bienallere sanat projeleri üreterek toplumsal çıkarımlarını sanatsal ürünlere dönüştüren, sözünü söylemekten ve politik olmaktan sakınmayan, çoğu zaman kar amacı gütmeyen yeni mimar rolleri ile karşılaşıyoruz. Bu rolü üstlenen mimar özneler arasında akademisyenler, serbest/butik mimarlar, yazarlar, düşünür/ kuramcılar, aktivistler, emekçi mimarlar hatta star mimarlar bile bulunur. Mimarlar burada çoğu zaman danışman, aracı rolündedir. Buna örnek olarak çalışmaların içinde Kuzguncuk BostanA Alternatif projesi yer almakta. Öteki mimarlıklara çalışmanın merkezkaç tahayyüller içeren sonuç kısmında da yer verilecek.

Alternative Architectures also include a wide range of features like anonymous architectures. Until now, the architectural identity has been swinging between being rendered invisible by being reduced to technocrats and being instrumentalized for marketing by commodifying the land like the city itself.1 Then, in the post-1960 global political mobility, different movements of architecture began to develop, with a dominant social role. In this context, experiments such as guerrilla architecture, participatory architecture, and anarchitecture are carried out. For example; After the 2000s, associations and architectural initiatives such as ‘Architecture for All’, ‘Düzce Hope Workshop’, ‘Space in Justice Association’ that addressed and realized participatory architectural issues. In addition, we encounter new architect roles that produce art projects for biennials, turn their social implications into artistic products, avoid spoken words, and be political, often non-profit. Among the architect subjects who assume this role are academics, freelance/boutique architects, writers, thinkers/theorists, activists, labor architects or even star architects. Architects often play the role of consultant and intermediary here. An example of this is the Kuzguncuk BostanA Alternative project. Other architectures will also be included in the conclusion part of the study that contains unrthodox imaginations.

1 Akpınar, İ.Y., Aysev, E., (2011)

1 Akpınar, İ.Y., Aysev, E., (2011)

Figure 6. BostanA and Pembeviran Garden and Playground project

Figure 7. Düzce Umut Atölyesi, Evsiz Ev/bbdrlp, MAD

20


Şekil 8. Mimarların etkinlik alanları grafiği

Şekil 9. Mimarlığın aktörleri, dinamikleri

Üçüncü Bölüm

Chapter III

Mimarların Etkinlik Alanları ve Parametreler

Architect’s Activity Areas and Parameters

Bu bölümde Aysev’in doktora tezi1nde elde ettiği verilere başka parametreler eklenmesiyle grafikler hazırlandı. Böylece şu parametreler oluştu (Şekil 8):

In this section, graphics were created by adding other parameters to the data obtained by Aysev’s doctoral thesis.1 Thus, the following parameters occurred (Figure 8):

• A: Mimarın proje programının oluşumuyla ilgili rolü • B: Mimarın tasarım kriterlerinin belirlenmesindeki rolü • C: Mimarın projenin kent içindeki fiziksel yerinin seçimiyle ilgili rolü • D: Projenin bulunduğu tarihi çevre ile kurduğu ilişkideki rolü • E: Mimarın projenin fizikselleşmesi sürecindeki rolü • F: Mimarın projenin kamuya sunumundaki rolü • G: Mimarın sosyal bir aktör olarak rolü ve diğer aktörlerle ilişkileri • H: Mimarın proje sermayesindeki rolü • I: Yasal düzenlemelere olan etkisi • J: Projenin bulunduğu çevre ile arasındaki sosyoekonomik ilişkiye çözüm getirme/yenilik bulma arayışı

• A: The role of the architect in the formation of the project program • B: The role of the architect in determining design criteria • C: The role of the architect in choosing the physical location of the project in the city • D: The role of the project in its relationship with the historical environment • E: The role of the architect in the project’s building process • F: The role of the public presentation of the project • G: The role of the architect as a social actor and relationships with other actors • H: The role of the architect in the project capital • I: Impact on legal regulations • J: The search for finding solutions / finding a solution to the socioeconomic relationship between the project area and the environment.

1 Aysev, E. (2013)

1 Aysev, E. (2013)

Figure 8. Architects’ effective areas graphic

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

Figure 9. Actors and dynamics of architecture

21

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Ĺžekil 10. Mimar rolleri ve etkinlik alanlarÄą Figure 10. Architect roles and effective areas

22


Şekil 11. Mimar rolleri ve etkinlik alanları Figure 11. Architect roles and effective areas

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

23

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 12. Mimar rolleri ve etkinlik alanları Figure 12. Architect roles and effective areas

Çalışma kapsamında mimarların etkinlik alanları belirli grafiklerle ifade edildi. Uç noktalara yerleştirilen parametrelere göre 5 üzerinden sayısal değerler verildi. Sayısal değeri kadar merkezden uzaklaşan noktaların birleştirilmesi yoluyla çokgen grafikler oluşturuldu. Daha sonra bir masa etrafında oturur gibi yerleştirilen aktörlerin birbiri arasındaki rol dağılımları ise çizgisel olarak gösterildi. (Şekil 9)

Within the scope of the study, the activity areas of architects were expressed with certain graphics. Numerical values are given over 5 according to the parameters placed at the end points. Polygon graphics were created by combining points that diverge from the center as much as their numerical value. Then, the role distributions of the actors who were placed as if they were sitting around a table were shown in line. (Figure 9)

Üçüncü grafik yönteminde (Şekil 13) ise mimarlar, proje yılları, talep biçimleri ve mimar rolleri dört ayrı kenara yerleştirilerek, çizgisel uğraklarla birbiri arasındaki ilişkilerin gösterildiği grafik çalışması üretildi.

In the third graphic method (Figure 13), architects, project years, demand forms and architect roles were placed on four different sides, and the graphic work was shown, showing the relations between linear calls and each other.

24


Şekil 13. Projeler, mimarlar, roller Figure 13. Projects, architects, roles

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

25

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 14. Zorlu Center Grafikleri Figure 14. Zorlu Center Graphics

Dördüncü Bölüm

Chapter IV

Metropolleşen İstanbul’da farklı aktörlerin öncülük ettiği süreçler

Processes led by different actors in metropolitan Istanbul

Bu projeler farklı aktörlerin öncülüğünde, birbirinden farklı süreçler olarak karşımıza çıkar. Bu bölümde; büyük ölçekli sermaye gruplarında, devlet planlama teşkilatlarında ve kentsel muhalefet ortamında yer alan mimarların etkinlik alanlarına dair kıyaslamalı analizleri yapılacaktır.

These projects come across as different processes led by different actors. In this chapter; Comparative analysis of architects’ fields of activity in large-scale capital groups, state planning agencies and urban opposition will be done.

i. A star architect project led by City administration and large-scale capital group:

I. Kent yönetimi ve büyük ölçekli sermaye grubu öncülüğünde bir star mimar projesi :

Zorlu Center

Zorlu Center

The idea of giving cities prestige with projects forms the basis of neoliberal policies implemented by the administration after 2000. In the last period of the development of the Maslak-Büyükdere axis, which progresses to the north endlessly, from 1980 to the present, the rise of a star architect project has been inevitable. However, Zorlu Center is an up-to-date and striking example of how urban partnerships and large capital groups partnerships in urban space.

Kentlere projelerle prestij kazandırma düşüncesi, 2000 sonrasında yönetimin uyguladığı neoliberal politikaların temelini oluşturur. Kuzeye doğru sonu gelmez bir şekilde ilerleyen Maslak-Büyükdere aksının 1980’den günümüze kadarki gelişiminin son periyodunda, kentin en ‘pahalı’ noktalarından birinde bir star mimar projesinin yükselmesi kaçınılmaz olmuştur. Bununla birlikte Zorlu Center, kent yönetimi ile büyük sermaye gruplarının ortaklıklarının kentsel mekanda karşılığına güncel ve çarpıcı bir örnek teşkil eder.

26


Şekil 15. Zorlu Center fotoğrafı // kaynak: https://emrearolat.com/project/zorlu-center-mixed-use-complex/ Figure 15. The photograph of Zorlu Center // source : https://emrearolat.com/project/zorlu-center-mixed-use-complex/

Özelleştirme İdaresi tarafından açılan ihaleyi kazanan Zorlu Gayrimenkul A.Ş’nin yapacağı ilk gayrimenkul yatırımı olarak, projede ilk hedeflenen, ‘prestij’ olmuştur. Proje için açılan yarışmada katılımcı ofislerin; uluslararası ve ulusal ödüller alınması, uluslararası ölçekte yayınların ve uluslararası jüri üyeliklerinin bulunması gibi kriterleri karşılamaları beklenir. Bahsedilen kriterler, star mimarlar için birer ölçüt olarak yorumlanabilir.

As the first real estate investment to be made by Zorlu Gayrimenkul A.Ş., which won the tender opened by the Privatization Administration, the first target in the project was ‘prestige’. Participating offices in the competition opened for the project; International and national awards, international publications and international jury memberships are expected to meet the criteria. The mentioned criteria can be interpreted as a criterion for star architects.

Projenin kamuoyuna sunulmasında mimarın önemi çok büyük olmakla birlikte, mimarım tasarım kurgusunu biçimlendiren ve etkinlik alanını sınırlayan pek çok etken bulunur. Emre Arolat, Evren Aysev ile yaptığı görüşmede1, proje prensiplerinin oluşmasında imar durumu, programın yoğunluğu ve arsanın konumunun üç temel veri olarak göz önüne alındığını ve tasarım kriterlerinin bu verilere göre şekillendiğini belirtmektedir. Projenin ana fikrini oluşturan ‘kamusal mekan-meydan’ unsurunu projede tutmak ve geliştirebilmek için, daha steril ve özel mekanlar isteyen işverene karşı mimari ekibin verdiği fikir mücadelesi, istediği sonuca tam anlamıyla ulaşamamıştır. Aysev’e göre bu senaryoda mimarın etkinlik alanı, kentlinin gündelik hayatına dair gündemi büyük sermayenin gündemine sızdırmaya çalışmakla sınırlıdır fakat son söz işverene aittir.

Although the importance of the architect is very important in presenting the project to the public, there are many factors that shape the architect’s design setup and limit the field of activity. In his meeting with Evren Aysev,1 Emre Arolat states that zoning status, the density of the program and the location of the plot are considered as three basic data and the design criteria are shaped according to these data. The architectural team’s idea struggle against the employer who wants more sterile and private spaces in order to keep and develop the ‘public spacesquare’ element, which constitutes the main idea of the project, could not reach the desired result. According to Aysev, in this scenario, the activity area of the architect is limited to trying to leak the agenda of the daily life of the city to the agenda of the big capital, but the last word belongs to the employer.

1Aysev, E.(2013)

1Aysev, E.(2013)

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

27

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 16. TOKİ öncülüğündeki Atakent ve Kayabaşı projelerinin karşılaştırmalı grafikleri Figure 16. Comparative charts of Atakent and Kayabaşı projects led by TOKİ

TOKİ’nin öncülük ettiği süreçlerde anonim mimarlar:

Anonymous architects in the processes led by TOKI:

Merkezi yönetimin ayrıcalıklı ve başat bir birimi olan TOKİ, düşük gelirlilerin konut ihtiyacının karşılanması amacıyla 1984 yılında kurulmuş, 2000 sonrasında yetkileri oldukça genişletilmiş ve böylece konut piyasasının büyük bir yüklenicisi haline gelmiştir. Sadece İstanbul’da değil, tüm Türkiye’de konut dokusunun üretiminde oldukça baskın bir aktör olan TOKİ’nin, mimari tasarımla ilgili birimi yoktur. Hangi şehirde yapılırsa yapılsın, benzer cephe ve tipolojilerle karşımıza çıkar. Projeler gelir grubuna göre değişiklikler gösterse de, bu değişiklikler tekdüzeliğin sınırları dahilinde gerçekleşir. Öyle ki ‘TOKİ mimarisi’ diye bir tabir bile kullanılmaya başlamıştır. Kısa sürede çok sayıda üretilmesi, ‘ev sahibi olma kolaylığı’ gibi niceliksel özellikleri ile öne çıkar ve pazarlanır.

TOKI, a privileged and dominant unit of central government, was established in 1984 with the aim of meeting the housing needs of low-income people, and after 2000, its powers were considerably expanded, thus becoming a major contractor of the housing market. Not only in Istanbul, all of which is quite a dominant actor in the production of tissue in Turkey TOKI’s housing, there is no unit related to architectural design. No matter which city is built, we come across similar sides and typologies. Although the projects vary according to the income group, these changes take place within the boundaries of monotony. In fact, even a term called “TOKI architecture” has been used. It is featured and marketed in a short time with its quantitative features such as its large number of production and “ease of having a home”.

Orta sınıfa yönelik konutların özel sektör ve TOKİ ortaklığında, hasılat paylaşımı yöntemiyle üretildiği süreçte mimari tasarım, tamamen müteahhit firmanın inisiyatifindedir. Projeyi üreten mimarlar süreçte inisiyatif almaz, salt teknik ve araçsal bir rol oynarlar. 1

Architectural design is entirely at the discretion of the contractor firm during the process where middle class houses are produced with the partnership of private sector and TOKİ with revenue sharing method. The architects producing the project do not take the initiative in the process, they play a purely technical and instrumental role1. 1 1Aysev, E.(2013)

1Aysev, E.(2013)

28


Şekil /Figure 17. Avrupa Konutları Atakent 3 Sitesi kaynak/source: http://www.avrupakonutlari3.com/foto-galeri

Şekil/Figure 18. Kayabaşı 17. Bölge -Bingöl Barka kaynak/source: http://www.bingolbarka.com/Project/kayabasi-17-bolge-konutlari/498/

Evren Aysev’in doktora tezinde Atakent 3 projesinin uygulayıcı firmasında ve TOKİ İstanbul Uygulama Dairesi’nde görev yapan mimarlarla yaptığı görüşmeler1e göre, Atakent 3 mimarının diğer aktörleri koordine eden ve inşaat sürecinin sorunsuz ilerlemesine katkıda bulunan, teknokrat rolü baskındır. Kamusal bir rolü ve görünürlüğü yoktur. Bu yönleriyle ‘anonim mimar’ rolüne sahiptir.

According to Evren Aysev’s doctoral thesis, according to the interviews he made with the architects working in the implementing firm of the Atakent 3 project and the TOKİ Istanbul Implementation Department1; the technocrat role of the Atakent 3 architect, which coordinates other actors and contributes to the smooth progress of the construction process, is dominant. It has no public role and visibility. With these aspects, it has the role of ‘anonymous architect’.

İstanbul’un yüz yıllık sürecinde anonim olma hali, genellikle devlet memuru olarak görev yapan mimarlar arasında sıkça görülürdü. Dolayısıyla TOKİ kurumu içindeki mimarların da teknokrat ve/veya anonim rollerinde olması da şaşırtıcı değildir. Buna karşın, sosyal konut tasarımına bir alternatif olarak açılan Kayabaşı bölge yarışması gibi alternatifler denenmiştir. Kayabaşı 17. Bölge Konutları ile sistemin eksikliklerine karşı mimarlık pratiği içinden bir çözüm üretmeyi amaçlayan Bingol Barka ortaklığı, projeyi uzun, çetrefilli, bol tartışmalı tasarım ve uygulama süreçlerinin ardından tamamlamıştır. Atakent 3 mimarının aksine, Kayabaşı’nda mimar kamusal bir rol üstlenmiş, işveren kurumu tasarım ve program konusunda ikna edebilmeyi başarmıştır.

Anonymity during the hundred years of Istanbul was often seen among architects working as civil servants. Therefore, it is not surprising that the architects within the TOKİ institution also have technocrat and/or anonymous roles. On the other hand, alternatives such as Kayabaşı regional competition, which was opened as an alternative to social housing design, were tried. Bingol Barka partnership, which aims to produce a solution from the architectural practice against the deficiencies of the system with Kayabaşı 17th Region Houses, completed the project after long, complicated, controversial design and implementation processes. Unlike Atakent 3 architects, the architect assumed a public role in Kayabaşı, and managed to convince the employer institution about the design and program.

1 Aysev, E.(2013)

1 Aysev, E.(2013)

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

29

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Şekil 19. Kuzguncuk BostanA Alternatif Proje Girişimi’nin karşılaştırmalı grafikleri Figure 19. Comparative charts of Alternative project initiative to Kuzguncuk Bostan

Kentsel muhalefet ve dayanışmacı mimarlık:

Urban opposition and solidarity architecture

Kuzguncuk BostanA Alternatif Projesi

Kuzguncuk BostanA Alternative Project

Çalışma kapsamında kurumsal ya da iktidari gücün sınırları içine girmeyen veya bu sınırları manipüle eden mimarlık biçimleri ve rolleri; sayıca az olmasından dolayı ‘öteki mimarlıklar’ olarak tariflenmiştir. Bunlar 1960 sonrasında dünyada denenmiş mimarsız mimarlık (architecture without architects), anarchitecture, katılımcılı mimarlık gibi alternatif mimarlık pratiklerinin Türkiye’deki benzer örnekleridir. Çalışmanın tariflediği öteki mimar rolleri kapsamında incelenen Kuzguncuk BostanA Alternatif projesi mimarın birden çok rol arasında (mahalleli, tasarımcı, aktivist vb.) hareket ettiği, tek bir role sığmayarak birden çok rolü barındırdığı bir mimari kimlik örneğidir.

Architecture forms and roles that do not fall within the boundaries of institutional or power or manipulate these boundaries; it has been described as ‘alternative architectures’ because of its low number. He has been tried in the world after 1960 architecture (architecture without architects), anarchitectur, as an alternative participatory architecture are examples of similar practices in Turkey. Kuzguncuk BostanA Alternative project, which is examined within the scope of other architect roles described by the study, is an example of an architectural identity where the architect moves between multiple roles (neighborhood, designer, activist, etc.) and accommodates multiple roles by not fitting a single role.

Kuzguncuk Bostanı’nın koruma mücadelesi, kentin müşterekleri ve kentsel muhalefet hareketlerinin İstanbul’daki güncel örneklerinden biridir. Bostan olarak korunması gerekli bu alan, ’86’daki imar planı değişikliği ve bu değişikliğe karşı açılan davalarla ve 1990, 2000 ve 2010’lardaki bilinçli yerel hareketler sayesinde korunabilmiştir. 1 1986 yılında başlayan

The protection struggle of Kuzguncuk Bostanı is one of the current examples of the city’s commons and urban opposition movements in Istanbul. This area, which has to be protected as Bostan, has been protected by the zoning plan amendment in ‘86 and the lawsuits filed against this change and the conscious local movements in 1990, 2000 and 2010. The struggle that started in 1986 reached a happy ending in 2014 with the BostanA Alternative Project Initiative.

1 Bostan’ın 1986 yılından beri verdiği mücadele ve proje hakkında detaylı bilgi için : Dayanışma Mimarlığı sergi kitabı, (2015) s.84-95, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul

30


Şekil/Figure 20. Kuzguncuk BostanA Alternatif Projesi

kaynak/source: https://www.dayanismamimarligi.org/katilimci.php?p=5&k=kuzguncuk-bostani

mücadele, 2014 yılında BostanA Alternatif Proje Girişimi ile birlikte mutlu sona ulaşmıştır.

BostanA Alternative Project Initiative process has created a new negotiation area between the city administration and the city dwellers, and the project program has been designed with people who lives in Kuzguncuk. The project focused on the right to use rather than the right to nationality and was aimed to produce alternative models.1 The architect aims to present a new proposal regarding the value of the urban part with the new urban uses and economic models proposed in this project. In this respect, it can be said that it has not only solidarity but also designer, innovative, thinker and idealistic roles. In a previous interview, Boğaçhan Dündaralp’s biggest role in this project, which describes the event area with the words: “There is both architecture with customers and without customers in my activity area.”2 it is the negotiator role between the city and the administration.

BostanA Alternatif Proje Girişimi süreci kent yönetimi ve kentliler arasında yeni bir müzakere alanı oluşturmuş, proje programı Kuzguncuklular ile birlikte kurgulanmıştır. Projede mülkiyet hakkından çok kullanım hakkına odaklanılmış ve alternatif modeller üretme amacı taşınmıştır. 2Mimar bu projede önerdiği yeni kentsel kullanım alanları ve ekonomik modeller ile kent parçasının değerine ilişkin yeni bir öneri sunmayı amaçlar. Bu yönüyle yalnız dayanışmacı değil, aynı zamanda tasarımcı, yenilikçi, düşünür, idealist rolleri barındırdığı söylenebilir. Daha önce bir söyleşide, ‘‘Etkinlik alanım içinde hem müşterili, hem müşterisiz mimarlık var.’’3 sözleriyle etkinlik alanını tarifleyen Boğaçhan Dündaralp’in bu projedeki en büyük rolü; kentli ile yönetim arasındaki müzakereci rolüdür. Kuzguncuklular proje ile birlikte bölgeyi nasıl kullanmak istediklerini tanımlamış, Üsküdar Belediyesi de bu istekleri dikkate alarak projeyi gerçekleştirmiştir. Bu sebeple mimar kendisini ve mesleki bilgisini sosyal bir aktör, bir katalizör rolünde aktarır ve mimarlığın bir iletişim aracı işlevi gördüğünü belirtir.

Kuzguncuklular has defined how they want to use the region with the project and Üsküdar Municipality has estimated the project by taking these requests into consideration. For this reason, the architect transmits himself and his professional knowledge as a social actor, as a catalyst and states that architecture acts as a communication tool.

2 BostanA Alternatif Proje Girişimi, Arkiv

1 BostanA Alternatif Proje Girişimi, Arkiv

3 İstanbul Para-Doksa, (2010)

2 İstanbul Para-Doksa, (2010)

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

31

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Değerlendirme

Evaluation

Değerlendirmede ilk olarak; mimarın -belki de işinin doğası gereği- çoğu zaman araçsal bir rol üstlendiği söylenebilir. Ancak bu araçsallık, farklı rollerde farklı koşullara hizmet ediyor. Mimarlık, tasarım yapmanın yanısıra ‘ikna edebilme, kabul ettirme işi’. Tasarım aşamasından kabul ettirme ve uygulama aşamalarına kadar mimar birçok rol üstleniyor. Her rolün avantajları olduğu kadar, dezavantajları da mevcut.

Firstly, in the evaluation; It can be said that the architect - perhaps due to the nature of his work - often plays an instrumental role. However, this instrumentality serves different conditions in different roles. In addition to designing, architecture is the ‘business of persuasion and acceptance’. From the design stage to the adoption and implementation stages, the architect plays many roles. Each role has its advantages as well as its disadvantages.

Star olmanın kazandırdığı avantajlar ve etkinlik alanı, işverenin gündemi ile sınırlı. Yine de bu rolün genel itibariyle, mimar müellif ve işveren arasında mutualist bir ilişki kurduğu söylenebilir. Projenin prestiji; hem mimarın imza değerini, hem de kentsel alanın rantsal değerini arttırıyor. Böylece iktidar da ‘star mimar’ rolünü destekliyor ve ondan faydalanıyor.

The advantages and effectiveness of being a star are limited to the employer’s agenda. Nevertheless, it can be said that this role generally established a mutualist relationship between the architect author and the employer. The prestige of the project; It increases both the signature value of the architect and the rant value of the urban area. Thus, the government supports the ‘star architect’ role and benefits from it.In the case of TOKİ, speed and cost oriented approaches prevail. The more irrelevant the design is, the architect becomes anonymized by reducing it to a technical and instrumental role. The field of activity is often limited to the job description given to it.The architect in the urban opposition environment draws a more active profile among the role forms. Event space is more flexible and balanced. In the project, which is given as an example to the participatory design model, it can be said that the architect plays the role of a negotiation tool between the users and the municipal administration.

TOKİ örneğinde ise hız ve maliyet odaklı yaklaşımlar hakim. Tasarım, ne kadar konu dışı kalırsa, mimar da bir o kadar teknik, araçsal bir role indirgenerek anonimleşiyor. Etkinlik alanı çoğu zaman ona verilen iş tanımıyla sınırlı. Kentsel muhalefet ortamındaki mimar ise rol biçimleri arasında daha hareketli bir profil çiziyor. Etkinlik alanı daha esnek ve dengeli. Katılımcılı tasarım modeline örnek olarak verilen projede mimarın, kullanıcılar ile belediye yönetimi arasında bir müzakere aracı rolü üstlendiği söylenebilir. Mimar rolleri etkinlik alanlarına etki eden pek çok faktörden yalnızca biri. Dolayısıyla, etkinlik alanlarından rolleri tespit edebilmek, veya bu alanları rollerin bir sonucu olarak yorumlamak indirgemeci bir sonuç doğuracaktır. Aynı zamanda, kalıplaşmış belirli rollerin ve mimarları bu rollere indirgemenin, çoğunlukla sermaye ve iktidarın işine geldiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden mimar rolleri de diğer toplumsal roller gibi, biyoiktidar mekanizmalarından biri olarak ele alınmalı ve sorgulanmalıdır Mimarların daha etkin olabilmesi için, kalıplaşmış rollerin içinde uzun süre kalmadan, roller arasındaki geçişleri ve manevra kabiliyetini geliştirmeleri gerekmektedir.

Architect roles are just one of many factors that affect the activity areas. Therefore, being able to identify roles from the activity areas or interpreting these areas as a result of the roles will have a reductionist outcome. At the same time, we can say that certain stereotypes and reducing architects to these roles are mostly in the business of capital and power. Therefore, architect roles, like other social roles, should be handled and questioned as one of the biopower mechanisms. In order for architects to be more effective, they need to improve their transition and maneuverability without staying in stereotypes for a long time.

32


Sonuç yerine

Instead of conclusion

Merkezkaç Tahayyüller

Unorthodox Imaginations

Öncelikle bu çalışmada, mimarlık ortamında görülen aktörleri, rolleri ve tarihsel gelişimlerini ortaya sermek, öncesini ve sonrasını açmak, daha sonra bu rolleri yapıbozuma uğratarak parçalamak ve yeni roller tahayyül etmek hedeflendi. Tahayyül edilen yeni rollerin ilk özelliği ‘rol’ olmaktan çıkması olacağından, keskin tariflerden kaçınmak gerek. Bu yüzden bu bölümde bir tahayyül resmedilmeyecek; bunun yerine merkezkaç tahayyüller için nelere bakılması, nelerin değiştirilmesi gerektiğinden bahsedilecek.

First of all, in this study, it was aimed to reveal the actors, their roles, and historical developments in the architectural environment, to open the before and after, then to deconstruct these roles and imagine new roles. Since the first feature of the imagined new roles will cease to be ‘roles’, it is necessary to avoid sharp recipes. Therefore, no images will be depicted in this section; instead, we will talk about what to look for and what to change for unorthodox imaginations.

Metropolleşme sürecinde uygulanan kapitalist ve neoliberal politikalarla mimarın ‘pazarlama aracına’ indirgendiği star mimar rolü başlıca olmak üzere mimar rolleri, giderek etkisini yitirmekte. Birçok ofis, müşterili işlerinden ayrı olarak müşterisiz, arastırma projeleri yürütüyor, yeni pratikler üzerinde çalışıyor. Mimarlık mesleği içinde iş tanımları ve çeşitlilik giderek çoğalıyor. Böylece mesleki pratiklerin ve mimar rollerinin giderek tanımsızlaştığını ve özgürleştiğini söylemek mümkün.

With the capitalist and neoliberal policies implemented in the process of metropolitanization, architect roles, especially the star architect role, where the architect is reduced to the ‘marketing tool’, are gradually losing their influence. Many offices carry out research projects and work on new practices, apart from customer jobs. Job descriptions and diversity are increasing in the architectural profession. Thus, it is possible to say that professional practices and architect roles are becoming increasingly undefined and liberated.

Özellikle son yirmi senede, uluslararası bağlantıların giderek güçlenmesi ve farklı coğrafyalardaki mimarlık pratiklerinin deneyimlenebiliyor olması ile merkezkaç tahayyüller daha etkili hale geliyor. Bu tahayyüller içinde yenilikçi,toplumcu, sanatsal yaklaşımlar görülüyor. Örneğin, iktidarın kent üzerindeki doğrudan ve dolaylı müdahalelerine karşı gelişen kentsel muhalefet ortamında görünür hale gelen, politik duruşunu mimari praksisten ayırmayan mimarların, sivil inisiyatiflerin sayısı giderek artmakta. Bienaller, disiplinler arası çalışmalar, sanatsal pratikler ve yeni medya araçları ile söylem alanları genişlemekte. Bu söylem alanları içinde genelgeçer başarı kriterlerinin, değerlendirmelerin, üretim yöntemlerinin değiştiği merkezkaç tahayyüller için; mimarları sabitleştiren bütün rolleri, kalıpları yok etmek ve yeni hareketlerin önünü açmak gerekmektedir.

Especially in the last two decades, unorthodox imaginations are becoming more effective with the gradual strengthening of international connections and the experience of architectural practices in different geographies. Innovative, socialist, and artistic approaches are seen in these imaginations. For example, the number of architects and civil initiatives, which have become visible in the urban opposition environment that develops against the direct and indirect interventions of power on the city, that does not separate their political stance from architectural praxis, is increasing. Discourses are expanding with biennials, interdisciplinary studies, artistic practices, and new media tools. For unorthodox imaginations in which general success criteria, evaluations, and production methods change within these discourse areas; It is necessary to destroy all the roles, patterns that fix the architects and to pave the way for new movements.

Sevgi ve dayanışma ile...

With love and solidarity ...

İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller

33

Being an Architect in İstanbul: Unorthodox Imaginations


Kaynakça I References 13. İstanbul Kurtuluş, H. (2005) İstanbulda Kentsel Ayrışma Mekansal dönüşümde Farklı Boyutlar, Bağlam Yayınları, İstanbul

1. Akpınar, İ.Y., Aysev, E., (2011) ‘Küreselleşen İs-

tanbul’da bir Sosyal Aktör Olarak Mimarın Rolü’, Mimarlık Dergisi, TMMOB Yayını, Ankara 2. Akpınar, İ. Y., (2010) Osmanlı Başkentinden Küreselleşen İstanbul’a:Mimarlık ve Kent 1910-2010, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, İstanbul

14. R. Katz, (2008) “Finding Balance: How to be an Architect, an Environmentalist and a Developer”. Expanding Architecture:Design As Activism: ed. By Bell, B.& Wakeford, K., Metropolis Books, N.Y.

3. Aysev, E. (2018) Bugünün Türkiyesi’nde Mimarlık?, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul

15. Stewart, T. A., (1997), Intellectual Capital : The New Wealth of Organizations, Nicholas Brealey Publishing, Londra

4. Aysev,E.(2013), Kentsel Mekan Üretim Süreçlerinde Mimarın Rolü: İstanbul Örneği, Doktora Tezi, İTÜ, İstanbul

16. Şimşekalp Ercan, T. (2015) ‘Mimarın Entelektüel “Sermayesi” ve Tasarımda Değerlilik İllüzyonu’, Arredamento Mimarlık Dergisi, sayı: 266, Boyut, İstanbul

5. Aysev E. (2013), Günümüz İstanbul’unun Yapılı Çevre Üretim Süreçlerinde Mimari Varoluşlar, Arredamento Mimarlık Dergisi, sayı: 266, Boyut, İstanbul.

17. Tanju, B. (2003) ‘Mimarlık ve Toplumsal Sorumluluk’ Arredamento Mimarlık Dergisi, sayı:153, Boyut, istanbul

6. Bartu Candan, A., Özbay C., (2014) Yeni İstanbul Çalışmaları Sınırlar, Mücadeleler, Açılımlar, Metis Yayınları, İstanbul

18. Tanyeli, U. (2016) Yıkarak Yapmak : Anarşist bir Mimarlık Kuramı İçin Altlık, Metis Yayınları, İstanbul

7. Dayanışma Mimarlığı sergi yayını, (2015) TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul

19. Tanyeli U., (2007) Mimarlığın Aktörleri: Türkiye 1900-2000, Garanti Galeri, İstanbul

8. Dündaralp B., Kıyak İngin A., Kozikoğlu N., (2010) İstanbul Para-Doksa Kent ve Mimarlık Üzerine konuşmalar, Garanti Galeri, İstanbul

20. Tanyeli U. (2004) İstanbul 1900-2000 Konutu ve Modernleşmeyi Metropolden Okumak, AKın Nalça Kitaplığı, İstanbul

9. Ergut Altan E., Akpınar İ.Y., Akay Z., ‘Cumhuriyet Döneminde İstanbul’da Mimarlık’ Büyük İstanbul Tarihi VIII. Cilt, İBB Kültür, İstanbul

21. Tekeli, İ. (2013), İstanbul’un Planlanmasının ve Gelişmesinin Öyküsü, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul

10. Gündoğdu, İ. E. (2011) Mimarlıkta ve Mimarlık Eğitiminde Aktivizm, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, İstanbul

22. Tümertekin, E. (1997) İstanbul İnsan ve Mekan, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 23. UluEngin Ö., Görgülü T., (2014) ‘Mimarlıkta Bir ,Karşı Duruş Tavrı Olarak ‘Anarchitecture’’, Megaron 9(4), İstanbul

11. Hasol, D. (2017), 20. Yüzyıl Türkiye Mimarlığı, YEM Yayınları, İstanbul

24. Üngür, E. (2017) Kentsel Bir Alyapının Biyopolitikası: D-100 Karayolu, Doktora Tezi, İTÜ, İstanbul

12. İstanbul 1910-2010 Kent, Yapılı Çevre ve Mimarlık Kültürü sergisi kataloğu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul

34



İstanbul’da Mimar Olmak: Merkezkaç Tahayyüller Being an Architect in Istanbul: Unorthodox Imaginations Rengin Aytan


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.