Anahtar kelimeler: Müphem Alan (Terrain Vague), I. Sola Morales, İşlevsizliğin İşlevi, Stalker, Tarkovsky
Keywords: Terrain Vague, I. Sola Morales, Usefulness of Uselessness, Stalker, Tarkovsky
Çağdaş kentin dinamik yapısı gereği kent içinde sürekli değişim ve dönüşümler yaşanmakta-dır. Yaşanan bu hızlı değişim ve dönüşüm süreci kentte gelişme ve bozulmayı aynı anda meydana getirmektedir. Yapılan yeni mekânsal düzenlemeler işlevsel bir takım yeni çözüm-ler sunarken, işlevselliğini yitiren ya da üretken olmayan başka alanları da ortaya çıkarır. Kendisini kent yaşamının dışına itilmiş olarak bulan bu alanlar, genellikle işlevsiz, boş ya da etkinliğini yitirmiş, terkedilmiş şekilde karşımıza çıkar.
Due to the dynamic structure of the contemporary city, there is a constant change and transformation within it. This rapid change and transformation process brings development and deterioration to the city at the same time. New spatial arrangements offer functional solutions, while revealing other areas that are not functional or productive. These areas, which find themselves pushed out of urban life, are often disfunctional, empty or ineffective, abandoned. In literature, these fields are often seen as dead, idle, and wasteful, as it can be seen from different definitions such as ‘Wasteland’, ‘derelict area’, ‘No Man’s Land’ made by different researchers. With the gradual shift of the concept of building design, which emphasizes the functionality of modern planning, the general approach to urban planning has been to put an end to idle situations, to reassess function and to revive it with temporary use. Is it customary to assume that there is a completely negative meaning about the condition of areas that do not have a defined function in the city, or that positive evaluations can be achieved through the hidden potentials of those areas that are often ignored?
Literatürde farklı tarihlerde, farklı araştırmacılar tarafından yapılan ‘’Wasteland’’, ‘’Derelict Area’’, ‘’No Man’s Land’’ gibi tanımlamalardan anlaşılacağı gibi bu alanlar genellikle ölü, atıl, kimsesiz ve yitik olarak görülmüştür. Modern planlama anlayışının işlevselliği ön planda tutan yapı tasarlama anlayışının giderek kentsel planlamaya kaymasıyla da genel yaklaşım; atıl durumlarına son verilmesi, yeniden ele alınarak işlev kazandırılması ya da geçici kullanımlarla canlandırılması yönünde olmuştur. Alışılagelmiş bu yaklaşımla, tanımlanmış bir işlevi olmayan alanların kent içindeki duruşlarına dair tamamen negatif bir anlam mı yüklenmeli yoksa genellikle görmezden gelinen bu alanların gizli potansiyelleri üzerinden pozitif değerlemeler sağlanabilir mi?
The Spanish architect Ignasi De Sola Morales stated that the absence of use and activity in these areas had a positive relationship with the sense of freedom and the expectations of future possibilities, and defined these areas as ‘’Terrain Vague’’ and emphasized that these areas could be evaluated under different approaches with their existing potentials. Morales’s approach was seen as a starting point in this study to discuss new approaches to the terrain vagues.
İspanyol Mimar Ignasi De Sola Morales bu alanlardaki kullanımın ve aktivitenin yokluğunun, özgürlük duygusu ve ileriki olasılıkların beklentisi ile pozitif yönde bir ilişkisi olduğunu ifade ederek, bu alanları ‘’Müphem Alan’’ (Terrain Vague) olarak tanımlamış ve söz konusu alanların mevcut potansiyelleri ile farklı yaklaşımlar altında değerlendirilebileceğinin üzerinde durmuştur. Morales’in bu yaklaşımı müphem alanlara dair yeni açılımları tartışmak için çalışmada bir başlangıç noktası olarak görülmüştür.
İstanbul’da Müphem Alanların İzini Sürmek
Can unidentified areas offer users a sense of freedom? Does the state of functional uncertainty produce alternative meanings? Which feelings does the atmosphere of the terrain vagues con-
34
Tracing Terrain Vague in İstanbul