ekonomik-nokta-gazetesi-283

Page 1

Sayfa 3

Sayfa 4

Sayfa 9

Sayfa 10

NOKTA Ekonomik

Aktüel Siyasi Ekonomi Gazetesi 23 - 31 Mayıs 2020

Yıl 15

Sayı : 282

Fiyatı: 10 TL

EKONOMİK KÜÇÜLMEYE İKİ YIL DEVAM

Sayfa 2

TİM Maden Sektör Kurulu’ndan madencİlİk eğİtİmİne dopİng Sayfa 12

Süt ve süt ürünlerİ İhracatçIları Çİn pazarıyla Sayfa 13 hedef büyüttü Turkİsh Cargo İzmİr’den seferlerİne başlıyor Sayfa 14

XL Mİmarlık+ Mühendİslİk’e İkİ Ödül Bİrden! Sayfa 21

HEDEF KİTLENİZE ULAŞMANIN ADRESİ WORLD MEDIA GROUP ...


EKONOMİK NOKTA

Ekonomik Gündem

GÜNCEL - BAKIŞ

23 - 31 Mayıs 2020

CARİ AÇIK VE EKONOMİK BÜYÜME

ilker kaplan

T

ürkiye; Buharın devreye girdiği I. Sanayi devriminden bu yana teknolojiyi geriden takip eden bir yapıya sahip. Onun için de “katma değerli üretim” yapılamamakta, ithalata dayalı montaj sanayine dayalı üretim ile de sürekli cari açık verilmekte. Hepimizin bildiği üzre; içinde katma değerli - teknolojik bilimsel bilgi taşıyan stratejik ürünlerin, yüzde 95’ini dışarıdan temin ediyoruz. Ülkemizin farklı Organize Sanayi Bölgeleri’nde bu mamülleri bir araya getirip, ihracata hazır ürünler haline getiriyoruz. İşte Cari Açık tam bu noktada ortaya çıkıyor. Ürettiğimiz ürünün; para eden kısmını yurtdışından getirdiğimiz için cari açık artıyor. Ne kadar çok üretim ve üretimi destekleyen ithalat yaparsak; o kadar cari açık veriyoruz. Ülkemizin ihracatı, 2017 yılında 157 milyar 94 milyon dolar olarak gerçekleşirken, ithalatımız 234 milyar 156 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu durumda 2017 yılında ekonomimizde 77 milyar 62 milyon cari açık verildiğini gösterdi. İhracatımız 2016 yılına göre %10,2 artış gösterirken, ithalatımız ise %17,9 oranında artış yaşadı. Ülkemizin toplam dış ticaret hacmi 391 milyar 250 milyon dolar olarak tamamlandı. 2017 yılında toplam ihracatımızın toplam ithalatımızı karşılama oranı %67,1 olarak hesaplandı. (Kaynak-TUİK) Bu dönemde GSMH’deki büyüme de son yıllardaki önemli büyüme rakamlarından birisi olarak tarihe geçti : % 7.4 … 2017 yılı ülke ekonomisinde, cari açık “pik yaptı”, 77 milyar dolar civarı bir açık verdik.

2018 yılında ise 50 milyar dolar civarı açık verilirken; 2019 senesinde uzun süredir ilk kez cari açık vermedik. TÜİK verilerine göre; 1.5 milyar dolarlık bir cari fazla verdik. Bu bir açıdan sevindirici bir gelişme gibi görünebilir. Ancak Kendi üretim hatlarında, kendi hammaddesi ile kendi üretimini yapan ülkeler için sevindirici bir gelişmedir. Üretimi ithalata dayanan; bizim gibi ülkelerde; daha az üretim, daha az büyüme ve daha az istihdam, daha çok işsizlik ve ekonomik daralma işareti taşır. Nitekim; 2017 verilerinde gördüğümüz 77 milyar dolarlık cari açığın yarattığı, üretim ve büyüme getirisini; 2019 senesinde tüketmiş durumdayız. Türkiye olarak bize ait olmayan o parayı bitirdik. 2019’da ise bize ait olmayan öyle bir para da ortada yok. Bu aynı zamanda üretimin minimize edildiği, üretimi destekleyen ithalatın yok denecek kadar az yapıldığı anlamı taşır. Bütün Endüstri sektörü; özellikle otomotiv, makine ve yan sanayileri gibi katma değerli üretimin yoğun olduğu sektörlerde; veriler iki yıl öncesinden ortaya çıkar ve iki yıl sonrasının verilerini yaşarsınız. 500 Miyar Dolarlık İhracat Hedefi Artık Hayal Ayrıca yukarıdaki ekonomik göstergeler ışığında; 2023’e kadar 500 milyar dolar ihracat hedeflerinin tutma ihtimali ortadan kalkmış durumda. Bu hedefler ortaya konulduğunda; Otomotiv, makine ve diğer yan sanayi sektörlerinin basın toplantılarında bu hedefin; “ham hayal” olduğunu defalarca kez söylemiştik. Bu bir kez daha doğrulandı. Bu

Künye Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu yazı işleri Müdürü İlker Kaplan Reklam Halkla İlişkiler Hatice Karabay Reklam Müdürü Zafer Altın İdari İşler Müdürü Ayşe Savranoğlu Grafik Tasarım Simge Savranoğlu Yazı İşleri Defne Deniz Baskı World Media Group Baskı Merkezi Yönetim Yeri Akşemsettin Mah Güneş Sok No 48 / 1 Eyüp / İstanbul web www.ekonomiknokta.com e-mail gazete.haber@gmail.com Ekonomik Nokta Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz.

2

500 milyar dolar hedefin ayakları yere basan gerçekçi donelerle oluşturulmadığı ortaya çıktı. Çok değil üç yıl sonra hükümet, kendisini yalanlayıp bizi doğrulayan, ithalatı zorlaştıran vergileri ve çeşitli yasaları devreye soktu. Bilimsel, inovatif, katma değer yaratan ürünler üretmediğiniz; akla, teknolojiye arge yatırımları yapmadığınız, ilköğretimden – üniversiteye eğitiminizi mistik kurgulardan kurtarıp, yönünüzü bilime çevirmediğiniz sürece bu durum bu şekilde devam eder. Bu gün “düş” dediğinizde düşmeyen dolar – euro – altın üçlüsü dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan vergiler koymanıza karşın arsızlaşır, hiç düşmez. Alım gücünüzü dışarıdan aldığınız borçla ve normal olmayan yollarla diri tutmaya çalışırsınız. Yapamazsınız. Borç sarmalı içerisinde çöküşe doğru gidersiniz. Bu ülkenin gerçek yurtseverleri olarak sürekli bu durumu dillendirdik. Sizin olmayan bir parayı yediniz. 1950’den beri böyle…1980’le ivme kazandı bu durum ve son 18 yıldır tavan yaptı. Ayrıca son on sekiz yıldır beğenmediğiniz cumhuriyetin tüm kazanımlarını sattınız. Üretmeden, kazanmadan yabancı sermayeli bankaların size verdiği krediler ile harcadıkça harcadınız. Bir devlet politikası olarak tüketim toplumu ve borçlanarak kalkınma stratejisi izlediniz. Bu son yetmiş yılın sağ hükümetlerinin ekonomi politikasıydı çünkü. Şimdi duvara dayandık. Gidecek yer yok. 437 milyar dolar dış borç ta ödenmeyi bekliyor. Sermayeyi yavaş yavaş yurtdışına taşıyan;

Muhafazkar ve Maneviyatçı hükümetimizin, bir o kadar da pragmatist burjuvalarına gelince. Doğan grubunun elindeki medyayı satması, Ülker grubunun dahil olduğu Yıldız Holdingin ve Demirören Grubu gibi birkaç büyük grubun yurtdışına sermaye transferi bir iktidar değişiminde yaşayabilecekleri sıkıntılardan kaynaklı olabilir. Yabancı sermaye kaçışında ve ülkeye gelmemesinde ise; hepimizin bildiği hukukun birkaç yıldır askıya alınması ve güven vermemesi etkili. “Evrensel Hukuk” kurallarının askıya alındığı, bırakın demokratik-cumhuriyetle yönetilen ülkeleri, asgari devlet hukukunun geçerli olduğu ülkelerde bile olmayacak “hukuki” kararlar sadece içeride bizim değil, dışarıda tüm ülkelerin ve yatırımcıların dikkatini çekmekte. Ekonomi iyi değil. Toplumun azıcık okumuş; mürekkep yalamış ve belirli bir standart yakalamış olanları bunu hissetmiyor olabilirsiniz - olabiliriz. Ancak durum öyle değil. Genç nüfus içinde işsizlik % 27 ( TUİK verisi. resmi rakamı ciddiye alsak bile kriz çanlarının çaldığı rakam olduğunu görürüz. Buradan çıkarılacak temel sonuç ise; 2023 yılının 2022’den, 2022’nin, 2021’den daha zor geçeceğidir. 2020’nin 2019’dan zaten çok daha zor geçtiğini hepimiz biliyoruz. Bu tabloyu yalnızca Covid – 19’un üzerine yıkıp kurtulamaz hiç kimse.

İlker Kaplan www.worldmediagroupe.com


EKONOMİK NOKTA

FİNANS

23 - 31 Mayıs 2020

Yurtdışı swap DB’NİN yenİ İşlemlerİ ekonomİstİ: dİPTE “Türkİye kötüye gİdİyor” b Swap işlem miktarı 11 Mayıs’ta 51 milyon dolara geriledi

ankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) son dönemde attığı adımlar, bankaların yurt dışı bankalarla yaptığı swap işlemlerinin günlük hacmini adeta sıfırladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) internet sitesinde yayımladığı bankaların Türk Lirası karşılığı Döviz işlemleri veri setinde, söz konusu işlemlerin günlük hacminin 11 Mayıs’ta 51 milyon dolara kadar gerilediği görüldü. İLK SINIRLANDIRMA AĞUSTOS 2018’DE YAPILMIŞTI

Hatırlanacağı gibi, Ağustos 2018’deki kur ve faiz yükselişinden sonra BDDK yurt dışı bankalar ile yapılan türev işlemleri bankaların yasal özkaynaklarının belirli bir oranıyla sınırlandırmıştı. Bu oran kademe kademe düşü-

rülüp vade kriteri de eklenmişti. Bu şekilde yurt dışı Türk Lirası likidite miktarı sınırlandırılmıştı. Söz konusu bu ilk düzenlemeler öncesinde 10 milyar dolara kadar yükselen günlük işlem hacmi, düzenlemeler sonrası kısa zamanda 2 milyar dolara kadar geriledi.

Öte yandan yurt içi ve yurt dışı Türk Lirası likidite havuzunun keskin bir şekilde ayrılması, iki finansal piyasa arasında faiz farklarını da beraberinde getirdi. Yurt dışı piyasada oluşan faiz seviyesi de zaman zaman TCMB’nin politika faizinden negatif veya pozitif şekilde ayrıştı. BDDK’nın bir sonraki swap hamlesi ise 12 Nisan’da gelmişti. İşlem limitlerinde yapılan güncellemenin ardından mart ayında günlük ortalama 2.4 milyar dolar olan işlem hacmi, mayısın ilk altı işlem gününde ortalama 127 milyon dolara kadar geriledi.

Dünya Bankası baş ekonomistliğine atanan Prof. Reinhart, salgının gelişmekte olan ülkelerdeki maliyetinin ağır olacağını belirterek ‘Türkiye, Güney Afrika ve Nijerya kötüye gidiyor’ dedi.

H

arvard Üniversitesi profesörü Carmen Reinhart, Dünya Bankası’na Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomist olarak atandı. 15 Haziran’da görevine başlayacak olan Reinhart, Bloomberg’e verdiği ilk röportajında koronavirüs salgını nedeniyle yoksulluk ve sermaye çıkışlarındaki sıçramanın yanı sıra emtia fiyatlarındaki düşüş de dahil olmak üzere, gelişmekte olan birçok ekonominin ciddi stresle karşı karşıya olduğunu söyledi. salgının gelişmekte olan ülkelerdeki etkisinin çok daha derin olacağını vurgulayan Reinhart, “Türkiye, Güney Afrika ve Nijerya kötüye gidiyor. Ekvador ve Arjantin zaten borçlarını ödeyemedikleri için temerrüde düştü. Bunların hepsi büyük gelişmekte olan ülkeler. Salgının bu ülkelere maliyeti çok daha ağır olacak” dedi.

‘Çin kredi versin’ Reinhart, son zamanlarda Modern İpek Yolu Projesi’yle altyapı projelerine kredi sağlayan Çin’i de gelişmekte olan ülkelerin borçlarını hafifletmeleri için destek olmaya çağırdı. Reinhart, “Dünyadaki en büyük resmi kreditör açık ara Çin’dir. Eğer Çin borç sağlama konusunda tam olarak yetkilendirilmezse, G20 girişiminin desteği ya daha kısıtlı olacaktır ya da hiç. Eğer tasarruflar Çin’e borçları geri ödemek için kullanılacaksa bu bir trajedi olacaktır” diye konuştu. Dünya Bankası’ndaki görevine 15 Haziran’da başlayacak olan Reinhart 1955 yılında Küba’da doğmuş, 1966’da ailesiyle birlikte ABD’ye göç etmişti. Uluslararası finansal sistem, borç ve bankacılık krizleri gibi alanlarda çalışmaları olan Reinhart, IMF ve ABD Merkez Bankası’nda (Fed) danışmanlık yapmıştı.

Altına yenİ vergİ Altına dün getirilen valör uygulamasından sonra bugün de vergi alınacağı açıklandı. Altın ve diğer maden alımlarına kambiyo vergisi alınacak!

B

ankalardaki vadesiz hesaplardan altın ve diğer maden alımı kampiyo vergisi kapsamına alındı. Buna göre, bazı altın alımsatım işlemlerinden binde 2 oranında vergi alınacak. Bir bankacılık kaynağının

verdiği bilgiye göre; Hazine tarafından dün bankalara gönderilen yazıda, vadesiz veya yatırım hesabından yapılan altın ve gümüşün de aralarında bulunduğu kıymetli maden alımlarının artık kambiyo işlemi olarak değerlendirileceği belirtildi. Buna göre fiziki teslimat olmaksızın yapılan kıymetli

maden satım işlemlerinden, döviz alım satımında uygulandığı gibi binde 2 oranına kambiyo muamele vergisi alınacak. Bu karar ile aynı gün BDDK da 100 gram ve üzeri altın alımına bir gün valör uygulama kararı almıştı.

3


EKONOMİK NOKTA

FİNANS

23 - 31 Mayıs 2020

MB REZERVLERİ Ekonomİstler, ERİYOR MB’nİn faİz kararını M YORUMLADI Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervi 15 Mayıs itibarıyla, bir önceki

haftaya göre 2 milyar 255 milyon dolar dolar azaldı ve 48 milyar 894 milyon dolara geriledi.

zervlerleri 35 milyar 535 milyon dolar; brüt döviz rezervleri ise 48 milyar 894 milyon dolar oldu.

erkez Bankası,15 Mayıs haftasına ait haftalık para banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre, MB’nin toplam rezervleri 84 milyar 429 milyon dolar, altın re-

Merkez Bankası brüt rezervi 13 Aralık 2013’te 115 milyar 144 milyon dolar ile tarihi zirvesini görmüştü. Brüt döviz rezervleri 2019 sonunda 81 milyar 240 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu..

2013 yılında zirveyi görmüştü

Merkez Bankası, 50 baz puanlık bir indirim daha gerçekleştirerek politika faizini yüzde 8,25’e çekti.

15 Mayıs itibarıyla Merkez Bankası’nın son bir yıllık rezerv gelişimi şöyle:

Tarih ---------15-05-2020

Altın

Brüt

Rezervi

Rezerv

----------

Toplam Rezerv

----------

35.535 48.894

---

Altın Tarih ----------

Brüt

Rezervi ----------

Toplam Rezerv

Rezerv

----------

---

84.429

08-11-2019 26.606

75.430 102.036

08-05-2020 34.684

51.149

85.833

01-11-2019 27.003

78.274 105.277

30-04-2020 34.786

51.457

86.243

25-10-2019 26.481

78.504 104.985

24-04-2020 33.786

52.661

86.447

18-10-2019 26.406

78.085 104.494

17-04-2020 33.959

53.952

87.911

11-10-2019 25.809

78.396 104.205

10-04-2020 32.872

56.048

88.920

04-10-2019 25.990

79.841 105.831

03-04-2020 31.306

58.248

89.554

27-09-2019 26.051

75.655 101.706

27-03-2020 31.325

64.081

95.406

20-09-2019 25.855

77.184 103.039

20-03-2020 28.305

65.143

93.448

13-09-2019 24.952

75.923 100.875

13-03-2020 31.690

72.475 104.165

06-09-2019 25.567

76.285 101.852

06-03-2020 31.695

75.140 106.835

30-08-2019 25.709

75.796 101.505

28-02-2020 30.411

77.414 107.825

23-08-2019 24.708

76.826 101.534

21-02-2020 29.652

73.019 102.671

16-08-2019 25.266

77.423 102.689

14-02-2020 28.585

75.471 104.056

09-08-2019 24.893

79.217 104.110

07-02-2020 28.298

74.462 102.760

02-08-2019 23.169

75.400

98.569

31-01-2020 27.520

74.856 102.376

26-07-2019 23.417

74.971

98.388

24-01-2020 26.840

77.512 104.352

19-07-2019 23.253

75.067

98.320

17-01-2020 28.106

78.350 106.456

12-07-2019 23.195

75.683

98.878

10-01-2020 27.947

78.267 106.214

05-07-2019 23.124

74.124

97.248

03-01-2020 27.469

77.953 105.422

28-06-2019 22.853

73.544

96.397

27-12-2019 25.079

81.240 106.319

21-06-2019 22.785

74.225

97.010

20-12-2019 26.429

78.271 104.700

14-06-2019 21.652

75.755

97.407

13-12-2019 25.983

77.898 103.881

07-06-2019 21.485

74.896

96.381

06-12-2019 26.823

79.046 105.869

31-05-2019 20.517

75.038

95.555

29-11-2019 26.475

78.274 104.749

24-05-2019 20.455

73.092

93.547

22-11-2019 26.577

78.813 105.390

17-05-2019 20.727

71.748

92.475

15-11-2019 25.392

78.053 103.445

10-05-2019 20.664

72.994

93.658

03-05-2019 20.418

72.633

93.051

4

F

aiz oranlarında nisan ayında 100 baz puan, son sekiz toplantısında ise 1525 baz puan indirim yapan Merkez Bankası, 50 baz puanlık bir indirim daha gerçekleştirerek politika faizini yüzde 8,25’e çekti. Peki ekonomistlerin faiz kararına tepkisi ne oldu? İktisatçı Mustafa Sönmez ise Merkez Bankası’nın kararı sonrasında Türkiye ekonomisine ilişkin, “Ne işe yarayacak? Herkes kredi kullanmak için kuyrukta sanki. Tüketici bu faizle konut, otomobil kredisi, ihtiyaç kredisi mi kullanacak, firmalar krediye mi koşacak? Çıkamayan candan umut kesilmiyor işte. Ezber, aynı ezber” eleştirisinde bulundu. Merkez Bankası’nın kararını açıklamasından önce beklentisini, “Benim faiz indirim beklentim 100 bp. Bunun ekonomik nedenler kadar davranışsal bir tepkiyle de olacağını düşünüyorum. Psikolojik olarak % 8 altında bir faiz isteniyor olabilir” diyerek açıklayan ekonomist Prof. Dr. Burak Arzova, açıklama sonrasında şöyle yazdı: “TCMB temkinli durarak 50 Bp faiz indirimi gerçekleştirdi. Piyasa beklentileri ile birebir aynı hareket etti. Yeni faiz oranı % 8,25” Ekonomist Hayri Tüfekçioğlu, Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından şu paylaşımda bulundu. “TCMB

Covid-19

kaynaklı

Talep

şoku,

kurulamayan Swap hattı ve İktisadi faaliyetteki yavaşlamanın ekonomi ve kur üzerinde yarattığı baskı yerine, güdümüne girdiği çevreleri rahatlatmak için, min. sabit tutması gereken Faizi 50 bp indirerek % 8,25 seviyesine çekti.” Ekonomist Timothy Ash de, sosyal medya hesabında faiz kararı için şu değerlendirmede bulundu: “TCMB politika faiz oranlarını sadece 50 baz puan düşürüyor. Sanırım bazı insanlar daha fazlasını bekliyordu. Sanırım lira hâlâ tam anlamıyla düzlüğe çıkmadı ve swap cephesinde hâlâ kesin bir haber yok.” Ekonomist Emre Alkin de, faiz kararının kendisini şaşırtmadığını ifade ederek, bloğunda yayımlandığı yazısına işaret etti. Ekonomist Banu Kıvcı Tokatlı da, “TCMB’den faiz indirim boyutunda indirim: 100bp’den 50bp’ye. Enflasyonun 2H’de belirgin düşmeye başlaması öncesi yüksek kalacağına dair öngörü ana etken gibi. Önceki faiz notunda yıl sonu tahmininde aşağı yönlü risklere dikkat çekerken, şimdi tahminle uyumlu görünüm öne çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu. İktisatçı Rafet Gürkaynak, faiz kararına ilişkin olarak, “MB’nin web sayfasındaki enflasyon grafiğinde enflasyon hedefi olan %5 grafiğin eksenine girememiş. Neyse ki para politikasında temkinli duruşlu negatif reel faiz var” yorumunu getirdi.


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRi

23 - 31 Mayıs

2020

Koronavİrüs Dönemİ ve Sonrasında Üretİmde Dönüşüm T

• YCM – Akıllı Üretim • SEYI – Virüs Sonrası Dönemde Damgalama/ Presleme Üretimi • Kao Ming – Yarının Trendleri – Hızlı, Esnek ve Gelecek • Jainherr Machine - Yüksek Hassasiyetli Taşlama 21 Mayıs 2020 Türkiye saati ile saat 10:00’da Koronavirüs Makinesi Uygulamaları Dönemi ve Sonrasında Üretimde Dönüşüm konulu makine • Advantech - İşletmeler Covid 19 krizine nasıl ve takım tezgahı sektöründe faaliyet gösteren önemli tepki veriyor? Tayvanlı firmaların katıldığı WEBEX yazılımı aracılığıyla online bir sunum programı gerçekleştirildi. Dünyanın farklı Daha fazla detayı aşağıdaki linkte bulabilirsiniz. ülkelerinden yüzlerce sektör profesyonelinin katıldığı web https://bit.ly/2YI8W3g seminerin World Media Group olarak takip ettik. www.taitra.org.tw www.taiwantrade.com.tw www. Firma bilgileri ve konuları aşağıdaki gibidir; taiwantradeshows.com.tw ayvan’ın kar amacı gütmeyen ticaret geliştirme kuruluşu TAITRA’nın (Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi) tarafından organize edilen; web seminerleri dizisinin ikincisi 21 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirildi.

Geçtiğimiz yıl bu günlerde dünyanın önemli yayın gruplarından onbeş teknoloji, endüstri ve ekonomi gazetecisi ile birlikte bir hafta Tayvan’da TAİTRA’nın misafiri olmuştuk. Bu yıl dünyayı saran COVİD 19 Pandemisi sebebiyle uzaktan erişim ve iletişim sağlıyoruz. World Media Group olarak geçen yıl Tayvan Endüstrisi üzerine yazdığımız yazıyı ve bu yıl 21 Mayıs 2021’de Türkiye saatiyle saat 10:00’da gerçekleştirilen Webinar ile ilgili detaylı bilgileri bulabilirsiniz. Ayrıca 2 Haziran 2020 saat 10:30’da gerçekleştirilecek olan “Akıllı Makineler” web seminerlerini takip edebilirsiniz. Dünya Endüstrisini teknolojisini ve ekonomisini takip etmek istiyorsanız World Media Group size yeter...

AKILLI MAKİNELER T

• TONGTAI MACHINE AND & TOOL CO., LTD • SHE HONG INDUSTRIAL CO., LTD. Daha fazla detayı aşağıdaki linkte bulabilirsiniz.

2 Haziran 2020 Türkiye saati ile saat 10:30’da Akıllı Makina sektöründe faaliyet gösteren 8 önemli Tayvanlı firma ürünlerinin/çözümlerinin/teknolojilerinin tanıtımını yapmak ve endüstri trendleri hakkında konuşmak amacıyla online bir sunum programı gerçekleştirecek.

Aşağıdaki linkteki kısa formu doldurarak sunumu izlemek için kayıt yaptırabilirsiniz; https://forms.gle/nX4esyLSCg5jUoHc7

ayvan’ın kar amacı gütmeyen ticaret geliştirme kuruluşu TAITRA’nın (Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi) h t t p s : / / s i t e s . g o o g l e . c o m / t a i t r a . o r g . tarafından organize edilen; web seminerleri dizisinin ikincisi t w / t a i w a n e x c e l l e n c e s m a r t m a c h i n e r y / 2 Haziran 2020 tarihinde gerçekleştirilecek. %E9%A6%96%E9%A0%81

Daha fazla detay ve katılmak için lütfen tarafımızla iletişime geçiniz.

Sunum gerçekleştirecek Tayvan’ın 8 önemli markası ve firması aşağıdaki gibidir; www.taitra.org.tw www.taiwantrade.com.tw • HIWIN TECHNOLOGIES CORP. www.taiwantradeshows.com.tw • FFG-FAIR FRIEND GROUP • SOLOMON TECHNOLOGY GROUP • MANFORD MACHINERY CO., LTD • CHIN FONG MACHINE INDUSTRIAL CO., LTD • GRINTIMATE PRECISION INDUSTRY CO., LTD

5


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

23 - 31

Mayıs 2020

FAULHABER Yeni 2020/2021 Kataloğu FAULHABER Tahrik Sistemi, içerdiği bileşenlerinden daha fazlasıdır. Uygulama mühendisleri FAULHABER ürünlerini bir diğeri ile kombine ettiklerinde, sistemin genel performansı artar. Kompakt, entegre ve yüksek performanslı tahrik çözümleri için kusursuz bir şekilde optimize edilen parametre ve arayüz prensibi budur.

F

com adresindeki

AULHABER, 650 sayfalık yeni 20202021 kataloğunda, dünya çapında tek bir kaynaktan temin edilebilen

online ürün ve FAULHABER Tahrik Seçim araçları ile, tahrik sistemi görevi için ihtiyaç duyacağınız tüm

en gelişmiş minyatür ve mikro sürücü teknolojisinin en kapsamlı portföyünü sunuyor. © FAULHABER©

gerekli bilgiye her zaman ve her yerden dijital olarak ulaşabilirsiniz.

FAULHABER’ın 650 sayfalık 2020-2021 kataloğu, dünya çapında tek bir kaynaktan temin edilebilen en gelişmiş minyatür ve mikro sürücü teknolojisinin en kapsamlı portföyünü sunuyor. Katalog elektronik eBelge ve PDF formatlarında da mecvut. Yeni FAULHABER 2020 - 2021 Kataloğu https://www.faulhaber.com/en/support/ d o c u m entat i o n / fa u l h a b er- cata l o gu eshortform/ İster ev ofisinizde, ister şirketinizde, isterse de iş başında olun farketmez, www.faulhaber.

Online Ürün Seçimi için: h t t p s : / / w w w. f a u l h a b e r. c o m / productcatalogue Sadece birkaç tıklamayla, FAULHABER Tahrik Seçim Aracı sizi uygulamanız için ihtiyaç duyduğunuz doğru tahrik sistemine yönlendiriyor. Tahrik görevini ve yük hızı ile tork için parametreleri girdiğinizde, tüm teknik detaylarıyla birlikte uygun kombinasyonları alabileceksiniz.

ürün

ve

FAULHABER Tahrik Seçim Aracı için: h t t p s : / / w w w . f a u l h a b e r. c o m / e n / driveselection/

TOS+H EXPO ertelendİ

Interroll İLE UZMANLIK B

ilgi ve deneyim değişimi bir tık uzağınızda: Interroll, yeni online hizmetler aracılığıyla müşterileriyle olan interaktif iletişimini genişletip derinleştiriyor. Bundan böyle, müşteriler için eğitim etkinlikleri internet üzerinden kolay bir şekilde rezerve edilip gerçekleştirilebilecek, uzmanlarla toplantılar organize edilebilecek ve endüstriyel başlıklara dair kısa videolara erişilebilecek.

M

esse Düsseldorf GmbH ve yerel ortağı Tezulaş Fuar, İstanbul’da düzenlenecek TOS+H EXPO 2020’yi erteliyor. Türkiye’nin İş Güvenliği ve Sağlığı konusunda önde gelen ihtisas fuarının dördüncüsü için, hazırlıkların zamanında yapılabilmesini sağlayacak alternatif tarih en kısa süre içinde tüm ilgili ortaklar ile yapılacak yakın görüşmeler neticesinde belirlenecek. Korona salgını ile ilgili dinamik gelişmeleri ve Türk hükümetinin tüm etkinlikleri erteleme kararını takiben, TOS+H EXPO 2020 planlandığı tarihlerde Temmuz ayında yapılmayacak. Messe Düsseldorf ve Tezulaş Fuar, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve diğer ortaklarıyla yakın koordinasyon ve detaylı görüşmeler sonucunda bu karara vardı.

6

„Tüm katılımcılarımızın, ziyaretçilerimizin ve çalışanlarımızın yararını gözettiğimizden şüphemiz yoktur. Tüm paydaşların sağlığı ve güvenliği öncelik taşımaktadır“, diyor Messe Düsseldorf GmbH CEO’su Werner M. Dornscheidt. „Bütün taraflara gerekli desteği sağlamak üzere önemli adımlar atıyoruz.“ Messe Düsseldorf, dördüncü TOS+H EXPO’yu erteleme kararını alırken T.C. Sağlık Bakanlığı’nın, Robert Koch Enstitüsü’nün prensiplerini dikkate alan Alman Federal Hükümeti’nin ve önemli etkinliklerin risk değerlendirmesini yapan kriz yönetim ekiplerinin tavsiyelerini takip etmiştir. Bu tavsiyelerin yanı sıra, Avrupa dahil olmak üzere hastalığa yakalanmış bulunan kişi sayısında görülen önemli artış sonucunda Messe Düsseldorf ve ortakları durumu hep birlikte yeniden değerlendirmiştir.

Yeni hizmetin önemli bir mihenk taşı da, uzun yıllardır çalışanlar, müşteriler ve partnerler arasında bilgi transferinin itici gücü olan Interroll Academy. Grup çapında eğitim ve işbirliği merkezi tarafından sunulan entegre öğrenme programları farklı öğrenme yöntemleri, teknikleri ve materyallerinin kusursuz bir şekilde bir araya getirilmesini sağlıyor. Bu sayede, öğrendikleriniz en uygun şekilde derinleştirilip uygulanabiliyor.

popüler Interroll Layout designer yazılımı için eğitim kursu. Dünya çağında hedeflenmiş ve hızlı bir diğer know-how değişim olanağı ise, teknik veya endüstriyel gibi alanlarda online ve kişisel uzman rezervasyonu. Bununla birlikte, bilgilendirici ve eğitim videoları, ilgili tarafların gıda ve tekstil gibi önemli endüstrileri etkileyen konulara hızlı bir giriş yapmasına olanak tanıyor. “Müşterilerimiz ve ortalarımız Interroll’un kalitesine, basitliğine ve hızına güveniyor. Bu taahhütümüzü dijital dünyada da yerine getirmek için sürekli olarak çalışıyoruz. Sanal etkileşim için kanallarımızı genişleterek, müşterilerimiz uzmanlığımıza daha da kolay ulaşabiliyor ve bizimle profesyonel bir bilgi akışına girebiliyorlar” diyor Interroll Kurumsal Pazarlama & Kültür Başkan Yardımcısı Jens Karolyi.

Interroll Academy, Dortmund Fraunhofer Materyal Akışı ve Lojistik Enstitüsü ve Krauthhammer gibi öncü kuruluşlarla çalışıyor. Interoll Academy’nin sunduğu yeni e-öğrenme hizmeti ile, kullanıcılar istedikleri her zaman ve her yerden online eğitim içeriğine ulaşabiliyorlar. Yer alan programlardan bir tanesi ise materyal akış çözümlerinin kullanıcı dostu bir şekilde tasarımı için kullanılan

Interroll Academy tarafından sunulan yeni e-öğrenme hizmetiyle, kullanıcılar online eğitim içeriğineher yerden ve her zaman ulaşabiliyorlar.


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

23 - 31

Mayıs 2020

Anybus CompactCom cİhazlar İçİn güvenlİ endüstrİyel IoT İletİşİmİnİ mümkün kılıyor HMS Networks, OPC UA ve MQTT üzerinden IIoT iletişimi için yeni bir güvenlik platformuyla birlikte hem EtherNet/IP hem de PROFINET için Anybus® Com-pactCom™ IIoT ürünlerini görücüye çıkarıyor

K

orona

HMS Networks’ün önde

gelen Anybus CompactCom ürün ailesi, cihaz üreticilerinin endüstriyel cihazlarını tüm büyük endüstriyel Ethernet ağlarına bağlamasını olanak tanıyor. IIoT bağlantısı OPC UA ve MQTT aracılığıyla zaten destekleniyor. Bununla birlikte, IIoT bağlantısı için artan pazar talebi, otomasyon cihazlarından gelen verilerin buluta güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamak için bir sonraki seviye veri güvenliği çözümleri gerektirir. Hem OPC UA veya MQTT iletişiminin kendisi için hem de dosya aktarımı sırasında ve web sayfalarında tam güvenlik gerekir. Verilerin şifrelenmesi ve veri hırsızlığını, kurcalamayı veya sabotajı önlemek için herhangi bir veri sisteminin bütünlüğü garanti edilmelidir. CompactCom IIoT Secure - pazardaki ilk eksiksiz bütünleşik güvenlik ürünü Bu soruna el atan HMS, sahadaki cihazlardan buluta

tamamen güvenli iletişim sağlayan eksiksiz ve

ürün bütünlüğü ve kimliği sağlar Çözüm,

Sonuç itibariyle, HMS Networks tarafından

hazır bir bütünleşik güvenlik ürünü piyasaya

HMS tarafından siber güvenlik açısından

EtherNet/IP ve PROFINET için hazırlanan

süren ilk şirket oldu. Bu çözüm, CompactCom

kapsamlı bir şekilde test edilmiştir. Söz

yeni

IIoT Secure olarak adlandırılıyor ve yeni

konusu ağlar için uygunluk testi yapılmıştır.

ürünleriyle, müşteriler cihazlarını yeniden

güçlü güvenlik donanımı, güvenli önyükleme,

Böylelikle müşteri ürün sertifikasını önemli

tasarlamaya gerek kalmadan güvenli IIoT

sertifika yönetimi, şifreleme ve güvenli

ölçüde kolaylaştırılmaktadır. Tüm Anybus

iletişiminden yararlanmak için bu hızlı yoldan

OPC UA ve MQTT iletişimini de bünyesinde

ürünlerinde olduğu için uygun tüm EMC ve

faydalanabilirler.

barındırıyor. Sürüm, EtherNet / IP için

UL standartlarıyla uyumludur.

Anybus

CompactCom

Secure

CompactCom ve OPC UA ve MQTT bağlantılı PROFINET’e odaklanıyor ve aşağıdaki ana yeni yazılım ve donanım öğelerini içeriyor. Güvenli IIoT için CompactCom yazılımı Güvenli OPC UA kanalları kullanarak buluta gönderilen verilerin şifrelenmesi veya TLS üzerinden MQTT aracılığıyla şifreli trafik kullanılması Yalnızca HMS ürün yazılımının kullanımını sağlayan güvenli önyükleme işlevi HTTPS ve WebDAV kullanarak gelişmiş sertifika yönetimi ve TLS üzerinden güvenli erişim ve dosya aktarımı ile kimlik doğrulama Güvenlik ve endüstriyel kullanım için hazırlanan yeni sertifikalı donanım Güvenlik yongası tam

Alman üretkenlİğİNİ artırmak İçİn O

rta ölçekli Alman imalat şirketlerinde üretkenliği artırmak için hala yüksek bir potansiyel var: Almanya’daki beş imalat şirketinden biri bile iç malzeme akışında yüzde 75’ten fazla bir otomasyon derecesi elde edemiyor. Aynı zamanda, son kullanıcılar, palet elleçleme için basit ve sağlam sistemlere özel önem vermekte. İşte bunlar, Interroll’un 2019 yılında Almanya’da kullanıcıların uygun çözümler açısından ne istediğini belirlemek için gerçekleştirdiği Orta Ölçekli İşletmelerdeki Üretim Lojistiği araştırmasının bazı bulgularıdır. Otomasyon ve robotik, endüstriyel üretimde daha fazla rekabet, kalite ve sürdürülebilirlik için anahtar teknolojilerdir. Bu teknolojilerin üretkenlik potansiyelinden en iyi şekilde yararlanmak için, iç malzeme akışı merkezi bir rol oynar. Bu sadece montaj hatlarına veya robotlara malzeme temini için değil, aynı zamanda depolama ve toplama alanlarının gelen ve giden mallarla en kusursuz bağlantısı için de

geçerlidir. Çoğu büyük şirket bu zorluğu kabul etti. Ancak orta ölçekli şirketlerde otomasyonla ilgili gerçek durum nedir? Sadece ufak bir kısmı halihazırda gelişmiş otomasyon kullanmakta Interroll’un “Orta Ölçekli Şirketlerde Üretim Lojistiği” araştırması, bu alanda açık bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor: Ankete katılan firmalarda iç malzeme elleçlemenin ortalama otomasyon derecesi sadece yüzde 53. Beş şirketten biri bile (yüzde 19) bu süreçler için yüzde 75’in üzerinde bir otomasyon seviyesine ulaşamıyor. Yaklaşık 10 şirketten biri (yüzde 9) bu süreçlere yatırım yapmak konusunda çok isteksizdi ve otomasyon seviyesi yüzde 25’in biraz altında. İşleme süreçlerinde, bu her beşinci şirket için bile geçerlidir. Şirketlerdeki bu durum, uygun ekipman için birikmiş işler olduğunu göstermektedir. Yatırım yapma konusundaki bu isteksizlik kırılmazsa, bu şirketlerin verimlilikte rekabetçi dezavantajlarla karşılaşmaları muhtemeldir. İlginç bir şekilde, anket ayrıca, katılımcıların bildirdiği depo süreçlerinin arızalara duyarlılığında da bu durumu göstermektedir.

Örneğin, otomasyon derecesi yüzde 50’den az olan şirket sayısı, daha yüksek otomasyon derecesine sahip şirketlerin yüzde 24’üne kıyasla yüzde 48’e yükselmektedir. Ancak otomasyon yapanlar bile doğal olarak bozulmaya karşı tamamen güvenli değildir. Burada yazılım arızaları (yüzde 40) ve karmaşık sistemlerin yanlış çalışması (yüzde 32) en sık bozulma nedenleri arasındadır. Özellikle basitlik ve dayanıklılık kullanıcılar için önem arz etmekte Bu arada, konveyör modüllerinin kolay kullanılabilirliği de palet elleçlemede anket katılımcıları için önemli bir rol oynamaktadır. Üretim planlamacılarının yüzde altmış biri bu özelliğin bu süreçlerde en önemli faktör olduğunu düşünmektedir. Ankete katılanların hepsinde, palet konveyör teknolojisinin dayanıklılığı ve sağlamlığı (yüzde 58) bir çözümün belirleyici avantajını oluşturmaktadır. Ve orta ölçekli şirketlerden sorumlu olanların gelecekteki eğilimlere karşı açık fikirli olmadığını düşünenler de yanılıyorlar. Zira bu kişilerin yüzde 67’si, uzun servis ömürlü uygulamalar (yüzde 53) ve modüler ürünler (yüzde 50) gibi uygulamalardan önce bile önleyici bakımın ve

profesyonel servisin düzgün üretim süreçleri yaratmada en önemli kriter olduğunu düşünüyor. Interroll tarafından yaptırılan ve Faktenkontor (Hamburg) ajansı tarafından yürütülen ankette, Almanya’da toplam 200 üretim şirketi 2019 yılında telefonla araştırıldı. 50 ila 500 çalışanı ve 500 milyon Euro ciroya kadar olan şirketlere odaklanıldı. Şirketler, makine mühendisliği ve gıda ve tüketim malları endüstrisi gibi çok çeşitli sektörlerden seçildi. Teknik yöneticiler, üretim yöneticileri ve üretim planlamacıları gibi teknik karar vericiler özellikle ele alındı. Bu anketin sonuçları göz önüne alındığında, Interroll, üretim alanlarındaki “son kilometreyi” daha iyi organize etmek ve otomatikleştirmek için yeni bir çözüm olan Akıllı Palet Taşıyıcı – SPMüzerinde aktif olarak çalışıyor. Bu yeni arayüz, malzeme akışının farklı aşamaları, yani paletlerin hareketi, organizasyonu, girişi ve çıkışı arasındaki bağlantıyı geliştirecek. SPM sadece imalat makinelerinin yakınına değil aynı zamanda aynı imalat prosesi içindeki farklı üretim hücreleri arasına da yerleştirilebiliyor olacak.

7


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

23 - 31 Mayıs 2020

COVID-19 dönemİnde İnme bulguları olan hastalar tereddüt etmeden 112’yİ aramalı Tüm dünyada ciddi sağlık problemi haline gelen ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak kabul edilen COVID-19 salgını sırasında bildirilen raporlar, hastalığın sadece solunum yollarını değil, nörolojik sistemleri de etkilediğini ortaya koymaktadır. Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk ve Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir, 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü vesilesiyle inmenin nedeni ve korunma yöntemleriyle ilgili önemli bilgiler paylaştılar. gelişmelerle ölüm oranlarında azalmalar beklenmektedir. Yapılan istatistiksel analizler beyin damar hastalıklarının ve inmenin %42 ile nörolojik hastalıklar içinde sağlıklı yıl kaybına neden olan ilk dört büyük hastalık grubundan biri ve en yaygını olduğunu ortaya koymuştur. İskemik inme yani beyin krizi dünyada sonradan gelişen engelliliğin en önemli birinci nedeniyken, en önemli üçüncü ölüm nedenidir.” İnme her yaş grubunu ilgilendiren bir hastalık

D

ünyada her yıl 15 milyon kişi inme geçiriyor. Her yıl 6 milyon kişi ise inmeden hayatını kaybediyor. Bu rakam AIDS, tüberküloz ve sıtma nedenli ölümlerden daha fazla. Her 6 saniyede bir kişi inmeden hayatını kaybederken, her 5 kadından biri ve 6 erkekten biri inme geçirebiliyor. Türkiye genelinde inme sıklığı 100.000 kişide 175 kadar olurken, kadınların daha sık inme geçirdiği gözleniyor. Dengeli beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, sigara ve alkol tüketiminin önlenmesi, fiziksek aktivitenin artırılması, obezitenin önlenmesi, hipertansiyon, şeker ve kalp hastalıklarının uygun tedavisi ve yakın takibi ile inme riski azaltılabiliyor. Sağlıkla yaşanacak yılların kaybında nörolojik hastalıklar birinci sırada İskemik İnme’yi (beyin krizi) beyin damarının aniden tıkanması sonucu oluşan ve damarın beslediği bölgenin fonksiyon kaybı ile giden bir hastalık olarak tanımlayan Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, şunları söyledi: “İnme, klasik olarak vücudun sağ veya sol tarafında, kolda ve bacakta,

8

güçsüzlüğe, ağızda kaymaya, konuşma ve anlamada bozukluğa neden olur. Bununla beraber nadiren beynin arka tarafındaki damarların tıkanması ile birlikte çift görme, baş dönmesi ile birlikte dengesizlik ve görme kayıpları yaşanabilir. Kalpten kaynaklanan pıhtı, şah damarının daralması, kan hastalıkları, şah damarı veya beynin arka tarafındaki damarın yırtılması gibi nedenlerden dolayı beyin damarlarına pıhtı atabilir.” Nörolojik hastalıkların hastalar, hasta yakınları ve sağlık alanında çalışanlar için en fazla sağlık yükü oluşturan hastalık gruplarından olduğunun ve yaşlanan dünya nüfusu ile bu durumun giderek arttığının altını çizen Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, sözlerine şunları ekledi: “Dünya çapında global kayıpta %10,2’lik kısmı nörolojik hastalıklar oluşturmaktadır. Nörolojik hastalıklar global ölçekte ölümlerin ise %16,8’inin nedenini oluşturmaktadır, her yıl dünyada 9,4 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Ne yazık ki bu kaybın 6 milyonu inme nedeniyle oluşmaktadır. Nörolojik hastalıklardan ölüm 1990 ile 2015 yılları arasında %36,7 artış göstermiştir. Son yıllarda inme ve bulaşıcı hastalıkların önlem ve tedavi olanaklarındaki

Ülkemiz genel nüfusuna göre bir yılda ortalama 125.000 yeni inme vakası olduğunu ifade eden Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir: “Bu durum her yaşta görülebilse de %28 kadarı 65 yaşından önce, %72 kadarı ise 65 yaşından sonra oluşmaktadır. Türkiye’de inme vakalarının %71’i beyin krizi, %29 kadarı ise beyin kanamasıdır. Bu oranlar Batı Avrupa ülkelerinde beyin krizi için %8489, beyin kanaması için ise %11-16 arasında. İnmenin, ileri yaşlarda daha sık gözlenmekle birlikte her yaş grubunu ilgilendiren bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “55-64 yaş arasındaki erkeklerde inme görülme oranı kadınlara göre 2-3 kat daha fazladır. Ancak bu fark yaşla birlikte azalmaktadır. Özellikle 55-64 yaş grubunda önümüzdeki on yıl içinde inme geçirme sıklığı artacağı öngörülmektedir. Hipertansiyon, kalp hastalıkları (özellikle atriyal fibrilasyon), şeker hastalığı, obezite, sigara, hareketsiz yaşam, uyku apnesi, düzensiz beslenme inme için en önemli değiştirilebilir risk faktörleridir. Tüm inmelerin yaklaşık %90’ı potansiyel olarak değiştirilebilir risk faktörleriyle ilişkilidir. Tüm dünyada ırk, cinsiyet ve yaş gözetmeksizin hipertansiyon, şeker hastalığı, sigara, alkol, obezite, kalp hastalıkları ve fiziksel inaktivite bu risk faktörleri arasında yer almaktadır. Dengeli beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, sigara ve alkol tüketiminin önlenmesi, fiziksek aktivitenin artırılması, obezitenin önlenmesi, hipertansiyon, şeker ve kalp hastalıklarının uygun tedavisi ve yakın takibi ile risk azaltılabilir. “ Yaşam tarzı değişikliği ve tedaviyle inmelerin %90’ı önlenebilir İnmenin hipertansiyon, kalp hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam sonucu oluşabildiğini önemle vurgulayan Prof. Dr. Şerefnur Öztürk: “65 yaşın üstündeki kadınlarda inme geçirdikten sonra

5 yıl içinde tekrar inme geçirme olasılığı %25, aynı yaş grubunda erkekte bu oran %21’dir. Bu nedenle inmeye neden olan risk faktörleriyle mücadele çok önemlidir. İnme geçirmemiş bireylerde değiştirilebilir inme risk faktörlerinin yaşam tarzı değişikliği ve gerekli durumlarda tedavisi ile inmelerin %90’ının önleneceği bildirilmektedir. İskemik inme geçiren bir hastada ciddi olarak risk faktörleri azaltıldığı takdirde inme riski %80 azaltılabilir. Akdeniz diyeti dediğimiz zeytinyağı ve sebzeden zengin diyetle inme riski %44 azaltılabilir. Daha önce sigara için bir kişi sigarayı bırakırsa inme riski %36 azalırken, egzersiz inme riskini %28 oranında azaltmaktadır. İnmenin en önemli nedeni hipertansiyondur. Hipertansiyondan korunmak için tuzu hayatımızın bir parçası olarak görmememiz ve egzersiz yapmamız, obeziteden korunmamız gerekir. “

Toplumun risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri konusunda aydınlatılmaları ve bu konuda toplumun bütün organlarının uygun ortamı hazırlaması ve sürdürmesinin ilaç tedavileri kadar etkili olduğu kanıtlandığını ifade eden Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir şunları tavsiye etti: * Okullardan başlamak üzere sebze ve meyveyi yeterince içeren (günde beş porsiyon), yağ ve tuz kullanımının sınırlı olduğu doğru beslenme alışkanlıklarının edindirilmesi, * Sigara ve alkol kullanımının önlenmesine yönelik bilgilendirme ve gerekirse tedavi desteği, * Fiziksel aktiviteyi artıracak aktiviteler ve ortamların sağlanması (haftada beş gün yarım saat orta düzeyde fizik egzersizyürüyüş) * Hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıklarının düzenli kontrolü ve uygun tedavisi * Obeziteyi önleyecek stratejiler


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

23 - 31 Mayıs 2020

hem bireyi hem de toplum alt yapısını (okullar, parklar, spor merkezleri gibi…) destekleyecek önlemlerle birlikte halk eğitim stratejileri ile bir bütün olarak ele alınmalıdır. Vakit, inme tedavisinde en önemli faktör Hastalık belirtilerinin toplum tarafından tanınmasının, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir: “Örneğin günümüzde inme tedavisini etkin olarak uygulayabilmek için asgari şartlar mevcut olduğu halde, inmenin kanıtlanmış, en etkili tedavisi olan trombolitik tedavi yani damar içindeki pıhtıyı giderici veya girişimsel yöntemlerle pıhtının giderilmesi tedavileri olması gereken oranlardan daha az olarak uygulanabilmektedir. İnme belirtileri görüldüğü zaman soğuk su dökme, evde bekleme, yatıp dinlenme, soğan koklatma gibi inme tedavisine etkili olmayacak yöntemleri uygulamadan hiç vakit kaybetmeden 112’yi aramalıyız. Vakit inme tedavisinde en önemli faktördür. Erken tedavi ile ana damar tıkanıklığında hastaların %50-60’ı bağımsız olarak yaşamlarını iademe ettirebilirler. “ 112 Acil Ambulans sistemi, hastayı belirlenen inme merkezlerine yönlendiriyor İnmenin saatler içinde beynin kanlanma yetersizliği ile geri dönülmez hasar görmesine sebep olan acil bir durum olarak tanımlayan Prof. Dr. Şerefnur Öztürk şunları söyledi: “Son bilimsel gelişmeler ışığında yapılan araştırmalar, beyin krizinde damardaki tıkanıklığın damar yoluyla; kimyasal bir ajan ile pıhtının eritilmesi yoluyla ilk 4,5 saat içinde (damar içi ilaç enjeksiyonu) ya da mekanik bir ajan yoluyla pıhtının alınmasıyla ilk 6 saat içinde (damar içi katater uygulaması), açılmasıyla kanlanmanın yeniden sağlanmasına yönelik yapılan tıbbi girişimlerin hastalığın seyri, ölüm oranı ve uzun dönemde hasar bırakma düzeyini önemli ölçüde etkilediği göstermektedir. Hastalar, damar açıcı bu girişimler sayesinde hastalığın etkilerine daha az maruz kalmakta, ölüm oranları azalmakta ve hastalık sonrası yaşam kaliteleri daha yüksek olmaktadır. Her iki tedavi yöntemi de gelişmiş teknik altyapı ve yetişmiş, deneyimli personel ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Hastalar bu tedavileri almak için tedavilerin uygulanacağı özellikli merkezlere gitmeliler. Bu organizasyon için T.C Sağlık Bakanlığı kapsamlı inme ve birincil inme merkezlerini belirleyip Türkiye’nin değişik bölgelerine kurmaktadır. Özellikle 112 Acil Ambulans sistemi ile entegre çalışan sistemler hastayı belirlenen inme merkezlerine yönlendirirler. Bu açıdan 112 acil siteminin önemi büyüktür. Bu tedavi imkânlarının daha yaygın olarak uygulanabilmesi için nöroloji uzmanı yönetiminde, inme konusunda özelleşmiş ünitelerin ve yine nöroloji uzmanı yönetiminde multidisipliner inme merkezlerinin sayısı ve olanakları Sağlık Bakanlığımız tarafından artırılmaktadır. Bu merkezlerde hizmet verecek yeterli insan gücü sağlanabilmesi için Türk Nöroloji Derneği ve Türk Beyin Damar Derneği işbirliği ile eğitimler sürdürülmektedir.” COVID-19 döneminde de inme bulguları olan hastalar vakit kaybetmeden 112’yi aramalı COVID-19 döneminde inmelerin devam ettiğini ifade eden Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, salgın döneminde inme bulguları olan hastaların beyin damar açıcı tedavilerden mahrum kalmamaları için 112’yi vakit kaybetmeksizin aramalarının önemli olduğunu söyledi ve sözlerine şunları ekledi: “Zaman beyin için çok önemlidir. Bununla birlikte inmeden korunmak için hareketsiz kalmamak, evin içinde hareket etmek, bol su içmek, sigara içmemek, şeker hastalığımız varsa diyetimizi uygulamak gerekmektedir. Moralimizi bozmadan kendimize hobiler bulup ailemizle vakit geçirmek stresimizi bir miktar azaltabilir. Nörolojik hastalıklara neden olan çok sayıda değiştirilemeyen ve değiştirebilen risk faktörü bilinmektedir. Çeşitli ülkelerden bildirilen çalışmalarla COVID-19 hastalarının yaklaşık üçte birinde nörolojik bulgular rapor edilmiştir. Daha ciddi vakalarda ve özellikle de daha yaşlı ve hipertansiyon, diyabet gibi risk faktörü olan hastalarda virüsün santral sinir sistemine girmesi, kan pıhtılaşma eğilimini artırması, damar yapıları üzerinde inflamasyon etkisi ile %5-6 oranında, akut inme komplikasyonu da bildirilmektedir. Sinir sistemi tutulumunun solunum yetmezliğinin artışına neden olabileceği belirtilmektedir.” Ülkemizde alınan çok ciddi önlemler olduğunu, bu önemlerin özellikle de 60 yaş üstü kişiler için riski azaltmaya yönelik alındığını belirten Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir sözlerine şunları ekledi: “Altmış yaş üstü bireylerde özellikle beyin-damar hastalık risk faktörlerinin oldukça yaygın olduğu dikkate alınırsa bu yaş gruplarında önlem ve erken tedavinin önemi daha da belirginleşmektedir. Toplumsal önlemlerin yanı sıra bireysel önlemler ve enfeksiyonu önlemeye yönelik kurallara uyum, bu dönemde hayati önem taşımakta. Diğer önemli bir nokta da bütün dünyada sağlık otoritelerince de dikkat çekildiği üzere, mevcut kronik risk faktörlerinin, bu zor sağlık ortamında da düzenli ve özenli devam ettirilmesinin çok önemli olduğudur.”

9


EKONOMİK NOKTA

İHRACAT

23 -31 Mayıs 2020

Kuru İncİrİn verİm ve kalİtesİ sosyal medyadan verİlecek eğİtİmlerle arttırılacak Cennet meyvesi kuru incirin kalitesini arttırmak için örnek bahçelerde örnek uygulamalar yapılacak

Kuru incir üreticisine destekler sürecek Tarım ve Orman Bakanlığımızla yürütülen Mikotoksini önleme eylem planı kapsamında; Kuru incir üreticilerine; Ekşilik Böceği ile mücadelede çekici yem tuzakları, İlek Filesi, Kerevet/ kurutma tavası ve Hasat filesi/örtüsü desteklerinin her sezon olduğu gibi bu sezonda devam edeceğini vurgulayan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, bu sezon 5 bin adet ekşilik böceği çekici yem tuzağı yaptırdıklarını, Aydın Tarım ve Orman İl Müdürlüğü aracılığıyla Buharkent, Kuyucak ve Aydın merkezindeki üreticilere dağıttıklarını, 2 milyon adet ilek filesinin ise Ramazan Bayramı sonrasında üreticilerimize ücretsiz dağıtılacağını belirtti. Celep, Kerevet/ kurutma tavasını ve Hasat filesini ise; Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Aydın Ticaret Borsası ve Nazilli Ticaret Borsası işbirliğinde üreticilere ulaştıracaklarını, kerevet ve hasat filelerinin bedelinin üçte ikisini üç kurum tarafından karşılanacağını, sadece üçte birini üreticilerin ödeyeceğini sözlerine ekledi. İncir ağaçlarına iyi bakan, doğru hasat yapan ve ürününü Avrupa Birliği’nin istediği kriterlere uygun üreten ve seçen üreticilerin bu emeğinin karşılığını aldığı bir düzeni hayata geçirmek istediklerinin altını çizen Celep, “İşletmelerin üreticiden ürünü alırken titiz ve özenli olması gerekir ki, üretici ürününü iyileştirsin. Bu anlamda biz ihracatçılar olarak önümüzdeki süreçte ürününü seçen, ürününün kalitesini arttıran üreticiyi memnun edeceğiz” diye konuştu.

Kuru incirler hasat fileleri üzerinden toplanacak ve örtüaltı tünellerde kurutulacak Kuru incirin verim ve kalitesini arttırmak amaçlı, hasat filesi/örtüsü kullanımı ve yaygınlaştırılması çalışmalarına başlanacağını, diğer taraftan kuruma süresini de hızlandırmak amaçlı doğru kurutma tünellerinde kerevet kullanımının mikotoksin oluşumunu azalttığının ve kalitesini arttırdığının bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğuna işaret eden Celep, “Üniversitelerimiz ve İncir Araştırma Enstitümüz tarafından yapılan çalışmalarda hasat filesi kullanılarak kurutma tünelinde kurutulan kuru incirlerin yüzde 28’e varan oranlarda kalitesinin arttığını, örnek uygulamaların yaygınlaşması için ile üreticiyi eğitmeyi ve kuru incirin daha fazla değere satılması hedefliyoruz. Kuru inciri hızlı bir şekilde kasalara koyup, soğuk hava depolarına aldırmalıyız. Aydın Ticaret Borsamızın üzerinde çalıştığı soğuk hava deposu projesinin bir an evvel hayata geçmesini bekliyoruz ve örnek uygulamalarla incir üreticisinin daha fazla para kazanması için katkı sağlamak istiyoruz. Üretici kazanırsa, tüccar da, ihracatçı da, Türkiye de kazanır” şeklinde konuştu.

“Pilot bölgelerde yer alan örnek bahçelerde doğru üretim uygulamalarını göstereceğiz”

E

ge Mikotoksin oluşumu, kuru incir ihracatını olumsuz etkileyen, ihraç edildiği ülkelerden geri gelmesine neden olan en önemli faktör. Bu oluşumun önüne geçmek ve sorunu minimuma indirebilmek amacıyla sosyal medya uygulamaları aracılığıyla üreticilerle bilinçlendirme amaçlı toplantılar organize edilecek. Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirin daha kaliteli ve katma değerli üretilmesi ve ihraç edilmesi amacıyla Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği koordinasyonunda faaliyet gösteren Kuru İncir Kurulu, Covid-19 virüsünün pandemiye dönüştüğü ortamda online toplandı. Toplantıda, Türkiye’nin en büyük ihraç pazarı olan Avrupa Birliği’nde aflatoksin ve okratoksin kontrol sıklıklarının artmaması ve çözüme yönelik alınacak tedbirler masaya yatırıldı. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep’in moderatörlüğünde yapılan Kuru İncir Kurulu Toplantısında, kuru incirin kalitesinin öncelikle üreticinin yapacağı doğru yetiştiricilik uygulamaları, doğru hasat ve doğru kurutma yöntemleriyle üst seviyede korunacağı konusu vurgulandı. Türkiye’de 20 bin ailenin kuru incir üretiminden geçimini sağladığını, kuru incir ihracatından yıllık ortalama 250 milyon dolar döviz geliri elde edildiği bilgisini veren Celep, kuru incirin ihracata bağımlı bir ürün olduğunu, en büyük ihraç pazarımız olan Avrupa Birliği’nde gıda güvenliğine büyük önem verildiğini, kuru incirde aflatoksin ve okratoksin oluşumunun önüne geçmek için üreticilere yönelik hazırlanan bilgilendirme broşürlerinin dağıtılacağını ve sosyal medya aracılığıyla üretim sırasında atılması gereken adımları anlatma kararı aldıklarını kaydetti.

10

Kuru incir üreticilerinin, doğru üretim tekniklerini uygulamalı olarak görmesi için çalışma yapmayı planladıkları bilgisini veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, kuru incir üretiminin yoğun olduğu yörelerde seçecekleri 5-6 örnek bahçede uygulayacakları doğru üretim ve kurutma tekniklerini üreticilerin kendi bahçelerinde uygulamasının yolunu açmak için bir projeyi hayata geçireceklerini ifade etti.

Kuru incir ihracatı 57 bin tonu aştı 26 Eylül 2019 tarihinde başlayan 2019/20 sezonunda, Ülkemiz sezon başından 15 Mayıs 2020 tarihine kadar 57 bin 482 ton kuru incir ihracatı karşılığı 201 milyon dolar döviz geliri elde etti. Kuru incir ihracatı bir önceki sezona göre miktar bazında yüzde 19 artarken, değer bazında ise yüzde 6’lik artış sağladı. Çin’e kuru incir ihracatı yüzde 140 arttı Türkiye’den kuru incir ihracatında ilk sırayı 29 milyon dolarlık tutarla Almanya alırken, Almanya’ya kuru incir ihracatı yüzde 21 artış gösterdi. Geçmiş yıllarda kuru incir ihracatında ilk sırada yer alan Fransa ise 28 milyon dolarlık Türk inciri tercih etti ve ikinci sırada yer buldu. Üçüncü sıranın sahibi 26 milyon dolarlık tutarla Amerika Birleşik Devletleri oldu. Türk kuru meyve sektörünün son yıllarda hedef pazar olarak belirlediği Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapılan kuru incir ihracatı 2019/20 sezonunda miktar bazında yüzde 140’lık artışla 913 tondan, 2 bin 188 tona çıkarken, ihracat tutarı yüzde 88’lik artışla 2.8 milyon dolardan, 5.3 milyon dolara yükseldi. Kuru İncir Kurulu Toplantısına kimler katıldı? Kuru İncir Kurulu toplantısına Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Türkiye Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Hayrettin Uçak, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Aydın Ticaret Borsası Başkanı Fevzi Çondur, Nazilli Ticaret Borsası Başkanı Nurettin Kırlıoğlu, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy, Tariş İncir Birliği Başkanı Mustafa Bircan, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, İncir Araştırma Enstitüsü Müdürü Selim Arpacı ve İhracatçılar katıldı.


EKONOMİK NOKTA

İHRACAT

23 -31 Mayıs 2020

Türkİye’nİn İlk sanal fuarı Shoedex’e gerİ KOBİ’LERE sayım KORONAVİRÜS metehan alİ

ASLAN

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği dünyada ilke imza atıyor. Dijital fuarlar Shoedex ile başlıyor

E

ge Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği öncülüğünde ayakkabı ve saraciye sektörlerine yönelik Türkiye’nin ve dünyanın ilk sanal fuar organizasyonu “Shoedex” 1-3 Haziran’da gerçekleşecek.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, Ticaret Bakanlığı’nın büyümeye katkı sağlayan ihracatçılarla el ele vererek düzenleyeceği sanal fuarlar, ticaret heyetleri ile ihracata ve ihracatçıya olan desteğini sürdürdüğünü söyledi. “Salgının Türkiye’de görüldüğü ilk günden beri ihracatta dijitalleşmeye odaklanarak Türkiye’nin deri sektöründeki inovasyon potansiyelini açığa çıkaracak çalışmalarımıza hummalı bir şekilde devam ediyoruz. Türkiye’de sanal fuar konusunda ilk adım atan birlik olarak dijital dönüşüme öncü olduk. Ankara ile yoğun temaslarımız, görüşmelerimiz neticesinde çok ciddi bir yol kat ettik. Ticaret Bakanlığı’nın ihracata yönelik devlet desteklerine sanal ticaret heyetleri ve sanal fuarları da eklediği, somut neticeler aldığımız bir döneme girdik. Ticaret Bakanlığı’nın koordinasyonu ve desteğiyle İZFAŞ’ın işbirliği ve TİM’in desteğiyle 1-3 Haziran’da dünyada ilk kez ayakkabı ve saraciye sektörlerine yönelik Shoedex Dijital Ticaret Platformu’nu gerçekleştireceğiz. Bundan sonraki süreci de Ticaret Bakanlığımız ile birlikte planlayarak devam ediyoruz.” Deri sektörü dijital fuarda buluşuyor: Shoedex gerçeği aratmayacak Zandar, sanal fuarcılık sisteminin fuarcılığın alternatifi değil tamamlayıcı bir unsuru olarak geliştirildiğini ve gerçeği aratmaması için bütün altyapının hazırlandığını sözlerine ekledi. “30 üretici firma sonbahar-kış sezonu koleksiyonlarını küresel ölçekteki 250 profesyonel satın almacıyla www.shoedex.events adresinde buluşturacak. Sanal fuarda da her firmanın bir standı olacak ve firmalar istedikleri ürünü görsellerle tanıtabilecek. Alıcılar ile ihracatçılar online görüşerek, ürünleri inceleyerek isterlerse sipariş verebilecekler. Dijital Ticaret Platformu sanal tur yöntemi ile stantların 360 derece tanıtımının yapıldığı, ziyaretçilerin fuar alanını üç boyutlu gezebileceği, akıllı eşleşme filtresi ile fiyat bilgisinden firma profillerine kadar ürünlerin detaylı bilgilerine ulaşılabildiği, anlık

mesajlaşma ve görüntülü konuşmayla sürekli etkileşim halinde, yurtiçi ve yurtdışı etkinliklerle ilgili duyurular, haberlerin yer alacağı, tüm paydaşların birlikte çalışacağı, üreteceği ve katma değer yaratacağı bir ortam oluşturacak. Aynı zamanda ulaşım kolay ve maliyeti düşük olduğu içinde büyük bir avantaj ve imkan sağlayacak.”

SÜRECİNDE GELİRLERİNİ ARTIRACAK 7

Büyümenin en kestirme yolu dijitalleşme Erkan Zandar, “Üreticinin nasıl erişim sağlarım, nasıl görünür ve bilinir olurum ve nasıl satarım sorularına tek platformda çözüm bulmuş olacağız. Firmalarımız farklı ülkelerdeki ticari alıcılara doğrudan erişim sağlayarak ihracatlarını ve marka değerlerini artırmış olacaklar. İhracatçılarımız için büyümenin en kestirme yolu geleneksel satış yöntemlerindeki bağlılığa son vermekten geçiyor. Küresel değerlerle hedef koyarak, hedef birlikteliği yaparak tedarik zincirini sürdürmeliyiz. Bu süreçte hızlı ve çevik olmak zorundayız. Hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Tüm bu yaşananların insanlara, ihracatçılara, iş dünyasına pek çok mesajı var.” dedi. Katma değer vurgusu: Formül “inovasyon” Zandar, pandemi sürecinin eski nesil yöntemleri bir yana bırakma, birlikte çözüm üretip daha iyi bir gelecek kurmak için yeni bir eşik olduğu görüşünde.

ÖNERİ C

ayırın.

orona Günlük hayatı ve alışkanlıkları derinden değiştirmeye devam eden koronavirüs salgını, ekonomiyi de ciddi ölçüde etkilemeyi sürdürüyor. Salgının ekonomik etkilerini en çok hissedenlerin başında ise, her ülkede olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de son derece önemli bir yere sahip olan KOBİ’ler geliyor. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali Sigorta, bu kritik dönemde atılacak küçük adımların dahi fark yarattığı gerçeğiyle KOBİ’lere salgın sürecinde gelirlerini artıracak öneriler sundu. Öncelikle finansal durumunuzu analiz edin

“İhracatçıların gündemi teknoloji ve dijitalleşme olmalı. Zaman değişime ayak uydurma zamanı. Katma değerli ürün üretmek, ürettiğimizin üstüne inovasyon eklemekle mümkün. Bu da yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesi demek. Deri endüstrisindeki üreticilerin hedeflediğimiz ülkelerdeki ticari alıcılar ile doğrudan entegrasyon sağladığı global online ticaret platformuyla müşterilere dijital kanallardan ulaşabileceğimiz, ekosistemi dijital kanallarla yönetebileceğimiz diğer sektörlere örnek bir model olacak güncel bir vizyonu ortaya koyuyoruz.”

Dijital dünyayı kullanın Türkiye’de toplamda 60 milyondan fazla internet kullanıcısı bulunuyor. Öte yandan toplam ülke nüfusunun hemen hemen %70’i ise sosyal medya kullanıcısı. Özellikle de karantina süreci ile birlikte insanların daha fazla zaman geçirdiği dijital dünya, ürün ve hizmetlere dair reklamlar için potansiyel bir öneme sahip. Sosyal medya, KOBİ’lerin hedef kitlelerine doğrudan dokunmalarına olanak sağlarken, aynı zamanda bu kritik dönemde hem küçük bütçelerle hedef kitlelere ulaşılmasına hem de ekonomik açıdan tasarruf edilmesine olanak sunuyor.

Öngörülemeyen salgın, kriz senaryoları bulunan işletmeler için dahi birçok sorunu ve soruyu beraberinde getirdi. Ani gelişen ve tüm sektörleri etkileyen salgın dolayısıyla KOBİ’ler mevcut finansal durumlarını analiz etme şansına yeni yeni ulaşıyor. Öncelikle, gelirinizi artıracak noktaları görmek ve işletmeniz hakkında bilinçli kararlar verebilmek adına mevcut finansal durumunuzu analiz edin.

E-posta pazarlamayı deneyin

Mevcut müşterilerinize odaklanın

Çalışan memnuniyetini göz ardı etmeyin

Salgın dönemi yalnızca KOBİ’leri değil müşterileri de derinden etkiliyor. Müşterilerin beklenti ve ihtiyaçlarını anlamaya daha fazla odaklanın. Hem işletmenizin cirosuna katkı sağlayacak hem de müşterilerinizin etkilenen alım gücüne hitap edecek indirimler, öneriler, kampanyalar, teslimat fırsatları sunun. Bu kritik dönemde müşterinizin yanında olduğunuzu hissettirin.

Bu kritik sürecin işletmeler kadar mevcut çalışanları da etkilediği unutulmamalıdır. Ayakta kalmak ve daha fazla gelir elde etmek için her zamankinden daha fazla çalışan memnuniyeti ve şeffaflığı sağlanmalıdır. İşletme yöneticileri çalışanlarla olan iletişimi koparmamalı, müşterileri ve sektörleri ile olan güncel gelişmeleri çalışanlarıyla düzenli paylaşmalı ve motivasyonlarını her daim yüksek tutulmalıdır.

Mümkünse sürdürün

İşbirliklerine ağırlık verin

pazarlamanıza

yatırımı

Kritik dönemlerde yapılan hataların başında işletmelerin pazarlama bütçelerini tamamen kısması geliyor. Ancak yaşanan gelir kayıplarına rağmen ayağı pedaldan tamamen çekmek yerine, mümkünse müşteriler ile iletişimi sürdürecek ve yeni müşterilere ulaşılmasını sağlayacak dijital pazarlama ve dijital PR çalışmalarına bütçe

Kişiye özel e-posta gönderimi, özellikle kritik dönemlerde KOBİ’lerin daha fazla geri dönüş almalarına olanak sağlıyor. Web sayfasında tüketicilerin gezindikleri kategorilerin ve ürünlerin bilgisi kullanılarak kişiye özel atılan e-postalar, KOBİ’lerin rekabette ön plana çıkmasına olanak sunuyor.

Diğer işletmelerin de her zamankinden daha fazla işbirliğine ihtiyaç duyduğunu unutmayın. Hem müşterilerinize hem de farklı sektörlerden müşteri adaylarına ulaşmanızı sağlayacak işbirliklerine açık olun. Farklı sektörlerden diğer KOBİ’lerle yapacağınız işbirlikleri, bu zorlu dönemde hem işletmenize gelir sağlayacak hem de müşterilerinizle iletişiminizi sürdürmenize olanak sunacaktır.

11


EKONOMİK NOKTA

İHRACAT

23 -31 Mayıs 2020

TİM Maden Sektör Kurulu’ndan madencİlİk eğİtİmİne dopİng Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği okuyanlara toplam 1 milyon TL burs (7+1) 7 dönem üniversitede eğitim 1 dönem iş yerinde staj Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği mezunlarına istihdam desteği

P

andemi, hammadde ve üretimde kendine yetebilmenin önemini bir kere daha gösterirken TİM Maden Sektör Kurulu, bu alandaki mesleki beceri ve insan kalitesini arttırmak için kolları sıvadı. YÖK ile imzaladıkları protokol ile maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliğini tercih edenlere burs vermeye hazırlanan TİM Maden Sektör Kurulu, 2020-2021 eğitim dönemi için burs bütçesini 1 milyon TL olarak belirledi. Kurul, tüm sektörlere sağladığı ham madde ile ihracatta 40 milyar dolarlık değer oluşumuna katkı sağlayan maden sektörü için çok önemli olan üç mühendislik fakültesine ilgiyi arttırmak için bursun yanı sıra 7+1 eğitim modelini de YÖK’e sundu. Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği eğitiminin bir döneminin üretim tesislerinde tamamlanmasını düzenleyen model, istihdamda kolaylığı da içeriyor. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) ve Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin içinde yer aldığı TİM Maden Sektör Kurulu, online basın toplantısı düzenleyerek okulların maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölümlerine yönelik çalışmaları anlattı. Toplantıda, TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ile EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya ve yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. Türk maden sektörünün içinde bulunduğu durumu rakamla anlatan TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve aynı zamanda İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer şunları kaydetti: “Dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80 tanesi Türkiye’de bulunuyor. Türkiye; mermer, traverten, feldspat, krom, bor ve doğal taş ihracatında dünyada ilk üç içerisinde yer alıyor. Toplam maden ihracatımız 2019 yılı için 4,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak madenler, kullanımı itibariyle hammadde niteliğinde olduklarından diğer tüm sektörler ile birlikte düşünüldüğünde ülke ekonomimize sağladığı yaklaşık katma değer 40 milyar dolar civarında. Yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlayan madencilik sektörünün gelişmesi, ülkemizde yer altında mevcut olan, fakat işlenemeyen rezervlerin tüm sanayi alanlarında kullanımına sunulması; ithalatın önüne geçilerek milli kaynakların değerlendirilmesi anlamına gelmekte. Bunun olabilmesi ve yeni bir madencilik anlayışının gelişmesi için üniversiteden mezun, güçlü mühendislik becerileri olan ve donanımlı insan kaynağının oluşması son derece önemli. Üniversite – sanayi işbirliğini arttıracak projelerimizin nihai amacına ulaşması en büyük arzumuz ve çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürmekteyiz. Hâlihazırda sektörümüzdeki AR-GE çalışmaları da yine bu mühendislik becerileriyle yükseliyor.” Maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği kontenjanları neden boş? Türkiye’de 14 maden, 10 jeoloji ve 1 cevher hazırlama mühendisliği bölümü bulunduğunu aktaran Dinçer, kontenjanların kimi bölümlerde yüzde 50, kimi bölümlerde ise yüzde 30’a varan oranlarda boş kaldığına, bunun temel nedenini ise bu bölümlerinin öneminin yeteri kadar anlatılmamasına bağlıyor. Dinçer, konuşmasına şöyle devam ediyor: ”2012’den sonra üst üste yaşanan ve acısını hala yüreğimizde hissettiğimiz kazalar sebebiyle maden mühendisliği bölümüne ilgi azaldı. Yine maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği 250-300 bininci sıradan öğrenci aldığı için seçilen öğrenci istenen niteliklere sahip olmadığı gibi matematik, fizik gibi temel bilgilerde ciddi eksiklere sahip. Bu durum eğitim süre-

12

cinde ciddi sorunlara neden olurken, mezun öğrenci niteliğini de düşürmekte. Bu duruma, öğrencilerin bir üretim tesisinde çalışmaya yetecek seviyede saha deneyimine sahip olmadan mezun edilmesi de eklenince sektörü daha ileriye taşıyacak, yeni gelişmelere imza atacak nitelikte insana duyulan ihtiyacın makası sürekli açılmakta. Son dönemde geliştirdiğimiz projeleri, maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölüm başkanlarıyla yürüttüğümüz ortak çalışmalarla oluşturduk. Üniversite- sanayi işbirliğini arttıracak projelerimize burs vererek başladık, eğitimin bir dönemini sahada geçirmeyi düzenleyen 7+1 eğitim modeli ile derinleştirmeyi, mezunlarımızı hemen istihdam ederek de sektördeki değişimi arttırmayı hedeflemekteyiz.” Üniversitede maden eğitimine 7+1 düzenlemesi Dinçer’in aktardığı bilgiye göre; maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölümlerine üniversite sınav sıralamasında ilk 80 bin arasından öğrenci almak için burs verilecek. TİM Maden Sektör Kurulu, 2020-2021 eğitim dönemi için 1 milyon TL’lik burs bütçesi oluştururken, YÖK ile burs protokolü 12 Mayıs’ta imzalandı. Buna göre; üniversite sınavında ilk 50 bine giren ve ilk 5 tercihinde maden, jeoloji veya cevher hazırlama mühendisliklerinden birini tercih eden ve yerleşen öğrencilere karşılıksız aylık net asgari ücret tutarı kadar burs verilecek. Sınav derecesi 50 bin ile 65 bin arasında olanlara net asgari ücret tutarının yarısı kadar, 65 bin ile 80 bin arasında olanlara ise net asgari ücret tutarının üçte biri kadar karşılıksız burs verilecek. Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) sunulan ve sıcak bakılan 7+1 eğitim modeli ise 7 dönem üniversitede, 1 dönem üretim tesisinde uygulamalı eğitim görmeyi düzenliyor. İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, bu model üzerindeki görüşmelerin devam ettiğini, yakın bir tarihte bunun da hayata geçmesini beklediklerini söyleyerek, niteliği yüksek, mühendislik becerileri gelişkin, uygulamalı eğitim ile yeterlilikleri yüksek mezunların uzun vadede Türk madencilik sektörünü farklı bir noktaya taşıyacağını kaydetti. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Nitelikli yeni mühendisler yetiştirilmesine, madenin katma değerli ihraç edilmesine ön ayak olmuş olacaksınız. Tekstil mühendisliğinde yürütülen burs projesiyle ilki başardık, çok emek verildi. Biz tekstille ilgili burs projesinde iş garantisi sözü verdik. Sizde öyle yaparsanız bir adım daha öne çıkarsınız. En önemli mesele Türkiye’nin yüzde 100 öz sermayesi madenleri gençlere tanıtıp katma değerli nasıl üretim yapılacağını iş imkanlarını anlatmamız lazım. Madenlerin bu ülke için ne kadar önemli olduğunu anlatmamız lazım. Tesislerin ne kadar çok mühendise ihtiyacı olduğunu anlatmalıyız.” dedi. Madencilikte reform hareketi başladı Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, basın toplantısında yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Türkiye’nin maden sektöründeki rekabet gücünü arttırıp, madenlerden aldığı verimi yükseltebilmesi için iyi yetişmiş nitelikli mühendislere ihtiyacı bulunmakta. Oysa Türkiye’de maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilgi her geçen yıl azalmakta. Bunun başlıca nedenleri arasında maden sektöründe yaşanan kazalar, çevreye ilişkin tartışmalar, sanayi kollarında yaşanan istikrarsızlık ve yatırım azlığı bulunmakta. Sektörün yeni mezunlara şans verme noktasındaki olumsuz tutumu, aynı şekilde mezunların sektörün beklediği nitelikte olmaması ve bunun beraberinde getirdiği istihdama dair durumlar bu bölümlere ilgiyi azaltan diğer nedenler. Bu negatif algıyı değiştirmek ve nitelikli mühendisleri yetiştirmek için başlangıç adımı olarak Ege ve İstanbul Maden ihracatçı Birlikleri üzerine

düşeni yaparak elini taşın altına koydu. Sektörün gelecek vizyonu ile örtüşmeyen tablonun, yaklaşık bir yıllık hazırlık sürecinin ardından imzalanan protokolle değişeceğine ve bu yıldan itibaren maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilginin artacağına inanıyoruz. Gençlerimizin sektörlerimiz adına en donanımlı şekilde bölümlerinden mezun olmalarını sağlayıp fabrikalarımızda, kendi açacakları fabrikalarda ya da işletmelerde başlattığımız bu reform hareketini hızlandırmalarını umut ediyoruz.” Maden sektörünün istihdama etkisi 8 kat daha fazla Madencilik algısını geliştirmek için bütün alanlarda önemli çalışmalara imza attıklarını da hatırlatan Kaya, başladıkları ancak Kovid-19 salgını nedeniyle ara verdikleri mottosu “Hayatımız Maden” olan proje hakkında da bilgi verdi. Kaya şunları kaydetti: “Hayatımız Maden mottosuyla; madensiz yaşamanın mümkün olamayacağını, ülkelerin kalkınmasında madenciliğin rolünü, Türkiye’de madencilik faaliyetlerini niçin ve nasıl yapılabileceğini, finansal olarak dışa bağımlılığın madencilikle azalacağını anlatmaktayız. Unutulmamalıdır ki; ülkelerin kalkınması sanayileşme ile mümkündür. Sanayileşmenin ana girdisi ise doğal kaynaklardır. Doğal kaynakları ülkelerin vazgeçilmez hazineleri olarak tanımlamak, diğer bir deyişle, sektörümüzü sanayinin lokomotifi kabul etmek mümkündür. Vasıfsız iş gücünü istihdam eden ve sosyal barışa ciddi katkı sağlayan Türk madencilik sektörü ülkemizde, emeği yoğun olan, köylüyü yerinde tarım işçisinden sanayi işçisi konumuna getiren, köyden şehre göçü önleyen, yatırım birim maliyeti dikkate alındığında diğer sektörlere göre 8 kat daha fazla istihdam sağlayan, olmazsa olmaz bir sektördür. Bu faydayı sağlayan yeraltı zenginliklerimizin sahibi sadece madencilik sektörü değildir. Bu değerler tüm Türkiye’deki 83 milyon insanın sahip olduğu değerlerdir. Bu itibarla, yapmış olduğumuz çalışmalara herkesin katkı sunmasını umut ediyoruz.”


EKONOMİK NOKTA

İHRACAT

Süt ve süt ürünlerİ İhracatçIları Çİn pazarıyla hedef büyüttü

23 - 31 Mayıs 2020

Medİkal uzmanı

T

sonra İstanbul’da ticari ve endüstriyel opçu, popçu, köçek tayfasının

düşük profillilerini çoğunluk tanır. Ama bu ülkenin milyonlarca dolarlık döviz kaybını önleyen, katma değer oluşturan, alın ve beyin teriyle yaşayan değerli insanları bilen çok azdır. TV’leri ve medyayı istila etmiş olan yeteneksizler bizim sırtımızdan yağ-bal içinde yaşarlar. 300 yıldır onları lüks içinde yaşatmaya devam ediyoruz. Bu

K

Türkiye’nin çok önemli bir süt tozu ihracatçısı olduğuna işaret eden Girit, şunları kaydetti.

Geçen yıl kirazla başlayan ve son olarak süt ve süt ürünleriyle Türk ürünlerine olan engellerin kalkması pazarda söz sahibi olmak isteyen Türk ihracatçılarını sevindirdi.

“Çin’de de çok büyük bir pazar var bu konuda. Kendi süt ürünlerinin süt tozu kullanarak yapıyorlar. Veya dondurma üretiminde kullanıyorlar. Biz de bu fırsatları değerlendirmek istiyoruz. Ayrıca peynir için de büyük fırsat. Taze sürülebilen peynirler, geleneksel peynirler olabilir. Oradaki damak tadına yönelik çalışmalar yapacağız. Zaman içinde bu pazarın büyüyeceğini düşünüyoruz.”

oronavir Türkiye ile Çin arasında yaşanan olumlu siyasi atmosfer ekonomik gelişmelere de yansımaya devam ediyor.

Dünyanın en kalabalık ülkesi olan ve yılda yaklaşık 6 milyar dolarlık süt ve süt ürünleri ithal eden Çin pazarının açılmasıyla Türk süt ve süt ürünleri ihracatçıları bu ülkede kalıcı olmak istiyor. İlk hedef pazarda yer bulmak Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, süt ürünlerinde ilk olarak 54 firmayla başlayan Çin serüveninin ilerleyen yıllarda daha da artabileceğini söyledi. Gerek Ticaret Bakanlığı, gerekse Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı yoğun çalışmalara dikkati çeken Girit, “İlk etapta krema, süt tozu, tereyağ ve peynir çeşitlerinin izni verildi. Mesela kutu süt ihracatı halen yasak ama bu verilen izinler de çok önemli.” dedi. Çin pazarının açılmasıyla süt ve süt ürünleri ihracatçılarının hemen pazar araştırması yapmaya başladığına dikkati çeken Girit, ilk amaçlarının Çin pazarında yer edinmek olduğunu vurguladı.

Geçen yıl Türkiye’den 325 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı yapıldığını anımsatan Girit, “Gerek Çin, gerekse diğer pazarlarının devreye girmesiyle yeni tip koronavirüs salgınına rağmen bunu 350 milyon dolara çıkartmayı amaçlıyoruz. En azından hedefimiz bu yönde.” dedi.

çarpık yapı sona ersin artık diyen de yok. Yavuz Gendigelenoğlu Bey elektrik, elektronik,

mekatronik,

bilgisayar

ve medikal alanlarında çok değerli işler yapan üretici ve rol modeli bir insanımızdır. Meslek lisesinin ardından üniversiteyi de elektronik ile alakalı okuyan Yavuz Bey 35 yıldır gece gündüz bu ülke yükselsin diye çalışır. 90’lı yıllarda Bolu’da özel sektörde

Çin’de Türkiye’nin rakiplerine ilişkin ise Girit, şu bilgileri verdi:

çalıştı. Ardından kendi işyerini açtı.

“Bu pazarda hem ABD, hem Avrupa var. Ayrıca Yeni Zelanda ve Avustralya gibi kendilerine yakın ülkelerde Çin’e süt ve süt ürünleri ihraç ediyor. Bizim uzun bir yolumuz var. Biz dünyada süt tozunda rekabetçiyiz. Baharda süt tozu üretimi ciddi artıyor. İlk olarak süt tozu satabiliriz. Esas amacımız peynirden başlayarak diğer ürünlerimizi de markaları olarak Çinlilerle buluşturmak. Çin pazarına ihracat izninin açılmasındaki çabalarından dolayı Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan ve Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’ye teşekkür ediyoruz.”

GE ortamı, üretimsiz hali, çelmeler ve

Ancak küçük şehrin altyapısı, pazarı, ARhasetliklerden usandığı için 2 binlerden

çalışmalarını sürdürmeyi tercih etti. Halen medikal sistemler üzerine çok değerli projeleri, üretim faaliyetlerini, tasarımları

yürütmeye

devam

etmektedir. Kendisini 30 yıldır tanırım. Aramızda ticari bir irtibat yoktur. Bu yazıyı çıkar sağlamak için yazmış da değilim. Amacım çok kıymetli insanların bilinmesini, örnek alınmasını, desteklenmesini sağlamaktır. Beni ara sıra telefonla arar. Bu ülkenin daha iyi noktalara yükselmesi için neler yapılabilir eksenli hasbihaller ederiz. Bu insanın sürekli yenilik, proje, ekonomi düşünmesi beni hep imrendirmiştir. Ülkemizde icat çıkaran, ülkeye çivi çakanlar yüzde 99 oranında engellenir. Bu topraklardan kaçıp gitmesi için her yöntem denenir. 35 yıldır tıbbi sistemler üzerine çalışan Yavuz Bey’e bugüne kadar bir Allah’ın kulu “Kutlarız. Bir desteğe ihtiyacınız var mı? Projeniz nedir?” diyen olmuş değildir.

Ali Özdemir @aliozdemir_net 0505 220 83 85 23.05.2020

13


EKONOMİK NOKTA

İHRACAT

23 -31 Mayıs 2020

Turkİsh Cargo İzmİr’den seferlerİne başlıyor En iyi 25 hava kargo taşıyıcısı arasında en yüksek büyüme oranını yakalayan Türk Hava Yolları’nın (THY) kargo markası Turkish Cargo, 28 Mayıs’ta her gün bir uçak olacak şekilde İzmir’e sefer planlıyor. pazar ağımız da genişliyor. Geçen sene hava yoluyla yaş meyve sebze ihracatında 10 milyon dolarla ilk sırada yer alan kiraz ihracatı 2018’e göre miktar bazında yüzde 23 değer bazında yüzde 53 arttı. En çok ihraç edilen ikinci ürünümüz ise 2 milyon 349 bin dolarla mantar oldu. İncir ihracatından ise 2019’da yüzde 7’lik yükselişle 2 milyon 569 bin dolar gelir elde edildi.”

E

ge Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği video konferansta Turkish Cargo Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, Kargo Satış Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana illeri Kargo Müdürleri yaş meyve sebze ihracatçılarının havayolu kargo ilgili sorularını yanıtladı, pandemi sürecini değerlendirdi. Toplantının moderatörlüğünü yapan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, koronavirüs süresince Turkish Cargo’nun ihracatçıların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına sefer sayısını artırarak Türkiye’nin üretici ve ihracatı için çözüm ortağı olmaya devam ettiğini söyledi. “Koronavirüs sebebiyle getirilen seyahat kısıtlaması yolcu uçaklarının trafiğini düşürürken, kargo uçakları tarafında ise yoğunluğu beraberinde getirdi. Kargo uçaklarının yanı sıra THY’nin yolcu filosunda bulunan uçaklarla da kargo taşınıyor. Dünyanın en büyük altıncı hava kargo taşıma kapasitesine sahip olan Turkish Cargo ile raf ömrü az olan katma değerli ürünlerimizi birçok ülkeye hızlı bir şekilde gönderiyoruz. Birim fiyatları ve ücretler sefer sayıları açıldıkça daha makul seviyelere gelecektir. 2019’da 6 bin 213 ton ürün karşılığında 19 milyon 761 bin dolarlık yaş meyve sebze hava yoluyla taşındı. Geçen sene hava yoluyla yapılan yaş meyve sebze ihracatı 2018’e göre değer bazında yüzde 9 artış gösterdi.” 4 milyon 309 bin dolarla Hong Kong birinci sırada Hava yoluyla en fazla meyve sebze ihracatının 4 milyon 309 bin dolarla Hong Kong’a yapıldığını söyleyen Uçak, Hong Kong’u 2 milyon 525 bin dolar ile Norveç, Norveç’i ise 1 milyon 656 bin dolarla Singapur’un izlediğini söyledi. “Çin’e ise 1 milyon 337 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Fransa ise hava kargoyla yapılan ihracatımızda 1 milyon dolarla beşinci sırada. Türk Hava Yolları’nın uçuş ağının genişlemesi ile Turkish Cargo uluslararası pazarlar da etkisini artırıyor böylece bizim

14

Güney Kore’ye ek sefer gündemde

Yakın zamanda Çin’den sonra Tayvan ve Güney Kore’ye kiraz ihracatının açıldığını söyleyen Uçak, “Pandemi öncesinde Çin, Güney Kore, Malezya, Singapur başta olmak üzere Uzakdoğu ve Güney Doğu Asya’ya yönelik iki tane Ur-Ge projemiz vardı. Turkish Cargo normalleşme sürecine giren Güney Kore’ye şu an haftada iki sefer gerçekleştiriyor.” dedi.

Turkish Cargo Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, “Güney Kore’ye seferlerin artırılması konusunda talep varsa en azından kirazın en yoğun olacağı dönemde bir aya kadar ek sefer konulmasını destekleriz. Ege İhracatçı Birlikleri ile 3-4 senedir yapılan çalışmaların meyvelerini alıyoruz. Geçen sene Haziran ayında Çin’e kiraz ihracatının başlamasıyla yakaladığımız bu artışı devam ettirerek, hava kargoda yaş meyve ihracatımızı daha yukarılara götüreceğiz. Yolcu uçaklarımız Haziran’da başlıyor. Bütün dünya ülkeleriyle bağlantı sağlıyoruz. Yaş meyve sebze gibi ürünlerin raf ömrü az maliyeti yüksek. Bu yüzden kapasite ve fiyat olarak yaş meyve sektörüne özel hareket ediyoruz.” diye konuştu.

İlk sefer 28 Mayıs’ta

THY’nin normalleşme planı hazır

Turkish Cargo Bölge Müdürü Faik Deniz, 28 Mayıs’ta her gün bir uçak olacak şekilde İzmir’e sefer planlandığını açıkladı. ”Geniş gövde olursa buradan İstanbul’a 30 tona yakın gönderi yapabileceğiz. Bu da kapasite ihtiyacını bir nebze rahatlatacaktır. Hassas ürünler olduğu için kapasite için önceliğini yaş meyve sebzeye vereceğiz. Çin ile kiraz ihracatında ticaret hacmi artarsa charter ya da ek seferleri koyacağız. Bu yıl düşük bir ihtimal ama önümüzdeki yıllarda talep artışına bağlı olarak charter operasyonlarını yapabileceğimiz düşünüyorum. Bütün operasyonumuz tek bir havalimanında kompakt bir şekilde devam ediyor. Sorunlar daha da azalacak. İzmir’de balık özelinde dezenfeksiyon işlemi uygulayarak paletlerimizi ve yüklerimizi çıkardık. Koronavirüsün etkisini azaltacak, 30 gün muhafazasını sürdürecek bir koruma dezenfeksiyonuydu. Sağlık Bakanlığı onaylı işlemi ilk defa İzmir’de uygulandı. Bu durum çapraz bulaşmayı da önlüyor. Virüs karşı tarafa geçmiyor.”

Bu sene hava kargo ücretlerinde düzenlemeye gidildiğini, özel kampanya fiyatlarının acentaların bilgisine sunulduğunu söyleyen Özen, yolcu uçuşlarında Haziran ayından itibaren bir planlama yapıldığını sözlerine ekledi.

Ürünler uçağa soğuk zincir kırılmadan yüklenecek İzmir’de 731 metrekare alana 3 bin 878 metreküp kapasiteye sahip soğuk hava deposunun Şubat ayında tamamlandığını açıklayan Faik Deniz şöyle konuştu: “Büyüklüğüyle İzmir bölgesinin 20-25 yıllık soğuk hava deposu ihtiyacını karşılayacağı anlamına geliyor. Yenilemediğimiz depoları dahil ettiğimizde 4 bin metreküpe yakın soğuk hava depomuz var. Ürünleri X-ray’den geçirdiğimizde direk depoya alınıyor ve soğuk zincir kırılmıyor. Uçak altına çekeceğimiz özel ekipmanlarla ilgili de taleplerimizi ilettik. Soğuk zincir kırılmadan ürünler uçağa yüklenecek. Depo 0 ile 8 derece arasında. İkinci fazda donuklar için planımız var. Eksi dereceliyi de yapacağız. İlk projenin içinde soğuk havanın içinde düşündük. Ancak eksi dereceyi soğuk havanın içinde yaparsanız buzlanma yapar ondan ayrı bir odada kullanmanız gerekiyor.”

“Covid-19 nedeniyle birçok ülke uluslararası seyahatte yurtdışından yolcu kabul etme konusunda kademe kademe ilerliyor. İyileşme temposunda hem Türkiye hem de karşılıklı çalışılacak ülkeler için aşağı trendinin devam edileceği varsayımı üzerine yapılıyor. Yolcu birimimiz 320 destinasyona uluslararası da 290 destinasyona uçuyor. Eylül-Ekim gibi yine bu seviyelerde olacak. İlk başta 50-60 ülkeyle başlanacak. Bakanlığın müsaade edeceği ölçüde karar verilecek. Bu ihracat sezonunda ürünlerimizin önemli bir kısmında her gün her yere sefer sıklığı sağlanamayacak. Bu da yolcu seferlerinin kargo seferleriyle beraber yapılmasından yolcu uçaklarının altında kargo taşınmasından kaynaklı.

Her şey yolcu seferlerine bağlı. 23 uçaklık filo kargo hizmeti veriyor. 310 yolcu uçağının Haziran’da devreye girmeye başlamasıyla taşıma ücretlerinde daha uygun tarifeler gündeme gelecek.” “Ürünlerimizin sağlıklı bir şekilde ulaştırılması için çalışıyoruz” Bazı destinasyonlarda fiyatlar üzerinde yapılan iyileştirmenin diğer lokasyonlara da uygulanması gerektiğini vurgulayan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balık ise sözlerini şöyle sürdürdü: “Endonezya, Tayvan, Kamboçya, Kuala Lumpur gibi destinasyonlarla ilgili gün ve sefer sıklığıyla ilgili planlama yapılmalı. Diğer önemli noktalar ise ürünün taşınması konusunda soğuk araç temin edilmesi, uçak rötarları, beklemeler ve soğuk hava alanları. Uçak altı kanat altı beklemeler yükleme esnasında 2-3 saati buluyor. Havalar ısındığı için bizim ürünümüz açısından ciddi handikaplar oluşturuyor. Termal örtüyle ürünlerimizi korumaya çalışacağız. Ürünümüzün müşterilerimize sağlıklı bir şekilde ulaşması için el birliğiyle çalışıyoruz. Adnan Menderes Havalimanı’nın açılması önem arz ediyor. İhracatımızı gerçekleştirdiğimiz bölgede ürünlerimizi İstanbul’a eski Atatürk Havalimanı’na sevk etmek durumunda kalıyoruz. Adnan Menderes Havalimanı’na yükümüzü ulaştırdığımızda oradan gümrüklenerek gidiyor olması çok önemli. İç hatlar başlarsa bu durum çözülecek.” Turkish Cargo Müşteri Hizmetleri Müdürü Mustafa Asım Subaşı, uçak altı operasyonun zincirin en önemli halkası olduğunu söyleyerek, termal battaniyenin sıcak ülkelere ihraç edilen ürünlerde deformasyonu minimize ettiğini söyledi.


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

15 - 22

Nisan 2020

15


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL

23 -31 Nisan 2020

“6. Kamera Elİnde Geleceğİn Cebİnde” Kısa Fİlm Yarışması’nda Bir Ödül de Halktan Gelİyor Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB), tasarruf ve yatırım bilincini aşılamak amacıyla altıncısını düzenlediği “Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışması’nda jüri üyeleri tarafından belirlenen ilk 10 film, bu yıl ilk defa halkın oylamasına sunulacak. Oylama süreci 29 Mayıs tarihine kadar kisafilmoylama.com internet sitesi üzerinden gerçekleştirilecek. Halk oylamasında birinci olan film, 5.000 TL değerindeki yatırım fonunun sahibi olacak.

A

lign Technology, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından toplumu tasarrufa yönlendirmek amacıyla düzenlenen ve gelenekselleşen “6. Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışmasında jüri tarafından ilk 10 film belirlendi. Jüri tarafından seçilen ilk 4 filme ek olarak bu yıl beşinci olan filme “Halk Özel Ödülü” verilecek. Oylamaya katılan 300 kişiye 1 ay geçerli olmak üzere 4 GB internet hediye edilecek.

29 Mayıs tarihine kadar yapılacak oylamada birinci olan film, 5.000 TL’lik ödülün sahibi olacak. Halk oylamasında birinci olan film, jüri tarafından seçilen ilk dört film arasında yer alıyorsa, beşincilik ödülü sıralamada ilk dört içerisinde yer almayan bir sonraki filme verilecek. Yarışmada birinci olan filmin yönetmeni 12.500 TL değerinde yatırım fonunun sahibi olacak. İkinci 10.000 TL, üçüncü 7.500 TL, dördüncü olan film ise Cüneyt Cebenoyan Özel Ödülü olarak 5.000 TL değerinde yatırım fonunun sahibi olacak.

SİNOZ’DAN KARGO ŞİRKETİ YATIRIMI Dünya çapında pandemi kabul edilen koronavirüsün ülkemizi de etkisi altına almasıyla hijyen ihtiyacı e-ticaret sitelerine olan talebi her geçen gün daha da artırıyor. 2008 yılından bu yana e-ticaret alanında faaliyet gösteren güçlü yerli kozmetik markası Sinoz, artan talepleri hızla karşılamak adına kendi kargo şirketini kurdu.

A

lign Technology, T Yerli kozmetik markası Sinoz, 2008 yılından bu yana e-ticaret alanında güçlü bir marka olarak aktif rol oynuyor. Son zamanlarda yaşanan koronavirüs salgınına hassas yaklaşımı gözeterek, önce hijyenik paketleme sistemlerini makineler aracılığıyla gerçekleştiren Sinoz, e-ticarete olan talebin artmasıyla kendi kargo şirketinin temellerini attı.

Yaklaşık bir aydır devam eden İstanbul içi pilot uygulamalarında etkili ve hızlı teslimatlar sağlayan Sinoz, tüm Türkiye için alt yapı çalışmalarına başladı. Kurumsal kargo şirketi yatırımı ile ilgili Sinoz Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Çörekci, “Eticaret alanında faaliyet gösteren şirketlerin olmazsa olmaz iş birliği en çok kargo şirketleri ile gerçekleşiyor. Pandemi süreci ile artan e-ticaret faaliyetlerine mevcut üçüncü parti kargo şirketleri yetişmekte zorlanabiliyordu, bizler de önce pilot uygulama olarak İstanbul’da başladığımız gönderimleri alt yapı çalışmalarımızı da tamamlayarak tüm Türkiye’ye yönelik gerçekleştireceğiz. Sürecin tüm e-ticaret şirketleri için gerekliliğini içinde bulunduğumuz dönemde bir kez daha gördük ve yatırımı hızlandırdık. Hızlı ve hijyenik paketleme ağımızı hali hazırda kurmuştuk, şimdi de teslimatta aktif rol üstlenerek müşteri aidiyetliğimizi geliştireceğimize inanıyoruz” dedi. Yeni yatırımın başlıca sebepleri arasında yaşanan yoğun teslimat süreçleri ve üçüncü parti kurumların bu teslimatlara yetişmedeki rolleri olduğunu da vurgulayan Çörekci, “ İç yapılanmamızı genişleterek yeni yatırım ile birlikte tüm operasyon süreçlerini titizlikle yürüteceğimize eminiz. Kendi kargo şirketimizle e-ticaret alanındaki aktif rolümüzü de güçlendireceğiz” dedi.

16


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

23 - 30

Nisan 2020

17


EKONOMİK NOKTA

TANITIMLAR

23 -31 Mayıs 2020

Mert Aslan ROL MODEL Presents İNSANLAR onlİne’da İlk KİTABI defa Morhİpo. ÇIKTI com’da g m azetemizin köşe yazarlarından Ali

Özdemir’in yazdığı “Rol Model İnsanlar” adlı

ert Aslan’ın seçkisiyle heyecan

verici tasarım markaları Morhipo.com’da modaseverlerle buluşuyor.

Yeni eklenen markalar ve ürünlerle büyümeye

kitabı basıldı.

devam

KDY Yayınları tarafından 115 sayfa olarak

modanın

edecek

Mert

Aslan

Presents’a

e-ticaretteki

adresi

Morhipo.

com’dan ulaşabilirsiniz.

basılan

kitap.

Ülkemize

geldikleri

zor

koşullarda bile hizmet etmiş kişilerin kısa hayat hikayelerinden anektodlar anlatıyor.

Her sezon moda editörü Mert Aslan’ın özenle seçtiği tasarım markalarıyla gerçekleştirilen

İlgiyle okuyacağınıza eminiz.

alışveriş şenliği “Mert Aslan Presents” bu

Ali Özdemir @aliozdemir_net 0505 220 83 85

yıl modanın e-ticaretteki adresi Morhipo. com’da. Aksesuardan çocuk giyime geniş yelpazedeki markaların bir araya geldiği projede, seçkin tasarım ürünleri Morhipo.com kullanıcılarının beğenisine sunuluyor. Madam Malachite’in doğu-batı kültürünü bir araya getiren renkli çantaları; Ninon, Reian Jewellery ve Bendis’in göz alıcı aksesuarları; Fiolas’ın

ferahlatan

kokuları;

Tullaa’nın

el işçiliğiyle dokunan doğal çantaları ve Pinolini’nin çocuklara özel hem şık hem doğal kıyafetleri Mert Aslan Presents’ta yer alıyor.

sİYASAL g MAKALELER -IKİTABI ÇIKTI

azetemizin editörü İlker Kaplan’ın

5. kitabı “Siyasal Makaleler” basıldı. DM Yayınları tarafından 166 sayfa olarak basılan kitap. 2000 - 2020 arasında yayınlanmış farklı konularda yazarın görüşlerini kapsıyor. İlgiyle okuyacağınıza eminiz. İlker Kaplan’ın yayınlanmış tüm kitaplarını ; www.worldmediagroupe.com internet sitesinden sipariş vererek edinebilirsiniz.

Sömürgecilik Kısa Tarihi(İnceleme-Araştırma), Küreselleşme

ve

Medya

(İnceleme-

Araştırma),

18

Endüstri 4.0

(Teknoloji - Endüstri),

Azınlık Düşler

(Şiir),

Siyasal Makaleler - I- (Makale)...



EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

23 - 31

Mayıs 2020

Z Kuşağının Gayrİmenkul Tercİhİ A

drese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2019 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 83 milyon 154 bin 997 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 955 bin 672 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun %15,6’sını oluşturdu. 2000 yılından sonra doğan Z kuşağı hakkında bilgi veren Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Bu nesil internet ve cep telefonu ile doğdular. Hane halkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre internet kullanım oranı, 1624 yaş grubundaki genç nüfusta 2019 yılında %92,4 oldu” dedi . Gayrimenkul İhtiyaçları Farklı Z kuşağının geleneksel olmayan öncelikleri olduğunu belirten Özelmacıklı “Bu kuşağın

görsel algıları çok açık. Gayrimenkulleri sadece fiyat olarak incelemeyip çok yönlü olarak araştırıyorlar. Akıllı ve fonksiyonel evlere meraklı oldukları gibi hızlı bir şekilde yaşam alanlarını değiştirebiliyorlar. Yapılarda çevreye ve doğaya duyarlı tercihleri de ön planda” dedi. İnternet Öncelikli Bilgi Kaynağı Bu kuşağın sosyalleşme ve iletişim kaynağının internet olduğunu ifade eden Altın Emlak Genel Müdürü “Geçmiş kuşakların aksine Z kuşağı tercihlerini internette aratıyor. Kampanya, indirimler ve fiyat araştırmalarını buradan takip ediyorlar. Gayrimenkul edinimlerinde kuşaklar arası yaşanan farklılıklar hem üreticileri hem de pazarlama faaliyetlerinde bulunan emlak işletmelerini yeni yöntemlere yöneltiyor. 360 derece sanal turlar, karar destek sistemleri ve dijital pazarlama ürünleri ön plana çıkıyor” dedi.

Seyahat Yasağında Tapuda Satışlar Devam Edebİlecek 1

5 ildeki seyahat kısıtlaması 3 Haziran’a kadar uzatıldı. Kısıtlamaların uygulandığı bazı illerde, illere giriş ve çıkış yapamayan alıcı ve satıcılar, tapu işlemlerini bir araya gelmeden de yapabilecekler. Konuya ilişkin bilgi veren Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Tarafların farklı tapu müdürlükleri veya yurt dışında bulunmaları halinde bile tapu müdürlüklerinde satış ve bağış gibi işlemler artık yapılabiliyor. Yetki alanı dışında kayıtlı bulunan taşınmazlarla ilgili bu tür tapu işlemlerinin yapılabilmesi, kısıtlamanın uygulandığı şehirlerde bizler için önemli bir çözüm olacak. Pilot olarak Berlin ve Ümraniye’de yapılan örnek satışlar sonrasında, belirlenen illerde işlemler başladı. Bu sayede alıcı ve satıcı aynı şehirde bulunmasa da işlemlerimiz devam ediyor” dedi.

20

Pilot Uygulamalar Başladı Aynı İldeki İşlem Yapılamaz Aynı il sınırları içindeki işlem taleplerinin karşılanmadığını belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Mülkiyeti devreden taraflar birden fazla ise, başvurunun aynı yerden yapılması gerekiyor. Mülkiyeti devralan tarafların tamamının da aynı birimde olması ya da devreden ile aynı tapu müdürlüğünde bulunması gerekiyor. Kredili işlemlerde ise alıcı ve bankanın aynı birimde bulunması yeterli. Gerekli belgeler tapuya sunulduktan sonra, resmî senedi hazırlayan tapu müdürlüğü akdin taraflarına randevu saatini bildiriyor. Akdin tarafları imza aşamasında aynı anda birimlerde hazır bulunuyorlar. Tarafların imzaları birbirine müteakip alındıktan sonra işlem tamamlanmış oluyor” dedi.

Son dönemde web tapudan, yabancılara satış sürecine kadar birçok yeniliğin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirildiğini ifade eden Özelmacıklı “Şu anda bu uygulama pilot olarak bazı illerimizde başladı. Örneğin İstanbul’da Ümraniye ve Büyükçekmece, Ankara’da Çankaya, Muğla’da Menteşe, Eskişehir’de Odunpazarı, Bursa’da Yıldırım, Konya’da Selçuklu, Antalya’da Kepez, İzmir’de Bayraklı ve Bornova hatta yurtdışında Berlin’de bu başvurular alınabiliyor. Yetki alanı dışında yapılacak tapu işlemlerinde, yetki verilen tapu müdürlüğünün yöresel katsayısı esas alınarak işlem için belirlenen döner sermaye hizmet bedelinin iki katı; yurt dışından tapu işlemi yapılması halinde, yurt dışı yöresel katsayı esas alınarak işlem için belirlenen döner sermaye hizmet bedelinin dört katı tahsil ediliyor” dedi.

HEDEF KİTLENİZE ULAŞMANIN


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

XL Mİmarlık+ Mühendİslİk’e İkİ Ödül Bİrden! M

imarlık+Mühendislik, Paris

merkezli mimarlık, iç mimarlık, peyzaj tasarımı, ürün tasarımı ve grafik tasarım ana kategorilerinde projelerin ödüllendirildiği The DNA Paris Design Awards 2020’de “İrme Elektrik Genel Merkez Binası” ve “WITHCO Coworking Space” projeleri ile iki ayrı ödülün sahibi oldu. Mimar Arda Işık’ın liderliğinde stratejik planlama, küresel tasarım düşüncesi ve sanat yoluyla mimari tasarıma bütünsel bir yaklaşım sunan XL Mimarlık+Mühendislik, Paris merkezli The DNA Paris Design Awards’da iki ayrı proje ile ödül almaya hak kazandı. Uluslararası jürinin mimarlık, iç mimarlık, peyzaj

tasarımı, ürün tasarımı ve grafik ta-

stüdyosu ve ortak alanlardan oluşan

sarım ana kategorilerinde dünyanın

proje, ana kurgusu ile kullanıcısını

hemen her yerinden başvuru yapan

katılım için yönlendiriyor ve teşvik

çok sayıda projeyi değerlendirdiği

ediyor.

yarışmada Withco Coworking Space yapısı “Mimarlık/Yenileme” kate-

“Grafik Tasarım/Renkli Proje” ka-

gorisinde Birincilik Ödülü’ne, İrme

tegorisinde ‘’Honorable Mention’’

Elektrik Genel Merkez Binası

ise

ödülünün sahibi olan, İzmir’deki

“Grafik Tasarım/Renkli Proje” ka-

İrme Elektrik Genel Merkez Binası

tegorisinde “Honorable Mention”

ise, halihazırda eski bir depo bina-

ödülüne layık görüldü.

sı olarak kullanılan bir yapının XL Mimarlık+Mühendislik tasarımıyla

XL Mimarlık+Mühendislik’e yarış-

perakende, toptan satış, depolama,

mada birincilik ödülünü getiren,

ofis ve ağırlama alanı ile eğitim ve

İzmir’deki Withco Coworking Ofis

rekreasyon alanlarının bir arada ça-

Alanı, yenilenmiş bir depo yapısında

lıştığı; elektrik, mekanik ve otomas-

yer alan paylaşımlı ofis yapısı ola-

yon sistemleriyle her parçası kontrol

rak kurgulanmış. 75 ofis odası, 45

edilen, yüksek standartlarda bir ge-

masa ünitesi, 98 kişilik amfi, toplan-

nel merkez binasına dönüştürülme-

tı odaları, kafe, restoran, girişimci

siyle elde edilmiş.

hızlandırıcı kampüs alanı, YouTube

23 - 31

Mayıs 2020

Simge şahin

Align Tech nology Exocad’i Bünyesİne Kattı A lign Technology, dental bilgisayar destekli dizayn ve üretim (CAD/CAM) yazılımları pazarında lider olan ve 150’den fazla ülkedeki geniş müşteri ortağı ve satıcıları aracılığıyla dental laboratuvarlara ve dental uygulamalara tam entegre iş akışları sunan özel şirket Exocad Global Holdings GmbH’i satın aldığını duyurdu. Exocad’in satın alımı, Align’in dijital platform erişimini, orto-restoratif ve kapsamlı diş hekimliğini kolaylaştırmak için uçtan uca dijital platform iş akışında restoratif ihtiyaçları ele alan teknolojiler ekleyerek genişletiyor. Align Technology bu satın almayla ayrıca, Exocad’in restoratif dişhekimliği, implantoloji, rehberli cerrahi ve gülümseme tasarımı alanlarındaki uzmanlığını portföyüne katıyor. Align’ın Invisalign ve iTero dijital çözümleri, laboratuvarda ve hasta başında yeni ve çok disiplinli diş hekimliğine zemin hazırlıyor. Exocad aynı zamanda 200’e yakın ortağı ve dünya çapında 35.000’den

fazla lisansı ile Align’ın dijital diş hekimliğindeki platform erişimini arttırıyor. Bu duyuru hakkında Align Technology Başkanı Joe Hogan, “Exocad’in satın alımı iki şirketin 2017’de başlayan iş birliği için gereken doğal bir adım. Yolculuğumuzun sıradaki aşamasında dijital diş hekimliğinin evrimini sürdürmek için heyecanlıyız. Exocad’in vizyoner kurucuları Till Steinbrecher ve Maik Gerth ve onların tecrübeli yazılım ekibi, teknolojik kabiliyetimizi geliştirecek ve gelecek dijital yenilikleri sağlayacak. Birlikte Exocad’in dental CAD/CAM endüstrisindeki kilit teknoloji sağlayıcısı konumunu genişleteceğiz ve şirketin temelini oluşturan açık ve entegre bir yaklaşımla kesintisiz inovasyon sağlayacağız’’ dedi. Exocad operasyonlarını olduğu gibi sürdürmeye devam edecek. Exocad ayrıca, paydaşlar ve tüketicilerden oluşan geniş ekosistemini desteklemeyi ve donanımdan bağımsız yazılım çözümleri sağlamayı sürdürecek.

ADRESİ WORLD MEDIA GROUP

21


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin görüntüleme)

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet) Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Mete Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com

11




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.