Doğan Hasol / Mimarlık Cep Sözlüğü

Page 1


DOĞAN HASOL Galatasaray Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirdi, bir süre aynı fakültede asistanlık yaptı. 1965-66’da Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin Sekreter Üyeliği’ni, 1966-69 arasında da Mimarlar Odası’nın dergisi Mimarlık’ın Yazı İşleri Müdürlüğü’nü üstlendi. Mimarlar Odası yönetim kurullarında görev aldı. 1968’de bir grup arkadaşıyla birlikte, yapı alanında bir bilgi merkezi olan Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) kuruluşunu gerçekleştirdi. Daha sonra, YEM’in üyesi olduğu Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği (UICB)’nin Başkanlığına iki kez seçildi. Başkanlığı sona ererken kendisine UICB Genel Kurulu’nca onursal üyelik payesi verildi. Doğan Hasol, YEM’in bilgi merkezi işlevi doğrultusunda, Yapı dergisinin yanısıra başta Yapı Kataloğu olmak üzere, mesleki kataloglar ve mimarlık kitaplarının yayımlanmasına, kurslar, konferanslar, seminerler düzenlenmesine öncülük etti. 1990’da eşi Hayzuran Hasol ile birlikte, yapı dalında, Mimarlar Odası’nın Ulusal Mimarlık Ödülü’nü kazandı. Serbest mimarlık çalışmalarını eşi ve kızları Ayşe Hasol Erktin’le birlikte kurdukları Has Mimarlık grubu içinde sürdürmektedir. Kendisine, 1998 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nce “Fahri Doktor”, 1999’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nce, 2012’de İstanbul Kültür Üniversitesi’nce “Onursal Doktor” unvanı, 2000’de Mimarlar Odası’nca, 2014’te de İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nce “Mesleğe Katkı Başarı Ödülü” verilmiştir. Doğan Hasol’un yazıları ve kitapları için bakınız: www.doganhasol.net


DOĞAN HASOL

DOĞAN HASOL

MİMARLIK CEP SÖZLÜĞÜ

MİMARLIK Beşinci Baskı

CEP SÖZLÜĞÜ Beşinci Baskı


mimarlık cep sözlüğü / Doğan Hasol

© Remzi Kitabevi, 2019 Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz.

ısbn 978-975-14-1916-3 birinci-beşinci basım: YEM Yayın, 2009-2017 altıncı basım: Remzi Kitabevi, Kasım 2019 Kitabın basımı 2000 adet yapılmıştır. Remzi Kitabevi A.Ş., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-İstanbul Sertifika no: 10705 Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr Baskı: Seçil Ofset, 100. Yıl Mah., Matbaacılar Sitesi 4. Cad. No: 77 Bağcılar-İstanbul Sertifika no: 44903 / Tel (212) 629 0615 Cilt: Çifçi Mücellit, 100. Yıl Mah., Matbaacılar Sitesi 5. Cad. No: 24-25 Bağcılar-İstanbul Tel (212) 629 4783


ÖNSÖZ ÖNSÖZ sözlüğünün hazırlanmasına hazırlanmasına da yanak oluş turan Bu cep sözlüğünün dayanak oluşturan Ansiklopedik Mimarlık Mimarlık Söz lüğü ilk kez 1975 yı lında çık tı Ansiklopedik Sözlüğü yılında çıktı bugüne değin değin 15 kez basıldı. basıldı. Her baskısında baskısında ye ni­ ve bugüne yeninarak gün celleştirilen söz lük, kırk dan den ele alı alınarak güncelleştirilen sözlük, kırk yıl küsur beri, öğberi, renciöğrencilik lik dönemdönemlerinden lerinden başlaya rak mimarmilar yıldan başlayarak ve yakınvemes lek dal ları için bilgi­yo bir başvubir ru marlar yakın meslek dalları içinğun bilgi-yoğun kaynağı oluş turdu. Elinizdeki sözlük ise, hemise, mimar­ başvuru kaynağı oluşturdu. Elinizdeki sözlük hem lığa ilgi duilgi yanduyanlar, lar, hem de mide mar lar için, için, boyuboyutu ve mimarlığa hem mimarlar içeve riğiy le, kullanıl ması kolay kolay bir el bir altıelkay nakaynağı ğı nite­ tu içeriğiyle, kullanılması altı liğindedir. niteliğindedir. Birkaç önce Türkiye Bilimler Akademi si (TÜBA), Bir süreyıl önce Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), hahazırlamakta olduğu çeşitlibilim bilimdallarının dallarının terimlerini terimlerini zırlamakta olduğu çeşitli derleyecek söz lük için den de marlık teterimlerimleri­ derleyecek sözlük için ben benden demi mimarlık rini Bitirip kendilerine ulaştırdığım çalışma ni isistemişti. temişti. Bi tirip ken dilerine ulaş tırdığım ça lışma aynı kaynağı oldu. aynı zamanda zamanda bu cep sözlüğünün sözlüğünün esin kay nağı ol du. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü’nden damıtılmış bir öz Ansiklopedik Mi marlık Söz lüğü’nden da mıtılmış bir niteliğindeki Mimarlık Sözlüğü böylece, yıllık niteliğindeki Mi marlık Cep Söz lüğü böy lece, kırk yıl lık bir deneyimi titiz çalışmayla deneyimi de arkasına arkasına alarak alarak ti tiz bir ça lışmayla hazırlandı. hazırlandı. Sözcükler yapıtaşlarıdır. Bunların Sözcükler ve terimler terimler dillerin dillerin ya pıtaşlarıdır. Bun ların çeşitli derlenmesi alanlarda çeşitli meslek meslek dallarında dallarında der lenmesi hem o alan larda hem de de genelde geneldedilin dilinzenginleşmesini zenginleşmesinive vedoğru doğrukullakul­ nılmasını sağlar. Sözlüğün Türkçeye, ve lanılmasını sağlar. Sözlüğün Türkçemimarlığa ye, mimarlı ğakulve lananlara olması dileğiyle... kullananlayararlı ra yarar lı olma sı dileğiyle...

Doğan Hasol Hasol Doğan


SÖZ­CÜK­LE­RİN­AÇIK­LAN­MA­SIN­DA­TU­TU­LAN­YOL­LAR l Sözcüklerin açıklanmasında, kısaltmalarda ve işaretleme­

de Türk Dil Kurumu’nun ve Türk Dil Derneği’nin sözlük ve kılavuzlarında olan yollara uyulmaya çalışılmıştır. l Madde başı sözcükler abecesel sırayla, siyah puntolarla;

eşanlamlı sözcükler açıklamaların sonunda italik harflerle verilmiştir. l Terimler ilk sözcüğe göre abecesel olarak sıralanmıştır. l Akım, tarz ve üsluplar ilk harfleri büyük olarak verilmiştir. l Sözcüklerin türlü anlamları numaralanmıştır. Tanımlarda

çeşitli anlamlı sözcükler geçtiğinde hangi anlamın düşü­ nüldüğü, o sözcüğün üst yanına ufak punto rakamla anla­ mın numarası yazılarak belli edilmiştir. Örneğin kalınlık sözcüğü şöyle tanımlanmıştır: cumba2. Buradaki cumba sözcüğünün yanındaki 2 rakamı bu sözün ikinci anlamıyla kullanıldığını gösterir. l Tanımlamanın

sonuna konulan Bkz. kısaltması ile

eşanlamlı bir sözcüğe değil, anlam yakınlığı ya da karşıtlığı olan başka bir sözcüğe dikkat çekilmek istenmiştir. l Tamlama durumundaki terimlere baştaki sözcüğe göre yer

verilmişse de geniş tanımlama anlamın ağır bastığı sözcü­ ğe göre yapılmıştır. Örneğin asma çatı “çatı” sözcüğünün, burma sütun “sütun” sözcüğünün yanısıra açıklanmıştır. Bu yöntem mesleki terimlerin bir arada açıklanması ve toplu­ ca görülebilmesi bakımından daha yararlı olmaktadır. l Sert ünsüzle sona erdiği halde ünlü ile başlayan bir ek

alınca yumuşamayan (kesit, konut gibi) isimler kesit,-ti, konut,-tu biçiminde gösterilmiştir. l Yabancı sözcüklerin kökeni kısaltmalarla gösterilmiş, baş­

ka bir dilden bir ek ya da sözcükle birleşmiş olanlar her iki dilin kısaltması ile belirtilmiştir. l Yabancı birleşik sözcüklerin temel öğeleri, gerekli görül­

dükçe açıklanmıştır. l Terim niteliğindeki sözcüklerin hangi bilim ya da meslek

dallarında kullanıldıkları kısaltmalarla belirtilmiştir. 6


KISALTMALAR KISALTMALAR KISALTMALAR a. akus. Al. Amr. Ar. ark. ayd. ba. Bkz.

Cerm. ç. Çin. çiz. dül. elk. Erm. esk. Far. fels. Fin. fiz. Flam. Fr. geom. hid. Hint. hlk. Hol. huk. İbr. İng. İsp. İt. Jap. jeol. Kelt. kim. Lat. Mac. malz.

a. Ad mar. Marangozluk terimi Ad akus. Ad Akustik teri mi Marangozluk mar. terimi a. mat. Mate ma tikluk teri mar. ran goz temi rimi Akustik teriakus. mi Al. Alman dan mat. terimi Ma Akus tikcate ri mi Matematik mat. mec. Mecaz ola tema tikrak terimi Almancadan Amr. Ame rikan ca dan Mecaz olarak mec. Al. Alman cadan mit. Mito lojiola terak rimi mec. Me caz AmerikancaAmr. dan Ame Ar. Arapri çakan danca mit. mi dan Mitoloji terimit. MÖ latlo tan ce Mito ji teön rimi Arapçadan Ar. ark. Ar keolo ji MÖ Milattan önMÖ ce MS ra Arap çadan Milattan son önce Arkeoloji ark. ayd. Ar Ayke dın latjima terimi MS Milattan son ra Mi Osm. Oslat man lıca dan olo MS tan son ra Aydınlatmaayd. terimiAy ba. Beto nar te Osm. Osmanlıcadan Örn. Os Örne ğinlıcadan dın latme ma teririmi mi Osm. man Betonarme ba. terimiBe Bkz. Bato kınız, ayÖrn. rıte ca baÖr kıne nızğin Port. Ör Porne teğin kizceden narme rimi Örn. Bakınız, ayrı ca bakı te kizceden (eşan lamay lıPort. la ter mez, Rus. Por Ruste çakiz dan Bkz. Banız kınız, rırı cagös baPor kı nız Port. ceden (eşanlamlıları göster mez, dan yakın anlam lı gös yaRus da iliş kili Rus. Sansk. Rus Sans krit çeden (eşan lam lıRus. ları terça mez, ça dan yakın anlamlı ya da iliş ki lire Sansk. krit sözkın cük le gön deSans rir.)iliş sıf. Sıfat kritçeden ya an lam lı ya da kiçe li den Sansk. Sans sözcüklere gön derir.) fat süs. Sı Süs Cerm. Cercük men lin den söz ledi resıf. gön deSı rir.) sıf. fatlemecilik terimi terimi Cermen dilin str. Strük tür ci talik sarı terimi ç. den Cer Çoğul süs. Süs leme temı rimi Cerm. men disüs. lindenSüslemecilik Strüktür tasa rımı Strük teri mi Çoğul şeh. Şe hir ci liktatesa rirı mi Çin. Ço Çinğul ceden str. str. tür mı terimi ç. şeh. Şehircilik teşeh. rimi Şehir Çinceden Çin. şek. kil cilik terimi çiz. Çizim terimi Çin ceden şek. T. Türk Çizim terimi dül. Çi Dül gerte likrite rimi Şekil şek. Şe kilçe çiz. zim mi T.ri tes. Sıhhiçe tesisat terimi Dülgerlik teelk. rimi Elek trikliktete ri mi T. Türk dül. Dülger mi Türkçe tes. tlf.terimi Tele tesat rimi Elektrik terielk. mi Erm. Erme nice Sıh hifon tesi terimi Elek trik teden ri mi Sıhhi tesisattes. tlf. Telefon teritlf. mi terimi to po. Topografya Tole poğ rafte ya terimi Ermeniceden esk. Er Esme kimiş tirden Te fon rimi Erm. nice tepo. rimiTo vb. Vepoğ benraf zer leri Eskimiştir esk. ya terimi Far. Es Fars çadan kimiş tir topo. Topoğrafyato Ve benzerlevb. ri yer. Yerel ağız Farsçadan Far. Ve ben zerda leri fels. Fars Felseça fedan terivb. mi Yerel ağızdayer. Yun. Ye Yurel nanağız cadan Felsefe terimi da Fin. cefe den fels. Fin Felse teriyer. mi yy. Yüz yıl cadan Finceden Fin. Yun. Yu nan fiz. Fizik terimiYun. Yunancadan Fin ceden yy. Yüzyıl Fizik terimifiz. yy. Yüzyıl Flam. Fi Fla man cami dan zik teri Flamancadan Fr. Fran sızca Flam. Fla man cadan dan Fransızcadan geom. Fran Geomet ri dan terimi Fr. sızca Geometri tege rimi hid. Hidro likritete riri mi om. Geo met mi Hidrolik terihid. mi Hid Hint. Hintro çelik den terimi Hintçeden Hint. hlk. Hint Halkçe ağden zında Halk ağzında Hol. Halk Hollan linden hlk. ağda zındida Hollanda dihuk. lindenHu teridimi Hol. Holkuk landa linden Hukuk terimi İbr. İbran cate dan huk. Hu kuk rimi İbrancadanİbr. İng. İb İnran gilizca cedan den İŞARETLER İngilizcedenİng. İsp. İn İspan caİŞARETLER dan gilizyol ceden İŞARETLER ° Sözcüğün ilk harfinin İspanyolcadan İt. İtal yan caca dan İsp. İs pan yol derece Sözcüğün ilk harfinin Sözcüğünbulunan ilk harfinin °dan ° üstünde İtalyancadan Jap. Ja pon caca dan derece sözcüğün İt. İtal yan danüstünde bulunan işareti üstünde bulunanyabancı derece asıllı olduğunu JaponcadanJap. jeol. Ja Jeolo tedan rimiişareti sözcüğün yabancı işareti sözcüğüngösterir. yabancı ponjica Jeoloji terimi asıllı olduğunu gösterir. Kelt. Kelt je ol. Je oloçe ji den terimiasıllı olduğunu <gösterir. Yabancı sözcüklerin Keltçeden Kelt. kim. Kelt Kimçe yaden teri<miYabancı sözcüklerin geçtiği dil ile < Türkçeye Yabancı sözcüklerin Kimya terimi tinya cete den Lat. La kim. Kim rimiTürkçeye geçtiği dil ilkile kaynağı olan dilin Türkçeye geçtiği dil ile Latinceden Mac. Matin car ca dan ilk kaynağı olan dilin ce den Lat. La kısaltması ilk kaynağıarasına olan dilin MacarcadanMac. malz. Ma Yapı zeme si terimi arasınakısaltması konmuştur.arasına carmal cadan kısaltması Yapı malzeme si teYa rimi konmuştur. malz. pı malzeme si terimi konmuştur.

7 7

7



A abadana Eski İran’da hü­ kümdarların taht salonları­ na ve bu salonu içeren, önü sütunlu saraylarına verilen ad, °apadana. abajur Fr. (abat-jour) 1. Ay­ dınlığı bir yere yöneltmek ve ışığın doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan lamba (I) si­ peri. 2. Kalın bir dış duvarda delik şeklinde açılmış olup daha çok ışık almak için içe­ riye doğru genişleyen şevli pencere. abak, abakus Fr. (abaque) < Lat. (abacus) Antik sütun başlıklarının üstüne gelen, genişçe ve dışa taşkın tabla, başlık tablası, °mahmel. abak(us) mahmuzu Bazı abakların köşelerinde yer alan kıvrımlara verilen ad. abakulus Lat. (abaculus) °Tessera. abide Ar. (ebed sonsuzluk) Anıt. açık­ha­va­ ti­yat­ro­su Bkz. ti­ yatro. açıt Pencere ya da kapı boş­ luğu. açma Girecek veya çıkacak yer: pencere açması, kapı açması. ad-hoc­ mi­mar­lık­ (ad hok okunur) Modern mimarlı­ ğa karşı 1970’lerin başında doğmuş olan akım. Par­ çaların bir amaca yönelik olarak ya da bir sorunu çözmek üzere bir araya ge­ tirilmesini savunur. adi­ton,­ aditum Yun. Eski çağlarda tapınakların, içinde

abajur² (Le Corbusier’nin Ronchamp Şapeli’nden)

A

abak (Parthenon’dan)

tanrı ya da tanrıçanın hey­ kelini, kutsal şeyleri, tanrıya sunulan armağanları sakla­ yan en içteki odası. ad­sız­ mi­mar­lık Anonim mimarlık. af­ ro­di­si­yas­ Yun. Yun. Eski Eski Yu­ afrodisiyas Yu­nan’da, özellikle özellikle Kyre ne ve Kyrene Kilikya’da Afrodit’e Ki likya’da Af rodit’e duduyuyulan langısaygı nedeniyle say nedeniy le birçokbirçok kente kente ad. ve rilenverilmiş ad. 9


ago­ra

agora Asos agorası MÖ 2.yy. ağırlık kulesi (A) A

ago­ra Yun. Eski Yunan kent­ lerinde, çoğu portiklerle çev­ rilmiş çarşı ya da toplantı alanı. ağır­lık­ku­le­si­Büyük kubbe­ lerin açılma kuvvetini kar­ şılayarak dengeyi sağlamak amacıyla, kubbe kemerleri­ ni taşıyan ayaklara üstten bir ağırlık daha eklemek için bunların üzerine kurulan, içi dolu ya da kısmen boş, taş kulelerden her biri; dayan­ ma kulesi. ağız­lık­ta­şı­Taştan yapılmış kuyu bileziği. ağör­gü Taşları ağ şeklinde yerleştirilmiş duvar örgüsü. ağ­to­noz­ Gotik mimarlıkta kullanılmış olan ve çok sayı­ 10

daki kaburganın kesişme­ siyle oluşmuş ağ biçiminde parçalı tonoz. ah­şap­ Ar. (haşep’in çoğulu. Türkçe’de çoğul anlamını yi­ tirmiştir) 1. sıf. Ağaçtan, tah­ tadan yapılmış: ahşap ev. 2. Ağacın odun kısımları, ke­ reste, tahta. aka­de­mi­ci­lik­Fr. T. Son şek­ lini bulmuş sayılan bir este­ tik düzene ve akademi gele­ neklerine sıkı sıkıya bağlılık, °akademizm. akant(us),­ akantyaprağı Yun. (akantha diken) Kenger­ yaprağı. akıl­cı­lık Usçuluk, °Rasyona­ lizm. akıllı­bina­Otomasyonla do­ natılmış bina.


aksonometri

Atina akropolü

ak­ro­ma­tizm Yun. Kromatik renklerin değil de siyah, be­ yaz, grinin kullanılması. ak­ro­pod­yum Yun. (akros uç, podos ayak) Bir heykeli ta­ şıyan ve çoğu kez onunla aynı parçadan yapılmış olan alçak kaide. ak­ro­pol,-lü­ Fr. (acropole) < Yun. Eski Yunan kentlerin­ de, kentin yüksek noktasına kurulan ve en önemli yapı­ ları, tapınakları barındıran içkale, erk, üstkent, °akropolis. ak­ro­po­lis­ Yun. (akros yük­ sek, polis kent) Akropol. ak­ro­ter Fr. (acrotère) < Yun. Antik alınlığın tepesine ya da yanlarına yerleştirilerek üzerine heykel ve süsleme­ ler konulan kaide. ak­si­yal­plan Bir eksen üze­ rinde uzunlamasına gelişen plan şeması, eksenel plan. ak­so­no­met­ri,­ ak­so­nometrik­ iz­dü­şüm­ Yun. (axon ek­ sen, metron ölçü) Bir cismi (örneğin bir yapıyı) üç boyut­ lu olarak gösteren bir geo­ metrik çizim türü; paralel izdüşümle elde edilen pers­ pektif, paralel izdüşüm, para­ lel perspektif.

1 1

2

1

1. akroter 2. antefiks aksonometrik izdüşüm

11


akus­tik­

alçı pencere: Rodos’tan örnekler (Balducci’den).

alem hilâl küçük küp boyun armut bilezik büyük küp

kova

Bir alemin çeşitli bölümleri

akus­tik­ Seslerin işitilmesi yönünden bir yerin niteliği. mimari akustik Binalarda sesin iyi işitilebilmesi için mimarların ve mühendis­ lerin kullandıkları teknik­ lerin bütünü. akus­tik­ya­lı­tım Ses yalıtımı. ala­tur­ka­ ki­re­mit Bkz. ki­ remit. 12

al­büm Fr. (album) < Lat. Eski Romalılarda, üzerlerine res­ mi belgelerin ve özel kişile­ rin duyurularının yazıldığı, alçı ile kaplı duvar panosu. al­çak­ ka­bart­ma­ Bkz. ka­ bartma. al­çı­ Alçıtaşını özel fırınlar­ da 120­180°C’de ısıtıp bağlı bulunduğu kristal suyunu uçurarak ve kalan kalsiyum sülfatı (CaSO4) toz haline ge­ tirerek elde edilen gereç. al­çı­ pen­ce­re­ Camları alçı kayıtlara tutturulmuş pen­ cere, °revzen. ale­ip­te­ri­on­Yun. Eski Yunan gimnazyumlarında ve Roma hamamlarında tepidaryuma bağlı yağlanma mekânı. Alek­san­drin­ üs­lu­bu,­ Aleksandr­dö­ne­mi­üs­lu­bu Rus­ ya’daki ampir üslubu. alem Ar. Minare, kubbe, san­ cak direği gibi yüksek şey­ lerin tepesine yerleştirilen madenden yapılmış hilal, ay yıldız ya da lale şeklinde süs­ lü tepelik. Alev­li­ Go­tik,­ Alevli­ Üslup Fransız Gotiğinin son evre­ sine (15.yy.) verilen ad (Fr. flamboyant). Bkz. Gotik. alın­ du­va­rı­ Bir beşikçatıda damlalık aşığının yanında giden duvar parçası. alın­ tah­ta­sı Bir ahşap sa­ çakta merteklerin uçlarını birleştiren, yani saçağın al­ nına boydan boya yerleşti­ rilen tahta. alın­lık Kimi yapılarda giriş kısmının ya da kapı ve pen­ cerelerin üstünde bulunan üçgen veya yarı değirmi süs­ leme, °fronton.


al­tı­lı­to­noz­ alın­lık­ tab­la­sı Bir alınlığın iki eğik kenarı ya da kemeri ile alttaki yatay kaidesinin çevrelediği üçgen veya ya­ rım daire bölüm. alkazar Ar. (el kasr şato) En­ dülüs Araplarından kalma şatolara İspanyolların ver­ dikleri ad. al­kov Fr. (alcôve) < Ar. (el kubu küçük oda) Halvetgâh. alle Fr. (allée) İki yanı ağaçlı bazen de üstü dallarla örtü­ lü yaya yolu. al­maç­lı­ dü­zen Romanesk bazilikalarda, orta sahınları yan sahınlardan ayıran sü­ tun ve kemerlerin bir sütun bir kemer ya da iki sütun bir kemer şeklinde sıralandığı düzen. al­ma­şık­ du­var­ ör­gü­sü Bir duvarda taş sırası yükseklik­ lerinin bir düzen izleyerek değişmesiyle ya da birbirini izleyen taş ve tuğla sırala­ rıyla oluşmuş duvar örgüsü. al­ma­şık­ dü­zen­ Birbirini iz­ leyen farklı biçimde beze­ me örgelerinden ya da ayak, sütun gibi mimarlık öğele­ rinden oluşan alt dizilerin yinelenmesiyle ortaya çıkan düzen. alt­­baş­lık 1. Bir kafes kirişin ya da çatı makasının altta­ ki çubuklarından meydana gelen bölümü. 2. Bir kapı kanadının altında bulunan serenleri bağlayan parça. alt/geçit­Bkz. altgeçit. al­tar Lat. (altare yüksek yer) (Özgün olarak) Hıristiyanlık öncesi çoktanrılı çeşitli din­ lerde, hayvanların, üzerinde kurban edildikleri taş masa,

alınlıklar üstteki: Roma (üçgen) alttakiler: Rönesans (yuvarlak, kesik)

A

altar (A) (Nike Anıtı önünde)

sunak, kurban taşı, tapçağı, tapçak; (kiliselerde) çoğu taş­ tan yapılan ve takdis ayini için kullanılan masa ya da yüksekçe döşeme. al­tar­ pa­no­su Altarın arka­ sında yer alan resim ya da heykelli dinsel tasvirlerin bulunduğu yüzey. alt­ge­çit Doğal zeminin al­ tındaki yaya ya da taşıt ge­ çidi. al­tı­lı­to­noz­Altı bölümlü to­ noz. Bkz. tonoz. 13


M

m

m

M

M

M m

m

altınbölüm

A

M

B

m

M

C

Bir dorik tapınağın saçaklığında ve beşgende altınbölüm.

al­tın­bö­lüm,­ altınkesim,­ al­ tı­no­ran­Eski Yunanların tapı­ naklarına uyguladıkları ve o çağdan beri iki uzunluk ara­ sında en güzel ilişkiyi verdiği benimsenen aritmetik oran. al­tı­sü­tun­lu Antik Yunan ve Roma mimarlıklarında, ön cephesinde altı sütun bulu­ nan yapı tipi; °hegzastil. alt­lık Üstüne sütun, heykel, dikilitaş, vazo oturtulan som ayak, °kaide, ayaklık. alts­trük­tür­T. Lat. Bir strük­ türün toprak altında kalan bölümü. alt­ya­pı Su, elektrik, kana­ lizasyon, yol gibi tesislerin topuna verilen ad, °enfra­ strüktür. sosyal altyapı Sağlıklı bir çevre meydana getirmek 14

amacıyla yapılması gereamacıyla ya pılması ge re­ ken eği eğitim, sağlık, dinsel, tim, sağ lık, din sel, kültürel kültürel ve veyönetsel yönetselyapılar yapı­ ile çocuk bahçeleri, lar park, ile park, çocuk bahçe­ leri, açık alanları gibi açık spor spor alanları gibi yeşil yeşil alan lara vegenel rilen ge nel alanlara verilen ad. ad. altyapı Elektrik, doğal­teknik tek nik içme altyapı trik, doğal­ gaz, veElek kullanma sugaz, yağmur içme ve suyu kullandrenajı, ma su­ yu, yu, yağmuru su yu tür drena jı, kanalizasyon, her ulakanali zasyon, hervetürarıtım ula­ şım, haberleşme şım,hizmetlerin haberleşmesağlanmave arıtım gibi gibiiçin hizmet lerin tesisler sağlanma­ sı yapılan ile sı için yapılanotopark tesislerkulile açık ve kapalı açık ve kapa lı otopark lanışlarına verilen genelkul­ ad. lanışlarıprojesi na verilen nel ad. altyapı Birgeyerleşalt­ ya­pyol, ı­ projesi Bir yerleş­ mede su, kanalizasyon, mede yol, su, giriş kanalizas­ hafriyat, enerji çıkışyon, hafriyat, giriş ları vb. işler içinenerji hazırlanan çıkışları proje. vb. işler için hazır­ lanan ambonproje. Fr. İlkel bazilikala­ am­ bon­ Fr. İlvaaz kel ba ziliya kala­ rın sahnında yeri da rın sahnında vaaz yeri ya da kürsüsü. kür süsü. ambülatuar Fr. (ambulatoire) am­ bü­l(ambulare a­tu­ar­ Fr. yürümek) (ambulatoi< Lat. 1. re) (ambu lare yürümek) Eski< Lat. Yunan mimarlığın­ da, 1. Eski Yunan mimarlığıniçin da, atletizm yarışmaları at letizm yarış maları için kul­ kullanılan uzun portik. 2. la nılanRoma uzun mimarlığında, portik. 2. Eski Eski Ro ma sırası mimarveya lığında, sütun sütun ağaçlarla sı rası veörtülü ya ağaçya larladaçev rili, çevrili, açık, ör tülüyaya ya dayolu. açık,3.uzun yaya uzun Çevredayo 3. Çevredalız, °deam­ lız,lu. °deambülatuar. bü latuBkz. ar. anfi. amfi Am­ pir,­ Am­ pir­ üs­ lu­bu Fr. Ampir, Ampir üslubu Fr. (em pire) I. Napolyon Napolyon dö ne­ (empire) dönemin de Pa ris’te baş lamış ve minde Paris’te başlamış 1800­40 sında bü tün Av­ 1800-40 ara arasında bütün Avru pa’ya hat ta Tür kiye’ye ya­ rupa’ya hatta Türkiye’ye yayıl mış olan marlık, momobil­ yılmış olanmi mimarlık, ya, giyim vb. tar impaimparator­ bilya, giyim vb.zı; tarzı; luk üslubu. ratorluk üslubu. Türk Ampir Ampir Üslubu Üslubu 1845-74 1845­74 arasında, özellikle özellikle İstanİstan­ arasında, bul’da yaygın yaygın olarak olarak görülgörül­ bul’da müştür. Fransa’dan Fransa’dan gelen gelen müştür.


an­la­tım­cı kimi sanat eşyası ve oradaki yapıları inceleme olanağını bulan Hıristiyan mimarlar yoluyla Türkiye’de yeni bir akım olarak beliren Ampir Üslubu, Avrupa’daki uygu­ lamadan büyük farklılıklar göstermiştir. ana­­du­var Yığma bir yapıda taşıyıcı duvar, beden duvarı. ana­­ka­pı Büyük bir yapının ana girişi; cümle kapısı; (eski büyük yapılarda) taçkapı. ana­ ­ki­riş­ Yüklerini başka kirişlere değil de doğrudan doğruya kolonlara ya da ta­ şıyıcı duvarlara aktaran kiriş. ana kubbe Camilerde fila­ yakları ya da anaduvar üze­ rindeki kasnağa oturtulmuş kubbe, orta kubbe. ana kule Kalelerde en bü­ yük ve en önemli kule, ki en son savunmada kullanılırdı, başkule. ana­­ ya­pı Bir yapı bütünü içinde yükseklik ve biçimiyle göze çarpan önemli bölüm. anah­tar­ta­şı Kilittaşı. anakent­ bölgesi °Metropo­ liten alan. anar­şik­ mi­mar­lık,­ anarşik­ ya­pı­laş­ma Gecekondu, kaçak yapılaşma türünden, mimarlık dışı yapılaşma. anas­ti­lo­sis Yun. Yıkılmış arkeolojik yapıların, özgün parçaları biraraya getirilerek yeniden kurulması. an­dron Yun. Eski Yunan ev­ lerinde erkeklere ayrılmış bölüm ve burada yer alan büyük salon. Bkz. selamlık, yinekiyon. anfi Yun. (amphi) Anfitiyatro sözcüğünün kısaltılmışı.

anfitiyatro

an­fip­ros­til Yun. Ön ve arka yüzleri sütunlu Eski Yunan tapınağı. an­fi­ti­yat­ro,­an­fi­te­atr İt. (anfiteatro) < Yun. 1. Bir gösteri veya toplantı yerinde seyir­ ci ya da dinleyicilerin otu­ racağı sıraları arkaya doğru basamak basamak yükselen bölüm, °anfi. 2. Romalılarda, içinde halk eğlencelerinin düzenlendiği, basamaklı oturma yerleri bulunan, yu­ varlak ya da oval, yüksek duvarlı yapı. 3. Bir tiyatroda yarım daire şeklinde galeri. an­fo­ra Lat. (amphora) İki kulplu, yumurta biçiminde, dibi çoğunlukla sivri olan ya da bir ayakla biten antik toprak kap. anıt,-tı 1. Önemli bir olayın ya da büyük bir insanın anı­ sını yaşatmak üzere dikilen, göze çarpacak büyüklükte heykel ya da yapı, °abide. 2. Tarih ve sanat değeri bü­ yük yapı. anıtkabir,­ anıt­me­zar Anıt­ sal mezar, °mozole. an­kon Fr. (ancon) < Yun. (agkon) Bir saçak silmesini ya da bir çıkmayı destekleyen bir çeşit taş konsol. an­la­tım­cı Dışavurumcu, °ekspresyonist. 15


An­la­tım­cı­lık

antemiyon

An­la­tım­cı­lık Dışavurumcu­ luk, °ekspresyonizm. ano­nim­ mi­mar­lık Yaratıcı­ ları bilinmeyen, halkın ortak malı olmuş mimarlık, adsız mimarlık. an­te Lat. Eski Yunan ve Roma mimarlıklarında bir duvarın köşesinde ya da ucunda yer alan sütun ya da duvar ayağı. an­te­fiks Lat. (antefixa) Es­ kiden kiremitlerin uçlarını tutmak üzere yapıların çatı­ larına ya da frizlerine konu­ lan çoğu pişmiş topraktan yapılmış süslere verilen ad, kiremit ağızlığı. an­te­mi­yon Yun. (anthos çi­ çek) Eski Yunan ve Roma mi­ marlıklarında, mermer an­ tefikslerde ya da silmelerde görülen, hanımelini andırır oymalı bir çeşit süsleme. an­ten­ ta­pı­na­ğı Önünde iki sütun bulunan Eski Yunan tapınağı. an­tik­ Fr. (antique) < Lat. s. Eskiçağ ve özellikle MÖ 6.yy. ile MS 3.yy. arasında kalan dönemdeki Yunan ve Roma tarih ve uygarlıkları ile ilgili; Antikçağ’a ilişkin. an­tik­ör­gü­Bkz. örgü. An­tik­çağ Fr. T. Eskiçağ, özel­ likle Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıl­ dığı MÖ 6.yy. ile MS 3.yy. arasındaki çağ, °Antikite. 16

an­ti­şambr Fr. (antichambre) < Lat. Bir ya da birkaç odaya geçit veren, genellikle bekle­ me ya da servis odası görevi yapan ön oda, ara oda, aralık1. ant­re Fr. (entrée) Bir binanın ya da apartman dairesinin ilk girilen bölümü, giriş. an­tre­po­ Fr. (entrepôt) Sınırlı bir süre bekletilecek malla­ rın konulduğu depo. apa­da­na °Abadana. apart­man Fr. Her katında bir ya da daha çok daire bu­ lunan çok katlı konut yapısı, apartman binası. nokta apartman Kule gibi yüksek apartman. apart­man­da­ire­si Bir konut binası içinde birkaç oda ile mutfak, banyo ve heladan meydana gelen, bir kişi ya da bir ailenin oturabileceği büyüklükte daire. apar­to­tel (apartman otel’den) Yalnızca küçük apartman dairelerinden oluşan bir çe­ şit otel, °rezidans. api­um­Lat. Gotik mimarlıkta bezemede kullanılmış olan kereviz yaprağı örgesi. ap­lik Fr. (applique) 1. Duvar şamdanı, duvar lambası. 2. Bir yüzeye dekorasyon veya benzeri amaçla yapıştırılmış ya da tutturulmuş nesne. aplik­çıtası­Baskı çıtası. apo­di­ter­yum Lat. Roma ha­ mamlarında soyunma bölü­ mü. apo­fij,­ apo­fiz­ Yun. Sütun gövdesiyle başlık ya da ka­ idenin birleştiği noktada yu­ muşak geçişi sağlayan içbü­ key eğrilik.


arena ap­si­di­yol,-lü­ Fr. (absidiole Bir apsidin çevresinde ya da neflerin ucunda yer alan ya­ rım daire şeklindeki şapel­ lerden her biri, küçük apsit. ap­sit Yun. (apsis, idos daire, tonoz) Kiliselerde koronun arkasında bulunan ve cami­ lerin mihrap kısmının karşı­ lığı olan, yarım daire ya da yarım çokgen şeklinde çoğu fırıntonozu ile örtülü bölüm. ap­ter,­ ap­te­ros­ Yun. (a “sız”, pteron kanat) Eski Yunan ve Roma sanatında, geleneklere göre kanatlı olan tanrı figür­ lerinin, bazen kanatsız ya da kesik kanatlı yapılmış hey­ kelleri için kullanılan terim. ap­ter­ ta­pı­nak Eski Yunan ve Roma mimarlığında, ‘ka­ natsız’ yani iki uzun kena­ rında sütun bulunmayan tapınak türü. ara Lat. Eski Roma mimarlı­ ğında üzerinde kurban kesi­ len sunak. arabesk Fr. (arabesque) 1. Araplara özgü, Arap tar­ zında. 2. Kıvrıla kıvrıla birbi­ rinin içinden geçerek uzayıp giden yapraklı dalları an­ dıran birtakım şekillerden oluşan yüzey bezeme türü, girişik bezeme, °girift tezyinat, arapyolu, °arapkâri. ara­kat Bkz. kat. ara­la­ma­ du­va­rı­ İki boşluk ya da iki pencere arasında kalan duvar parçası, arala­ malık, ayna duvarı. ara­la­ma­lık Aralama duvarı. aralık 1. Evin iki bölümü ara­lık­1. bölümü ya da iki iki oda oda ara arasındaki sı ndaki dar geçit, geçit, °antişambr. °antişambr. 2. İki şey arasındaki arasındaki küçük küçük açıklık, açıklık, bibi­ tişke, tişke, °derz. °derz.

apsit ve apsidiyoller: Fransa’da St. Benoît sur Loire Kilisesi’nden.

arap­kâ­ri °Arabesk. arap­yo­lu Osmanlı dönemi­ nin sonlarında arabesk be­ zeme için kullanılan terim. aras­ta Far. (araste süslenmiş) 1. Eskiden çarşılarda aynı çe­ şit mal satan esnafın bulun­ duğu bölüm. 2. Üstü örtü­ lü ya da dükkânlarının önü saçaklı çarşı. 3. Ordu çarşısı, eskiden ordugâhta kurulan seyyar çarşı. aras­tak­ Far. 1. Yapıların üzerine gelen süslü saçak. 2. Tavan. 3. Yatak sayvanı. ar­du­vaz­ Fr. (ardoise) Kaya­ ğantaş. ar­du­vaz­ ça­tı­ Kayağantaş kaplı çatı. area Lat. İlk Doğu kilisele­ rini çevreleyen ağaçlı kut­ sal avlu. arena Lat. (harena kum, kumlu yer) 1. Çok ince kum. 2. Antikçağda anfitiyatro, hi­ podrom, sirk gibi yerlerin or­ tasında güreş, yarış, oyun gibi çeşitli gösteriler yapılan, üzerine kum serilmiş alan. 3. Spor dışı eğlence olanak­ larına da yer verecek şekilde tasarlanmış stadyum. 17



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.