PLASFEDDERGİ Sayı 10

Page 1





BAŞKANIN MESAJI

PLASFEDDERGİ

Değerli sektör mensupları,

Selçuk Aksoy Başkan PLASFED Plastik Sanayicileri Federasyonu

Şemsiyemiz altına katılan dernek sayısının her geçen gün artması ile güç birliği içinde Türkiye’ye yayılan PLASFED’in “2. Olağan Genel Kurulu Toplantısı”nı, yeni katılan derneklerimizle birlikte, 8 üye dernek temsilcilerinin katılımı ile 11 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirdik. Birinci dönemde yürüttüğümüz örgütlenme faaliyetlerimizi ve çalışmalarımızı paylaştığımız, sektörün güncel durumunu da değerlendirdiğimiz toplantımızda; ayrıca yapılan seçim sonucunda onur duyarak yerine getirdiğim Yönetim Kurulu Başkanlık görevimi sürdürmem kararı çıktı. Hüseyin Semerci ve Erol Paksu’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine seçildiği; Reha Gür’ün Muhasip Üye, Murat Kökoğlu’nun ise Sekreter Üye olarak görevlendirildiği ikinci dönemde de, sizlerin de güçlü destekleri ile sektörümüzün faydasını gözeten çalışmalarımızı onur duyarak aynı istek ve heyecanla sürdüreceğiz. Sektörümüzün ülkeye, ekonomiye katkılarını her daim dile getireceğimiz faaliyetlerimizi sürdürürken, bizim dışımızda gelişen ve bizleri etkileyen önemli etmenlere dikkat çekmekte yarar görüyorum: Uzunca bir süredir Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerde devam eden ekonomik büyümenin düşük bir hızda seyretmesi, hepimizi olumsuz yönde etkiliyor. “İSO 2014-İlk 500”e giren firmaların mali verileri, Türkiye imalat sanayisinin ve ekonomisinin performansına ışık tutması açısından önemle incelenmesi gereken bir listedir; biliyoruz ki şirketlerin ne kadar büyüdüğünün ötesinde ne kadar sağlıklı büyüdüğü önemlidir. Özellikle 2014 yılında başlayan ve günümüzde devam eden kurlardaki oynaklık - sert yükselişlerin neden olduğu gıda fiyatı artışları, dolayısıyla enflasyon artışları; ABD Merkez Bankası’nın 10 yıl sonra yapacağı ilk faiz artırımının negatif etkileri, jeopolitik riskler, siyasi gerilimler, yüksek cari açık gibi önemli nedenler yatırımcı ve üretici firmaların faaliyetlerini ciddi bir durgunluğa sürükledi. Makro finansal istikrarın korunması için cari açığın da kontrol edilebilir seviyelerde tutulması gerekiyor. 2012 yılında % 2,1, 2013 yılında % 4,2 ve 2014 yılında da ancak % 2,9 büyüyebilen Türkiye ekonomisinin büyüme hızı, 2015 ilk çeyreğinde % 2,3’e geriledi. Potansiyel büyüme hızının çok altında gerçekleşen bu büyüme hızları, genel ekonomimizin yaklaşık % 20’sini oluşturan sanayi sektörünü de olumsuz etkiledi; sanayi sektörü ve imalat sanayi 2014 yılında sırası ile sadece % 3,8 ve % 3,7 büyüyebildi. 2015 yılı ilk çeyreğinde sanayi sektöründe %0 büyüme hızı gösteren, 2015 yılının ilk yarısını kırılganlık riskleri yaşayarak tamamlayan Türkiye ekonomisi; belirttiğim nedenlerden dolayı yılın ikinci yarısına da yine riskli bir şekilde giriyor. Türkiye’nin daha önceki kriz¬leri, daha çok mali kesimde iken şimdi potansiyel sorun şirketler kesiminde yaşanacak. 2007 sonrası fazlasıyla borçlanan finans dışı şirketler kesiminin mevcut borç stokunu ve açık pozisyonlarını nasıl yöneteceği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Bu da hepimiz üzerinde bir domino etkisi yaratma riskini taşıyor. Firmaların ileriye dönük olumlu beklentilerini artıracak adımların bir an önce atılması; imalat sanayisinde, karlılığını arttırarak büyüyen firmaların ekonomi ve ülkenin kalkınması üzerindeki olumlu katkısının göz önüne alınarak firmaların makine – ekipman, AR – GE, teknoloji geliştirme ve inovasyon gibi yatırımları yapabileceği, dünyaya katma değeri büyük ürünleri ihraç edebilmesini sağlayacak teşvik altyapısının kurulmasının hızlandırılması öncelikler arasında yer alıyor. Dolayısıyla, dünya ve Türkiye’nin siyasi ve ekonomik konjonktüründeki gelişmeleri dikkate alan istikrarlı bir hükümetin hızlıca kurulması, ülkemiz ve toplumumuz adına büyük önem taşıyor. Türkiye’nin ve sektörümüzün kaybedecek vakti yok. Sağlıklı ve kazançlı günler dilerim.

3


PLASFEDDERGİ

YAYIN KURULU BAŞKANI’NDAN

PLASFEDDERGİ’den merhaba Selçuk Gülsün

Sektörümüzün yayın organı olmasını hedeflediğimiz, haber dergisi niteliğiyle, sektör

PLASFEDDERGİ Yayın Kurulu Başkanı PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği Başkan V.

mensupları yanında dış paydaşlarımızın tamamına erişmeyi amaçladığımız PLASFEDDERGİ’nin 10. sayısıyla karşınızdayız. Federasyonumuz PLASFED ve sektörümüzün köklü sivil toplum örgütü PAGDER son derece başarılı Genel Kurullarını yaptılar. Her iki Genel Kurula ilişkin haberlerimizi sayfalarımızda bulabilirsiniz. Yeni dönemde var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. PLASFEDDERGİ’nin Yayın Kurulu Başkanlığı görevinde sizlerin de destekleriyle sektörümüze katkı vermeyi umuyorum. Bu sayımızda kapak konusu olarak ilgiyle okuyacağınızı umduğumuz AR-GE ve inovasyon konusunu ele aldık. Başlıklar itibariyle yararlanabileceğiniz finansman olanakları hakkında bilgi vermeye çalıştık. AR-GE ve inovasyon konusunda herkesin birkaç makale-kitap okumuş, konuşma dinlemiş olduğunu biliyoruz. Bu kez vurgulamak istediğimiz yeni bir bilgi daha var: Dünya literatürüne “Sanayi 4.0” veya “İkinci Makine Çağı” olarak giren kavram. Son günlerin popüler sohbet konusu “Nesnelerin (ya da şeylerin) İnterneti –IoT; Machine to Machine - M2M” günlük hayatımıza girdi. İnternet üzerinden birbiriyle haberleşen ve belirli bir düzeyde karar alan cihaz ve aletler ile bunların yazılımları. “Nesnelerin İnterneti” Sanayi 4.0’ın üç ana başlığından biri olan bilgi işlem teknolojilerinin, bir alt unsuru durumunda. Makine çağı, bütün üretim süreçlerinin ve üretimlerin “makineler aracılığıyla” yapılmasını sağladı. Sonra bu makinelere geniş ölçekli otomasyon eklendi ancak “makine hala makineydi”.. Peki Sanayi 4.0 yeni ne getiriyor? RAND isimli ABD’li düşünce kuruluşu Sanayi 4.0’ın daha önceki süreçlerin hiçbirine benzemeyen 3 gelişme alanından doğacağını öne sürüyor: Bunları; 1) Biyoteknoloji ve nanoteknoloji içeren çeşitli teknolojiler 2) Malzeme bilimi ve teknolojisi ve 3) Bilgi işlem teknolojileri (BİT) olarak sıralıyor. Bu üç alandaki “gelişmeler” her bir sektörü ve her bir sektörün hammaddeden ürüne, ürün sonrası dağıtım ve satışına yönelik bütün süreçleri değiştireceğini ileri sürüyor. RAND’a göre bu üç alanda “geliştirme kapasitesi” olan ülkeler var ve bu ülkelerde dönüşüm başladı. İşin kötü tarafı, RAND’ın iddiası sanayi çağında (makine çağında) bir ülke olarak çalışarak, çaba harcayarak “gelişmiş ülkeleri” yakalamak mümkün iken, Sanayi 4.0’ı kaçıran bir ülkenin oluşacak olağanüstü verimlilik farkı nedeniyle diğer ülkeleri yakalaması çok zor. Temeli AR-GE ve inovasyona dayanan bu tartışmayı ilginç bulacağınızı düşünüyorum. PLASFEDDERGİ’nin 10. sayısında üye derneklerimizden ve sektörümüzden haberlerle, dikkate değer bulacağınız söyleşi ve raporlarla karşınızdayız, keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Sizlere bol kazançlı ve başarılı günler dilerim.

4



PLASFEDDERGİ

İÇİNDEKİLER

60 Araştırma Geliştirme (AR-GE) ya da gelecekten kopuş

Türkiye “tamam mı devam mı” aşamasında PLASFEDDERGİ Plastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi e-dergi; www.plasfed.org.tr

16

• PLASFED Adına İmtiyaz Sahibi Selçuk Aksoy

20

• Yayın Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün - Tisan Mühendislik Plastikleri

• Yayın Kurulu Sibel Destereci Yılmaz - Tapsan Plastik Burç Angan - Hür-mak Plastik Makina Ünal Aykun - Semi Elektronik Selahattin Yılmaz - Erka Ambalaj Hüseyin Semerci - Şenmak Makina Reha Gür - Eurotec Yavuz Eroğlu - Sem Plastik Mevlüt Çetinkaya - Petkim Ahmet Yalçınkaya – Yalçınkaya Plastik Kurt Kuruç - Farmamak Erdoğan Çiçekçi – Çipitaş Sentetik Mehmet Turhan Onur – Ravago Group Yakup Ülçer - Ravago Group Murat Cansever - Eurotec Talha Apak – Apak YMM Adnan Akkurt – Gazi Üniversitesi Behçet Gülenç – Gazi Üniversitesi Hüseyin Yıldırım – Yalova Üniversitesi Kerem Cankoçak – İstanbul Üniversitesi Levent Kurnaz – Boğaziçi Üniversitesi Mehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik Üniversitesi Mehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mustafa Öksüz – Yalova Üniversitesi Nevzat Artık – Ankara Üniversitesi Nurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı Üniversitesi

Pano : PAGDER 36. Olağan Genel Kurulu rekor katılımla tamamlandı

PAGDER’de Reha Gür dönemi

28 Pano: PAGDER’den plastik

• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barbaros Demirci • Editör Mehmet Pala

Pano:

EGEPLASDER-İMPİOSB işbirliği derinleşiyor

30

endüstrisine üç yeni yayın

Pano: Transatlantik ticaret anlaşması:

Dünya Plastik Atlası Amerika yayınlandı

Türk sanayisi ve ihracatı “ doğrudan kayıp” yaşayacak

• Yayın Sorumlusu Erol Türker • Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı

76

• Grafik Tasarım Burak Çetiner – Pusula Basım Tel: 90 212 671 8303 • Reklam Koordinatörü Selin Portakal • İletişim İstanbul Ticaret Sarayı, No:333 Giyimkent – İSTANBUL Tel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593 www.plasfed.org.tr plasfed@plasfed.org.tr

80 Söyleşi:

• Baskı Fabrika Basım ve Tic. Ltd. Şti www.fabrikabasim.com Tel: 0212 294 38 00

Atlas: İran: Tarihi komşu ile gelecek dönemde ekonomik ilişkiler yoğunlaştırılmaya çalışılıyor

Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

6

BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Deniz Aksoy:

“Bizim için kurumsal sosyal sorumlulukta eğitim önemli bir yer tutuyor”


PLASFEDDERGİ

38-54

PlaSTK: Derneklerden Mesajlar

22 Pano: PAGDER Ekonomi Bakanlığı ile plastikleri “çevreci ürünler” listesine almak için birlikte çalışıyor

34 Pano : Türk plastik inşaat malzeme üreticileri 7.3 milyar Dolarlık üretim yaptı

82 Söyleşi: Hepsiburada Kategori Direktörü Onur Bayhan:

“PET (evcil hayvan) ürünlerinde plastik için geniş bir alan var”

8

10

Pano :

Pano :

PLASFED, 2. Olağan Genel Kurulu çalışmalarını tamamladı

Plastik sektörü çalıştayı raporu yayınlandı:

Selçuk Aksoy PLASFED Başkanlığına yeniden seçildi

7 sorun alanına çözüm önerileri geliştirildi

24

42

Pano:

Pano :

Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya:

BURPAS, yeni üyelerle büyüyor

“Türkiye, sentetik kauçuk tesisini bir an önce kurmalı”

72

36

Söyleşi: SOCAR Türkiye Başkanı (CEO)

Pano: Plastik Sanayinin Sorunları, Odakule’de Gerçekleşen Seminerde Konuşuldu

Kenan Yavuz:

“Ortak menfaatlerimiz paralelinde buluşmalıyız”

Plastikte yatırım ortamı iyileştirilmeli

92

88

From the Industry (Eng): Istanbul Chamber of Industry (ISO) Top 500 list

96

Endüstriden:

İSO 500 listesine 21 plastik ve kauçuk firması girdi

Breaking News: News In English

7


PLASFEDDERGİ

PANO

PLASFED, 2. Olağan Genel Kurulu çalışmalarını tamamladı

Selçuk Aksoy PLASFED Başkanlığına yeniden seçildi Plastik sektörünün şemsiye örgütü PLASFED (Plastik Sanayicileri Federasyonu) 2.’nci Olağan Genel Kurulu Toplantısı, İstanbul’da yapıldı. Toplantıda, tek listeyle gidilen seçimde, birinci dönemde Yönetim Kurulu Başkanlığını başarıyla yürüten Selçuk Aksoy ile yeni döneme de devam kararı verildi. Sektörün ve örgütlenme faaliyetlerinin değerlendirildiği toplantıda, bir manifesto da okunarak kamuoyu dikkatine sunuldu. Selçuk Aksoy tarafından okunan manifestoda “Sektörümüze karşı yürütülen önyargılı hareketlere karşı çıkmaya; yanlış algılara, haksızlıklara, sorunlara karşı tek bir ses olarak güçlü bir şekilde yanıt vermeye katılıyoruz. Günlük yaşamımızda ve birçok sektörün vazgeçilmez, katma değerli mamulü olan plastiğin önemini, bilinmeyen faydalarını, ülkeye, ekonomiye katkılarını her daim dile getireceğiz” görüşü vurgulandı.

başarıdır. Şunu bir kez daha gururla söylüyorum ki dışarıdan da takdir edilen bir başarıdır. Küçüğünden büyüğüne, Antep’ten İzmir’e, plastik sanayicileri olarak üyelerimizi, ortak bir lisanda buluşturmak için çaba harcıyoruz. Federasyon ayrı bir kavram değil, sizlerin bir araya gelmesinin ismi. Hepimiz bunun bir parçasıyız. Sizler federasyonun kendisisiniz.

Türkiye plastik sektörünün şemsiye örgütü Plastik Sanayicileri Federasyonu – PLASFED 11 Haziran günü 2.’nci Olağan Genel Kurulunu yaptı. Sektörün kamuoyuna yönelik mesajlarını içeren bir manifestonun (bildiri) benimsendiği toplantıda, tek listeyle gidilen seçimde, 2015-2018 döneminde de “Selçuk Aksoy ile devam” kararı çıktı. Hüseyin Semerci ve Erol Paksu’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine seçildiği PLASFED 2.’nci Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda Reha Gür Muhasip Üye seçilirken, Murat Kökoğlu da Sekreter Üye olarak görevlendirildi.

Sektöre yönelik değerlendirmeler de yapıldı!

Yeni katılan derneklerle birlikte 8 üye dernek temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy yaptı. PLASFED şemsiyesi altına katılan dernek sayısının her geçen gün artmasının ve bu güç birliği ile Türkiye’ye yayılmanın önemine vurgu yapan

Aksoy, “Federasyon ayrı bir kavram değil. Sizlerin bir araya gelmesinin oluşturduğu gittikçe güçlenen, büyüyen bir isim; sizler federasyonun kendisisiniz ve hepimiz bunun bir parçasıyız! Bu başarı, gurur duymamız gereken, dışardan da takdir edilen bir başarıdır” dedi.

Katma değeri yüksek ürünlere geçmesi zorunlu olan Türkiye plastik sektörü, dış ve iç rekabet-uygulama riskleri ile karşı karşıya! Selçuk Aksoy, Genel Kurul’un bütün paydaşlar tarafından benimsenmesinden duyduğu memnuniyetini vurguladığı konuşmasında, şunları kaydetti: “Öncelikle vurgulamak istediğim nokta bundan üç sene önce beş dernekle genel kurul yapmıştık, şimdi 8 dernek ile genel kurul yapıyoruz. Bu durum gurur duymamız gereken bir

8

Türkiye ve dünya ekonomisi ciddi risklerle karşı karşıya. Bir süredir devam eden düşük büyüme hızı seviyesinin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Düşük kar marjlarıyla mücadelemiz sürecek. Bölgemiz için fırsat ise Orta Doğu’dur. Orta Doğu hammadde sağlar olsa da Orta Doğunun yeni hedefi artık plastik hammadde üretiminden plastik mamul üretimine geçmektir. Buna önlem olarak katma değeri yüksek ürünlere geçmemiz gerekiyor. Bugün hala ithal ettiğimiz ürünlere ihraç ettiğimizden çok daha fazla para ödüyoruz. Çok fazla ihracat yapıyoruz ama ihraç ettiklerimiz ucuz, ithal ettiklerimiz pahalı. Bu döngüyü kırabilmek için eğitim inovasyon, AR – GE ve birliktelik lazım. Faaliyetlerimiz içinde eğitim faaliyetlerimiz var, bu eğitim faaliyetlerimizin yaygınlaştırılmasını ben özellikle rica ediyorum. Eğitimler düzenleyerek üyelerinizle bağınızı arttırabilirsiniz. Bu tür teknik ve ticari eğitimlerle üyelerinizin gelişmesini sağlayabilirsiniz”

PLASFED Genel Kurulu’nda, sektör ve örgütlenmeye yönelik değerlendirmeler de yapıldı. PLASFED’in, yerel örgütlenmenin yaygınlaştırılması, plastik sanayicilerinin örgütlü olmadığı bölgelerde yeni dernekler kurulması yoluyla yaygın ve kapsamlı bir temsil üzerinde yükselmesi yönündeki örgütlenme modeline güven teyit edildi. Karar alıcılar nezdinde PLASFED’in yürüttüğü çalışmalara güven vurgulandı ve etkinliğinin daha da geliştirilmesi yönünde çalışılması görüşü benimsendi. PLASFED’in bu konudaki yol haritası da paylaşıldı. Genel Kurul’da söz alan PLASFED Başkanı Yardımcısı Hüseyin Semerci, üye derneklerin sektör mensuplarıyla, Federasyonun ise derneklerle yoğun temas ve bilgi alış-verişinde


PANO bulunmasının önemine değindi ve Federasyonun özellikle kamu nezdinde ön planda olması gerektiğini vurguladı. Genel Kurul’da söz alan Kauçuk Sanayicileri Derneği Başkanı Nurhan Kaya, veri üretimi ve analiz-rapor çalışmalarının kauçuk ve kompoziti de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini vurguladı.

PLASFEDDERGİ

Sektör sorunlarına yönelik çözüm üretme, işbirliği, farkındalık, kamuoyu ve karar alıcılar nezdinde girişimler, sektör savunuculuğu yapma amacı taşıyan ve sektöre yönelik düzenli, kapsamlı verileri üreten Plastik Sanayicileri Federasyonu- PLASFED, plastik sektörünün şemsiye örgütü olması amacıyla 2011 Yılında Kuruldu. PLASFED’e üye 8 sektör derneği bulunuyor: • Ankara Plastik Sanayicileri Derneği (APSD) Y.K. Başkanı: Yunus KARAKAŞ • Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (BURPAS) Y.K. Başkanı: İlker BİLİKTÜ

PLASFED Genel Kurulu, Selçuk Aksoy başkanlığındaki yeni yönetimi de belirledi!

• Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) Y.K. Başkanı: Erol PAKSU

Genel Kurul’da yapılan seçimlerde, 20152018 döneminde görev yapacak Selçuk Aksoy Yönetim Kurulu Başkanlığındaki liste oybirliğiyle kabul edildi. PLASFED yeni Yönetim ve Denetim Kurulları şu isimlerden oluştu:

• Güneydoğu Plastik ve Kimya Sanayicileri Derneği (GAPLASDER) Y.K. Başkanı: Murat KÖKOĞLU

• Kayseri Plastik İşletmecileri Derneği (KAYPİDER) : Yusuf ÖZKAN • Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Y.K. Başkanı: Reha GÜR • Çukurova Plastik Sanayicileri Derneği (ÇUKUROVAPLASDER) Y.K. Başkanı: Selahattin ONATÇA • Kauçuk Derneği (KAUÇUK DER.) Y.K. Başkanı: Nurhan KAYA

PLASFED 2015-2018 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri ADI SOYADI Selçuk Aksoy

PLASFED 2015-2018 Dönemi Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri

ŞİRKET-KURUM

DERNEK

ADI SOYADI

ŞİRKET-KURUM

DERNEK

Aksoy Plastik

PAGDER

Mehmet Yalçındere

Güno Pazarlama

PAGDER PAGDER

Şenmak Makine

PAGDER

Sibel Destereci

Reha Gür

Eurotec Mühendislik Plastikleri

Tepsan Tekirdağ Plastik

PAGDER

Hakan Dirgeme

Beno Plastik

PAGDER

Erol Paksu

Paksu Plastik

EGEPLASDER

Ayhan Konuk

Özay Kalıp

APSD

Hüseyin Semerci

Köksan Pet

GAPLASDER

Sabahattin Gaga

Sebat Plastik

BURPAS

Mehmet Gül

M. Murat Kökoğlu

Na-me Endüstri

APSD

M. Tahir Yalçın

Parpen Plastik

ÇUKUROVA PLASDER

İlker Biliktü

Bil Plastik

BURPAS

Serkan Ünverdi

Ünverdi Plastik

GAPLASDER

Selahattin Onatça

Ems Plastik

ÇUKUROVA PLASDER

Lütfü Büyükkasap

Dikey Makina

EGEPLASDER

Ahmet Yalçınkaya

Yalçınkaya Plastik

EGEPLASDER

Anıl Türksoy

Narsan Plastik

EGEPLASDER

Derby Konveyor

KAUÇUK DERNEĞİ

Necip Sayman

Sayman Kimya

KAUÇUK DERNEĞİ

Enka Polimer

KAYPİDER

Murat Çingil

Erciyes Polimer

Nurhan Kaya Ayhan Çatalkaya

PLASFED 2015-2018 Dönemi Denetim Kurulu Üyeleri ADI SOYADI

ŞİRKET-KURUM

DERNEK

Selçuk Gülsün

Tisan Mühendislik Plastikleri

PAGDER

Hüseyin Yücel

Penta Ambalaj

KAYPİDER

Muhammet Yıldırım

Yılsan Plastik

ÇUKUROVA PLASDER

KAYPİDER

PLASFED 2015-2018 Dönemi YedekDenetim Kurulu Üyeleri ADI SOYADI Ayhan Aykan Mustafa Akdoğan Hakan Hoşgör

9

ŞİRKET-KURUM

DERNEK

Aykan Plastik

ANKARA PLAST DRN

Mad Plastik

GAPLASDER

Hoşgör Plastik

BURPAS


PLASFEDDERGİ

PANO

Plastik sektörünün gelecek tasarımı için stratejik açılımlar çalıştayı:

7 sorun alanına çözüm önerileri geliştirildi GAPLASDER’in ev sahipliğinde PLASFED ve üye kuruluşlar, sektörün önde gelen isimleriyle Gaziantep’te sektörün sorunları ve çözüm önerilerine yönelik bir çalıştay gerçekleştirdi. Çalıştayın sonuç raporu da yayınlandı. Beyin fırtınası ve grup çalışmalarında gündeme getirilen bütün maddeler sonuç raporunda yer aldı. En fazla önem verilen 7 sorun ve çözüm önerileri ön plana çıktı. Çözüm önerilerinin “nasıl ve ne zaman çözülebileceğine” ilişkin de plan hazırlandı. Sorunlu alanlar, hammaddede dışa bağımlılık, yüksek katma değerli ürün üretilememesi, haksız rekabet, enerji maliyetleri, lokomotif nitelikli eleman yetersizliği, AR-GE eksikliği, üniversite-sanayi işbirliği eksikliği öncelikli sorun alanları olarak görüldü. Çözüm önerilerinde ise teşvikler, nitelikli eleman yetiştirilmesi, markalaşma üzerinde yoğunlaşıldı.

raportörlüğünü ise PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci yaptı. GAPLASDER Başkanı Murat Kökoğlu, çalıştay raporuna yazdığı önsözde, “Plastik ve kimya sektörü, modern yaşamın olmazsa olmazıdır. AR-GE ve yenilik faaliyetleri sonucunda yeni ürünler ve tasarımlar geliştiriliyor. Ülke olarak öncelikle bu çalışmaları yakından takip edip sanayimizi uyumlu hale getirmeli, bunun yanı sıra teknolojimizi geliştirebilmemiz için insan kaynağımıza yatırım yapmalıyız” görüşünü vurguladı. Çalıştayda yürütülen beyin fırtınası, grup çalışmaları ve sorunlar-çözümlere yönelik

Bu kapsamda, beyin fırtınası yöntemiyle gerçekleştirilen çalıştayın arama bölümünde sektöre ilişkin 63 güçlü yön, 108 zayıf yön belirlendi. Belirlenen zayıf yönlere ilişkin öncelik sıralaması yapıldı ve 8 ana madde ortaya çıktı. Zayıf yönler çalıştaya katılanlar tarafından sırasıyla; Hammaddede dışa bağımlılık, yüksek katma değerli ürün üretilememesi, haksız rekabetin yüksek olması, yüksek enerji

En Fazla Oy Alan Zayıf Yön Görüşleri AR-GE’ye Yatırım Yapmayan Bir Sektör

%10

GAPLASDER, PLASFED ve Gaziantep Sanayi Odası’nın, sektöre yönelik çalışmalara ışık tutmak amacıyla düzenlediği “Plastik Sektörünün Gelecek Tasarımı için Stratejik Açılımlar Çalıştayı” başlığını taşıyan ve GAPLASDER’in ev sahipliğinde sektörün kamu, özel sektör ve akademik bütün taraflarının katıldığı çalıştayın sonuç raporu, “Türk Plastik Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığı altında yayınlandı. Raporda, 7 ana sorun ve bunlara yönelik çözüm önerileri belirlendi. Çalıştay, Petkim Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya moderatörlüğünde gerçekleşti. Çalıştayın

toplu çalışma sonucunda sektörün geleceğine ilişkin bilgiler ortaya çıktı. Yayınlanan sonuç raporunda, öncelikli çalışma alanları yanında, çalıştayda dile getirilen her türlü bilgi de yer aldı.

Hammadde Dışa Bağımlı

%22

Üniversite Sanayi İşbirliğinin Olmadığı

%10 Yeterince AR-GE Çalışması Yapılmayan

Yüksek Katma Değerli Ürün Üretmeyen Sektör

%10

%14 Lokomotif Nitelikli Eleman Sayısı Az Olan Bir Sektör

%10 Haksız Rekabet

%12 Enerji Maliyetleri Yüksek Bir Sektör

%12

10


PANO maliyetleri, lokomotif (lider) kişilikli elemanın az olması, yeterli Ar-Ge çalışması yapılamaması, üniversite-sanayi işbirliğinin zayıf olması şeklinde listelendi.

Gruplar sorunu tanımladı, sektör çözüm üretti Sektörel sorun alanlarının belirlenmesi ve önceliklendirilmesinin ardından grup çalışmalarına geçildi ve iş insanı-kamu yöneticisi-akademisyen dengesine dikkat edilerek oluşturulan gruplar kendilerine verilen her bir sorun alanı için, sorunların tanımlanması, nedenleri ve çözüm üretmek üzere hazırlık niteliği taşıyan yarattığı sorunlara yönelik bir analiz yaptı. Bu analizin ardından da sektörün bütün katılımcıları çözüm önerilerini üretti.

-7 sorun tanımlandı Yapılan grup çalışmalarında sektörün öncelikli 7 sorunu ve analizi şöyle:

Hammaddede dışa bağımlılık: Hammaddede dışa bağımlılık ve döviz maliyetleri nedeniyle oluşan kur riski birlikte değerlendirildi. Sektörün bu zayıf yönü, hammaddenin yüzde 85’inin ithalatla temin edilmesi, Türkiye’nin petrol üreticisi olmaması nedeniyle hammadde üretiminin ana girdisi olan naftanın üretilmemesi, hammadde yatırımlarının çok pahalı olması nedeniyle yatırımcı kısıtı olarak tanımlandı. Bu zayıf yönün ortaya çıkmasının nedenleri ise yeterli petrokimya tesisinin olmaması, kimya sektörünün yeterince gelişmiş olmaması, yeterli Ar-Ge’nin yapılamaması, yurt dışından kolay tedarik, Petkim’in üretim kapasitesinin yeterli olmaması, yatırım için yeterli sermaye olmaması-yatırımın uzun sürede geri dönmesi olarak sıralandı. Yarattığı sorunlar ise ithalat bağımlılığı nedeniyle kur riski üstlenilmesi, dış ekonomik dalgalanmalardan etkilenme, gümrük işlemleri zorlukları, yüksek stok tutma ihtiyacı nedeniyle işletme sermaye ihtiyacının artması, yüksek navlun fiyatlarının rekabet gücünü aşındırması, tedarik zorlukları nedeniyle hizmet aksaması olarak sıralandı.

Yüksek katma değerli ürünler üretememe: Grup çalışmasında, yüksek katma değerli ürünler üretilememesinin nedenleri, hammadde ve kalıp alanındaki zayıflıklar, Pazar eksikliği, nitelikli eleman yetersizliği, yetersiz

teşvik, arz-talep iletişimsizliği, sanayi-akademi işbirliği zayıflığı, yetersiz sermaye, standartları belirleyememe, Ar-Ge ve inovasyon rehberi eksikliği-nasıl yapılacağının bilinmemesi olarak belirlendi. Bu eksikliğin karlılığın azalması ve sermayenin küçülmesi sorunlarına yol açtığı vurgulandı.

Haksız rekabetin yoğun olması: Haksız rekabetin yoğun olmasının nedenleri ise, ilk yatırım maliyetinin düşük olması nedeniyle çok sayıda kontrolsüz yatırım yapılması, teknolojinin takip edilememesi ve teknoloji üreticisi olunamaması, üretimde kalite sürekliliğinin sağlanamaması, tüketici ve toplum bilincinin sınırlı olmaması nedeniyle düşük standartlı üretimlerin Pazar bulabilmesi, denetimin yetersiz olması, fikri mülkiyet haklarının sınırlı olması, KDV’nin yüksek olması nedeniyle kayıt dışı üretim olarak belirlendi. Yarattığı sorunlar da zayıf firmaların üretimde kalmaya devam etmesi, plastik sektör büyüme hızının düşmesi, ihracatta Pazar kaybetme, kalitesiz ürünlerin sağlık sorunlarına yol açması, uzmanlaşmanın yapılamaması, sahtecilik, bilgi hırsızlığı, enerji ve sosyal güvenlik kaydı olmadan çalışma, standartlara uygun çalışan firmaların karlılığında düşüş olarak sıralandı.

Enerji maliyetlerinin yüksekliği: İmalat sanayiinin yapısal sorunlarından olan enerji maliyetlerindeki yükseklik ise sektör için, enerji hırsızlığı, verimsizlik, doğru hammedde ve katkı maddesi kullanmama, yetersiz üretim teknolojisi, kalifiye eleman eksikliği, yetersiz makine bakımı nedenlerinden kaynaklı olarak görüldü. Bunun yarattığı sorunlar ise boşa enerji harcanması, rekabet gücü kaybı, karlılığın düşmesi, yatırımın geri dönüşünün uzaması olarak belirlendi.

Lokomotif nitelikli elemanın az olması: Zayıf yön, işletmenin verimliliğini artırıp ileriye taşıyacak, yaratıcı fikirler katacak teknik eleman ve mühendislerin sektördeki azlığı olarak tanımlandı. Bunun nedenleri ise eğitim sıkıntıları, kar marjı düşüklüğü nedeniyle düşük ücretler ve mesleki eğitim yetersizlikleri olarak belirlendi. Yarattığı sorunlar ise verimsizlik, düşük kar marjı, kalite sorunları, uzun vadede strateji oluşturamama olarak belirlendi.

11

PLASFEDDERGİ

Yeterince Ar-Ge çalışmasının olmaması: Sektördeki bu sorunun nedenleri; nitelikli eleman sıkıntısı, düşük kar marjı, üniversitesanayi-kamu koordinasyon eksiklikleri, yeterli kaynak ayrılamaması, firmaların vizyon eksikliği olarak tanımlandı. Yol açtığı sorunlar da yeni ürün üretilememesi, düşük verimlilik, ürün çeşitliliğinin artmaması, rekabet gücü kaybı, müşteri kaybı olarak belirlendi.

Bu sorunun nedenleri de küçük ölçekli firmaların yeterince dışa açık davranamaması, meslek yüksek okullarının desteklenmemesi, sanayicinin sadece maliyetlere odaklanması, sanayicinin üniversitedeki bilgi birikiminden yararlanmak istememesi, kamunun koordinasyon zayıflığı, kazan-kazan ilkesinin yeterince farkında olunmaması, sanayicinin işbirliği teşvik modellerinden haberdar olmaması, bazı kötü deneyimler (bilgi sızması vb) olarak sıralandı. Yol açtığı sorunlar da dışardan gelen akademisyenlere güvenmeme, yenilikçi çalışma yapılamaması, patent sayısı azlığı, teknolojik altyapı yetersizliği olarak sıralandı.

7 soruna çözüm önerileri: Nasıl ve ne zaman yapılabilir? Çalıştayda, sektörün sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri de belirlendi. Buna ilaveten sektör mensupları her bir çözüm önerisinin “nasıl hayata geçirilebileceğine” yönelik öneriler de sundu.

Sektörün sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri şöyle: Hammaddede dışa bağımlılık ve bu nedenle döviz kuru seviyesi ve oynaklığına bağımlılık sorununa çözüm önerileri: Petrokimya yatırımlarına 5 yıl süreli (uzun vadeli) güçlü teşviklerin verilmesi. ABD ile Avrupa arasında yürütülen Serbest Ticaret Anlaşması’na rekabet avantajının kaybedilmemesi için dahil olunması. Kayagazı gibi alternatif hammaddenin üretiminin yapılması. Kur riskinin minimize edilebilmesi için şirketlerin ihracat yaparak döviz geliri elde etmesine yönelik teşviklerin yoğunlaştırılması.

Yüksek katma değerli ürünler üretilememesine yönelik çözüm önerileri: Sektörün nitelikli eleman sorunu çözümü için eğitim kurumlarına ve sektörel STK’lara daha fazla destek vermesi, üniversitelerde-


PLASFEDDERGİ

PANO

ki olanak ve kapasitelerin sektör tarafından daha kolay kullanılmasının sağlanması, işverenlere rehberlik eğitimi, standartlara uyum ve standart belirlemeye yönelik girişimlerde bulunulması. Sektörün rekabet gücünün artırılamamasına yönelik çözüm önerileri: Ürün sınıflaması yoluyla tüketiciye daha güçlü ulaşmak, markalaşma, bilginin korunması, mevzuatın uygulanabilir hale getirilmesi, kayıt dışı ile mücadele ve bunun için de KDV’nin düşürülmesi, piyasa gözetim ve denetiminin güçlendirilmesi, ithal hammaddelere yönelik test imkanının artırılması. Enerji maliyetlerinin yüksekliği sorununa yönelik çözüm önerileri: Kayıp kaçak bedellerinin sanayiciden tahsil edilmemesi, atık

enerjinin kullanılması yollarının bulunması, enerji etkin yatırımlara ek teşvik verilmesi, ilk yatırımlara fizibilite desteği verilerek bilinçsiz yatırım yapılmasının önüne geçilmesi. Lokomotif nitelikli eleman sıkıntısı sorununa çözüm önerileri: Üniversitelerle ve diğer eğitim kuruluşlarıyla işbirliği yapılarak sektör ihtiyaçlarının anlatılması, sektörün eleman açığı envanterinin çıkarılması, plastiğe yönelik eğitim kurumlarının desteklenmesi, şirketlerde AR-GE kültürünün yerleştirilmesi. Yeterli AR-GE yatırımı yapılmamasına yönelik çözüm önerileri: AR-GE (rehberlik) eğitimlerinin verilmesi, katma değerli ürünlere geçiş için gerekli AR-GE yatırımlarında yurtdışı bilim insanı desteği alınması, yurt dışına gönderilen yüksek lisans öğrencilerinin plastik

Plastik sektörü çalıştayının en önemli çıktılarından biri, çözüm önerilerine yönelik “nasıl, ne zaman ve kim tarafından” yapılabileceğine ilişkin tasarı oldu. Tanımlanan ve öneri geliştirilen çözümlerin, çözüm süreci yol haritası da ortaya konuldu. Sektörün çözüm önerilerine yönelik “Nasıl, Ne zaman ve Kim” tablosu şöyle:

alanına yönlendirilmesi, devlet desteklerinin artırılması, ortak AR-GE merkezi yatırımları, projelere üniversitelerden eleman alınması zorunluluğu getirilmesi ve bunun desteklenmesi. Üniversite-sanayi işbirliği yetersizliğine yönelik çözüm önerileri: Firmaların stajyer kabulünü ciddiyetle uygulaması, meslek komiteleri kurulması, fabrikaların “uygulamalı eğitim-ortak eğitim” modellerini kabul etmesi, personelin lisans üstü eğitimine izin verilmesi, sanayi ve ticaret odalarının sanayi-üniversite işbirliğinin koordinasyonuna katkı vermesi, üniversitelerin kendi personelinin sanayiye yönelik yaptığı çalışmayı teşvik etmesi, kalkınma ajanslarının daha fazla destek vermesi. Bu sorunların çözümüne yönelik projeler geliştirmek, plastik ve plastikle ilgili sektörel sivil toplum örgütleri arasında işbirliği ve güçbirliği kurarak, bu öneri ve projeleri ilgili platformlara taşımak ve devletin ilgili kurumlarına, bu sorunların çözümüne yönelik tedbirler almasına yardımcı olmak, başta PLASFED olmak üzere sektörde faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşları ve Sanayi ve Ticaret Odaları’nın plastikle ilgili meslek komitelerinin başlıca görevleri olacaktır.

Hammaddede dışa bağımlılık: NASIL

NE ZAMAN

K M

SORUN: % 85 oranında dışa bağlı olduğundan döviz kur dalgalanmalarından etkilenmesi. • Petrokimya yatırımın teşvik edilmesi (liman imkânları olan yer tahsisi vb.) • Yukarıda ifade edilen yatırım teşviklerinin sadece yatırım aşaması ile kısıtlı kalmayıp işletme dönemini de kapsayacak şekilde geliştirilmeli. (Ana hammaddeye ÖTV uygulamasının yapılmaması, SGK’da işveren payına ilave işçi payı için de muafiyet uygulanması GV ve KV istisnaları) • Kümelenme yaklaşımı ile sektörel ihtisas bölgelerinin oluşturulması ve lojistik ile AR-GE sinerjilerinin geliştirilmesi

Uzun vade ( 5+ yıl)

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Merkez Bankası

SORUN: Ticaretin zorlukları ve rekabet gücünü azaltan ilave maliyetler. • AB ile Gümrük Birliği üyesi olarak, AB ile ABD arasında geliştirilen Serbest Ticaret Anlaşması’na mutlaka taraf olunmasının sağlanması

Kısa Vade (1 Yıl)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Sivil Toplum Örgütleri -PLASFED

SORUN: Petrol ve ana girdi eksikliği • Kaya gazı mısır nişastası gibi petrole alternatif olan yeni hammadde kaynaklarının yakın coğrafyamızda geliştirilmesine Türkiye’nin liderlik yapması.

Orta Vade (3 Yıl)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Petrolleri A.Ş., TÜBİTAK, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri -PLASFED

SORUN:Gümrüklerde yaşanan sorunlar, tedarik sıkıntıları, ilave maliyetler • Yönetmelik ve tebliğ gibi sektör faaliyetlerini etkileyen yayınların mutlaka sivil toplum örgütleri ve sanayi temsilcilerinin görüş ve katkısına açılarak, sektörün önünü açacak kararların sektör paydaşları ile birlikte alınması.

Kısa Vade (1 Yıl)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri – PLASFED

SORUN: Dışa bağımlılık ve kur riski • Yurtdışı fuar katılım destekleri arttırılarak devam edilmesi. • Milli bilgi brokerlık sisteminin geliştirilmesi • Satınalma organizasyonları ile Türkiye’ye yabancı kilit satın alımcılarının getirilmesi • KOSGEB süreçlerinin iyileştirilmesi

Kısa Vade (1 Yıl)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK , Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri -PLASFED, Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB

SORUN: Dışa bağımlılık kaynaklı işletme sermayesi ihtiyacı. • İhracat yapan şirketlere Eximbank ve benzeri finansman avantajlarının sağlanması.

Kısa Vade (1 Yıl)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

12


PANO

PLASFEDDERGİ

Yüksek katma değerli ürünler üretememe: NASIL

NE ZAMAN

K M

En kısa vadede

• Sektör temsilcileri • STK’lar

• Üniversitedeki olanakların sanayicilere kullandırılması Yapılacak projeler ücret bakımından öğretim görevlilerine daha cazip hale getirilmelidir. • Üniversitedeki ilgili bölümlerde gerekli derslerin verilmesi için STK’ların rol alması gerekir.

En kısa vadede

• STK’lar • İlgili Bakanlık

• İşverenlerin eğitilmesi AR-GE ve inovasyonun işverene iyi bir şekilde aktarılması • Kar sadece hacim değildir algısının işverene geliştirilmesi

En kısa vadede

• Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

• • • • • •

En kısa vadede

• Sektör temsilcileri • STK’lar

• Üniversitedeki olanakların sanayicilere kullandırılması Yapılacak projeler ücret bakımından öğretim görevlilerine daha cazip hale getirilmelidir. • Üniversitedeki ilgili bölümlerde gerekli derslerin verilmesi için STK’ların rol alması gerekir.

En kısa vadede

• STK’lar • İlgili Bakanlık

• İşverenlerin eğitilmesi AR-GE ve inovasyonun işverene iyi bir şekilde aktarılması • Kar sadece hacim değildir algısının işverene geliştirilmesi

En kısa vadede

• Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

• • • • • •

Nitelikli eleman yetiştirilmesi Sektörün STK’lara sahip çıkması gerekli STK’ların daha fazla rol alması Plastik sektörüne yönelik eğitim kurumlarının çoğaltılması STK’ların rapor hazırlaması ve ilgili kurumları bilgilendirmesi gerek. İnovatif düşünce yapısının geliştirilmesi

Nitelikli eleman yetiştirilmesi Sektörün STK’lara sahip çıkması gerekli STK’ların daha fazla rol alması Plastik sektörüne yönelik eğitim kurumlarının çoğaltılması STK’ların rapor hazırlaması ve ilgili kurumları bilgilendirmesi gerek. İnovatif düşünce yapısının geliştirilmesi

Haksız rekabetin yoğun olması: NASIL • Devletin üreticinin hammadde konusundaki vergilendirme yükünü hafifletmesi ve üreticiyi destekleyecek teşvikler getirmesi gerekiyor. • Mevzuatın iyileştirilmesi noktasında ilgili sanayi örgütleri ve bakanlıklar ile işbirliği yapılması gerekiyor.

NE ZAMAN En kısa sürede

K M • Plastik üreticileri ve ilgili sivil toplum kuruluşları

Enerji maliyetlerinin yüksekliği: NASIL

NE ZAMAN

K M

• Kaçak kayıp maliyetlerinin sanayiciden tahsil edilmemesi onun yerine enerji üretiminde meydana çıkan atık enerjinin değerlendirilmesi.

Sürekli

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu

• Yatırım teşviklerinde enerji verimliliği yüksek tesislere ilave destek sağlanması

Sürekli

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

• Yatırım fizibilitesi desteği verilerek atıl kapasitelere mani olunması

Sürekli

TOBB, Sanayi ve Ticaret Odaları, Meslek Örgütleri

• Proses bazında doğru hammadde ve katkı seçimi için teknoloji eğitimleri verilmesi

Sürekli

PLASFED, PLASFED Üyesi Dernekler

• Çocukluktan başlayarak enerji verimliliği eğitiminin verilmesi

Sürekli

Milli Eğitim Bakanlığı

• İşgücünün enerji ve makine verimliliği ile makine bakımı konusunda eğitilmesi

Sürekli

İŞKUR, Sendikalar, PLASFED, PLASFED Üyesi Dernekler, Meslek Örgütleri

NE ZAMAN

K M

Lokomotif nitelikli elemanın az olması: NASIL Meslek içi eğitimlerin üniversite veya yetkili kurumlarla işbirliği ile verilmesi (kısa dönemli) • Mesleki eğitimlerin yasal zorunluluğa bağlanması ve/veya teşvik edilmesi (vergi/prim indirimi/ muafiyeti) (Çıraklık, kalfalık ve ustalık sistemi)

İşe başlama sürecinde veya • Üniversite veya yetkili kurumlar işe alındıktan eli ile verilebilir sonra

Sektörün eleman istihdam ihtiyacı ve açığının envanterinin çıkarılması • Devlet eli ile veya devletin görevlendirdiği kurumlar vasıtası ile

2016 sonu

• Plastik sektörü ile ilgili dernekler, • Türkiye İstatistik Kurumu • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

Plastik alanında eğitim veren meslek liselerinin, Meslek Yüksek Okullarının ve Üniversitelerin desteklenmesi • Şirket içi desteklerle (burslarla) ya da devlet eli ile yapılacak desteklerle

İvedilikle

• Plastik sektörü ile ilgili dernekler ve federasyonlar eli ile pilot bölgelerde

Şirketlerde AR-GE kültürünün yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi. • Üniversiteler polimer bilimi ve teknolojisi konusunda mevcut ve açılmış ama aktif olmayan bölümlerde Y. Lisans ve Doktora eğitiminin desteklenmesiyle.

İvedilikle

• Üniversiteler ve özel sektör işbirliği ile

13


PLASFEDDERGİ

PANO

Yeterince Ar-Ge çalışmasının olmaması: NASIL Nitelikli AR-GE üretecek kalifiye eleman eksikliği • AR-GE konusunda eğitim desteği • Katma değeri yüksek ürünlerde yurt dışı uzmanlarının desteğini alma • Yurt dışına gönderilerilen lisan üstü öğrencilerin ulusal öncelikler konusunda yönlendirilmesi. • Devletin verdiği destek projelerin devamının sağlanması

AR-GE için koordinasyon eksikliği (üniversite-sanayi-kamu kuruluşları) • AR-GE konusunda eğitim desteği • Yüksek lisans ve doktara tez konularının sanayicilerin ihtiyaçlarını dikkate alınarak ortak belirlenmesi • Ortak projelere daha fazla devlet desteği • Projelerde üniversite elemanlarının yeralmasının zorunluluk olması • Ortak projelere daha fazla devlet desteği • Projelerde üniversite elemanlarının yeralmasının zorunluluk olması

AR-GE’ye yeterince kaynak ayrılamaması • AR-GE personeline sağlanacak desteğin vergi indirimine tabi olması • Harcamaların tamamının arge desteği konusunda vergi indirimine tabii olması

AR-GE’nin yeterince öneminin anlaşılamaması sonucu sektörün giderek çıkmaza girmesi • Başarı örneklerinin paylaşılması • AR-GE ve inovasyon konusunda fuar ve toplantılara katılımın özendirilmesi.

Faaliyet gösteren firmaların yeterince kurumsallaşamaması eksıklıgı • Kurumsallaşma desteklerinin verği indirimine tabi tutulması

Yeterince zaman ayıramama • Kurumsallaşma desteği • AR-GE konusunda farkındalık ve eğitim faaliyetleri

Firmalarda AR-GE ve nitelikli ürünler konusunda vizyon eksikliği • Yurtiçi ve yurtdışı AR-GE uzmanı için %100 gider indirimi • Teknolojik gelişmelerin takip edilmesi • Mevzuatla ilgili tebliğ ve yönergeler konusunda sanayi ve ticaret odalarının güncel eğitim faaliyetleri • Firmaların ülkenin öncelikleri hakkında yönlendirilmesi

Üretimdeki kar oranlarının düşüklüğü • Yeni ve getirisi yüksek ürünlerin üretilmesi • Markalaşmak • Inovasyon ve eğitim-tanıtım desteklenmeli • Ürün tasarım desteği sağlamak

NE ZAMAN

K M

Sürekli

• Bakanlıklar • Sanayi Odaları • STK’lar tarafından firmalarda ve üniversitelerde • TÜBİTAK • STK’lar

Sürekli

• OSB’ler • TÜBİTAK • Bakanlıklar • Sanayi ve Ticaret Odaları • STK’lar • AR-GE merkezi olan firmalar • Kalkınma Ajansları • KOSGEB

Sürekli

• Bakanlıklar • KOSGEB • Kalkınma Ajansları • TÜBİTAK • Firmalar

Sürekli

• STK’lar • Bakanlıklar • KOSGEB • Kalkınma Ajansları • Firmalar • Üniversiteler

Sürekli

• STK’lar • Bakanlıklar • KOSGEB • Kalkınma Ajansları

Sürekli

• STK’lar • Bakanlıklar • KOSGEB • Kalkınma Ajansları • Firmalar • Sanayi ve Ticaret Odaları

Sürekli

• Bakanlıklar • KOSGEB • Kalkınma Ajansları • Firmalar • Sanayi ve Ticaret Odaları

Sürekli

• Bakanlıklar • KOSGEB • Kalkınma Ajansları • Firmalar • Sanayi ve Ticaret Odaları

Üniversite-sanayi işbirliği yetersizliği: NASIL

• Ortak platformlar oluşturarak.

NE ZAMAN

Hemen

14

K M • STK’lar • TSE • Teknoloji Transfer Ofisi • Kalkınma Ajansları • KOBİ destek büroları



PLASFEDDERGİ

PANO

PAGDER 36. Olağan Genel Kurulu rekor katılımla tamamlandı

PAGDER’de Reha Gür dönemi Türkiye’nin özel sektördeki en eski sivil toplum örgütlerinden biri olan Plastik Sanayicileri Derneği PAGDER’in 36. Dönem yönetiminin belirlendiği Olağan Genel Kurulu rekor katılımla tamamlandı. Tek listeyle gidilen seçimde yeni Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri belirlendi. Genel Kurul, Türk plastik sektörünün sorunlarının tartışıldığı bir fikir fırtınası niteliğinde geçti. Başkanlık bayrağını” Reha Gür’e devreden Hüseyin Semerci, “PAGDER, 60 yıllık koca bir çınardır” diyerek, kuruluş aşamasından bu yana

olduğu PAGDER yönetiminde bayrağı onurla taşıyacağını ifade etti.

emeği geçenlere teşekkür etti. Semerci, sektöre yönelik haksız girişim-

Çalışma dönemindeki öncelik ve hedefleri

ler, sektörün bilimsel yöntemlerle pazarlama gücüne katkı sağlama ve

hakkında bilgi veren Reha Gür, “Hedefim, her

yatırım alanları oluşturma yanında, sektöre yönelik olumlu düşünceler

dönemde yükselen bu çıtayı görev sürem bo-

oluşturulması için geliştirilen “Yuvaya Dönüşen Plastikler” kampanyası hakkında bilgi verdi.

yunca daha da yükseğe taşımak olacak. Sektörümüzün birlik ve beraberliğini güçlendirecek, daha hızlı büyümesini, gelişmesini sağlayacak her tür sonuç odaklı çalışmayı esas alacağım”

Başkanlığa seçilen Reha Gür de konuşmasında, “Hedefim, her dö-

dedi. PAGDER’in 36. döneminde de, geçmişten

nemde yükselen bu çıtayı görev sürem boyunca daha da yükseğe taşı-

devralınan deneyim ve ilkeler kapsamında; si-

mak olacak. Sektörümüzün birlik ve beraberliğini güçlendirecek, daha

yaset dışı ama demokratik bir yapı içinde ha-

hızlı büyümesini, gelişmesini sağlayacak her tür sonuç odaklı çalışmayı esas alacağım” dedi.

reket edeceklerini vurgulayan Gür; yenilikçilik, fark yaratmak, takım çalışması, kurumsallaşmak, verimlilik ilkelerine öncelik vereceklerini paylaştı.

Türk sanayicilerinin ilk sivil toplum örgütlenmelerinden biri olan Plastik Sanayicileri Derneği PAGDER, 36. dönem Olağan Genel

PAGDER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür çalışma öncelikleri hakkında bilgi verdi

Kurulu çalışmalarını tamamladı. İki dönem PAGDER Başkanlığını yapan Hüseyin Semerci,

Tek

listeyle

gidilen

seçimlerde,

başkanlık görevini tek listeyle gidilen seçimde

PAGDER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı seçi-

Reha Gür’e devretti.

len Reha Gür konuşmasında, görevi devraldığı Hüseyin Semerci’ye ayrıca plastik sanayisinde

Rekor katılımla yapılan ve plastik sanayi-

faaliyet gösteren bir sektör mensubu olarak

cilerinin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda,

da yaptığı değerli ve çok önemli katkılardan

sektör ve ekonomik konular değerlendirildi.

dolayı teşekkür etti. Başkan Yardımcılığı gö-

Genel kurulda, 9 Eylül Üniversitesi Öğretim

revinde de bulunduğu çalışma döneminde

Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal’ın “Dünya ve Türki-

Hüseyin Semerci’yle birlikte iyi çalışmalar yü-

ye Ekonomisinin Geleceğine Bakış” konulu bir

rüttüklerinin altını çizdi. Gür, gönüllüğün esas

sunum yaptı. 16

Merkezi otorite ve diğer kurumlar ile iyi ilişkilere özen göstereceklerini; bürokraside artırılmış etkinlik, proaktif eylemler ile önleyici faaliyetlerde bulunacaklarını vurgulayan Gür, “Bilinirliğini artıracağımız ve aidiyet duygusuyla genişleteceğimiz tabanımıza yönelik çalışmalarımızı; insanlığa, ülkemize, sektörümüze ve alt sektör kırılımına ve her bir üyemizin faydalarını gözeterek, sektörümüzün tamamını kucaklayan bir PAGDER olarak yürüteceğiz” dedi.

Hüseyin Semerci veda etti Genel Kurul konuşmasına, “PAGDER, 60


PANO

PLASFEDDERGİ

yıllık koca bir çınardır” sözleriyle başlayan Hüseyin Semerci, kuruluşundan itibaren sektöre ve PAGDER’e emek verenlere teşekkür etti. Beş yıllık görev dönemindeki öncelik ve çalışmaları hakkında bilgi veren Semerci, 14 bin firma ve 250 bin çalışanı ile Avrupa’nın 2.’nci, dünyanın ise 7.’nci büyük üreticisi konumunda bulunan plastik sektörüne katkı sağlayacak, ticari faydalar getirecek yapıcı yaklaşımlar ve sonuç odaklı faaliyetlere öncelik verdiklerinin altını çizdi. Semerci, “Bugün sayısı 500’e yaklaşan üyemizle, ulusal ve uluslararası paydaşlarımızla büyük projelere imza attık. Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyamızı iki yıldır başarıyla sürdürüyoruz. Plastik sanayisinin en büyük ihtiyaçlarından biri olan kümelenmeyi; teşviklerden yararlanma hakkı tanıyan İhtisas OSB özelliği ile PAGDER&ASLAN OSB ile sağladık.

gulayan Semerci, “Bugün tüm imalat sektör-

li; yenilenmenin, gelişmenin önünü açacağı

Dış pazar arayışlarına her türlü yanıtı içeren

lerine ara malı veren plastik sektörü; var olan

inancındayım” dedi.

Dünya Plastik Atlası’nı sektörümüze sunduk.

zorlayıcı koşullara, yapısal sorunlara ve ülke-

Yurt içi, yurt dışı fuar katılımları, eğitimler, se-

mizin genel ekonomik yavaşlamasına rağmen;

miner ve konferanslar düzenledik” dedi.

2014’ü de yıllık yüzde 1.9 oranında büyüyerek

Genel Kurul’da sektör sorunları tartışıldı

kapatmıştır. İlerleyen dönemlerde Türkiye Sektörel örgütlenmelere her düzeyde

plastik sektörünün bir konfederasyon çatısı

PAGDER’in 36. Dönem çalışmalarının şe-

öncülük ettiklerini ve katkı verdiklerini vur-

altında toplanması da düşünülebilecek konu-

killendiği Olağan Genel Kurulda, sektörün ön-

lardan biridir. Ama artık bayrak el değiştirme-

celikli sorunları da tartışıldı. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen, Petkim Genel

PAGDER Yönetim ve Denetim Kurulları

Müdürü Saadettin Korkut ve İSO Meclis Üyesi

PAGDER’in 36. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda tek listeyle gidilen seçimlerde yeni

Ömer Karadeniz başta hammadde olmak üze-

yönetim organları belirlendi. Daha sonra yapılan ilk yönetim kurulunda da görev dağılımı

re sektör önceliklerini değerlendirdi.

yapıldı. PAGDER Yönetim Kurulu şöyle oluştu: Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı

Yönetim Kurulu:

Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri

Reha Gür – BAŞKAN

Aydın Hülagü

(Eurotec Mühendislik Plastikleri)

(Pimar Plastik)

rüşlerini açıklamak üzere söz alarak, Petkim’in

Selçuk Gülsün – BAŞKAN YARDIMCISI

Sibel Destereci Yılmaz

varlığının ve gelişmesinin desteklenmesi ge-

(Tisan Mühendislik Plastikleri)

(Tepsan Tekirdağ Plastik)

rektiğine çağrıda bulundu.

Oğuzhan Gürlek- BAŞKAN YARDIMCISI

Kasım Karataş

(Gürlek Plastik)

(Karataş Makine)

Kenan Benliler- SEKRETER ÜYE

Enabir Koç

(Güven-El Plastik)

(Nur Kalıp Plastik)

Hakan Dirgeme- ÜYE

Halil Gökhan Can

(Beno Plastik)

(Gökhan Plastik)

daha da büyüyeceğini, kapasitesini artırarak

Burç Angan ÜYE

Selahattin Yılmaz

sektörü güçlendireceği umudu taşıdıklarını

(Hür-mak Plastik)

(Erka Ambalaj)

ancak bugün gelinen noktaya baktıklarında

Erkan Evrenkaya- ÜYE

Dursun Sevme

Petkim yarımadasının konumu itibariyle ikiye

(Ser Rezistans)

(Sancar Kimya)

ayrıldığını; SOCAR’ın rafineriye, plastik sektö-

Ünal Aykun- ÜYE

Kenan Özeren

(Semi Elektronik)

(Opkon Optik)

rüyle direkt ilişkisi bulunmayan ve kimya sek-

Utku Şahin - ÜYE

Abdullah Karabulut

(Tetra Polimer)

(Ekin Makine)

Salih Esen, gelecek üç yıllık döneme ilişkin gö-

“Ayağındaki kum torbalarını atamadığı için Petkim gelişemiyor” diyen Esen, SOCAR’ın Petkim’i aldığı zaman sevindiklerini, Petkim’in

törüne yakınlığı olan PTA’ya, limana, enerjiye yatırım yaptığını; Petkim’e yapılan yatırımın istenilen boyutlarda olmadığını ve bundan

Denetleme Kurulu:

Denetleme Kurulu Yedek Üyeleri

Murat İçin (Fortis Plastik)

Serhat Balta (Enelkon Elektronik)

Erkan Aydın (Gema Polimer)

Ali Emiroğlu (Gurbetçiler Plastik)

Burak Erenoğlu (Akay Plastik)

Levent Şişman (Pelsan Tekstil)

üzüntü duymamanın mümkün olamayacağını kaydetti. Sektörün

dışa

bağımlılığı

artarken

Petkim’in üretimini artırmamasının, neden

17


PLASFEDDERGİ

PANO

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür de, PAGDER Genel Kurulu’nda yapılan önemli açıklamalarla ilgili bir değerlendirme yaptı. Reha Gür, PAGDER’in hammaddede dışa bağımlılığının sektöre yüksek maliyetler getirdiğini; bu yüksek maliyet nedeniyle oldukça düşen karlılık oranları ile de plastik sanayisinin gerekli AR-GE, ÜR-GE, inovasyon, eğitim ve tanıtımlar gibi yatırımlarda bulunmasının zorluğuna dikkat çekti. Türkiye plastik sektörünün teşviklerden de yeteri kadar yararlanamadığını vurgulayan Gür, ”Büyüme hızı Türkiye’den daha yüksek; 2014 yılında 5.4 milyar dolar doğrudan olmak yatırım yapılmadığının hep birlikte araştırıl-

söyleyen Saadettin Korkut, “Kamu otoriteleri

üzere 12 milyar dolar ihracat yaparak ülkemiz

ması gerektiğini ve Petkim’in kaderini sadece

işbirliği içinde elimizden gelen yatırımları yap-

ekonomisine önemli katkılar sağlayan plastik

SOCAR’a bırakmamak gerektiğini söyleyen

maya devam edeceğiz. Limana yaptığımız ya-

sanayisinin bu dev ihracata rağmen, önemli

Esen, “Dışardan 6 milyar dolar civarında ithal

tırımların getirdiği karlılığımızla öncelikli olarak

yatırımları yapamaz durumda olması da düşü-

zorunluluğumuz bulunan hammaddede % 6,5

polimer üretim kapasitemizi artırma yönüne

nülmesi gereken bir konudur” dedi.

civarında gümrük vergisi veriyoruz. Sektör ve

gideceğiz. İrili-ufaklı sanayicilerimizle her za-

Petkim olarak aynı safta bunun savaşını ver-

man kol kola çalışmayı sürdüreceğiz. Dünya

Özellikle dış pazarlarda ülkemiz ekono-

meli, birlikte hareket etmeliyiz. PAGDER yeni

piyasasında da rekabetin yoğun olduğu bu

misinin en önemli ve güçlü, lokomotif sektör-

yönetimi, Petkim konusunu ele almalı... Birinci

ortamda fabrikalarımızı ayakta tutmak önce-

lerinden biri olan plastik sanayisinin rekabet

derecede önemli olan polimer üretimi kapasi-

liğimiz…” dedi.

gücünü artıracak öncelikli koşullardan birinin yerli üretim, ucuz hammadde olduğunu kay-

tesi ile ürün çeşitliliği artırılmalı” dedi.

Ömer Karadeniz: “Petkim ve plastik üreticisi kol kola olmalı” İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz de yaptığı konuşmada, Salih Esen’in aktardıklarına

Reha Gür: “Petkim’in polimer üretiminde kapasite artırımına gitmesi sektörümüze sürdürülebilir bir rekabet getirecektir; biz sektör olarak üzerimize düşeni yapacağız!”

deden Gür; Petkim’in polimer üretiminde kapasite ve ürün çeşitliliği artışına gitmesinin bir an önce planlanmasının gerektiğini ifade etti. Reha Gür, “Türkiye plastik sektörü olarak biz de bu konuda üzerimize düşeni yapar, gereken destekleri veririz” dedi.

katıldığını kaydederek, plastik hammadde konusunda yapılacak her türlü yatırıma destek verdiklerini, sadece SOCAR değil, tüm STK’lar, yarı STK’larla hep kol kola olduklarına dikkat çekti. Karadeniz, sadece SOCAR’ın çalışması-

PAGDER 36. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür kimdir?

nın yeterli olmadığını; Petkim ve plastik üreti-

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, İs-

cisinin kol kola olması gerektiğini paylaştı.

tanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra

Saadettin Korkut: “Sektör gelişiyor, yaptığımız yatırımların geri dönüşünü polimer üretimini artırmak için kullanacağız”

İstanbul

Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde İşletme İhtisası yaptı ve sonrasında iş hayatına atıldı. Mühendislik plastikleri sektörünün önemli firmalarında satış ve üst düzey yönetici pozisyonların-

Petkim Genel Müdürü Saadettin Korkut,

da çalışan Reha Gür, 2004 yılından bu yana ku-

yeni ürünler ve özellikle polimer üretimi ek-

rucuları arasında bulunduğu Eurotec Mühendislik

sikliği konusunda Türkiye plastik sektörünün

Plastikleri firmasında Ticari Direktör ve Yönetim

haklı olduğunu belirtti.

Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Gür aynı zamanda, İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve

Rafineri sonrası Petkim yarımadasında

Mamulleri İhracatçıları Birliği)’de Yönetim Kurulu

daha büyük yatırımlar gerçekleştirmeyi plan-

Üyesi’dir.

ladıklarını, yeni ürünler üzerinde çalıştıklarını

18



PLASFEDDERGİ

PANO

EGEPLASDER-İMPİOSB işbirliği derinleşiyor EGEPLASDER ile İMPİOSB arasındaki işbirliğinin derinleştirilmesi kararı alındı. İki kurum, İzmir Menemen Plastik İhtisas OSB (İMPİOSB) altyapısı ve rekabet gücünün artırılması için birlikte çalışacak. Öteyandan, EGEPLASDER, üyelerine yönelik iş gezisi ve incelemelerini Çin ve Adana ile devam ettirdi.

Türkiye’nin ilk plastik ihtisas OSB’si olan

EGEPLASDER’in, bölgenin pazarlama ve

toplantısı Adana`da yapıldı. Toplantı sonrası

İzmir Menemen Plastik İhtisas OSB (İMPİOSB)

iş kapasitesini artırmaya yönelik faaliyetleri

sektör temsilcileriyle, EGEPLASDER üyeleri

ile Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği

kapsamında, PAGDER ile birlikte KOSGEB des-

Esen Plastik A.Ş. Adana fabrikası ziyaret edi-

(EGEPLASDER) arasındaki işbirliği derinleştiri-

tekli olarak organize ettiği CHINAPLAS 2015

lerek yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.

liyor. EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu ve İM-

Fuarı iş gezisi tamamlandı. İş gezisi kapsamın-

İzmir tesisinden sonra Adana’ daki 43 bin met-

PİOSB Başkanı Salih Esen yönetim kurulu üye-

da, katılımcı iş insanlarıyla birlikte uzmanlarla

rekarelik ilave üretim tesisi ile birlikte toplam-

leriyle birlikte ortak bir toplantı yaptı. Metin

görüşme imkanı sağlanan toplantılar da dü-

da 130 bin metrekarelik alanda üretim yapan

Akdaş, Kazım Sertdemir, Erol Amado ve perso-

zenlendi. Firma düzeyinde ikili görüşmeler de

ESEN Plastik, bu tesiste 3000 mm’lik CTP boru

nelin katıldığı toplantıda, iki kurumun birlikte

gerçekleştirildi.

üretimi yapıyor.

çalışarak, İMPİOSB altyapısının geliştirilmesi ve ortak çalışmalarla bölge plastik sektörünün

Plastik sanayicilerinin de katıldığı Ege

Öteyandan, Ege Soğutma Sanayicileri ve

verimliliği, rekabet gücünün artırılması için

Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Adana Sanayi

İş Adamları Derneği (ESSİAD) Başkanı Hakan

projeler geliştirilmesi kararlaştırıldı.

Odası’nın (ADASO) ortak meclis toplantısında

Semerci, EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu’yu

da, sektör mensupları Esen Plastik Adana fab-

ziyaret etti. Dernek genel merkezinde ger-

rikasını ziyaret etti. Adana’da 43 bin metreka-

çekleşen görüşmede, ESİAD’ın 25. Kuruluş

relik alanda kurulu tesiste 3000 mm lik CTP

Yıldönümü anısına yaptırılan plaket de takdim

boru üretimi yapılıyor.

edildi. Görüşmede, işbirliği projeleri gözden geçirildi ve gelecek dönemde de birlikte çalış-

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Adana Sanayi Odası’nın (ADASO) ortak meclis

20

ma kararlılığı vurgulandı.


PANO

PLASFEDDERGİ

PAGDER’den plastik endüstrisine üç yeni yayın Sektörü için Çok Dilli Sözlük”ün de kullanıma sunulduğu kaydedildi. Duyuruda, “Siz değerli sektörü mensuplarımın (sektör mensuplarının) bilgiye kolaylıkla ulaşabileceği bir kaynak olarak kullanacağı “Plastik İşleme Teknikleri El Kitabı” içerisinde plastik işleme teknikleri hakkında genel bilgiler ve plastik işlemede karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerileri, “Plastik Sektörü İçin Çok Dilli Sözlük” içerisinde plastik ve plastik işleme makinaları sektöründe yaygın olarak kullanılan kelimelerin ve terimlerin Türkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Fransızca olmak üzere küresel anlamda kabul görmüş 5 ana dilde çevirisi yer almaktadır” denildi.

Dünya Plastik Atlası Amerika yayınlandı

Uluslararası İşletmecilik ve Ticaret Bölümleri

DÜNYA PLASTİK ATLASI AMERİKA CİLDİNDE ELE ALINAN ÜLKELER

Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale başkanlığındaki bir ekip tarafından bilimsel analiz yöntemleri

PAGDER, sektöre yönelik somut katkılar

kullanılarak hazırlanıyor. Atlasların her bir cil-

sunan yayınlarını sürdürüyor. Bu çerçevede

di kendi bölgesi için sanayicilere, ağır rekabet

1

Arjantin

Güney Amerika

sektörde ilk kez yapılan ve doğrudan satış

koşullarında yeni pazarlara girişte anahtar ni-

2

Brezilya

Güney Amerika

imkanlarına yönelik bilgi sunan Dünya Plastik

teliğinde bilgileri sunuyor.

3

Ekvator

Güney Amerika

Atlası’nın Amerika cildi yayınlandı. PAGDER Plastik Sektörü için Çok Dilli Sözlük ile Plastik

Plastik Atlasında 6 ayrı bölge için yayın-

4

Kolombia

Güney Amerika

İşleme Teknikleri El Kitabını da sektöre sundu.

lanacak 6 kitapta, toplam 97 ülkeye ilişkin

5

Paraguay

Güney Amerika

6

Peru

Güney Amerika

7

Şili

Güney Amerika

8

Venezuela

Güney Amerika

9

Bolivya

Güney Amerika

10

Jamaika

Kuzey Amerika ve Karayipler

11

Kanada

Kuzey Amerika ve Karayipler

12

Dominik Cum.

Kuzey Amerika ve Karayipler

13

ABD

Kuzey Amerika ve Karayipler

14

Guatemala

Orta Amerika

15

Kostarika

Orta Amerika

16

Meksika

Orta Amerika

17

Nikaragua

Orta Amerika

18

Panama

Orta Amerika

veriler yer alacak. Mamul, hammadde ve makiPAGDER, Dünya Plastik Atlası’nın yeni

nede, Türkiye’nin görüş alanına giren ülkelerin

cildi olan Amerika kıtasına ilişkin kitabın ya-

iç pazarları ve ithalat-ihracat durumları, hangi

yınlandığını açıkladı. Sektöre yönelik, satış,

ülkede, hangi ürünle, kimlerle ve nasıl rekabet

üretim alanlarında somut katkıları hedefleyen

edebileceğine yönelik veriler Plastik Atlası’nda

yayınlardan üçü daha kullanıma sunuldu.

yer alacak. Atlas’ta potansiyel ihracat pazarları ve yoğun rekabetin yaşandığı yerler hakkında

Dünya Plastik Atlası: Amerika cildi yayında

da bilgiler verilerek, ihracatçılara yol göstererek zaman kazandırılacak.

PAGDER’in sektör için “Küresel ekono-

Yayınlanan Amerika kıtası cildinde top-

mide rekabet gücüne bilgi dopingi” olarak ni-

lam 18 ülke, avantajlı-dezavantajlı ürünler,

telediği Dünya Plastik Atlası’nın Amerika cildi

gelecek dönemde tüketimi artacak ürünler, fi-

kullanıma sunuldu.

yatlar, rakip ülkeler, giriş stratejileri kriterlerine göre bilimsel veri sunacak şekilde incelendi.

Dünya Plastik Atlası, plastik mamul, hammadde ve plastik işleme makineleri üreticileri için küresel rekabette anahtar niteliği taşıyor.

Sektör için çok dilli sözlük ve plastik işleme teknikleri

Birleşmiş Milletler coğrafi sınıflaması kullanılarak toplam 6 bölge için hazırlanacak olan

PAGDER’den sektöre yapılan duyuruda,

yayınlar, Özyeğin Üniversitesi Ekonomi ve

“Plastik İşleme Teknikleri El Kitabı” ve “Plastik

21


PLASFEDDERGİ

PANO

PAGDER’den plastik mamullerin serbest ticareti için dev adım

Çevreci ürünlerin ayrıcalıklı sayılarak ticaretinin serbestleştirilmesinde yeni kuralların belirlenmesi için başlatılan çalışmaya Türkiye de dahil oldu. PAGDER bu süreçte, Ekonomi Bakanlığı’nın daveti üzerine giriştiği çalışmayla, plastik mamullerin bu kapsamda sayılması ve ülkeler arasında ticaretinin serbestleştirilmesi için başlatılan çalışmaya oluşturduğu listeyi ve raporunu sundu.

plastik hammaddeler dahil tüm plastik mamullerin çevreci yapı taşıdığını ve tümünün müzakere listesine alınması gerektiğini içeren; istatistikler ve ölçümlemelerle, ekonomik analizler ve araştırmalarla kanıtlayan detaylı bir raporu Bakanlığa sundu. PAGDER Mevzuat ve Kamu İlişkileri Komitesi ve plastik sektör mensuplarıyla bir araya

PAGDER Başkanı Reha Gür, “Öncelikle belirtmeliyim ki, Ekonomi Bakanlığı’nın sektör temsilcisi olarak sadece PAGDER’e talepte bulunduğu konuyla ilgili Mart 2015 tarihinden çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürerek sektörümüzün de çabalarıyla, müzakere masasında sektörümüzün menfaatlerini koruyan bir zemin oluşturduk. Anlaşma sağlanır ise ülkeler arasında serbest ticaret gerçekleşecek.

gelen, yaptığı toplantılar sonucunda da yalnızca bir kaç biyo-plastik GTİP’nin dahil olduğu listeyi, sektör menfaatlerini de gözeten bir şekilde yeniden düzenleyen PAGDER; plastik hammaddelerin yanı sıra tüm plastiklerin müzakere listesinde yer alması konusunda görüş bildirdiği raporunu tamamladı. Sürecin başarıyla tamamlanmasının ardından plastik hammadde ve mamullere yönelik yeni bir dönemin başlayacağının altını çizen

Türkiye’nin de doğrudan katılımcı olduğu “Dünya Ticaret Örgütü Çevresel Ürünler

kurallara bağlanması ve serbestleştirilmesine

PAGDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür

yönelik bir model üzerinde çalışılıyor.

yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:

Anlaşması Müzakereleri” çalışmaları sürüyor. Türkiye’nin de dahil olduğu müzakere ve ince-

Ekonomi Bakanlığı’nın Türkiye’deki hangi

“21. yüzyılın malzemesi olarak tanım-

leme sürecinde çalışmaları Ekonomi Bakanlığı

plastik ürünlerin müzakere kapsamına alına-

lanan plastiklerin üretimlerinde harcanan

gerçekleştiriyor. Bu kapsamda 16 ülkenin da-

bileceğine yönelik ürün belirleme konusunda

enerjiden kat be kat fazla enerjinin tasar-

hil olduğu çalışmalarda, çevrenin korunması-

plastik sektörü temsilcisi olarak görüşüne baş-

ruf edilmesini sağlayarak sürdürülebilir ve

na uygun sanayi ürünlerinin ticaretinin yeni

vurduğu tek sivil toplum örgütü olan PAGDER;

çevreci bir malzeme olduğunu devamlı dile

22


PANO

PLASFEDDERGİ

çıkarlarını korumak için bir zemin oluşturul-

ğını ve DTÖ Çevresel Ürünler Anlaşması (EGA)

masına katkıda bulunmaktan memnuniyet

müzakerelerinin,

duyuyorum. Bu aşamaya gelinmesinde emeği

başarıyla tamamlanacağına inanıyoruz. DTÖ

geçen bütün PAGDER camiası ve sektör men-

Çevresel Ürünler Anlaşması’nın (EGA) imzalan-

suplarına teşekkür ederim. Plastik mamul ve

ması halinde, gümrük tarifelerinin sıfırlanması

hammaddelerin serbest ticaretinde bu önemli

yoluyla önemli bir pazar açılımı sağlanacak. Bu

gelişmenin, başarılı bir sonuca ulaşacağına

da, rekabetten korkmayan çalışkan Türkiye

inanıyorum.”

plastik sektörü için önemli bir fırsat penceresi

isteğimiz

doğrultusunda

olacaktır” dedi.

Plastikler defalarca geri dönüştürülebilir, muadillerine göre daha az karbon salımı

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, yakın zamanda yürütülen çabalarla, Türkiye’nin pozisyonunu belirlediğini ve 27-

getiriyoruz. Kullanımda sağladıkları avantaj-

Reha Gür, plastiklerin üretimi sırasında su

31 Temmuz arasında, taraf ülkelerle birlikte

larıyla, cam, kâğıt, alüminyum, ahşap, teneke

kullanımı, karbon salımı açısından muadilleriy-

Türkiye’nin de masaya oturacağını, plastikle-

gibi malzemelerin yerini alarak hızla güçlü bir

le 50 kata kadar daha az çevreyi kirletici özel-

rin bu özelliklerinin değerlendirilerek çevresel

alternatif haline gelen; standartlara uygun

liği olduğunu hatırlattı. Defalarca son derece

ürünler listesine dahil olması için PAGDER’in

üretilmiş ve denetimden geçmiş plastikler, ne

ucuz yollarla geri dönüştürülebilme özelliği

güçlü bir çalışma yaptığını vurguladı.

çevreye ne de insan sağlığına hiçbir bir tehdit

nedeniyle de etkin biçimde toplanması halin-

oluşturmamaktadır. Bilimsel araştırmalar da

de kıyas kabul etmeyecek çevreci özelliğinin

Müzakereleri başlatan 14 DTÖ üyesi ülke:

bunu kanıtlamaktadır. Bu görüşlerimizi ve de-

ortaya çıktığını vurgulayan Gür, “Hayatımızı

Avustralya, Kanada, Çin, Tayvan, Kosta Rika,

ğerlendirmelerimizi hazırladığımız rapor ile de

kolaylaştıran, modern yaşamın vazgeçilmezi

AB, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Yeni

paylaştık. Plastik sektörü temsilcisi olarak sa-

olan plastiklerin; çevreci ürünler olduğunu,

Zelanda, Norveç, İsviçre, Singapur ve ABD idi.

dece bizim görüşümüze başvurulan bu önemli

muadillerine göre çok daha az enerji ve karbon

Türkiye İsrail ve İzlanda da müzakerelere katıl-

konuda, hem ülkemizin hem de sektörümüzün

salımı ile üretilebildiğinin göz önüne alınaca-

ma kararı aldılar.

Stoktan Teslim Yeni SRC ServoTech Enjeksiyon Makineleri

YENİ JENERASYON ENERJİ TASARRUFLU ENJEKSİYON MAKİNELERİ 60 - 2100 Ton ServoTech Serisi Saraç Plastik Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. Mecidiye Mah. Ağrı Cad. Selçuk Sk. No.1 34920 Sultanbeyli - Istanbul / Turkey T:+90 216 419 47 32 (pbx) F:+90 216 419 06 60 src@sarac.com www.sarac.com

23


PLASFEDDERGİ

PANO

Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya:

“Türkiye, sentetik kauçuk tesisini bir an önce kurmalı”

Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya, Türkiye’nin kauçuk hammaddede yüzde 98 oranında ithalata bağımlı olduğunu belirterek, sektörün ucuz ürün temini için alım yöntemleri geliştirmek yanında, yerli sentetik kauçuk üretiminin de elzem olduğunu belirtti.

ciddi olumsuzluklar yaşıyoruz. Doğal kauçuk

han Kaya, tesislerin kurulması için taleplerini

hammadde fiyatlarında dolar bazında tekrar

her düzeyde ilettiklerini vurguladı. Kaya, “Bu

yükselme var. Çok uzun süreden beri 4 Dolar

konuda ilgili bakanlıklarla defalarca görüşme-

seviyelerinde olan doğal kauçuk, yakın za-

lerimiz, uyarılarımız, taleplerimiz oldu. Rapor-

manda 1.50 - 1.80 USD bandına inmişti, fakat

lar hazırladık ve kauçuk sektörü için Türkiye’de

bu günlerde tekrar yükselme eğiliminde, bu da

üretim yapan bir tesisin kurulmasının şart

tedarikçileri tedirgin ediyor, çünkü alımlar do-

olduğunu söyledik. 196O’lı yıllarda Petkim Ya-

lar, satışlar TL bazında, fiyat artışlarını piyasa-

rımca tesislerini kuran Türkiye şuanda devle-

ya kabul ettirmek kolay olmuyor” dedi.

tin destekleriyle bunu yapabilecek durumdadır. Hammaddesi petrol olan kauçuğun, petrol

Sektörün bu fiyat dalgalanmalarından ve

fiyatları düşmesine rağmen, Dolar yükseldiği

yüksek fiyattan korunması için girişimler yap-

için alım fiyatlarımız artmaktadır. Sentetik ka-

tıklarını; borsa fiyatlarından daha ucuz ham-

uçuk üreten bir tesis kurulduğu takdirde bu

madde temin etmek için çalıştıklarını belirten

konuda sanayicinin hammadde alımında avan-

Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya,

Kaya, bu amaçla 2015 Mart ayı içinde Kauçuk

tajlı ve fiyat değişikliklerinden etkilenmeyecek

Türkiye’nin sentetik kauçuk tesisini kuracak

Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin Tayland’a

duruma geleceğine inanıyoruz” diye konuştu.

güçte olduğunu belirterek, sektörün öncelik-

giderek ucuz hammadde temini için çalıştığını,

leri arasında bulunan bu yatırımın kamu des-

Tayvan Ticaret Bakanlığı ile görüşmeler yap-

tekli olarak ivedilikle yapılmasını talep ettikle-

tıklarını kaydetti.

Sektörün sorunları ve çözüm önerileri

Sentetik kauçuk üretilmemesi ciddi sorun

yaptıkları analizler ve üyelerin sağladığı bil-

rini kaydetti. Sektöre yönelik bir değerlendirme yapan Nurhan Kaya, “Kauçuk sektörü olarak

Nurhan Kaya, kauçuk sektörüne yönelik gilerle, sektörün öncelikleri, sorun alanları ve

hammadde de yüzde 98 dışa bağlıyız ve bu

Türkiye’de sentetik kauçuk üretilmeme-

çözüm önerilerini belirlediklerini ve bunu mu-

nedenle, yurt dışında hammadde tedarikinde

sinin önemli bir sorun olduğunu belirten Nur-

hataplarına aktardıklarını da vurguladı. Kaya,

24


PANO

PLASFEDDERGİ

tespit ettikleri sorunları ve çözüm önerilerini şöyle sıraladı: -Türkiye kauçukta yüzde 98 dışa bağımlıdır. Bu durum, stok ve navlun maliyetlerinin artmasına rekabet gücünün olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. -Kauçuk üretiminin temel girdisi olan ve plastik üretiminde ortaya çıkan C3, C4 gibi kimyasal hammaddeler, üretim tesisi olmadığı için yok pahasına yurtdışına satılmaktadır. -Petrolde kullanılan ÖTV’nin, imalat sanayinin rekabet gücünü zayıflatıyor olması da önemli bir sorundur. -Vergilerdeki artışlar, işçi maliyetlerinin yüksekliği, enerjideki pahalılık, sektörümüzün en büyük problemleridir. -Gümrükten çekilen kauçuk tipi malzemelerin test işlemlerinden dolayı zaman kaybı

Çözüm Önerileri

Lastik Üretim Teknolojileri ve Kimyasalları Fu-

• Yüzde 98 dışa bağımlı olan kauçuk sek-

arının önemli bir yer tuttuğunu belirten Kaya,

töründe hammaddeye olan bağımlılığı azalt-

Kasım 2014’te gerçekleşen fuarın MADEN

yaşanmakta, bu işlemlerin süresinin kısaltıl-

mak, gerekirse tamamen ortadan kaldırmak

TÜRKİYE 2014 ile eşzamanlı olarak düzenlen-

ması ve bürokratik engellerin aşılması gerekir.

için yatırımların devlet eliyle ve özel sektöre

diğini ve bu zamanlama ile kauçuk ürünleri en

teşvikler vererek de yapılması,

çok tüketenlerden biri olan madencilik sektö-

-Yurt dışındaki lastik fabrikalarının başına dert olan, spekt dışı ve kısmen pişikli kauçuk hamurları ülkemize çok yüksek miktarlarda ithal edilmektedir. Bu kauçuk hamurları aslında hurdadır ve kanunlarımıza göre hurda kauçuk hamuru ithalatı yasaktır. Bu hamurlar 4003.0000 gümrük tarifesine sokularak ‘’şerit veya levha halinde vulkanize olmamış kauçuk karışımı‘’ şeklinde yanlış tanımlanarak ithal

• Kauçuk organize sanayi bölgelerinin • Uzun süren bürokratik engellerin kaldı-

Nurhan Kaya, fuara ilişkin olarak, “Tür-

rılması, • Vergilerin düşürülmesi veya tamamen • Enerji ve işçi maliyetlerinin düşürülmesi

saktır. Ama binlerce ton hamur bu yolla girmektedir. Avrupa’da satıcılar bile bu durumu ifade etmektedir. Bu hamurların bir kalite analiz belgesini veya fiziki spektlerini isteyince durum daha da net çıkıyor karşımıza. Hurdanın spekti mi olur diye cevap geliyor üyelerimize. Bu durumda Türkiye’de üretilen kauçuk mamullerinde kalite olmuyor. Bir de hiç bahsedilmeyen maddi zararlar

194 firma ve firma temsilciliği katıldı. KAUÇUK 2014 Fuarı, sektör firmalarının uluslararası

gerekir.

yeni pazarlara açılma fırsatı buldukları, en son

Kauçuk Derneği yeni Genel Merkez ofisine taşındı

ürün, teknoloji ve yeniliklerini bir arada sergiledikleri ve dünyanın farklı Kauçuk ülkelerinden gelen nitelikli ziyaretçilerle buluştukları

kiye dışında ülkeler bu hurdaları almamakta, alamamaktadır. Türkiye’ye hurda ithalatı ya-

kiye Kauçuk Sektörünün büyük buluşmasına, Avrasya Bölgesi ve uzak doğudan, 25 ülkeden

kaldırılması,

edilmektedir. Bu ithalat tamamen kanun dışıdır. Tür-

rüyle, kauçuk imalatçılarını biraraya getirmeyi amaçladıklarını vurguladı.

kurulması,

Nurhan Kaya, Derneğin üyelerine ve sektöre yönelik hizmetlerini geliştirdiğini kapsa-

bir ortam yarattı” değerlendirmesinde bulundu.

mını artırdığını belirterek, çalışmalarını daha

Fuar kapsamında, Kauçuk Derneği tara-

etkin hale getirmek amacıyla sosyal tesisleri,

fından düzenlenen “2. Uluslararası Katılımlı

otoparkı, büyük toplantı salonları olan İstanbul

Kauçuk Kongresi”nin de yapıldığını hatırlatan

Ticaret Sarayı’nda 150 metrekarelik 2 ofis ala-

Kaya, kongrede kauçuk malzemelerin bileşen-

rak altyapılarını güçlendirdiklerini vurguladı.

leri, şekillendirilmesi, fiziksel özellikleri, yeni-

Kaya, “Yeni yerimizde ilk hedefimiz, araştırma

likçi kullanım alanları, iş güvenliği ve mevzu-

ve proje oluşturma çalışmaları devam eden,

atlar gibi konularda güncel bilimsel ve teknik

sektörün çok acil bir ihtiyacı olduğunu dü-

gelişmeler incelendiğinin altını çizdi.

şündüğümüz Kauçuk Test Merkezi’ni kurarak kauçuk sektörüne hizmet vermek olacaktır.

Kauçuk Derneği ve İstanbul Kimyevi Mad-

ve bu hurdaların yarattığı çevre kirliliği var.

Sektörel çok büyük bir eksiklik olduğunu dü-

deler ve Mamulleri İhracatçılar Birliği organi-

Zaten Avrupa Ülkeleri bize bu yüzden satıyor.

şündüğümüz kauçuk testleri konusunda, test

zasyonu, Ekonomi Bakanlığı desteği ile Ekim

1990 yıllarında sırf kurtulsunlar diye bedava

hizmeti ve uygulamalı eğitimler vererek sek-

2014’te Malezya ve Vietnam’ı kapsayan, kau-

veriyorlardı.

törümüzün gelişimine katkıda bulunacağız”

çuk ormanı işletme olanaklarının araştırıldığı

değerlendirmesinde bulundu.

bir iş gezisinin de gerçekleştirildiğini hatırlatan Nurhan Kaya, bu tür gezilerin devam ede-

Çözüm çok basit. Giriş gümrüklerinde, konteynerin bir kaç noktasından örnek alıp kontrol

Sektöre yönelik etkinliklerinin devam

ceğini, yurt dışında Türkiye olarak kauçuk üre-

edildiği zaman beyan edilen kaliteye uygunlu-

ettiğini ve bunlar içinde Tüyap ile birlikte dü-

timi ve hatta toplanan kauçuğun işleneceği bir

ğu (hurda olup olmadığı) hemen anlaşılır.

zenledikleri KAUÇUK 2014, İstanbul 8. Kauçuk,

tesis kurma imkanlarının araştırıldığını belirtti.

25


PANO

PLASFEDDERGİ

Genel ekonomik yavaşlama plastik sektörünü de etkiliyor Türkiye ekonomisindeki büyüme hızındaki yavaşlama plastik sektöründe de etkisini gösteriyor. PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci, 2015 yılı ilk 4 aylık verileri ışığında yaptığı değerlendirmede, sektörün yıl sonunda bir önceki yıla göre miktar bazında artışını sürdüreceği ancak parite etkisi vb. nedenlerle üretimin Dolar cinsinden değerinde düşüş görülebileceğini belirtti. Barbaros Demirci tarafından yapılan değerlendirmede, 2013 yılında 8 milyon 92 bin ton ve 34,2 milyar dolar olarak gerçekleşen plastik mamul üretiminin, 2014 yılında miktar ve değer bazında yüzde 2 artarak 8 milyon 234 bin tona ve 34,9 milyar dolara çıktığı hatırlatıldı. Sektörün 2015 yılının ilk 4 ayında 2,9 milyon ton ve 10,9 milyar dolarlık üretim gerçekleştirdiği belirtilen çalışmada, mevcut trendin devam etmesi halinde 2015 yılı sonunda üretimin 8,6 milyon tona yükseleceği, değerin de 32,8 milyar dolar olarak gerçekleşebileceği vurgulandı.

Üretim artış hızı tekrar ülke büyümesinin üstüne çıkabilir Çalışmada, “2002-2012 yılları arasında GSMH artış oranını ikiye katlayan plastik sek-

tör büyümesi 2014 yılında GSMH artış oranının altına düşmüştür. 2015 yılının sonunda plastik sektör büyümesinin yüzde 4,2 ile GSMH artış hızının üzerine çıkması beklenmektedir” ifadesine yer verildi. Miktar bazında yapılan değerlendirmede, 2015 yılının ilk 4 ayında plastik mamulde üretimin 2,86 milyon ton, ithalatın 194 bin ton, ihracatın 501 bin ton ve yurtiçi tüketiminin de 2,55 milyon ton olarak gerçekleştiği kaydedilen çalışmada, yıl sonunda 2014 yılına kıyasla

Plastik Mamul Arz ve Talep Dengesi ( 1000 Ton ) 2014

2015 / 4

2015 / T

Yüzde Artış Tahmini 2015 / 2014

8.234

2.858

8.575

4,2

İthalat

575

194

581

0,9

İhracat

1.601

501

1.502

-6,2

Yurtiçi Tüketim

7.208

2.551

7.654

6,2

Dış Ticaret Açığı / Fazlası

1.026

307

921

İhracat / Üretim ( yüzde )

19

18

18

İthalat / Yurtiçi Tüketim ( yüzde )

8

8

8

Üretim

Plastik Mamul Arz ve Talep Dengesi ( Milyon $ ) 2014

2015 / 4

2015 / T

Yüzde Artış Tahmini 2015 / 2014

Üretim

34.876

10.948

32.845

-5,8

İthalat

3.086

940

2.820

-8,6

İhracat

4.976

1.404

4.213

-15,3

Yurtiçi Tüketim

32.987

10.484

31.452

-4,7

Dış Ticaret Açığı / Fazlası

1.889

464

1.393

İhracat / Üretim ( yüzde )

14

13

13

İthalat / Yurtiçi Tüketim ( yüzde )

9

9

9

26

plastik mamul üretiminin yüzde 4,4 artacağı, ithalat artışının yüzde 9,9 olacağı, ihracatın yüzde 6,2 gerileyeceği ve yurtiçi tüketiminin de yüzde 6,2 artacağı tahmini yapıldı. Değer bazında yapılan değerlendirmede ise 2015 yılının ilk 4 ayında plastik mamulde üretimin 10,9 milyar dolar, ithalatın 940 milyon dolar, ihracatın 1,4 milyar dolar ve yurtiçi tüketiminin de 10,5 milyar dolar olarak gerçekleştiği; mevcut eğilimin aynen devam etmesi halinde ise yıl sonunda 2014 yılına kıyasla değer bazında plastik mamul üretiminin yüzde 5,8 azalacağı, ithalatın yüzde 8,6 düşeceği, ihracatın yüzde 15,3 gerileyeceği ve yurtiçi tüketiminin de yüzde 4,7 azalacağı tahmini yapıldı. Çalışmada, ihracat ve ithalattaki birim fiyat dengesizliği ile hammadde sorununun da önceki yıllara benzer düzeylerde devam edeceği tahmini yapıldı. Buna göre, 2015 yılında birim ihracat fiyatları kilogram başına 3,11 dolardan 2,8 dolara gerilerken, birim ithalat fiyatları kilogram başına 5,36 dolardan 4,86 dolara düştü. 2015 yılının ilk 4 ayında plastik hammadde üretimi 338 bin ton, ithalat 2,11 milyon ton, ihracat 217 bin ton ve yurtiçi tüketim de 2,33 milyon ton olarak gerçekleşti. Yıl sonu için ise; 2014 yılına kıyasla plastik mamul üretiminin aynı düzeyde kalacağı, ithalatın yüzde 4,8 artacağı, ihracatın yüzde 2,7 azalacağı ve yurtiçi tüketiminin de yüzde 4,9 artacağı tahmin edildi.



PLASFEDDERGİ

PANO

PAGDER 12 çalışma komitesiyle sektöre hizmet verecek PAGDER ÇALIŞMA KOMİTELERİ Mevzuat Takip ve Bakanlık İlişkileri Komitesi

Selçuk Gülsün, Oğuzhan Gürlek, Mehmet Gül, Mehmet Yalçındere, Gökhan Can, Burç Angan, Ünal Aykun, Aydın Hülagü

Fuarlar Komitesi

Oğuzhan Gürlek, Ünal Aykun, Kenan Özeren, Utku Şahin, Tarık Özdemir, Burç Angan, Gökhan Can, Serkan Karataş, Burak Erenoğlu

Üye Kazanım ve Üye İlişkileri Komitesi

Oğuzhan Gürlek, Erkan Evrenkaya, Enabir Koç, Selahattin Yılmaz, Erkan Aydın, Murat İçin, Ünal Aykun, Serkan Karataş, Gökhan Can, Levent Şişman, Serhat Balta

Süreli Yayın Komitesi

Selçuk Gülsün, Sibel Destereci Yılmaz, Ünal Aykun, Selahattin Yılmaz, Burç Angan

Eğitim Komitesi

Kenan Benliler, Selçuk Gülsün, Ünal Aykun, Tarık Özdemir, Burak Erenoğlu, Yakup Ülçer, Murat Cansever

Sektör (Mamul – Hammadde) Sorunları Komitesi

Erkan Aydın, Levent Şişman, Murat İçin, Hakan Dirgeme, Ahmet Girgin, Selahattin Yılmaz, Sibel Destereci Yılmaz

Sektör (Makine) Sorunları Komitesi

Abdullah Karabulut, Kenan Özeren, Ünal Aykun, Burç Angan, Erkan Evrenkaya, Selahattin Yılmaz, Oğuzhan Gürlek, Serkan Karataş, Serhat Balta, Ali Emiroğlu, Özkan Mete

PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği’nde 12

Sektörel Araştırmalar ve Yayın Komitesi

Tarık Özdemir, Utku Şahin, Enabir Koç, Barbaros Demirci, Murat İçin, Ahmet Girgin, Serhat Balta

yeni Çalışma Komitesi oluşturmuş ve sektör

Yurtdışı İlişkiler Komitesi

Oğuzhan Gürlek, Burç Angan, Serkan Karataş, Ünal Aykun

İletişim Komitesi

Hakan Dirgeme, Oğuzhan Gürlek, Kenan Benliler, Serhat Balta, Serkan Karataş

ca göre yeni çalışma komiteleri oluşturulacak

OSB Komitesi

Hüseyin Semerci, Selçuk Aksoy, Mehmet Yalçındere, Ünal Aykun, Selçuk Gülsün, Turgut Doyran, Selahattin Yılmaz

ve bu çalışma komitelerinin alt grupları da ku-

Yuvaya Dönüşen Plastikler Komitesi

Hakan Dirgeme, Hüseyin Semerci, Utku Şahin, Tarık Özdemir, Fatih Aykun, Önder Akiş, Onur Topuz

PAGDER, genel kurulun ardından sektöre hizmet verecek çalışma komitelerini de belirledi. PAGDER’den yapılan açıklamada 12 ayrı çalışma komitesinin faaliyet yürüteceği kaydedildi. Açıklamada, “Sizlerin desteği ile göreve gelen yeni yönetimimiz gerçekleştirdiği ilk yönetim kurulu toplantısı ile görev dağılımını yapmış ve sektörümüzün gündem maddelerine ilişkin çalışma programları oluşturacak ilgili çalışma komitelerini oluşturmuştur. Büyümesine paralel olarak giderek artan sorunlarının çözümünü görev kabul eden

mensuplarımız da bu çalışma komitelerinde görev almıştır. Önümüzdeki dönemde, ihtiya-

rulabilecektir” denildi.

PAGDER “Çöps Çetesi” müzikaliyle çocuklara çevre bilinci aşılayacak PAGDER’den

ya-

PAGDER’in, kamuoyunda beğeni kazanan

pılan duyuruda, “Çöps

ve plastiklere ve endüstriye yönelik ön yargılarla

Çetesi” oyunuyla ço-

mücadele etme amacı da bulunan “Yuvaya Dö-

cuklara çevre ve atıklar

nüşen Plastikler” kampanyası yan etkinliklerle

konusunda olumlu dav-

genişliyor.

ranış oluşturma yönünden ulaşılmak istendiği

PAGDER, 4-10 yaş grubuna yönelik dün-

belirtilerek, “Ülke ça-

yaca ünlü oyuncak karakterlerinin rol aldığı, dev

pında ses getiren ve

bir çöp kamyonunun içerisinde dolaşarak eğitici

her geçen gün büyü-

tiyatro oyunları sergileyen “Çöps Çetesi” tiyatro

yen Yuvaya Dönüşen

grubunun tasarladığı bir oyuna destek veriyor.

Plastikler projemiz kapsamında çocuklar için

Geri dönüşüm kültürünü ve kaynağında

yürüttüğümüz

etkin-

ayrıştırma bilincini çocuk yaşta aşılamak, aynı

liklerden biri olan Çöps

nağında ayrıştırma bilincini çocuk yaşta aşıla-

zamanda projeyi yaymak ve geliştirmek için kat-

Çetesi, seyircilerin olumlu yorumlarıyla karşılan-

mak açısından çok doğru mesajlar verdiğini dile

kı verilen “Çöps Çetesi” çocuk müzikali, sektör

dı. Oyun bitiminde misafirlerin görüş ve önerileri

getiren konuklar, Çöps Çetesi’nin okullarda ve

mensuplarına gösterildi. Dar kapsamlı yapılan

alınarak, senaryoda yapılabilecek değişiklikler ve

belediyenin çocuk etkinliklerinde oynatılması

bu etkinlikle, oyunun daha iyileştirilmesi ve olası

Yuvaya Dönüşen Plastiklerin oyuna daha nasıl

konusunda destek oldular. “25 Nisan Cumartesi

senaryo değişiklikleri için görüş toplandı. Gösteri

entegre edilebileceği üzerine konuşuldu.

günü çocuklarıyla birlikte misafirimiz olan herke-

25 Nisan günü Bayrampaşa Kültür Salonu’nda

se katılımlarından ötürü teşekkürlerimizi sunu-

yapıldı.

Oyunun, geri dönüşüm kültürünü ve kay-

28

yoruz” denildi.



PLASFEDDERGİ

PANO

Transatlantik ticaret anlaşması: Türk sanayisi ve ihracatı “doğrudan kayıp” yaşayacak ABD ile Avrupa Birliği arasında görüşmeleri sürdürülen ve hızlandırma kararı alınan “Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması”nın Türkiye-AB Gümrük Birliği anlaşması kanalından etkisinin olumsuz olacağı biliniyor. Olası kar ve zarara ilişkin üç bilimsel çalışma yapıldı. Brookings Enstitüsü için 2013’te Kemal Kirişçi tarafından yapılan çalışma, GSYH’nin yüzde 2,5 seviyesi kadar, araştırma dönemi için yıllık yaklaşık 20 milyar Dolar bir kayıp hesaplandı. Yakın zamanda Dünya Bankası Türkiye ofisi ise “üretici artığı ve tüketici artığı” üzerinden bir veri yayınladı. Buna göre, Türk sanayiciler yıllık hali hazırda kazandıkları 120 milyon dolarlık ek bir geliri kaybedecek. Merkez Bankası bünyesinde yapılan ve yayınlanan çalışmada ise Türkiye’nin Gümrük Birliği üzerinden riske maruz kaldığı vurgulandı ancak Türkiye’nin anlaşmaya katılmamasının zararının sınırlı olacağı, katılması halinde ise bütün taraflara fayda sağlayacağı kaydedildi. Türkiye, bu anlaşmaya dahil olmak yolunda taraflara resmi çağrısını yaptı. Diğer yandan AB ile olan Gümrük Birliği’nin revizesi için “ilk adım atıldı” ancak Türkiye’nin bu anlaşmaya dahil edilmesi konusunda hiçbir söz verilmiş değil. Dahası “Türkiye dışarıda kalacak” açıklamaları yapıldı.

Avrupa Birliği ile ABD, görüşmeleri devam eden Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşmasıyla (TTIP) iki büyük ekonomik alanı birleştirmeye hazırlanıyor. Görüşmelerin kesin olarak sonuçlandırılarak yürürlüğüne ilişkin ilişkin bir son zaman belirlenmedi ama her iki tarafın da “hızlı davranmak istediği” açıklandı. Hatta 2016 yılında tamamlanması yönünde istekler dile getirildi. 2013’te yapılan bir çalışma, anlaşmanın 2027 yılına kadar çeşitli senaryolar altında yıllık olarak; AB’ye yıllık 68-119 milyar Avro ve

ABD’ye ise 50-95 milyar Avro ek gayri safi yurt içi gelir sağlayacağı hesaplandı. Bunun, AB kişi başına gelirde 545, ABD kişi başı gelirde ise 655 Avroya karşılık geleceği ortaya konuldu. ABD ile AB arasındaki mevcut tarifelerin oldukça düşük düzeyde bulunuyor olması her ne kadar aklı karıştırsa da iki taraf da kendisini korumak için çok yoğun “tarife dışı engel” uyguluyor. Senaryoların arasındaki farklılıklar da buradan kaynaklanıyor. Mevcut tarfilerin kaldırılıp tarife dışı engellerin kalması veya hepsinin ciddi biçimde ortadan kaldırılmasıyla

30

sonuçlar değişiyor. Öyle veya böyle her iki tarafın yararına olacak bir sürece girildiği ortada. Bundan en zararlı çıkacak olan ise şimdilik “Türkiye” olarak görünüyor. Çünkü Türkiye, 1996 yılından bu yana AB ile dünyada benzeri olmayan bir “ticaret anlaşması” içinde. AB Gümrük Birliğine dahil olan Türkiye, AB’nin anlaşmalar dahil kabul ettiği ticaret rejimini uygulamak zorunda. Ancak AB ile anlaşan ülkeler, AB’ye yönelik rejimlerini Türkiye’ye uygulamak zorunda değil. Uzunca bir süredir tartışılan bu aleyhte durumu düzeltmek için Türkiye AB tarafını resmi olarak masaya çağırdı. AB “masaya oturmakta” gönülsüz davransa da uzunca bir “oyalamanın ardından” Mayıs ayında “Gümrük Birliğinin yenilenmesini tartışmaya açmayı kabul ettiğini” ilan etti. Ancak, bu görüşmeleri yürütecek olan AB Komisyonu resmi açıklamasında, “Bu noktadan sonra her iki taraf da, bu girişimi benimsemek ve ilgili müzakere yetkisi alabilmek üzere kendi iç prosedürlerini işletecek. Türkiye bir aday ülkedir ve AB ile katılım müzakereleri devam etmektedir. İkili ticaret ilişkilerinin güçlendirilmesi Türkiye’nin katılım müzakerelerine bir alternatif teşkil etmeyecek aksine süreci tamamlayıcı rol oynayacaktır” ifadesine


PANO yer verildi. AB Komisyonu, “izin prosedürünü” yerine getirmek için ne zaman harekete geçeceği konusunda ise bir açıklama yapmadı.

Türkiye’ye etkisi Bu anlaşmaya dahil olmaması durumunda en olumsuz etkilenecek ülkenin Türkiye, dahil olması durumunda da en fazla faydayı sağlayacak ülkenin Türkiye olması oldukça ilginç bir durum ortaya koydu. Çünkü Türkiye, siyasi ve askeri olarak “müttefiklik” ilişkisi bulunan ABD pazarında neredeyse en fazla dışlanan ülkelerin başında geliyor. Öyle ki, Türkiye bir dönem ABD pazarına girebilmek için Türkiye’de özel serbest bölge kurma, hatta Ürdün’de kurulu ayrıcalıklı “serbest bölgeye katılma”yı dahi ABD’ye teklif etti. Ancak bu teklifler karşı taraftan kabul görmedi. Anlaşmanın Türkiye’ye etkisine yönelik olarak üç ayrı bilimsel çalışma yayınlandı. Bunlardan ikisi 2013’te, birisi de 2015’te hesaplandı. Merkez Bankası bünyesinde yapılan çalışmada Türkiye’nin anlaşmaya dahil olup-olmaması ve ABD-AB arasında kaldırılacak engellere göre farklı senaryolar hesaplandı. Buna göre, Türkiye bu anlaşmaya katı-

PLASFEDDERGİ

lamazsa ve AB ile ABD arasında sadece tarifeler kaldırılırsa (tarife dışı engeller devam ederse) Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 0,132 kayıp oluşuyor. Eğer kapsamlı bir serbestleşmeye giderlerse kayıp yüzde 0,561’e çıkıyor. Türkiye’nin ihracat kaybı ise yüzde 0,450 dolayında oluşuyor. Merkez Bankası, Türkiye’nin “anlaşmaya dahil olması” halinde ise AB ve ABD tarafının her ikisine de kendi ülkelerinin yıllık GSYH’sinin 0,009’u ile 0,28’i kadar “ek katkı” sağlayacağını hesapladı. Türkiye’nin “kazancı” ise çok daha yüksek gerçekleşecek. Türkiye’nin yıllık GSYH’sinin yüzde 2’si ile yüzde 4’ü kadar ek gelir, ihracatta ise 1,3 ile 6,8 oranında ek artış gerçekleşecek.

Dünya Bankası çalışması Dünya Bankası ise yaptığı çalışmada, ABD’nin ve ABD ile serbest ticaret anlaşması olan ülkelerin AB üzerinden “saptırma” yani ürünün menşeini AB olarak göstererek Türkiye pazarına giriş yapmalarını da içeren bir çalışma yaptı. Ancak bu çalışmada GSYH’deki

Türkiye'nin sürecin dışında kalmasının Türkiye üzerine etkileri Uygulanan Şok

GSYH (% Değişim) İhracat (% Değişim)

Tarifelerin Kaldırılması

-0,132

-0,114

Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin Kısıtlı Azaltılması

-0,359

-0,268

Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin Azaltılması

-0,561

-0,450

Tarifelerin Kaldırılması, Tarife Dışı Engellerin Azaltılması ve Doğrudan Yayılma Etkisi

-0,191

0,129

Türkiye'nin sürece dahil olmasının türkiye üzerine etkileri GSYH (% Değişim) İhracat (% Değişim)

Tarifelerin Kaldırılması

0,460

1,303

Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin Kısıtlı Azaltılması

2,046

3,809

Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin Azaltılması

4,001

6,974

Tarfelerin Kaldırılması, Tarife Dışı Engellerin Azaltılması ve Doğrudan Yayılma Etkisi

3,793

6,846

Buna göre, Dünya Bankası tarafından yapılan çalışmada, Türkiye’nin dahil olmadığı AB ile ABD arasındaki her türlü STA’dan olumsuz etkilendiği ve refah kaybı riskinin 160 milyon dolara kadar çıktığı tahmin edildi. Çalışmada, Türkiye’nin ABD ile Avrupa Birliği’ne kıyasla entegrasyonunun daha az olduğu vurgulanırken, 1992-2012 arasında ABD-AB ticaretinin 9 kat, Türkiye-ABD ticaretinin 6 kat arttığı belirtildi. Bazı senaryolar altında incelenen olası etkilerde, AB ile ABD’nin bütün tarifeleri kaldırdığı ama Türkiye ile ABD arasında tarifelerin uygulanmadığı, ABD’nin Avrupa üzerinden ticaret yapmadığı bir ortamda refah kaybı 130 milyon dolar hesaplandı. Bu kaybın 120 milyon dolarının Türkiye aleyhine olacağı vurgulandı. Bu senaryo altında Türkiye’nin ABD’li üreticilere tarifeyi kaldırması ya da ABD’li üreticilerin AB’yi kullanarak tarife engelini aştığı bir durumda ise refah kaybının 160 milyon dolara yükseleceği belirlendi. Türkiye, olası ABD-AB serbest ticaret anlaşmasına dahil olamazsa, en büyük ihracat kaybı motorlu araçlar ve bunların aksam ve parçalarında yaşanacak. Türkiye serbest ticaret anlaşmasına dahil olursa 130 milyon dolar refah düzeyi kazanımı sağlayacak. Bundan da en fazla tekstil ve giyim sektörü kazançlı çıkacak.

Kaynak: Dünya Bankası adı geçen yayın

Uygulanan Şok

olası etkiyi değil “üretici artığı ve tüketici artığı (refah payı)” ölçütünü kullandı. Üretici artığı, üreticinin satmayı kabul edebileceği fiyattan daha yüksek fiyat veren alıcı bulunması durumlarında, bu iki fiyat arasındaki farkı işaret ediyor.

ABD ile AB arasında kapsamı geniş, düzenleyici reform alanlarını da kapsayan bir STA imzalarsa Türkiye’nin kaybı çok daha fazla olacak. Çalışmaya göre, kapsamlı bir STA’nın imzalanması ve buna Türkiye’nin de dahil olabilmesi, ABD ve AB sistemine uyum sağlaması halinde verimlilik ve pazara erişimde gelişme olacak.

Kaynak: Dünya Bankası adı geçen yayın

31


PLASFEDDERGİ

PANO

Refah kaybı, üreticilerin ürünlerine ekonomik olarak hesaplanan fiyattan daha fazla fiyat veren alıcı bulabilmesi durumunda oluşan ek kazanç (üretici artığı) ile tüketicilerin ödeyebilecekleri fiyattan daha aşağıda fiyatla ürün bulabilmesi (tüketici artığı) halinde oluşan artıkların toplamındaki düşüş olarak tanımlanıyor.

Merkez Bankası bünyesinde yayınlanan çalışmaya göre ABD-AB Transatlantik Ticaret Anlaşması Bağlamında, Türkiye’nin AB Gümrük Birliği’nden kaynaklı Türkiye’nin taşıdığı riskler -AB’nin gerçekleştirmekte olduğu STA müzakerelerinde Türkiye’nin herhangi bir söz hakkına sahip olmaması.

Brookings Enstitüsü çalışması: GSYH’nin yüzde 2,5’i kadar kayıp

-Türkiye’nin AB’den bağımsız olarak üçüncü ülkelerle STA yapma hakkına sahip olmaması, -Türkiye’nin AB ile STA imzalayan her ülke için açık bir pazar konumuna gelmesi yani söz konusu ülkelerin ürünlerinin Türkiye’ye giriş yapabilmesi ancak menşei kuralı gereği Türkiye’nin ürünlerinin bu ülkelere ticari engellere tabi olmadan girememesi,

ABD merkezli Brookings Enstitüsü ile TÜSİAD için Kemal Kirişçi’nin yaptığı çalışmada ise olası bir anlaşma sonrasında Türkiye’nin gayri safi yurt içi gelirinin yüzde 2,5 oranında azalacağı hesaplandı. Rapor, Transatlantik Ticaret Anlaşması’nın Türkiye dahil olmadan yapılması halinde, ABD’nin avantajlı durumunun altını çiziyor. Kirişçi raporunda, ABD ile AB arasındaki anlaşmanın sadece Türkiye’ye değil, bütün üçüncü ülkelere olumsuz etki edeceğini, hatta ABD ile STA anlaşması bulunan Kanada ve Meksika’ya daha yüksek oranda olumsuz etki edeceğini vurguluyor. Rapora göre Türkiye, yıllık 20 milyar dolar gelir kaybı yaşayacak. İngiltere ve Amerika yüzde 13,4 ve yüzde 9,7’lik yıllık kazanç ile bu anlaşmadan en yüksek oranda fayda sağlayacak ülkeler olacak. Türkiye’nin bu kapsamda bir de stratejik kaybı olacak. Gümrük Birliği anlaşmasından kaynaklı Türkiye’nin dezavantajlı pozisyonu nedeniyle ülkeler Türkiye ile STA anlaşması yapmaktan daha fazla kaçınacak.

-AB ile müzakere yapan ülkelerin Türkiye ile STA yapma konusunda isteksiz olmaları, -AB’nin imzaladığı her STA paralelinde Türkiye menşeli ürünlerin AB’deki göreceli avantajının azalması ve rekabetin artması

Türkiye plastik sektörü Transatlantik Ticaret Anlaşması taraflarına dış ticaret açığı veriyor Türkiye ile AB ve ABD’nin mamul, hammadde ve makineden kaynaklı dış ticaretinde, ciddi boyutta dış ticaret açığı sözkonusu. PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci’nin dış ticaret verilerinden derlediği bilgiye göre, AB ile olan dış ticarette mamul bazında dış ticaret fazlası verilirken, hammadde ve makine sektörlerinden kaynaklı olarak 4,5 milyar Dolar düzeyinde açık veriliyor. ABD ile dış ticarette ise her üç sektörde de açık sözkonusu. ABD’nin kayagazı stratejisi ve petrol üretimini artırma kararının ardından, Dünyanın en büyük petrol üreticisi konumuna gelmesiyle, ABD plastik sektörünün de göreli olarak rekabet avantajı sağlayacağı belirtiliyor. PlasticsEurope, bu konuda bir bildiri yayınlamıştı. Plastik sektörü de olası bir anlaşmanın dışında kalması durumunda diğer imalat sanayii sektörleri ile benzer olumsuz etkileri yaşayacak. Buna ek olarak ABD’nin hammadde ve makine sektöründe Türkiye pazarında daha etkin olma şansı doğacak.

Türkiye’nin AB Ülkeleri ( 28 ) İle Plastik Dış Ticareti ( Milyon ABD $)

Türkiye’nin ABD İle Plastik Dış Ticareti ( Milyon ABD $ )

Türkiye’nin AB den ithalatı 2012

2013

2014

Hammadde Toplam

4.486

4.932

4.830

Mamul

1.448

1.604

1.642

317

301

344

6.251

6.837

6.816

Plastik İşleme Makinaları Toplam

Türkiyenin ABD’den ithalatı 2012

2013

2014

Hammadde Toplam

382

532

414

Mamul

89

104

118

Plastik İşleme Makinaları

22

13

11

Toplam

493

649

543

Türkiye'nin AB'ne İhracatı Hammadde Mamul Plastik İşleme Makinaları Toplam

2012

2013

2014

417

391

433

1.425

1.612

1.786

29

31

37

1.871

2.034

2.255

Türkiye’nin ABD’ye İhracatı 2012

2013

2014

Hammadde

7

11

13

Mamul

50

56

70

Plastik İşleme Makinaları

0

0

0

Toplam

57

67

Türkiye ‘nin ABD İle Dış Ticaret Açığı

Türkiye ‘nin AB İle Dış Ticaret Açığı

2012

2013

2014

Hammadde

-375

-521

-401

144

Mamul

-39

-48

-48

-270

-307

Plastik İşleme Makinaları

-22

-13

-11

-4.803

-4.560

Toplam

-436

-582

-460

2012

2013

2014

-4.069

-4.541

-4.397

Mamul

-23

8

Plastik İşleme Makinaları

-288 -4.380

Hammadde

Toplam

32


PANO

PLASFEDDERGİ

BASF 150. kuruluş yılını Türkiye’de de kutladı

BASF 150. kuruluş yılı nedeniyle faaliyette bulunduğu ülkelerde yaptığı kutlamalar çerçevesinde Türkiye’de de bir etkinlik düzenledi. Mayıs ayında, Candan Erçetin’in sahne aldığı İstanbul’daki kutlamada, BASF yaklaşık 600 müşteri ve iş ortağına ev sahipliği yaptı. BASF EUE Kıdemli Başkan Yardımcısı (BDT-Orta Doğu-Afrika) Laurent Tainturier, BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika

Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes ve BASF Türk Ülke Müdürü Buğra Kavuncu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen gecede bir konuşma yapan BASF EUE Kıdemli Başkan Yardımcısı (BDT-Orta Doğu-Afrika) Laurent Tainturier, “Başarı hikâyemiz; yüksek performans gösteren, motive olmuş bir liderlik ekibi ve her bir çalışanın işine kendisini adaması ile mümkün oldu. BASF, faaliyetlerine 1865 yılında 30 çalışan ile başladı. Bugün 113 binden fazla çalışanımız var ve yarısından

BASF Türkiye, Pendik poliüretan tesisindeki üretimini Avrupa’ya kaydıracak BASF, poliüretan sistemlerinde iş yaklaşımları ve operasyonlarında yeniden yapılandırmaya gideceğini açıkladı. BASF’tan yapılan yazılı açıklamada genele ve özele hitap eden faaliyetlerinde gözle görülür farklılaşmanın hedeflendiği vurgulandı. “BASF, bu doğrultuda özellikle özel üretim anlamında pazar lideri olmasını sağlayan formülasyon uzmanlığını ve müşteri uygulamalarını daha da geliştirecek” denilen açıklamada, poliüretan sistemleri konusunda lider durumda olan şirketin yeni düzenlemelerle özel üretim ve uygulamalar alanındaki inovatif liderliğini de pekiştirmeyi amaçladığının altı çizildi.

fazlası Almanya’nın dışında çalışıyor. Bugün ekibimizin, kurucularımızın hayal ettiğinden daha fazla uluslar arası nitelikte ve kadın çalışan sayımızın çok daha yüksek olduğunu söylemeliyim.” Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes, “Bu akşam, sadece geçen 150 yılımızı kutlamıyoruz, aynı zamanda bu yıldönümünü ileriye bakmak ve sürdürülebilir bir gelecek oluşturmak için bir fırsat olarak görüyoruz. 150. yıldönümümüzü kutlamakta olduğumuz 2015 yılında enerji, gıda ve şehir yaşamı olmak üzere üç konuya odaklanıyoruz. Bu global zorlukların üstesinden gelebilmek için yenilikçi çözümler arıyoruz” dedi.

“2014 yılında Ar-Ge’ye 1.88 milyar Euro yatırdık” BASF’nin 135 yıldır Türkiye’de faaliyet gösterdiğine değinen BASF Türk Ülke Müdürü Buğra Kavuncu ise BASF’nin Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Türk ekonomisine ve Türkiye’ye fayda yarattığını söyleyerek, “Türkiye’de 6 üretim tesisimiz, 8 ofisimiz ve yaklaşık 800 çalışanımız var ve 34 ülkeyi kapsayan geniş bir coğrafyayı İstanbul’dan yönetiyoruz. 2014 yılında Türkiye’de 740 milyon Euro’luk satış gerçekleştirdik. Önümüzdeki üç yıl içinde de satışlarımızı sizlerin de desteği ile 1 milyar Euro’ya yükseltmeyi hedefliyoruz” dedi.

BASF Türkiye operasyonlarının da bu yapılandırmaya dahil olduğu kaydedilen açıklamada, “Söz konusu düzenlemeler kapsamında İstanbul-Pendik’te bulunan poliüretan yerleşkesindeki üretim 2015 yılı sonuna kadar aşamalı olarak Avrupa’daki Ar-Ge olanakları ve teknik altyapıları güçlü diğer BASF yerleşkelerine kaydırılacak. Böylelikle pazarın değişen ihtiyaçlarına daha da iyi cevap vermek prensibiyle araştırma geliştirme çalışmaları devam edecek ve müşteriler gelişmiş ürünlere ekonomik koşullarda ulaşma imkanına sahip olacak. BASF, Poliüretan Sistemleri iş kolunda önümüzdeki yıllarda tüm bölgelerde büyüme hedefleniyor” denildi.

33


PLASFEDDERGİ

PANO

Türk plastik inşaat malzeme üreticileri 7.3 milyar Dolarlık üretim yaptı

PLASFED, 2014 yılı plastik inşaat malzemeleri sektörüne yönelik yaptığı analiz çalışmasında, Türk üreticilerin ihracatını bir önceki yıla

üreticiler tarafından karşılandı ve üretimin de yüzde 39’u ihraç edilerek, 1 milyar 421 milyon Dolar dış ticaret fazlası verildi.

göre yüzde 2,7 artırdığını, üretimin de yüzde 39’unun ihraç edildiğini açıkladı. Plastik inşaat malzemeleri üretiminde üretim değeri düşse de miktar bazında artış gerçekleşti. Dış ticaret fazlası 1 milyar 421 milyon TL’ye ulaştı.

Raporda, Türkiye’deki inşaat sektörünün 7,4 milyar TL üretim değeriyle GSYH içinde yüzde 6 pay aldığı, sektörün 200’den fazla alt sektöre katkı verdiği kaydedildi. Bu sektörlerle birlikte GSYH payının yüzde 30’lara kadar çık-

Türk plastik inşaat malzemeleri sektörü 2014’ü iç pazardaki yavaşlamaya rağmen

1,6 oranında azalarak 7 milyar 345 milyon Dolar düzeyinde gerçekleşti.

başarıyla kapattı. Sektör, 2014’te ürettiği 1.8 milyon ton ürünün yüzde 39’unu ihraç etti.

Türk plastik inşaat malzeme üreticileri,

PLASFED, Genel Sekreter Barbaros Demirci

küresel rekabetin sertleştiği bir ortamda ihra-

tarafından hazırlanan 2014 yılı plastik inşa-

catta ise başarı sağladı. İhracat değer bazında

at malzemelerine yönelik bir analiz yayınladı.

yüzde 2,7 oranında artarak 1 milyar 825 mil-

Buna göre, 2014 yılında iç pazar gelişmeleri-

yon dolara ulaştı. İthalat yine değer bazında

nin de etkisiyle, üretim miktar bazında yüzde

yüzde 9,7 oranında azaldı. Türk plastik inşa-

1,6 oranında artmasına karşılık, değer bazında

at malzemeleri iç pazarının yüzde 93’ü yerli

34

tığı hatırlatılan inşaat sektörüne yönelik yatırımların hızlandığı belirtildi. Dünya inşaat plastikleri sektörüne yönelik değerlendirmenin de bulunduğu raporda, “2010 yılında 73,5 milyar dolar ve 21,9 milyon ton olan dünya plastik inşaat malzemeleri toplam dış ticaret hacmi, yılda ortalama değer bazında yüzde 5,7 ve miktar bazında yüzde 6,2 artarak 2014 yılında 91,8 milyar dolara ve


PANO

PLASFEDDERGİ

Gelecek dönem tahminleri Raporda, mevcut gelişme hızları dikkate alınarak gelecek döneme yönelik beklentiler de yer aldı. Buna göre, 2017 yılında üretimin 2,2 milyon tona, ithalatın 81 bin tona, ihracatın 907 bin tona ve yurtiçi tüketimin de 1,4 milyon tona çıkacağı, sektörün 2017 yılında 825 bin ton dış ticaret fazlası vereceğini ve üretimin yüzde 40’ının ihraç edileceğini, yurt içi tüketimin yüzde 6’sının ithalatla karşılanacağı tahmini yapıldı.

27,5 milyon tona çıkmıştır. Yeniden yapılanma

Rapordan

ihracatının yoğun olduğu kaydedildi.

sürecinde bulunan Irak ve Libya gibi ülkeler dışında plastik inşaat malzemeleri tüketiminin

Raporda, 2014 yılında ithalat birim fiyatı-

toplam plastik mamul tüketimi içindeki payı

nın (kg başına) 5,5 dolar olduğu, ithalat birim

yüzde 15 – 25 arasında değişmektedir” denildi.

fiyatının ise 2,6 dolar olduğu kaydedildi.

Dünya plastik inşaat malzemeleri ihra-

Türkiye’nin 70 dolayında ülkeden plastik

catını yönlendiren ilk 20 ülkenin toplam ihra-

inşaat malzemesi ithal ettiği belirtilen rapor-

cattan yüzde 86 pay aldığı belirtilen raporda,

da, ithalatın miktar bazında yüzde 69’unu,

bunların da önde gelenlerinin Almanya, Çin,

değer bazında da yüzde 76’sının ilk 10 ülke-

ABD, Polonya ve İtalya olduğu, bu 5 ülkenin

den yapıldığı, bunların da önde gelenlerinin

toplam ihracatın yüzde 50 sinden fazlasını

Almanya, Çin, Fransa; İtalya ve ABD’den oluş-

gerçekleştirdiği kaydedildi. Türkiye’nin, 2014

tuğu kaydedildi.

PLASFED tarafından hazırlanan “2014 Türkiye Plastik İnşaat Malzemeleri Sektör İzleme Raporu”ndan bazı ilginç başlıklar şöyle: -2014’te 1 milyon 809 bin ton üretim, 704 bin ton ihracat ve 73 bin ton ithalat yapıldı. İç pazarda 1 milyon 178 bin ton plastik inşaat malzemesi kullanıldı. -Miktar bazında ithalat yüzde 26 azalırken, ihracat yüzde 9 arttı. Üretimin yüzde 39’u ihraç edildi. Yine miktar bazında ihracatın

yılında toplam dünya plastik inşaat mamul ihracatından aldığı payın yüzde 3,7 sevisinde

ithalatı karşılama oranı yüzde 963 olarak ger-

Buna karşılık, 150’den fazla ülkeye ih-

çekleşti.

racat gerçekleştirildiği ve en önemli ihraç

olduğu hatırlatıldı.

pazarlarının Irak, Rusya Fed. Azerbaycan,

Dış ticaret birim fiyatları

-Değer bazında üretim yüzde 2 gerilese

Türkmenistan ve Libya’dan oluştuğu kayde-

de ithalat yüzde 10 azaldı, ihracat ise yüzde 3

dildi. İhracatta en fazla pay alan ilk 10 ülkenin, Raporda, 2014 yılında birim ithal fiyatının

toplam plastik inşaat malzemeleri ihracatının

2013 yılına göre yüzde 6,1 azaldığı, birim ihraç

miktar bazında yüzde 66’sını, değer bazında

fiyatının ise yüzde 4 arttığı kaydedildi. “Tür-

da yüzde 62’sini oluşturduğu hatırlatıldı. İh-

kiye, plastik inşaat malzemeleri dış ticaretinde

racatta en ağırlıklı ürün grubunun, PVC bazlı

fazlalık vermesine rağmen, birim ithal fiyatları,

monofilamentler, bağlantılar, Rigid PP bazlı

birim ihraç fiyatlarının 2 katından fazladır” de-

tüpler ve borular ve kapı ve pencere sistemleri

nilen raporda, düşük katma değerli ürünlerin

olduğu kaydedildi.

arttı. Yurt içi tüketim ise inşaat sektöründeki dinamiklerden dolayı yüzde 3 azaldı. İhracatçılar sert rekabet ortamında yüzde 3 artış sağladılar. Dolar bazında üretimin yüzde 25’i ihraç edildi ve plastik inşaat malzemelerinde değer bazında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 452 oldu.

Plastik İnşaat Malzemeleri Sektöründe Genel Arz ve Talep Dengesi 1000 Ton Miktar bazında (bin ton)

Değer bazında (Milyon ABD Doları)

2013

2014

% Artış

2013

2014

% Artış

Üretim

1.780

1.809

1,6

7.462

7.345

-1,6

İthalat

76

73

-3,8

448

404

-9,7

İhracat

713

704

-1,2

1.778

1.825

2,7

1.143

1.178

3,0

6.132

5.924

-3,4

Dış Ticaret Açığı / Fazlası

637

631

-0,9

1.330

1.421

6,8

İhracat / Üretim ( % )

40

39

24

25

İthalat/Yurtiçi Tüketim(%)

7

6

7

7

938

963

397

452

Yurtiçi Tüketim

İhracat / İthalat (%)

35


PLASFEDDERGİ

PANO

Plastik Sanayinin Sorunları, Odakule’de Gerçekleşen Seminerde Konuşuldu

Plastikte yatırım ortamı iyileştirilmeli İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) plastik sektörünün paydaşlarını bir araya getiren “Plastik Sektöründe Güncel Gelişmeler Semineri” Odakule’de gerçekleşti. Seminere İSO Yönetim Kurulu Üyesi Nahit Kemalbay moderatörlük yaptı. Seminerde İSO Meclis Üyesi Mustafa Tacir, İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gümüş, Ekonomi Bakanlığı’ndan Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Karabay, Ekonomi Bakanlığı’ndan İhracat Genel Müdürlüğü Kimya Ürünleri ve İhracat Daire Başkanı Recep Aslan, Ekonomi Bakanlığı’ndan İthalat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ayşegül Atay ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Can konuşmacı olarak yer aldı. Toplantıya PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy ve Genel Sekreter Barbaros Demirci de katıldı. Açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Üyesi Nahit Kemalbay Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada olan plastik sektörünün 250 binden fazla kişiye istihdam sağlayan önemli bir sektör olduğunu belirtti. Kemalbay bu seminerde 2023 hedeflerine ulaşmak için neler yapılması gerektiğini ilgili bakanlıkların temsilcilerine aktarma fırsatı bulacaklarını ifade etti. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ak-

yüz de, “Türkiye’nin en büyük ihracat pazarları Irak, Almanya, Azerbaycan. Bunlar arasında Almanya’yı çok önemsiyoruz. Sektör yatırımlarını Türkiye’de artıran Almanya’ya 365 milyon dolar ihracatımız var. Ayrıca sektörün en büyük imalatçı ülkesi Suudi Arabistan, sahip olduğu ham madde kaynakları nedeniyle sektörde haksız rekabet oluşturuyor. Bununla birlikte kaya gazı üretiminden dolayı ABD de sektör yatırımlarını çekmeye başladı” dedi. Türkiye’de hammadde üretiminin çok karlı olmadığına değinen Akyüz, “Gelecek 10 yılda karlılıkta dev ülke daha dev, cüce ülke daha cüce olacak. Bu nedenle kaynaklara yatırım önemli. Yurt dışında rekabet eden ülkeler arasında modernizasyon önemli. Daha ileri seviyede üretim yapılmalı. Ölümcül bir rekabetle karşı karşıyayız. Hammadde ve petrol fiyatlarıyla doğrudan orantılı olan sektörde, yüksek petrol fiyatı seviyesi üretimin kar edebilirliğini zayıflatıyor. Türkiye’de üretim bu nedenle azalıyor” dedi.

Ömer Karadeniz: Plastik yüzyılın malzemesi İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz ise plastiğin yüzyılın malzemesi olduğunu belirttiği konuşmasında, plastik sektörünün de içinde bulunduğu kimya sanayinin ihracatta liderlik için otomotiv ve tekstil ile yarıştığını hatırlattı. Karadeniz, sorunlara ilişkin olarak ise “Dahilde işleme izin belgesi özel şartlar kısmına ilave olan 117. maddeyle yapılan bu değişiklik kimya sektörü içerisinde en fazla ihracat payına sahip

36

olan plastik sektörünün ihracat performansını artırmak yerine önüne bir engel daha çıkarmaktadır. Bu ilave maddenin kaldırılması gerekmektedir.” dedi. Seminerde konuşan İSO Meclis Üyesi Mustafa Tacir de “Mevzuatlarla ilgili sorunlarımız var. Pazar bu kadar büyük olmasına rağmen neden yabancı (hammadde) üreticileri Türkiye’ye rağbet göstermiyor, bunu düşünmemiz lazım. Plastiğin sonsuz sayıda geri dönüşüme uğrayan bir malzeme olduğunu, bu bakımdan da stratejik öneme sahip olduğunu söyleyen Mustafa Tacir “Türkiye’de daha fazla üretim yapacak firmaların önünü açmamız gerekir. Türkiye’de transit liman eksikliğini çekiyoruz. Ayrıca liman hizmetlerinin standartize edilmesi gerekiyor. Her limanda farklı fiyat uygulaması var” dedi.

Soru cevap bölümü Seminerde, “Sektörel Sorunlar ve Güncel Sorunlar” başlığı altında bir soru cevap bölümü de gerçekleştirildi. Bu bölümde, Ekonomi Bakanlığı tarafından 17 Şubat ve 4 Mart 2015 tarihlerinde yayınlanan ve ham madde ithalatını zora soktuğu söylenen Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği’nin oluşturduğu olumsuz etkilerin yanı sıra Dahilde İşleme Rejimi’nin özel şartlar kısmına ilave edilen 117. maddenin getirdikleri olmak üzere plastik sektörünün mevzuatlar ve uygulamalarda yaşadığı sorunlar geniş yer tuttu. 5 Aralık 2014 tarihinde yürürlüğe giren genelgenin gerekçesini anlatan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gümüş, “Artık kırmızı hatta yönlendirmek çok maliyetli hale geldi. Bu maliyetlerin önlenmesi için bu şekilde bir genelge düzenlendi. Genelgede belirtilen cezaların uygulanacağından emin olabilirsiniz. Ayrıca limanlarda verilen tahliye ve depolama gibi ücretler aynı zamanda orayı işletenler için KDV’den istisna. İthalatçı için KDV kanununa göre matraha giriyor” dedi. Ekonomi Bakanlığı, Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Karabay ise konuşmasında, “Bizim yaklaşık 20 yıldır devam eden her yıl yenilenen uygulamalarımızda


PANO

PLASFEDDERGİ

bazen ekonominin ve sanayinin genel ihtiyaçlarına göre değişiklik yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi bugünkü plastik sektörünü çok yakından ilgilendiren Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altına Tutulan İthalat Denetimi Tebliği. Bununla ilgili olarak herhangi bir ürünün, maddenin çevre açısından tehlike oluşturup oluşturmadığına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar veriyor. Bu kararları verirken uluslararası anlaşmalar da göz önünde bulunduruluyor” dedi. Kimya Sektörü ve Dahilde İşleme Rejimi (DİR) hakkında bilgi veren Ekonomi Bakanlığı, İhracat Genel Müdürlüğü Kimya Ürünleri İhracat Daire Başkanı Recep Aslan dahilde işleme rejimi ile yüzde 46 oranında ihracat yapıldığını ve bu kapsamda ithalatın da yaklaşık yüzde 13’e tekabül ettiğini belirtti. DİR’in uygulama nedenlerinin ham madde yetersizliği, rekabet gücü eksikliği, üretim yetersizliği, ileri teknoloji eksikliği, AR-GE faaliyetlerinin düşüklüğü, çok uluslu şirketlerin Türkiye’deki yatırımları olduğunu belirten Aslan, DİR’in ithalata dayalı üretimin sebebi değil sonucu olduğunun altını çizdi.

lüğü Daire Başkanı Ayşegül Atay plastik ham madde ve mamulleri ithalatı, askıya alma sistemi ve ticaret politikası savunma araçları hakkında bilgi verdi. 2015 yılı ithalat rejimi çalışmaları kapsamında plastik mamullerini de içeren çok sayıda ürünün gümrük vergilerinin indirilmesi ve yükseltilmesine ilişkin talepler iletildiğini belirten Atay, Türkiye’nin Gümrük Birliği uygulamaları kapsamında AB’den bağımsız olarak gümrük vergisi indirimi yapılması imkanı bulunmadığını aktardı.

Ekonomi Bakanlığı, İthalat Genel Müdür-

İstiap haddi ile ilgili sorulan bir soru üze-

37

rine konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Can “Mevzuatlar vahiy değildir. Hatalıysa düzeltilebilir ve düzeltiliyor da. Belki tatmin edemiyor ama çözüm üretilebiliyor. Bilim Sanayi Bakanlığı’nın N1 tipi araçların kategorisini değiştirip N2 kategorisine geçirmesi gibi bir şey geçerli değil. Ne olacak? Trafik yönetmeliğinde yapılacak bir değişiklikle N2 kategorisindeki araçların ukomeleri de içine alacak şekilde şehir içerisinde taşımacılığa müsaade edilmesiyle çözülecektir. Bunun Muhatabı da İçişleri Bakanlığı’dır” dedi.


PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

PAGDER ekstrüzyonun dehası Chris Rauwendaal’i sektörle buluşturdu Yunus Karakaş Ankara Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı

Cesur ama bilinçli adımlarla büyüyelim Sevgili Dostlar, Seçimlerin ardından yeni bir döneme girdik. Ülkemiz açısından, dış kaynaklı ekonomik ve siyasi risklerin yoğun olduğu ortamda görev yapacak yeni Meclisimizi seçtik. Hayırla-

PAGDER, ekstrüzyon alanında dünyanın en saygın isimlerinden biri olan Chris Rauwendaal’i sektörle buluşturdu. Başarıyla tamamlanan seminer 8-9 Nisan günlerinde İstanbul’da gerçekleşti. PAGDER’den yayınlanan duyuruda, “Türkiye’deki Plastik Sektörü’nde bir yeniliğe daha imza attık. 8-9 Nisan 2015 tarihinde düzenlediğimiz Ekstrüzyonda Sorun Giderme Semineri, ekstrüzyonun dehası olarak dünyaca bilinen Chris Rauwendaal’ın eğitimci olarak katılımıyla geçti. Derneğimizin, plastik sanayisinde yüksek maliyetlere yol açan ekstrüzyon sorunlarına yönelik düzenlediği eğitim; 140 seçkin katılımcı ile 2 gün boyunca sürdü” denildi.

ra vesile olmasını diliyorum. Aynı günlerde Federasyonumuz PLASFED’in de genel kurulu önemli bir çalışma yaptı, gelecek döneme hazırlandık. Ülkemiz ekonomisi bir süredir büyüme sıkıntısı yaşıyor. Girişimcilerimiz, işletmelerimiz yeterince hızlı büyüyemiyor. Yapısal sorunlarımız, finansmana erişim, kayıt dışı ve standardı düşük üreticilerin yarattığı haksız rekabet, dış kaynaklı ucuz ve bazıları sağlığa zararlı ürünlerin kontrolsüz ya da yeterince kontrol olmadığı için iç pazara girişleri hepsi bizi sıkıntıya sokuyor. Büyüme hızımız ülkemiz potansiyel büyümesi olarak hesaplanan yüzde 5’in altında. Üstelik bu kısıtlı büyümeye sanayinin katkısı son derece sınırlı. Plastik sektörü açısından da yapısal sorunlarımız aynı ve buna ilave olarak kamuoyundaki haksız söylemler ve hammadde sorunumuz var. Yakın zamanda yapılan bazı çalışmalar, dünyanın gelişmiş ülkelerinin yeni bir üretim yapısına geçeceğini gösteriyor. 2. Makine Çağı, malzeme bilimi, biyoteknoloji, nanoteknoloji, bilgi iletişim teknolojileri etrafında, bütün ürünleri değiştiriyor. Polimerler, bu teknolojilerin en fazla üzerinde uğraş verdiği malzemelerden biri. Polimerler, sağlıktan enerjiye, uzay-havacılıktan yenilenebilir enerjiye kadar her alanda var olan “ürünleri-malları-cihazları-sistemleri” yeniden şekillendirirken

Rauwendaal’in ekstrüzyon alanında kaynak kişilerden biri olduğu ve kitapları “ders kitabı” olarak okutulduğu hatırlatılan duyuruda, “İmalatçılara maliyet avantajı sağlayan önemli bilgiler sunuldu” denildi. Duyuruda, “Sektörün en yüksek maliyetli ekstrüzyon sorunlarının efektif ve sistematik bir şekilde çözülmesi için yöntemlerin örnek olaylarla anlatıldığı eğitimde; polimer bozunmasına yönelik olarak, ekstrüzyon süreçlerinde bozunmayı azaltma ve her bir düzensizlikte alınabilecek önlemler, çözüm yolları da katılımcılara aktarıldı. Seminerde, bazı katılımcıların paylaştığı sorular ve örnek niteliği taşıyabilecek gerçek sorunlarına da Rauwendaal tarafından çözüm önerileri getirildi. Dünya çapında 200’e yakın

üzerinde çalışılan ana malzeme. Oysa biz hala, standartlaşmış ürünlerde katma değerli ürünler üretmek için dahi zorluklar yaşıyoruz. Yeni üretim yapısına, yani “nesnelerin interneti” (internet of things - IoT) ve “akıllı cihaz-sistemler” dönemine geçiş için ülkemizi dönüştürmemiz gerekiyor. Üreticilerin önündeki bariyerlerin kaldırılması, hukuk güvenliği, demokratik iş ve toplumsal yapı, uygun yatırım-iş ortamı yeni dönemin anahtarı. Kafamızı başka şeylerle meşgul etmeden, üniversitesinden Meclis’ine, iş örgütlerinden, sendikalara kadar herkesin, olağanüstü bir verimlilik farkı yaratan yeni üretim yapısına, ikinci makine çağına hazır olmak için çalışması gerekiyor. Bekleyecek fazla zamanımızın kalmadığı ortada. Cesur ama bilinçli adımlarla, riskleri göz ardı etmeden ama cesaretle yeni bir sanayileşme hamlesine girişmeliyiz. Bunun için girişimcilerimizin özgüveni var. Elbette karlı iş yapmak istenecektir ancak, bugün “karlı” görünen ve büyük kaynakları kullanan imalat sanayii dışındaki sektörlerin hepsinin temelinde sanayinin yattığını göz ardı etmemek gerekli. Sizlere, güzel bir yaz ve başarılı çalışmalar dilerim.

38

seminer ve konferans gerçekleştiren Dr. Chris Rauwendall’ın ekstrüzyon alanında 7 kitabı, 6 ödülü, 9 patentli ürünü ve 240 kadar makalesi buluyor. Rauwendall’ın Türkiye dahil birçok ülkede ders kitabı olarak okutulan yayınları tüm dünyadaki plastik işletme makineleri üreticileri için referans olarak kabul ediliyor” bilgisine yer verildi.


PANO

PLASFEDDERGİ

PAGDER Başkanı Reha Gür: “Üretime öncelik veren yeni bir Türkiye bekliyoruz” bağımlılığımız nedeniyle, istikrarın yeniden

plastiğin doğasından gelen verimli ve yenilik-

PAGDER Başkanı Reha Gür, Genel Se-

biran önce tesis edilerek finansal piyasalarda

çi ürünlerimizle destek olmaya devam etmek

çimlerin ardından yaptığı değerlendirmede,

da stabilizasyonun gelmesini istemekteyiz ki,

istiyoruz” dedi.

“Üretime öncelik veren; sanayinin önündeki

hammadde maliyetlerimizden başlayarak tüm

tıkanıklıkların kaldırıldığı yeni bir Türkiye bek-

girdi maliyetlerimize dair öngörülere sahip

liyoruz” dedi.

olabilelim. Yatırımlarımıza devam edebilelim” görüşünü vurguladı.

Seçimlerin ardından yazılı bir açıklama yapan Reha Gür, “Kamuoyunun birleştiği, ül-

Gür,

sanayicilerin-üreticilerin

destek-

kedeki birlik ve beraberliğin demokratik çer-

lenmesinin bütün partilerin önceliği arasında

çeve içinde güçlenmesinin yanı sıra ülke eko-

görüldüğünü hatırlatarak, “Herkesin ortak

nomimizin istikrarının da güçlenerek sürmesi

temennisi olan ‘Üreten ve Gelişen Bir Türkiye’

gerektiği görüşüne, biz sanayiciler de öncelikli

ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Büyüme

olarak katılmaktayız” ifadesini kullandı.

hızı Türkiye’den daha yüksek; 2014 yılında 5.4 milyarı doları doğrudan olmak üzere 12 milyar

Güçlü bir hükümet beklentisinin önemine

dolar ihracat yaparak ülke ekonomisine önem-

vurgu yapan Reha Gür, plastik sanayicilerinin

li katkılar sağlayan plastik sanayisi olarak biz-

öncelikli sorunları bulunduğunu vurgulayarak,

ler yarınlara umutla bakmak ve ülkenin tüm

“Biz plastik sanayicileri de, hammadde de dışa

lokomotif sektörlerine geçmişte olduğu gibi

Uçar plastik TÜBİTAK desteğiyle ithal ürüne alternatif geliştirmeyi hedefliyor ve polimerik nanokompozitler üzerine çalış-

nemde yaşanan kur istikrarsızlığı ve buna ek

malar yapılacağı ve bu alandaki bilgi düzeyinin

son 10 yılda yaşanan hammadde fiyatındaki

Plastik hammadde üzerine faaliyet yürü-

özel sektörde daha ileri bir seviyeye taşıması-

değişiklikler hem tedarikçileri hem üreticileri

ten “Uçar Plastik Hammadde” İzmir’ deki 3 bin

na imkan sağlanacağı kaydedildi. Açıklamada,

zor durumda bıraktı. Aynı döneme denk gelen,

metrekare kapalı alana sahip fabrikasının dev-

“Fonksiyonel polimerler konusunda yapılan bu

gümrük vergilerindeki artışlar ve hammadde

reye alınmasıyla, mikronize polimer üretimine

çalışma ile ülkemizde üretimi olmayan fakat

ithalatına getirilen ek vergiler sektördeki pek

ilave olarak çift vidalı kompaund hattında özel

ambalaj, otomotiv ve inşaat sektörünün kul-

çok satıcı ve sanayiciyi zor duruma sokuyor”

formüle edilmiş kompaundların üretimi yatırı-

landığı katkıların ithalat mecburiyetini ortadan

dedi.

mını da başlattığını açıkladı.

kaldırmak hedeflenmektedir” denildi. Egemen Uçar, diğer şirketlerle AR-GE fa-

Uçar Plastik’ten verilen bilgiye göre,

Aynı zamanda Ege Bölgesi Sanayi oda-

fonksiyonel polimerler konusundaki projeye,

TÜBİTAK desteği de sağlandı. AR-GE faaliyet-

Meslek Komitesi üye-

lerinin yürütülmesi için Uçar Plastik bünyesin-

si olan Egemen Uçar,

de “Polimer Laboratuvarı” çalışması başlatıldı.

yatırımlarıyla

Açıklamada, Uçar Plastik’in TÜBİTAK desteğiy-

yaptığı

le fonksiyonel polimerlerde ambalaj, otomotiv

mede, “Türkiye’de bu-

ve inşaat sektörünün ithalatına alternatif

lunmadığı için yüksek

ürün geliştirmeyi hedeflediği vurgulandı.

miktarda ithal edilen

Kimyasal

Ürünler

ilgili

değerlendir-

hammadde

fiyatları

Laboratuvarda, Yüksek Mühendis Ege-

açısından kur istikrarı

men Uçar’ın yönetiminde polimer teknolojileri

çok önemli. Son dö-

39

aliyeti işbirliğine açık olduklarını belirtti.


PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

Japar Plastik’ten 1070 fidanlı koru

İlker Biliktü Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı

Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinin düşündürdükleri Değerli Meslektaşlarım, Kuruluşundan itibaren içinde bulunmaktan mutluluk duyduğumuz, plastik sektörü-

Japar Plastik, Ege Orman Vakfı işbirliğiyle “Japar Plastik ve Çalışanları Korusu” oluşturdu. Çeşme-Ildırı-Kadıovacık mevkiinde oluşturulan koruya 1070 fidan dikildi. Fidanların dikimi nedeniyle düzenlenen etkinliğe Japar Plastik A.Ş. Onursal Başkanı Jaki Pardo ve Eşi Sara Pardo, Yönetim Kurulu Başkanı Erol Amado, firma çalışanları ve aileleri katıldı. Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Perihan Öztürk, doğaya katkılarından dolayı teşekkür ederek Vakıf ve Japar Plastik adına Sara Pardo’ya plaket sundu. Japar Plastik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erol Amado da etkinlikte yaptığı konuşmada, doğal kaynakları koruma misyonu-

nün şemsiye örgütü PLASFED başarılı bir genel kurulu daha tamamladı. Genel Kurulumuz, fikirlerin sunulduğu, gelecek dönem çalışma biçimlerinin konuşulduğu bir ortamda gerçekleşti. Bir kez daha dostlarla bir arada bulunmaktan, çalışmaktan mutluluk duyduk. Ülkemiz demokratik ülkelerde olması gerektiği gibi seçimlerini büyük bir katılımla gerçekleştirdi ve yeni dönem Milletvekillerimiz ve Meclisimiz çalışmaya başladı. Beklentimiz, ülkemizin sanayileşmesine odaklı yapısal reformların önde olacağı bir çalışma dönemi. Üretimden satışlar sınıflamasına göre yapılan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesi İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklandı. Bursa açısından baktığımızda, bir önceki veri yılı olan 2013’e göre, 2014’te Bursa merkezli firma sayısı 33’ten 41’e çıktı. Başta Bursalı sanayicilerimiz olmak üzere bütün sanayicilerimizi buradan bir kez daha tebrik ediyorum. İSO 500 listesine dikkatle baktığımızda bazı tartışma konularını tekrar gündeme getirmekte fayda var. Öncelikle, kısa vadede yapılan bazı çalışmalarda, büyük şirketlerin faaliyet dışı karlarında artış görülmesi olgusu basına yansıdı. Bu sorunu daha önce da yaşadık ve sonucu hiç iyi olmadı. Diğer bir husus da listenin sonunda bulunan, dolayısıyla Türkiye’nin 500. büyük sanayi kuruluşunun üretimden satışlarının toplamı 213 milyon TL düzeyinde. İşte bu da üzerinde düşünmemizi gerektiren bir konu. Bugünkü kurdan 125 milyon Dolar düzeyinde. Bu tutar, halen devam etmekte olan ve her gün reklamlarını gördüğümüz yüzlerce konut projelerinden birinin hacmi kadar. Avrupa’nın bazı futbol kulüplerinin sadece bu yıl için ayırdıkları transfer bütçelerinden de az. Meslektaşlarımızın başarılarını küçümsemek anlamında değil ancak ülke olarak sanayimizin daha gideceği çok yol olduğunun da bir göstergesi. Zenginleşmenin yolu sanayileşmeden geçiyor. Bunu yaparken de tarımı ve çevreyi göz ardı etmemek gerekliliği herkesin kabul ettiği gerçekler. Elbette ülkemizde hizmet sektörü, finansal sektör büyüyecek gelişecek ama bütün bunların üretimin dolayısıyla sanayinin varlığına bağlı olduğu göz ardı edilmemeli. Biz birkaç milyon nüfuslu bir ülke değiliz ki, sadece finans ya da hizmetler sektörleriyle gelişebilelim. Bir an önce, sanayileşmeyi, üretimi öne alan bir yapısal reform dönemine girmemiz gerekiyor. Zamanımız da giderek daralıyor. Güzel bir çalışma dönemi olması dileklerimle, bütün meslektaşlarıma başarılar diliyorum.

40

na uygun olarak su tasarrufu sağlayan ürünler ürettiklerini; misyonlarına uygun olarak doğaya katkıda bulunmak amacıyla 1070 fidanın dikildiği bir koru oluşturduklarını vurguladı. Amado, doğaya katkı amacına yönelik girişimlerinin devam edeceğini belirtti.

Polykemi AB PC/ ABS ve PC/ASA’da Türkiye’de yaygınlaşmak istiyor Polykemi AB, PC/ABS ve PC/ASA ürünlerinde Türkiye pazarında daha etkin olmak istediğini açıkladı. Yeni ürünlerinin Kalekimya ile birlikte, Enes ÇELİK, Ulrik Nilsson ve Karl Banke’den oluşan bir ekiple Türkiye pazarına sunulduğunu duyuran Polykemi AB, PC/ABS ve PC/ASA için özel bir çalışma yapıldığını kaydetti. PC/ABS – POLYblend ve PC/ASA SCANBLEND ürünleri hakkında konuşan Polykemi AB Bölge Müdürü Ulrik Nilsson “ Uzun zamandır teknik karışımlarda tüm ürün yelpazesi mevcuttu ama şimdi Türkiye’de daha agresif olma zamanı geldiğine inanıyoruz ve başlıca POLYblend ve SCANBLEND ürünlerine odaklanacağız“ dedi. Nilsson ürünlerinin önde gelen Avrupa otomotiv markalarında başarılı olduğunu, kaplama ve dekorasyon uygulamalarında kullanılabildiğini kaydetti.



PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

BURPAS, yeni üyelerle büyüyor Selahattin Onatça Çukurova Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı

Bursa Plastik ve Ambalaj sanayicileri Derneği yeni üyelerle gücünü artırıyor. BURPAS, üyeleri ve plastik sektör temsilcilerine yönelik gelenekselleştirdiği iftar programını düzenledi. Sektör mensuplarını buluşturan iftar programın-

Yeni hedefler belirlemek

da bir konuşma yapan BURPAS Başkanı İlker Biliktü, geçen süre içinde mesleki eğitim konusuna eğildiklerini ve başarılı adımlar attıklarını vurgu-

Dostlar,

ladı. Biliktü, “Gerek mesleki eğitim çalışmalarımızda, gerekse düzenlediğimiz yurt dışı seyahat

Şemsiye örgütümüzü PLASFED, kapsamlı ve doyurucu bir fikir ortamında genel ku-

programlarımızdaki amacımız sektörümüzün

rulunu tamamladı. Yakın zamanda, yeni milletvekillerimizi de seçtik. Seçimler demokratik

sorunlarını çizebilmek ve sektördeki AR-GE ça-

yaşam biçiminin en güzel ortak faaliyeti. Hepimize hayırlı olmasını diliyorum.

lışmalarına destek olabilmektir” dedi.

Adana ve Çukurova bölgesi Tarih boyunca önemli bir üretim merkezi oldu. Verimli topraklarda tarım, sanayi ve elbette kültür gelişti. Ülkemizin de Cumhuriyetle hızlanan sanayileşme döneminde önde gelen havzalarından biri oldu. Türkiye’nin gözbebeği birçok sanayi kuruluşuna, sanayiciye baba-ana ocağı oldu. Şimdi hepimiz, bölgeselden ülke çapına, oradan da küresel rekabet ortamına yönelik yeni bir yaklaşım belirleme aşamasındayız. Sektörel bazda bunu yapmak en akılcı yol. Zira artık bırakın yereli, ülke ölçeğinde dahi rekabetten kaçınma ihtimali kalmadı. Rekabet bütün dünyayı kapsamış durumda. Rakiplerimiz, Ağrı ya da Edirne’de değil, Montreal’da ya da Sydney’de faaliyet gösteriyor! İş dünyamızın gelecek 10 yılda, hedeflerinin köklü biçimde değişeceğini, çözmesi gereken öncelikli sorunlarının da bugünkü hiçbir sorununa benzemeyeceğini söylemek yanlış olmaz. Geleceğe yönelik olarak yapılan analizlerde şu sonuçlara ulaşılmış: Yakın gelecekte akıllı ve birbiriyle haberleşen “ürünler” daha verimli ve daha üstün performanslı olacak. Tıp, tüketici ürünleri, insanların doğrudan kullandığı araç ve cihazlar “kişiselleştirilmiş” yani şahsa özel hale getirilmiş olacak. Hizmetler de kişiselleştirilecek. Büyük veri yönetimi ve başta elektrik olmak üzere akıllı ağlar ön plana çıkacak. Bunlara uyum sağlayan işletmeler ile uyum sağlayamayan işletmeler arasında olağanüstü büyük maliyet dolayısıyla verimlilik farkı oluşacak. Bazı sektörlerin büyüme hızı çok artacak. BURPAS’ın 2012 yılından bu yana faaliyet Bizim açımızdan belki çok daha fazla önemli unsurlar da var bu analizlerde: Muadil

gösterdiğini hatırlatan Biliktü, PLASFED yöneti-

ürünler, fikri haklar ve teknoloji üstünlükler nedeniyle rekabet güçlerini çok kaybedecekler.

minde yer aldıklarını vurgulayarak, “Bursa plastik

Yani artık, yeni bir ürünü, mühendislik yollarıyla (burada taklitten söz etmiyorum) bilgiyi

ve ambalaj sektörünün sorunlarını daha yuka-

elde edip, muadiliyle kendine yer edinme imkanı olmayacak. Çünkü hemen hemen bütün

rıya taşıyabilmek adına PLASFED yönetiminde

sanayi ürünleri ve sistem-cihazlar “kişiselleşecek”..

yer alıyoruz” dedi.

Bu analizler yapıldığına göre, Türkçe’deki en güzel atasözlerinden birini hatırlamakta

Türkiye’nin dünya plastik sektöründe ye-

fayda var: Görünen köy kılavuz istemez.. Bu sözü biraz daha farklı okuyarak, “köyü görü-

dinci sırada, Avrupa’da ise ikinci sırada olduğunu

yorsanız, aklınızı kullanın ve ulaşın” diye yorumlayabiliriz. Yeni endüstri yapılanması böyle

anlatan Biliktü, BURPAS’ın Türkiye’yi bu sevi-

olacaksa, aklımızı kullanıp hedeflerimizi bu yeni yapıya ulaşmak için belirlemeli ve o yönde

yelerden daha yukarıya taşımak için çalışan bir

çalışmalıyız.

yapı olduğunu belirtti. BURPAS’ın üye sayısını artırdığını belirten Biliktü, iftar programında yeni

Sizleri, bereketli ve çalışkan Çukurova’dan saygıyla selamlıyorum.

42

üyelere BURPAS rozeti de taktı.



PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

Çin, Dünya kıyıları için en büyük tehlike

Erol Paksu Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği Başkanı

Ortak akıl ile hareket etmeliyiz Bugüne kadar önemli bir büyüme gösteren sektörümüzün yapısal ve sektörel bazı sorunları var; hammadde, istihdam ve vergi yükleri, haksız rekabet, sigorta sorunları, kredi maliyetleri, enerji sorunları gibi birçok güncel sorunun yaşandığı bu şartlar altında sanayicilik yapmak önemli bir kahramanlıktır. Problemlerin çok olduğu bu ortamda ortak tek bir ses ile hareket etmek şarttır. Yasalar ve mevzuatların oluşmasında sanayicinin de görüşünün alınması gerekir. Nitekim geçtiğimiz aylarda hammadde ithalatında yaşanan ve sektörü durdurma noktasına getiren mevzuat sorunu kurulan yoğun diyaloglarla çözülebilmiştir. Bu durum sürdürülebilirlik açısından sektörün karar vericilere zamanında ve yeterince ulaşamadığı sonucunu da akla getirdi. Bu nedenle kimya sektörü içinde ele alınan plastikkauçuk sektörünün TOBB nezdinde ayrı bir meclis olarak örgütlenmesi, oda ve borsalarda daha ağırlıklı ve etkin temsili için başlanan girişimler sürdürülmelidir. Sanayi Odaları ve sektörle ilgili tüm kurumların çözüm odaklı bir güç birliği içinde olmaları, STK’ların kamuda temsilinde ortak fikir birliği içerisinde olmaları çok önemlidir ve tüm STK’ların daha faal ve sonuç odaklı çalışması gerekir. Benzer işlerin farklı STK’larca ayrı ayrı yapılması sektörümüz için enerji ve kaynak kaybıdır ve hatalı bir iştir. Daha üst bir çatı kurum olan federasyon birlikteliği tarafından, gündeme getirilecek ortak sorunlarda daha etkili sonuçlar alınabilir. Geçtiğimiz günlerde plastik sektörünün şemsiye örgütü PLASFED’in 2.’nci Olağan Genel Kurulu Toplantısı yapıldı, Sayın Selçuk AKSOY başkanlığında seçilerek görevine başlayan yeni yönetim kuruluna başarılar dilerim. Sektörümüzün birer temsilcisi olduğumuz ve önemli sorumluluklarımızın olduğu bilinciyle çalışmalara devam edilecektir. Plastik sektöründe fikir birliği olması şart, PLASFED Genel Kurulunda gördüğümüz birliktelik tablosu ve faydalı diyalog ortamı bizleri mutlu etti, geleceğe umutla bakmamızı sağladı. Bu birlikteliğin devamı için daha sık bir araya gelmek, birlik sürecini tesis etmek ve geliştirmek gerekir. Sektör olarak ciddi biçimde planlanmış, sektörün tüm paydaşları ve Bakanlık yetkilileri ile birlikte geniş bir çalıştay veya bir Arama Konferansı yapılarak sorunların masaya yatırılması ve ortak harekete dair net kararlar alınması yerinde olur. Uzun vadede sektörün yol haritasını çıkarması şart. Sektörün envanterinin de çıkarılması gerekli, sağlıklı veriler yok ve bu yüzden de yatırımcılar uzun soluklu planlar yapamıyor, bu konunun üzerinde ciddi biçimde çalışılması gerekir. Bundan sonraki dönemde hiçbir önyargı ve tabular olmadan birlik ve beraberlik adına atılacak tüm olumlu adımlara açık olunmalı ve takım oyunu oynamak için tüm güçler seferber edilmelidir. Tüm plastik STK’larının bir üst PLASFED şemsiyesi altında periyodik olarak bir araya gelerek, sorunlara karşın ortak tek bir ses çıkarmalarının kamuoyunda etkisinin de daha pozitif olması kaçınılmaz olacaktır. Önümüzdeki süreçte bu birlik ve beraberlik heyecanının daha da aratarak büyümesini ve gelişmesini dilerim.

44

Çin’in, yanlış yönetilen plastik atık kütlesinin 2025 yılında 17,8 milyon tona çıkacağı ve bunun tüm dünya kıyıları için bir atık tehlikesi oluşturduğu belirtildi. Plastik atıklar konusunda “entegre yönetim” tavsiye ediliyor. Dünyada doğru yönetilemediği için kirliliğe neden olan atıkların hızla arttığı belirtildi. ABD Georgia Üniversitesi’nin yayınladığı bir araştırmaya göre atık miktarının 2025 yıllarına kadar çok daha büyük boyutlara ulaşacak. Çin’in kıyılardaki nüfusu 2025 yılında 2010’a göre yüzde 3,7 artarken; kirliliğe sebebiyet veren plastik atık miktarı yüzde 100’ün üzerinde bir artışla 8,8 milyon tondan 17,8 milyon tona ulaşacak. Çin böylece dünya için en büyük tehdidi oluşturacak. Dünya denizlerindeki kirlilik boyutunun korkutucu bir hale ulaştığını ve artık hep birlikte harekete geçilerek bu durumun önüne geçilmesi gerektiğini belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Bir ülkenin sadece kendi kıyılarını temizlemesi yeterli değil. Türkiye denizlerindeki atıkların yüzde 53’ü dış kaynaklı. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili ve maalesef diğer ülke atıklarından büyük oranda nasibimizi alıyoruz. Yapılan araştırmalar bu tehlikenin boyutlarının giderek artacağına işaret ediyor. Yalnızca Çin değil, Türkiye’ye de 2010 yılındaki 0,49 milyon ton yanlış atık yönetimine maruz kalan plastik söz konusu iken 2025 yılında bu miktarın 0,79 milyon tona ulaşması bekleniyor. Acilen önlem almalıyız. Denizlerdeki atıkların temizlenmesi ve yenilerinin oluşmasını engellemek için tam anlamıyla entegre bir atık yönetim sistemine geçmek yapılması gereken tek çözüm” dedi. Yavuz Eroğlu, “Ülkemizde işlevsel bir ‘atık yönetimi’ uygulamasının yeterli düzeyde olmaması gelişmiş ülkelere göre sürdürülebilirlik açısından geri dönüşüm sektörünün önündeki en büyük engel. Oysa geri dönüşüm tüm sektörlerimiz için büyük bir avantaj. Geri dönüştürülen malzemeler tekrardan üretimde kullanılarak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Aslında atık yönetimi ve geri dönüşüm konusunda tüketicilere de önemli görevler düşüyor. Bunların en başında atıkların kaynağında ayrıştırılması geliyor. Ancak iş bununla da bitmiyor söz konusu ayrıştırılmış atıkların yerel yönetimler tarafından aynı özenle toplanması ve geri dönüşüm sürecinin başlatılması ideal çözüm” dedi. Eroğlu, PAGEV’in Waste Free Oceans Vakfı’nın atıksız denizlere ulaşmak için başlattığı projeyi ‘Mutlu Balıklar’ adıyla Türkiye’ye taşıdıklarını hatırlattı ve geri dönüşüm konusunda PAGÇEV’i kurduklarını belirtti.


PANO

PLASFEDDERGİ

Avusturyalı Greiner Holding Teknik Plastik ve Teknik IML’nin çoğunluk hisselerini aldı balaj ve otomat bardağı üretiyor. Avusturya merkezli Greiner Holding’in Özata Grup’a ait Teknik Plastik ve Teknik

Şirketin ayrıca, damacana üretiminde

IML’nin yüzde 51 hissesini aldığı açıklandı.

de Avusturyalı Watertek firmasıyla işbirliği

Avrupa’nın en büyük kimya şirketlerinden

bulunuyor. Trace Teknik ortaklığı ile de farklı

biri olarak nitelenen Greiner Holding’in İstan-

bir sistemle 4 bin 500 çeşit ürüne çıkabiliyor.

bul merkezli Özata Grubu’na ait Teknik Plastik

2004’te kurulan Teknik IML ise kalıp etiketle-

ve Teknik IML adlı firmalarının çoğunluk his-

me konusunda üretim yapıyor.

sesini (yüzde 51) aldığı, Greiner Holding’İN, bu

Greiner’in 9 bin çalışanı var

kararla bölgedeki en önemli operasyonlarını Türkiye’ye taşımış olduğu vurgulandı. Greiner Holding’in çoğunluk hissesini al-

İki Türk şirketine ortak olan Greiner Orta

Süt ürünü ambalajında Türkiye’nin en

dığı Teknik Plastik ve Teknik IML’nin toplam

Avrupa’nın en önemli sanayi firmalarından biri.

büyük firmalarından olan Teknik Plastik ve

270 çalışanı bulunuyor. Teknik Plastik, faaliye-

Firmanın geçmişi 1868 yılına dayanırken, ku-

Teknik IML’yi alarak bölgedeki ağını genişlet-

te başladığı 1967’de Türkiye’nin ilk termofor-

rulduğu yer ise Almanya olarak biliniyor. Mer-

tiklerini söyleyen Greiner Holding’in Yönetim

ming üretimini yaptı. Şirket, Ülker başta olmak

kezi Avusturya’nın Kremsmünster kenti olan

Kurulu Başkanı Axel Kühner, “Bu satın alma

üzere Türkiye pazarında faaliyette bulunan

Greiner’in 31 ülkede tesisi faaliyet gösteriyor.

Ortadoğu ve Asya pazarlarına attığımız ilk adı-

çok sayıda ulusal-uluslararası dondurma-gıda

9 bine yakın çalışanı bulunan firmanın 2 milyar

mı temsil ediyor” dedi.

üreticisi şirket ve markaya hijyenik plastik am-

dolara yakın cirosu bulunuyor.

45


PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

Bursa’da plastik ve kauçuk test laboratuvarı hizmete girdi Murat Kökoğlu Güneydoğu Plastik ve Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı

Teşvik programlarının bölgesel analiz çalışması yapılmalı

Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) desteğiyle Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Yıldırım Yerleşkesi’nde yapımı tamamlanan Bursa Kauçuk-Plastik Test ve Analiz Laboratuvarı faaliyete başladı. Laboratuvar, plastik sanayicilerine hizmet verecek ve araştırmalara da ev sahipliği yapacak.

Değerli dostlar, Ülkemiz bir seçimi daha geride bıraktı. Sonuçlar halkın tercihiyle oluştu ve yeni bir meclis dağılımı oluştu. Halkımız ve iş dünyamız için, sonuçta ülkemiz için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum. GAPLASDER açısından da geçtiğimiz aylar mutlu gelişmelere sahne oldu. Federasyonumuz PLASFED ve Gaziantep Sanayi Odası’nın katkılarıyla sektörümüzün geleceğine ışık tutma amacını taşıyan çalıştaya ev sahipliği yaptık. Katkı veren, bizimle birlikte olan bütün dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Şemsiye örgütümüz PLASFED’in de Genel Kurulunun başarıyla gerçekleşmiş olmasını da not etmem gerekir. Türkiye’de uzun bir süredir bölgesel kalkınma programları uygulanıyor. Yüksek oranlı yatırım ve istihdam (dolaylı olarak da işletme) teşvikleriyle güçlendirilen bu programların stratejiye oturtulmuş bir genel çerçevesi de var. Ne yazık ki, programların sonuçlarına ilişkin bir çıktı analizi bulunmuyor. Genel analiz çalışması başladı ama bizce bu incelemenin bölgesel sonuçlarının da ortaya konulması şart. Bu yapılmazsa yapılacak revizyonlar için yeterli bilgi sağlanamaycaktır. Göreli olarak sanayinin daha az yer aldığı bölgeler için ciddi bir teşvik sözkonusu. Bunun yarattığı bazı olumlu etkileri son dönemde gözlüyoruz. Özellikle istihdam yoğun sektörlerde yeni yatırımlar var. SGK ve İŞKUR gibi kamu kurumlarının resmi istatistiklerden aylık bazda yapılan analizlerde, son dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde istihdamda bir canlanmanın olduğu işaretleri var. İşyeri ve istihdam artışı ile diğer bazı göstergelerden elde edilen sonuçlara göre, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkari, Kilis, Mardin, Van ve Yalova’da diğer illere kıyasla daha hızlı artış görüldü. Bu artış bir trend mi yoksa kısa vadeli bir sıçrama mı analiz edilmesi gerekiyor. Bilim insanlarını bu konuda çalışma yapma-

Laboratuvarın faaliyete başlaması nedeniyle bir açıklama yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “Üniversitenin en temel fonksiyonlarından birisi de, öncelikle bölgesinde aktif olan sanayiye, yüksek tercih edilir, nitelikli eleman yetiştirmektir. Vasıflı elemanın, en son bilgilerle donanmış ve yüksek oranda uygulama yapmış olması beklenir. Böyle elemanlar, firma ve kurumlarına daha fazla değer katabilirler, atılım yapılmasına destek verebilirler. BEBKA desteği ile kurulan bu test ve analiz merkezimiz, eğitim fonksiyonu yanında, özellikle kauçukplastik sektörü açısından uygulama ortamı da sunmaktadır. Bu açıdan hem sanayicimize ciddi katkı verecek, hem de konu hakkında yapılacak eğitim ve AR-GE çalışmalarına pratik ortam sunacaktır.” dedi.

ya çağırmanın tam sırası. Çünkü ilk akla gelen zaten düşük olan göstergelerdeki az sayıda artışın oransal olarak büyük görünmesi ve geçici olması. Plastik ve kimya endüstrisinin gelişmesi için uygun endüstriyel-ekonomik iklimin olması gerekiyor. Herşeyden önce başka sanayi kolları geliştikçe yakın çevresinde plastik yatırımlarını çekiyor. Bu bakımdan, bölgedeki her türlü imalat sanayii gelişimini dikkatle izlemekte fayda var. Elbette, bir an önce siyasi yapılanmanın tamamlanarak hızla sanayileşme konusuna eğilmesi ana beklentimiz. Sizlere son olarak 9-12 Eylül 2015 günleri arasında ilkini düzenleyeceğimiz GAPLAST fuarımızı hatırlatmak istiyorum. Gaziantep’te gerçekleşecek bu ilk plastik ve kimya fuarının, çok çeşitli alanlarda plastik mamul üreten Gaziantep ve diğer illerdeki potansiyeli daha da geliştireceği düşüncesindeyiz. Hepinizi fuarımızda görmekten mutluluk duyacağız. Bu vesileyle işlerinizde başarılar dilerim.

46

BEBKA Genel Sekreteri Tamer Değirmenci ise, “Yaklaşık 2 milyon TL’lik bir bütçe ile hayata geçirilen bu laboratuvarla birlikte BEBKA’nın bu tarz araştırma projeleri için üniversitelere aktardığı toplam kaynak 7.2 milyon TL’ye ulaştı” diye konuştu. Laboratuvarda sektörün test ve analiz ihtiyaçlarına istinaden temin edilen Floresan Yaşlandırma Test Cihazı, Erime Akış İndeks Test Cihazı, Vicat Yumuşatma Test Cihazı, Ozon Yaşlandırma Test Cihazı, Taber Aşındırma Test Cihazı,Oksijen Geçirgenlik Test Cihazı, Hava Koşullarında Yaşlandırma Test Cihazı, UV Yaşlandırma Test Cihazı, Yatay Yanmazlık Test Kabini ve Shore Sertlik Tayin Cihazları bulunuyor.



PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

Petkim, PTA kapasite artırım yatırımını tamamladı Nurhan Kaya Kauçuk Derneği Başkanı

PLASFED ile sesimizi daha güçlü duyuracağımıza inanıyoruz Kauçuk Derneği olarak 2015 yılının önemli gelişmelerinden biri de başarılı çalışmalarını yakından takip ettiğimiz, kardeş plastik sektörünün çatı örgütü PLASFED’e üye olmamız oldu. Birlikten kuvvet doğacağına, ulusal ve uluslararası platformlarda hep beraber, sesimizin daha güçlü duyurulacağına inanıyoruz. Bu inançla Federasyona dahil olduk, Kauçuk Derneği Yönetim Kurulu arkadaşlarımızla, 11 Haziran 2015 tarihinde yapılan kongrede yer alıp PLASFED’in yeni yönetiminde de görev aldık. PLASFED 2. Olağan Genel Kurulu Toplantısında Yönetim Kurulu Başkanlığına tekrar seçilen, çalışmalarını takdirle takip ettiğimiz Sn. Selçuk Aksoy’a, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına seçilen başarılı arkadaşlarımız Sn. Hüseyin Semerci ve Sn. Erol Paksu’ya, Muhasip Üyeliğe seçilen Reha Gür, Sekreter Murat Kökoğlu’na çalışmalarında başarılar diliyoruz. Hep beraber sektörel sorunların çözümünde dayanışma içinde olmanın olumlu sonuçlar vereceğine inancımız tam. Ülkemizin seçim sonrası gelişmelerini sanayici olarak dikkatle ve kaygıyla izliyoruz. Temennimiz odur ki, hükümet kurma çalışmaları bir an evvel sonuçlanır ve bu belirsizlik ortamından çıkılır. İstikrarsızlık ortamlarından en çok etkilenen sanayicidir. Alım, yatırım yapacak olanın , “bir bekleyeyim bakalım ne olacak ?” dediği bir ortamda talebin azalması doğal olarak üretimin hızını düşürür. Talep kısılmasının etkilerini sanayiciler olarak hep beraber yaşadık. Kararsızlık ortamının, ülkeye ve ekonomiye zarar vereceği muhakkak. Umarız bu ortamdan bir an önce çıkılır ve ekonomik açıdan, kaosun getireceği ağır faturaları ödemek zorunda kalmayız. Seçim sonrası dövizdeki dalgalanma sektörümüzü tedirgin ediyor. Dövizin oransız olarak yükseldiği, o eski günleri hatırlamak dahi istemiyoruz. Merkez Bankasının müdahaleleri sonucu kısmen de olsa artışın durması olumlu ancak kur artışı mutlaka önlenmelidir. Çünkü hammaddede mecburen dışa bağımlı olan sektörler zorlanacaktır. Makro iktisadi duruma bakarsak; yüzde 4’lük 2015 büyüme hedefine inanç zayıflıyor. Enflasyon ve işsizlikte görünüm negatif. Ülke ihracatımız Mayısta, yüzde 19 geriledi. İthalat ise gerileyen petrol fiyatlarıyla düştü. Ülkemiz, 2002’den sonra yüzde 5,4 ortalama büyüme hızını koruyamadı ve son üç yılda oran yüzde 3’lere kadar geriledi. Bizce, AB ülkelerinin krizden etkilenirken Türkiye’nin bu büyüme hızı bazı çevrelerin hoşuna gitmiyordu. 2014’te yüzde 2,9 büyüdük ve kişi başı gelir 418 dolar azaldı. Nisan ayında sanayi üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 3,8 artması umut verici ancak sanayi üretimi dalgalı bir seyir izliyor. OECD’ye göre gençlerimizin 16-29 yaş grubunda yüzde 31,3’ü çalışmıyor ve mesleki eğitim almıyor. Eğitilmiş iş gücü açığımız hala ciddi bir sorun. İşsizlik yüzde 11 bandına yerleşti. Temennimiz o ki, hükümet bir an önce kurulur ve bu sorunlara el atar. Belirsizlik ortamının ülkemize, işsizlik olarak insanımıza, maddi zararlar olarak biz sanayiciye ciddi zararlar vereceği muhakkaktır !. Sizleri Federasyonumuzun yayın organı PLASFEDDERGİ’de selamlamaktan duyduğum memnuniyeti bir kez daha vurgular, işlerinizde başarılar dilerim.

48

Petkim’in, yıllık PTA üretim kapasitesini 70 bin tondan 105 bin tona çıkaran yatırımını tamamladığını açıkladı. Toplam 50 milyon dolar yatırım yapılan PTA fabrikasının devreye alınması nedeniyle tören düzenlendi. Törende konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Tam bağımsız bir ekonomi olacaksak sanayide, ara malında bu tür yatırımlara devam etmeliyiz. Hammaddede enerjide geleceğimizi garanti altına almak zorundayız. Petkim’in yaptığı buna en güzel örnektir” dedi.

Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, açılış yapılan fabrika ile PET şişe başta olmak üzere polyester elyaf, film, elektriksel yalıtım malzemeleri ve kimyasal yapıştırıcılar gibi birçok ürün grubunda vazgeçilmez bir hammadde üreticisi konumunda olduklarını söyledi. Petkim için 2008 yılında bu yana 600 milyon doların üzerinde yatırımın gerçekleştirildiğini belirten Korkut, 2015 yatırım programının da 125 milyon dolar tutarında olduğunu belirtti. Korkut, “2014 itibarı ile ülkemizin PTA ithalatı yılda 500 bin tona yaklaştı. Türkiye’nin, Petkim PTA fabrikası gibi en az 5 fabrikaya daha ihtiyacı var. PTA ürünü en çok cari açık verdiğimiz ürünlerden biri. Artık daha büyük yeni PTA kapasitelerini konuşmamız ve gerçekleştirmemiz gerekiyor.” dedi. Petkim’in yarım yüzyıllık birikimi, SOCAR Türkiye’nin liderliğinde ortaya çıkan ValueSite 2023 vizyonunun Petkim’le birlikte yeni değer zincirlerinin oluşmasını sağlayacağını kaydeden Korkut, “Ülkemizde yatırım ortamı iyileştikçe, kalıcı yatırımların gelmesi kaçınılmaz. Petkim yarımadası, kümelenme konsepti içerisinde, rafineri, petrokimya entegrasyonu ile yaratılacak sinerji, kurulacak yeni ürün fabrikaları ve enerji-lojistik, dağıtım yatırımları sayesinde ülkemizin en istisna bölgelerinden biri olacak. Yapılacak yeni yatırımlarla bölgenin, AR-GE’si, tecrübeli ve kaliteli iş gücü, limanı ve yatırımcılara sunduğu ek fırsatlarla Avrupa’nın en önemli üretim merkezlerinden biri olacağına tüm kalbimizle inanıyor ve destekliyoruz.” diye konuştu.



PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

Plastik ambalajlar daha güvenli, daha verimli Yusuf Özkan Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği Başkanı

Yeni bir çevre stratejisi oluşturmak için geç değil

Alman teknik danışmanlık firması BKV GmbH, Almanya’nın önde gelen derneklerinden IK Industrievereinigung Kunststoffverpackungen e.V ve PlasticsEurope Deutschland tarafından yapılan araştırmada plastik ambalajların daha verimli yöntemlerle üretildiğini ve bu nedenle toplam ağırlıklarının üretimdeki artışa rağmen düştüğünü belirledi.

Sevgili Dostlar, Kurucuları içinde bulunduğumuz Federasyonumuz PLASFED yeni bir çalışma dönemini başarılı bir genel kurulla başlattı. Yeni dönemde, sektörümüzün şemsiye örgütü olarak etkinliğimizi artırarak faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Ülkemizde de Milletvekili Genel Seçimleri yapıldı. Hayırlı olmasını canı gönülden dilerim. Sürdürülebilir, istikrarlı büyüme-sanayileşme bütün dünyanın sağlamaya çalıştığı bir amaç. Sürdürülebilirlik kavramı içinde ise çevreye duyarlı, hatta çevreyi koruyan, verilen zararı geriye döndüren üretim yöntemleri en önemli arayış alanı. Plastikler, haksız biçimde bu yönde saldırıya uğruyor. Son kullanıcıları tarafından, geri dönüşüm sürecine sokulmuş, yani atılmamış, çöp toplama merkezlerine terkedilmemiş her plastik mamul, muadillerine göre çevre açısından en olumlu üründür. Bugün, çevre politikaları ve programları açısından en önemli unsur enerji üretimi. Sanayileşme için de, hayat standardı için de olmazsa-olmaz şey enerjidir. Ülkemiz açısından ise gelecekte tıpkı gıda, doğal su kaynakları gibi karbon salımı da kritik önem taşıyacaktır. Bu kapsamda AB ve Kyoto süreciyle başlayan yeni bir denge ortamı var. Gelişmiş ülkeler hızla karbon salımını azaltıcı stratejiler geliştiriyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir dizi ülke ise büyüme çabaları olmak üzere başta enerji üretimi olmak üzere neredeyse “karbon ithalatçısı” konumuna geldi. Ülkemiz son dönemde her alanda teknoloji geliştirme çabaları içinde çevreye duyarlı ürünleri ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalara destek programları uyguluyor. Sağlıklı bir tartışma ortamında, polimer teknolojileri ve plastik ürünleri de bu kapsama alma yönünde başlatılacak bir fikir yarışından, plastik sanayiinin kazançlı çıkacağını düşünüyorum. Çünkü plastik ürünler daha az atıkla, daha az su kullanılarak üretiliyor. Üstelik, polimer teknolojileri girdiği her ürünü hafifletiyor, maliyet etkin hale getiriyor. Dolayısıyla çevreye daha az zarar verir hale getiriyor. Bence, plastiklerin de içinde bulunduğu yeni bir çevre stratejisi için geç kalmış sayılmayız. Her ne kadar kamuoyunda plastikler çevre kirliliğinin unsurlarından biri gibi gösterilse de aklı selimin üstün geleceğini, akılcı verilerin ortaya konulmasıyla daha sağlıklı bir sonuca ulaşılacağını düşünüyorum. Sizlere gelecek günlerin başarı ve bol kazanç getirmesini dilerim.

50

2013 yılında üretilen ambalajla, 1991 yılında üretilen ambalajı karşılaştıran GVM’nin (Ambalaj konusunda çalışan bir Alman piyasa araştırma enstitüsü) çalışması, üretimdeki verimlilik artışının yüksek olduğunu belirledi. Bu çalışmayla, Almanya’da ambalaj için 1991 yılında 3.715 milyon ton plastik tüketilirken, 2013 yılında yalnızca 2.76 milyon ton plastik tüketildiği sonucuna ulaşıldı. Bu da, nerdeyse bir milyon tonluk bir tasarrufa denk geliyor ve bu malzeme tasarrufu; yenilikçi ambalaj çözümlerine ilişkin daha sıkı yasal koşullarla, gıda maddelerinin bölünebilirliği ve dayanıklılığı açısından ticaretin ve tüketicilerin artan taleplerine rağmen başarıyla yapılmış oluyor. Verimlilik, ucuzluk, daha iyi koruma nedeniyle, tüm tüketim mallarının yüzde 63’ünün plastik ambalajlarla sunulduğu belirtilen çalışmada, buna karşılık ağırlık açısından tüm ambalaj miktarının yalnızca yüzde 24’ünün plastiklerden oluştuğu kaydedildi. Bu karşılaştırma, plastiğin muadil ambalaj malzemelerine göre çok daha az atık üretiyor olmasının da ispatı olarak yorumlandı. Araştırmayı değerlendiren PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, “Son 20 yılda plastik ambalajın gelişimine kapsamlı bir bakış sağlayan bu araştırma; plastik ambalajın, kaynak verimliliğine ve atıktan kaçınmaya nasıl katkı sağladığını göstermesi açısından büyük değer taşıyor. Çalışma sonucu gösteriyor ki, plastik ambalaj; kaynak verimliliğini doğru kullanma, atıktan kaçınma gibi konularda sektöre giderek artan bir katkı sağlıyor. Ayrı örnek serilerine dayalı plastik ambalaj iyileşmesini gösteren ve ambalaj tüketimi üzerindeki miktar, yapı ve ağırlık etkisini analiz eden bu çalışma; ayrıca ticari ambalaj konusunda ilk kez bu tür bir detay seviyesindeki araştırmada dikkate alınıyor” dedi.



PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

ÇUKUROVAPLASDER, PLASFED Yönetim Kuruluna ev sahipliği yaptı Şekip Avdagiç Kompozit Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Dünya kompozit sektörü paris’te buluştu! Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) çatısı altında plastik sektörü ile sürdürdüğümüz işbirlikleri çerçevesinde derneğimiz, bu dönem PLASFED üyesi GAPLASDER tarafından organize edilen “Plastik Sektörünün Gelecek Tasarımı İçin Stratejik Açılımlar Çalıştayı”’na derneğimizin yanı sıra çok sayıda plastik sektör temsilcisi ile birlikte katılarak sektörün güçlü ve zayıf yönlerinin masaya yatırıldığı bir çalışmaya destek vermiştir.

Plastik sektörü şemsiye örgütü Plastik Sanayicileri Federasyonu PLASFED ÇUKUROVAPLASDER’in ev sahipliğinde yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Plastik sanayicileri Adana OSB’yi de ziyaret etti. PLASFED Mayıs ayı yönetim kurulu toplantısı, Çukurova Plastik Sanayicileri Derneğinin evsahipliğinde gerçekleşti. Üye derneklerin tamamının katılımıyla gerçekleşen toplantıda, gelecek dönem gündemi belirlendi ve yapılacak

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü bünyesinde sektörlerin sorunlarına çözüm üretmek amacıyla kurulan Plastik, Kauçuk ve Kompozit Teknik Alt Komitesi toplantılarının V.’si geçtiğimiz dönemde gerçekleştirilerek sektörün güncel sorunları bakanlık yetkilileri ile birlikte ele alınmıştır. Sektörün güncel sorunlarının tespit edilmesi ve çözüm bulunması amacıyla İstanbul Sanyi Odası (İSO) tarafından düzenlenen bir başka çalışma olan “Plastik Sektöründe Güncel Gelişmeler” konulu seminerde derneğimiz plastik sektörüyle bir araya gelerek karşılıklı görüş alışverişi içerisinde sorunlar ve çözüm önerilerini detaylarıyla paylaşma imkanı bulmuştur. Derneğimiz, kompozit sektörünü geliştirme faaliyetleri çerçevesinde sürdürdüğü çalışmalarına devam ederek kompozit sektörünün en önemli organizasyonu olan JEC Composites Paris Fuarı’na geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile oluşturduğu işbirliği çerçevesinde, Milli İştirak Organizasyonu Şemsiyesi altında 16, bağımsız katılımcı 13 olmak üzere toplam 29 Türk firmasıyla katılarak ile JEC Composites 2015 Paris Fuarı’nı başarı ile gerçekleştirmiştir. Ulusal Katılım Organizasyonu çerçevesinde bu yıl Türk firmaları daha geniş teşhir alanlarında ve birbirine bitişik bir düzende ziyaretçilerini ağırlama ve ürünlerini tanıtma fırsatını bulmuşlardır. Fuarda firmalarımıza gösterilen ilgi Türk kompozitinin ve Türk kompozit firmalarının Dünya pazarındaki yerlerini giderek sağlamlaştırdıklarının önemli bir göstergesi olmuştur. Yine derneğimizin bir başka organizasyonu olan ve ilkini 2013 yılında gerçekleştirdiğimiz TURK KOMPOZİT 2013 Kompozit Zirvesi, bu yıl bir fuara dönüşerek 8 Ekim 2015 tarihlerinde 1. Türk ve Bölgesel Kompozit Sanayi, Teknoloji ve Uygulamaları Fuarı adı altında, İstanbul Gorrion Hotel’de kapılarını açacaktır. 3 gün sürecek etkinlikte sektörün en önemli firmaları ile buluşma imkanı, en yenilikçi ve yaratıcı ürünleri inceleyebilme şansı, birbirinden faydalı teknik ve ticari sunumları izleme ve yine 3 gün sürecek demo uygulamalarına katılma fırsatı bulabilirsiniz. Ücretsiz olarak katılabileceğiniz etkinliğimiz için 8-9-10 Ekim 2015 tarihlerini ajandanıza not düşerek ederek o günleri şimdiden etkinliğimize ayırmanızı tavsiye ederim. Ayrıca derneğimiz sektöre yönelik sürdürdüğü eğitim faaliyetlerine devam ederek bu dönemde üyesi Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (HUKD) ile birlikte İleri Kompozit Malzemeler Çalıştayı’nı Teknopark İstanbul yerleşkesinde gerçekleştirmiştir. Devletimizin yerli üretim uçak, otomobil ve savunma sanayi ürünleri için düğmeye bastığı bu günlerde bu tür seminer ve sempozyumların bu projelerin vazgeçilmez malzemesi olan kompozit malzemenin üreticilerinin farkındalıklarını arttırmak açısından önemli ve tam zamanında gerçekleştirildiğini düşünmekteyim. Plastik ve Kompozit sektörü işbirliği ve çalışmalarının ülkemizi hedefleri ve amaçları doğrultusunda başarıya taşıyacağına olan inancımla tüm Türk Plastik ve Kompozit sektörüne bol kazançlı ve bereketli işler dilerim.

52

çalışmalara yönelik görüş alış verişinde bulunuldu. Sektör mensuplarına Adana ve Çukurova bölgesi plastik sanayiine yönelik bilgi de verildi. Yönetim kurulu toplantısı nedeniyle Adana’da bulunan sektör mensupları Adana Organize Sanayi Bölgesi’ni de gezdiler. AOSB’ye yapılan ziyarete PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, Çukurova PLASDER Başkanı Selahattin Onatça, PLASFED Başkan Yardımcısı Hüseyin Semerci, EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu, BURPAS Başkanı İlker Biliktü, Kayseri KAYPİDER Başkanı Yusuf Özkan ile Kompozit Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri İsmail Hakkı Hacıalioğlu katıldı. Ziyarette, AOSB Bölge Başkanı Bekir Sütcü, ÇUKUROVAPLASDER Yönetim Kurulu Üyesi Vahit Gözek, Ömer Kaya ve aynı zamanda kendisi de Çukurova PLASDER Yönetim Kurulu Üyesi olan Hikmet Aslan ile Denetim Kurulu Üyesi Mustafa Fidan tarafından bölge hakkında bilgi verildi. Plastik sanayicilerinin AOSB yöneticileri ile görüşmesinde ağırlık olarak, plastik sektörünün Çukurova’daki potansiyeli, üretim, satış ve ihracat rakamları, plastik sanayiinin gelişmesi yönünde alınabilecek önlemler konusunda fikir ve bilgi alışverişinde bulundu.



PLASFEDDERGİ

PlaSTK

PANO

Polimerik kompozitler sempozyumu tamamlandı Reha Gür Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı

Türkiye’de kompozitlere yönelik kapsamlı etkinliklerden olan Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyumu, Sergisi ve Çalışta-

Genel Kurulumuzdaki katılım ve coşku, bize ilave sorumluluk ve motivasyon verdi

yının dördüncüsü 7-9 Mayıs 2015 tarihlerinde İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Sempozyumda Kompozit Derneği Yönetım Kurulu Danışmanı Ahmet Ünal “Polimerik Kompozitlerin Gelişimi ve Geri Dönüşümü”, Genel Sekreter İsmail Hakkı Hacıalioğlu ise “Türkiye Kompozit Sek-

Değerli Meslektaşlarım , Sevgili Dostlar,

törü 2014 Yılı Değerlendirmesi” sunumlarını Bilirsiniz, bizim sivil toplum kuruluşlarımız yönetim değiştirirken, birden fazla liste ol-

yaptı. Üç gün süren sempozyum süresince 13

duğunda, çekişme artar genel kurul katılımları da tavan yapar. Tek liste olduğunda, sonucu belli genel kurul anlayışıyla katılım düşer, coşku söner. 11 Haziran’da gerçekleşen Genel Kurulumuza , tek liste ile girilmesine rağmen ulaşılan rekor katılım ve yaşanan coşku, azimle çıktığımız hizmet yolunda, bizlere ilave sorumluluk ve daha çok üretme misyonu yüklerken, azim ve motivasyonumuzu da katlayarak yukarılara taşımış oldu. Ülkemizin en eski sivil toplum kuruluşlarımızdan PAGDER’imizin 36. Genel Kurulu’nda bana ve çalışma arkadaşlarıma göstermiş olduğunuz güven ve teveccühten ötürü birkez daha teşekkürlerimizi sunuyorum. Sektörlerin büyüklüğü ve önemi sadece yarattıkları iş hacimleriyle ölçülmez. İnsanlığa sağladıkları toptan faydadan başlayarak, yaşanabilir çevrenin korunmasına olan katkıları, diğer endüstrilerle olan ilişkileri ve destekleri de bir sektörün önemini ve büyüklüğünü be-

oturum halinde 57 bildiri sunuldu. Sempozyum “Dünyada ve Ülkemizde Polimerik Kompozit Sektörünün Bugünkü Durumu ile Geleceğe

lirleyen faktörlerdendir. Plastik sektörü, insanlığa kattıkları, çevreye olan destekleriyle her

Yönelik Öneriler ve Sürdürebilirlik” konulu bir

zaman öncü bir sektör olmuştur. Endüstri için önemini ise 2014 yılı üretimden satış değer-

panel ile sona erdi. Sempozyumun son günün-

lerine göre hazırlanan ISO 500 listesinde yeralan sektör temsilcileriyle çok net ortaya koy-

de 5 oturum halinde uygulamalı bir Çalıştay

du. Ancak, bunlara ilave olarak , plastik sektöründe değilmiş gibi algılandığı halde, plastik-

çerçevesinde 12 sunum ve 2 Kompozit Üretim

ten mamul ürünlerin ana girdilerini oluşturduğu otomotiv, beyaz eşya, elektrik-elektronik,

Tekniği Uygulaması gerçekleştirildi.

inşaat, tekstil ve gıda sektörü bazlı birçok firma da liste de aldıkları yerler ile sektörümüzün önemini gözler önüne sermiş oldu. Biz de, hem sektör mensuplarımızla, hem de destekle-

Öteyandan, Marmara Üniversitesi “Türki-

rimizle listeye girmiş olan “dolaylı” sektör mensuplarımızla gururlandık. Bizlere yaşattıkları

ye Kompozit Sektörü Semineri” de tamamlan-

gurur için kendilerine sektörümüz adına birkez daha teşekkür ediyorum.

dı. Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü

Bizler, Dünya’nın en çevreci, en verimli ve yenilikçi malzemesinin üretim sektörü

öğrenci temsilciliğinin daveti üzerine 17 Nisan

durumundaki plastik sektörünü temsil edenler olarak, plastiğin izinden giderek, insanı

2015 tarihinde, Kompozit Derneği Genel Sek-

ön planda tutan, çevre ile dost, verimli ve yenilikçi hizmet ve projeler üretmek için yola

reteri Sayın İsmail Hakkı Hacıalioğlu sektör ve

çıktık.Bu yolda, en büyük destekçimiz olarak siz değerli paydaşlarımızı görmekteyiz. Ge-

malzemeye yönelik bilgileri içeren bir seminer

nel Kurul’da yakaladığımız dinamizm ve coşkuyu birlikte devam ettirebilmek, en büyük

verdi. Sektördeki bir diğer etkinlik de Hexcel ve

arzumuzdur. Oluşturmuş olduğumuz Çalışma Komitelerimiz gerek duyuru yoluyla sizlere

TUSAŞ tarafından gerçekleştirildi.

ulaştırıldı, gerek de web sitemizde görüş, öneri ve katılımlarınız için bilgilerinize sunuldu. Hepinizi birlikte çalışmaya ve üretmeye davet ederken, Ramazan Bayramınızı en içten

Havacılık sektörüne yönelik kompozit ürünler alanında faaliyet gösteren Hexcel fir-

duygularımla kutluyorum.

ması Ankara’da, çeşitli havacılık uygulamalarını gerçekleştiren TUSAŞ (TAI) yetkili ve uzman-

Saygı ve Sevgilerimle,

larının katıldığı bir bilgi paylaşımı günü gerçekleştirdi.

54


PANO

PLASFEDDERGİ

Ambalaj atıklarının toplanması ÇEVKO’nun uluslar arası seminerinde ele alındı

Sokak toplayıcıları geri dönüşüm sistemine entegre edilmeli ÇEVKO

Vakfı’nın

düzenlediği,

“Ambalaj Atıklarının Ayrı Toplanması

Çalışmalarına

Sokak

Toplayıcılarının Etkileri” konulu uluslararası seminerde, bu işi yapanların geri dönüşüm sistemine tam entegre edilmesinin yararlı olacağı kaydedildi.

ÇEVKO Vakfı tarafından düzenlenen ve uzmanların katıldığı “Ambalaj Atıklarının Ayrı Toplanması Çalışmalarına Sokak Toplayıcılarının etkisi” başlıklı uluslararası sempozyumda, geri dönüşüm sürecinde etkinliğin artırılması için entegre bir sistem kurulması önerildi. İstanbul’da düzenlenen ve açılış konuşmalarını Çevre Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk ve ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar’ın yaptığı seminere, Türkiye’den kamu ve sivil toplum kuruluşlarından ilgililer yanında, Bulgaristan, Macaristan, Makedonya, Yunanistan, Romanya, Sırbistan, Bosna Hersek, Brezilya ve EXPRA’dan katılım oldu. ÇEVKO Vakfı Kamu ve Dış İlişkiler Müdürü Alphan Eröztürk, sokak toplayıcılarının göz ardı edilemeyeceği ve sisteme entegre edilmesinin yararlı olacağı hakkında görüş bildirdi. Sokak toplayıcılarının sistemde öngörülmemesine rağmen, ambalaj atığı toplamayı sürdürdüğünü belirten Eröztürk, “kaynakta ayrı toplama” denilen ambalaj atıklarının organik atıklara karışmadan toplanması çabalarına zarar vermemesi gerektiğini hatırlatarak, sokak toplayıcıları ile lisanslı işletmeler arasında bir işbirliği modeli gerektiğini vurguladı. Kadıköy Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Bülent Özay toplayıcıların iş güvenliği ve iş sağlığından yoksun bir şekilde toplama yaptığını; son iki yıldır Afgan ve Suriyeli göçmenlerin de katılmasıyla sorunun daha karmaşık

hale geldiğini belirtti. Özay, sokak toplayıcılarının kayıt altına alınması konusunda bir yöntem bulunmadığını hatırlattı. Ataşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Ayten Kartal, Bağcılar Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Hasan Sarı da lisanslı kuruluşların sokak toplayıcılarından atık satın almayı sürdürmesinin sorunun devamına yol açtığını kaydetti.

İGEDDER, “Sokak toplayıcıları ana oyuncular ve yasal sistemle entegre olmalılar” dedi! İGEDDER (İstanbul Geri Dönüşümcüler Derneği) Başkanı Yüksel Yılmaz, üye hurdacılıktan gelme firmaların çoğunun lisans aldığını ve İGEDKOOP adında İstanbul Anadolu yakasında kooperatif kurduklarını belirterek organize olarak daha iyi tesisleşmeye hazırlandıklarını vurguladı. Yılmaz, sokak toplayıcılarının ana oyuncular olarak faaliyette bulunduklarını belirtilerek yasal sistemle entegre edilmeleri gerektiğini, Sultangazi Belediyesi’nde başlatılan projenin örnek alınabileceğini vurguladı. Seminere katılan CEMPRE yöneticisi Andre Vilhena Brezilya’da kooperatifleşme modeli uygulandığını belirterek, 800 bin sokak toplayıcısının yüzde 10’unun 1.000 adet kooperatif kurarak kaynakta ayrı toplamada etkin hale geldiğine dikkat çekti. Vilhena; belediyelerin bu kooperatiflere iş verme yoluna da gidebildiğini kaydetti. Vilhena, Brezilya

55

modelinin Rio+20’de Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nca, gelişmekte olan ülkeler için referans olarak kabul edildiğini vurguladı. Romanya’dan katılan Ecorom yöneticisi Lorita Constantinescu ise, sokak toplayıcılarının “genişletilmiş üretici sorumluluğu” çerçevesinde gerçekleştirilen yatırımları ve kaynakta ayrı toplama ile ilgili devlet politikasını olumsuz etkilediğini vurguladı. Seminer programı içinde “Sokak Toplayıcılarının Yönetimi Üzerine Çözüm Önerileri” başlığı altında bir de panel düzenlendi. Seminerin kapanış konuşmasını yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Çözüm önerileri içinde, bir yandan kaynakta ayrı toplamanın, denetim, yaptırım ve farkındalık yaratarak etkinleştirilmesi, diğer yandan ise, işin toplumsal boyutunu ve sürdürülebilirlik açısından önemini dikkate alarak, sokak toplayıcılarının sisteme entegre edilmesi konusunda pilot projelere başlanmasını konuştuk. Entegrasyonla ilgili Brezilya modeli hakkında bilgi edindik. Bundan sonra, bizlere düşen, bu konuda, kendi ülke gerçeklerimize uygun çözümleri yaşama geçirmek ve uluslararası düzeyde bilgi paylaşımı ve işbirliğimizi sürdürmektir. ÇEVKO Vakfı olarak, ambalaj atıklarının insan sağlığını ön planda tutmak suretiyle, kayıt altında ve yasal düzenlemelere uygun bir biçimde toplanması gerektiğini her zaman savunuyoruz” dedi.


PLASFEDDERGİ

PANO

Ambalaj Ay-Yıldızları 2015: ödüle layık bulunan ambalajlar belli oldu (APF) tarafından akredite edilen yarışmalar arasında bulunuyor.

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Ambalaj AyYıldızları yarışmasında kategorilerinde ödüle layık ambalajlar belirlendi. Bu ambalajlar arasında daha sonra sıralama yapılacak ve uluslararası yarışmalara gönderilecek ambalajlar belirlenecek. Altın, Gümüş ve Bronz ambalaj sıralaması ile 2015 yılının büyük ödülü, Eylül ayında İstanbul’da yapılacak ödül töreninde açıklanacak. Yarışmaya başvuru yapan 169 ambalaj, 9 farklı kategoride değerlendirildi ve 88 ambalaj ödüle layık görüldü. Bu yıl ilk kez yurt dışı

başvuruların kabul edildiği yarışmada bir ödül de İsviçre’ye gitti. Ambalaj Ay Yıldızları 2015 Yarışması’nda tüm kazananların sıralama sonuçları ve tüm kazananların ödülleri 11 Eylül 2015’te Shangri-La Bosphorus İstanbul’da düzenlenecek törenle verilecek. Şampiyon finalistler WorldStar’ın yanı sıra Asya Ambalaj Federasyonu (APF) yarışması AsiaStar’a da katılabilecek. AsiaStar 2015 organizasyonu Kasım ayında ASD tarafından İstanbul’da düzenlenecek. Ambalaj Ay Yıldızları yarışması WPOWorld Packaging Organization (Dünya Ambalaj Örgütü) ve Asya Ambalaj Federasyonu

2015 Ambalaj Ay Yıldızları yarışmasının sonuçlanmasının ardından yazılı bir açıklama yapan ASD Başkanı Sadettin Korkut, “Ambalaj üreticileri, marka sahipleri ve ambalaj tasarımcılarının piyasaya sürdükleri birbirinden farklı ve yenilikçi ambalajlarıyla katılabildiği yarışmamızın bu yıl altıncısını düzenledik. Ulusal bir marka haline gelen Ambalaj Ay Yıldızları Yarışmamızı bu yıl yurt dışından ürünlerin katılımına da açtık. Uluslararası bir yapıya kavuşan Ambalaj Ay Yıldızları Yarışmamız ile Türkiye, artık Dünya Ambalaj Ay Yıldızlarını seçecek. Önümüzdeki yıllarda Yarışmamıza yurt dışından katılımların artmasıyla Türkiye’yi ambalajda sadece bölgesel değil küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi hedefleniyoruz.” dedi. Ambalajda dış ticaret fazlası verildiğini hatırlatan Korkut, iç pazar büyüklüğünün de 20 milyar dolar sınırına dayandığını hatırlattı. Korkut, “Sektörümüz bugün AB ülkeleri başta olmak üzere dünyada 183 ülkeye ambalaj ihraç ediyor. 2014’te yaklaşık 1,5 milyon ton ambalaj ihracatı gerçekleştiren ve 4 milyar dolar ihracat geliri elde eden sektör, bir önceki yıla göre yüzde 9 oranında artış kaydetti. Türk şirketlerinin ambalaj alanındaki başarılı çalışmalarını ödüllendirmekten ve dünya çapında tanınır kılmaktan ötürü çok mutluyuz.” dedi.

Orlando ve Milano fuarları tamamlandı Plastik ve plastik makineleri sektörünün en önemli fuarlarından biri olan Orlando NPE 2015 Fuarı ve Milano Plast 2015 fuarı tamamlandı. Her iki fuara da PAGDER olarak İKMİB işbirliği ile milli katılım gerçekleştirildi. Orlando NPE 2015’te 12 Türk firması milli katılım kapsamında, bireysel katılım ve ziyaretçi firmalarla birlikte 60’a yakın Türk şirketi boy gösterdi. PAGDER’den yapılan açıklamada, Makine Tanıtım Grubu ile işbirliği içinde Türk plastik sanayisinin tanıtımına yönelik faaliyetler gerçekleştirildiği kaydedildi. Sektörel dergilerde ve fuar gazetelerine reklamlar verildi. Öteyandan, PAGDER Genel Sekreteri Selçuk Mutlu, Amerikan Plastik Endüstrisi Derneği (SPI) Uluslarası İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Michael Taylor ile biraraya geldi. Mutlu, Taylor’u Plast Eurasia Fuarı’na davet etti.

NPE 2015 Uluslarası Plastik Fuarına, milli katılım kapsamında Hürmak Plastik, Gema Elektro Plastik, Poboplas Plastik, Epsan Plastik, Başar Ağır Makina, Kuatro Plastik, Termopol Polimer, Maskom Plastik, Marmara Pet Levha, Çakırlar Matbaacılık ve Tisan Mühendislik Plastikleri katıldı. Türk katılımcılar fuar kapsamında, MTG

standında 100’den fazla kişinin katıldığı bir kokteyl de verdi. Kokteyle PAGDER Başkanı Reha Gür, Micheal Taylor, MTG Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Güven de katıldı.

Milano fuarı başarıyla gerçekleşti Öteyandan, milli katılım organize edilen Avrupa’nın prestijli fuarları arasında bulunan Milano Plast 2015 Fuarı organizasyonu da başarıyla gerçekleştirildi. Fuara toplam 1600 firmanın katılımı ve 50 binden fazla ziyaretçi olduğu kaydedildi. Fuarda, Türkiye plastik sektörü Avrupa’dan gelen katılımcılara ve ziyaretçilere tanıtıldı; yapılan görüşmeler ve tanıtımlarla yeni iş bağlantıları kuruldu. Fuarda, Türkiye’den 14’ü milli katılım organizasyonu dahilinde, 13’ü bireysel katılımcı firmadan oluşan toplam 28 Türk firması yerini aldı.

56


200 ülkenin fabrikalarında “Türk Makinesi” çalısıyor. Ya sizin fabrikanızda? Bugün tüm dünyada 200 ülkenin sanayicilerinin makine tercihi Türkiye iken, ülkemiz sanayicilerinin tercihi ithal makine. Kusursuz işçilik ve ileri teknolojiyle üretilen yüksek kaliteli Türk Makineleri ile siz de tanışın.

Hem siz kazanın, hem Türkiye kazansın!

makinebirlik.com

makinetanitimgrubu.com.tr


PANO

PLASFEDDERGİ

OSBÜK Genel Kurulu’nda, birlik çağrısı yapıldı OSB’lerin gelişmesi için taleplerine de yer veren Nakıboğlu, bu kapsamda, yapı denetim ücretlerinin indirimli uygulanması, finansal kiralamada kolaylık, kamulaştırma yetkisi sorununun çözümü, kapatılan 30 il özel idaresi hisselerinin Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlıklarına devredilmesini talep etti. OSB’lerin gelişmesinde ana unsur olarak dile getirilen öneriyi de tekrarlayan Nakıboğlu, 2 bin metrekareden büyük kapalı alan yatırımlarının OSB’lere yapılmasının zorunlu hale getirilmesini istedi. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kütükçü de konuşmasında, “Üretimin, istihdamın ve ihracatın önündeki engellerin kaldırılması gerekir. Önümüzdeki dönemde ekonomi politikasının dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Dönüşüm programları yeni hükümet döneminde de mutlaka devam ettirilmelidir”

Organize

Sanayi

Bölgeleri

Fikri Işık, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin

Üst Kuruluşu (OSBÜK) 13. Genel

teknoloji düzeyini artırması gerektiğini be-

dedi.

lirterek, bu alana yoğunlaştıklarını vurgula-

Genel Kurul’da bir konuşma yapan PAOSB

dı. OSB’lerin sorunlarına yönelik olarak, boş

kanı Cahit Nakıboğlu, “Biz tüm

Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yalçındere de,

parsel olmaması, doğal gaz getirilmesi, emlak

iş sağlığı ve güvenliği yasasına uygun örnek

OSB’lerin OSBÜK çatısı altında

vergisi indirimleri gibi alanlarda çalışmaların

tesis mimarisi oluşturulmasını, taşınmaların

sürdüğünü kaydeden Işık, OSB bünyesinde

desteklenmesini, altyapı, yatırım ve işletme

teknopark kurulmasıyla ilgili de çalıştıklarını,

çıkmasın istiyoruz ve bunun için

teşviki ve daha fazla bilgi paylaşımı yapılması-

bu yönde bütün prosedürü sadeleştiren bir

nı talep etti.

de elimizden gelen her türlü fe-

düzenlemenin TBMM gündeminde olduğunu

Kurulunda konuşan OSBÜK Baş-

toplanmasını istiyoruz. Çatlak ses

dakarlığı yapmaya hazırız” dedi.

kaydetti.

OSBÜK Genel Kurulunda yeni yönetim ise şöyle oluştu:

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı

OSBÜK Başkanı Cahit Nakıboğlu ise ko-

Cahit Nakıboğlu (Başkan), Nurettin Özde-

Fikri Işık da OSB’ler içinde tekno-

nuşmasında, birlik mesajı verdi ve “Biz tüm

bir (Başkan Yardımcısı), Bekir Sütçü (Başkan

OSB’lerin OSBÜK çatısı altında toplanmasını

Yardımcısı), Memiş Kütükçü, Hakkı Attaroğlu,

istiyoruz. Çatlak ses çıkmasın istiyoruz ve bu-

Ömer Ünsal, Zeki Şahin, Ali Bahar, Tahir Nur-

nun için de elimizden gelen her türlü feda-

saçan, Adem Ceylan, Sinan Çakır.

park kurmak ve diğer işlemlerde kolaylaştırmayı

planladıklarını

açıkladı

karlığı yapmaya hazırız” dedi. Konuşmasında

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Cahit Nakıboğlu, OSB’lerin OSBÜK çatısı altında toplanmasını istediklerini belirterek, fedekarlığa hazır olduklarını söyledi. OSBÜK 13. Genel Kurulu Ankara’da yapıldı. Genel Kurulun onur konuğu ise Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık oldu.

58



PLASFEDDERGİ

PANO

Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi açıldı

Plastik sektörünün öncelikleri arasında bulunan mesleki eğitim konusunda önemli bir girişim daha tamamlandı. PAGEV tarafından yaptırılan Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin resmi açılışı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu’nun da katıldığı bir törenle yapıldı. PAGEV tarafından Türk plastik sektörü temsilcilerinin katkıları ve destekleriyle yapılan ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 2013-2014 öğretim yılında ilk öğrencilerini kabul ederek eğitime başlamıştı. Lise, 1.200 öğrenci kapasiteli olarak planlandı ve yıllık ortalama 300 mezun vermesi bekleniyor. PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu törende yaptığı konuşmada “Vakıf olarak eğitime verdiğimiz önem doğrultusunda ilk olarak 2003 yılında Gebze’de bir okulu eğitim hayatına kazındırmıştık. Geçtiğimiz yıl da İstanbul Küçükçekmece’deki okulumuzda öğrencilerimizi kabul etmeye başladık. Öncelikle okulumuzu tamamlamamız için kat-

kılarını esirgemeyen sektör temsilcilerimize teşekkür etmek istiyorum. Bu okul projesini hayata geçirirken amacımız bir bina inşaa etmek değil, uzun yıllardır süren ara eleman sorununa çözüm üreterek sanayiye nitelikli ara eleman yetiştirmekti. Sektörümüze her anlamda destek veren ve bu desteğini bugün törenimizi onurlandırarak gösteren Sayın Bakan Yardımcımıza da ayrıca şükranlarımı sunuyorum” dedi. Türkiye’nin mesleki eğitim liseleri ile ilgili komplekslerinden kurtulması gerektiğini vurgulayan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, eğitimin sanayiciler sayesinde gelişeceğini belirtti. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu ise açılış konuşmasında “Dünyada söz sahibi bir ülke konumuna yükselebilmemiz, eğitime nasıl baktığımız ve nasıl yatırım yaptığımız ile doğrudan ilgili. Türkiye olarak son 12 yılda çok büyük kalkınma hamlesi içindeyiz. Gelecek hedeflerimize asker sayımız ya da duble yollarla değil ancak eğitimle ulaşabiliriz. Kendimizi aralarında görmek istediğimiz gelişmiş ülkelere baktığımızda ortak noktalarının doğru eğitim politikalarına borçlu olduklarını görüyoruz. Eğitim meselesi bugün Türkiye’nin en çok canını ya-

60

kan meselelerden biridir. Yanlış eğitim politikaları ile gençlerimiz üniversite okumazsa bir hiç olacaklarına inandırıldı. Oysa bugün Türkiye sanayisinin en önemli eksiği teknik ve ara eleman açığıdır. Bu doğrultuda Milli Eğitim anlayışımızı yeniden revize etmeli ve yeni sistemi meslek ve teknik eğitim üzerine kurmalıyız. PAGEV’in eğitim sistemimize kazandırdığı bu okul da eğitimdeki bir eksiği gidermede atılmış önemli anlamlı bir adım” dedi.


Türkiye’nin ¬lk

Özel Plastik ¬htisas Organize Sanayi Bölgesi Vize - K­rklareli

0212

438 26 19 www.pagder.org pagder@pagder.org

0212

438 58 41 www.paosb.org paosb@paosb.org


PLASFEDDERGİ

GÜNDEM

Araştırma Geliştirme (AR-GE) ya da gelecekten kopuş

Türkiye “tamam mı devam mı” aşamasında Türkiye, “orta gelir tuzağı” olarak tanımlanan, orta ve düşük katma değerli sanayi ürünlerinin üreticisi olarak kalma sorununu aşmaya çalışıyor. Uzunca bir süredir, daha verimli üretim süreçleri ve yüksek katma değerli ürünleri üretmek, bunları geliştirmek ve nihayet kendi markalarıyla değer zincirinin en çok gelir getiren unsurlarına sahip olmak için girişimler yapılıyor. Başlatılan teşvik proje ve programlarının etki analizine yeni başlandı. Olumlu katkısının düzeyi bilinmiyor. Şimdiye kadar yapılan girişimlerin en önemli çıktısı ise özellikle sanayicilerin, AR-GE ve inovasyon olmadan daha fazla zenginleşmenin mümkün olmadığı bilincine erişmesi. AR-GE ve inovasyona yönelik bu aşamada tespit edilen en önemli sorun ise sanayicilerin önemini anladıkları AR-GE ve inovasyon yatırımını “nasıl yapacaklarını” bilmiyor oluşu.

AR-GE ve inovasyon, sadece mevcut endüstriyel yapı içinde varolmak için gerekli değil. Esas unsur, şekillenmeye başlayan geleceğin dünyasında var olabilmek. Türkiye’de pek tartışılmasa da bütün dünya “Sanayi 4.0” ya da “İkinci Makine Çağı”na hazırlanıyor. Yakın zamana kadar, Haberleşen Makineler (Machine to Machine - M2M) ya da “Şeylerin (Nesnelerin) İnterneti” (Internet of Things –IoT) ile ilgili bir haber ya da makale okunmuştur. Oysa uzunca bir süredir bu olguları doğuran “nedenler” üzerinde kafa yoruluyor. Yeni dönemi adlandırmakta “Bilişim Çağı” kavramı neredeyse terkedildi. Yeni “çağ” adlandırılması AB dahil Avrupalı’lar tarafından “Sanayi 4.0” MIT merkezli çalışmalarda ABD’liler ise “İkinci Makine Çağı- 2’th Machine Age” ismini kullanıyor. Bu yeni “çağın” kritik tartışma konusu ise çerçevesi kadar “hangi ülkelerin” bu çağın sürükleyicisi olacağı yönünde. Sanayi Çağı, Avrupa’da İngiltere, Fransa ve Almanya’nın etrafında birkaç ülke ve daha sonra da ABD tarafından şekillendirildi. Buna Japonya ve soğuk savaş döneminde Rusya merkezli SSCB eklendi. Bu ülkelere son dönemde katılan Çin ve Güney Kore ile hala hemen hemen aynı ülkeler “sanayileşmiş” durumda. Sanayinin ötesine geçilen bir dönemin ise başladığı herkesçe kabul edilmiş durumda. Bunu başlatan da mevcut “sanayileşmiş” ülkeler. Kritik unsur ise şu: Sanayi çağının başlangıcını kaçıran bir ülkenin daha sonra “çalışarak” sanayileşmesi mümkün. Ancak Sanayi 4.0’ın başlangıcını kaçıran bir ülkenin, ortaya çıkan verimlilik farkı nedeniyle, Sanayi 4.0 ülkesini “çalışarak” yakalaması, sanayileşmeyi yakalaması gibi kolay değil.

62


GÜNDEM

Türkiye’nin son 10 yılına damgasını vuran “Araştırma-Geliştirme (AR-GE) ve Yenilik-İnovasyon” kavramları yeni bir çerçeveye oturuyor. Öğrencilerden sanayi kuruluşlarına kadar herkesin “farkındalığının” sağlandığı AR-GE ve inovasyonun, rekabet gücünün, sürdürülebilir büyümenin, daha yüksek katmadeğer sağlamanın ve sonuçta da zenginleşmenin-refahın anahtarı olduğu konusunda herkes hemfikir. Buna karşılık, AR-GE ve inovasyonun, yeni bir “çağın” anahtarı konumuna geldiği ve bu çağa ayak uydurulamaması halinde, bırakın “orta gelir seviyesinde kalmak” sorunu, bu gelirüretim düzeyinin dahi korunamayarak tekrar

“fakir ülkeler seviyesine” gerileme tehlikesi bulunuyor. Sanayi 4.0 ya da 2. Makine Çağı olarak adlandırılan bu yeni tartışmaya göre, ürün ve hizmetlerin kendisinden, üretim ve satış-tüketim-geri kazanımı içeren tüm zincirin yeniden şekillenmesi sözkonusu. Bu yeni çağı “üretecek” ülkeler arasında şimdilik Türkiye’ye yer yok olarak hesaplanıyor. -Sürdürülebilir kalkınma için AR-GE şart Dünyanın hemen her bölgesinde ekono-

63

PLASFEDDERGİ

miye yönelik arayışların başında verimlilik ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş için yollar aranıyor. Ürünlerin tasarımdan başlayarak her türlü aşamasındaki bilginin, dolayısıyla en yüksek katma değere sahip olmak hedefleniyor. Küreselleşme sonrası, ürünler başka coğrafyalarda ürettirilebilir olsa da marka olgusu içinde katma değer yine de hak sahibinin bulunduğu ülkeye akıyor. Sanayide, sadece alt üretici olmanın riski ortadan kaldırmadığı, bu imkanın her an başka üretim alanlarına kaydırılabileceği artık biliniyor. Türkiye, mevcut haliyle sınırlı ölçek kapa-


PLASFEDDERGİ

GÜNDEM

sitesi ve ağırlıklı olarak başka markaların üreticisi konumuyla tam da bu riskle karşı karşıya. Yüksek teknolojili ürünler, Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturuyor. Üstelik, bu ürünler de standartlaşmış ürünlerin üretilmesinden geliyor. Yani Türkiye’de üretilmiş teknolojilere dayalı olmayan, yine başka ülkelerdeki AR-GE ve inovasyona dayalı olarak üretilebilir hale getirilmiş ürünlerin Türkiye’deki imalatçılara ürettirilmesi şeklinde gerçekleşiyor. OECD sınıflamasına göre, ileri teknolojili ürünler, eczacılık ve tıp kimyasalları-bitkisel ürünleri, bilgi işlem makineleri, iletişim-haberleşme cihazları, tıbbi cihazlardan oluşuyor. Dünya Bankası ise ilaç, elektrikli cihaz ve makineler, bilimsel cihazlar, havacılık ve bilgisayarı ileri teknoloji ürünleri kabul ediyor. Dünya Bankası sınıflaması dikka-

-Türkiye’de AR-GE yatırımlarında mevcut durum AR-GE yatırımlarını artırmak için kamu destekli olarak başlayan girişimler sonucu, özellikle kamunun bu alandaki yatırımları hızlandı. TÜİK, kapsamlı AR-GE yatırımlarına yönelik araştırmasını 2013 verileriyle 2014 Kasım ayında açıkladı. Buna göre, 2013 yılında AR-GE yatırım tutarı 14 milyar 807 milyon TL olarak gerçekleşti. Bunun 7 milyar 31 milyon TL’si, kamudan alınan hibe ve destekler dahil özel sektör kuruluşları gerçekleştirdi. Kamunun doğrudan AR-GE yatırımı ise 1 milyar 543 milyon TL olarak belirlendi. Yine hemen hemen tamamı bütçeden finanse edilen 6 milyar 232 milyon TL’lik yatırım ise yükseköğretim kurumlarında yapıldı.

Bölgeleri (Teknokentler) biçiminde verilen ve mekan sağlamakla sınırlı olan teşvikler, mali teşviklerle birlikte genişletildi. Temelde, 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki Kanun, teşviklerin etkinliğini artırmak üzere personel çalıştırma avantajı ve AR-GE süreçlerini disiplin altına almayı amaçlayan “AR-GE Merkezi” kurulmasını düzenledi. Süreç içinde, AR-GE merkezi kurmak için gerekli personel sayısı 30’a kadar düşürüldü. Yerli ve yabancı birçok şirket ya da AR-GE faaliyeti yürütmek amacıyla münhasıran bu alana yönelmek isteyen 162 AR-GE merkezi kuruldu. İlk faaliyetlerin başladığı 2008 yılından 2014 sonuna kadar bu merkezlerde 10,2 milyon TL harcama yapıldı ve yine 2014 sonu itibariyle bu merkezlerin bildirdiği personel sayısı 20 bin 725 kişi oldu.

-Analiz çalışması yeni başladı Çeşitli programlar altında verilen desteklerin sonuçlarına yönelik analiz çalışması ise 2015 yılı itibariyle başladı. 62. Hükümet tarafından ilan edilen programa göre, AR-GE teşvik faaliyetlerinin tamamının ne sonuca ulaştığı, başarılı olup olmadığına ve çıktılarına yönelik olarak bir analiz çalışması yapılacak. Bu analize dayalı olarak teşvikler yeniden gözden geçirilecek.

te alındığında ise Türkiye’nin ihracatında ileri teknolojili ürünlerin oranı yüzde 2’ye kadar geriliyor. Her iki durumda da Türkiye, orta düzey teknolojili ürünlerin üretildiği bir ülke olarak dikkat çekiyor. Akla her ne kadar otomotiv ve beyaz-kahverengi eşya gelse de, bunlar da orta-üst ürünler olarak sınıflanıyor. Türkiye, orta-üst teknolojili ürünlerde de çok iyi üretici olarak dikkat çekiyor. Bu alanda bazıları dünya ölçeğinde olmak üzere büyük miktarda ürün yapılsa da küresel etkinliğe ulaşmış herhangi bir Türk markası bulunmuyor. Bölgesel etkinliğe ulaşabilmiş Beko ve Vestel markaları faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin mevcut durumu, sürdürülebilir kalkınma veya sanayi ülkesi olmaya yetmiyor. Türkiye’nin bu süreci kırabilmesi için ise AR-GE ve inovasyon ile sanayi ürünlerinde bağımsızlaşması, ithal etmek zorunda kaldığı temel teknolojilere de sahip olması gerekliliği vurgulanıyor. Orta gelir tuzağından kurtulmaya yönelik yön çizen, Onuncu Kalkınma Planı ve Sanayi Strateji ve Eylem Planında temel hedef olarak bu unsur belirlenmiş durumda.

Sadece bütçeden AR-GE yatırımları için ayrılan ödeneği baz alan TÜİK verisi ise 2014 yılını kapsayacak şekilde Nisan 2015’te açıklandı. Buna göre, 2014 yılı sonu itibariyle bütçeden finanse edilen AR-GE yatırımı miktarı (hibe ve diğer programlar dahil) 5 milyar 611 milyon TL oldu. Ancak bu seviye, 2013 yılındaki harcamanın altında gerçekleşti. 2013’te bütçeden AR-GE yatırım ve destekleri için ayrılan tutar 5 milyar 828 milyon TL seviyesindeydi. TÜİK, bütçe kaynaklı AR-GE yatırımlarının sınıflamasına yönelik veri de üretti. Buna göre endüstriyel ürünlerin geliştirilmesi için ayrılan AR-GE kaynağı 949 milyon TL, ulaşım-telekomünikasyon ve diğer altyapı için 31.1 milyon TL, hastalık, ilaç vb. dahil sağlık için 26.7 milyon TL, savunma sanayisi için ise 1 milyar 228 milyon TL oldu.

-AR-GE yatırımlarında temel sorunlar AR-GE yatırımlarının özellikle özel sektör tarafında sınırlı olmasına yönelik çeşitli nedenler ileri sürülse de, akademik çalışmalarda genel kabul gören unsurlar, kaynak yetersizliği, personel yetersizliği ve farkındalık oluşmasına rağmen yeterince bu tür yatırımların faydasının kavranmadığı, yapılmaması halinde de ortaya çıkan riskin büyüklüğünün algılanmaması olarak sıralanıyor. Türkiye’de imalat sanayiindeki şirketlerin küçük olması, bu tür yatırımlara kaynak ayırmalarını engellediği gibi, görünmeyen nedenlerden birinin de, özel sektör firmalarının şu veya bu şekilde kayıt dışı ekonomiyle ilişkili olduğu, teşvik programlarına katılmaktan imtina ettiği ve bu yapılarının finansmana erişimde olduğu gibi, teşviklere de erişmekte firmaları zorladığı kaydediliyor.

-AR-GE için hükümet yaklaşımı AR-GE ve inovasyon yatırımlarına yönelik olarak daha önce sadece Teknoloji Geliştirme

64

KOBİ’lerin yararlanabileceği AR-GE teşviklerinin, karmaşık bir uygulamaya sahip olması ve bu teşvikleri yürüten bakanlık ve ku-


GÜNDEM

rumların rehberlik hizmetlerinin zayıf olması, rehberli hizmeti vermekle görevli kurumların da kurumsal kapasite eksikliği de sıralanan nedenler arasında. Kaynak ayırabilen ve istekli olan imalat sanayii firmalarının en önemli sorunu ise; bu tür yatırımları “nasıl yapacağı” konusunda yeterli bilgi alamaması olarak tanımlandı.

-En önemli sorun: Nasıl yapacağız? TÜBİTAK’ın yaptığı AR-GE anketlerinde en fazla vurgulanan unsurlardan birisi “AR-GE yatırım teşviklerinin karmaşık” yapısı ve yeterli rehberlik hizmetinin olmaması olarak çıktı. Firmalar, her ne kadar AR-GE’nin önemini kavra-

nasyon tam kurulabilmiş değil.

yacakları konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Üstelik, KOBİ’ler ile birlikte çalışması beklenen ve ana rehberlik rolünü oynayacak üniversite (akademisyenler) ile şirketler arasında koordi-

sağlanması ve araştırmaya başlanması aşaması gerçekleşiyor. Sürecin her aşamasında, ölçme,

Akademik çalışmalara göre AR-GE, yeni bilgi üretmek ve bunu uygulamak olarak tanım-

takip-yeniden değerlendirme ve sonuç değerlendirmesi yapılması gerekiyor.

lanıyor. OECD ise AR-GE’yi üç temel türde, belirli bir amaca yönelik olarak yürütülen, bilimsel sis-

Uzun vadeli AR-GE yatırımları ise şirket-

tematiğinin uygulandığı yaratıcı faaliyet olarak

ler için çok daha karmaşık bir yapı arzediyor.

görüyor. OECD tanımına göre AR-GE üç türde

Hangi alanda faaliyet gösteriliyorsa, o alana

yürütülüyor: 1) Herhangi bir konuda, özel bir

yönelik olarak ekonomik ya da sosyal “trend-

uygulama hedeflenmeksizin, bilgi elde etmeyi

lerin” tahmin edilip, hatta bunlara yön vermesi

amaçlayan araştırma. 2) Sonuçlarında bir uygu-

muhtemel ürün ve teknolojilere yönelik AR-GE

lamada kullanılmak üzere bir amaca yönelmiş

yatırımı yapılması gerekiyor. AR-GE yatırımları

deneysel veya teorik çalışma, 3) Yeni bir ürün

içinde en riskli, pahalı, en uzun vadeli ama en

ya da malzeme, araç veya sistem ortaya çıkar-

karlı AR-GE yatırımı türü olarak bu gösteriliyor.

mak üzere veya var olanları geliştirmek için yapılan bilimsel disipline uygun yaratıcı faaliyet.

KOBİ’ler için “AR-GE ve inovasyon” rehberlerinde, en basit organizasyonel yapı, AR-

dıklarını ve bu alanda bilgiye sahip olduklarını varsaysalar da, AR-GE yatırımına nasıl başla-

PLASFEDDERGİ

Endüstriyel alanda, inovasyona dönük AR-

GE’nin amacının belirlendiği varsayımı altında,

GE yatırımının başlangıç aşamasında, öncelikle

araştırma-tasarım birimi, üretim birimi ve de-

ihtiyacı-sorunu belirlemeyle başlaması, bunun

ğerlendirme birimi olmak üzere üç temel yapı

analiz edilerek personel kapasitesi, altyapı du-

oluşturulması öneriliyor. Bu birimlerde aynı kişilerin çalışmaması tavsiye ediliyor.

rumu vb. teknik yapılabilirlik riskinin belirlenmesi, finansmanının araştırılması, finansmanın

Araştırma Geliştirme Faaliyetleri İstatistikleri –Araştırması TÜİK 2001 Gayri Safi Yurt İçi Ar-Ge Harcaması / GSYH TOPLAM AR-GE HARCAMASI

2007

2012

2013

0,54

0,72

0,92

0,95

1 291 891 387

6 091 178 492

13 062 263 394

14 807 321 926

Toplam Ar-Ge Personel Harcaması

455 623 258

2 931 836 842

6 892 626 906

7 996 726 569

Diğer Cari Ar-Ge Harcaması

488 345 311

2 126 656 932

4 412 684 722

4 874 299 413

Ar-Ge Makine Teçhizat

258 316 508

776 858 175

1 349 081 512

1 433 010 170

Ar-Ge Sabit Tesis

89 606 310

255 826 544

407 870 255

503 285 775

TİCARİ

435 856 643

2 513 487 115

5 891 214 749

7 031 518 974

Ar-Ge Personel Harcaması

85 211 484

967 007 380

2 937 207 043

3 640 398 444

Diğer cari Ar-Ge Harcamaları

150 532 532

986 662 517

2 234 116 947

2 547 075 798

Ar-Ge Makine Teçhizat

168 660 333

400 854 365

620 179 426

656 631 581

Ar-Ge Sabit Tesis

31 452 294

158 962 853

99 711 333

187 413 151

KAMU

95 100 575

642 841 769

1 436 923 417

1 543 493 558

Ar-Ge Personel Harcaması

51 441 924

313 601 161

701 021 702

764 525 623

Diğer cari Ar-Ge Harcamaları

15 499 829

187 700 804

511 058 254

490 458 908

Ar-Ge Makine Teçhizat

17 741 792

113 342 319

158 361 666

194 003 231

Ar-Ge Sabit Tesis

10 417 030

28 197 485

66 481 795

94 505 796

760 934 169

2 934 849 608

5 734 125 228

6 232 309 394

Ar-Ge Personel Harcaması

318 969 850

1 651 228 301

3 254 398 160

3 591 802 502

Diğer cari Ar-Ge Harcamaları

322 312 950

952 293 611

1 667 509 521

1 836 764 707

Ar-Ge Makine Teçhizat -

71 914 383

262 661 490

570 540 420

582 375 358

Ar-Ge Sabit Tesis

47 736 986

68 666 206

241 677 127

221 366 828

75 960

119 738

184 301

196 321

28 820

61 378

69 018

YÜKSEKÖĞRETİM

Ar-Ge İNSANGÜCÜ (SAYI) Ticari

8753

Kamu

8544

11 798

14 445

13 894

Yükseköğretim

58663

79 120

108 478

113 409

Ar-Ge İNSANGÜCÜ TZE (Tam Zamanlı Eşdeğer)

27 698

63 377

105 122

112 969

Ticari

5 607

24 261

52 233

58 391

Kamu

5 293

9 572

12 088

12 004

65


PLASFEDDERGİ

GÜNDEM

Türkiye’de AR-GE ve yenilik (inovasyon) teşvikleri Türkiye’de AR-GE ve inovasyona yönelik olarak, bakanlıklar bazında, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı’nda bazıları hibe de içeren teşvik uygulamaları bulunuyor. Bu bakanlıklara ait kurumlar bazında teşvik uygulayanlar ise, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda KOSGEB, TÜBİTAK ve Sanayi Tezleri (SAN-TEZ) programı ile Bakanlık Merkezi teşkilatı, 5746 sayılı kanun ile Kurumlar ve Gelir Vergisi kanunları uygulamasından kaynaklı Maliye Bakanlığı, hibe teşvik programı ile Tarım Bakanlığı, yerli üretimi teşvik amacıyla kamu alımları garantili programı nedeniyle Sağlık Bakanlığı, kalkınma ajansları ile bölgesel kalkınma idareleri kanalıyla uygulanan programlar eliyle Kalkınma Bakanlığı’nın AR-GE ve inavasyon teşvikleri bulunuyor. Bu teşvik programlarının önde gelenleri ve özellikleri şöyle:

-5746 Sayılı AR-GE Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Bu kanunla, 1) KOSGEB Kanunu çerçevesinde kurulan Teknoloji Merkezleri (TEKMER), 2) AR-GE yapmak isteyen firmaların kurduğu 30 tam zaman eşdeğeri AR-GE personeli çalıştıran AR-GE merkezleri, 3) birden fazla kuruluşun ortak parça veya sistem geliştirmek için oluşturdukları Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri ile 4) lisans, yüksek lisans, doktora öğrenci ve en fazla 5 yıl önce mezun olmuş lisans, yüksek lisans ve doktora dereceli kişilerin fikirlerini hayata geçirmeye yönelik yatırım yapılan Teknogirişim Sermayesi teşvik kapsamında sayılıyor. Bu kapsamdaki kuruluş ve projelere; a) Kurum kazancının belirlenmesinde tamamen gider yazmaya imkan veren AR-GE indirimi imkanı sağlanıyor. b) Bu projelerde ve kuruluşlarda çalışan kişilere eğitim düzeyi ve kapsamdaki kuruluşa göre değişmekle birlikte aldıkları ücretin gelir vergisinin yüzde 80’i veya 90’ı alınmıyor. c) 5 yıl süreyle bu personelin sosyal güvenlik primi işveren hissesinin yarısını devlet karşılıyor. d) Damga vergisi alınmıyor. e) Teknogirişim sermayesine destek olmak amacıyla 100 bin TL’ye kadar hibe veriliyor.

üniversite işbirliğine katkı sağlamak. - 1507 KOBİ AR-GE Başlangıç Destek Programı: KOBİ’lerin ARGE deneyimi kazanması için, yeni ürün geliştirme, var olanı iyileştirme, ürün kalite ve standardının artırılması, yeni üretim teknolojisi geliştirme projelerine yüzde 75’e kadar hibe veriliyor. - 1508 Teknoloji ve Yenilik Odaklı Girişim Destekleme Programı (TEKNOGİRİŞİM): Üniversitelerin lisans, lisans üstü ve doktora programlarından en fazla 5 yıl önce mezun olmuş kişileri kapsıyor ve bu kişilerin yenilik ve teknolojik fikirlerini hayata geçirmeleri için yüzde 75’e kadar geri ödemesiz hibe uygulanıyor. - 1509 Uluslararası Sanayi AR-GE Projeleri Destekleme Programı: EUREKA, EUROSTARS, AB Çerçeve Programları gibi AB destekli AR-GE ve inovasyon projelerine katılan her düzeyde Türkiye’de kurulu şirketleri kapsıyor. Hibe tutarı büyük sanayi kuruluşları için yüzde 50, KOBİ’ler için yüzde 70’e kadar uygulanıyor. - 1511 TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Destekleme Programı: Ulusal öncelikli sayılan sektörlerde AR-GE çalışması yapmak isteyen firmalara, büyük sanayi kuruluşları için yüzde 60, KOBİ’ler için yüzde 75’e kadar hibe uygulanıyor. 1512 TÜBİTAK Girişimcilik Aşamalı Destek Programı: Lisans ve üstü derecelerde mezunu ya da öğrencilerin fikirden pazarlamaya kadar her aşamasında girişimcilere destek veriliyor. 100 bin TL hibe ile başlayan süreç ilerleyen aşamalarda uygun harcamaların yüzde 75’i ile yüzde 10’unun hibe olarak karşılanmasını içeriyor. - 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı: Sanayi kuruluşlarına bilgi transferi yapması amacıyla kurulan ofisler destekleniyor. - 1514 Girişim Sermayesi Destek Programı: Yenilikçi ürün ve teknoloji geliştirme potansiyeli bulunan KOBİ’lere başlangıç aşamasında, girişim fonlarından destek bulması için aracılık yapılıyor. Araştırma Destek Programları Teşvikleri (ARDEB) - Daha çok üniversite ve bireysel araştırmacılara yönelik; temel AR-G projelerine desteklerden oluşuyor. 1001 üniversitelerin temel AR-GE, 1002 ivedi ve acil bir soruna çözüm, 1007 kamu kuruluşlarının projeleri, 1008 bireylerin patent başvurusuna hibe, 1010 yurt dışından uzman getirmeye yönelik destek, 1011 yurt dışı projelere bireysel katılım, 1301 İŞBAP, Türkiye ile uluslararası kuruluşlar arasında işbirliği ağı oluşturma, 3501 kariyerlerine başlayan doktora dereceli öğrencilere çalışma mali desteği veriliyor.

-TÜBİTAK Destekleri: Teknoloji ve Yenilik Destek (TEYDEB) Programları - 1501 Sanayi AR-GE Projeleri Destekleme Programı: Firmalara ürün geliştirme, yeni ürün, kalite ve standart yükseltme, yeni tekniküretim teknolojisi için AR-GE çalışmalarına, proje üst limiti olmaksızın, yüzde 60’a kadar hibe veriliyor. - 1503 Proje Pazarları Destekleme Programı: Üniversite ile sanayi, ticaret, ticaret-sanayi odaları ile ihracatçı birlikleri ortaklığında gerçekleştirilen proje pazarı etkinliğine verilen destek. Bu proje pazarına sanayi kuruluşlarınca gerçekleştirilebilecek projelerin sunulması yönüyle sanayi kuruluşlarını ilgilendiriyor. Ana amaç, sanayi-

66

-KOSGEB AR-GE İnovasyon ve Endüstriyel Destek Programı: Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ’lerin bunları hayata geçirmek üzere desteğini içeriyor. Ar-Ge ve endüstriyel uygulama olmak üzere iki alt programla uygulanıyor. Çeşitli kalemlerde yüzde 75 ile yüzde 100 hibeyi içeren geri ödemesiz 150, geri ödemeli 200 bin TL’ye kadar destek uygulanıyor.

-4691 Sayılı Kanunla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TEKNOKENT) teşvikleri:


GÜNDEM

Buralarda kurulan AR-GE personeli çalıştıran firmalar, yazılım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 2023’e kadar kurumlar vergisinden muaf tutuldu. AR-GE personelinin yüzde 10’una kadar olanlarıın ücretlerinden 2023 yılına kadar hiçbir vergi alınmayacak. Bölgedeki firmaların sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet mobil ve askeri kamuta kontrol yazılımlarının tesliminden KDV alınmayacak.

-Sanayi Tezleri SAN-TEZ Teşvik Programı: Üniversitelerde lisansüstü derecelerin alınması sırasında üretilen tezlerin, endüstriyel uygulamaya geçmesi amacıyla oluşturulan hibe programı. Uygun maliyetin yüzde 75’ine kadar hibe veriliyor. Endüstriyel uygulama olabilecek bir tez, ilgili sanayi kuruluşu tarafından üretilmesi hedefleniyor.

-Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) AR-GE Destekleri Teknoloji Geliştirme Destekleri: Kavram geliştirme, fizibilite etüdü, tasarıma geçişte laboratuvar çalışmaları, prototip üretimi, pilot üretim, deneme üretimi, patent ve lisanslara yönelik çalışmalar 1 milyon Dolara kadar en fazla projenin yüzde 50’sine denk gelecek tutarda 1 yıl geri ödemesiz, 4 yıl faizsiz ve yüzde 3 hizmet bedeli karşılığı olarak kredilendiriliyor. Ticarileştirme Proje Desteği: Teknoloji geliştirme desteği ile prototipi üretilen ürünlerin piyasaya arzına kredi desteği veriliyor. Kredi şartları teknoloji geliştirme destekleriyne aynı olarak belirlendi. İleri Teknoloji Projeleri Desteği: İleri malzeme, hassas üretim, tarımsal atıktan biyoürün elde etme, yenilenebilir enerjiye yönelik AR-GE ve ticarileştirme desteğini içeriyor. 3 milyon Dolara kadar, proje maliyetinin yüzde 50’sine kadar kredilendirme sağlanıyor. 1 yıl ödemesiz, 4 yıl faizsiz yüzde 3 hizmet bedeli karşılığı kredi veriliyor.

-AB Fonları AB Horizon 2020: AB’nin 7. Çerçeve Programını tamamlamasının ardından 2014-2020 arasında uygulamaya koyduğu çerçeve programdır. Bu program çerçevesinde, TÜBİTAK ile birlikte çeşitli dönemlerde KOBİ’lerin ya da büyük sanayi kuruluşlarının, sanayi örgütlerinin, üniversitelerin katılabileceği proje teklif çağrıları ilan edilmektedir. Programlarda hibeler yüzde 100’e kadar çıkmaktadır. Teklif çağrıları çeşitli zamanlarda açıklanmaktadır. Çağrılara ve Horizon 2020’ye ilişkin genel bilgilere www. h2020.org.tr adresinden erişilebilir.

PLASFEDDERGİ

-Kalkınma ajansları ve Bölgesel Kalkınma İdareleri Türkiye’de, bölgesel kalkınmada kamu-özel ortak yönetimini oluşturmak amacıyla 5449 sayılı kanunla 26 kalkınma ajansı kuruldu. Ajansların çalışma alanlarından biri de özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle birlikte, kendi görev sahalarında ihtiyaç duyulan projeleri gerçekleştirmeye yönelik hibe programları ilan etmek olarak belirlendi. Bu kapsamda, önceden ilan edilen program doğrultusunda, her bir ajans kendi alanlarında, sosyal ya da ekonomik, AB hibe çağrısı formatıyla çok büyük oranda aynı olan proje teklif çağrıları yayınlıyor. Bu projelerden bazıları da AR-GE projesi niteliğinde oluyor. Türkiye’nin GAP Bölgesel Kalkınma İdaresi ile tanıştığı modelin yaygınlaştırılmasıyla, Konya Ovası, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu Bölgesel Kalkınma idareleri kuruldu. Bu idareler, bölgesel kalkınma programları kapsamındaki hedeflere ulaşmak amacıyla hibe programları uyguluyor ve çeşitli zamanlarda teklif çağırısı yayınlıyor. Bu çağrılardan bazıları da AR-GE niteliğinde bulunuyor.

-Gıda Tarım ve Hayvyancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bakanlıkların yeniden yapılandırılması sürecinde, Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na AR-GE’ye dayalı hibe programları açma yetkisi verildi. Tarım Bakanlığı 2015 Nisan ayında başvuru süresi biten tarım ürünleri AR-GE programını uyguladı. Sağlık Bakanlığı ise henüz bir hibe programı açıklamadı.

AR-GE, İNOVASYON A-KOSGEB

Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Destek Programı

C-TÜBİTAK

Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı

C-TÜBİTAK

Proje Pazarları Destek Programı

C-TÜBİTAK

KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı

C-TÜBİTAK

Teknoloji ve Yenilik Odaklı Girişimleri Destekleme Programı

C-TÜBİTAK

Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı

C-TÜBİTAK

Bilimsel ve Teknolojik Altyapı Projeleri Desteği

C-TÜBİTAK

Hızlı Destek Programı

C-TÜBİTAK

Kamu Ar-Ge Destekleme Programı

C-TÜBİTAK

Patent Başvurusu Teşvik ve Destekleme Programı

C-TÜBİTAK

Evrensen Araştırma Programı

C-TÜBİTAK

Uluslararası Bilimsel Araştırma Projeleri Desteği

C-TÜBİTAK

İŞBAP Programları

C-TÜBİTAK

Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Programı

D-5746 AR-GE

Ar-Ge İndirimi

D-5746 AR-GE

Gelir Vergisi Stopajı

D-5746 AR-GE

Sigorta Pirimi Teşviki

D-5746 AR-GE

Damga Vergisi İstisnası

D-5746 AR-GE

Teknogirişim sermayesi Desteği

F-TEKN.GELİŞ.BÖL.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Stopajı Teşviki

F-TEKN.GELİŞ.BÖL.

Personel Ücret Vergileri Stopajı Teşviki

F-TEKN.GELİŞ.BÖL.

Katma değer Vergisi Muafiyeti

F-TEKN.GELİŞ.BÖL.

Sigorta Pirimi Teşviki

F-TEKN.GELİŞ.BÖL.

Atık Su Teşviki

E- SAN-TEZ

Ar-Ge Projeleri

G-TTGV

Teknoloji Geliştirme Projeleri Desteği

G-TTGV

İleri Teknoloji Projeleri Desteği

G-TTGV

Stratejik Odak Konuları Projeleri

M-AB FONLARI

İşbirliği Özel Programı

M-AB FONLARI

Kişiyi Destekleme Özel Programı

M-AB FONLARI

Kapasiteler Özel Programı

M-AB FONLARI

Bilgi ve Yenilik Çerçeve Teknolojilerini Destekleme Programı

67


PLASFEDDERGİ

GÜNDEM

AR-GE ve inovasyonla doğan yeni çağ: Sanayi 4.0 veya 2. Makine Çağı Bilgi işlem teknolojileri ile telekomünikasyonun son 30 yıldaki “olağanüstü büyümesi” küreselleşme kavramı etrafında tartışıldı ama işin rengi son 10 yılda değişti. Çünkü Moore Kanunu olarak bilinen, Intel’in kurucularından Gordon Moore’un 1965 yılında yayınladığı makalede söylediği ve daha sonra da teyit ettiği “işlemci kapasitesi her iki yılda bir iki katına çıkacak” varsayımı gerçekleşiyor. Her iki yılda bir piyasaya sürülen işlemci modeli, bir öncekinin birkaç katı güçte oluyor. Peki bu ne anlama geliyor? Sanayi 4.0 üzerine çalışanlara göre artık hiçbir endüstriyel ürün, bilgi işlem teknolojileri, nano-teknoloji ve biyoteknoloji içerikleri yüzünden artık “kendisine” benzemeyecek. Hepsi akıllanacak-farklılaşacak. Bu ürünlerle oluşan “yeni iş ve süreçler” olağanüstü verimli ve rekabet edebilir hale gelecek. Plastik plastiğe benzemeyecek, metal metale benzemeyecek. Çünkü bunu sağlayacak güçte işlemciler, içine girdikleri bu her “şeyi” akıllı hale getirme kapasitesine sahip. Bu süreci gerçekleştirmeye “aday” ülkeler de Avustralya, Kanada, Almanya, İsrail, Japonya, Güney Kore ve ABD. Türkiye ise aday ülkeler içinde bile değil.

“Sanayi 4.0’ı kaçıranların tekrar yakalaması çok zor” Sanayi 4.0 olarak tanımlanan yeni hizmet ve üretim biçimine uyum sağlayanlarla, diğerleri arasında olağanüstü boyutta bir verimlilik farkı oluşacak. Eğer bir ülke Sanayi 4.0’ın dışında kalırsa, bu

rım kalmış gibi) “Sanayi 4.0” ya da “2. Makine Çağı”nın temel özelliği, artan işlemci kapasiteleri sayesinde bütün makinelerin, süreçlerin, tedarik ve tüketim kanallarının “akıllanması” olarak çizildi. Bu yetenekleri kazanamayan ülkelerin üreticilerinin, rakiplerinin verimliliği ve yönetim becerisine karşı rekabet etmesi ise neredeyse imkansız. Sanayi 4.0’ın hangi alanları ön plana çıkaracağı ve ülkelerin buna ne kadar hazır olduğuna yönelik çalışma ABD Merkezli düşünce kuruluşu RAND tarafından yapıldı. “The Global Technology Revolution 2020,In-Depth Analyses” başlıklı raporda, 2020’ye kadar yaygınlaşacak ve büyük etki edecek 16 teknolojik alan belirledi.

-Yeni bir sektör değil, uygulama alanı Dünyanın, Sanayi 4.0 ya da 2. Makine Çağı “yeni sektörlerin” ortaya çıkması anlamına gelmiyor. Üç teknolojik gelişme alanı, diğer bütün sektör ve teknolojileri etkileyerek bazı sektör ve alanları etkileyeceği belirtiliyor. (Sektör ve etkilemek kelimelerini üst üste kullanmışsın, kulağa hoş gelmiyor) Üç teknolojik gelişme alanı; 1) Biyoteknoloji ve nanoteknoloji içeren çeşitli teknolojiler 2) Malzeme bilimi ve teknolojisi ve 3) Bilgi işlem teknolojileri (BİT) olara sıralanıyor. Bu üç teknoloji alandaki gelişmelerin artan işlemci kapasitesiyle birlikte her şeyi ve her süreci “akıllandırması” ve başka bir şeye dönüştürmesi ana unsur.

-Türkiye gerilerde

kez diğer ülkeleri “yakalaması” çok daha zor olduğu gibi, mevcut durumlarında da geri düşmesi olduğu yönünde.(cümle düşük, ya-

RAND yayınladığı, “The Global Technology Revolution 2020,InDepth Analyses” raporunda, üç ana alanda 16 uygulamaya yönelik analizinde, bu teknolojileri hangi ülkelerin kullanmaya ve geliştirmeye daha yakın olduğunu da ortaya koydu. Buna göre, Türkiye’nin şansının şimdilik “yok” göründüğü bir sonuç ortaya çıktı. 2020’ye kadar Avustralya, Kanada, Almanya, İsrail, Japonya, Güney Kore ve ABD’nin bu teknolojilere bağlı uygulamaları geliştirip kullanacağı bilgisi yer aldı. Bu ülkelerden sonra göreli olarak bu süreci yakalama potansiyeli bulunan ülkeler Çin, Rusya, Polonya ve Hindistan olarak ortaya çıktı. Türkiye ise bu ülkelerin gerisinde “düşük potansiyel ve engelleri bulunan” ülkeler kategorisinde.

Seçilmiş Ülkelerin 16 Kritik Teknoloji Uygulamasını Geliştirme ve Kullanma Yetenek Seviyeleri Kaynak: RAND “The Global Technology Revolution 2020,In-Depth Analyses” Çok yüksek talep/kapasite (2020’de çok yüksek oranda bu teknolojiyi kullanacak ve eknolojiyi üretecek ülkeler) (cümle eksik olabilir mi?)

Avustralya Kanada Almanya İsrail Japonya Güney Kore ABD

68

Yüksek kapasite/talep (Yakalama şansı olan ülkeler)

Orta düzey kapasite/talep

Düşük kapasite talep

Çin Hindistan Polonya Rusya

Brezilya Şili Kolombiya Endonezya Meksika Güney Afrika Türkiye

Kamerun Çad Dominik Cumh. Mısır Gürcistan İran Ürdün



GÜNDEM

PLASFEDDERGİ

Geleceğin 16 teknoloji uygulaması RAND isimli düşünce kuruluşu tarafından belirlenen ve gelecekte 2020’ye kadar yaygın olarak bazı ülkeler tarafından kullanılacak ve rekabet avantajı sağlayacak 16 teknoloji uygulaması şöyle: 1. Kişiselleştirilmiş ilaç ve tedavi 2. Böcek ve diğer küçük varlıkların genetik yapılarının değiştirilmesi 3. Hesaplanabilir ilaç keşfi ve testleri 4. Moleküler tanımlı “Güdümlü” (hedef gözeten) ilaç verilmesi 5. Biyomimetik (doğayı taklit etme-doğa takliti) ve eski fonksiyonu (aynen) sağlayacak eklemeler (function-restoring implants) 6. Biyonano-teknolojiler kullanarak biyolojik deneylerin hızlandırılması, organik maddelerle yeni biyonano malzemelerin üretimi vb. 7. Gömülü sensörler rler ve (yüksek kapasiteli) ölçüm araçlarıyla

(akıllandırılmış) ticari ürünler 8. Gelişmiş özellikli nanoölçekli (endüstriyel) malzemeler 9. Küçük ve verimli taşınabilir güç-elektrik üretim sistemleri 10. Endüstriyel üretime uygun organik elektronik sistemler (güneş (elektrik üretim) hücreleri dahil. 11. Akıllı kumaş ve tekstil ürünleri 12. Yaygın arkedilmeyen cameralar ve ileri teknoloji-karmaşık sensör (algılayıcı) ağları 13. Kişisel ve medikal verilerin detaylı olarak tutulup arama yapmaya imkan veren geniş veri merkezleri 14. Ticari ürün ve araçların RFID (Radio frequency identification) teknolojisi ile takibi 15. Yaygın (paketlenmiş) bilgi ve iletişim teknolojileri (kablosuz internet bağlantısı ğ dahil)) 16. K Kuantum tabanlı şifreli, güvenli bilgi aktarım sistemle sistemleri

4.0 çıkacak Sanayi 4. 0 ile o ortaya rtaya ç çık ıkaca kaca ak yeni ürünler

Uc Ucuz cuz güneş gü üneş enerjisi ene erjisi

Yaygın sensörler

Hızlı biyolojit tetkikler

Su arıtmayı etkinleştiren, hızlandıran katalizörler

Hibrit H ttaşıt aşıt ara açları araçları

Yeşil Y (ç (çevrey yye duyarlı) y ) (çevreye ür retim üretim

Doku mühhendisliği mühendisliği Yeni tanı eliyat ve ameliyat mleri yöntemleri

Gennet Genetiği n iği ğ değişştiri ş ilmiş değiştirilmiş ürü ü ler ünl ürünler

Kırssal Kırsal alanlaarda alanlarda kabloosuz kablosuz iletişşim iletişim

Yaygın bilgiye her yerde iletişim imkanı veren araçlar

Hastalığa Hastalığa (güüdüm ü mlü) yönelen (güdümlü) il ilaçla lar a ilaçlar Ucuz akıllı evler

K ant m Kuantum şifrelemes si şifrelemesi Yaygın, erişilebilir RFID teknolojili ticari ürünler, mallar

Giyilebilir bilgisayarla bilgisayarlar

Kaynak: RAND The Global Technology Revolution 2020, In-Depth Analyses Bio/Nano/Materials/Information Trends, Drivers, Barriers, and Social Implications

70


yay­n ve çal­¯malar­m­z

art­k cebinizde PAGDER, bir ilke daha imza atarak ak­ll­ telefon ve tabletlerde kullan­lacak mobil uygulama program­n­ tamamlad­...

Android i¯letim sistemi ve Apple cihazlarda çal­¯acak uygulamayla, internet eri¯imine aç­k ak­ll­ telefonlardan yay­nlanan haberler, bültenler, duyurular ile eri¯ime aç­lan rapor ve di«er dokümanlara daha kolay ula¯abileceksiniz.


PLASFEDDERGİ

SÖYLEŞİ

SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) Kenan Yavuz:

“Ortak menfaatlerimiz paralelinde buluşmalıyız”

-Öncelikle sektörün ve Türkiye’nin

Türkiye’nin köklü kuruluşu PETKİM’in de bünyesinde bulunduğu SOCAR Türkiye Başkanı ve PETKİM Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, şirket olarak son dönemde yaptıkları yatırımlarla rafineri-petrokimya-enerji-lojistik entegrasyonu içinde geniş kapsamlı bir yerlileştirme programı uyguladığını vurguladı. Plastik sektörünün hammadde

büyük ilgisini çeken STAR rafinerisi yatırımı hakkında bilgi verebilir misiniz? Yapılan yatırımın temel özellikleri nelerdir? Şu anda ulaşılan fiziki yatırımın seviyesi yüzde kaça ulaştı? Yatırım ne zaman tamamlanacak? Rafineri yatırımımız PETKİM “Value-Si-

sorununa yönelik olarak, ortak faydaların optimize edileceği bir yak-

te” vizyonumuz çerçevesinde hayata geçire-

laşım belirlenmesi gerekliliğinin altını çizen Yavuz, STAR rafinerisinde

ceğimiz

üretilecek naftanın bu alanda önemini vurguluyor.

yanın en ileri teknolojisine sahip, en çevreci

Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik

Entegrasyonunun en temel basamağı… Dünülkemizin en büyük yerlileştirme projesi STAR

PETKİM

yarımadasındaki

“entegrasyonun”

sonuç

hedefinin

Rafinerisi ile pek çok alanda ilkleri gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin ilk “Stratejik Teşvik Ya-

Türkiye’nin en kapsamlı kümelenme örneği olabilecek “Kimya Endüstri

tırım Belgesi’nin sahibi olan rafinerimiz şim-

Parkı”nın hayata geçirilmesi olacağının altını çizen Yavuz, bunun etki-

diden uluslararası finans alanında 3 önemli

sinin de kapasite artırım ve yeni fabrika yatırımları konusunda güven-

konusunda referans niteliği taşıyan Infrast-

liğin sağlanması olacağını kaydetti. Kenan Yavuz, PLASFEDDERGİ’ye,

ructure Journal (IJ), rafinerimizi Avrupa’da “Yı-

PETKİM ve PETKİM yarımadasındaki yatırımların detayları hakkında

Türkiye’de “özel sektör eliyle yapılan ilk rafi-

bilgi verdi.

ödül kazandı. Yatırım projelerinin finansmanı

lın Petrol ve Gaz Projesi” ödülüne değer gördü. neri projesi” olma özelliği taşıyan projemizin 3,29 Milyar Dolarlık proje finansmanı ise “En İyi

72


SÖYLEŞİ

PLASFEDDERGİ

Rafineri Finansman Anlaşması” ödülünü aldık.

2015 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla rafineri-

Projemizin finansman paketine altı farklı ülke-

mizin hafriyat çalışmalarında 13 Milyon metre-

den yedi ithalat kredi kuruluşu, 13 uluslararası

küp toprak hareketinin 10 milyon metreküpü

ticari banka, 2 yabancı kalkınma bankası ve

tamamlandı. Saha hazırlık çalışmalarını yüzde

PETKİM’in ticari ve operasyonel

Türkiye’den de Garanti Bankası iştirak ediyor.

87 oranında tamamladık. İnşaat işlerine başla-

katkı sağlayacak diğer yatırımları hak-

Türkiye özel sektör tarihinin en yüksek kredi

dık. Rafinerimizi İspanyol Tecnicas Reunidas,

kında bilgi verebilir misiniz?

tutarına sahip, en uzun vadeli proje finansma-

İtalyan Saipem, Güney Koreli GS Engineering

nını gerçekleştirdik. Kaynak çeşitliliği açısın-

& Construction ve Japon Itochu firmaların-

PETKİM Türk imalat sanayisi için vazge-

dan da Türkiye’de bir ilk oldu.

dan oluşan konsorsiyum inşa ediyor. Montaj

çilmez bir üretici. Başta plastik sektörü olmak

460 bin ton / yıl Karışık Ksilen, 261 bin ton / yıl LPG, 158 bin ton / yıl kükürt üreteceğiz.

süresinde yaklaşık 15.000 kişiye geçici, işlet-

üzere, güvenilir hammadde sağladığımız tüm

2011 yılı 25 Ekim tarihinde temelini attı-

meye alınmasından sonra 1.000 kişiye kalıcı

sektörler için çok önemli bir piyasa yapıcısı-

ğımız rafinerimiz, finansman maliyeti ile bir-

istihdam sağlayacak olan projemiz, iş takvi-

yız.

likte 5,6 Milyar Dolara mal olacak. Bu tutarın

mine uygun olarak devam ediyor. İnşallah bu

PETKİM’de sürekli olarak kapasite ve verimlilik

3,29 milyar dolarlık kısmını proje finansman

takvimde bir gecikme olmayacak, rafinerimizi

artırıcı, darboğaz giderici yatırımlar yapıyoruz.

kredisiyle, kalan bölümünü ise öz kaynakları-

2018 yılının birinci çeyreğinde devreye alaca-

SOCAR olarak, PETKİM’i satın aldığımız 30 Ma-

mızla gerçekleştireceğiz. Rafineri projemiz için

ğız.

yıs 2008 tarihinden bugüne şirkete 500 Mil-

Value-Site vizyonumuz çerçevesinde,

yon Doların üzerinde yatırım yaptık. Sadece

bugüne kadar öz kaynaklarımızdan 1 milyar doların üzerinde harcama yaptık. Yıllık toplam

Bu rafineri Türkiye’nin ve PETKİM’in

2015 yılında 125 Milyon Dolar yatırım yapaca-

10 Milyon Ton ham petrol işleme kapasitesi-

hammadde üretimine hangi ürünlerde

ğız. 2014 yılında PETKİM’in brüt üretim kapasi-

ne sahip olacak rafinerimizde üretilecek her

katkı yapacak?

tesini yüzde 13 artırdığımız, duruş maliyetleri ile birlikte toplam maliyeti 250 Milyon Doları

gram ürün, bugün ülkemizin net ithalatçısı olduğu ürünler olacak. Bu nedenle yatırımımızı

PETKİM, bugün için temel hammaddesi

bulan Etilen ve PTA kapasite artışı yatırımları-

“Türkiye’nin en kapsamlı yerlileştirme projesi”

olan nafta ihtiyacının yüzde 85-90’ını ithalat

mızın devreye girmesi ile 2015 yılı için umutlu

olarak çağırıyoruz.

yoluyla karşılıyor. Bu çok yüksek ve sürdürüle-

bir başlangıç yaptık. Yıllık 3,6 Milyon ton üre-

mez bir oran. STAR Rafinerisi ile bu bağımlılık

tim kabiliyetine kavuştuk.

2018 yılının ilk çeyreğinde faaliyete

sıfır noktasına inecek. Bir kimya rafinerisi olan

geçmesini planladığımız rafinerimiz ile Türk

rafinerimiz ile Türkiye’de yeniden rafineri-pet-

Bu yıl aynı zamanda liman yatırımımız için

ekonomisinin cari açık sorununun çözümü-

rokimya dikey entegrasyonunu gerçekleştiri-

tarihi önemde bir yıl olacak. PETKİM Konteyner

ne, asgari 2,5 milyar dolarlık katkı sağlayaca-

yoruz. Rafinerimizde benzin üretmeyeceğiz,

Limanı yatırımımızın ilk fazını Eylül ayına kadar tamamlamayı, açılış törenini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Türk sanayicilerini Pire ve İskenderiye gibi limanlarda zaman kaybetmekten kurtaracak, ihracatçı firmaların navlun maliyeti azaltacak olan konteyner terminalimizin başlangıç kapasitesi 1,5 milyon TEU olacak. Toplamda 400 Milyon Dolara mal olmasını öngördüğümüz liman yatırımımız iş planına uygun şekilde devam ediyor. Petlim Limancılık A.Ş şirketinin yüzde 30’unu, 250 Milyon Dolar karşılığında dünyanın en büyük yatırım bankalarından biri olan Goldman Sachs’a devrettik. Yarımadamızda gerçekleştireceğimiz bir diğer önemli proje ise PETKİM Rüzgâr Enerji Santrali (RES) projesi.. 51 MW’lik PETKİM RES ile enerji çeşitliliğine giderken, elektrik üretim kapasitemiz yüzde 22 oranında artacak. RES yatırımına bu sene ortasında başlayıp, 2016

ğız. Bunun gibi 10 proje daha olsa, cari açığın

PETKİM’in temel hammaddesi olan 1,6 milyon

yılı ortasında devreye almayı planlıyoruz. Bu-

enerji ithalatı dışında kalan kısmı ortadan

ton Nafta’yı rafinerimizde üreteceğiz. Böylece

nun yanısıra, PETKİM Yarımadasındaki enerji

kalkar. Yılda işleyeceğimiz 10 milyon ton ham

PETKİM; depolama, navlun, stok maliyeti gibi

üretim kapasitesini 1500 MW’ın üzerine çıka-

petrol, ülkemizin net ithalatçı olduğu ürünlere

kalemlerle birlikte yılda en az 70 ilâ 100 Mil-

racak, yarımadanın elektrik ve buhar ihtiyacını

dönüşürken, dövizimiz yurtdışına gitmeyecek.

yon Dolar bilanço kârı yazacak. Rafinerimizde

karşılayacak yatırım projelerimize hızla devam

Yaratılacak katma değer ülkemizde kalacak,

bunun yanında ülkemizin net ithalatçı olduğu

ediyoruz. “Value-Site” Projemiz çerçevesinde

insanımızın refahına ve ülkemizin kalkınması-

yakıtlar; 5 Milyon Ton/ yıl ultra düşük kükürtlü

bugüne kadar yapmış olduğumuz yatırımların

na hizmet edecek.

motorin, 1,7 Milyon Ton/ yıl jet yakıtı, 698 bin

tutarı 10,6 milyar dolar seviyesine ulaştı.

ton /yıl Petrokok, 525 Bin ton /yıl Reformat,

73


PLASFEDDERGİ

SÖYLEŞİ

2008-2018 döneminde Türkiye için

başladık. Bu çalışmamızla müşterilerimizden

yor. Türkiye, acil olarak ithalatı azaltıcı ve yerli

önemli bir altyapı projesi olan asrın projesi

ve piyasadan çok pozitif geribildirimler aldık.

üretimi destekleyici yatırımları desteklemek

TANAP ile birlikte Türkiye’ye yapacağımız ya-

Bir diğeri ise, PETKİM’in mevcut teknik birikimi

mecburiyeti ile karşı karşıya. Plastik sektörü

tırımın tutarı 20 milyar Dolar’ı aşacak. Bu yatı-

ve donanımını sektörün hizmetine açmak ve

temsilcilerinin geçmişte “PETKİM’in devlet-

rımlarla, Türkiye ekonomi tarihinin en büyük

müşterileriyle paylaşmak için kurulan PETKİM

ten koruma istediği” söylemlerini üzülerek

doğrudan yatırımcısı SOCAR oldu. 2018 yılın-

Akademi projesi oldu. PETKİM olarak, sektörel

dinlemiştik. Hepimiz aynı gemideyiz. PETKİM

da Türkiye’nin en büyük ikinci, 2023 yılında En

sivil toplum kurumları ile de yoğun bir iletişim

bugün bir özel sektör şirketi olarak, dünya-

Büyük Sanayi Şirketi olmayı hedefliyoruz.

ve etkileşim içindeyiz. ASD, TKSD, PAGEV,

nın 70’e yakın ülkesindeki yüzlerce üretici ile

PAGDER, EGEPLASDER, PLASFED, TAYÇED

rekabet ediyor. Biz rekabetten korkmayız. Ar-

PETKİM’in gelecek vizyonu hakkın-

gibi bu kuruluşların yönetiminde aktif görev

zumuz rekabette adalet olması. Türkiye ultra

da bilgi verebilir misiniz? Uzun dönem-

alıyor, pek çok alanda işbirliği yapıyoruz. Piya-

liberal bir pazar olarak, dünyanın her ülkesin-

de nasıl bir PETKİM planlanıyor?

sa koşullarını yakından izleyerek müşterilerle

den ürün ithal edebiliyor. Çoğu da sıfır gümrük

daha yakın ilişki kurma temelinde gerçek-

ve dahilde işleme rejimi ile... Yerli üreticileri-

SOCAR Türkiye olarak biz, PETKİM Ya-

leştirdiğimiz pazar odaklı dinamik planlama

mizin, PETKİM’in olmadığı bir iç pazarda neler

rımadası’ndaki tüm yatırımlarımızı “Rafineri-

politikasının sonuçlarını alıyoruz. Tüm satış

olabileceğini düşünerek ortak menfaatlerimiz

Petrokimya-Enerji-Lojistik-Dağıtım”

enteg-

ve pazarlama stratejimizin temelinde, müş-

paralelinde buluşması gerekiyor. Yerli üretim

rasyonu vizyonumuza hizmet ediyor. Bu full

terilerimizin talep ve beklentileri ile sektörde

gücümüz, geleceğimiz ve kalkınma hedefleri-

entegrasyonu başardığımızda, Türkiye için

yaşanan küresel gelişmeler var. Bizi rakipleri-

miz için anahtar sözcüktür. Türkiye’deki diğer

bir başka “ilk”i, yani en kapsamlı kümelen-

mizden aytıran en temel özelliğiniz de budur.

sanayi gruplarının; bilgi, semaye ve teknoloji

me örneğini, Türkiye’nin ilk Kimya Endüstri

Müşterimizin 7 gün 24 saat yanında olan,

yoğun olan petrokimyaya yatırım yapmaları

Parkı’nı hayata geçirmiş olacağız... PETKİM’in,

teknik destek sağlayan, ortak proje üreten ve

gerekiyor. Sektör kuruluşları olarak bu hedef

hammadde güvenilirliğine kavuşması, kapasi-

onları iş ortağımız olarak gören bir yapımız var.

için daha çok mesai harcamalıyız.

te artıcı ve yeni fabrika yatırımlarını yapmak Genel olarak, plastik sektörümüzün ham-

Ayrıca Türk imalat sanayisinin her unsu-

madde sorunu var. Yıllık 10 milyar doların üze-

runun, AB ile ABD arasında görüşmeleri sü-

rinde bir ithalat söz konusu. Bu alanda hem

ren Trans Atlantik Ticaret ve Yarırım Ortaklığı

hammadde kullanıcısı üretimi bilen, hem de

Anlaşması’nın (TTIP) ülkemize olası etkileri

bugün bir hammadde üreticisi şirketi yöneten

konusunda çok duyarlı olmalarını istiyorum.

kişi olarak plastik hammadde konusunda yerli

Türk ekonomisi ve geleceğimiz için en önemli

üretimi sektör ihtiyacını karşılayacak seviyele-

risk unsuru bu anlaşmadır. Doymamış bir paza-

re çıkarmak için neler yapılmalıdır?

rımız ve genç nüfusumuz var. İthalat yaparak

konusunda bize cesaret verecek. Hedefimiz

Türkiye’de petrokimyasal ürünlere olan

değil, yerli üretim gücünü artırarak üreticinin

talep, ülkemizin büyüme hızının en az iki katı,

haksız rekabet konularını çözmemiz lazım. Biz

iç talebin çok canlı olduğu bazı yıllarda üç kata

İran’a mal satarken yüzde 60 vergi ödüyorken,

bugün için yüzde 15-20 aralığında seyreden

yakın bir oranda artıyor. Bu yönüyle Türkiye,

İran bize mal satarken sıfır vergi ödüyorsa; bu-

iç pazar payımızı, 2023 yılında yüzde 25 yap-

Çin’den sonra petrokimyasal ürünlerde en

rada izaha muhtaç bir durum vardır. Gümrük

mak... Ancak konu petrokimyasallar olunca,

hızlı büyüme gösteren ikinci ülke… Bu talebin

Birliği anlaşmasının acil olarak revize edilme-

uygun yatırım atmosferi koşullarını izleyerek

karşılanması noktasında, yerli üretime hayati

si gerektiğini ve yüzbinlerce insanımızın işsiz

yatırım kararlarımızı almak mecburiyetindeyiz.

bir görev düşüyor. İthalat, sektörümüzün en

kalabileceğini iddia ediyorum. TTIP dışında

önemli problemleri arasında. Enerji ürünleri

kalırsak, GB’ni hemen tek taraflı askıya alma-

Kısa ve orta vadede müşteri ilişkile-

ithalatı hariç tutulduğunda, yüzde 20-25’lik

lıyız. Hükümetimizin bu yöndeki açıklamalarını

rine yönelik yaklaşımınız hakkında bilgi

payla dış ticaret açığında kimya sektörü başı

yürekten desteklerken, Türk iş dünyamızın

verebilir misiniz, hangi ürünlere ağırlık

çekiyor. Kimya sektörü içerisinde ise yüzde

bu açıklamalara gerekli desteği vermemesi-

vereceksiniz, yeni bir pazarlama strate-

61 oranında dış ticaret açığı ile petrokimyasal

ni de bir özeleştiri olarak kaydetmek isterim.

jisi ortaya konulacak mı?

ürünler birinci sırada yer alıyor.

20 yılı geride bırakan Gümrük Birliği artık tam anlamıyla kapitülasyona dönüşmüş durumda.

PETKİM, müşterileri ve sektör temsilcile-

Petrokimya sektöründe son 10 yıllık bü-

Türkiye’nin anlaşmaya dâhil olmaması duru-

ri ile iletişimini sürekli kılmak için dinamik bir

yüme performansı devam ederse Türkiye,

munda en büyük zararı petrokimya ve kimya

iletişim ortamı ve altyapısına sahip. Müşterile-

2023 yılında yıllık 14 Milyar Dolar petrokim-

sanayisi görecek. Kimya sanayisi çok gelişmiş

rimiz ile elektronik ortamda Müşteri Bilgi Sis-

yasal ürün ithal etmek zorunda kalacak, böy-

olan ABD’nin ürünleri sıfır gümrükle Türkiye’ye

temi aracılığı ile taleplerin toplanması, sipariş,

lelikle petrokimya sektöründeki ithalatın dış

akın edecek. Rekabet dezavantajından dolayı

sevkiyat gibi tüm operasyonel işlemleri online

ticaret açığı içindeki payı bugüne göre iki kat

pek çok ürün Türkiye’de üretilemez hale ge-

olarak yapıyoruz. Müşterilerimiz ve sektörü-

artacak. Toplam ithalatımız içinde ise ara malı

cek. Şirketler kapanacak ve işsizlik artacak.

müz ile bilgi ve iletişimi güçlendirmek için yeni

ürünlerin payı ise yüzde 73 gibi kabul edilebilir

Ben, yerli üretici olan ve bunun çilesini çeken

iletişim kanalları geliştirdik. Son olarak içinde

sınırların çok üzerinde.

bir işadamı olarak yaklaşan tehlikeye karşı alarm zillerini çalıyorum. Bu sorunla yüzleşin-

piyasadaki gelişmeler ve yenilikler ile petrokimya sektöründeki temel trendlerin yer aldığı

Bu durum sürdürülebilir olmadığı gibi,

e-bülten’imizi periyodik olarak yayınlamaya

ülkemizin büyüme hedeflerine gölge düşürü-

74

ce çözüm aramaya kalkarsak çok geç kalmış olacağız.



ATLAS

PLASFEDDERGİ

Tarihi komşu ile gelecek dönemde ekonomik ilişkiler yoğunlaştırılmaya çalışılıyor

Türkiye-İran ekonomik ilişkilerde geleceğe bakıyor İran, dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz üreticisi ülkelerinden biri olması yanında, Orta Asya ülkelerinin enerji kaynaklarının büyük pazarlara ulaşmasında da kritik bir konumda bulunuyor. İran ile Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi için çaba harcanıyor. Güçlü iç pazarıyla Türkiye için fırsatlarla dolu olan İran, aynı zamanda Türkiye’nin en önemli enerji kaynağı ithal ettiği ülkelerin arasında bulunuyor. Plastik sektörü açısından ise Türkiye’ye en fazla plastik hammadde satan ülkelerden biri olan İran ile yoğun ticari ilişkiler gözleniyor. Hatta son verilere göre, plastik hammaddeler iki ülke ticaretinde ilk üç sıra içinde bulunuyor. İran’ın uluslararası yaptırımlardan kaynaklı sorunları çözmesinin ardından, ülkenin hızla tüketiminin artması, şehircilik ve konut yatırımlarının hızlanması bekleniyor.

konulan ambargo ve ekonomik yaptırımlar ne-

İran, Türk özel sektörü açısından gelecek

deniyle ekonomik olarak zorlansa da dünyanın

vadeden bir ülke konumunda görülüyor. Giri-

en büyük petrol ve doğalgaz üreticilerinden

şimciler, İran’da ihracat yapmak ve hammad-

biri olması, Ortadoğu ve Körfez bölgesinde

deleri İran’dan almak şartıyla sanayi amaçlı

dinsel ayrımcılık nedeniyle kendisine yakın

ve yüzde 100 yabancı sermayeli şirket kura-

dolarlık

dini gruplar üzerinden sağladığı güç sayesinde

biliyor. İranlı iş insanları da ortaklıklara sıcak

GSYH’si, uluslararası yaptırımlar nedeniyle

bağımsız olarak varlığını sürdürdü ve baskılara

yaklaşan bir topluluk olarak görülüyor. İran

2014 sonunda tahmini 402 milyar dolarlık

direnebildi. Son dönem nükleer güç programı-

da Türkiye gibi imalat sanayiinde ve hizmet

GSYH’ye geriledi. Ancak son dönemde am-

nı kısıtlamada uzlaşma imkanı nedeniyle yap-

sektöründe ağırlıklı olarak KOBİ firmalarından

bargonun gevşetilmesi yönünde görüşme-

tırımların gevşetilmesi gündemde.

oluşuyor. Bankacılık açısından ise Türkiye’nin

İran,

2011’deki

541

milyar

İran’ın gelişmesine katkı vermesiyle çok büyük

ler yoğunlaştı ve belirli bir ilerleme sağlandı. Türkiye’nin olası en büyük ticaret partnerle-

İran’da, her türlü tüketim maddesine

rinden biri durumundaki ülke, başta plastik

yönelik olarak ihracat potansiyeli bulunuyor.

sektörü olmak üzere çok çeşitli sektörlerde

Üstelik Türkiye’ye ile komşu olması da birçok

avantajlı görünüyor. İran, son dönemde Batı

alanda imkanı artırıyor. Ancak kısa vadedeki

Türkiye ile İran arasında Ağrı Doğubeya-

bloku ile yaşadığı sorunlar ve nükleer güç yatı-

en önemli sorun, uluslararası yaptırımlar ne-

zıt’taki Gürbulak, Van-Özalp’taki Kapıköy, Hak-

rımları nedeniyle Birleşmiş Milletler tarafından

deniyle para transferleri ve ödeme sistemle-

kari-Yüksekova’daki Esendere olmak üzere üç

rinin riskli olması.

sınır kapısı bulunuyor. Kapıköy ve Esendere

76

bir potansiyeli harekete geçirmek mümkün olarak değerlendiriliyor.


ATLAS

PLASFEDDERGİ

kamu mülkiyetinin sürdüğü bir ekonomik görünüm sergiliyor. Ülkede, özel sektör ağırlıklı olarak KOBİ’lerden oluşuyor. Bunun yanında savaş sonrası yardım amacıyla kurulan vergi avantajlı vakıfların etkinliği büyük oranlara ulaşmış durumda. Bu vakıfların ülke ekonomisinin yüzde 45’ini etkilediği tahmin ediliyor. Petrol üretiminin artmasıyla büyüme hızının artması beklenen ülkede, ihracatının yüzde 80’i, devlet bütçesinin ise yüzde 40-70 aralığı petrol gelirlerinden oluşuyor. İran, ekonomiyi geliştirmek için serbest bölge uygulayan ülkeler arasında bulunuyor. Yabancı yatırımcılara cazip imkanlar sağlamayı da amaçlayan serbest bölgelerde, ülke geneline göre imkanlar sağlansa da bazı kısıtlar bulunuyor. Bunlara karşılık, nispeten düşük ithalat vergileri başta olmak üzere avantajlar sağlanıyor. İran serbest bölgelerde petrokimya sektöründe de yatırımlara ilgi gösteriyor. Son dönemde yabancı yatırımcılara yönelik tutumda da iyileşmeler gözleniyor. Ülkenin 1993 ile 2009 arasında toplam 34,2 milyar Dolar yabancı sermaye yatırımı aldığı verilere yansımış durumda. İran’da halen, Çabahar (Pakistan’a yakın bir liman şehri), Kiş (Basra Körfezi’nde bir ada) Keşm (Hürmüz Boğazı’nda bir ada) şehirlerinde serbest bölge bulunuyor. İran’da yabancı yatırımcılara destek olmak amacıyla İran Yatırım Ajansı bulunuyor. gümrük kapıları, TOBB GTİ tarafından yenilen-

ithal etti. Bu miktarla, en fazla plastik ham-

me faaliyetinde bulunuyor. Bu kapıların işlet-

madde ithal ettiğimiz ülkeler içinde 7. sırada

mesi de TOBB GTİ tarafından yapılacak. Esen-

yer aldı.

-Serbest ticaret merkezleri yoğun ticari ilişki sağlıyor Türkiye’nin son dönemde uygulamaya koyduğu ve sınır ticaretini sağlıklı, disiplin-

dere gümrük kapısı, bölgesel açıdan önemli bir konumda bulunuyor. İran, Türk vatandaşlarına

İran, Türkiye’nin en fazla plastik mamul

li hale getirmeyi amaçlayan Serbest Ticaret

90 gün süreyle seyahatlerde vize rejimi uygu-

ithal ettiği ülkeler arasında ilk 10 içinde bulun-

Merkezi (STM) uygulamaları kapsamında İran

lamıyor.

muyor.

ticareti gelişiyor. Türkiye-İran sınırında kurulan bu merkezlerde, ithal edilecek tarım ürün-

-Plastik sektörü

Türkiye’den İran’a 2014 yılı sonu itibariyle

İran ile Türkiye arasında plastik sektö-

ihraç edilen plastik mamul 46 bin ton mikta-

ründe yoğun bir ticaret göze çarpıyor. İran

rında ve 198 milyon Dolar tutarında. İran bu

Türkiye’den ciddi sayılabilecek miktarda plas-

miktarla en fazla ihracat yapılan ülkeler içinde

tik mamul ithal ederken, Türk firmaları da çok

6. sırada.

lerinde yüzde 40, sanayi ürünlerinde ise yüzde 100 vergi muafiyeti uygulanıyor.

-İran’da petrokimya ve başlıca sektörler İran’da, başta petrol, gaz ve petrokimya

büyük miktarlarda hammadde ithal ediyor. İran, Türk plastik makine ile aksam ve par-

olmak üzere ekonomik sektörler çok büyük

PLASFED verilerine göre, Türkiye’de

çaları sektörünün de ana ihraç pazarlarından

potansiyel barındırıyor. Ülke imalat sanayiinde

kurulu plastik sektöründeki 293 yabancı ser-

biri. 2014 yılı sonunda bu ülkeye 14,8 milyon

özellikle otomotiv ile dikkat çekerken, tarım ve

mayeli şirketin 21’i İran menşeli şirketlerden

dolarlık ürün satıldı. Bu seviyeyle, en fazla ih-

gıda sanayii genç nüfusla birlikte önemli bir

oluşuyor.

racat yapılan ülkeler içinde ikinci sırada yer

potansiyeli barındırıyor. DEİK raporlarına göre

aldı.

ülkedeki temel ekonomik sektörlerin analizleri şöyle:

Plastik alanında iki ülke arasındaki en önemli dış ticaret, hammaddede gerçekleşi-

Tarım:

-İran’da ekonomi gelişiyor

İran’da 23.6 milyon hektar

yor. Türk firmaları 2014 yılı sonunda İran’dan

İran, merkezi ekonomik planlama ile pet-

ekilebilir arazi bulunuyor. Bu varlıkla dünya-

505 milyon Dolar tutarında 305 bin ton ürün

rol, doğal gaz ve diğer büyük işletmelerde

nın üçüncü büyük potansiyelini oluşturuyor. Ancak, bu arazilerin yüzde 56-60’ının sulama

77


PLASFEDDERGİ

ATLAS

varil kanıtlanmış petrol rezervi bulunuyor. İran Petrol Bakanlığı tarafından açıklanan bilgiye göre, petrol sahalarının modernizasyon ve yenileme ihtiyacı nedeniyle mevcut petrol sahalarından sağlanan üretimin her yıl yüzde13 azaldığı tespiti bulunuyor. Sorunlara rağmen İran, 2010 yılına kadar petrol üretimini günde 5.6 bin varil, 2020 yılına kadar 7 bin varil seviyesine çıkarmayı planlıyor. Ülke halen 27’si kıyıda olmak üzere toplam 32 sahada üretim yaparken, bu yatırımı artırmak amacıyla 15 milyar dolar ile 20 milyar dolar tutarında yabancı yatırımı çekerek üretimini artırma yönünde çaba harcıyor. imkanı bulunmadığı belirtiliyor. Bu alanda son

amaçlı olarak başta Nissan (Japon), Peugeot

dönemdeki yatırımlar, tarımsal plastik mamul-

(Fransa), Renault (Fransa) ve Kia (Güney Kore)

lerde fırsat sunuyor.

firmaları olmak üzere birçok ortaklık anlaşması

yük doğal gaz üreticileri arasında bulunuyor.

imzalayarak yeni modeller üretmeye başladı.

Türkiye’nin de en büyük alıcısı olduğu bu

Ülkenin araç üretimi yıllık 882 bin dolayında.

ürüne ilişkin olarak, DEİK raporlarında, “İran’ın

Petrokimya Sanayi:

İran pet-

Doğal gaz:

İran, dünyanın en bü-

Yaklaşık 33.07 trilyon m3 doğal gaz rezervi-

rokimya sanayisini geliştirerek daha yüksek katma değer ve petrol gelirlerine bağımlılığın

İran’ın otomotivdeki üretici şirketi Khod-

ne sahip olduğu sanılmaktadır. Bu Rusya’dan

azaltılması yönünde çalışma yürütüyor. Ülke-

ro, Citroen ve Kia otomobillerini üreten Saipa

sonra dünyanın en büyük doğal gaz rezervine

nin, 11 petrokimya kompleksi Basra Körfezi’nin

ile işbirliği yaparak Fransız Renault firması ile

işaret etmektedir” bilgisi verildi. İran, mevcut

petrokimya üretiminde yüzde 13 ağırlıkta bu-

müşterek, Mayıs 2006’dan bu yana Renault’un

doğal gaz boru hattıyla, Türkiye’ye doğrudan

lunuyor. Buna bağlı olarak petrol dışı gelirlerde

bazı modellerini yerel olarak üretti. Ayrıca

satış yapıyor.

de ilerleme gözleniyor. Petrokimya yatırımları-

ülkede 50 milyon dolar tutarında yatırım ger-

nın büyük kısmı Körfez kıyısında bulunan Pars

çekleştirilen İran Khodro Dizel şirketinin yıllık

Altyapı Projeleri:

İran, yatırım

Özel Ekonomik Bölgesinde yapılıyor. Gelişme

5 bin 500 otobüs üretimi kapasiteli ünitesi

ihtiyacına paralel olarak ülkenin imarı için de

görülse de bu alanda yabancı yatırımcılar ol-

hizmette bulunuyor. İran otomotiv üretimi, şu

yoğun bir altyapı yatırımı planlıyor. Ülke de-

madan çok hızlı büyüme beklenmiyor. DEİK

anda dünya genelinde 11. büyüklüğe ulaşmış

miryoluna yoğun yatırım yapma eğiliminde.

raporunda petrokimya sektörüne yönelik ola-

görünüyor. Son dönemde yaşanan uluslara-

Buna ek olarak havalimanlarının iyileştirilmesi

rak şu değerlendirme yapıldı: “Son yıllarda İran

rası gelişmeler neticesinde ülke, yerli model

ile Tahran’daki İmam Humeyni havalimanının

petrol konusunda bakış açısını değiştirmiş ve

otomobillere ağırlık veriyor.

kapasite artırımı gündemdeki yerini koruyor.

petrolü bir sermaye malı olarak görerek, petİran, gıda işleme ala-

İran’da inşaat sektörünün 2011 yılında

yatırımlara dönüştürülmesi konusu üzerine

nında ciddi yatırımlar yapan ülkeler arasında

yüzde1.4 büyüdüğü, değerinin ise 32.8 milyar

çalışmalar başlatarak bir de özel bir fon oluş-

bulunuyor. Ülkede, 168 adet, 50’den fazla

dolar olduğu kaydedildi. Mehr konut projesi ile

turulmuştur. Ama kurulun bu fondan amacına

kişinin çalıştığı geniş ölçekli gıda işleme tesisi

İran’da toplam 1.8 milyon konut yapımı günde-

uygun bir şekilde yararlanılmamıştır. Şu anki

bulunuyor. Bu tesislerde yıllık ortalama 9 mil-

me alındı, bunların 634 bin adeti sözleşmeye

durumda 25 tanesi onshore olmak üzere 32

yar Riyal değerinde üretim gerçekleştirilirken,

bağlandı ve 440 bini tamamlandı. Ülkenin dış

sahada üretimi yapılmaktadır. Beşinci beş yıl-

üretim ve ürün geliştirmede sıkıntılar gözleni-

ilişkilerinin normalleşmesiyle konut ve şehir-

lık kalkınma planı çerçevesinde 64 proje yıllık

yor.

cilik altyapı yatırımlarının artması bekleniyor.

Gıda Sanayi:

rolün satımından elde edilen gelirlerin başka

50 milyon ton kapasite ile ve 44 milyar dolar-

Buna rağmen İran gıda sanayii iç talebi

lık yatırımla hayata geçecektir. Bu projeler ile

karşılayacak güce ulaşmış durumda ancak

İran, 2015 yılı sonuna kadar toplam 100 milyon

ihracata yönelik ürün geliştirmede zorluklar

tonluk petrokimya ürünü üretme kapasitesine

-Sorun alanları İki ülke arasında 21.8 milyar Dolara ulaşan dış ticaret hacminin gelecekte çok daha

gözleniyor.

üst seviyelere çıkma potansiyeli bulunsa da

sahip olmak istemektedir. Bu rakam ise İran’ı İran dünyanın en

kısa vadede bazı zorluklar dikkat çekiyor. DEİK

önemli petrol ve doğalgaz üreticisi ülkelerin-

analizlerine göre, iki ülke arasında, gümrük ta-

den biri olarak biliniyor. Ülke, OPEC’in ikinci en

rifelerinde, ulaşımda, İran dış ticaret mevzua-

Otomotiv ve Yan Sanayi:

büyük petrol üreticisi ve Suudi Arabistan’dan

tında, çalışma izinlerinde sorunlar bulunuyor.

İran’da, otomotiv sanayii yüksek vergilerle

sonra dünyanın en büyük 2. petrol rezervleri-

Belirlenen bu alanlarla ilgili halen devam eden

korunan bir sektör. Ancak, devlet tekelinde-

ne sahip durumda. Dünya rezervlerinin yüzde

sıkıntılara yönelik analizler şöyle:

ki sektör, son dönemde teknoloji transferi

10.3’ünü elinde bulunduran ülkenin 151 milyar

Petrol sanayii:

Dow Chemical’dan sonra dünyada ikinci büyük petrokimya ürünü üreticisi yapmaktadır”

78


ATLAS

PLASFEDDERGİ

Gümrük tarifelerinde yaşanan sıkıntılar: İran’da yerel üreticileri

en etkili ülkelerinden biri. Ortadoğu’da eskiden

fından karar almada bağlı bulunuyor. Yürütme

beri var olan ancak son 15 yılda çatışmalarla

ve Yasama Organından geçen kararlar üzerin-

koruma eğilimi devam ediyor. Bu nedenle, iki

derinleşen mezhep ayrımı çerçevesinde Şii

de yetki sahibi.

ülke arasında karşılıklı olarak tarifelerin düşü-

nüfusun bulunduğu bütün ülkelere etki ede-

rülme kararı alınmasına rağmen yüksek oranlı

biliyor. İran’ın yakın tarihindeki en önemli olay

İran’da güç odaklarını oluşturan sistem

vergiler sürüyor. İran’da yüzde 4 ile 200 ara-

ise komşusu Irak ile 1980-88 yılları arasında

karmaşık bir yapıda bulunuyor. Herşeyden

sında değişen vergiler sözkonusu.

süren savaş oldu.

önce dini lider tarafından altı üyesi atanan, altı üyesi de İran yargısı tarafından belirlenen

Ulaşım konusunda yaşanan sıkıntılar: İran’ın Türk araçlarına verdiği

İran ile ilgili bilinmesi gereken en önemli

Anayasa Koruma Konseyi, Dini lideri seçen ve

unsurlardan biri de 76,9 milyon kişilik ülkede,

yakın çalışan Danışmanlar Konseyinin belirle-

yakıttan akaryakıt fiyat farkı adı altında ek zam

tarihi olarak İran’ın kuzeyinde varlığını sür-

yicisi durumunda. Danışmanlar Konseyi 8 ki-

yapması ve yol vergisi maliyetleri yükseltiyor.

düren Azeri nüfus. Ülkede Türk kökenli etnik

şiden oluşuyor ve Dini lideri ömür boyu görev

İran Dış Ticaret Mevzuatındaki Belirsizlik-

yapılar da bulunuyor. Toplamda yüzde 27’ye

yapmak üzere seçiyor. Bu konsey tamamı gizli

ler: 2009 yılından itibaren tarım ve gıda ürün-

varan nüfusun Türkçe ve Türkçe lehçeleri

olan kararlar alıyor ve bazı yürütme uygulama-

lerinde İran Bitki Koruma Kurumu izni uygula-

konuştuğu tahmin ediliyor. Bu kişiler, Azeri

ları üzerinde veto yetkisine sahip.

nıyor ve sertifikalar kabul edilmeyebiliyor. İran

lehçesiyle Türkçe konuşuyor ve büyük oranda

ile pamuk tohumu ihracatındaki transit geçiş-

Türkçe anlaşmak mümkün. İran içinde hem ka-

lerde zorluklar dikkat çekici bulunuyor.

muda, hem iş dünyasında çokça Türkçe konuşan insanla karşılaşılıyor.

-İran’da gezilecek yerler İran’ın Başkenti durumundaki Tahran, hem iş hem de seyahat açısından görülecek

Yabancı Personelden Alınan Vergi : İran’da yabancı personel yüzde 33 vergi ödüyor. Ayrıca yönetici pozisyonlarda çalışanlar için vergi matrahı düzeyini de kendisi belirliyor. Bu vergiler ayda birkaç bin Dolara ulaşabiliyor. Ayrıca, çalışma ve oturma izinleri çok detaylı formalitelere bağlı olarak uzun sürüyor. Bunların yanısıra, İran’da son dönemde uluslararası gelişmelere bağlı olarak ödeme sisteminde ciddi sorunlar yaşanabiliyor. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bünyesinde Türkiye, Afganistan, İran, Pakistan ve Tacikistan arasında gümrük tarifelerinin indirilmesi yönündeki anlaşmanın yürürlük kazanması için ise çalışmalar sürüyor.

-İran kendine özgü karmaşık siyasi yapı

yerlerin arasında bulunuyor. Nüfusu 12 milyon

İran, pers imparatorluğunun kültür mirası

İran’da Türkiye’dekine benzer şekilde ya-

olan tarihi şehrin altyapısı mevcut nüfusu kal-

üzerinde bulunuyor. Millattan önce 4 binli yıl-

pılanmış 31 “Ostan” (il ya da eyalet) bulunuyor.

dırmıyor. İran, son dönemde yeni bir “başkent”

lardan bu yana kültür ve devlet yerleşimlerinin

Bu ostanların merkez ilçesine karşılık gelebile-

tasarlayıp inşaa etmeyi açık olarak tartışmaya

bulunduğu coğrafya, Türk tarihi açısından

cek “merkez şehir”leri bulunuyor. Ülkenin en

başladı.

da büyük önem taşıyor. Anadolu, Ortadoğu-

büyük üç şehri Başkent Tahran, Meşhed, İsfa-

Körfez ve Kuzey Afrika’da hüküm süren Pers

han, Tebriz ve Şiraz.

Şiraz ise İran’ın en önemli tarihi kentlerinin başında bulunuyor. Bu şehre yakın Perse-

imparatorluğunun ardından bugünkü İran’ın coğrafyasında Türk varlığı her dönem oldu

Ülke, siyasi otoritenin üstünde bulunan

polis, M.Ö. 6. yüzyılda inşa edilmeye başlandı

ve Şah dönemi İran’ına kadar kurulan bütün

bir dini yapıyla yönetiliyor. Seçimle gelen bir

ve Pers İmparatorluğuna başkentlik yaptı.

devletlerde Türk unsuru bulundu. Ülkenin bi-

Cumhurbaşkanı ve onun tarafından oluşturu-

Görkemli şehrin kalıntıları çok sayıda turist çe-

rinci dünya savaşı sonrası şekillenen yapısın-

lan Bakanlar Kurulu sözkonusu.

kiyor.

da Fars kültürü tek başına hakim oldu. 1924’te başlayan bağımsız Şah dönemi, 1979’da

Yasama faaliyetleri ise yine seçimle ge-

İran’ın dini başkenti konumundaki Kum

Humeyni’nin yönlendirdiği devrimle son bul-

len 290 kişilik tek kademeli parlamento tara-

şehri de İslami mimarinin en önemli eserlerini

du. Ülke 1979 yılından bu yana ise kendine

fından yürütülüyor.

görmeye fırsat tanıyor. Tebriz, Gülistan İran’ın zengin kültürünü ve tarihini tanımak üzere zi-

özgü bir İslami kurallara dayalı siyasi sistemle yönetiliyor. Ortadoğu bölgesinin siyasi olarak

Hem Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu, hem de parlamento kararları dini otorite tara79

yaretçi alıyor.


PLASFEDDERGİ

SÖYLEŞİ

BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Deniz Aksoy:

“Bizim için kurumsal sosyal sorumlulukta eğitim önemli bir yer tutuyor” 150. kuruluş yılını kutlayan BASF, Türkiye’de ise 135. kuruluş yılında bulunuyor. Türkiye ofisinden 34 ülkenin yönetimini gerçekleştiren BASF, kurumsal sosyal sorumluluk alanında da güçlü adımlarıyla biliniyor. Sürdürülebilirlik anlayışıyla yürütülen kurumsal sosyal sorumluluk projeleri; hayır işleri, kültür ve eğitim olarak üç ana başlık altında toplanıyor. Eğitim alanındaki faaliyetlere özel önem veren BASF, plastik sektörünün en kapsamlı sosyal sorumluluk faaliyetlerinden biri olan Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasının da en önemli ve sürekli destekçileri arasında bulunuyor. BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Deniz Aksoy; BASF 150. yılı, faaliyetleri ve kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımlarını PLASFEDDERGİ’ye anlattı.

-Öncelikle, BASF 150. yılında, küresel bir şirket. BASF ve BASF Türkiye’den kısaca söz edebilir misiniz? Türkiye’de hangi alanlara yoğunlaştınız? Evet, biz BASF olarak, bu yıl tüm dünyada 150. yılımızı kutluyoruz. Türkiye’de ilk satışımızı 1880 yılında gerçekleştirdik ve 135 yıldır da Türkiye’deyiz. Faaliyetlerimiz kapsamında, birçok endüstriyel sektöre kimyasal ürün sağlamayı sürdürüyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz alanlar arasında; kimyasallar, plastikler, dispersiyonlar ve pigmentler, bakım kimyasalları, özel kimyasallar ve bitki koruma gibi birçok alan bulunuyor. Ürünlerimiz; elektrik ve elektronik, otomotiv, inşaat, deterjan ve temizlik, ilaç ve kozmetik ile hayvan yemi, tarım ve gıda gibi çok geniş ve önemli sektörlerde kullanılıyor. Şu anda İstanbul’da yer alan BASF Türkiye Ofisi oldukça önemli ve stratejik bir konumda yer alıyor. Merkez ofisimiz “Business Center Türkiye, Ortadoğu & Kuzey Afrika (BCT)”den, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan toplamda 34 ülke yönetiliyor. BCT ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde bulunan diğer ofis ve üretim

tesisleri de dâhil olmak üzere yaklaşık 900 kişi istihdam ediliyor. BCT, aynı zamanda Ortadoğu, Kuzey Afrika bölgeleriyle birlikte toplam 1.800 civarındaki çalışanıyla BASF’yi temsil ediyor. Türkiye’deki üretim tesislerine yenilerini eklemeyi düşünüyor musunuz? Türkiye’de Dilovası, Çayırova, Gebze, Trabzon, Adana ve Pendik’te olmak üzere 6 üretim tesisimiz bulunuyor. Pazarda genele ve özele hitap eden faaliyetlerimizi daha gözle görülür şekilde birbirinden farklılaştırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda özellikle özel üretim anlamında pazar lideri olmamızı sağlayan formülasyon uzmanlığımızı ve müşteri uygulamalarımızı daha da geliştireceğiz. Dünyada poliüretan sistemleri konusunda lideriz. Yeni düzenlemelerle özel üretim ve uygulamalar alanındaki inovatif liderliğimizi de pekiştirmeyi amaçlıyoruz. Böylelikle pazarın değişen ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermek prensibiyle Ar-Ge çalışmaları devam edecek ve müşterilerimiz gelişmiş ürünlere ekonomik koşullarda ulaşma imkânına sahip olacak.

80

BASF 150. yılında ne gibi kutlama-etkinlikler gerçekleştirecek, gerçekleştiriyor? Tüm dünyada 150. yılımızı kutlarken faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde, çalışanlarımız, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile özel etkinliklerde bir araya geliyoruz. 150. yıldönümümüzü hem bir kutlama vesilesi hem de yeni fikirler üretmek için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Sadece geçmiş 150 yılımızı anmak için kutlama yapmıyoruz aynı zamanda sürdürülebilir bir dünya hedefiyle gelecek 150 yıl için de projeler gerçekleştiriyoruz. Mayıs ayında Türkiye’deki kutlamalarımız kapsamında 600 iş ortağımız ile özel bir gecede bir araya geldik. Bu özel ve bizim için oldukça anlamlı olan geceye, BASF EUE Kıdemli Başkan Yardımcısı (BDT-Orta Doğu-Afrika) Laurent Tainturier, BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes ve BASF Türk Ülke Müdürü Buğra Kavuncu ev sahipliği yaptı. 150. yılımızda akıllı enerji, gıda ve şehir yaşamı olmak üzere üç konuya odaklanıyoruz. Bu global zorlukların üstesinden gelebilmek için yenilikçi çözümler arıyoruz. Mumbai’de su


SÖYLEŞİ

erişimi, Kuzey ve Güney Amerika’da kaynak etkinliğine sahip yetiştiricilik, Şanghay’da akıllı tüketim, Ludwigshafen’da enerji depolama ve Sao Paulo’da dar gelirlilere konut gibi zorluklar konusunda müşterilerimiz ve ortaklarımızla işbirliği yaparak çözüm geliştirmek üzere çalışıyoruz. Bu kapsamda başlatılan “Creator Space Online” adlı platformda www.creator-space. basf.com üzerinde iletişime geçen müşteriler, bilim insanları, halk ve BASF uzmanları; belirttiğim gibi akıllı enerji, gıda ve şehir yaşamı olarak belirlenen üç konuyla ilgili gelecekte ortaya çıkması muhtemel küresel zorluklara çözüm üretmek üzere fikir alışverişinde bulunuyor. 2015 yılı boyunca bu platformdan elde edilecek verilerin, hayata geçirilecek çözümler için bir temel oluşturması planlanıyor. BASF Türkiye 2015 hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz? BASF Türkiye’nin ülkemizle ilgili uzun dönemli bir vizyonu bulunuyor. Ülke ekonomisinin son 10 yıldaki istikrarlı büyümesinin önümüzdeki yıllarda da devam etmesini bekliyoruz. Büyüyen ekonomiyle birlikte hizmet verdiğimiz sektörlerde de büyüme gerçekleşecek ve buna bağlı olarak BASF de büyümesine devam edecektir. PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasını destekliyorsunuz. Bu kampanya ve verdiğiniz destek hakkında bilgi verir misiniz? Tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik anlayışı ile yürüten bir kurum olarak, kurumsal sosyal sorumluluk projelerimize de bu anlayışı yansıtıyoruz. Son zamanda, PAGDER ile iş birliği içinde yürüttüğümüz “Yuvaya Dönüşecek Plastikler” adlı kurumsal sosyal sorumluluk projesi çevremizde oldukça ilgi gördü. “Sıcak Bir Yuva Her Canlının Hakkıdır” ilkesiyle yola çıktığımız bu proje ile geri dönüştürülen plastikler, sokakta yaşayan hayvan dostlarımızın barınabileceği yuvalar haline geldi. Bu önemli projenin başarısının devam etmesini ve daha fazla sokak hayvanı için yuva temin edilmesini diliyoruz. BASF Türkiye sosyal sorumluluk projeleri hakkında bilgi verir misiniz? BASF Türkiye olarak, sürdürülebilirlik anlayışıyla yürüttüğümüz kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizi; hayır işleri, kültür ve eğitim olarak üç ana başlık altında topluyoruz. Bizim için özellikle eğitim ve kimya alanındaki bilgi birikimimizi aktarabileceğimiz önemli bir alan. Eğitici projeler aracılığıyla çocuklara bilimi ve kimyayı sevdirmeyi amaçlıyoruz. Bugüne kadar öne çıkan çalışmalarımızın başında Kids’ Lab projemiz yer alıyor. Kids’ Lab’in yanı sıra; bir diğer eğitici projemiz de “81 İlde

81 Kimya Laboratuvarı” projesidir. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içerisinde olduğumuz bu proje kapsamında, her ilde bir okulumuza yeni kimya laboratuvarları kuruyoruz ya da mevcut laboratuvarları modern ekipmanlarla yeniliyoruz. 81 İlde 81 Kimya Laboratuvarı çerçevesinde, Anadolu’nun en ücra kasabalarına kadar Türkiye’nin her ilinde, bugüne kadar eğitim olanaklarından diğer bölgelere göre daha az faydalanabilmiş yörelerdeki birçok lisenin laboratuvarını yenilendik, bazılarına da ilk kez laboratuvar kurduk. Bugün itibariyle, 50 farklı şehirde 50 laboratuvarın yapım ve yenileme çalışmalarını tamamlamış bulunuyoruz. 2016 yılı sonuna kadar 81 ilde 81 kimya laboratuvarı hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz. Projeye ayrıca “Anadolu’nun Kimyası” başlıklı bir kitap serisini de dâhil ettik. Dört kitaptan oluşacak serinin ilk kitabını tamamladık. Her kitap bir tema etrafında Anadolu’nun 20 kentini anlatıyor. Seri tamamlandığında 81 ilimizi tek tek tanıtmış olacağız. Bu kitaptan oluşan bütün gelirleri de Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı TEGV’e bağışlayacağız. BASF çevre politikalarını değerlendirebilir misiniz, örnek iyi uygulamalar var mı? Bugünlerde kurum kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olan sürdürülebilirliği, günümüz iş dünyasının mutlak bir gerekliliği olarak görüyoruz. Bugün uyguladığımız sürdürülebilirlik yönetimi, BASF’nin “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” ilkesini de destekliyor. Tüm ürünlerimizde ve üretim süreçlerimizde iklim koruması ve dünyamızın doğal kaynaklarının devamlılığını sağlamak üzere faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Çevresel unsurlar göz önüne alındığında iklim değişikliği, sürdürülebilir bir gelecek için çalışma doğrultusunda en önemli sorunlardan biri olarak karşımızda duruyor. Her açıdan ve-

81

PLASFEDDERGİ

rimli ve ekolojik olarak etkili bir şekilde küresel iklim koruma konusunda kararlılığımızı sürdürüyoruz. Dünya genelindeki enerji verimliliğimizi arttırmak üzere çalışmalarımız devam ediyor. 2012 yılının başında yeni ve iddialı bir iklim koruma hedefi belirlemiştik: 2020 yılı itibarıyla satılan ürünlerin tonu başına global sera gazı emisyonlarını 2002 yılına oranla yüzde 40 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ayrıca, su ağırlıklı alanlarda bulunan tüm üretim tesislerinde sürdürülebilir su yönetim sistemleri kurmayı amaçlıyoruz. BASF’nin benzersiz “Verbund” (entegre üretim) yaklaşımı, kaynakların etkin kullanımı ve sürdürülebilirliğe iyi bir örnektir. Büyük tesislerimizde yer alan üretim birimlerimiz; kimyasallar, boyalar ve bitki koruma ürünleri gibi yüksek katma değerli ürünler verimli değer zincirleri oluşturuyor. Böylece, bir üretim biriminin yan ürünleri bir başka birimin ham maddeleri olarak kullanılabilmektedir. Verbund sistemi kaynak ve enerji tasarrufu sağlamakta; gaz salınımlarını en az seviyeye indirmekte; lojistik maliyetlerini azaltmakta ve altyapısal sinerjilere olanak sağlamaktadır. Global üretim Verbund’umuz, BASF’nin tüm bölgelerdeki rekabet gücünün temelidir. Türkiye’den örnek vermek gerekirse; en yüksek tasarruf potansiyeline sahip olduğu tespit edilen ısı geri kazanımı projesi için BASF Türk Çayırova tesisimize yatırım yaptık ve yaptığımız yatırımın 3 katı değerinde buhar tasarrufu sağlamayı başardık. Öte yandan, enerji verimliliği alanında Türkiye’de sahip olduğumuz biri LEED Gold, diğeri LEED Platin sertifikalı binalarımız başarılı iş sonuçlarına birer örnek teşkil ediyor. Söz konusu binalarımızda kullanılan ileri teknoloji ürünü yalıtım sistemleri sayesinde enerji giderlerinde ciddi tasarruf sağlıyoruz. Tüm petrol üretim tesislerinde ise ham petrol üretimiyle ilişkili gazların rutin operasyonlarda sürekli olarak yakılmasını durdurduk. Sadece bu girişimle yılda yaklaşık 2 milyon metrik ton civarında sera gazı emisyonunu önlüyoruz.


PLASFEDDERGİ

SÖYLEŞİ

PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasının en önemli destekçileri arasında bulunan Hepsiburada Kategori Direktörü Onur Bayhan:

“PET (evcil hayvan) ürünlerinde plastik için geniş bir alan var” Türkiye’nin en büyük online alış-veriş şirketi Hepsiburada (hepsiburada.com), pet (evcil hayvan) ürünleri Kategori Direktörü Onur Bayhan, satışa sunulan mama dışındaki pet ürünlerinin büyük kısmının plastik ürünlerden oluştuğunu vurguladı. Ancak bunların büyük kısmının ithal ürünlerden oluşmasının kendilerinin de dikkatini çektiğini belirten Bayhan, yerli üreticilerle birlikte çalışmak istediklerini, uygun bir iş ortamına açık olduklarını vurguladı. Hepsiburada’nın özellikle pet kategorisinde sosyal sorumluluk ve duyarlılık projelerini desteklediğini ve yıllık 15 ton mama bağışında bulunduklarını belirten Bayhan, PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyası kapsamında üretilen kulübelerin de online mağazada yerini aldığını belirtti. Onur Bayhan, pet sektörüne yönelik plastik ürün imalatı, online perakendeciliğin incelikleri, bu kanalda yer almak isteyen imalatçılara tavsiyeleri ve hepsiburada.com’u konuştuk. -Bize biraz kendinizden ve hepsiburada.com’dan söz edebilir misiniz? Hepsiburada’da kategori (pet ürünleri) direktörü olarak görev yapıyorum. Şirketteki dördüncü yılım. Bundan önce offline perakende dediğimiz bir tecrübem var. İki yıl Toys’r’us, sekiz yıl Metro Grup Real, iki yıl Tekin Acar ar-

dından da 2012 senesinden beri de buradayım. Yani perakende geçmişim var ama mağazacılık market perakendesi. Benim de ilk online deneyimim. Hepsiburada’ya gelecek olursak, hepsiburada 1998’de kurulmuş olan bir şirket. 2000 yılında Hanzade Doğan Boyner’in almasının ardından o tarihten beri de Doğan Online Holding’in çatısı altında faaliyetine devam ediyor. Hepsiburada şu anda Türkiye’nin e-ticaretteki açık ara tartışmasız lider platformu. Otuzdan fazla kategoride 500 bin ürün satışa açık. Üye sayımız 8 milyonu geçmiş durumda. Günde 40 binden fazla sipariş alıyoruz ve müşterilerimize ulaştırıyoruz. Aylık yaklaşık 1 milyon 200 bin sipariş alıyoruz müşterilerimizden. Dolayısıyla böyle dev bir şirket. -Peki pet grubu için neler söylenebilir? Pet grubu da Hepsiburada’nın altındaki otuz kategoriden biri. Şirketimizin de çok önem verdiği bir kategori, çok hızlı büyüyen bir sektör. Henüz Türkiye’de pet sektörünün değerleri çok küçük, yaklaşık 300-350 milyon TL arası bir rakamdan söz ediliyor. Tam, sağlıklı veri kaynağı olmadığı için üretici, ithalatçı, distribütörlerden

82

veri toplayarak bir tahmin yapıyoruz. Türkiye’de bu pazarın büyümesi için çok fazla fırsat var. Neden fırsat var? Türkiye’de tüketiciler yani kedi-köpek besleyen insanların yüzde 90’ı hala yemek artığıyla hayvanlarını besliyorlar. Yani mama kullanımı oranı çok düşük bir seviyede. Kaldı ki kayıtlı kedi ve köpek sahipliği sayısı da çok düşük. Türkiye’de tahminimiz 750 bin adet kayıtlı kedi-köpek var. Fransa’da sadece dört milyon kayıtlı kedi var. Böyle baktığınız zaman Türkiye’deki pazarın potansiyelinin çok büyük olduğunu ve çok daha hızlı ilerleyeceğini görebilirsiniz. Biz de pet kategorisinde, kedi, köpek, balık, kuş için bütün ihtiyaçları tek çatı altından karşılayabiliyoruz. Onların ayaklarına kadar götürüyoruz. Dolayısıyla Pet kategorisi Hepsiburada’nın içinde şu anda en hızlı büyüyen sektörlerden bir tanesi. -Pet kategorisinde kaç müşteriniz var? Yaklaşık ayda on bin sipariş alıyoruz, yıllık 150 bin müşteri dolayında. Yani bizden son bir yıl içinde alışveriş yapmış 150 bin müşterimiz


SÖYLEŞİ

var ve müşterilerimizin geri dönüş oranları çok yüksek; yüzde 70’in üzerinde müşterimiz bizden alışveriş yaptıktan sonra tekrar alışverişine devam ediyor. Bu şu anlama geliyor; demek ki memnun kalmışlar ki bizim onlara götürdüğümüz hizmetten, üründen, fiyattan bizi tekrar tercih ediyorlar, Hepsiburada’yı tercih ediyorlar. -Hepsiburada’nın bu alandaki sosyal sorumluluk yaklaşımı da dikkat çekici? Evet, farklı çalışmalar yapıyoruz. Sosyal yardım kampanyaları yapıyoruz. Barınaklara destek oluyoruz. Bolluca barınağı, Yedikule barınağı, Beşiktaş Belediyesi ile ortak yaptığımız çalışmalarla bağışlar gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz sene bu amaçla sadece 15 ton bağış mamasını ulaştırdık. Beşiktaş Belediyesi ile yürüttüğümüz projeden ayrıca söz etmek isterim. “Mama paylaş” kampanyamızda, Beşiktaş Belediyesi’nin sorumluluk alanı içinde bulunan bütün mahallelerde besleme yapmak isteyen insanlara besleme yapmaları için mama temin ediyoruz. Aynı şekilde imkanı olup ama zaman bulamayan ancak katkı vermek isteyen insanlar, besleme yapmak isteyenler için mama sağlayabiliyor, buna aracılık yapıyoruz. Beşiktaş’ta bütün muhtarlıklara bilgi verdik ve kampanyamız yürüyor. PAGDER ile de çok güzel bir işbirliğinin tohumlarını attık altı ay kadar önce. Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyası kapsamında üretilen kulübelerin bağışlanmasına aracılık ediyoruz. Kampanyaya da Hepsiburada olarak tam destek veriyoruz. Kulübeler, hepsiburada. com üzerinde satışa açıldı. Tüketicilerimize bu bağış imkanını sunup, PAGDER’in sunmuş olduğu imkanları birleştirip ihtiyacı olan birimlere bu kulübeleri gönderiyoruz. Bu tip kampanyaları yapmaya devam edeceğiz çünkü hedefimiz bu sektördeki bilinilirliği artırmak. Kedi-köpek besleme bilincini artırmak ki Avrupa’daki seviyelere bu şekilde gelelim.

PLASFEDDERGİ

Pet kategorisinde plastik ürünlerin yeri nedir, biraz bilgi verebilir misiniz? Pet sektörü ağırlıklı olarak mamadan oluşuyor. Kedi ve köpek mamalarının toplamı bu sektörün yüzde 80’idir. Onun dışında kuş yemleri ve balık yemleri de var. Burada da yerli üreticilerle direkt çalışmaya özen gösteriyoruz. Yerli üreticilerle yaptığımız çalışmalar da her zaman kendimize ait özel markalar yaptırıyoruz. Burada tüketicilerimize fiyat avantajı da sunmuş oluyoruz ve yurt içindeki firmaları, yerli firmaları da desteklemeye çalışıyoruz. Ancak, bunun dışında profesyonel segment dediğimiz yani üst seviye veterinerlerin sattığı mama markalarının yüzde 90’ı ithal mamalardan oluşuyor. Baktığımız zaman şu anda ciromuzun yüzde 30’u, 40’a yakını yerli mamalar, diğer kalanları da ithalat ağırlıklı oluşturuyor. Plastik ürünlere gelirsek, sadece kulübe değil, geniş bir alanda plastik ürünler var: Mama kapları, saklama kapları, taşıma çantaları gibi ürünlerin tamamı plastik ve bunlarda biz maalesef yurtdışından ithal eden distribütörlerden alıyoruz. Mesela; Hollanda’da yapılan bir mama kabı. Çok da basit bir şey aslında.. Sattığımız mamaların yanında hediye kampanyası yaptık, bazen taşıma kutuları için kampanya yapıyoruz ve maalesef bu ürünler de ithal. Şu ana kadar bizimle bağlantı kuran, teklif veren bir üretici olmadı. Tedarikçiler (mama tedarikçileri) kampanya yapılacağı zaman onlar teklifleri getiriyorlar. Mesela bir kampanyamızdaki saklama kabı Türkiye’de yapılmış olsaydı onu tercih ederdik PAGDER vasıtası ile böyle bir pazarın potansiyelinin olduğu duyurulursa plastik üreticilerine buradaki fırsatları da üreticilerin değerlendirmesinde fayda var. Belki de Türkiye’de Pazar (henüz) küçük olduğu için insanlar o işe girmek istemiyor. Bir

defada on bin ürün basmak gerekiyor belki ama henüz o hacim yok. Bir firma girip kendisini çok yaygınlaştırırsa belki bir çözüm olabilir. Burada bence bütün toptancıları, ithalatçıları ve üreticileri böyle biraraya getiren bir platformda plastik üreticileri bir ortak noktada buluşup, böyle projeler geliştirebiliriz. Aynı kulübede olduğu gibi, farklı projeler çıkabilir. Bu noktada soralım o zaman: Online platformlara girmek isteyen bir imalatçı nelere dikkat etmeli, özellikli bir alan çünkü? Tabii online dünyanın dinamikleri alışılageldik, offline ticarete göre çok farklı. Bu alana girmek isteyenler, her şeyden önce teknolojik olarak altyapısını mutlaka iyileştirmek zorunda. Çünkü biz bütün tedarikçilerimizle onların ürün ve stok yönetim sistemlerini bizim satış sistemimize bağlayan XML dediğimiz bir entegrasyon sistemi ile çalışıyoruz. Dolayısıyla bu entegrasyon sistemine hazır olacak bir bilgi işlem altyapısını müesseselerini mutlaka oluşturmaları gerekiyor ki maksimum verimlilikte çalışabilelim. Bu şu anlama geliyor, tedarikçinin ürününü ve stokunu ve diğer ürün bilgilerinin eş zamanlı olarak Hepsiburada’da görüntülenmesi ve ürünün stokuna bağlı olarak da ürünün satış olup olmamasının bilgisinin akması gerekiyor. Çok fazla ürün çeşidi ile çalıştığımız için bizim bunu manuel olarak yönetme şansımız çok zor. Özetle, tedarikçilerimizle entegrasyonu yapıyoruz, iki firmanın sistemi konuşuyor ve otomatik çalışıyor. Bu çok önemli. Lojistik olarak servis düzeyinin üst seviyede olması gerekiyor.

83


PLASFEDDERGİ

SÖYLEŞİ

Her üründe stoklu çalışmak mümkün değil. Sattığımız ürünlerin büyük kısmı “flow-through” dediğimiz sistemle; Yani stokta olmayan ürünü satıyoruz, daha sonra tedarikçiden temin ediyoruz. Tedarikçiden bu nedenle şunu istiyoruz: b2b vasıtası ile onların sistemine akan siparişin ertesi gün depomuza sevkini istiyoruz. Bunu da her gün yapabilecek lojistik kapasiteye sahip olmak önemli. Bu bir maliyet çünkü bazen bir sipariş, bazen on sipariş geliyor. Tek ürün için bile üreticinin bize ürün vermesi gerekiyor. Herkesin altından kalkabileceği bir durum değil. Ürün kalitesi, fiyat önemli ama bu unsurlar çok önemli. Ürünlerin açıklama ve görsellerin zengin olması gerekiyor. İnternet müşterisi ürünlerin görsellerini inceliyor, bilgi istiyor, ek bilgi istiyor. Bazen hatta tedarikçi verirse video dahi ekliyoruz. Maksimum ürün bilgi detayı vermek gerekiyor. Sıcak market satışı ile online satış farklı. Market satışında ürünü anlatan bir kişi var. Bu imkan online satışta yok. Biz de en detay bilgileri en iyi şekilde açıklayacak bilgileri sunmak istiyoruz, bunun için sayfa oluşturuyoruz. Hatta bazen satış elamanının verebileceği bilgiden çok daha detay bilgi verdiğimiz ürünler var. Online müşterilerin kadın-erkek ve yaş gruplarına yönelik göstergeler nasıl? Ciromuzun yüzde 70’i erkeklerden oluşuyor. Kategoriden kategoriye değişebiliyor. Elektronikte ağırlık erkeklerde. Kozmetik, FMCG (hızlı tüketim malları), zorunlu tüketim mallarında, petshop ve pet ürünlerinde kadın-erkek müşteri yüzde 50-50’ye geliyor. Tekstil-moda, takı dediğimizde de yüzde 90’ı kadın oluyor. Yaş olarak da işin yüzde 70-80’i, 18-45 yaş arası grupta oluşuyor. İnternetin doğası gereği gençler daha fazla internet kullanıyor.

60’ı diğer Anadolu illerinedir. Soru: Bu size özgü mü, sektörün geneli

amacımız iki milyon ürün çeşidine çıkmak. İki milyon farklı-çeşitli ürünü tek çatı altında tüketicilerimize sunabilmek.

Bize özgü çünkü; dediğim gibi bütün tüketicilerin A’dan Z’ye herşeyi bulabilecekleri tek çatı özelliğini Türkiye’de sağlayan Hepsiburada’da .. En geniş ürün gamı en geniş çeşit en fazla marka sayısı ve en avantajlı fiyatları müşterinin ayağına kadar kargosu dahil kampanyalarla sunuyoruz. O avantajı da tüketicinin ayağına götürüyoruz ve tüketici her ihtiyacını bu tek çatı altında toplayıp, tek siparişle elde edebiliyor.

-Perakende sadece online olur mu? Ben yüz yüze satışın biteceğine inanmıyorum. Türkiye’de online internet ticareti, toplam ticaretin yüzde 1,5 seviyelerinde. Avrupa ve ABD’de yüzde 10’un üstüne geçti. Bazı ürün kategorileri farklı mesela Kore’de bebek bezinin yüzde 70’i online satılıyor. Türkiye’de de belli seviyelere gelecektir, bulunduğu konumdan yukarı çıkacaktır. En azından 2018’e kadar yüzde 5’lere geleceğini düşünüyoruz.

-Perakende sektörünün iki tarafında da bulunduğunuz için karşılaştırma yapabilir misiniz? Çok büyük farklardan söz edemeyiz. Ben perakende sektöründe satın alma bölümlerinde çalıştım ama online alanda her iki tarafla da doğrudan çalışıyorsunuz. Yani hem satın alma, hem de satış. Burada bizim yaptığımız, tüketicilerin ihtiyaçlarını gidermek. Her şey tüketicilerin ihtiyaçlarından doğuyor. Biz müşteri iştirakini gidermek için şirketimizin bize vermiş olduğu hedefleri tedariklerimizin sağlayabildiği rakamları tüketicilerimizin ihtiyaçları ile ortak bir optimum noktada buluşturuyoruz. Zaten bu şekilde bu iş birlikleri, iş ortaklıkları ortaya çıkıyor. Yani tek taraflı bir iş ortaklığı hiçbir zaman söz konusu olmuyor.

İnternetten alışveriş kolaylığını gören insanlar, bugünkü özellikle büyük kentlerdeki trafik ve zamansızlık sorunu göz önüne alındığında, rutin alışverişe fazla zaman harcamak istenmiyor. Özellikle kapıya kadar ürünü getir-

mi?

tebiliyorsanız. Özellikle hafta sonu alışverişinin çoğunlukla internet üzerinden olacağını düşünüyorum.

mi?

-Son zamanlarda online satışlarda markaların kendi ürünlerini doğrudan sattığı bir sunuş-satış şekli yaygınlaştı. Bir çeşit “platforma dönüşme” sözkonusu? Platform yapıyla ilgili biz de Hepsiburada içinde yeni bir sisteme geçiyoruz. O platform dediğimiz yani pazaryeri dediğimiz; tüccarların, markaların gelip ürünlerini satışa sokabilecekleri, dükkan dediğimiz ya da ürün sayfalarında, kendi fiyatları ile ürün teklif edebilecekleri formata biz de geçiyoruz.

-Bildiğimiz kadarıyla ödeme sistemi ve güvenliği konusunda ciddi yatırım yapan bir şirketsiniz? Evet, müşterilere maksimum ödeme çeşitliliği sunuyoruz. Havale, kredi kartı isterseniz de kapıda ödeme.. Bilgi güvenliği konusunda en büyük yatırımı yapan şirketlerden biridir. Hatta o kadar güveniyoruz ki dileyen müşterilerimize kredi kartı bilgilerini burada saklama imkanı sunuyoruz. Yani tekrar tekrar bilgi girmeden, sadece SMS onayıyla alışveriş yapabilir hale geliyor.

Hepsiburada’nın hem pet de hem de genelde müşteri talebi yüzde 40’ı üç büyük il; İstanbul, Ankara, İzmir.. Fakat bunun dışında yüzde 60 Anadolu’dur. Bunun sebebi de şu; tüketiciler Anadolu’da bu ürünleri bulacak satış noktası bulamıyorlar. Bu ürünleri tedarik edecek nokta bulamadıkları için de Hepsiburadayı tercih ediyorlar. Dolayısıyla satışımızın yüzde

Denemeler yavaş yavaş başladı. Hepsiburada’nın kendi satış kanalı hem de marka-pet dediğimiz format içinde yer alacak, Hepsiburada’nın altında yer alacak. Aynı Amerika’daki Amazon gibi. Buradaki amaç; ürün çeşidini artırmak. 500 bin çeşit ürün satıyoruz demiştim, bu ortamla, bu platform ile birlikte

Şu anda 8 milyon üyemizin 1 milyonu bize kredi kartı bilgilerini saklama onayını verdi. Güvenilirlik sorunumuz yok. Bunu takip eden ayrı bir birimimiz var. Kendimize güveniyoruz, ciddi yatırımlar yaptık, Türkiye’de en büyük güvenlik yatırımları yapanlardan biriyiz. Yatırım yapılması bu işe ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi.

Pet kategorisinde kadınların daha fazla oranda olacağı tahmini yapılabilir ama aileler (haneler) söz konusu olduğunda, bir hesap açıldıysa o hesaptan alışveriş sürdüğü için kayıtlarda o görünüyor olabilir. -Müşterilerin hepsi büyük kentlerden

84



PLASFEDDERGİ

GÖRÜŞ

Sermaye şirketlerinde nakden ödenen sermaye üzerinden hesaplanan faizin gider yazılması Ali İbrahim Aydın Yeminli Mali Müşavir aaydin@prosesdenetim.com.tr

5520 sayılı Kurumlar vergisi Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasına 6637 sayılı Kanunun 8. maddesiyle (ı) bendi eklenmiştir. Söz konusu bent ile getirilen düzenleme sermaye şirketlerinin nakden ödemiş oldukları sermaye tutarı üzerinden belirli ölçülere göre hesaplanacak bir tutarın kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasına olanak sağlamaktadır. Düzenlemenin amacı, şirketlerin nakdi sermayelerini artırmaya teşvik etmek ve bu suretle özkaynak yapılarının güçlenmesini sağlamaktır.

1-DÜZENLEMENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ 01.07.2015 tarihinde yürürlüğe girecek olan bu düzenlemenin temel özellikleri şu şekildedir. İndirim uygulamasından yalnızca sermaye şirketleri yani anonim şirketler, limited şirketler ve eshamlı komandit şirketler istifade edebileceklerdir. Uygulama 01.07.2015 tarihinden sonra yapılacak nakit sermaye artırışları için geçerli olacaktır. İndirim tutarı, yeni kurulan sermaye şirketlerinde, ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden hesaplanacaktır. İndirim tutarının hesaplanmasında, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınacaktır. Nakden artırılan ve ödenen sermaye kısmı için yukarıda belirtilen faiz oranı uygulanmak suretiyle yıl sonuna kadar olan dönem için hesaplanacak tutarın % 50’si gider kaydedilmek suretiyle kurum kazancından indirilebilecektir.

Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri bu düzenlemeden istifade edemeyeceklerdir. İndirim uygulamasından, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılabilir. Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz. İndirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder. Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır. Kurumlar Vergisi Kanununun 12. maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır. Bakanlar Kurulu, Kanunda % 50 olarak belirtilen genel indirim oranını, Kanunda belirtilen kriterler çerçevesinde sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu ayrıca, % 50 oranını halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre % 150’ye kadar farklı uygulatmaya da yetkilidir.

86

2 BAKANLAR KURULUNUN YETKİSİNİ KULLANMAK SURETİYLE FARKLILAŞTIRDIĞI İNDİRİM ORANLARI Yazımızın bir önceki bölümünde Bakanlar Kurulunun oranları farklılaştırma konusundaki yetkisini belirtmiştik. Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanmış ve 26.06.2015 tarih ve 2015/7910 Sayılı Kararla oranlarda bazı farklılıklara girmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde uygulanacak indirim oranları şöylece özetlenebilir. İndirim Oranı Genel olarak indirim oranı % 50’dir. Buna göre, ilgili yıl içinde Merkez Bankasında en son açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınmak suretiyle nakden ödenmiş olan sermaye tutarı üzerinden hesaplanan faiz tutarının % 50’si gider yazılabilecektir. Payları Borsada İşlem Gören Halka Açık Sermaye Şirketleri İçin İndirim Oranı İndirim oranı, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde kayıtlı payların nominal tutarı, ödenmiş -veya çıkarılmış- sermayeye oranı % 50 ve daha az olanlar şirketler için genel indirim oranına 25 puan ilave edilmek suretiyle; % 50’nin üzerinde olanlar şirketler için ise, genel indirim oranı 50 puan ilave edilmek suretiyle uygulanacaktır. Yatırım Teşvik Belgeli Yatırımların Finansmanında Kullanılan Nakdi Sermaye İçin İndirim Oranı Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere, indirim


GÖRÜŞ

oranı 25 puan ilave edilmek suretiyle uygulanacaktır. İndirim Oranı % 0 Olarak Uygulanacak Şirketler Aşağıdaki özelliklere sahip şirketler için indirim oranı yüzde sıfır olarak belirlenmiştir. Gelirlerinin % 25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kar payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri. Aktif toplamının % 50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri. İndirim Oranı % 0 Olarak Uygulanacak Nakdi Sermaye Nakdi sermayenin aşağıda belirtilen kısımları için indirim oranı yüzde sıfır olarak uygulanacaktır. Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutarla sınırlı kısmı. Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutarla sınırlı kısım.

3.ÖZELLİKLİ DURUMLAR Artırılan İndirim Oranının Uygulanması Gerek Kanun metninde gerekse Bakanlar Kurulu Kararında yer alan ifadeler indirim oranının uygulanmasında bazı tereddütlere mahal bırakacak gibi görünüyor. Düzenlemede, Bakanlar Kurulunun indirim oranını artırabileceği hükmüne yer verilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararında ise, örneğin halka açık şirketler için indirim oranının durumuna göre 25 puan veya 50 puan ilave edilmek suretiyle uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Buna göre, gene olarak % 50 olan indirim oranının, indirim oranı 25 puan artırılan şirketler için % 75 olarak; 50 puan artırılan şirketler için ise % 100 olarak uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. Zira Bakanlar Kurulu, genel indirim oranının % 25 veya % 50 oranında artırılmasına değil, 25 veya 50 puan artırılmasına karar vermiştir. Maliye Bakanlığının kısa bir süre zarfında yayımlayacağı bir tebliğle konuyu açıklığa kavuşturacağını düşünüyoruz. Sermayenin Azaltılması ve Tekrar Artırılması Düzenleme 01.07.2015 tarihinden itibaren yapılacak nakdi sermaye artışları için geçerli olacaktır. Diğer bir ifade ile, 30.06.2015 tarihi itibarıyla bilançoda yer alan sermaye için indirimden istifade edilemeyecektir.

Kanun koyucu, 01.07.2015 tarihinden sonraki süreçte önce sermayenin azaltılması ve ardından tekrar artırılması yoluyla uygulamanın istismar edilmesini önleyici bir hükmü de Kanun metnine koymuştur. Madde metninde, sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmayacağı hükmü yer almaktadır. Uygulama 01.07.2015 tarihinde yürürlüğe gireceği için sermayenin azaltılması halinde azaltılan bu kısımla sınırlı olmak üzere indirimden yararlanılamayacağına dair hüküm de 01.07.2015 tarihinden itibaren gerçekleştirilecek sermaye azaltımları için geçerli olacaktır. Ancak, düzenlemenin yer aldığı 6637 sayılı Kanunun TMMM’ne sevk edildiği 09.03.2015 tarihi ile düzenlemenin yürürlüğe girdiği 01.07.2015 tarihi arasındaki dönemde gerçekleştirilen sermaye azaltımları bakımından bir boşluk oluşmuştur. Bu boşluk yukarıda belirtilen Bakanlar Kurulu Kararı ile ortadan kaldırılmış ve 09.03.2015 tarihinden, 5520 sayılı Kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin yürürlüğe girdiği 01.07.2015 tarihine kadar olan dönemde sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde, azaltılan sermaye tutarına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere indirim hakkından yararlanılamayacağı kararlaştırılmıştır. Buna göre, 01.07.2015 tarihinden itibaren yapılacak nakdi sermaye artırımları bakımından indirimden istifade edebilmek için nakden ödenmiş sermaye tutarının 09.03.2015 tarihi itibarıyla nakden ödenmiş sermaye tutarının altında olmaması gerekir.

4-UYGULAMAYA DAİR ÖRNEKLER (A) A.Ş. 18.08.2015 tarihinde yapılan tescil ile sermayesini 800.000 TL artırmış olup, artırılan sermayenin tamamı aynı ay içerisinde nakden ödenmiştir. Merkez Bankasının 2015 yılında açıkladığı Bankalarca açılan (TL) cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık

87

PLASFEDDERGİ

ortalama faiz oranını % 12 olduğunu varsaydığımızda 2015 yılı hesap döneminde kurum kazancından indirim konusu yapılacak tutar şu şekilde hesaplanacaktır. İndirim Tutarı = Nakden Artırılan Sermaye x Faiz Oranı x Süre x İndirim Oranı = 800.000 x 0,12 x (5/12) x 0,50 = 20.000 TL Buna göre, (A) A.Ş.’nin 2015 yılı hesap döneminde matrahtan indirim konusu yapabileceği tutar 20.000 TL olacaktır. (B) A.Ş. 2015 yılı Haziran ayında sermayesini 500.000 TL azaltmıştır. Şirket bu defa, 20.09.2015 tarihinde yapılan tescil ile sermayesini 400.000 TL artırmış olup, artırılan sermayenin tamamı aynı ay içerisinde nakden ödenmiştir. Böyle bir durumda, şirketin nakdi olarak artırdığı sermaye tutarı 09.03.2015 tarihinden sonra yapılan sermaye azaltımından daha düşük olduğundan şirketin indirimden yararlanması söz konusu olmayacaktır. (C) A.Ş. 2015 yılı Ağustos ayında sermayesini 300.000 TL azaltmıştır. Şirket bu defa, 10.10.2015 tarihinde yapılan tescil ile sermayesini 500.000 TL artırmış olup, artırılan sermayenin tamamı aynı ay içerisinde nakden ödenmiştir. Böyle bir durumda, artırılan ve nakden ödenen sermaye tutarından azaltılan sermaye tutarı düşüldükten sonra kalan 200.000 TL tutarındaki kısım için indirim uygulamasından faydalanılabilecektir. İndirim tutarının hesaplanmasında, sermaye artırımının gerçekleştirildiği Ekim ayı tam ay olarak kabul edilmek suretiyle 31.12.2015 tarihine kadar olan 3 aylık dönem dikkate alınacaktır. Faiz oranının aynı şekilde % 12 olduğu varsayımı altında indirim tutarı aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. İndiririm Tutarı = (Nakden Artırılan Sermaye-Azaltılan Sermaye) x Faiz Oranı x Süre x İndirim Oranı = 200.000 x 0,12 x (3/12) x 0,50 = 3.000 TL


PLASFEDDERGİ

Barbaros DEMİRCİ

ENDÜSTRİDEN

İSO 500 listesine 21 plastik ve kauçuk firması girdi

Genel Sekreter PLASFED

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun üretimden satışlar verisine göre sıralandığı İSO 500 listesi yayınlandı. Listeye, plastik ve kauçuk sektöründen 21 firma girdi. Firmaların 14’ü plastik, 7’si ise kauçuk firmalarından oluştu. İmalat sanayiinin yaşadığı genel sıkıntıların gözlendiği İSO 500 listesindeki veriler üzerinden yapılan analizde 2014 yılında 2013 yılına kıyasla ortalama olarak ihracat ve brüt katma değer dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans sağlamalarına karşı, ilk 500’e giren plastik firmalarının üretimden satışlar ve satış hasılatı dışındaki tüm göstergelerde ise negatif gelişme gözlendi.

2014 yılında ABD ve İngiltere ekonomilerinde güçlü bir toparlanma gözlenirken, Euro bölgesi ve Japonya ekonomilerinde durgunluğun devam ettiği görülmektedir. Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyüme beklenenin altında kalmıştır. 2014 yılında Türkiye ekonomisindeki performansın gerilemesinin başlıca nedenleri ; dış alemdeki düşük büyüme hızı, jeopolitik riskler ve FED’in 10 yıl sonra yapacağı ilk faiz artırımının olumsuz etkileridir. Diğer taraftan Türkiye ekonomisini 2014 yılında olumsuz etkileyen en önemli faktörler ; kurlardaki oynaklık ve sert artışlar, dünyada gerilerken Türkiye’de artan gıda fiyatlarıdır. Kurlardaki oynaklık ve sert artışlar yatırımcı ve üretici firmaların aktivitelerini ve ileriye dönük öngörülerini olumsuz etkilemiştir. Ayrıca kur artışları ve gıda fiyat artışları enflasyonun artmasına neden olmuştur. Türkiye ekonomisi 2012 yılında % 2,1, 2013 yılında % 4,2 ve 2014 yılında da ancak % 2,9 büyüyebilmiştir. Potansiyel büyüme hızının çok altında gerçekleşen bu büyüme hızları, genel ekonomimizin yaklaşık % 20’sini oluşturan sanayi sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Nitekim sanayi sektörü ve imalat sanayi 2014 yılında sırası ile % 3,8 ve % 3,7 büyüyebilmiştir. 2014 yılında ülkemizde özel sektör sanayi kuruluşları borçlanmaya devam etmektedir. Özel sektörün borçlarının artması aslında ülke ekonomisi için önemli bir kırılganlık faktörüdür. İmalat sanayiinin ihracat performansında da gerileme görülmektedir. AB ülkelerinde yaşanan durgunluğun olumsuz etkisi sektörün ihracat performansını olumsuz etkilemiştir. 2014 yılında ihracat performansını olumsuz etkileyen başlıca koşulları ; büyümenin büyük oranda iç talebe bağlı gerçekleşmiş olması, yüksek ithal girdi bağımlılığının kırılamaması, ithalatta ABD doları, satışta ise Euro ağırlıklı ödeme nedeni ile kur riskinin artması, düşük orta düzeyli teknoloji ürünlerinin ağırlıklı ihraç edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.

Değerlendirme, “ İSO - Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2014 Özel Sayısı“ndaki veriler ve Endüstriyel Kodlar Anahtarı’nda tarif edilen NACE Rev.2, 2015 Kod : 22 “ Kauçuk ve Plastik Ürünlerin İmalatı” altında yer alan firmalar dikkate alınarak değerlendirilmiştir. NACE 22 altında ISIC Rev. 2 : 355 kod numarası altında kauçuk, ISIC Rev. 2 : 356 ‘da ise Başka Yerde Sınıflandırılmayan Plastik Mamulleri imal eden tesisler yer almaktadır. Plastik ve kauçuk sektörü ile ilgili olmasına rağmen, değişik NACE ve ISIC kod numaraları altında yer alan firmalar, firmaların özel bilgileri alınamadığından rapor kapsamına dahil edilmemiştir. 2014 yılında Plastik ve Kauçuk sektörlerinde toplam 21 firmanın1 ilk 500’e girdiği, bu firmalardan 7’sinin kauçuk, 14’ünün de plastik sektöründe faaliyet gösterdiği görülmektedir. 2013 yılında kauçuk sektöründen 7, plastik sektöründen de 16 olmak üzere toplam 23 firmanın İSO ilk 500 sıralamasına girdiği dikkate alındığında, 2014 yılında plastik sektöründe İSO sıralamasına giren firma sayısı 2 azalmış, kauçuk firma sayısı ise aynı kalmıştır. 2014 yılında İSO ilk 500 sıralamasında yer alan firma sayısında gıda sektörü 100 firma ile önde gelmiştir. Sıralamaya giren firma sayısı 20’yi geçen diğer sektörler; Ana Metaller, Mineraller, Tekstil, Otomotiv ve Yan Sanayi, Elektrikli Tesisat, Kimyasallar ve Plastik ve Kauçuk sanayi kollarından oluşmuştur.

PLASTİK SEKTÖRÜNDE İLK 500’E GİREN FİRMALARIN PERFORMANS KIYASLAMASI : İSO sıralamasına giren ilk 500 büyük firmanın, 2014 yılında 2013 yılına kıyasla ortalama olarak ihracat ve brüt katma değer dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans sağlamalarına karşı, ilk 500’e giren plastik firmalarının üretimden satışlar ve satış hasılatı dışındaki tüm göstergelerde negatif performans gösterdikleri ve geriledikleri görülmektedir. -Bir firma ismini saklamıştır.

1

88


ENDÜSTRİDEN

PLASFEDDERGİ

Plastik Sektöründe İlk 500’e Giren Firmaların Performans Değişimleri ( 2014 / 2013 ) ( Milyon TL ) PLASTİK SEKTÖRÜ

İSO İLK 500 FİRMA

Performans Değişimi (%)

2013

2014

2013

2014

Plastik Sektörü

İSO İLK 500

Üretimden Satışlar ( Net )

6.046

6.088

383.036

421.156

0,7

10,0

Satış Hasılatı ( Net )

6.632

6.857

454.991

472.548

3,4

3,9

549

531

131.008

130.847

-3,4

-0,1

Brüt Katma Değer Öz Sermaye

1.451

880

179.900

193.972

-39,3

7,8

Net Aktifler

4.618

3.593

418.177

450.837

-22,2

7,8

Dönem Karı ( Vergi Öncesi )

-133

165

22.137

27.097

-

22,4

İhracat ( 1.000 $ )

1.040

724

61.345

61.345

-30,4

0,0

Çalışan Sayısı ( Kişi )

11.255

6.986

613.822

639.680

-37,9

4,2

İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN PLASTİK FİRMALARININ, İMALAT SANAYİ İLK 500 FİRMASI İÇİNDEKİ PAYI : Plastik sektöründe faaliyet gösteren ve İSO sıralamasında ilk 500 arasına giren firmaların 2014 yılında İSO 500 büyük firma içindeki payları şu şekilde gerçekleşmiştir ; • Üretimden satışlar payı % 1,6’dan % 1,4’e gerilemiş, • Net satış hasılatları payı % 1,5 ile düzeyde kalmış, • Yaratılan brüt katma değerin payı % 0,4 ile aynı düzeyde kalmış, • Öz sermaye toplamlarının payı % 0,8’den % 0,5’e gerilemiş, • Net aktifler toplamının payı % 1,1’den % 0,8’e düşmüş, • Vergi öncesi dönem karı payı % - 0,6’dan % 0,6’ya yükselmiş, • İhracat toplamının payı % 1,7’den % 1,2’ye gerilemiş, • Ücretle çalışanlar toplamının payı % 1,8’den % 1,1’e düşmüştür.

Plastik Sektöründe İlk 500’e Giren Firmaların İmalat Sanayii İlk 500 Firma İçindeki Performans Payları ( % ) Üretimden Satışlar ( Net )

2013

2014

1,6

1,4

Satış Hasılatı ( Net )

1,5

1,5

Brüt Katma Değer

0,4

0,4

Öz Sermaye

0,8

0,5

Net Aktifler

1,1

0,8

Dönem Karı ( Vergi Öncesi )

-0,6

0,6

İhracat ( 1.000 $ )

1,7

1,2

Çalışan Sayısı ( Kişi )

1,8

1,1

Kaynak : İSO - 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu

KAUÇUK SEKTÖRÜNDE İLK 500’E GİREN FİRMALARIN PERFORMANS KIYASLAMASI : İSO sıralamasına giren ilk 500 büyük firmanın, 2014 yılında 2013 yılına kıyasla ortalama olarak ihracat dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans sağlamalarına karşı, ilk 500’e giren kauçuk firmalarının öz sermaye dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans gösterdikleri görülmektedir.

Kauçuk Sektöründe İlk 500’e Giren Firmaların Performans Değişimleri (2014 / 2013) (Milyon TL) KAUÇUK SEKTÖRÜ

Performans Değişimi ( 2014 / 2013 ) (%)

İSO İLK 500 FİRMA

2013

2014

2013

2014

Kauçuk Sektörü

İSO İLK 500

Üretimden Satışlar ( Net )

5.205

5.460

383.036

421.156

4,9

10,0

Satış Hasılatı ( Net )

5.853

6.090

454.991

472.548

4,0

3,9

Brüt Katma Değer

1.263

1.528

131.008

130.847

20,9

-0,1

Öz Sermaye

1.992

1.967

179.900

193.972

-1,2

7,8

Net Aktifler

4.670

4.879

418.177

450.837

4,5

7,8

249

349

22.137

27.097

40,1

22,4

Dönem Karı ( Vergi Öncesi ) İhracat ( 1.000 $ )

1.375

1.398

61.345

61.345

1,7

0,0

Çalışan Sayısı ( Kişi )

9.567

12.759

613.822

639.680

33,4

4,2

Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu

89


PLASFEDDERGİ

ENDÜSTRİDEN

İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN KAUÇUK FİRMALARININ, İMALAT SANAYİ İLK 500 FİRMASI İÇİNDEKİ PAYI : Kauçuk sektöründe faaliyet gösteren ve İSO sıralamasında ilk 500 arasına giren firmaların 2014 yılında İSO 500 büyük firma içindeki payları şu şekilde gerçekleşmiştir ; • Üretimden satışlar payı % 1,4’den % 1,3’e gerilemiş, • Net satış hasılatları payı % 1,3 ile düzeyde kalmış, • Yaratılan brüt katma değerin payı % 1,0’dan % 1,2’ye yükselmiş, • Öz sermaye toplamlarının payı % 1,1’den % 1,0’e gerilemiş, • Net aktifler toplamının payı % 1,1 ile aynı düzeyde kalmış, • Vergi öncesi dönem karı payı % 1,1’den % 1,3’ yükselmiş, • İhracat toplamının payı % 2,2’den % 2,3’e çıkmış, • Ücretle çalışanlar toplamının payı % 1,6’dan % 2,0’a çıkmıştır.

Kauçuk Sektöründe İlk 500’e Giren Firmaların İmalat Sanayii İlk 500 Firma İçindeki Performans Payları (%) 2013

2014

Üretimden Satışlar ( Net )

1,4

1,3

Satış Hasılatı ( Net )

1,3

1,3

Brüt Katma Değer

1,0

1,2

Öz Sermaye

1,1

1,0

Net Aktifler

1,1

1,1

Dönem Karı ( Vergi Öncesi )

1,1

1,3

İhracat ( 1.000 $ )

2,2

2,3

Çalışan Sayısı ( Kişi )

1,6

2,0

Kaynak : İSO - 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu

PLASTİK SEKTÖRÜNDE İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN FİRMALARIN TOPLAM PLASTİK SEKTÖRÜ İÇİNDEKİ PAYLARI : 2013 yılında ilk 500’e giren plastik firmaları dolar bazında sektör toplam üretiminden % 9, ihracatından da % 19 pay alırken, 2014 yılında, toplam plastik mamul üretiminin % 8’ini toplam plastik mamul ihracatının da % 12’sini gerçekleştirmiştir.

Plastik Sektöründe ilk 500’e Giren Firmaların Toplam Plastik Sektörü İçindeki Payları (Milyon ABD $) 2013

2014

34.224

34.876

3.182

2.767

9

8

Sektörün Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil )

5.611

6.100

İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil )

1.040

724

19

12

Sektörün Toplam Üretim Değeri İlk 500'e Giren Plastik Firmalarının Toplam Üretimleri İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Üretimindeki Payı ( % )

İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Ürün İhracatındaki Payı ( % ) Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu

İSO sıralamasında ilk 500 firma içine giren plastik firmaları, gerek toplam sektör üretiminden gerekse toplam sektör ihracatından her yıl azalan ölçüde pay almaktadır. Bu durum plastik sektöründeki KOBİ düzeyindeki firmaların toplam sektör üretiminde ve ihracatındaki paylarının artış gösterdiğini vurgulamaktadır.

KAUÇUK SEKTÖRÜNDE İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN FİRMALARIN TOPLAM PLASTİK SEKTÖRÜ İÇİNDEKİ PAYLARI : 2013 yılında ilk 500’e giren kauçuk firmaları dolar bazında sektör toplam üretiminden % 87, ihracatından da % 56 pay alırken, 2014 yılında toplam kauçuk mamul üretiminin % 87’sini, toplam kauçuk mamul ihracatının da % 53’ünü gerçekleştirmiştir.

Kauçuk Sektöründe ilk 500’e Giren Firmaların Toplam Kauçuk Sektörü İçindeki Payları (Milyon ABD $) 2013

2014

Sektörün Toplam Üretim Değeri

3.144

3.196

İlk 500'e Giren Plastik Firmalarının Toplam Üretimleri

2.740

2.767

İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Üretimindeki Payı ( % )

87

87

Sektörün Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil )

2.483

2.598

İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil )

1.398

1.375

56

53

İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Ürün İhracatındaki Payı ( % ) Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 90


ENDÜSTRİDEN

PLASFEDDERGİ

İHRACAT PERFORMANSI : İSO sıralamasında ilk 500’e giren firmaların 2013 yılındaki 63,3 milyar dolarlık toplam ihracatları 2014 yılında 61,3 milyar dolara inerek % 3,1 azalmıştır. Buna karşılık plastik ve kauçuk sektöründe ilk 500’e giren firmaların toplam ihracatlarında % 4,3 gerileme görülmüştür. Otomotiv ve yan sanayi, Ana Metal, Elektrikli Tesisat ve Gıda sektörleri toplam ihracattan % 10’un üzerinde yer alırken plastik ve kauçuk firmalarının toplam ihracattan aldıkları pay 2013 ve 2014 yıllarında % 3,7 olarak gerçekleşmiştir.

Öz Kaynak

Aktif Toplamı

Dönem K / Z

FAVÖK

İhracat ( Milyon $ )

1.537

1.723

652

557

1.483

185

356

209

2.055

1.163

1.303

336

297

718

60

128

341

1.766

Naksan Plastik ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.

947

1.170

235

399

1.366

108

150

122

3.105

95

Goodyear Lastikleri T.A.Ş.

909

1.144

217

340

576

56

84

316

1.311

107

Petlas Lastik San. ve Tic. A.Ş.

809

811

-

503

942

-

-

188

2.452

121

Köksan Pet ve Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

747

1.002

-

-

-

-

-

128

-

144

Korozo Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

640

665

-

-

-

-

-

144

857

203

Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.

480

482

90

69

595

3

67

22

751

206

Polinas Plastik San. ve Tic. A.Ş.

475

495

68

123

509

9

28

70

571

215

Süper Film Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

456

463

-

-

-

-

-

16

-

236

Standard Profil Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.

419

435

115

32

578

-38

15

130

2.275

251

Teklas Kauçuk San. ve Tic. A.Ş.

402

445

149

239

338

60

84

160

2.900

252

Kalde Klima Orta Basınç Fittings ve Valf Sanayi A.Ş.

402

505

-

-

-

-

-

-

-

268

Vatan Plastik San. ve Tic. A.Ş.

375

389

-

-

-

-

-

58

388

276

Elif Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

363

373

-

-

-

-

-

-

-

283

Adopen Plastik ve İnşaat Sanayi A.Ş.

358

453

97

181

659

21

66

100

1.050

290

Polibak Plastik Film San. ve Tic. A.Ş.

346

347

-

-

282

-

-

56

-

398

Georg Fischer Hakan Plastik Boru ve Profil San. Tic. A.Ş.

265

276

-

-

-

-

-

-

-

463

Form Sünger ve Yatak San. Tic. A.Ş.

232

239

40

108

183

24

28

10

264

486

Öz-Ka Lastik ve Kauçuk San. Tic. A.Ş.

220

228

58

-

245

26

45

54

-

FİRMALAR

57

BRİSA Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş.

70

Türk Pirelli Lastikleri A.Ş.

90

Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu

91

Çalışan

Net Satışlar

BKD

2014 Sıralama

Üretimden Satışlar

2014 YILINDA İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN PLASTİK VE KAUÇUK FİRMALARI ( Nace : 22 – ISIC : 355 – 356 ) ( Milyon TL )


PLASFEDDERGİ

Barbaros DEMİRCİ

FROM THE INDUSTRY

21 plastic and rubber companies are in İSO (ICI - Istanbul Chamber of Industry) ISO-Top 500 list.

Secretary General PLASFED

ICI Top 500 list, which ranks the top industrial enterprises of Turkey by sales-from-production figures has been announced by İstanbul Sanayi Odası (İSO), Istanbul Chamber of Industry (ICI). 21 companies from the plastic and rubber sector made it to the list. These companies consisted of 14 plastic and 7 rubber companies. The analysis, which was based on the data in ISO Top 500 list reflecting the overall distress of manufacturing sector, demonstrated positive performance in all indicators but those of mean export and gross added value for 2014 in comparison to 2013, while negative development was observed in all indicators of plastic firms ranking in top 500 but sales-from-production and sales revenue indicators.

While a strong recovery was observed in 2014 USA and UK economies, the economic stagnation in Euro zone and Japan was seen to persist. The economic growth of developing countries, which covered Turkey as well, was less than expected. The major reasons for the performance decline in 2014 Turkish economy include low growth rate in the rest of the world, geopolitical risks and the unfavorable effects of the first interest rate increase by FED in 10 years. On the other hand, the most significant factors with unfavorable effects on 2014 Turkish economy are oscillations and dramatic increases in exchange rate and increasing food prices to the contrary of the rest of the world. Oscillations and dramatic increases in exchange rate had an unfavorable impact on the activities and prospective estimations of investing and manufacturing companies. Furthermore, increases in exchange rate and food prices led to a rising inflation rate. Turkish economy was able to grow by 2.1% in 2012, 4.2% in 2013 and a mere 2.9% in 2014. These growth rates, which are well-below the potential growth rate, had an unfavorable impact on the industry sector that constitutes approximately 20% of our overall economy. Hence, industry sector and manufacturing sector had 2014 growth rates of 3.8% and 3.7%, respectively. Private sector industrial enterprises in our country continue borrowing in 2014 as well. The increasing debts of private sector in fact pose a significant vulnerability factor against the country economy. A recession is also observed in the export performance of manufacturing industry. The negative impact of the depression in EU member states reflected itself on the export performance of the sector. The prominent conditions with an unfavorable impact on the 2013 export performance can be listed as majority of growth depending on the domestic demand, inability to discontinue the high level of dependence on imported inputs, increasing risk of exchange rate due to payment intensive in US Dollars for import and in Euro for sales, and intense

export of products within the medium-low technology group. The evaluation has been conducted in consideration of the data in «ICI - Special Issue 2014 for Top 500 Industrial Enterprises of Turkey» and the firms under NACE Rev.2, 2015 Code: 22 «Manufacture of Rubber and Plastic Products» described in Industrial Codes Classification. Facilities manufacturing rubber are classified under ISIC Rev. 2 : 355 code number within NACE 22 while those manufacturing plastic products not elsewhere classified are classified under ISIC Rev. 2 : 356. Despite of their relevance to plastic and rubber sector, companies under different NACE and ISIC code numbers were excluded from the report as their private data could not be obtained. It is seen that a total of 21 companies from plastic and rubber sectors1 ranked in the top 500 in 2014, consisting of 7 from the rubber and 14 from the plastic sector. In consideration of the fact that a total of 23 companies consisting of 7 from the rubber and 16 from the plastic sector made it to the ICI top 500 list in 2013, the number of companies in ISO ranking declined by 2 in plastic sector while rubber sector remained the same in 2014. The leader sector of ICI Top 500 list by the number of companies has become food sector with 100 companies in 2014. Other sectors which ranked in with more than 20 companies consisted of the branches of industry as follows: Base Metals, Minerals, Textile, Automotive and Supply Industry, Electrical Systems, Chemicals and Plastic Industry.

PERFORMANCE COMPARISON OF PLASTIC SECTOR COMPANIES RANKING IN THE TOP 500 Positive performance in all indicators but those of mean export and gross added value for 2014 is seen in top 500 companies in ICI list in comparison to 2013, while negative development is observed in all indicators of plastic firms ranking in top 500 but sales-from-production and sales revenue indicators. -One company asked for anonymity.

1

92


FROM THE INDUSTRY

PLASFEDDERGİ

Changes in Performance of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 (2014 / 2013 ) (Million TL) PLASTIC SECTOR

ISO TOP 500 COMPANIES

Performance Change (%)

2013

2014

2013

2014

Plastic Sector

İSO TOP 500

Sales-from-Production (Net)

6.046

6.088

383.036

421.156

0,7

10,0

Sales Revenue (Net)

6.632

6.857

454.991

472.548

3,4

3,9

549

531

131.008

130.847

-3,4

-0,1

Equity Capital

1.451

880

179.900

193.972

-39,3

7,8

Net Assets

4.618

3.593

418.177

450.837

-22,2

7,8

Profit for Period (Pretax)

-133

165

22.137

27.097

-

22,4

Export (1,000 $)

1.040

724

61.345

61.345

-30,4

0,0

Number of Employees (Person)

11.255

6.986

613.822

639.680

-37,9

4,2

Gross Added Value

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises

THE RATIO OF PLASTIC COMPANIES RANKING IN ICI TOP 500 TO TOP 500 COMPANIES OF MANUFACTURING INDUSTRY: The ratio of plastic companies ranking in ICI Top 500 to ICI Top 500 companies of manufacturing industry for 2014 is as follows; • The ratio of sales-from-production declined from 1.6% to 1.4%, • Net sales revenue ratio remained stable as 1.5%, • The ratio of gross added value generated remained stable as 0.4%, • The ratio of sum of equity capitals declined from 0.8% to 0.5%, • The ratio of net assets declined from 1.1% to 0.8%, • The profit for pretax period increased from -0.6% to 0.6%, • The ratio of total export declined from 1.7% to 1.2%, • The ratio of total paid employees declined from 1.8% to 1.1%.

Performance Ratios of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 to the Top 500 Companies of Manufacturing Industry ( % ) Sales-from-Production (Net)

2013

2014

1,6

1,4

Sales Revenue (Net)

1,5

1,5

Gross Added Value

0,4

0,4

Equity Capital

0,8

0,5

Net Assets

1,1

0,8

Profit for Period (Pretax)

-0,6

0,6

Export (1,000 $)

1,7

1,2

Number of Employees (Person)

1,8

1,1

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises

PERFORMANCE COMPARISON OF RUBBER SECTOR COMPANIES RANKING IN THE TOP 500 Positive performance in all indicators but those of mean export for 2014 is seen in top 500 companies in ICI list in comparison to 2013, while positive performance is observed in all indicators of rubber firms ranking in top 500 but equity capital indicators.

Changes in Performance of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 (2014 / 2013 ) (Million TL) RUBBER SECTOR

ISO TOP 500 COMPANIES

Performance Change (%)

2013

2014

2013

2014

Rubber Sector

İSO TOP 500

Sales-from-Production (Net)

5.205

5.460

383.036

421.156

4,9

10,0

Sales Revenue (Net)

5.853

6.090

454.991

472.548

4,0

3,9

Gross Added Value

1.263

1.528

131.008

130.847

20,9

-0,1

Equity Capital

1.992

1.967

179.900

193.972

-1,2

7,8

Net Assets

4.670

4.879

418.177

450.837

4,5

7,8

Profit for Period (Pretax)

249

349

22.137

27.097

40,1

22,4

Export (1,000 $)

1.375

1.398

61.345

61.345

1,7

0,0

Number of Employees (Person)

9.567

12.759

613.822

639.680

33,4

4,2

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises

93


PLASFEDDERGİ

FROM THE INDUSTRY

THE RATIO OF RUBBER COMPANIES RANKING IN ICI TOP 500 TO TOP 500 COMPANIES OF MANUFACTURING INDUSTRY: The ratio of rubber companies ranking in ICI Top 500 to ICI Top 500 companies of manufacturing industry for 2014 is as follows; • The ratio of sales-from-production declined from 1.4% to 1.3%, • Net sales revenue ratio remained stable as 1.3%, • The ratio of gross added value generated increased from 1.0% to 1.2%, • The ratio of sum of equity capitals declined from 1.1% to 1.0%, • The ratio of gross added value generated remained stable as 1.1%, • The profit for pretax period increased from 1.1% to 1.3%, • The ratio of total export increased from 2.2% to 2.3%, • The ratio of total paid employees increased from 1.6% to 2.0%.

Performance Ratios of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 to the Top 500 Companies of Manufacturing Industry ( % ) 2013

2014

Sales-from-Production (Net)

1,4

1,3

Sales Revenue (Net)

1,3

1,3

Gross Added Value

1,0

1,2

Equity Capital

1,1

1,0

Net Assets

1,1

1,1

Profit for Period (Pretax)

1,1

1,3

Export (1,000 $)

2,2

2,3

Number of Employees (Person)

1,6

2,0

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises

THE RATIO OF PLASTIC SECTOR COMPANIES RANKING ON ICI TOP 500 TO THE OVERALL PLASTIC SECTOR: While plastic companies ranking in the top 500 in 2013 had a share of 9% in total sector production and 19% in export in Dollar basis, these for 2014 had a share of 8% in total plastic product manufacture and 12% in total plastic product export.

The ratio of plastic sector companies ranking on ICI Top 500 to the overall plastic sector: (Million USD) 2013

2014

34.224

34.876

3.182

2.767

9

8

Total Product Exported by Sector (inclusive of Raw Materials)

5.611

6.100

Total Products Exported by the Companies Ranking in Top 500 (inclusive of Raw Materials)

1.040

724

The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Products Exported by Sector (%)

19

12

Total Production Value of Sector Total Production of Plastic Companies Ranking in Top 500 The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Sector Production (%)

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises Plastic companies which rank in ICI Top 500 have an ever-decreasing share in total sector production and total sector export on an annual basis. This situation emphasizes the increase of shares belonging to SME-level plastic companies in total sector production and export.

THE RATIO OF PLASTIC SECTOR COMPANIES RANKING ON ICI TOP 500 TO THE OVERALL RUBBER SECTOR: While rubber companies ranking in the top 500 in 2013 had a share of 87% in total sector production and 56% in export in Dollar basis, these for 2014 had a share of 87% in total plastic product manufacture and 53% in total plastic product export.

The ratio of rubber sector companies ranking on ICI Top 500 to the overall rubber sector: (Million USD) 2013

2014

Total Production Value of Sector

3.144

3.196

Total Production of Plastic Companies Ranking in Top 500

2.740

2.767

87

87

Total Product Exported by Sector (inclusive of Raw Materials)

2.483

2.598

Total Products Exported by the Companies Ranking in Top 500 (inclusive of Raw Materials)

1.398

1.375

The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Products Exported by Sector (%)

56

53

The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Sector Production (%)

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises 94


FROM THE INDUSTRY

PLASFEDDERGİ

EXPORT PERFORMANCE: Total export by companies ranking in ICI Top 500 in 2013 corresponding to 63.3 billion USD declined by 3.1% to 61.3 billion USD in 2014. However, a decline by 4.3% was observed in the total export of plastic and rubber sector companies ranking in top 500. While automobile and supply industry, base metal, electrical systems and food sectors had a share over 10% in export, share of plastic and rubber companies in total export was 3.7% for 2013 and 2014.

Net Sales

GVA

Equity Capital

Total Assets

P / L for Period

EBITDA

Export (Million $)

Employees

1.537

1.723

652

557

1.483

185

356

209

2.055

1.163

1.303

336

297

718

60

128

341

1.766

Naksan Plastik ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.

947

1.170

235

399

1.366

108

150

122

3.105

95

Goodyear Lastikleri T.A.Ş.

909

1.144

217

340

576

56

84

316

1.311

107

Petlas Lastik San. ve Tic. A.Ş.

809

811

-

503

942

-

-

188

2.452

121

Köksan Pet ve Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

747

1.002

-

-

-

-

-

128

-

144

Korozo Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

640

665

-

-

-

-

-

144

857

203

Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.

480

482

90

69

595

3

67

22

751

206

Polinas Plastik San. ve Tic. A.Ş.

475

495

68

123

509

9

28

70

571

215

Süper Film Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

456

463

-

-

-

-

-

16

-

236

Standard Profil Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.

419

435

115

32

578

-38

15

130

2.275

251

Teklas Kauçuk San. ve Tic. A.Ş.

402

445

149

239

338

60

84

160

2.900

252

Kalde Klima Orta Basınç Fittings ve Valf Sanayi A.Ş.

402

505

-

-

-

-

-

-

-

268

Vatan Plastik San. ve Tic. A.Ş.

375

389

-

-

-

-

-

58

388

276

Elif Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.

363

373

-

-

-

-

-

-

-

283

Adopen Plastik ve İnşaat Sanayi A.Ş.

358

453

97

181

659

21

66

100

1.050

290

Polibak Plastik Film San. ve Tic. A.Ş.

346

347

-

-

282

-

-

56

-

398

Georg Fischer Hakan Plastik Boru ve Profil San. Tic. A.Ş.

265

276

-

-

-

-

-

-

-

463

Form Sünger ve Yatak San. Tic. A.Ş.

232

239

40

108

183

24

28

10

264

486

Öz-Ka Lastik ve Kauçuk San. Tic. A.Ş.

220

228

58

-

245

26

45

54

-

2014 Ranking

Sales-fromProduction

THE PLASTIC AND RUBBER COMPANIES RANKING IN ICI TOP 500 IN 2014 ( NACE: 22 - ISIC: 355-356) (Million TL)

FIRMS

57

BRİSA Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş.

70

Türk Pirelli Lastikleri A.Ş.

90

Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises

95


PLASFEDDERGİ

BREAKING NEWS

AGENDA (COVER)

A total of 10.2 million TL have been spent at these centres from 2008, the commencement of initial activities, until the end of 2014 and as of the end of 2014, the number of personnel, employed at these centres has reached 20 thousand 725.

-Analyses have just begun

Research And Development (R&D) or breaking away from the future Turkey in “do or die” stage R&D and innovation are not sufficient to exist within the current industrial structure. The base element is to have a place in the shaping world of the future. Even though it is not quite discussed in Turkey, the entire world is preparing for “Industry 4.0” or “Second Machine Age”. Until very recently, a report or an article has been issued concerning Machine to Machine (M2M) or Internet of Things (IoT). In fact, speculations on the “whys” creating these phenomena have been mulled over for a long time. The notion of “Information Era” has been almost renounced in naming the new age. The Europeans, including the EU, use “Industry 4.0” and the USA, for MIT-based studies, on the other hand, use “2nd Machine Age” for naming the new “era”. The critical matter of debate of this new “era” is towards “which states” would be the driving force of this era inasmuch as its framework. The launch of a period, which surpasses industry, has been already acknowledged by everyone. Those who launched the said are the “industrialized” states. The critical matter of fact here is that a state, who have missed out on the inception of industrial age, can become industrialized if made an effort. However, for a state, who have missed out on the inception of Industry 4.0, to catch up on an Industry 4.0 state by “striving” is harder than industrializing due to the generated productivity difference.

-R&D is a must for sustainable development In almost every corner of the world, paths for transition to productivity and products with high added value, which rank top at quests on economy, are sought. Information of every stage, beginning from the design of products, the highest added value is targeted. After the globalization, even though the products can be manufactured in different geographies, the added value, within the brand fact, passes over to the country of origin of the title holder. It is not an unknown fact anymore that being a sub-manufacturer does not eliminate the risk and this possibility can be slided to other manufacturing yards at any moment.

-Government approach to R&D The incentives towards R&D and innovation investments, previously only provided in the manner of Technology Development Zones (Technopolis) and limited with procurement of sites, have been extended with financial incentives. Fundamentally, the 5746 numbered Law on Support of Research and Development Activities regulated the establishment of “R&D Centres”, which aim to discipline personnel employment advantage and R&D processes in order to increase the efficiency of incentives. Within the process, the number of required personnel to open a R&D centre has been lowered to 30. Many local and foreign companies or enterprises, which want to exclusively steer towards to this area for the purpose of performing R&D centre, have established 162 R&D centres.

Analyses in respect of supports provided under the name of various programs have been commenced as of 2015. According to the program, issued by the 62th Government, an analysis will be performed towards the results of all of the R&D incentive activities, the outcomes and whether the results are successful. The incentives will be reviewed based on the aforesaid analysis.

The new era of R&D and innovation: Industry 4.0 or 2nd Machine Age The “extraordinary growth” in the last 30 years of data processing technologies and telecommunication was debated on the notion of globalization however the situation has changed in the past 10 years. This is due to the fact that the assumption of “the processor capacity will double every two years”, which is also known as the Moore Law and narrated and afterwards confirmed by Gordon Moore, one of the founders of Intel, in an article published in 1965. The processor model, launched to the market once in every two years, is several times more developed than the former. So, what does that mean? According to those working on Industry 4.0, none of the industrial products will not resemble “themselves” due to data processing technologies, nano-technolgy and biotechnology contents. All of them will get smarter-differentiate. The “new jobs and processes”, formed with these products, will become extraordinarily efficient and competitive. Plastic will not be plastic, metal will not be metal anymore because the processors with such power will have the capacity to smarten every “thing” they are utilized for. The countries “candidates” to perform this process are, on the other hand, Australia, Canada, Germany, Israel, Japan, South Korea and the USA. Turkey is not even within the candidate countries.

-Not a new sector but a field of application The Industry 4.0 or 2nd Machine Age of the world does not mean the emergence of “new sectors”. The three technological advancement fields seem to effect certain sectors and fields by effecting all of the remaining sectors and technologies. (The terms sector and effect have been used for multiple times and is not easy on the ear) The three technological advancement fields can be sorted as 1) Various technologies involving biotechnology and nanotechnology 2) Material science and technology and 3) Information Technologies (IT). The developments within the three technology fields are the key elements, which smarten everything and every process together with the increasing processor capacity and transform into something else.

-Turkey has fallen behind The analysis towards the 16 application to three main field in the “The Global Technology Revolution 2020, In-Depth Analyses” report published by RAND, has revealed which countries are closer to using and developing these technologies. Accordingly, the chance of Turkey for now has been revealed to be next to “nothing”. The information that Australia, Canada, Germany, Israel, Japan, South Korea and USA will be able to develop and use application in connection with these technologies until the year of 2020 is included in the report. The countries, who relatively have the potential to catch up to this process, following the foregoing have been revealed as China, Russia,

96

Poland and India. Turkey, on the other hand, falls within the “low-potential and challenged” countries category way behind the said countries.

Esteemed members,

sector

We held the “2nd Ordinary General Assembly Meeting” of PLASFED, which have spread with the collaboration of the increasing number of associations joining under our umbrella each passing day, on June 11th, 2015 with the participation of representatives of 8 Selçuk Aksoy Chairman / Turkish Plastics member association with the newly joined associIndustrialists’ Federation ations. The decision for Greetings from PLASFED me to keep my office as the Chairman of Board of Directors, which I have performed with great honour as a result of the election at the meeting, which we shared our organization activities and studies performed within the first period and evaluated the up-to-date status of the sector. We will continue to perform our studies, which oversee the benefit of our sector with the same desire and excitement and your powerful support in the second period, during which Hüseyin Semerci and Erol Paksu were elected as ViceChairman of Board of Directors and Reha Gür assigned as Member and Murat Kökoğlu as Secretary Member. The steps which will enhance the forward looking positive expectations of companies to be taken immediately, the companies to make investments such as machinery – equipment, R&D, technology advancement and innovation, by taking the positive contribution on the economy and development of country of companies within the manufacturing industry growing by increasing their profitability into consideration and acceleration of incentive infrastructure establishment which will ensure the export of products with high added value to the world are amongst the priorities. Therefore, the swiftly forming of a consistent government, which takes the developments around the world and within the political and economic conjuncture of Turkey into consideration, is of dire importance in terms of our country and society. Turkey and our sector does not have a minute to spare.

Hello from PLASFEDMAGAZINE 10th issue of PLASFEDMAGAZINE is here! With its classification of being a news magazine, we want it to become the media organ of our sector and we aim to reach all the external stakeholders of our sector besides the members of it. Our federation, Plastics Industrialists’ Federation - PLASFED and the rooSelçuk Gülsün Head of Editorial Board of ted NGO, Plastics Industrialists’ Association have PLASFEDMAGAZINE Vice President of Turkish held their General MeePlastics Industrialists’ As- tings incandescently. You can find the news about sociation - PAGDER both General Meetings within the pages of our magazine. We will continue pulling out all the stops during the new term. I hope to contribute to our sector with your support as the Head of Editorial Board of PLASFEDMAGAZINE. In this issue, we have talked over R&D and innovation subjects which we hope you would like


BREAKING NEWS

to read as the cover story. We have tried to provide you some information about the financing opportunities that you can benefit as you can see from the headings. What is Industry 4.0 bringing to our sector? RAND from U.S.A. talks about 3 distinct development fields that will arise from Industry 4.0. These fields are listed as:

sufficient control of foreign source cheap and some of which are unsanitary products entering domestic market lead us to trouble. Our rate of growth is below 5 per cent, calculated as the potential growth of our country and in fact the contribution of the industry is extremely limited to the aforesaid stinted growth.

What comes to mind when glancing at Turkey’s largest industrial organizations list

1) Various technologies containing biotechnology and nanotechnology 2) Material science and technology and 3) IT technologies It’s asserted that “developments” in these three fields will change all the processes ranging from raw material to product, and to distribution and sales after production. According to RAND, there are some countries having the “capacity to develop” in these three fields and the transformation has started in these countries already.

The attendance and enthusiasm at our General Assembly has provided with additional responsibilities and motivation.

As you all know, the disputes at our nongovernmental organizations rise and general assembly attendances reach peak levels in the process of management change and when there is more than one list. In the case of a single list, the attendance drops and the enthusiasm Reha Gür burns out with the unChairman PAGDER – Plastic Industri- derstanding of a definite general assembly. alists’ Association

The record attendance and the enthusiasm shown during our General Assembly, held on June 11th, in spite of a single list, have doubled and taken our ambition and motivation to a higher level in the path of service which we set out on with determination while embarking additional responsibility and further manufacturing mission. I would like to once again express my appreciation for the trust and courtesy you have shown to my colleagues and I at the 36th General Assembly of PAGDER, one of the oldest non-governmental organizations of our country. We, as the representatives of plastics sector, which the world’s most environmentalist, efficient and innovative material manufacturing sector, set out to produce environment-friendly, efficient and innovative service and projects prioritizing humans in the trace of plastic.

Let’s grow with courageous but deliberate steps We have entered a new period in the postelection era. We elected our new Assembly, to perform its duties with a high density of foreign economic and political risks, with regard to our country. We wish it to be Yunus Karakaş Chairman / Association of for the best interest of Ankara Plastics Industrial- our country. In the same period, the general asists (APSD) sembly of PLASFED, our Federation, has conducted an important study and we have prepared for the upcoming period. Our country’s economy has been struggling to grow for some time now. Our entrepreneurs and businesses are unable to grow at a sufficient pace. Our structural issues, access to financing, unfair competition created by off-the-record and low standard manufacturers, uncontrolled or in-

PLASFED, the umbrella organization of plastic sector and which we are happy to be a member of since its establishment, has successfully completed another general assembly. Our Geİlker Biliktü Chairman/Association neral Assembly was held of Bursa Plastics and in an environment where Packaging Industrialists ideas were presented and (BURPAS) manners of study for the upcoming period were discussed. We were once again glad to be together and collaborate with our associates. Our country has completed the election process with a high percentage attendance, as it should be in democratic countries and the new period Members of Parliament and our Assembly have begun their studies. Our expectation is towards an operation period with prioritizing the industrialization-oriented structural reforms of our country. Turkey’s largest 500 industrial organization list, prepared according to classification of production sales, has been declared by the Istanbul Chamber of Industry. When considered in terms of Bursa, the number of Bursa based companies increased from 33 to 41 in 2014, according to the previous 2013 data year. I would like to once again congratulate all of our industrialists, notably our industrialists of Bursa.

Setting new goals

Selahattin Onatça Chairman/ÇUKUROVA PLASDER - Çukurova Plastics Industrialists’ Association

Our umbrella organization PLASFED has completed its general assembly within a comprehensive and satisfactory environment of stream of thoughts. We have also elected our new Members of Parliament very recently. The elections are the most picturesque common activity of the democratic life style. We wish it to be for the best interest of our country.

Adana and Çukurova region has been an important production centre throughout the History. Agriculture, industry and naturally a culture has sprung from the regions fertile lands. It became one of the prominent basins of our country within the industrialization period, which gained momentum with the foundation of Republic. It provided a home to many of Turkey’s many pivotal industrial organizations. Now, we are at a turning point where we are setting a new approach towards regional to national and national to global competition environment. Setting a new approach at the sectoral basis would be the most rational path, as there is no possibility to avoid competition at neither local nor national level. Competition has spread to the whole world. Our competitors are operating in Montreal or Sydney, not in Ağrı or Edirne! It would not be wrong to state that in the upcoming 10 years of our business world, the goals will go through a fundamental change and primary concerns will be nothing similar to today’s concerns.

97

PLASFEDDERGİ

We have to act on common sense

There are certain structural and sectoral issues, which need to be addressed of our sector, which have displayed a significant growth up to day; to be active in industrialism under such conditions with facing many current issues such as raw material, empErol PAKSU loyment and tax burden, Chairman/EGEPLASDER unfair competition, inAegean Plastic Industrial- surance difficulties, loan ists Solidarity Association costs, energy issues is an important display of heroics. It is a must to act with a single common voice, in an environment surrounded by problems. The views of the industrialists should also be taken in constituting laws and legislations. In fact, the matter of legislation, encountered within the last months concerning import of raw material and brought the sector to a halt, was able to be resolved through intensive dialogue. This situation also brought to mind the fact that the sector could not be taken to the decision makers in time and adequately in terms of sustainability. Therefore, the plastic-rubber sector, addressed within the chemical industry, should be organized as a separate assembly in the presence of Turkish Union of Chambers and Commodity Exchange (TOBB) and the attempts initiated for a more weighted and effective representation in chambers and stock exchange should be continued. It is of vital importance for all Chambers of Industry and institutions related with the sector to form a solution oriented coalition and arrive at a consensus in representation of NGOs in public and every single NGO must be more active and result oriented. It is a loss of energy and resource for our sector and a defective practice when different NGOs separately perform similar works. More effective results can be achieved in common issues, which will be revived with collocation under the federation, a higher form of umbrella organization.

Regional analysis of incentive programs should be conducted Our country has left behind another election. The results were the outcome of people’s choice and a new allocation of assembly was formed. I wish the elections to bear fruitful results both Murat Kökoğlu for our people and busiChairman/GAPLASDER ness world and eventually Southeastern Plastic and for our country. We have Chemical Industry also witnessed important Association developments in the past few months with regard to GAPLASDER. We hosted the workshop, with the contributions of our Federation, PLASFED, and Gaziantep Chamber of Industry, which aimed to shed a light to the future of our sector. We would like to once again extend our thanks to all of our friends for their contribution and attendance. I, also, would like to underline that the General Assembly of our umbrella organization, PLASFED, has successfully come to a conclusion. Regional development programs have been implemented in Turkey for a while now. There is also a strategy based general framework of these programs, re-enforced with high rate investment and employment (and implicitly, management) incentives. Nevertheless, there is a lack of outcome analysis concerning the results of these programs. A general analysis has been initiated however in our opinion, generation of also regional results is a must. Sufficient information will not be able to be provided for revisions if such regional results are overlooked.


PLASFEDDERGİ

BREAKING NEWS

We believe we can make ourselves heard even better with PLASFED One of the significant developments of the year 2015 as Rubber Association is to become a member of the brother plastic industry umbrella organization, PLASFED, the successful works of which we have been following closely. We believe that there is strength in numbers and we can make ourselves heard Nurhan Kaya even better on national Chairman Rubber Association and international platforms, if we stand together. Consequently, we became a member of the Federation and participated in the new management of PLASFED by attending to the congress, held on June 11th, 2015 with our colleagues from Board of Directors of Rubber Association. We wish success to Mr. Selçuk Aksoy, who was re-elected to the Chairmanship of Board of Directors and whose work we follow only with appreciation, Mr. Hüseyin Semerci and Mr. Erol Paksu, who were elected to Vice-Chairmanship of Board of Directors, Reha Gür, who was elected to Accounting Membership and Secretary Murat Kökoğlu. We have complete belief that being in solidarity for resolving the sectoral problems will bear positive results. We, as industrialists, monitor the postelection developments of our country with caution and concern. Our desire is for the endeavours to form the government to be concluded as soon as possible and that this atmosphere of uncertainty is eliminated. Industrialists are those who are effected the most from the atmospheres of instability. The decrease in demand in an atmosphere, where those who will buy and invest to utter the words, “let’s see how it turns out!” would naturally slow down the production rate. We, as the industrialists, felt the shortage in demand all together. The atmosphere of instability will certainly harm the country and economy. We hope that this atmosphere can be scattered as soon as possible and we will not be have to pay the heavy tall of the chaos it will cause in respect of economy.

It is not too late to establish a new environment strategy Our Federation, PLASFED, of which we are one of the founders, have initiated a new term of operation with a successful general assembly. We will continue our activities by gradually incYusuf Özkan reasing our efficiency as Chairman/Association of the umbrella organization Kayseri Plastics Business of the sector within this Owners (KAYPİDER) new term. The General Elections of Members of Parliament were also underway in our Country. I, wholeheartedly wish it to be for the best. A sustainable, stable growth-industrialisation is a goal that the whole world is striving for. Within the scope of the notion of sustainability, on the other hand, the production methods, which are not only environment-friendly and but also protects the environment and recover the damage given. Plastics, unfairly, are subject to rampage in this manner. Each and every plastic product, entered to the recycling process by its end-user, in other words not dumped and left to the garbage collection facilities is the most favourable product in terms of environment.

World composite sector convened in paris!

Within the framework of the collaboration, we have been maintaining with the plastic sector under the roof of the Plastic Industrialists Federation (PLASFED), our association has attended to the “Strategic Initiative Workshop for Şekip AVDAGİÇ Composites Industrial- Future Design of Plastic ists Association Chair- Sector”, organized by this man, Board of Directors term PLASFED member GAPLASDER, together with many representatives of the plastic sector and supported a study, during which the weaknesses of the sector were discussed in detail. The 5th meeting of the Plastic, Rubber and Composite Technical Sub-Committee, which was established within the body of R.T. DirectorateGeneral of Industry of Ministry of Science, Industry and Technology, for to generate solutions to the problems of the sector, was held within the last period and the current problems of the sector were addressed together with the ministry authorities. Our association came together with the plastic sector at the seminar on “Recent Developments in the Plastic Sector”, another topic of study organized by the Istanbul Chamber of Industry (ISO), for to detect and resolve current problems of the sector and found the opportunity to share the problems and solution proposals in detail by means of mutual exchange of views. PLASFED successfully completed the 2nd Ordinary General Assembly

Selçuk Aksoy was re-elected to the Chairmanship of PLASFED The umbrella organization of the plastic sector, PLASFED (Plastic Industrialists Federation) held its 2nd Ordinary General Assembly Meeting in Istanbul. The decision to continue with the management of Selçuk Aksoy, who has successfully performed the duty of Chairmanship of Board of Directors during the first term, was given as a result of the election called with a single list during the meeting. A manifest was also read and presented for the attention of the public, at the meeting, during which the sector and organizational activities were evaluated. The remark, “We are acceding to protest the prejudiced movements against our sector and influentially respond to misperceptions, injustices and problems as a single unit. We will always continue to give voice to the importance, unknown benefits and contribution to the country and economy of plastic, which is an indispensable product for our daily lives and many sectors with a high added value” was emphasized in the manifest, read by Selçuk Aksoy. Selçuk Aksoy stated the following in his speech, during which he emphasized his gratitude for embracement of the General Assembly by every stakeholder: “First of all, I would like to emphasize that three or five years ago we held this general assembly with five associations but now that number has increased to 8. This is a success which we must all feel very proud of. I feel like I should state this once again, this is a success that is also admired by the outsiders. We, as the plastic industria-

98

lists, are striving to bring together our members, from all around Turkey no matter their size, under a single roof. The Federation is not an isolated notion, it is name which you have created by coming together. We are all a part of this structure. You are the federation itself.

Strategical initiatives workshop for future design of plastic sector:

Solution proposals have been developed for 7 areas of problem PLASFED and member associations held a workshop, hosted by GAPLASDER, towards the problems of the sector and solution proposals with the prominents of the sector in Gaziantep. The result report of the workshop has also been published. All of the items proposed during the brainstorming and group work sessions were included in the report. The most regarded 7 problems and solution proposals came into prominence. The plan on “how and when the problems will be resolved” was also prepared in light of the solution proposals. Amongst the problems foreign-source dependency on raw material, unable to manufacture product with high added value, unfair competition, energy costs, insufficiency of leader personnel, R&D insufficiency, absence of university-industry collaboration were regarded as problems of top priority. Incentives, training of qualified personnel and branding were specifically emphasized as for the solution proposals.

PAGDER completed its 36th Ordinary General Assembly with record attendance Reha Gür era in PAGDER

The Ordinary General Assembly of PAGDER – Plastic Industrialists Association, one of the first non-governmental organization within the private sector of Turkey, during which the 36th Term management of PAGDER was determined, came to a conclusion with a record attendance. The new Management and members of Supervisory Board were determined at the election called with a single list. The General Assembly was held in a form of brainstorming, where the problems of the Turkish plastic sector were discussed. Hüseyin Semerci, who handed over the “badge of Chairmanship” to Reha Gür, thanked everyone who contributed to the organization as of its establishment be referring to PAGDER as a “magnificent 60 year old plane tree”. Semerci, apart from the unjust interventions towards the sector, contributing to the marketing force of the sector with scientific methods and creating investment areas, provided information on the “Plastics Recycled to Housing” campaign, developed for to generate positive attitude towards the sector. Reha Gür, who was elected as the Chairman, on the other hand stated, “My objective will be to raise the standards, which have been gradually increasing at every turn, to an even higher level during my term of office. I will take a result oriented practice as basis which will strengthen the unity and solidarity of our sector and enable a swifter growth and development” during his speech.

Turkish plastic construction material manufacturers grossed a 7.3 billion Dollars of production PLASFED, within an analysis conducted towards the 2014 plastic construction materials


BREAKING NEWS

sector, clarified that export of Turkish manufacturers, compared to the previous year, increased by 2.7 per cent and that 39 per cent of the whole manufacture was exported. Despite the decrease in manufacture value of manufacturing of plastic construction materials, increase on amount basis has been witnessed. Foreign trade surplus has reached 1 billion 421 million TL. The Turkish plastic construction materials sector, despite the domestic market slowdown, has successfully ended the year of 2014. The sector exported 39 per cent of the manufactured 1.8 billion ton product. An analysis, prepared by the PLASFED General Secretary, Barbaros Demirci, on plastic construction materials of 2014 has been published. According to this analysis, together with the effect of domestic market developments in 2014, manufacturing increased by 1.6 per cent on amount basis and decreased by 1.6 per cent on value basis and accrued as 7 billion 345 million Dollars. Rubber Association Chairman Nurhan Kaya:

“Turkey must establish synthetic rubber facility at once” Rubber Association Chairman Nurhan Kaya, by pointing out that Turkey is dependent on import at a rate of 98 per cent for rubber raw material, has exerted that alongside with the development purchasing methods for cheap product procurement of the sector, the domestic production of synthetic rubber is a requisite. Rubber Association Chairman Nurhan Kaya remarked that they demand the urgent establishment of a synthetical rubber facility, which is amongst the priorities of the sector with the public support after indicating that Turkey has the capacity to establish such a facility.

General economic slowdown is also effecting the plastic sector The slowdown in growth rate of the Turkish economy is also effecting the plastic sector. PLASFED General Secretary Barbaros Demirci stated within his assessment in the light of the data regarding the first 4 month period of 2015 that the growth on amount basis will continue increase at the end of the year, when compared to the previous year, however a fall in the value of manufacturing in Dollars may be witnessed due to reasons such as parity effect, etc. Plastic product manufacturing, which ended with 8 million 92 thousand tons and 34.2 billion Dollars in 2013, was emphasized to have increased by 2 per cent to 8 million 234 thousand tons and 34.9 billion Dollars within the scope of the assessment conducted by Barbaros Demirci

PAGDER raises environmental awareness through “Çöp Çetesi” musical play PAGDER’s “Plastics Transforming to Home (Yuvaya Dönüşen Plastikler)” campaign, which gains public appreciation and aims to fight against the prejudices for plastics and industry, expands with side events. PAGDER supports a play which is designed

by “Çöp Çetesi” theatre group that stage didactic plays, for children aged 4-10, in which worldfamous toy characters act, by travelling in a huge garbage truck. “Çöp Çetesi” kids’ musical, which is supported in order to raise recycling culture and dissolving at source awareness at an early age, and to promote and develop the project, has been introduced to sector. Opinions and ideas were received during this narrow-scoped event in order to determine the possible scenario changes and to improve the play. The show was performed on April 25 in Bayrampaşa Kültür Salonu.

BURPAS is expanding with new members Bursa Plastic and Packaging Industrialists Association is increasing its reach with new members. BURPAS has once again organized its traditionalized iftar program for its members and plastic sector representatives. BURPAS Chairman İlker Biliktü, who gave a speech at the iftar program, which brought the sector members together, emphasized that they have been trending towards the matter of professional training within the recent years and have taken successful steps. Biliktü stated, “Our goal, both within the scope of the professional trainings and trips abroad, is to outline the problems concerning our sector and support the R&D studies within the sector.”

DISCUSSION Chairman of SOCAR of Turkey (CEO) Kenan Yavuz:

“We should meet at common interests” Kenan Yavuz, who is the Chairman of SOCAR of Turkey, which incorporates Turkey’s rooted company PETKİM, and is a board member of PETKİM, emphasized that a comprehensive localization program has been recently executed within the integration of oil refinery petro-chemistry – power - logistics through the investments of the company. As for the raw material problem of the plastics industry, Yavuz, underlining the necessity that an approach, whereby common interests will be optimized, should be identified, stresses the significance of the naphtha to be produced in STAR refinery. Yavuz, who underlines that the ultimate objective of the “integration” on PETKİM peninsula is the implementation of “Chemistry Industry Park (Kimya Endüstri Parkı)” which may be the most comprehensive illustration of clustering in Turkey, stated that a result of this would be providing security for capacity increase and new facility investments. Kenan Yavuz, informed PLASFEDDERGİ about the details of the investments in PETKİM and PETKİM peninsula.

DISCUSSION One of the most important supporters of PAGDER Plastics Transforming to Home (PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler) campaign and Hepsiburada Category Director Onur Bayhan:

“There is a huge place for plastic in PET (domestic animals) products.” The biggest online shopping company of Turkey Hepsiburada (hepsiburada.com), pet (domestic animals) products Category Director Onur Bayhan stressed that a great deal of pet products,

99

PLASFEDDERGİ

apart from food, consists of plastic products. However; Bayhan, who stated that they also noticed that a great amount of them was imported, emphasized that they were willing to work with local manufacturers and they were open to a convenient business environment. Expressing that Hepsiburada has supported social responsibility and sensitivity projects of especially pet category and that they donated 15 tons of food every year, Bayhan stated that kennels produced within the PAGDER Plastics Transforming to Home campaign have been present in the online shop. We talked about manufacturing plastic products for pets, details of online retailing, advice for those who wish to take place in this sector and hepsiburada.com with Onur Bayhan.

DISCUSSION Communication and Public Relations Director of BASF Turkey Middle East and North Africa Region Arzu Deniz Aksoy:

“For us, education has an important role in institutional social responsibility”

Celebrating its 150th foundation anniversary, BASF is in its 135th year in Turkey. BASF, which manages 34 countries from its Turkey office, is known for its important steps in institutional social responsibility. Its institutional social responsibility projects, which are based on sustainability, are collected under three main titles as charities, cultural and educational. BASF, caring especially for educational activities, is also among the most important and constant supporters of Transforming to Home (Yuvaya Dönüşen Plastikler) campaign which is one of the most comprehensive social responsibility activities of plastics industry. Communication and Public Relations Director of BASF Turkey Middle East and North Africa Region Arzu Deniz Aksoy explained BASF’s 150th year, its activities and institutional social approaches to PLASFEDDERGİ.

REPORT 21 plastic and rubber companies have taken place in İSO 500 list. İSO 500 list which is prepared by İstanbul Chamber of Industry (İSO) and in which the biggest 500 industrial enterprise of Turkey are enumerated as per their production and sales data has been released. 21 plastic and rubber companies have taken place in the list. Of all 21 companies in the list, 14 are plastic and 7 are rubber companies. Through the analysis carried out according to the data provided by Barbaros DEMİRCİ İSO 500 list, in which Genel Sekreter general problems of the PLASFED manufacturing industry are observed, in contrast with 2013, a decrease is observed in all indicators, but sales from production and sales revenue in 2014 although the plastic companies in the first 500 exhibited a positive performance in all indicators, but approximate export and gross value added.





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.